EN If you seek to terminate or modify the Services affected by a Rate Change Notice, then you must terminate or modify your affected Services within the applicable Rate Change Notice time period
"affected by market" u Engleski može se prevesti u sljedećih turski riječi/izraza:
EN If you seek to terminate or modify the Services affected by a Rate Change Notice, then you must terminate or modify your affected Services within the applicable Rate Change Notice time period
TR Bir Fiyat Değişikliği Bildiriminden etkilenen Hizmetleri sonlandırmayı veya değiştirmeyi isterseniz, etkilenen Hizmetlerinizi geçerli Fiyat Değişikliği Bildirim süresi içinde sonlandırmalı veya değiştirmelisiniz
Engleski | turski |
---|---|
services | hizmetleri |
affected | etkilenen |
rate | fiyat |
change | değişikliği |
applicable | geçerli |
period | süresi |
or | veya |
EN Staked coins are only affected by market price fluctuations.
TR Bu durum, proof of stake coinleri, madencilik bazlı coinlere kıyasla daha çevre dostu ve enerji verimliliği yüksek hale getirir.
Engleski | turski |
---|---|
only | ve |
are | daha |
EN Staked coins are only affected by market price fluctuations.
TR Bu durum, proof of stake coinleri, madencilik bazlı coinlere kıyasla daha çevre dostu ve enerji verimliliği yüksek hale getirir.
Engleski | turski |
---|---|
only | ve |
are | daha |
EN “When you are at the table with a general manager, they just want to know the market share. Market Explorer is the perfect tool to quickly show what our brand’s role and classification inside the market are.”
TR ''Genel müdür ile masadaysanız, sadece pazar payınızı öğrenmek isterler. Pazardaki sınıflandırılmanız ve markanızın rolünü hızlı bir şekilde göstermek için Market Explorer mükemmel bir araç.''
Engleski | turski |
---|---|
general | genel |
manager | müdür |
quickly | hızlı |
show | göstermek |
explorer | explorer |
and | ve |
perfect | mükemmel |
to | için |
the | araç |
market | pazar |
a | bir |
know | öğrenmek |
just | sadece |
EN Comodo claimed last month to have a leading market share in the digital certificates market and to be the first company to surpass longtime leader Symantec, according to market research firm W3Techs
TR Pazar araştırma firması W3Techs'in verilerine göre, Comodo geçen ay dijital sertifikalar pazarında lider bir pazar payına sahip olduğunu ve uzun süredir lider olan Symantec'i geride bırakan ilk şirket olduğunu iddia etti
Engleski | turski |
---|---|
month | ay |
share | payı |
certificates | sertifikalar |
research | araştırma |
comodo | comodo |
market | pazar |
and | ve |
company | şirket |
firm | firması |
digital | dijital |
first | ilk |
to | sahip |
leader | lider |
EN Go-to-market support: You have access to tools and resources designed to help you generate new leads, increase market penetration, discover new opportunities and prepare for market shifts.
TR Pazarlama desteği: Yeni potansiyel müşteriler kazanmanıza, pazar hakimiyetini artırmanıza, yeni fırsatları keşfetmenize ve pazardaki değişimlere hazırlıklı olmanıza yardımcı olmak için tasarlanmış araçlara ve kaynaklara erişin.
Engleski | turski |
---|---|
access | erişin |
tools | araç |
resources | kaynaklara |
new | yeni |
increase | artırmanıza |
help | yardımcı |
market | pazar |
support | desteği |
and | ve |
opportunities | fırsatları |
designed | tasarlanmış |
EN “When you are at the table with a general manager, they just want to know the market share. Market Explorer is the perfect tool to quickly show what our brand’s role and classification inside the market are.”
TR ''Genel müdür ile masadaysanız, sadece pazar payınızı öğrenmek isterler. Pazardaki sınıflandırılmanız ve markanızın rolünü hızlı bir şekilde göstermek için Market Explorer mükemmel bir araç.''
Engleski | turski |
---|---|
general | genel |
manager | müdür |
quickly | hızlı |
show | göstermek |
explorer | explorer |
and | ve |
perfect | mükemmel |
to | için |
the | araç |
market | pazar |
a | bir |
know | öğrenmek |
just | sadece |
EN “When you are at the table with a general manager, they just want to know the market share. Market Explorer is the perfect tool to quickly show what our brand’s role and classification inside the market are.”
TR ''Genel müdür ile masadaysanız, sadece pazar payınızı öğrenmek isterler. Pazardaki sınıflandırılmanız ve markanızın rolünü hızlı bir şekilde göstermek için Market Explorer mükemmel bir araç.''
Engleski | turski |
---|---|
general | genel |
manager | müdür |
quickly | hızlı |
show | göstermek |
explorer | explorer |
and | ve |
perfect | mükemmel |
to | için |
the | araç |
market | pazar |
a | bir |
know | öğrenmek |
just | sadece |
EN “When you are at the table with a general manager, they just want to know the market share. Market Explorer is the perfect tool to quickly show what our brand’s role and classification inside the market are.”
TR ''Genel müdür ile masadaysanız, sadece pazar payınızı öğrenmek isterler. Pazardaki sınıflandırılmanız ve markanızın rolünü hızlı bir şekilde göstermek için Market Explorer mükemmel bir araç.''
Engleski | turski |
---|---|
general | genel |
manager | müdür |
quickly | hızlı |
show | göstermek |
explorer | explorer |
and | ve |
perfect | mükemmel |
to | için |
the | araç |
market | pazar |
a | bir |
know | öğrenmek |
just | sadece |
EN Comodo claimed last month to have a leading market share in the digital certificates market and to be the first company to surpass longtime leader Symantec, according to market research firm W3Techs
TR Pazar araştırma firması W3Techs'in verilerine göre, Comodo geçen ay dijital sertifikalar pazarında lider bir pazar payına sahip olduğunu ve uzun süredir lider olan Symantec'i geride bırakan ilk şirket olduğunu iddia etti
Engleski | turski |
---|---|
month | ay |
share | payı |
certificates | sertifikalar |
research | araştırma |
comodo | comodo |
market | pazar |
and | ve |
company | şirket |
firm | firması |
digital | dijital |
first | ilk |
to | sahip |
leader | lider |
EN Go-to-market support: You have access to tools and resources designed to help you generate new leads, increase market penetration, discover new opportunities and prepare for market shifts.
TR Pazarlama desteği: Yeni potansiyel müşteriler kazanmanıza, pazar hakimiyetini artırmanıza, yeni fırsatları keşfetmenize ve pazardaki değişimlere hazırlıklı olmanıza yardımcı olmak için tasarlanmış araçlara ve kaynaklara erişin.
Engleski | turski |
---|---|
access | erişin |
tools | araç |
resources | kaynaklara |
new | yeni |
increase | artırmanıza |
help | yardımcı |
market | pazar |
support | desteği |
and | ve |
opportunities | fırsatları |
designed | tasarlanmış |
EN “When you are at the table with a general manager, they just want to know the market share. Market Explorer is the perfect tool to quickly show what our brand’s role and classification inside the market are.”
TR ''Genel müdür ile masadaysanız, sadece pazar payınızı öğrenmek isterler. Pazardaki sınıflandırılmanız ve markanızın rolünü hızlı bir şekilde göstermek için Market Explorer mükemmel bir araç.''
Engleski | turski |
---|---|
general | genel |
manager | müdür |
quickly | hızlı |
show | göstermek |
explorer | explorer |
and | ve |
perfect | mükemmel |
to | için |
the | araç |
market | pazar |
a | bir |
know | öğrenmek |
just | sadece |
EN “When you are at the table with a general manager, they just want to know the market share. Market Explorer is the perfect tool to quickly show what our brand’s role and classification inside the market are.”
TR ''Genel müdür ile masadaysanız, sadece pazar payınızı öğrenmek isterler. Pazardaki sınıflandırılmanız ve markanızın rolünü hızlı bir şekilde göstermek için Market Explorer mükemmel bir araç.''
Engleski | turski |
---|---|
general | genel |
manager | müdür |
quickly | hızlı |
show | göstermek |
explorer | explorer |
and | ve |
perfect | mükemmel |
to | için |
the | araç |
market | pazar |
a | bir |
know | öğrenmek |
just | sadece |
EN Data interpretation is both science and art, and each interpreter has its own point of view on various data points. That is why we provide you with raw data to ensure your perception is not affected by our opinion. You drive!
TR Veri yorumlaması hem bilim hem de sanattır ve her bir yorumcu veri noktaları hakkında kendine has görüşlere sahiptir. İşte bu yüzden, görüşlerimizin sizi etkilemesini istemediğimiz için ham veriyi sizlere sunuyoruz. Siz belirleyin!
Engleski | turski |
---|---|
view | görüş |
raw | ham |
points | noktaları |
data | veri |
science | bilim |
both | de |
has | bu |
and | ve |
provide | sunuyoruz |
to | hakkında |
is | sahiptir |
various | bir |
EN Clicking on any issue shows you a list of the URLs affected.
TR Herhangi bir sorunun üzerine tıklamak, etkilenen URL’lerin listesini gösterir.
Engleski | turski |
---|---|
shows | gösterir |
list | listesini |
affected | etkilenen |
a | bir |
any | herhangi |
on | üzerine |
EN Choose a time period for comparison to see current and historic rankings for any keyword. Learn how ranking fluctuations have affected search traffic over time.
TR Herhangi bir anahtar kelimenin güncel ve geçmişe dayalı sıralamalarını görmek için karşılaştırma yapılacak bir dönem seçin. Sıralamadaki dalgalanmaların zaman içinde arama trafiğini nasıl etkilediğini öğrenin.
Engleski | turski |
---|---|
choose | seçin |
comparison | karşılaştırma |
current | güncel |
keyword | anahtar |
search | arama |
traffic | trafiğini |
rankings | sıralamalarını |
time | zaman |
any | herhangi |
how | nasıl |
EN With our livelihoods programs, we aim to enable disaster-affected communities and individuals to access sources of regular income and lead independent lives.
TR Afetten etkilenen birey ve toplulukların kendi ayakları üzerinde durmalarını ve gelir elde edebilecekleri fırsatlara erişebilmelerini hedefliyoruz.
Engleski | turski |
---|---|
communities | toplulukların |
individuals | birey |
income | gelir |
affected | etkilenen |
and | ve |
with | elde |
to | üzerinde |
EN We hold information sessions and refer disaster-affected individuals to services. We provide support to help them overcome physical and psychological impacts they experience.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
Engleski | turski |
---|---|
them | karşı |
support | temel |
and | ve |
EN Targeting the population affected by the flood, we distributed hygiene packs consisting of general / personal hygiene products and household furniture for prefabricated housing units.
TR Selden etkilenen ailelere acil yardım desteği sağladık. Genel ve kişisel temizlik malzemelerinden oluşan kapsamlı hijyen paketleri, geçici prefabrik konutlar için ev eşyası dağıtımı yaptık.
Engleski | turski |
---|---|
affected | etkilenen |
hygiene | hijyen |
packs | paketleri |
consisting | oluşan |
general | genel |
and | ve |
of | in |
personal | kişisel |
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
Engleski | turski |
---|---|
started | başladı |
aid | yardım |
provide | sunan |
communities | toplulukların |
affected | etkilenen |
cash | nakit |
we started | başladık |
food | gıda |
and | ve |
needs | ihtiyaçları |
to | e |
by | göre |
with | ile |
EN We conduct emergency assistance operations in disaster situations by means of providing in-kind and cash-based assistance to disaster affected communities
TR Olası bir afet durumunda, afetlerden etkilenen topluluklara ayni ve nakdi yardım sunarak acil yardım operasyonları yürütüyoruz
Engleski | turski |
---|---|
assistance | yardım |
disaster | afet |
affected | etkilenen |
communities | topluluklara |
and | ve |
operations | operasyonları |
EN The COVID-19 pandemic, which officially entered our agenda with the detection of the first case in Turkey in March, increased the risks faced by those affected by the disaster while affecting everyone’s lives
TR Mart ayında Türkiye’de ilk vakanın tespit edilmesiyle resmi olarak gündemimizi işgal eden COVID-19 salgını, herkesin hayatını etkilerken afetten etkilenenlerin karşılaştığı riskleri daha da artırdı
Engleski | turski |
---|---|
pandemic | salgın |
detection | tespit |
march | mart |
risks | riskleri |
in | da |
first | ilk |
EN Covid-19 Pandemic – Cash Support: Support to Life provided one-time cash support of TL 1000 to individuals affected by the pandemic who belonged to the most vulnerable groups
TR Covid-19 Pandemisi – Nakit Desteği: Hayata Destek, salgından etkilenen ve en kırılgan gruplara mensup bireylere bir defaya mahsus 1000 TL’lik nakit desteği sağladı
EN With our livelihoods activities, we aim to enable disaster-affected individuals to lead independent lives without being dependent on external support
TR Geçim Kaynağını Destekleme çalışmalarımızla afetten etkilenen bireylerin geçimlerinin yardımlara bağımlı kalmadan sağlayabilmelerini amaçlıyoruz
Engleski | turski |
---|---|
individuals | bireylerin |
support | destekleme |
affected | etkilenen |
without | kalmadan |
EN How has the COVID-19 pandemic affected vulnerable groups, refugees, women and...
TR Mültecilere yönelik çalışan kişi ve kurumların kapasitelerini artırmak...
Engleski | turski |
---|---|
refugees | mültecilere |
and | ve |
EN Yataş Penta-Z provides extra comfort thanks to its 5-zone spring system, and prevents spouses from being affected by each other's rotation movements.
TR Yataş Penta-Z 5 bölgeli yay sistemi sayesinde ekstra konfor sağlamasının yanında eşlerin birbirinin dönüş hareketlerinden etkilenmesini engeller.
Engleski | turski |
---|---|
extra | ekstra |
comfort | konfor |
system | sistemi |
EN Up to 1,400 units are affected.
TR Sorunlu emniyet kemerleri problem yarattı.
EN Most of the affected vehicles are in Europe, but some could be in the U.S.
TR Kuzey Amerika'da tam 138.000 model geri çağrılacak.
EN Roughly 200 cars are affected, which means pretty much all of them.
TR Güvenlik sorunları dikkat çekici.
EN Just eight cars in the U.S. are affected.
TR ABD'deki birçok Mercedes'in eCall sisteminde bir zafiyet tespit edilmiş.
EN Accidents happen and cylinder rods can be affected by swinging chains and falling or floating debris
TR Kazalar kaçınılmazdır; silindir rotları sallanan zincirlerden ve düşen veya yüzen yabancı maddelerden etkilenebilir
Engleski | turski |
---|---|
and | ve |
or | veya |
EN Support to Life is a humanitarian aid organization founded with the aim of helping individuals and communities affected by disasters meet their basic rights and access services
TR Hayata Destek Derneği afetlerden etkilenen birey ve toplulukların temek hak ve hizmetlere erişimine destek olmak amacıyla kurulmuş bir insani yardım kuruluşudur
Engleski | turski |
---|---|
organization | kuruluş |
communities | toplulukların |
affected | etkilenen |
access | erişimine |
support | destek |
aid | yardım |
to life | hayata |
and | ve |
a | bir |
services | hizmetlere |
to | olmak |
EN Support to Life is a humanitarian aid organization founded with the aim of helping individuals and communities affected by disasters meet their basic rights and access services
TR Hayata Destek Derneği afetlerden etkilenen birey ve toplulukların temek hak ve hizmetlere erişimine destek olmak amacıyla kurulmuş bir insani yardım kuruluşudur
Engleski | turski |
---|---|
organization | kuruluş |
communities | toplulukların |
affected | etkilenen |
access | erişimine |
support | destek |
aid | yardım |
to life | hayata |
and | ve |
a | bir |
services | hizmetlere |
to | olmak |
EN How has the COVID-19 pandemic affected vulnerable groups, refugees, women and...
TR Mültecilere yönelik çalışan kişi ve kurumların kapasitelerini artırmak...
Engleski | turski |
---|---|
refugees | mültecilere |
and | ve |
EN Groups may establish a service role to support meeting participants who have been affected by inappropriate behavior, and/or to address those who have acted inappropriately.
TR Gruplar, uygunsuz davranışlardan etkilenen toplantı katılımcılarını desteklemek ve/veya uygunsuz davrananları ele almak için bir hizmet rolü oluşturabilir.
Engleski | turski |
---|---|
groups | gruplar |
participants | katılımcılar |
affected | etkilenen |
behavior | davranış |
meeting | toplantı |
service | hizmet |
and | ve |
inappropriate | uygunsuz |
role | rol |
to support | desteklemek |
or | veya |
to | için |
a | bir |
EN Our reviews are not affected by participation in such programs.
TR Değerlendirmelerimiz, bu programlara katılımımızdan etkilenmemektedir.
Engleski | turski |
---|---|
our | de |
such | bu |
participation | katılım |
EN With our livelihoods programs, we aim to enable disaster-affected communities and individuals to access sources of regular income and lead independent lives.
TR Afetten etkilenen birey ve toplulukların kendi ayakları üzerinde durmalarını ve gelir elde edebilecekleri fırsatlara erişebilmelerini hedefliyoruz.
Engleski | turski |
---|---|
communities | toplulukların |
individuals | birey |
income | gelir |
affected | etkilenen |
and | ve |
with | elde |
to | üzerinde |
EN We hold information sessions and refer disaster-affected individuals to services. We provide support to help them overcome physical and psychological impacts they experience.
TR Krizlerden etkilenen kişilere haklarına erişme konusunda bilgilendirme ve yönlendirme yapıyor, fiziksel ve psikolojik zararlarını iyileştirme konusunda destek sağlıyoruz.
Engleski | turski |
---|---|
information | bilgilendirme |
physical | fiziksel |
psychological | psikolojik |
affected | etkilenen |
to | konusunda |
we provide | sağlıyoruz |
support | destek |
and | ve |
EN Targeting the population affected by the flood, we distributed hygiene packs consisting of general / personal hygiene products and household furniture for prefabricated housing units.
TR Selden etkilenen ailelere acil yardım desteği sağladık. Genel ve kişisel temizlik malzemelerinden oluşan kapsamlı hijyen paketleri, geçici prefabrik konutlar için ev eşyası dağıtımı yaptık.
Engleski | turski |
---|---|
affected | etkilenen |
hygiene | hijyen |
packs | paketleri |
consisting | oluşan |
general | genel |
and | ve |
of | in |
personal | kişisel |
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
Engleski | turski |
---|---|
started | başladı |
aid | yardım |
provide | sunan |
communities | toplulukların |
affected | etkilenen |
cash | nakit |
we started | başladık |
food | gıda |
and | ve |
needs | ihtiyaçları |
to | e |
by | göre |
with | ile |
EN The COVID-19 pandemic, which officially entered our agenda with the detection of the first case in Turkey in March, increased the risks faced by those affected by the disaster while affecting everyone’s lives
TR Mart ayında Türkiye’de ilk vakanın tespit edilmesiyle resmi olarak gündemimizi işgal eden COVID-19 salgını, herkesin hayatını etkilerken afetten etkilenenlerin karşılaştığı riskleri daha da artırdı
Engleski | turski |
---|---|
pandemic | salgın |
detection | tespit |
march | mart |
risks | riskleri |
in | da |
first | ilk |
EN We conduct emergency assistance operations in disaster situations by means of providing in-kind and cash-based assistance to disaster affected communities
TR Olası bir afet durumunda, afetlerden etkilenen topluluklara ayni ve nakdi yardım sunarak acil yardım operasyonları yürütüyoruz
Engleski | turski |
---|---|
assistance | yardım |
disaster | afet |
affected | etkilenen |
communities | topluluklara |
and | ve |
operations | operasyonları |
EN Covid-19 Pandemic – Cash Support: Support to Life provided one-time cash support of TL 1000 to individuals affected by the pandemic who belonged to the most vulnerable groups
TR Covid-19 Pandemisi – Nakit Desteği: Hayata Destek, salgından etkilenen ve en kırılgan gruplara mensup bireylere bir defaya mahsus 1000 TL’lik nakit desteği sağladı
EN With our livelihoods activities, we aim to enable disaster-affected individuals to lead independent lives without being dependent on external support
TR Geçim Kaynağını Destekleme çalışmalarımızla afetten etkilenen bireylerin geçimlerinin yardımlara bağımlı kalmadan sağlayabilmelerini amaçlıyoruz
Engleski | turski |
---|---|
individuals | bireylerin |
support | destekleme |
affected | etkilenen |
without | kalmadan |
EN Other Maserati models in the US are also affected.
TR Gaz pedalı bırakıldıktan sonra hızlanma sürebiliyor.
Engleski | turski |
---|---|
the | sonra |
EN for trauma therapies of those affected
TR etkilenenlerin travma terapileri için
Engleski | turski |
---|---|
of | in |
for | için |
EN We took the field in June to conduct brief interviews to understand how our livelihood support activities in Istanbul affected people in need
TR İstanbul’da yürüttüğümüz geçim kaynağını destekleme çalışmalarının pandemi sürecinde ihtiyaç sahiplerine nasıl etki ettiğini anlamak için kısa röportajlar yapmak üzere Haziran ayında sahaya çıktık
Engleski | turski |
---|---|
june | haziran |
brief | kısa |
interviews | röportajlar |
livelihood | geçim kaynağı |
support | destekleme |
need | ihtiyaç |
how | nasıl |
EN We took the field in June to conduct brief interviews to understand how our livelihood support activities in Istanbul affected people in need
TR İstanbul’da yürüttüğümüz geçim kaynağını destekleme çalışmalarının pandemi sürecinde ihtiyaç sahiplerine nasıl etki ettiğini anlamak için kısa röportajlar yapmak üzere Haziran ayında sahaya çıktık
Engleski | turski |
---|---|
june | haziran |
brief | kısa |
interviews | röportajlar |
livelihood | geçim kaynağı |
support | destekleme |
need | ihtiyaç |
how | nasıl |
EN Turkish Philanthropy Funds Turkey 2021 Forest Fire Relief Fund was generated on 30 July 2021 to provide support to individuals and families affected by current and future forest fires across Turkey.
TR Türk Hayırseverlik Fonları Türkiye 2021 Orman Yangını Yardım Fonu, Türkiye genelinde mevcut ve gelecekteki orman yangınlarından etkilenen bireylere ve ailelere yardım etmek için 30 Temmuz 2021’de oluşturuldu.
Engleski | turski |
---|---|
turkish | türk |
turkey | türkiye |
forest | orman |
fire | yangın |
july | temmuz |
individuals | bireylere |
families | ailelere |
affected | etkilenen |
future | gelecekteki |
and | ve |
current | mevcut |
relief | yardım |
EN Grants from this special purpose fund will support non-profit organizations’ efforts for assisting recovery and rebuilding of people and organizations affected by fires in Turkey
TR Bu özel amaçlı fondan sağlanan hibeler, Türkiye’deki yangınlardan etkilenen kişi ve kuruluşlar için yardım, iyileştirme ve yeniden inşa çabalarına yardımcı olan kâr amacı gütmeyen kuruluşlara destek olacak
Engleski | turski |
---|---|
people | kişi |
affected | etkilenen |
profit | kâr |
this | bu |
support | destek |
organizations | kuruluşlar |
and | ve |
will | olacak |
of | in |
for | için |
Prikazuje se 50 od 50 prijevoda