TR Amerikan Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Topluluğu ve Kümes Hayvanları Bilim Birliği yakın zamanda Elsevier'e ve tam altın yol açık erişime geçiş yapmış olan cemiyetlerden ikisidir.
Terjemahkan "zamanda" ke Jerman
Menampilkan 50 dari 50 terjemahan frasa "zamanda" dari Turki ke Jerman
Terjemahan dari zamanda
"zamanda" dalam Turki dapat diterjemahkan ke dalam kata/frasa Jerman berikut:
Terjemahan Turki ke Jerman dari zamanda
Turki
Jerman
DE Die American Society for Biochemistry and Molecular Biology und die Poultry Science Association sind nur zwei Gesellschaften, die vor kurzem den Wechsel zu Elsevier und zum vollen Gold-Open-Access vollzogen haben.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| bilim | science |
| elsevier | elsevier |
| tam | vollen |
| altın | gold |
| açık | open |
| erişime | access |
| geçiş | wechsel |
| e | zu |
TR Access, yalnızca oturum açıp kapatmanızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda korumalı uygulamalarınızda yapılan herhangi bir isteği günlüğe kaydetmenize olanak tanır.
DE Access ermöglicht Ihnen, jede einzelne in Ihren geschützen Anwendungen gestellte Anfrage zu protokollieren – nicht nur das An- und Abmelden.
TR Bu yöntemi kullanarak aynı zamanda bağlantı kurmayan mention’ları da bulabilirsiniz. Yalnızca marka adınızı aratın.
DE Auf die gleiche Weise kannst du auch Websites finden, auf denen du erwähnt aber nicht verlinkt wirst. Suche dazu einfach nach deinem Markennamen.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| aynı | gleiche |
TR Araştırma işi benzersiz bir iştir. Olasılıklarla doludur ama aynı zamanda pek çok zorluk içerir.
DE Die Forschungsbranche ist einzigartig. Sie steckt voller Möglichkeiten, jedoch auch voller Herausforderungen.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| benzersiz | einzigartig |
| ama | jedoch |
TR İhtiyacınız Olan Yerde ve Zamanda Birinci Sınıf Bilgiler
DE Hochkarätiges Fachwissen, wann und wo Sie es benötigen
| Turki | Jerman |
|---|---|
| ve | und |
TR Aynı zamanda nihai makalenin okuyucuları da kendilerini çalışmanın tekrarlanabilir olduğu konusunda daha emin hisseder, çünkü başlangıçtaki çalışma tahminleri ve analiz planları bağımsız olarak incelenmiştir.
DE Gleichzeitig können die Leser des abschließenden wissenschaftlichen Beitrags sicherer sein, dass die Arbeit reproduzierbar ist, da die anfänglichen Studienvorhersagen und Analysepläne von unabhängiger Seite überprüft wurden.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| çalışma | arbeit |
| bağımsız | unabhängiger |
TR Karmaşık rahatsızlıklara ve komorbiditelere sahip hastaları yönetirken, aynı zamanda yeni ilaçları ve tedavileri anlamanız gerekiyor
DE Sie müssen neue Medikamente und bahnbrechende Therapien verstehen und gleichzeitig mit Patienten mit komplizierten Beschwerden und Komorbiditäten umgehen
| Turki | Jerman |
|---|---|
| ve | und |
| aynı | mit |
| yeni | neue |
TR Tekrar baskılar doğru sağlık uzmanlarına doğru zamanda ulaşmak isteyen pazarlamacılar için ideal bir çözümdür.
DE Nachdrucke sind eine ideale Lösung für Marketingexperten, die zum richtigen Zeitpunkt die richtigen medizinischen Fachkräfte erreichen möchten.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| ulaşmak | erreichen |
| isteyen | möchten |
| ideal | ideale |
TR <strong>Yeni keşfedilen</strong> — yakın zamanda veritabanımıza eklenmiş sorgular.
DE <strong>Neu entdeckte</strong> — Suchbegriffe, die wir vor Kurzem in unsere Datenbank aufgenommen haben.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| yeni | neu |
TR Aynı zamanda, son derece tecrübeli 15k adet SEO takıntılı pazarlamacıyla fikir alışverişi yapabileceğiniz özel bir Facebook topluluğu olan <strong>Ahrefs Insider</strong>’a da erişim elde edeceksiniz.
DE Du erhältst auch Zugriff auf <strong>Ahrefs Insider</strong>, unsere private Facebookgruppe, in der du dich mit Ideen und Fragen an 15.000 SEO-fanatische Marketingexperten mit viel Erfahrung wenden kannst.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| aynı | mit |
| seo | seo |
| fikir | ideen |
| ahrefs | ahrefs |
| erişim | zugriff |
TR NVIDIA’nın CVD ilkelerini uygulamak, müşterilerimizin güvenliğini sağlarken aynı zamanda kamuoyuna ifşa sürecini koordine etmemize ve bildiren kişilere keşifleri için uygun bir şekilde teşekkür etmemize olanak tanır.
DE Die Einhaltung der CVD von NVIDIA ermöglicht es uns, unsere Kunden zu schützen und gleichzeitig öffentliche Offenlegungen zu koordinieren und den meldenden Personen für ihre Entdeckung entsprechend zu danken.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| nvidia | nvidia |
TR Foursquare, tamamen kendi isteğine bağlı olarak, herhangi bir kişi veya kuruluşa hizmetleri sunmayı reddedebilir ve herhangi bir zamanda uygunluk kriterlerini değiştirebilir.
DE Foursquare kann nach alleinigem Ermessen jeglichen natürlichen oder juristischen Personen die Services jederzeit verweigern und die Kriterien für die Berechtigung zu deren Nutzung jederzeit ändern.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| veya | oder |
| uygunluk | berechtigung |
| kriterlerini | kriterien |
TR Foursquare aynı zamanda hiçbir yükümlülüğü olmadan veya bildirimde bulunmadan bazı özellikleri ve hizmetleri sınırlandırabilir veya sizin Hizmetlere tümüyle veya bir bölümüne erişiminizi sınırlandırabilir
DE Foursquare darf auch ohne Vorankündigung oder Haftung bestimmte Funktionen oder Services einschränken oder Ihren Zugriff auf Teile der oder sämtliche Services begrenzen
| Turki | Jerman |
|---|---|
| olmadan | ohne |
| sizin | ihren |
| bir | auf |
| erişiminizi | zugriff |
TR Sitechecker Denetimini haftada bir kez çalıştırmaya karar verdik ve bu aynı zamanda SEO sonuçlarımızın iyileştirilmesine de katkıda bulundu
DE Wir entschieden uns, das Sitechecker Audit einmal pro Woche laufen zu lassen und es trug ebenfalls zur Verbesserung unserer SEO-Ergebnisse bei
| Turki | Jerman |
|---|---|
| sitechecker | sitechecker |
| ve | und |
| seo | seo |
TR Başlamak veya sorularınızı sormak icin bizimle iletişime geçin. Size en kısa zamanda geri dönüş yapacağız.
DE Schreibe uns, um mit Taboola loszulegen oder um Antworten auf deine Fragen zu erhalten – wir melden uns schnellstmöglich bei dir.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| veya | oder |
| sormak | fragen |
| size | dir |
TR NVIDIA bu materyallerde veya burada açıklanan ürünlerde herhangi bir zamanda, önceden bildirmeden değişiklik yapabilir, ancak Materyalleri güncelleme konusunda hiçbir taahhütte bulunmaz.
DE NVIDIA kann die hierin beschriebenen Produkte jederzeit ohne vorherige Ankündigung ändern, macht jedoch keinerlei Zusagen bezüglich der Aktualisierung der Materialien.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| nvidia | nvidia |
| bir | die |
| önceden | vorherige |
| yapabilir | kann |
| ancak | jedoch |
| materyalleri | materialien |
| konusunda | bezüglich |
| hiçbir | keinerlei |
TR Sadece önce oynamakla kalmayın, aynı zamanda en uygun döviz kuruna sahip bir bölgeden oyunu satın alarak tasarruf etmiş olun.
DE Erhalten Sie als erster Zugriff auf bestimmte Spiele, die in manchen Ländern auch deutlich günstiger verkauft werden.
TR Aynı zamanda, ilettiğiniz bilgiler hiçbir şekilde şifrelenmez ve Wi-Fi yönlendiricisinin kendisi çevrimiçi deneyiminizi neredeyse korumaz
DE Dabei werden die von Ihnen übermittelten Informationen nicht verschlüsselt, und der Wi-Fi-Router selbst schützt Ihr Online-Erlebnis fast nicht
| Turki | Jerman |
|---|---|
| bilgiler | informationen |
| hiçbir | nicht |
| çevrimiçi | online |
| neredeyse | fast |
TR Whoer VPN'nin ücretsiz sürümü, reklam olmadan, tüm işlevlerle, yoğunluk ve zaman kısıtlamaları olmadan çalışan bir VPN'ye ve aynı zamanda Hollanda'da 1 Mbps hızında bir sunucuya sahiptir.
DE Die kostenlose Version von Whoer VPN ist werbefrei, bietet alle Funktionen ohne Beschränkungen bei Datenverkehr und Zeit sowie einen Server in den Niederlanden mit einer Geschwindigkeit von 1 Mbit/s.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| vpn | vpn |
| ücretsiz | kostenlose |
| olmadan | ohne |
| sunucuya | server |
| sahiptir | ist |
TR Whoer VPN tüm işlevlerle, yoğunluk ve zaman kısıtlamaları olmadan çalışan bir VPN'ye ve aynı zamanda Hollanda'da 1 Mbps hızında bir sunucuya sahiptir.
DE Die kostenlose Version von Whoer VPN, bietet alle Funktionen ohne Beschränkungen bei Datenverkehr und Zeit sowie einen Server in den Niederlanden mit einer Geschwindigkeit von 1 Mbit/s.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| vpn | vpn |
| olmadan | ohne |
| sunucuya | server |
TR Mailfence sadece bir hizmet değil, aynı zamanda çevrimiçi gizliliği yeniden kazanmak için dünya çapında bir hareketin bir parçasıdır. Savaşımıza katılın. Her şeyi şifrele!
DE Mailfence ist nicht nur ein Dienst, sondern Teil einer weltweiten Bewegung mit dem Ziel, die Online-Privatsphäre wiederzuerlangen. Unterstützen Sie uns in unserem Kampf. Verschlüsseln Sie alles!
| Turki | Jerman |
|---|---|
| mailfence | mailfence |
| hizmet | dienst |
| çevrimiçi | online |
| gizliliği | privatsphäre |
TR Anahtar depomuz, bir anahtar çifti oluşturmanıza ve aynı zamanda zaten var olan OpenPGP anahtar çiftinizi içe aktarmanıza izin verir
DE Unser Schlüsselspeicher ermöglicht es Ihnen, ein Schlüsselpaar zu erstellen, aber auch Ihr bereits bestehendes OpenPGP Schlüsselpaar zu importieren
| Turki | Jerman |
|---|---|
| oluşturmanıza | erstellen |
TR Kötü niyetli etkinlikleri izleyin, tehditleri en kısa zamanda yüzeye çıkarın ve hemen harekete geçin.
DE Halten Sie Ausschau nach bösartigen Aktivitäten, erkennen Sie Bedrohungen so schnell wie möglich und ergreifen Sie sofortige Maßnahmen.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| tehditleri | bedrohungen |
| kısa | schnell |
| ve | und |
TR Aynı zamanda, hangi iletilerinizin istenmeyen olarak işaretlendiğini görmek için e-posta adresini ve alanını popüler e-posta sunucularının listeleriyle karşılaştırır.
DE Es vergleicht auch deine E-Mail-Adresse und Domain mit den Listen gängiger E-Mail-Server, um zu sehen, welche deiner Nachrichten als Spam markiert werden.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| adresini | adresse |
| ve | und |
TR Yedeklemeler ödeme aşamasında veya satın alma işleminin ardından herhangi bir zamanda bulut barındırma planına eklenebilir
DE Backups können beim Checkout oder jederzeit nach dem Kauf zu deinem Cloud-Hosting-Paket hinzugefügt werden
| Turki | Jerman |
|---|---|
| veya | oder |
| bulut | cloud |
TR Bizim denetçimiz, anahtar kelimeye göre yalnızca bir URL, konum ve hacim değil, aynı zamanda ülke kodunu, dili, Google Adwords’te tıklama başına maliyet ve rekabet düzeyini de verir
DE Unser Ranking Check gibt nicht nur URL, Position und Volumen nach Keyword an, sondern auch Ländercode, Sprache, Kosten pro Klick und Wettbewerbsstufe in Google Adwords
| Turki | Jerman |
|---|---|
| bizim | unser |
| anahtar | keyword |
| url | url |
| konum | position |
| ve | und |
| dili | sprache |
| tıklama | klick |
| maliyet | kosten |
| verir | gibt |
TR Trust Cüzdan, Sabit coinlerinizi istediğiniz yer ve zamanda harcayabilmeniz için kullanımı kolay bir uygulama sunuyor.
DE Trust Wallet bietet dir eine einfach zu benutztende Anwendung, mit der du deine stablecoins überall und jederzeit ausgeben kannst.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| cüzdan | wallet |
| ve | und |
| kolay | einfach |
| sunuyor | bietet |
TR Bu durum aynı zamanda Stellar üzerindeki gerçek varlıkların forklar nedeniyle oluşacak belirsizliklerden korunduğu anlamına gelir.
DE Stellar bedeutet auch, dass reale Vermögenswerte auf Stellar vor durch Forks verursachten Unsicherheit geschützt sind.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| gerçek | reale |
| anlamına | bedeutet |
TR Bu rahatsızlıklar genellikle fark edilmeden ve tedavisiz olarak devam etmekte ve sıklıkta anneler, çocuklar ve aynı zamanda babalar için trajik ve uzun süreli sonuçlar doğurmaktadır
DE Diese Erkrankungen bleiben häufig unbemerkt und unbehandelt, oft mit tragischen und langwierigen Konsequenzen für betroffene Mütter, Kinder und Väter
| Turki | Jerman |
|---|---|
| bu | diese |
| genellikle | oft |
| ve | und |
| devam | bleiben |
| çocuklar | kinder |
TR Semptomlar hamilelik esnasında herhangi bir zamanda ve doğumdan sonraki ilk 12 ayda görülebilir.
DE Die Symptome können jede Zeit während der Schwangerschaft oder in den ersten 12 Monaten nach der Geburt des Kindes auftreten.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| esnasında | während |
| herhangi | jede |
| zamanda | zeit |
| ilk | ersten |
TR Kendisi aynı zamanda Capital One İcra Kurulunun bir üyesiydi.
DE Sie war außerdem Mitglied des Exekutivausschusses von Capital One.
TR ?Hilton yalnızca küresel otelcilik sektörüne öncülük etmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm dünyada yayılmaya devam eden bir konukseverlik kültürü yaratmıştır
DE „Hilton ist nicht nur Vorreiter in der weltweiten Hotelbranche, sondern hat auch eine Kultur der Gastfreundschaft geschaffen, die überall auf der Welt immer mehr Anerkennung erlangt
| Turki | Jerman |
|---|---|
| konukseverlik | gastfreundschaft |
TR Aracımız, profesyonel bir logo tasarımı oluşturmak için gerekli tüm seçenekleri listeler. Dahası, her zaman sadece logoyu değil, aynı zamanda bir kartviziti, sosyal medya kitini, favicon'u ve çok daha fazlasını oluşturabilirsiniz.
DE Unser Tool listet alle erforderlichen Optionen auf, um ein professionelles Logodesign zu erstellen. Außerdem können Sie nicht nur das Logo allein, sondern auch eine Visitenkarte, ein Social Media Kit, ein Favicon und vieles mehr erstellen.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| oluşturmak | erstellen |
| gerekli | erforderlichen |
| seçenekleri | optionen |
| medya | media |
| ve | und |
TR Sadece dekoratif bir işlevi yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda şirketin geçmişini, müşterilere karşı tutumunu ve bir ürün veya hizmetin kalitesini anlatan anlamsal bir yük taşır
DE Es erfüllt nicht nur eine dekorative Funktion, sondern trägt auch eine semantische Last, die über die Geschichte des Unternehmens, die Einstellung gegenüber Kunden und die Qualität eines Produkts oder einer Dienstleistung berichtet
| Turki | Jerman |
|---|---|
| işlevi | funktion |
| yerine | sondern |
| müşterilere | kunden |
| kalitesini | qualität |
TR Sizinle birlikte parlak, akılda kalıcı, ancak aynı zamanda göze batmayan ve orijinal bir logo oluşturmaktan mutluluk duyacağız.
DE Gerne erstellen wir gemeinsam mit Ihnen ein helles, einprägsames, aber gleichzeitig unauffälliges und originelles Logo.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| ve | und |
| logo | logo |
TR Evinizde işler ne sıklıkla bozulur? Çoğunlukla, ekipman, maaştan daha uzun bir süre önce olduğunda ve yeni bir tane satın almak için yeterli para olmadığında, en uygun olmayan zamanda başarısız olur
DE Wie oft brechen Dinge in Ihrem Haus? Oft fällt die Ausrüstung im ungünstigsten Moment aus, wenn es noch lange vor dem Gehalt liegt und einfach nicht genug Geld vorhanden ist, um eine neue zu kaufen
| Turki | Jerman |
|---|---|
| sıklıkla | oft |
| uzun | lange |
| yeni | neue |
| yeterli | genug |
| uygun | einfach |
| olmayan | nicht |
TR Engine, tüm önemli oyun ayarlarınızın üstesinden gelirken aynı zamanda bilgisayarınıza çok az yük olmak için tasarlanmıştır.
DE Engine ist darauf ausgerichtet, deine Gaming-Ausstattung nicht stark zu beeinträchtigen und gleichzeitig alle wichtigen Gaming-Einstellungen zu verwalten.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| tüm | alle |
| önemli | wichtigen |
| oyun | gaming |
| olmak | ist |
TR Bulut ve yapay zekanın gücünden yararlanan teknolojimiz, müşterilerin tüm kanallardaki pazarlama, satış ve hizmet deneyimlerini birleştirirken aynı zamanda çalışan deneyimlerini de geliştiriyor
DE Unsere Technologie verknüpft im Zusammenspiel mit der Cloud und KI die Kundenkommunikation über Marketing, Vertrieb und Service hinweg auf jedem Kanal und verbessert gleichzeitig die Mitarbeitererfahrung
| Turki | Jerman |
|---|---|
| bulut | cloud |
| tüm | jedem |
| hizmet | service |
| aynı | mit |
TR Bu sanatçının önümüzdeki zamanda yakınında herhangi bir etkinliği yok.
DE Dieser Künstler hat keine anstehenden Events in deiner Nähe.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| bir | in |
TR Güvenlik konusunda tam anlamıyla Sıfır Güven yaklaşımı sergilemek için yasaklı kullanıcılardan kaynaklanan riski ortaya çıkarın ve sıra dışı davranışlar konusunda analistlere en erken zamanda bilgi verin
DE Decken Sie Bedrohungen durch nicht genehmigte Benutzer auf und alarmieren Sie Analysten bei ungewöhnlichen Verhaltensweisen zum frühestmöglichen Zeitpunkt nach der Entdeckung, um einen echten Zero-Trust-Ansatz für Ihre Sicherheit umzusetzen.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| sıfır | zero |
| ve | und |
TR Claremont’un yakın zamanda yenilenmiş geçmiş misafir odaları bir dinlenme ve huzurlu inziva atmosferi yaratmak için benzersiz bir şekilde tasarlanmıştır
DE Die kürzlich renovierten Gästezimmer des Claremont bestechen durch eine einzigartige Einrichtung und sorgen für ein entspanntes und ruhiges Ambiente
TR Denver’da kurulan the Fray, 2002 senesinde vokalde ve piyanoda Isaac Slade, yine vokalde ve aynı zamanda gitarda Joe King tarafından kuruldu. The Fray, bu iki okul arkadaşının bir gün kü… Devamını oku
DE The Fray ist eine vierköpfige amerikanische Indie Rock-Band aus Denver. Werdegang: 2002 gründeten Isaac Slade (Gesang, Piano) und Joe King (Gesang, Gitarre) die Band. Mit Unterstützung … mehr erfahren
| Turki | Jerman |
|---|---|
| devamını | mehr |
TR Açık bir İnternet sadece mükemmel bir hizmet sağlarken aynı zamanda kullanıcılarının gizliliğine saygı gösteren bir ISP seçmelerine müsaade eden gerçekten rekabetçi bir pazar ile mevcut olacaktır.
DE Ein Offenes Internet wird einzig auf einem wahrhaft wettbewerbsorientierten Markt existieren, der es Nutzern erlaubt, einen Internetanbieter auszuwählen, der Ihre Privatsphäre respektiert und gleichzeitig exzellenten Service bietet.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| hizmet | service |
| pazar | markt |
| olacaktır | wird |
| kullanıcıların | nutzern |
TR Bu dava sadece ifade özgürlüğünü sağlamak için bir savaş değil, aynı zamanda küresel ticaret, uluslararası anlayış ve sonunda barış ve refah için bir stratejidir.
DE Es geht nicht nur darum, für das Sicherstellen der freien Meinungsäußerung zu kämpfen, sondern es geht um eine Strategie für den weltweiten Handel, internationale Verständigung und im Endergebnis um Frieden und Wohlstand.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| değil | nicht |
| ticaret | handel |
| ve | und |
| barış | frieden |
| refah | wohlstand |
TR Sektör lideri, gerçek bir müşteri deneyimi, bir vizyon değildir. Bir tutkudur. İşleri doğru ürünün, doğru pazara, doğru zamanda taşınmasına bağlı olan müşterilerimiz için bir tutku.
DE Wirklich branchenführende Kundenzufriedenheit ist keine Vision. Es ist eine Leidenschaft. Eine Leidenschaft für unsere Kunden, deren Geschäft davon abhängt, die richtigen Produkte zur richtigen Zeit auf den Markt zu bringen.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| müşteri | kunden |
| vizyon | vision |
| değildir | keine |
| zamanda | zeit |
TR İster daha iyi erişilebilirlik için ister 36 sayfalık araştırma makalesi yazmak olsun, doğru bilgileri doğru zamanda aktarmaya güveniyoruz
DE Ob es um eine bessere Zugänglichkeit oder um das 36-seitige Forschungspapier geht, wir sind darauf angewiesen, die richtigen Informationen zur richtigen Zeit zu vermitteln
| Turki | Jerman |
|---|---|
| olsun | sind |
| bilgileri | informationen |
| zamanda | zeit |
TR 2021 içinde, sadece kuruluşunuzla değil, aynı zamanda daha geniş sektör trendleriyle birlikte rekabetin neler yaptığını da bilmeniz gerekir.
DE In 2021 müssen Sie wissen, was nicht nur mit Ihrer Organisation vor sich geht, sondern auch was die Konkurrenz zusammen mit den breiteren Branchentrends macht.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| sadece | nur |
| bilmeniz | wissen |
TR Veri merkezi ortamları daha dinamik ve karmaşık hale geldikçe, birçok kuruluş, maliyetleri düşürüp verimliliği artırırken aynı zamanda kullanılabilirliği iyileştirmeleri için veri merkezi yöneticilerine baskı uygulamaktadır
DE Da die Rechenzentrumsumgebungen dynamischer und komplexer werden, üben viele Organisationen Druck auf die Rechenzentrumsmanager aus, die Verfügbarkeit zu verbessern, gleichzeitig die Kosten zu reduzieren und die Effizienz zu steigern
| Turki | Jerman |
|---|---|
| karmaşık | komplexer |
| maliyetleri | kosten |
| verimliliği | effizienz |
| baskı | druck |
TR Hataya dayanıklı papatya zincirleme halinde bağlama özelliğine sahip akıllı rPDU'lar sadece rPDU bağlantısını basitleştirmekle kalmaz, aynı zamanda ağ zincirinde bir kopma olsa bile verilerin raporlanmasını sağlar.
DE Intelligente Rack-PDUs mit der fehlertoleranten Verkettungsfunktion vereinfachen nicht nur die Rack-PDU-Konnektivität, sondern stellen auch sicher, dass Daten auch dann gemeldet werden, wenn die Netzwerkkette unterbrochen wird.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| akıllı | intelligente |
| aynı | mit |
| zamanda | wenn |
| bile | auch |
| verilerin | daten |
TR Operatörler yalnızca mevcut ağlarına ekleme yapmakla kalmıyor, aynı zamanda 3G ve 4G mimarilerinin en üstünde yeni ağlar oluşturuyor.
DE Betreiber ergänzen nicht nur ihre bestehenden Netzwerke; sie bauen neue Netzwerke auf diesen 3G- und 4G-Architekturen auf.
| Turki | Jerman |
|---|---|
| ve | und |
| üstünde | auf |
Menampilkan 50 dari 50 terjemahan
Arab
Belanda
Cina
Italia
Jepang
Jerman
Korea
Orang Spanyol
Orang Swedia
Orang Vietnam
Perancis
Polandia
Portugis
Rusia
Thai
bahasa Indonesia
bahasa Inggris