EN Your email, passwords, address and more can be exposed, leaving you vulnerable to fraudulent activity.
A {search} angol nyelven a következő török szavakra/kifejezésekre fordítható:
EN Your email, passwords, address and more can be exposed, leaving you vulnerable to fraudulent activity.
TR E-postanız, parolalarınız, adresiniz ve çok daha fazlası açığa çıkabilir ve sizi savunmasız bırakabilir.
angol | török |
---|---|
passwords | parolalar |
more | fazlası |
and | ve |
to | e |
EN Your email, passwords, address and more can be exposed, leaving you vulnerable to fraudulent activity.
TR E-postanız, parolalarınız, adresiniz ve çok daha fazlası açığa çıkabilir ve sizi savunmasız bırakabilir.
angol | török |
---|---|
passwords | parolalar |
more | fazlası |
and | ve |
to | e |
EN Leaving souls without knowledge or literature? Leaving the sick without medicine or sympathy
TR WATAN?ın Gaziantep?te düzenlediği Doğu Guta için bir saat süren oldukça başarılı dayanışma toplantısına Cuma namazının ardından yüzlerce Türk ve Suriyeli katıldı
angol | török |
---|---|
knowledge | ve |
the | bir |
EN You will stop receiving service packs of new features, but much more importantly, you’ll no longer receive security updates, leaving you exposed to breaches and criminal activity.
TR Artık yeni özellikler için servis paketleri almayacaksınız fakat daha da önemlisi, güvenlik güncellemeleri de almayacağınızdan ötürü ihlaller ve suç temelli faaliyetlere karşı açık bir hale gelebileceksiniz.
angol | török |
---|---|
service | servis |
packs | paketleri |
importantly | daha da önemlisi |
security | güvenlik |
features | özellikler |
new | yeni |
updates | güncellemeleri |
no longer | artık |
but | fakat |
and | ve |
EN If you are transferring to Name.com, the time it takes will depend on the registrar you are leaving
TR Name.com'a transfer ediyorsan, bunun için gereken süre ayrıldığın kayıt kuruluiuna bağlı olacaktır
angol | török |
---|---|
time | süre |
name | name |
depend | bağlı |
will | olacaktır |
to | için |
EN This totally depends on the company you use. Most car companies will provide a chauffeur but it is possible to hire a vehicle without, leaving you to drive yourselves!
TR Bu tamamen kullandığınız şirkete bağlıdır. Çoğu araba şirketi bir şoför sağlar, ancak kendi başınıza sürmenize izin vermeden bir araç kiralamak mümkündür!
angol | török |
---|---|
totally | tamamen |
provide | sağlar |
hire | kiralamak |
without | vermeden |
you use | kullandığınız |
this | bu |
company | şirketi |
car | araba |
the | araç |
but | ancak |
depends | bağlıdır |
a | bir |
EN To apply for an apprenticeship you need translated and certified credentials. You can find information about the recognition of school-leaving qualifications at anabin.kmk.org.
TR Mesleki eğitime yerleştirilebilmek için okul mezuniyetinizin çevrilmiş ve onaylı haline ihtiyaç var. Mezuniyetlerle ilgili bilgileri bulabileceğiniz adres: anabin.kmk.org.
angol | török |
---|---|
information | bilgileri |
org | org |
school | okul |
about | ilgili |
need | ihtiyaç |
and | ve |
of | in |
the | var |
EN If you are transferring to Name.com, the time it takes will depend on the registrar you are leaving
TR Name.com'a transfer ediyorsan, bunun için gereken süre ayrıldığın kayıt kuruluiuna bağlı olacaktır
angol | török |
---|---|
time | süre |
name | name |
depend | bağlı |
will | olacaktır |
to | için |
EN We believe security should be simple. ZenMate VPN gives you security, privacy, and peace of mind. Just one click will turn your device from vulnerable to protected and keep cybercriminals away!
TR Güvenliğin basit olması gerektiğine inanıyoruz. ZenMate VPN size güvenlik, gizlilik ve kafa rahatlığı sağlar. Sadece tek bir tıkla cihazınızı koruyacak ve siber suçluları uzak tutacaktır!
angol | török |
---|---|
zenmate | zenmate |
vpn | vpn |
gives | sağlar |
click | tıkla |
away | uzak |
we believe | inanıyoruz |
security | güvenlik |
simple | basit |
privacy | gizlilik |
device | cihaz |
protected | güvenli |
and | ve |
of | in |
just | sadece |
to | tek |
EN You are now leaving Football Manager. Please hit continue to be redirected to the link below.
TR Football Manager'dan ayrılıyorsunuz. Lütfen aşağıdaki bağlantıya yönlendirilmek için devam et'i tıklayın
angol | török |
---|---|
continue | devam |
football | football |
link | bağlantı |
please | lütfen |
the | aşağıdaki |
EN Managed hosting is a custom-made hosting package designed to help you grow your business by leaving hosting management to our professional experts
TR Yönetilen hosting, hosting yönetimini profesyonel uzmanlarımıza bırakarak işinizi büyütmeniz için özel olarak tasarlanmış hosting paketleridir
angol | török |
---|---|
managed | yönetilen |
you | in |
management | yönetimini |
hosting | hosting |
professional | profesyonel |
business | iş |
a | özel |
designed | tasarlanmış |
EN The ChatMix dial then allows you to balance the two audio streams on the fly without ever leaving your game.
TR Sonrasında ChatMix tuşu oyundan ayrılmanıza gerek kalmadan iki ses akışını anlık olarak dengelemenizi sağlar.
angol | török |
---|---|
allows | sağlar |
without | kalmadan |
audio | ses |
EN Safely & effectively transfers microcurrent from device to skin, while enriching it with the antioxidant power of squalane & hydrating hyaluronic acid to firm, renew & replenish - leaving you with a timeless radiance.
TR Mikro akımı cihazdan cilde güvenli, etkili bir şekilde aktarırken cildinizi skualen ve nemlendirici hyaluronik asidin antioksidan gücü ile zenginleştirerek sıkılaştırır, canlandırır. Size bitmeyecek bir parlaklık bırakır.
angol | török |
---|---|
microcurrent | mikro akım |
power | gücü |
to | güvenli |
you | ve |
a | bir |
EN Revives dull, fatigued skin, leaving you with a healthy glow.
TR Donuk ve yorgun bir cildi canlandırır, sağlıklı bir ışıltı kazandırır.
angol | török |
---|---|
you | ve |
healthy | sağlıklı |
a | bir |
EN Helps nourish and soften skin, leaving you with smooth skin that feels supple and replenished.
TR Cildin beslenmesine ve yumuşatılmasına yardımcı olur, esnek ve yenilenmiş hissedilen pürüzsüz bir cilt bırakır.
angol | török |
---|---|
helps | yardımcı olur |
skin | cilt |
smooth | pürüzsüz |
and | ve |
with | bir |
EN Managed hosting is a custom-made hosting package designed to help you grow your business by leaving hosting management to our professional experts
TR Yönetilen hosting, hosting yönetimini profesyonel uzmanlarımıza bırakarak işinizi büyütmeniz için özel olarak tasarlanmış hosting paketleridir
angol | török |
---|---|
managed | yönetilen |
you | in |
management | yönetimini |
hosting | hosting |
professional | profesyonel |
business | iş |
a | özel |
designed | tasarlanmış |
EN If you have just completed a university degree course or a vocational training programme the company will be interested in your university diploma or the certificate from the training organisation as well as your school-leaving certificate
TR Bir yükseköğrenimden ya da meslek eğitimi‘nden yeni mezun olmuşsanız, yükseköğrenim veya mesleki eğitim mezuniyet diplomasına firma ilgi duyacaktır, aynı şey okul diploması için de geçerli
angol | török |
---|---|
vocational | mesleki |
company | firma |
interested | ilgi |
well | yüksek |
school | okul |
training | eğitim |
in | da |
the | aynı |
if | için |
or | veya |
EN You are now leaving Football Manager. Please hit continue to be redirected to the link below.
TR Football Manager'dan ayrılıyorsunuz. Lütfen aşağıdaki bağlantıya yönlendirilmek için devam et'i tıklayın
angol | török |
---|---|
continue | devam |
football | football |
link | bağlantı |
please | lütfen |
the | aşağıdaki |
EN Another interesting feature included in UC Browser is the incognito mode. Thanks to this browsing mode, similar to Chrome’s incognito function, you can surf the Internet without leaving any trail.
TR Diğer bir ilgi çekici özelliği ise kim olduğunu belli etmeyen özelliğidir. Chrome'un kişiyi belli etmeyen özelliğine benzer şekilde bu özellik sayesinde hiç bir iz bırakmadan internette gezinebilirsin.
angol | török |
---|---|
another | diğer |
similar | benzer |
internet | internette |
this | bu |
is | olduğunu |
feature | özelliği |
EN Drawing from the experience we gain in the field, we do awareness raising work to defend basic rights of vulnerable communities and positively impact relevant policy making.
TR Saha çalışmalarında edindiğimiz bilgi ve deneyimle, kırılgan grupların temel haklarının korunması ve ilgili yasal düzenlemeler için kamuoyu oluşturma faaliyetleri yürütüyoruz.
angol | török |
---|---|
field | saha |
basic | temel |
relevant | ilgili |
policy | yasal |
and | ve |
rights | hakları |
of | in |
experience | deneyimle |
to | için |
EN In 2020, we carried out livelihood projects for Syrian and local community members and socioeconomically vulnerable groups
TR 2020 yılında da Suriyeli ve yerel topluluk üyesi, sosyoekonomik yönden hassas gruplara yönelik geçim kaynakları projeleri yürüttük
angol | török |
---|---|
projects | projeleri |
syrian | suriyeli |
vulnerable | hassas |
and | ve |
local | yerel |
in | da |
community | topluluk |
for | yönelik |
EN Covid-19 Pandemic – Cash Support: Support to Life provided one-time cash support of TL 1000 to individuals affected by the pandemic who belonged to the most vulnerable groups
TR Covid-19 Pandemisi – Nakit Desteği: Hayata Destek, salgından etkilenen ve en kırılgan gruplara mensup bireylere bir defaya mahsus 1000 TL’lik nakit desteği sağladı
EN Erhan is one of the participants of the short-term employment project in İstanbul, which we initiated to breathe life into financial state of vulnerable populations especially during the pandemic
TR Erhan, pandemi döneminde ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek için başlattığımız kısa dönemli istihdam projemizin İstanbul'daki katılımcılarından biri
angol | török |
---|---|
participants | katılımcılar |
pandemic | pandemi |
erhan | erhan |
short | kısa |
employment | istihdam |
to | için |
EN How has the COVID-19 pandemic affected vulnerable groups, refugees, women and...
TR Mültecilere yönelik çalışan kişi ve kurumların kapasitelerini artırmak...
angol | török |
---|---|
refugees | mültecilere |
and | ve |
EN This makes them vulnerable to motor damage and premature failure
TR Bu da onları motor hasarına ve erken arızaya açık hale getiriyor
angol | török |
---|---|
motor | motor |
damage | hasar |
and | ve |
this | bu |
EN Support to vulnerable individuals such as children, elderly, people with disabilities or health conditions in order to meet their special needs.
TR Çocuk, yaşlı, engelli, ağır sağlık problemi gibi hassas durumu olan bireylerin ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlama.
angol | török |
---|---|
vulnerable | hassas |
individuals | bireylerin |
health | sağlık |
or | olan |
needs | ihtiyaç |
as | gibi |
EN Thus, apart from vulnerable groups and emergency response, access to free health care for persons under international protection ended
TR Bu da topluluğun sağlık ve eğitim gibi temel hak ve hizmetlerden yararlanmalarını engelledi
angol | török |
---|---|
health | sağlık |
and | ve |
under | da |
response | bu |
to | e |
EN We now had to define a new ‘normal’ and respond to the changing and increasing needs of the most vulnerable among our clients.
TR Artık yeni bir ‘normal’ tanımlamak ve danışanlarımız olan dezavantajlı kesimlerin değişen ve artan ihtiyaçlarına cevap verebilmek zorundaydık.
angol | török |
---|---|
define | tanımlamak |
normal | normal |
increasing | artan |
most | en |
and | ve |
needs | ihtiyaç |
new | yeni bir |
among | bir |
EN With financial support of our partners European Union Civil Protection & Humanitarian Aid and Diakonie Katastrophenhilfe, our Support to Life Hub in Istanbul’s Kucukcekmece district offers a variety of services for vulnerable communities
TR Partnerlerimiz Avrupa Birliği Sivil Koruma & İnsani Yardım ve Diakonie Katastrophenhilfe desteğiyle Küçükçekmece’de faaliyet yürüten Hayata Destek Noktamız'da ekiplerimiz kırılgan kesimlere çeşitli hizmetler veriyor
angol | török |
---|---|
partners | partnerlerimiz |
union | birliği |
civil | sivil |
protection | koruma |
variety | çeşitli |
to | e |
support | destek |
services | hizmetler |
aid | yardım |
and | ve |
to life | hayata |
european | avrupa |
EN Support to Life responds to disasters by means of working to mitigate risks, strengthening capacities and boosting resilience of most vulnerable segments of society
TR Hayata Destek risklerin asgari düzeye indirilmesi için çalışır ve toplumların en zarar görebilir kesimlerinin kapasitelerini güçlendirerek, dirençliliklerini arttırarak afetlere müdahale eder
angol | török |
---|---|
support | destek |
risks | risklerin |
and | ve |
of | in |
most | en |
to | için |
to life | hayata |
EN Support to Life responds to disasters by means of working to mitigate risks, strengthening capacities and boosting resilience of most vulnerable segments of society
TR Hayata Destek risklerin asgari düzeye indirilmesi için çalışır ve toplumların en zarar görebilir kesimlerinin kapasitelerini güçlendirerek, dirençliliklerini arttırarak afetlere müdahale eder
angol | török |
---|---|
support | destek |
risks | risklerin |
and | ve |
of | in |
most | en |
to | için |
to life | hayata |
EN Erhan is one of the participants of the short-term employment project in İstanbul, which we initiated to breathe life into financial state of vulnerable populations especially during the pandemic
TR Erhan, pandemi döneminde ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek için başlattığımız kısa dönemli istihdam projemizin İstanbul'daki katılımcılarından biri
angol | török |
---|---|
participants | katılımcılar |
pandemic | pandemi |
erhan | erhan |
short | kısa |
employment | istihdam |
to | için |
EN Muhammed is one of the participants of the short-term employment project in Adana, which we initiated to breathe life into financial state of vulnerable populations especially during the pandemic
TR Muhammed, pandemi döneminde ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek için başlattığımız kısa dönemli istihdam projemizin Adana’daki katılımcılarından biri
angol | török |
---|---|
participants | katılımcılar |
pandemic | pandemi |
short | kısa |
employment | istihdam |
to | için |
EN Thus, apart from vulnerable groups and emergency response, access to free health care for persons under international protection ended
TR Bu da topluluğun sağlık ve eğitim gibi temel hak ve hizmetlerden yararlanmalarını engelledi
angol | török |
---|---|
health | sağlık |
and | ve |
under | da |
response | bu |
to | e |
EN How has the COVID-19 pandemic affected vulnerable groups, refugees, women and...
TR Mültecilere yönelik çalışan kişi ve kurumların kapasitelerini artırmak...
angol | török |
---|---|
refugees | mültecilere |
and | ve |
EN PROVIDERS STILL HAVE TOO MUCH CONTROL, AND USERS ARE VULNERABLE
TR SAĞLAYICILAR HALA ÇOK FAZLA KONTROLE SAHİP VE KULLANICILAR KORUNMASIZ
angol | török |
---|---|
and | ve |
still | hala |
are | fazla |
EN Providers still have too much control, and Internet users are vulnerable to all sorts of barriers to an Open Internet including “fast lanes” and encryption-blocking technologies
TR Sağlayıcıların hala çok fazla kontrolü söz konusudur ve internet kullanıcıları, "hızlı şeritler" ve şifreleyi bloke edici teknolojileri de içeren Açık İnternet için tüm bariyer türlerine karşı savunmasızdırlar
angol | török |
---|---|
control | kontrolü |
internet | internet |
users | kullanıcıları |
fast | hızlı |
technologies | teknolojileri |
open | açık |
still | hala |
and | ve |
all | tüm |
EN One-on-one conversations allow us to go deeper than we normally would in a meeting, and they let us reach out precisely when we’re most vulnerable
TR Bire bir görüşmeler, bir toplantıda normalde yapacağımızdan daha derine inmemizi sağlar ve tam olarak en savunmasız olduğumuz anlara ulaşmamıza izin verir
angol | török |
---|---|
normally | normalde |
meeting | toplantı |
in | da |
most | en |
allow | izin verir |
let | sağlar |
and | ve |
a | bir |
were | daha |
EN Drawing from the experience we gain in the field, we do awareness raising work to defend basic rights of vulnerable communities and positively impact relevant policy making.
TR Saha çalışmalarında edindiğimiz bilgi ve deneyimle, kırılgan grupların temel haklarının korunması ve ilgili yasal düzenlemeler için kamuoyu oluşturma faaliyetleri yürütüyoruz.
angol | török |
---|---|
field | saha |
basic | temel |
relevant | ilgili |
policy | yasal |
and | ve |
rights | hakları |
of | in |
experience | deneyimle |
to | için |
EN In 2020, we carried out livelihood projects for Syrian and local community members and socioeconomically vulnerable groups
TR 2020 yılında da Suriyeli ve yerel topluluk üyesi, sosyoekonomik yönden hassas gruplara yönelik geçim kaynakları projeleri yürüttük
angol | török |
---|---|
projects | projeleri |
syrian | suriyeli |
vulnerable | hassas |
and | ve |
local | yerel |
in | da |
community | topluluk |
for | yönelik |
EN Covid-19 Pandemic – Cash Support: Support to Life provided one-time cash support of TL 1000 to individuals affected by the pandemic who belonged to the most vulnerable groups
TR Covid-19 Pandemisi – Nakit Desteği: Hayata Destek, salgından etkilenen ve en kırılgan gruplara mensup bireylere bir defaya mahsus 1000 TL’lik nakit desteği sağladı
EN Muhammed is one of the participants of the short-term employment project in Adana, which we initiated to breathe life into financial state of vulnerable populations especially during the pandemic
TR Muhammed, pandemi döneminde ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek için başlattığımız kısa dönemli istihdam projemizin Adana’daki katılımcılarından biri
angol | török |
---|---|
participants | katılımcılar |
pandemic | pandemi |
short | kısa |
employment | istihdam |
to | için |
EN An automatic vulnerability assessment (included with Extended Validation and Pro SSL Certificates) identifies the most vulnerable vulnerabilities on your website
TR Otomatik bir güvenlik açığı değerlendirmesi (Genişletilmiş Doğrulama ve Pro SSL Sertifikalarına dahildir), web sitenizdeki en çok yararlanılabilecek zayıflıkları tanımlar
angol | török |
---|---|
automatic | otomatik |
included | dahildir |
ssl | ssl |
website | web |
extended | genişletilmiş |
most | en |
pro | pro |
certificates | sertifikaları |
validation | doğrulama |
and | ve |
EN UNFPA Turkey continues to support the most vulnerable refugees and migrants with new centers
TR UNFPA Türkiye en kırılgan mülteci ve göçmenleri yeni merkezleri ile desteklemeye devam ediyor
angol | török |
---|---|
unfpa | unfpa |
turkey | türkiye |
most | en |
refugees | mülteci |
new | yeni |
centers | merkezleri |
to support | desteklemeye |
and | ve |
continues | devam ediyor |
with | ile |
EN There are 1,7 million young refugees in Turkey. Young refugees are among the most vulnerable groups in Turkey as they face various challenges in...
TR Türkiye’de yaklaşık 1.7 milyon genç mülteci yaşıyor. Koruma, sağlık, eğitim, istihdam ve sosyal uyum gibi konularda haklara ve hizmetlere erişimde...
angol | török |
---|---|
million | milyon |
refugees | mülteci |
they | ve |
in | yaklaşık |
young | genç |
EN For 50 years, we have been in the field with our hundreds and thousands of project and field colleagues all over Turkey to have a more equal and inclusive world for all starting from the most vulnerable groups!
TR UNFPA Türkiye olarak, 50 yıldır, Türkiye’nin dört bir yanında yüzlerce proje ve saha çalışanımızla en kırılgan gruplar başta olmak üzere herkes için daha eşit ve kapsayıcı bir dünya amacıyla sahadayız.
angol | török |
---|---|
field | saha |
project | proje |
turkey | türkiye |
groups | gruplar |
inclusive | kapsayıcı |
world | dünya |
hundreds | yüzlerce |
most | en |
and | ve |
of | in |
equal | eşit |
years | bir |
EN Preparing the strategies of protection and workshop training in the dimension of social work to respond to the needs of the most vulnerable and at-risk individuals and communities,
TR En kırılgan ve risk altında olan ihtiyaç sahibi bireyler ve toplulukların ihtiyaçlarına cevap vermek için koruma ve atölye eğitimlerinin stratejilerinin sosyal hizmet boyutunda hazırlanması,
angol | török |
---|---|
protection | koruma |
social | sosyal |
individuals | bireyler |
communities | toplulukların |
risk | risk |
and | ve |
of | in |
most | en |
to | için |
needs | ihtiyaçları |
EN Having a perspective of protection and empowerment on gender equality and vulnerable groups,
TR Toplumsal cinsiyet eşitliği ve hassas gruplar konusunda koruma ve güçlendirme perspektifine sahip,
angol | török |
---|---|
protection | koruma |
gender | cinsiyet |
vulnerable | hassas |
groups | gruplar |
having | sahip |
and | ve |
of | konusunda |
EN The community center aims to support to lives of vulnerable groups and will follow a regular activity program five days a week, Monday to Friday.
TR Kırılgan kesimlerin hayatına destek sunulması amaçlanan merkezde çeşitli kurs ve etkinlikler düzenlenecek.
angol | török |
---|---|
to | e |
support | destek |
and | ve |
EN The community center aims to support to lives of vulnerable groups and will follow a regular activity program five days a week, Monday to Friday.
TR Kırılgan kesimlerin hayatına destek sunulması amaçlanan merkezde çeşitli kurs ve etkinlikler düzenlenecek.
angol | török |
---|---|
to | e |
support | destek |
and | ve |
{Totalresult} / 50 fordítás megjelenítése