TR Sorunları veri kalitesi ve entegrasyonuyla çözerek ve verileri araştırmacıların daha kolay karşılaştırabileceği, analiz edebileceği, yorumlayabileceği ve paylaşabileceği hale getirerek yenilikçi farmasötik araştırmalara destek olun
ניתן לתרגם את "araştırmacıların daha kolay" ב-טורקי לאנגלית מילים/ביטויים הבאים:
TR Sorunları veri kalitesi ve entegrasyonuyla çözerek ve verileri araştırmacıların daha kolay karşılaştırabileceği, analiz edebileceği, yorumlayabileceği ve paylaşabileceği hale getirerek yenilikçi farmasötik araştırmalara destek olun
EN Drive innovative pharmaceutical research by resolving challenges with data quality and integration and making data easier for researchers to compare, analyse, interpret and share
טורקי | אנגלית |
---|---|
kalitesi | quality |
ve | and |
yenilikçi | innovative |
TR Literatür yönünden ağır bir alan olan kimyada, öğrenciler ve araştırmacıların verilere erişmek, onları görüntülemek ve analiz etmek için kolay yöntemlere ihtiyacı vardır
EN In the literature-heavy field of chemistry, students and researchers require easier ways to access, view and analyse data
טורקי | אנגלית |
---|---|
öğrenciler | students |
verilere | data |
analiz | analyse |
kolay | easier |
TR Araştırmacıların eskisinden çok daha fazla araştırma sonucunu paylaşabilmeleri için daha fazla seçenek bulunuyor
EN There are more options for researchers to share more kinds of research outputs than ever before
טורקי | אנגלית |
---|---|
araştırma | research |
seçenek | options |
TR Araştırmacıların eskisinden çok daha fazla araştırma sonucunu paylaşabilmeleri için daha fazla seçenek bulunuyor
EN There are more options for researchers to share more kinds of research outputs than ever before
טורקי | אנגלית |
---|---|
araştırma | research |
seçenek | options |
TR Araştırmacıların ülkelerindeki kalkınma ihtiyaçlarına daha duyarlı olmalarını ve politika kararlarını desteklemek için güncel araştırma kanıtlarını etkinleştirmek,
EN Enable researchers to be more responsive to development needs in their countries and enable up-to-date research evidence to support policy decisions.
טורקי | אנגלית |
---|---|
kalkınma | development |
duyarlı | responsive |
politika | policy |
güncel | up-to-date |
araştırma | research |
etkinleştirmek | enable |
ihtiyaçları | needs |
kararları | decisions |
TR Araştırmacıların yeni keşifler yapmalarına, meslektaşlarıyla işbirlikleri yapmalarına yardımcı oluruz ve finansman bulmak için ihtiyaç duydukları bilgileri onlara sağlarız
EN We help researchers to make new discoveries, collaborate with their colleagues and give them the knowledge they need to find funding
טורקי | אנגלית |
---|---|
yeni | new |
finansman | funding |
ihtiyaç | need |
bilgileri | knowledge |
TR Mendeley Araştırma Ağı farklı alanlarda ve bölgelerde çalışan araştırmacıların aralarında bağlantı kurarak fikir alışverişi yapmak, ortak çalışmak ve yeni fırsatlar keşfetmek için bir platform sağlar
EN The Mendeley Research Network connects researchers across different fields and territories, offering a platform for exchanging ideas, collaboration and new opportunities
טורקי | אנגלית |
---|---|
mendeley | mendeley |
araştırma | research |
fırsatlar | opportunities |
platform | platform |
TR Scholix bilimsel literatür ve veriler arasında bağlantı kurmaya yönelik bir çerçeve sağlayarak araştırmacıların ilişkili verileri bulmasını ve doğru bağlamda yorumlamasını kolaylaştırır
EN Scholix provides a framework for connecting scholarly literature and data, making it easier for researchers to find relevant data and interpret it in the right context
טורקי | אנגלית |
---|---|
bağlantı | connecting |
çerçeve | framework |
TR Mendeley Data araştırmacıların araştırma verilerini depolayabileceği, üzerilerinde birlikte çalışabileceği, bulabileceği, paylaşabileceği ve ifşa edebileceği bir veri havuzu sağlar
EN Mendeley Data offers a data repository where researchers can store, collaborate, find, share, and expose their research data
טורקי | אנגלית |
---|---|
mendeley | mendeley |
araştırma | research |
sağlar | offers |
TR Sağlık uzmanları ve araştırmacıların düzenli olarak kullandığı, aşağıdakileri içeren bir dizi platformda banner reklamları sağlarız:
EN We offer banner ads on a number of platforms regularly used by healthcare professionals and researchers including:
טורקי | אנגלית |
---|---|
sağlık | healthcare |
kullandığı | used |
reklamları | ads |
TR Bu, araştırmacıların enformatik araçlarında yeterli seviyeye gelmeleri için elzemdir
EN It is essential for researchers to be proficient with informatics tools
TR Elsevier, araştırmacıların ihtiyaçlarını karşılayan yüksek kaliteli yayınlama seçenekleri sağlamaya devam etmek için dergilerini düzenli olarak gözden geçirir
EN Elsevier regularly reviews its journals to ensure we are continuing to provide high quality publishing options that meet researcher needs
טורקי | אנגלית |
---|---|
elsevier | elsevier |
yüksek | high |
kaliteli | quality |
yayınlama | publishing |
seçenekleri | options |
ihtiyaçları | needs |
TR DSÖ Berlin’de bir araştırma merkezi kurdu. Araştırmacıların hedefi yapay zeka yardımıyla olası pandemileri zamanında tespit etmek.
EN The WHO has opened a hub in Berlin. Researchers plan to use artificial intelligence to identify possible pandemics at an early stage.
טורקי | אנגלית |
---|---|
berlin | berlin |
merkezi | hub |
zeka | intelligence |
olası | possible |
TR Araştırmacıların, ulusal önceliklere en uygun alanlarda mükemmel araştırma yürütme yeteneklerini güçlendirin ve etkisinin tam olarak farkına varmak.
EN Amplify researchers’ ability to conduct excellent research in areas most relevant to national priorities and fully realise its impact.
טורקי | אנגלית |
---|---|
ulusal | national |
en | most |
uygun | relevant |
mükemmel | excellent |
araştırma | research |
TR Araştırmacıların yeni keşifler yapmalarına, meslektaşlarıyla işbirlikleri yapmalarına yardımcı oluruz ve finansman bulmak için ihtiyaç duydukları bilgileri onlara sağlarız
EN We help researchers to make new discoveries, collaborate with their colleagues and give them the knowledge they need to find funding
טורקי | אנגלית |
---|---|
yeni | new |
finansman | funding |
ihtiyaç | need |
bilgileri | knowledge |
TR Mendeley Araştırma Ağı farklı alanlarda ve bölgelerde çalışan araştırmacıların aralarında bağlantı kurarak fikir alışverişi yapmak, ortak çalışmak ve yeni fırsatlar keşfetmek için bir platform sağlar
EN The Mendeley Research Network connects researchers across different fields and territories, offering a platform for exchanging ideas, collaboration and new opportunities
טורקי | אנגלית |
---|---|
mendeley | mendeley |
araştırma | research |
fırsatlar | opportunities |
platform | platform |
TR Scholix bilimsel literatür ve veriler arasında bağlantı kurmaya yönelik bir çerçeve sağlayarak araştırmacıların ilişkili verileri bulmasını ve doğru bağlamda yorumlamasını kolaylaştırır
EN Scholix provides a framework for connecting scholarly literature and data, making it easier for researchers to find relevant data and interpret it in the right context
טורקי | אנגלית |
---|---|
bağlantı | connecting |
çerçeve | framework |
TR Sağlık uzmanları ve araştırmacıların düzenli olarak kullandığı, aşağıdakileri içeren bir dizi platformda banner reklamları sağlarız:
EN We offer banner ads on a number of platforms regularly used by healthcare professionals and researchers including:
טורקי | אנגלית |
---|---|
sağlık | healthcare |
kullandığı | used |
reklamları | ads |
TR Elsevier, araştırmacıların ihtiyaçlarını karşılayan yüksek kaliteli yayınlama seçenekleri sağlamaya devam etmek için dergilerini düzenli olarak gözden geçirir
EN Elsevier regularly reviews its journals to ensure we are continuing to provide high quality publishing options that meet researcher needs
טורקי | אנגלית |
---|---|
elsevier | elsevier |
yüksek | high |
kaliteli | quality |
yayınlama | publishing |
seçenekleri | options |
ihtiyaçları | needs |
TR DSÖ Berlin’de bir araştırma merkezi kurdu. Araştırmacıların hedefi yapay zeka yardımıyla olası pandemileri zamanında tespit etmek.
EN The WHO has opened a hub in Berlin. Researchers plan to use artificial intelligence to identify possible pandemics at an early stage.
טורקי | אנגלית |
---|---|
berlin | berlin |
merkezi | hub |
zeka | intelligence |
olası | possible |
TR EOSC araştırmacıların büyük veri miktarlarını kullanmalarını kolaylaştırıyor.
EN The EOSC makes it easier for researchers to handle large amounts of data.
טורקי | אנגלית |
---|---|
büyük | large |
veri | data |
ın | of |
TR Cihazın içini incelemeye devam ederken, değiştirilmesi kolay modüler parçaları, sıklıkla değiştirilen bileşenlere kolay erişim ve yükseltilebilirlik yüzlerimizde büyük bir gülümseme koyar ve puan tablosunda daha fazla puan alır
EN As we continue to examine the device’s internals, evidence of easy-to-swap modular parts, prioritized access to often-replaced components, and upgradeability put big smiles on our faces and more points on the scoreboard
טורקי | אנגלית |
---|---|
kolay | easy |
modüler | modular |
sıklıkla | often |
erişim | access |
puan | points |
טורקי | אנגלית |
---|---|
yazılımlar | software |
harika | great |
teknoloji | technology |
sonix | sonix |
hızlı | faster |
endüstri | industry |
lideri | leading |
derinden | deeply |
טורקי | אנגלית |
---|---|
lider | leading |
hızlı | faster |
ve | and |
TR Ranktracker, piyasadaki diğer tüm araçlardan daha hızlı, kullanımı daha kolay ve daha doğrudur
EN Ranktracker is faster, easier to use, and more accurate than any other tool on the market
טורקי | אנגלית |
---|---|
ranktracker | ranktracker |
piyasadaki | on the market |
tüm | any |
hızlı | faster |
kullanımı | use |
ve | and |
TR Son olarak, Ranktracker'ın anahtar kelime araştırma aracı, işinizi daha kolay, daha hızlı ve daha ödüllendirici hale getirmeyi garanti eden sezgisel özelliklerle doludur.
EN Last but not least, Ranktracker's keyword research tool is packed full of intuitive features that are guaranteed to make your job easier, faster, and more rewarding.
טורקי | אנגלית |
---|---|
ranktracker | ranktracker |
araştırma | research |
aracı | tool |
hızlı | faster |
garanti | guaranteed |
TR Bununla birlikte, daha düşük bir fiyat karşılığında, daha kolay bir SEO stratejisi geliştirmenize olanak tanıyacak çok daha etkili bir denetim raporu da elde edersiniz.
EN However, for a lower price, you’re also getting a far more effective audit report that will allow you to more easily develop an SEO strategy.
טורקי | אנגלית |
---|---|
fiyat | price |
seo | seo |
stratejisi | strategy |
etkili | effective |
denetim | audit |
raporu | report |
elde | getting |
טורקי | אנגלית |
---|---|
yazılımlar | software |
harika | great |
teknoloji | technology |
sonix | sonix |
hızlı | faster |
endüstri | industry |
lideri | leading |
derinden | deeply |
TR Sütten beyaz peynire geçiş, düşündüğünüzden daha sorunsuz, daha kolay ve daha zahmetsiz olabilir. Burada, birkaç olası endişeyi ele alacağız.
EN The move from milk to white cheese can actually be smoother, easier and more hassle-free than you think. Here, we address a few potential concern.
טורקי | אנגלית |
---|---|
beyaz | white |
ve | and |
olabilir | can |
burada | here |
olası | potential |
TR Crisp olarak, müşteri hizmetleri yazılımını daha ucuz, daha hızlı ve kullanımı daha kolay hale getirmek için bir yolculuktayız
EN At Crisp, we’re on a journey to make customer service software cheaper, faster and easier to use
טורקי | אנגלית |
---|---|
sonix | sonix |
medikal | medical |
transkripsiyon | transcription |
ehr | ehr |
giriş | entry |
transkriptleri | transcripts |
analiz | analyze |
edebilir | can |
veya | or |
TR Açması kolay. Pili çıkarması kolay.
EN Easy to open. Easy to remove battery.
טורקי | אנגלית |
---|---|
kolay | easy |
TR "Hexnode'u gerçekten sevmemin ve onlarla devam etmemin nedeni, kullanımının gerçekten kolay olması, Mac'im ve sahip olduğumuz diğer tüm ekipmanlarla kurulumu ve çalıştırması gerçekten kolay olmasıydı
EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
טורקי | אנגלית |
---|---|
hexnode | hexnode |
gerçekten | really |
ve | and |
kolay | easy |
diğer | other |
tüm | all |
mı | my |
טורקי | אנגלית |
---|---|
kullanımı | use |
kolay | easy |
kurulum | setup |
uzaktan | remote |
erişim | access |
ve | and |
טורקי | אנגלית |
---|---|
bluetooth | bluetooth |
form | form |
fiyat | price |
varlık | asset |
takibi | tracking |
diğer | other |
konum | location |
çözümleri | solutions |
kullanılabilir | available |
טורקי | אנגלית |
---|---|
kullanımı | use |
kolay | easy |
kurulum | setup |
uzaktan | remote |
erişim | access |
ve | and |
טורקי | אנגלית |
---|---|
kolay | easy |
tamamen | fully |
belgelerinizi | your documents |
hızlı | quick |
başlangıç | starting |
noktası | point |
sağlar | give |
טורקי | אנגלית |
---|---|
visme | visme |
nin | the |
ücretsiz | free |
histogram | histogram |
veri | data |
görselleştirme | visualization |
süreci | process |
hiç | never |
טורקי | אנגלית |
---|---|
visme | visme |
histogram | histogram |
çevrimiçi | online |
güzel | beautiful |
profesyonel | professional |
TR "Hexnode'u gerçekten sevmemin ve onlarla devam etmemin nedeni, kullanımının gerçekten kolay olması, Mac'im ve sahip olduğumuz diğer tüm ekipmanlarla kurulumu ve çalıştırması gerçekten kolay olmasıydı
EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
טורקי | אנגלית |
---|---|
hexnode | hexnode |
gerçekten | really |
ve | and |
kolay | easy |
diğer | other |
tüm | all |
mı | my |
TR Bu, hızlı ve kolay bir şekilde servis verilebilen ekipman geliştirmek, servis yapılmasını gerektirebilecek bileşenlere kolay erişim sağlamak ve nihai olarak ortalama onarım süresini (MTTR) azaltmak anlamına gelir
EN That means developing equipment that can be quickly and easily serviced, making components that may require servicing easy to access and ultimately reducing mean time to repair (MTTR)
טורקי | אנגלית |
---|---|
ekipman | equipment |
geliştirmek | developing |
onarım | repair |
azaltmak | reducing |
TR Dünyanın her yerine seyahat etmek artık çok kolay Hızlı ve kolay hizmet sayesinde içiniz rahat olacak!
טורקי | אנגלית |
---|---|
dünyanın | world |
kolay | easy |
hızlı | fast |
hizmet | service |
טורקי | אנגלית |
---|---|
sonix | sonix |
medikal | medical |
transkripsiyon | transcription |
ehr | ehr |
giriş | entry |
transkriptleri | transcripts |
analiz | analyze |
edebilir | can |
veya | or |
טורקי | אנגלית |
---|---|
kullanımı | use |
kolay | easy |
farklı | different |
anket | surveys |
şablonları | templates |
sunar | offers |
app | app |
formları | forms |
TR Ancak Mahmood Khalaf hedeflerinden kolay kolay vazgeçmediği için Almanya'da bağımsızlık yolunda kararlılıkla ilerledi
EN But because Mahmood Khalaf does not let himself be distracted from his goals so easily, he persistently continued on his way to self-employment in Germany
מציג 50 מתוך 50 תרגומים