EN A land of newspapers: every day, 327 daily newspapers are published in Germany.
英語 の "could read newspapers" は、次の トルコ語 単語/フレーズに翻訳できます。
EN A land of newspapers: every day, 327 daily newspapers are published in Germany.
TR Gazeteler ülkesi: Almanya’da her gün 327 günlük gazete çıkıyor.
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
daily | günlük |
day | gün |
of | her |
EN "It provided the required functionality that we were looking for. We could rapidly deploy new devices, we could push standard configurations on all our devices and we could maintain control"
TR "Aradığımız gerekli işlevselliği sağladı. Yeni cihazları hızla devreye alabilir, tüm cihazlarımızda standart konfigürasyonları zorlayabilir ve kontrolü elimizde tutabiliriz."
英語 | トルコ語 |
---|---|
required | gerekli |
functionality | işlevselliği |
rapidly | hızla |
new | yeni |
devices | cihazlar |
standard | standart |
all | tüm |
and | ve |
control | kontrol |
EN "It provided the required functionality that we were looking for. We could rapidly deploy new devices, we could push standard configurations on all our devices and we could maintain control"
TR "Aradığımız gerekli işlevselliği sağladı. Yeni cihazları hızla devreye alabilir, tüm cihazlarımızda standart konfigürasyonları zorlayabilir ve kontrolü elimizde tutabiliriz."
英語 | トルコ語 |
---|---|
required | gerekli |
functionality | işlevselliği |
rapidly | hızla |
new | yeni |
devices | cihazlar |
standard | standart |
all | tüm |
and | ve |
control | kontrol |
EN One group could search for commercial flooring services on Google while the other could search for residential flooring services, and both of them could arrive at your site.
TR Bir grup Google'da ticari zemin kaplama hizmetlerini ararken diğeri konut zemin kaplama hizmetlerini arayabilir ve her ikisi de sitenize ulaşabilir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
group | grup |
commercial | ticari |
services | hizmetlerini |
your site | sitenize |
and | ve |
both | de |
of | her |
the | bir |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN With statutory decrees, 53 newspapers, 37 radio, 34 TVs, 20 magazines, 6 news agencies and 29 printing houses have been shut down and at least 2,500 journalists have become unemployed.
TR OHAL dönemi boyunca, toplam 179 medya kuruluşu (53 gazete, 34 TV, 37 radyo istasyonu, 20 dergi, 6 haber ajansı ve 29 yayınevi) kapatıldı.
英語 | トルコ語 |
---|---|
radio | radyo |
and | ve |
news | haber |
with | boyunca |
EN The amount of revenues distributed to newspapers for ads and announcements is only indicated in the Institution’s activity report, but this report is not shared with the public.
TR Gazetelere ne kadar ilan ve reklam geliri dağıtıldığı sadece kurumun faaliyet raporunda belirtiliyor ama bu rapor da kamuoyuna açıklanmıyor.
英語 | トルコ語 |
---|---|
ads | reklam |
activity | faaliyet |
report | rapor |
this | bu |
in | da |
but | ama |
and | ve |
to | kadar |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN Flexo printing, like letterpress printing, is one of the relief printing processes and is used for printing newspapers, books and packaging, particularly for high-quality food packaging.
TR Flekso Baskı, kitap baskısı gibi rölyef baskı yöntemlerinden biri olup gazete, kitap, ambalaj ve özellikle nitelikli gıda ambalajlarının baskısı için kullanılır.
英語 | トルコ語 |
---|---|
printing | baskı |
used | kullanılır |
books | kitap |
packaging | ambalaj |
food | gıda |
particularly | özellikle |
the | olup |
and | ve |
for | için |
EN Our clients include corporations, celebrities, sportspeople, political figures, influential or high-net-worth individuals, as well as newspapers, broadcasters and publishers.
TR Moroğlu Arseven’in müvekkil profili çeşitlilik gösterir: Gazeteler, haberciler ve yayıncıların yanı sıra şirketler, ünlüler, sporcular, politik figürler…
英語 | トルコ語 |
---|---|
political | politik |
newspapers | gazeteler |
EN Less print versions and more digital newspapers
TR Basılı gazete sayısında azalma, dijital gazete sayısında artış
英語 | トルコ語 |
---|---|
digital | dijital |
EN An overview with the most important facts about newspapers and media consumption in Germany.
TR Almanya’da gazete ve medya tüketimi konusunda başlıca olgular.
英語 | トルコ語 |
---|---|
and | ve |
media | medya |
consumption | tüketimi |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN - Complimentary newspapers and personalized wake-up calls
TR - Ücretsiz gazeteler ve kişiye özel uyandırma çağrıları
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
and | ve |
EN Media world diversity: Once there was only TV, radio and newspapers.
TR Çeşitlilik sunan bir medya dünyası: Eskiden sadece TV, radyo ve gazeteler vardı.
英語 | トルコ語 |
---|---|
newspapers | gazeteler |
world | dünyası |
tv | tv |
media | medya |
radio | radyo |
and | ve |
EN Readership of printed newspapers: 56 per cent of the German-speaking population.
TR Basılı gazetelerin ulaştığı okuyucu oranı: Almanca konuşan halkın yüzde 56’sı.
英語 | トルコ語 |
---|---|
of | ın |
printed | basılı |
per cent | yüzde |
german | almanca |
EN Readership of printed and digital newspapers: 84.6 per cent of the German-speaking population.
TR Hem basılı hem dijital gazetelerin ulaştığı okuyucu oranı: Almanca konuşan halkın yüzde 84,6’sı.
英語 | トルコ語 |
---|---|
digital | dijital |
printed | basılı |
per cent | yüzde |
german | almanca |
the | hem |
EN Radio, television and printed newspapers now have an incredible number of competitors, including a great variety of small start-ups
TR Radyo, televizyon ve basılı gazetelere gelen rakiplerin ardı arkası kesilmiyor - bunda sayısız küçük start-up’ın da rolü yüksek
英語 | トルコ語 |
---|---|
radio | radyo |
television | televizyon |
number | sayısı |
competitors | rakiplerin |
great | yüksek |
small | küçük |
printed | basılı |
and | ve |
including | da |
EN An overview with the most important facts about newspapers and media consumption in Germany.
TR Almanya’da gazete ve medya tüketimi konusunda başlıca olgular.
英語 | トルコ語 |
---|---|
and | ve |
media | medya |
consumption | tüketimi |
EN Above all, public service broadcasters and also the websites of daily newspapers have been registering record-breaking audience and access figures since the pandemic broke out.
TR Özellikle kamusal kaynaklardan desteklenen yayın organları ve aynı zamanda günlük gazetelerin online sayfaları’’, pandeminin ortaya çıkmasından bu yana rekor düzeyde izleyici sayılarına ulaştı.
英語 | トルコ語 |
---|---|
public | kamusal |
of | ın |
daily | günlük |
record | rekor |
the | aynı |
and | ve |
been | bu |
EN Editorial offices of newspapers, broadcasters and research networks make an important contribution with their fact-checks
TR Önemli bir katkıyı, gazetelerin ve radyo televizyon kanallarının yazı kurulları ve ayrıca haberlerin gerçekliğini sınayan araştırma ağları sağlıyor
英語 | トルコ語 |
---|---|
research | araştırma |
and | ve |
of | bir |
EN The Cosmo study conducted by the University of Erfurt shows that especially in times of crisis people in Germany like to use traditionally credible media sources such as daily newspapers and public service broadcasting
TR Erfurt Üniversitesi Cosmo Analizine göre Alman medya kullanıcıları özellikle kriz dönemlerinde günlük gazeteler ve kamu radyo ve televizyonları gibi geleneksel olarak güven uyandıran medya kanallarına yöneliyor
英語 | トルコ語 |
---|---|
crisis | kriz |
use | kullan |
traditionally | geleneksel |
daily | günlük |
newspapers | gazeteler |
public | kamu |
especially | özellikle |
media | medya |
by | göre |
the | alman |
as | gibi |
and | ve |
EN The major German newspapers are focusing on the formation of a new government and the entry of the right-wing populist Alternative für Deutschland (AfD) into parliament.
TR Alman Federal Meclis seçimleri neden AGİT tarafından gözlenecek? George Tsereteli cevabını açıklıyor.
英語 | トルコ語 |
---|---|
a | a |
of | tarafından |
EN Less print versions and more digital newspapers
TR Basılı gazete sayısında azalma, dijital gazete sayısında artış
英語 | トルコ語 |
---|---|
digital | dijital |
EN German TV stations and newspapers do have quite a few prominent journalists from immigrant families
TR Alman radyo ve televizyonlarında ve gazetelerinde göçmen ailelerden gelen tanınmış gazetecilere rastlamak da mümkün
英語 | トルコ語 |
---|---|
and | ve |
EN Many national daily newspapers and public service broadcasters also battle against the spread of fake news
TR Aynı şekilde pek çok ulusal gazete ve kamusal yayın kuruluşu programı da sahte haberlerin yayılmasına karşı verilen mücadelede önemli bir rol üstleniyor
英語 | トルコ語 |
---|---|
national | ulusal |
public | kamusal |
fake | sahte |
many | pek |
and | ve |
the | aynı |
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
英語 | トルコ語 |
---|---|
could | olabilecek |
other | diğer |
of | ın |
our services | hizmetlerimizi |
fully | tamamen |
services | hizmetleri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN You could also attend a co-sponsorship meeting or a literature-discussion meeting, or you could set up a new step-work meeting
TR Ayrıca bir ortak sponsorluk toplantısına veya literatür tartışma toplantısına katılabilir veya yeni bir adım-çalışma toplantısı düzenleyebilirsiniz
英語 | トルコ語 |
---|---|
co | ortak |
sponsorship | sponsorluk |
literature | literatür |
discussion | tartışma |
also | ayrıca |
meeting | toplantı |
or | veya |
a | bir |
new | yeni bir |
EN With this tool we were able to find high potential keywords for Oleg Cassini, we could see how competitors were performing for these keywords and it gave us hints on how we could improve our rankings on these specific keywords.
TR SEOMonitor sayesinde, Oleg Cassini’nin yükselmesini sağlayacak potansiyele sahip birçok kelime keşfettik ve aynı zamanda rakiplerin bu kelimelerdeki performansının nasıl olduğunu da görebildik.
英語 | トルコ語 |
---|---|
competitors | rakiplerin |
performing | performans |
high | çok |
and | ve |
this | bu |
it | olduğunu |
how | nasıl |
EN If you?re trying to stick to a budget then the rest of the party could travel in taxis, but you could need up to three cars depending on the size of your party and whether the groom gets a car too.
TR Bir bütçeye bağlı kalmaya çalışıyorsanız, grubun geri kalanı taksilerle seyahat edebilir, ancak partinizin büyüklüğüne ve damadın da araba alıp almamasına bağlı olarak en fazla üç araca ihtiyacınız olabilir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
could | olabilir |
size | büyüklüğüne |
budget | bütçeye |
in | da |
travel | seyahat |
need | ihtiyacınız |
to | geri |
car | araba |
a | bir |
depending | bağlı olarak |
and | ve |
EN Voluntary apps could soon play an important role in stopping the spread of the coronavirus. These three platforms could help to achieve that.
TR Gönüllü kullanılan aplikasyonlar yakında koronavirüsün engellenmesinde önemli bir rol oynayabilirler . Bu üçü bu konuda yararlı olabilir..
英語 | トルコ語 |
---|---|
soon | yakında |
role | rol |
coronavirus | koronavirüs |
these | bu |
voluntary | gönüllü |
important | önemli |
EN Making the wrong decision could mean that you could need to re-invest in IT sooner than expected if you don?t design for growth and scalability.
TR Yanlış karar vermek, büyüme ve ölçeklenebilirlik için tasarım yapmazsanız, BT’ye beklenenden daha kısa sürede yeniden yatırım yapmanız gerekebileceği anlamına gelebilir.
英語 | トルコ語 |
---|---|
decision | karar |
design | tasarım |
growth | büyüme |
wrong | yanlış |
re | yeniden |
invest | yatırım |
and | ve |
to | anlamına |
for | için |
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
英語 | トルコ語 |
---|---|
could | olabilecek |
other | diğer |
of | ın |
our services | hizmetlerimizi |
fully | tamamen |
services | hizmetleri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
英語 | トルコ語 |
---|---|
could | olabilecek |
other | diğer |
of | ın |
our services | hizmetlerimizi |
fully | tamamen |
services | hizmetleri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
英語 | トルコ語 |
---|---|
could | olabilecek |
other | diğer |
of | ın |
our services | hizmetlerimizi |
fully | tamamen |
services | hizmetleri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
英語 | トルコ語 |
---|---|
could | olabilecek |
other | diğer |
of | ın |
our services | hizmetlerimizi |
fully | tamamen |
services | hizmetleri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
英語 | トルコ語 |
---|---|
could | olabilecek |
other | diğer |
of | ın |
our services | hizmetlerimizi |
fully | tamamen |
services | hizmetleri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
英語 | トルコ語 |
---|---|
could | olabilecek |
other | diğer |
of | ın |
our services | hizmetlerimizi |
fully | tamamen |
services | hizmetleri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
英語 | トルコ語 |
---|---|
could | olabilecek |
other | diğer |
of | ın |
our services | hizmetlerimizi |
fully | tamamen |
services | hizmetleri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
英語 | トルコ語 |
---|---|
could | olabilecek |
other | diğer |
of | ın |
our services | hizmetlerimizi |
fully | tamamen |
services | hizmetleri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
50翻訳の50を表示しています