EN The event will gather up to 50 CSO and public institutions representatives from Western Balkans and Turkey.
"public institutions representatives" yn Ingelsk kin oerset wurde yn de folgjende Turksk wurden/frases:
public | 2 açık genel halk halka açık herhangi ile için kamu kamusal ortak toplum veya web özel |
institutions | bu ile kuruluşlar kurumlar kurumların |
representatives | temsilcileri yetkili |
EN The event will gather up to 50 CSO and public institutions representatives from Western Balkans and Turkey.
TR Etkinlik, Batı Balkanlar ve Türkiye'den 50 kadar STK ve kamu kurumu temsilcisini bir araya getirecek.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
event | etkinlik |
public | kamu |
western | batı |
and | ve |
to | araya |
the | bir |
EN If you are in the EU, you may reach us through our local Representatives. For more information about our Representatives please check here.
TR AB ülkelerinde ikamet ediyorsanız, yerel Temsilcilerimiz üzerinden bize ulaşabilirsiniz. Temsilcilerimiz hakkında daha fazla bilgi için lütfen burayı kontrol edin.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
eu | ab |
local | yerel |
if you are | ediyorsanız |
information | bilgi |
about | hakkında |
please | lütfen |
us | bize |
for | için |
EN Activities will be carried out through our representatives in different countries abroad. Our representatives will announce our exhibitions in the country and region in which they are responsible.
TR Yurt dışında farklı ülkelerdeki temsilcilerimiz kanalıyla çalışmalar yapılacaktır. Temsilcilerimiz sorumlu oldukları ülke ve bölgede fuarlarımızı duyuracaktır.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
responsible | sorumlu |
out | dışında |
different | farklı |
and | ve |
country | ülke |
countries | ülkelerdeki |
EN Collaborations will be conducted with the relevant public institutions and the activities with these institutions will also be carried out in order for their relevant departments to visit the exhibition.
TR İlgili kamu kurumları ile işbirlikleri yapılacaktır ve fuarı, kurumun ilgili birimlerinin ziyareti için çalışmalar yapılacaktır.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
relevant | ilgili |
public | kamu |
institutions | kurumlar |
visit | ziyareti |
and | ve |
with | ile |
EN Public Institutions, Non-Governmental Organizations, Educational Institutions, Media
TR Kamu Kurumları, Sivil Toplum kuruluşları, Eğitim Kurumları, Medya
Ingelsk | Turksk |
---|---|
educational | eğitim |
media | medya |
public | kamu |
institutions | kurumlar |
organizations | kuruluşlar |
EN Proportions of positions (by sex, age, persons with disabilities and population groups) in public institutions (national and local legislatures, public service, and judiciary) compared to national distributions 16.7.2
TR Kamu kurumlarındaki (ulusal ve yerel yasama, kamu hizmeti ve yargı) pozisyonların dağılımının ulusal dağılımlara (cinsiyet, yaş, engelliler ve nüfus gruplarına göre) oranı 16.7.2
Ingelsk | Turksk |
---|---|
sex | cinsiyet |
population | nüfus |
public | kamu |
institutions | kurumlar |
service | hizmeti |
age | yaş |
and | ve |
in | da |
groups | grupları |
national | ulusal |
local | yerel |
by | göre |
of | nın |
EN Informative panels on local and national battery cells, which will lessen our reliance on foreign sources, will bring together key representatives from prominent institutions in the field, as well as researchers from top universities
TR Etkinliğimizde dışa bağımlılığımızı azaltacak yerli ve milli pil hücresi üzerine bilgilendirici paneller sektörde söz sahibi kurumların önemli temsilcilerini ve önde gelen üniversitelerden akademisyenleri bir araya getirecek
Ingelsk | Turksk |
---|---|
informative | bilgilendirici |
local | yerli |
national | milli |
battery | pil |
foreign | dış |
together | araya |
key | önemli |
and | ve |
institutions | kurumlar |
top | bir |
on | üzerine |
the | gelen |
EN The ADA is a civil rights law that prohibits discrimination against individuals with disabilities in all areas of public life, including jobs, schools, transportation, and all public and private places that are open to the general public
TR ADA, iş, okul, ulaşım ve genel halka açık tüm kamu ve özel yerler de dahil olmak üzere kamu hayatının her alanında engelli bireylere karşı ayrımcılığı yasaklayan bir sivil hak yasasıdır
Ingelsk | Turksk |
---|---|
civil | sivil |
law | yasası |
areas | alan |
schools | okul |
transportation | ulaşım |
places | yerler |
open | açık |
and | ve |
general | genel |
public | kamu |
including | dahil |
all | tüm |
life | hayat |
EN The ADA is a civil rights law that prohibits discrimination against individuals with disabilities in all areas of public life, including jobs, schools, transportation, and all public and private places that are open to the general public
TR ADA, iş, okul, ulaşım ve genel halka açık tüm kamu ve özel yerler de dahil olmak üzere kamu hayatının her alanında engelli bireylere karşı ayrımcılığı yasaklayan bir sivil hak yasasıdır
Ingelsk | Turksk |
---|---|
civil | sivil |
law | yasası |
areas | alan |
schools | okul |
transportation | ulaşım |
places | yerler |
open | açık |
and | ve |
general | genel |
public | kamu |
including | dahil |
all | tüm |
life | hayat |
EN We organize round table meetings that bring together all stakeholders such as public authorities, civil society actors, academics and syndicate representatives.
TR Çocuk işçiliği ile ilgili kamu, sivil toplum, akademi ve sendika temsilcileri gibi konuyla ilgili çalışma yürüten tüm paydaşları yan yana getirdiğimiz yuvarlak masa toplantıları organize ediyoruz.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
round | yuvarlak |
civil | sivil |
representatives | temsilcileri |
organize | organize |
society | toplum |
and | ve |
all | tüm |
public | kamu |
meetings | toplantıları |
bring | ile |
as | gibi |
EN We organize round table meetings that bring together all stakeholders such as public authorities, civil society actors, academics and syndicate representatives.
TR Çocuk işçiliği ile ilgili kamu, sivil toplum, akademi ve sendika temsilcileri gibi konuyla ilgili çalışma yürüten tüm paydaşları yan yana getirdiğimiz yuvarlak masa toplantıları organize ediyoruz.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
round | yuvarlak |
civil | sivil |
representatives | temsilcileri |
organize | organize |
society | toplum |
and | ve |
all | tüm |
public | kamu |
meetings | toplantıları |
bring | ile |
as | gibi |
EN We organize round table meetings that bring together all stakeholders such as public authorities, civil society actors, academics and syndicate representatives.
TR Çocuk işçiliği ile ilgili kamu, sivil toplum, akademi ve sendika temsilcileri gibi konuyla ilgili çalışma yürüten tüm paydaşları yan yana getirdiğimiz yuvarlak masa toplantıları organize ediyoruz.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
round | yuvarlak |
civil | sivil |
representatives | temsilcileri |
organize | organize |
society | toplum |
and | ve |
all | tüm |
public | kamu |
meetings | toplantıları |
bring | ile |
as | gibi |
EN We organize round table meetings that bring together all stakeholders such as public authorities, civil society actors, academics and syndicate representatives.
TR Çocuk işçiliği ile ilgili kamu, sivil toplum, akademi ve sendika temsilcileri gibi konuyla ilgili çalışma yürüten tüm paydaşları yan yana getirdiğimiz yuvarlak masa toplantıları organize ediyoruz.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
round | yuvarlak |
civil | sivil |
representatives | temsilcileri |
organize | organize |
society | toplum |
and | ve |
all | tüm |
public | kamu |
meetings | toplantıları |
bring | ile |
as | gibi |
EN Ensure enhanced representation and voice for developing countries in decision-making in global international economic and financial institutions in order to deliver more effective, credible, accountable and legitimate institutions
TR Daha etkili, güvenilir, hesap verebilir ve meşru kurumların var olması için küresel uluslararası ekonomi ve finans kurumlarındaki karar verme süreçlerinde gelişmekte olan ülkelerin daha iyi temsilinin sağlanması ve seslerinin duyurulması
Ingelsk | Turksk |
---|---|
developing | gelişmekte |
economic | ekonomi |
financial | finans |
effective | etkili |
legitimate | meşru |
countries | ülkelerin |
and | ve |
global | küresel |
international | uluslararası |
institutions | kurumlar |
decision-making | karar |
ensure | güvenilir |
EN In this study, which constitutes the first census research focusing on local media in Turkey, we aimed to determine all local institutions operating in 81 provinces and the basic demographic data of these institutions
TR Türkiye’de yerel medyayı odağa alan ilk census araştırmasını oluşturan bu çalışmada, 81 ilde faaliyet gösteren tüm yerel kurumları ve bu kurumlara dair temel demografik verileri tespit etmeyi hedefledik
Ingelsk | Turksk |
---|---|
research | araştırması |
local | yerel |
institutions | kurumlar |
data | verileri |
media | medyayı |
basic | temel |
this | bu |
first | ilk |
all | tüm |
and | ve |
EN Karaosmanoğlu stated that they value the importance of public-civil society cooperation in tackling adversities, and said, “We at Support to Life are aware that the efforts of institutions alone are not enough to solve the problems
TR Olumsuzluklarla mücadelede, kamu-sivil toplum işbirliğine büyük önem atfettiklerini belirten Karaosmanoğlu; “Hayata Destek olarak, sorunların çözümü için kurumların tek başına mücadelesinin yeterli olmayacağının farkındayız
EN Fintech institutions operating in the field of payments will be provided with access to payment systems and public databases operated by the Central Bank of the Republic of Turkey.
TR Ödemeler alanında faaliyet gösteren FinTek kuruluşlarının, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca işletilen ödeme sistemlerine ve kamusal nitelikteki veri tabanlarına erişimi sağlanacaktır.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
institutions | kuruluşlar |
access | erişimi |
and | ve |
public | kamusal |
turkey | türkiye |
in the field | alanında |
payment | ödeme |
of | nın |
EN Banks, hospitals, sports clubs, other public institutions, associations, and brands in the private sector all have the opportunity to effectively promote their services on YouTube
TR Bankalar, hastaneler, spor kulüpleri, diğer kamusal kurumlar, dernekler ya da özel sektörde yer alan markalar, Youtube?da hizmetlerinin tanıtımı noktasında etkili bir şekilde yer alıyor
Ingelsk | Turksk |
---|---|
banks | bankalar |
hospitals | hastaneler |
sports | spor |
other | diğer |
public | kamusal |
institutions | kurumlar |
associations | dernekler |
brands | markalar |
services | hizmetlerinin |
in | da |
and | şekilde |
EN Development of data-driven urban policies is very important to measure the effects of the implemented policies and the accountability of public institutions
TR Kentsel politikaların veriye dayalı geliştirilmeleri; uygulanan politikaların etkilerinin ölçülmesi ve kamu kurumlarının hesapverebilirliği açılarından büyük önem taşıyor
Ingelsk | Turksk |
---|---|
urban | kentsel |
policies | politikalar |
and | ve |
public | kamu |
data | veriye |
institutions | kurumlar |
of | nın |
EN Applications are open to all NGOs, Public Institutions, and other actors working in the field of child abuse in Turkey.
TR Başvurular Türkiye’de bulunan çocuk istismarı alanında çalışmalar yürüten tüm STK, Kamu Kurumları ve diğer aktörlerin katılımına açıktır.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
applications | başvurular |
public | kamu |
institutions | kurumlar |
and | ve |
other | diğer |
actors | aktörlerin |
are | bulunan |
child | çocuk |
in the field | alanında |
all | tüm |
EN Of the intended uses of the “e-state” online platform, obtaining information from the websites of public institutions or organizations ranked first with 55.8 percent
TR E-devlet hizmetlerini kullanım amaçları arasında, kamu kurum ya da kuruluşlarına ait web sitelerinden bilgi edinme yüzde 55,8 ile ilk sırayı aldı
Ingelsk | Turksk |
---|---|
uses | kullanım |
public | kamu |
organizations | kurum |
information | bilgi |
percent | yüzde |
first | ilk |
websites | web |
EN All Public Agencies and Institutions
TR Tüm Kamu Kurum ve Kuruluşları
Ingelsk | Turksk |
---|---|
all | tüm |
public | kamu |
and | ve |
institutions | kuruluşlar |
EN Maintaining relations with public institutions, local governments and other non-governmental organizations
TR Kamu kuruluşları, yerel yönetimler ve diğer sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerin sürdürülmesi
Ingelsk | Turksk |
---|---|
local | yerel |
other | diğer |
and | ve |
with | ile |
public | kamu |
organizations | kuruluşlar |
EN Fintech institutions operating in the field of payments will be provided with access to payment systems and public databases operated by the Central Bank of the Republic of Turkey.
TR Ödemeler alanında faaliyet gösteren FinTek kuruluşlarının, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca işletilen ödeme sistemlerine ve kamusal nitelikteki veri tabanlarına erişimi sağlanacaktır.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
institutions | kuruluşlar |
access | erişimi |
and | ve |
public | kamusal |
turkey | türkiye |
in the field | alanında |
payment | ödeme |
of | nın |
EN In the meantime, exchange between the Berlin experts and public health institutions has taken root in Colombia
TR Kolombiya’da, Berlinli uzmanlarla ülkedeki resmi sağlık kurumları arasında karşılıklı alışveriş iyice pekişti
Ingelsk | Turksk |
---|---|
experts | uzmanlarla |
health | sağlık |
institutions | kurumlar |
between | arası |
the | arasında |
EN Do you want to pursue an international career in the public sector, politics or civil society institutions? The private Hertie School of Governance trains the managers of tomorrow
TR İş, siyaset ya da sivil toplum alanında uluslararası bir kariyer hayali mi kuruyorsunuz? Özel bir üniversite olan Hertie School of Governance geleceğin yöneticilerini yetiştiriyor
Ingelsk | Turksk |
---|---|
career | kariyer |
politics | siyaset |
civil | sivil |
international | uluslararası |
in | da |
society | toplum |
of | in |
EN There are Public Libraries in the Town Center, Ataeymir and Yenice Townships and they serve in municipal buildings. Ataeymir Public Library is closed due to lack of personnel.
TR İlçede basımevi, kitapevi, sinema ve tiyatro bulunmamaktadır. İlçe merkezinde 7, Yenice ve Ataeymir beldesinde 4 adet olmak üzere toplam 11 adet İnternet Kafe mevcuttur.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
center | merkezinde |
and | ve |
the | toplam |
EN Tradition 11: Our public relations policy is based on attraction rather than promotion; we need always maintain personal anonymity at the level of press, radio, films, television, and other public media of communication.
TR Gelenek 11: Halkla ilişkiler politikamız tanıtımdan çok cazibeye dayanmaktadır; basın, radyo, filmler, televizyon ve diğer kamusal iletişim araçları düzeyinde her zaman kişisel anonimliği korumamız gerekir.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
tradition | gelenek |
public | kamusal |
need | gerekir |
level | düzeyinde |
films | filmler |
television | televizyon |
radio | radyo |
other | diğer |
press | basın |
communication | iletişim |
of | her |
and | ve |
always | her zaman |
personal | kişisel |
EN Public: Everyone can see your Public form as it's indexed by the search engines.
TR Herkese Açık: Arama motorları tarafından indekslendiği için Herkese Açık formunuzu herkes görebilir.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
public | açık |
its | in |
by | tarafından |
search | arama |
engines | motorları |
everyone | için |
EN Public: As Public Forms are indexed by search engines, it is a great way to be present on the internet without a website
TR Genel: Genel Formlar arama motorları tarafından indekslendiğinden, web sitesi olmadan internette yer almanın harika bir yoludur
Ingelsk | Turksk |
---|---|
public | genel |
forms | formlar |
great | harika |
without | olmadan |
search | arama |
by | tarafından |
engines | motorları |
a | bir |
on the internet | internette |
EN The Ontology blockchain framework supports public blockchain systems and is able to customize public blockchains for applications
TR Ontology blockchain yapısı açık blockchain sistemlerini destekler ve bunların uygulamalar için özelleştirilmesine olanak sağlar
Ingelsk | Turksk |
---|---|
supports | destekler |
public | açık |
systems | sistemlerini |
applications | uygulamalar |
blockchain | blockchain |
and | ve |
EN The public key of the certificate will not match the public key of the original certificate
TR Sertifikanın genel anahtarı, orijinal sertifikanın genel anahtarıyla eşleşmeyecektir
Ingelsk | Turksk |
---|---|
public | genel |
of | ın |
certificate | sertifikanın |
original | orijinal |
key | anahtar |
EN Description: View Youthful wife receives in natures garb on public beach to tease surfers hd as completely free. BDSM porn xxx Youthful wife receives in natures garb on public beach to tease surfers video.
TR Açıklama: Genç karısı, sörfçüleri kızdırmak için halka açık plajda berbat hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx Genç karısı, sörfçüleri kızdırmak için halka açık plajda berbat video.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
description | açıklama |
hd | hd |
completely | tamamen |
bdsm | bdsm |
free | ücretsiz |
video | video |
view | görüntüle |
on | açık |
porn | porno |
xxx | xxx |
to | için |
EN 17.17. Encourage and promote effective public, public-private and civil society partnerships, building on the experience and resourcing strategies of partnerships
TR 17.17. Ortaklıkların deneyim ve kaynak sağlama stratejileri paydasına dayanan kamu, kamu-özel ve sivil toplum ortaklıklarının teşvik edilmesi ve desteklenmesi
Ingelsk | Turksk |
---|---|
and | ve |
civil | sivil |
partnerships | ortaklıklar |
experience | deneyim |
strategies | stratejileri |
society | toplum |
public | kamu |
encourage | teşvik |
of | nın |
EN Public Data: any market data, prices, information on transactions and other data obtained by us from public sources, including exchanges, and other sources and delivered to you through the Services.
TR Kamuya Açık Veriler: Borsalar ve diğer kaynaklar dahil olmak üzere kamusal kaynaklardan elde ettiğimiz ve hizmetler aracılığıyla size teslim edilen piyasa verileri, fiyatlar, işlemler hakkında bilgi ve diğer veriler.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
transactions | işlemler |
other | diğer |
sources | kaynaklardan |
delivered | teslim |
services | hizmetler |
obtained | elde |
market | piyasa |
prices | fiyatlar |
and | ve |
including | dahil |
data | verileri |
information | bilgi |
to | hakkında |
through | aracılığıyla |
on | açık |
the | size |
EN There are Public Libraries in the Town Center, Ataeymir and Yenice Townships and they serve in municipal buildings. Ataeymir Public Library is closed due to lack of personnel.
TR İlçede basımevi, kitapevi, sinema ve tiyatro bulunmamaktadır. İlçe merkezinde 7, Yenice ve Ataeymir beldesinde 4 adet olmak üzere toplam 11 adet İnternet Kafe mevcuttur.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
center | merkezinde |
and | ve |
the | toplam |
EN Federal employees and members of the public who have disabilities must have access to and use of information and services that is comparable to the access and use available to non-disabled Federal employees and members of the public.
TR Engelli federal çalışanların ve kamu üyelerinin, engelli olmayan Federal çalışanlara ve kamu üyelerinin erişimine ve kullanımına açık olan bilgilere ve hizmetlere erişim ve kullanım hakkı olması gerekir.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
federal | federal |
and | ve |
of | ın |
information | bilgilere |
services | hizmetlere |
members | üyelerinin |
must | gerekir |
access | erişim |
is | olan |
public | kamu |
available | açık |
use | kullanım |
the | olmayan |
EN This certification establishes security standards that apply to all government agencies and public organizations in Spain, and service providers on which the public services are dependent on.
TR Bu sertifika İspanya'daki tüm resmi kurumlarla kamu kuruluşlarında ve kamu hizmetlerinin bağımlı olduğu hizmet sağlayıcıları için geçerli olan güvenlik standartlarını belirler.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
certification | sertifika |
security | güvenlik |
apply | geçerli |
organizations | kuruluşlar |
this | bu |
and | ve |
public | kamu |
service | hizmet |
all | tüm |
standards | standartları |
are | olan |
EN The public key of the certificate will not match the public key of the original certificate
TR Sertifikanın genel anahtarı, orijinal sertifikanın genel anahtarıyla eşleşmeyecektir
Ingelsk | Turksk |
---|---|
public | genel |
of | ın |
certificate | sertifikanın |
original | orijinal |
key | anahtar |
EN Public service broadcasting: shaping public opinion
TR Kamu kaynaklı yayıncılık: Vatandaşlara sunulan fikir oluşturma fırsatı
Ingelsk | Turksk |
---|---|
public | kamu |
EN Tradition 11: Our public relations policy is based on attraction rather than promotion; we need always maintain personal anonymity at the level of press, radio, films, television, and other public media of communication.
TR Gelenek 11: Halkla ilişkiler politikamız tanıtımdan çok cazibeye dayanmaktadır; basın, radyo, filmler, televizyon ve diğer kamusal iletişim araçları düzeyinde her zaman kişisel anonimliği korumamız gerekir.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
tradition | gelenek |
public | kamusal |
need | gerekir |
level | düzeyinde |
films | filmler |
television | televizyon |
radio | radyo |
other | diğer |
press | basın |
communication | iletişim |
of | her |
and | ve |
always | her zaman |
personal | kişisel |
EN Public: As Public Forms are indexed by search engines, it is a great way to be present on the internet without a website
TR Genel: Genel Formlar arama motorları tarafından indekslendiğinden, web sitesi olmadan internette yer almanın harika bir yoludur
Ingelsk | Turksk |
---|---|
public | genel |
forms | formlar |
great | harika |
without | olmadan |
search | arama |
by | tarafından |
engines | motorları |
a | bir |
on the internet | internette |
EN Free public Wi-Fi is a miracle for your mobile data, but it’s also a blessing for hackers. It’s always better to use a VPN when connecting to public Wi-Fi hotspots to keep those hackers at bay.
TR Ücretsiz herkese açık Wi-Fi, mobil verileriniz için bir mucizedir ancak aynı zamanda hackler'lar için de bir nimettir. Herkese açık Wi-Fi noktalarına bağlanırken VPN kullanmak bu hacker'ları uzak tutmak için her zaman daha iyidir.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
mobile | mobil |
vpn | vpn |
public | açık |
always | her zaman |
to use | kullanmak |
but | ancak |
at | de |
to keep | tutmak |
EN Websites will get a public and private key after successfully acquiring or purchasing SSL certificates. When users access the website, their browser will request the public key to verify its identity.
TR Bir web sitesi SSL sertifikasını başarıyla aldığında genel ve özel bir anahtar alır. Kullanıcılar web sitesine eriştiğinde, tarayıcıları güvenilir olup olmadığını doğrulamak için SSL sertifikasını ve genel anahtarı ister.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
get | al |
public | genel |
successfully | başarıyla |
ssl | ssl |
browser | tarayıcı |
the | olup |
and | ve |
its | in |
users | kullanıcılar |
to | için |
EN In order for any waiver of compliance with these Terms of Use to be binding, Foursquare must provide you with written notice of such waiver through one of its authorized representatives.
TR Bu Kullanım şartlarına uymaktan herhangi bir feragatin bağlayıcı olması için, Foursquare’in yetkili temsilcilerinden biri aracılığıyla size söz konusu feragat hakkında yazılı bir bildirimde bulunması gerekir.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
waiver | feragat |
must | gerekir |
notice | bildirimde |
authorized | yetkili |
binding | bağlayıcı |
written | yazılı |
to be | olması |
these | bu |
any | herhangi |
use | kullanım |
you | size |
to | hakkında |
through | aracılığıyla |
for | için |
EN 27 Super Representatives elected directly by TRX Token holders uphold the values of decentralization by adhering to the popular sovereignty of the token and the natural rights of the token
TR TRX Token sahipleri tarafından doğrudan seçilen 27 Süper Temsilci (Super Representatives), tokenın popüler egemenliğine ve tokenın doğal haklarına bağlı kalarak merkeziyetsizliğin değerlerini sürdürür
Ingelsk | Turksk |
---|---|
directly | doğrudan |
trx | trx |
token | token |
holders | sahipleri |
popular | popüler |
natural | doğal |
and | ve |
rights | hakları |
super | super |
by | tarafından |
of | in |
EN The TRX network is run by 27 Super Representatives (SR)
TR TRX ağı 27 Süper Temsilci tarafından yönetilir
Ingelsk | Turksk |
---|---|
trx | trx |
super | süper |
network | ağı |
by | tarafından |
EN Lawyers, Consultants, executive follow-up officials, private client representatives, database managers, risk analysts
TR Avukatlar, Danışmanlar, icra takip yetkilileri, özel müşteri temsilcileri, veri tabanı yöneticileri, risk analizciler
Ingelsk | Turksk |
---|---|
client | müşteri |
representatives | temsilcileri |
managers | yöneticileri |
risk | risk |
follow | takip |
private | özel |
database | tabanı |
EN Whether you would like more information or are interested in ordering steel adaptors, Eaton professional representatives are ready to help.
TR İster daha fazla bilgi edinmek, isterse çelik adaptör sipariş etmek isteyin; Eaton’ın profesyonel temsilcileri size yardım etmeye hazır.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
information | bilgi |
or | isterse |
professional | profesyonel |
representatives | temsilcileri |
ready | hazır |
steel | çelik |
to | etmeye |
help | yardım |
you | size |
EN Whether you would like more information or are interested in ordering products, Eaton professional representatives are ready to help.
TR İster daha fazla bilgi almayı amaçlayın, ister ürünleri sipariş etmek isteyin; Eaton temsilcileri size yardımcı olmaya hazır.
Ingelsk | Turksk |
---|---|
information | bilgi |
representatives | temsilcileri |
ready | hazır |
products | ürünleri |
eaton | eaton |
help | yardımcı |
you | size |
to | etmek |
Toant {einresultaat} fan 50 oersettings