NL Veel componenten zijn modulair en kunnen onafhankelijk van elkaar worden vervangen.
{search} in Hollannin kieli voidaan kääntää seuraaviksi Turkki sanoiksi/lauseiksi:
NL Veel componenten zijn modulair en kunnen onafhankelijk van elkaar worden vervangen.
TR Birçok bileşen modüler olduğundan ayrı ayrı değiştirilmeleri mümkündür.
NL Veel componenten zijn modulair en kunnen onafhankelijk van elkaar worden vervangen.
TR Birçok bileşen modüler olduğundan ayrı ayrı değiştirilmeleri mümkündür.
NL Modulair ontwerp maakt de vervanging van verschillende componenten mogelijk.
TR Modüler tasarım çok sayıda bileşenin değiştirilmesine olanak tanır.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
verschillende | çok |
NL Modulair ontwerp en eenvoudig te verwijderen componenten.
TR Modüler tasarım ve sökülmesi kolay bileşenler.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
ontwerp | tasarım |
en | ve |
eenvoudig | kolay |
NL De meeste onderdelen zijn modulair en los van elkaar te vervangen.
TR Çoğu bileşen modülerdir ve bağımsız olarak değiştirilebilirler.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
meeste | en |
en | ve |
NL De meeste onderdelen zijn modulair en los van elkaar te vervangen.
TR Çoğu bileşen modülerdir ve bağımsız olarak değiştirilebilirler.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
meeste | en |
en | ve |
NL De webelementen zijn de essentiële componenten van elke website die wordt gebruikt om de structuur van een pagina te creëren en inhoud en informatie op verschillende manieren weer te geven
TR Web Öğeleri, bir sayfanın yapısını oluşturmak ve içerik ve bilgileri çeşitli şekillerde sunmak için kullanılan herhangi bir web sitesinin temel bileşenleridir
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
en | ve |
inhoud | içerik |
informatie | bilgileri |
NL Eenvoudig, modulair, lijmvrij ontwerp.
TR Basit, modüler, yapışkansız tasarım.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
eenvoudig | basit |
ontwerp | tasarım |
NL De Poly G7500 biedt u een modulair systeem om uw audio- en videomogelijkheden aan te passen en uit te breiden met ingebouwde beheerbaarheid op afstand
TR Poly G7500, yerleşik uzaktan yönetilebilirlik ile ses ve video kapasitenizi özelleştirmek ve genişletmek için modüler bir sistem sunar
NL Het groeiende aanbod aan apps is modulair van opzet, waardoor bibliotheken zelf kunnen bepalen welke applicaties zij wel en niet willen gebruiken
TR Modüler uygulamalar, büyüyen bir pazar aracılığıyla kullanıma sunulur ve bu modüler odakla, kütüphane hangi uygulamaların dahil edileceğini veya hariç tutulacağını seçebilir
NL Het versmolten scherm is erg dun en wordt niet ondersteund, en moet worden verwijderd voor toegang tot de andere componenten.
TR Kaynaşık ekran çok ince ve kırılgandır fakat diğer bileşenlere ulaşmak için çıkarılması gerekir.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
scherm | ekran |
en | ve |
moet | gerekir |
NL Erg eenvoudig te openen voor toegang tot interne componenten.
TR Dahili bileşenlere erişmek üzere açılması çok kolay.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
eenvoudig | kolay |
toegang | erişmek |
interne | dahili |
NL Maak herhaalde inhoud met CAD-blokken, zoals tekensymbolen, componenten en standaarddetails
TR CAD bloklarını kullanarak çizim sembolleri, bileşenler ve standart ayrıntılar gibi tekrarlayan içerikleri oluşturun
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
maak | oluşturun |
met | kullanarak |
NL De pincet met veer houdt kabels of componenten zelf vast zodat jij je handen vrij hebt
TR Yaylı cımbızlar dokunmaya gerek kalmadan kabloları veya parçaları tutar
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
houdt | tutar |
of | veya |
NL Componenten Van Intellectueel Kapitaal
TR Entelektüel Sermayenin Bileşenleri
NL De gesplitste lay-out mag niet uit twee 50/50-componenten bestaan
TR Bölünmüş düzen, iki 50/50 bileşenden oluşmamalıdır
NL Het versmolten scherm is erg dun en wordt niet ondersteund, en moet worden verwijderd voor toegang tot de andere componenten.
TR Kaynaşık ekran çok ince ve kırılgandır fakat diğer bileşenlere ulaşmak için çıkarılması gerekir.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
scherm | ekran |
en | ve |
moet | gerekir |
NL Erg eenvoudig te openen voor toegang tot interne componenten.
TR Dahili bileşenlere erişmek üzere açılması çok kolay.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
eenvoudig | kolay |
toegang | erişmek |
interne | dahili |
NL Op de Tap Scheduler kunt u rekenen voor betrouwbare prestaties met duurzame componenten, ontworpen om lang mee te gaan.
TR Dayanıklılık için üretilen sağlam bileşenlerle güvenilir bir performans için Tap Scheduler’a güvenebilirsiniz.
NL Terwijl dat voor hem de wereld kleiner maakte, was het zijn ontdekking van het internet die zijn ogen echt opende voor de mogelijkheden die er zijn
TR Bu onun için dünyayı daha küçük hale getirirken,gerçek manada olabileceklere gözünü açan İnternetin keşfi olmuştur
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
echt | gerçek |
wereld | dünyayı |
NL Er zijn tools om uw site te scannen (en dit zijn geautoriseerde tools), maar er zijn ook hackertools
TR Sitenizi taramak için araçlar vardır (ve bunlar yetkili araçlardır), ancak korsan araçları da vardır
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
en | ve |
maar | ancak |
ook | da |
uw site | sitenizi |
om | için |
NL Dit zijn waarschuwingen die de site-eigenaar informeren over wat er verbeterd kan worden. En de minder belangrijke zijn mededelingen, die geen belangrijke waarschuwingen zijn.
TR Bunlar, site sahibine nelerin iyileştirilebileceği konusunda bilgi veren uyarılardır. Ve küçük olanlar, önemli uyarılar olmayan bildirimlerdir.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
over | konusunda |
en | ve |
geen | olmayan |
site | site |
kan | bilgi |
belangrijke | önemli |
NL Omdat hij door zijn ziekte aan bed gekluisterd is, zijn we deze actie begonnen om de vervulling van zijn wens toch nog zo dichtbij mogelijk te brengen
TR Ancak, hastalığı nedeniyle yatağa bağlı olduğu için kendisini bu arzusuna olabildiğince yakınlaştıran bir kampanya başlattık
NL Foto's die in openbare Tweets zijn opgenomen, kunnen te zien zijn in zoekresultaten op Twitter. Foto's in afgeschermde Tweets en verwijderde foto's zijn niet te zien in zoekresultaten op Twitter.
TR Herkese açık Tweetlere eklenen fotoğraflar, Twitter arama sonuçlarında görüntülenebilir. Korumalı Tweetlerle gönderilen fotoğraflar ve silinen fotoğraflar, Twitter arama sonuçlarında görüntülenmez.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
openbare | açık |
zoekresultaten | arama |
en | ve |
NL Alle verwijzingen die enkelvoud of meervoud zijn en alle verwijzingen die mannelijk, vrouwelijk of neutraal in geslacht zijn, zijn bedoeld om door elkaar vervangen te kunnen worden, als de context van de zin dat impliceert.
TR Tekil veya çoğul atıflar ve erkeklere özgü, kadınlara özgü veya cinsiyetsiz atıflar, cümlenin bağlamına göre birbirlerinin yerine geçebilecek şekilde kullanılmıştır.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
en | ve |
context | bağlam |
NL Terwijl dat voor hem de wereld kleiner maakte, was het zijn ontdekking van het internet die zijn ogen echt opende voor de mogelijkheden die er zijn
TR Bu onun için dünyayı daha küçük hale getirirken,gerçek manada olabileceklere gözünü açan İnternetin keşfi olmuştur
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
echt | gerçek |
wereld | dünyayı |
NL Alle pagina's die op de eerste pagina van Google zijn beland, zijn daar niet handmatig gekomen. Ze zijn daar gekomen door onderzoek te doen, hun concurrenten in de gaten te houden en dagelijks verbeteringen aan hun site aan te brengen.
TR Google'ın ilk sayfasına çıkan tüm sayfalar oraya manuel olarak ulaşmadı. Araştırma yaparak, rakiplerini izleyerek ve sitelerinde günlük olarak iyileştirmeler yaparak oraya ulaştılar.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
alle | tüm |
eerste | ilk |
handmatig | manuel |
onderzoek | araştırma |
en | ve |
dagelijks | günlük |
NL In de overgrote meerderheid van de gevallen zal dit Google zijn, maar er zijn randgevallen waarin u de SERP wilt controleren op zoekmachines zoals Yandex, die exclusief zijn voor plaatsen zoals Rusland.
TR Vakaların büyük çoğunluğunda bu Google olacaktır, ancak Rusya gibi yerlere özel olan Yandex gibi arama motorlarında SERP kontrolü yapmak isteyeceğiniz istisnai durumlar da vardır.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
zal | olacaktır |
maar | ancak |
serp | serp |
controleren | kontrol |
yandex | yandex |
NL Er zijn misschien een paar uitzonderingen, maar over het algemeen zijn nepvolgers lege accounts, bots of mensen die niet echt geïnteresseerd zijn in je merk.
TR Birkaç istisna olabilir, ancak genel olarak sahte takipçiler boş hesaplar, botlar veya markanızla gerçekten ilgilenmeyen kişiler olacaktır.
NL De volgende definities zijn van toepassing op deze Overeenkomst. Definities die specifiek van toepassing zijn op bepaalde Diensten zijn te vinden in de Beschrijving van de Zoom-diensten.
TR Aşağıdaki tanımlar bu Sözleşmede geçerli olacaktır. Hizmete özgü tanımlar Zoom Hizmetleri Tanımı altında verilmektedir.
NL Hoewel zijn carrière soms hectisch kan zijn, maakt hij altijd tijd voor de belangrijke dingen in het leven: goede koffie, goede wijn en quality time met zijn tweelingzoons, Aiden en Sean.
TR İş hayatı zaman zaman çok yoğun olsa da, her zaman iyi kahve, iyi şarap ve ikiz oğulları Aiden ve Sean ile kaliteli zaman geçirmek için fırsat bulur.
NL Einstein gebruikte zijn kennis altijd om de wereld beter te informeren en liet zijn intelligentie na als zijn nalatenschap.
TR Einstein bilgisini her zaman dünyayı daha iyi bilgilendirmek için kullandı ve zekasını miras olarak bıraktı.
NL U ziet mogelijk een bericht dat cookies vereist zijn of dat cookies zijn uitgeschakeld in uw browser.
TR Çerezlerin gerekli olduğunu veya tarayıcınızda çerezlerin kapalı olduğunu belirten bir ileti görebilirsiniz.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
vereist | gerekli |
browser | tarayıcı |
NL Het is belangrijk om er zeker van te zijn dat er geen technische beperkingen zijn die Google tegenhouden om toegang te krijgen tot je website en deze te begrijpen.
TR Google’ın web sitenize erişmesini ve onu anlamasını engelleyen hiçbir teknik hata olmadığından emin olmak önemlidir.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
zeker | emin |
en | ve |
NL Zie alle verwijzende domeinen die erbij zijn gekomen of zijn verdwenen in een bepaalde periode.
TR Belli bir zaman aralığı boyunca kazanılan veya kaybedilen, yönlendirme yapan alanları görün.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
zie | görün |
NL We gebruiken clickstreamdata om onze zoekvolumes maandelijks te verfijnen, om er zeker van te zijn dat ze altijd up-to-date zijn.
TR Arama hacimlerimizi hassaslaştırmak için her ay tıklama verileri kullanıyoruz, böylece her zaman güncel olduklarından emin oluyoruz.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
zeker | emin |
altijd | her zaman |
NL Laten we eerlijk zijn: softwarevergelijkingspagina‘s als deze zijn meestal bevooroordeeld
TR Gerçekçi olalım: Bunun gibi yazılım kıyaslama sayfaları genellikle taraflıdır
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
meestal | genellikle |
zijn | bunun |
NL We zijn niet alleen het gereedschap, we zijn de hele werkplaats.
TR Biz yalnızca bir araç değiliz, atölyenin ta kendisiyiz.
NL We zijn opgericht in 1999 en zijn een pionier in het aanbieden van cloud software
TR Şirketi 1999 yılında başlattık ve Avrupa'da bulut yazılımının öncüleri arasındayız
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
en | ve |
cloud | bulut |
NL Gegevens die zijn samengesteld op het Quip-platform, zijn altijd actueel en klaar voor bespreking in real-time.
TR Quip platformunda oluşturulan veriler her zaman günceldir ve gerçek zamanlı olarak tartışmaya hazırdır.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
gegevens | veriler |
altijd | her zaman |
en | ve |
real | gerçek |
NL Op de meeste websites zijn er pagina’s die meer waard zijn dan andere pagina’s. Begin met het verbeteren van de pagina’s die het meeste verkeer trekken of de meeste verkopen.
TR Çoğu web sitesinde, bazı sayfalar diğerlerinden daha değerlidir. Trafik ve satıştan en iyi şekilde yararlanan sayfaların geliştirilmesinden başlayın.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
websites | web |
verkeer | trafik |
verkopen | satış |
die | şekilde |
begin | başlayın |
NL De branchecollecties van Autodesk zijn softwaresuites die speciaal in een pakket zijn samengevoegd voor bouw- en infrastructuurontwerp, productontwerp en productie, en media en entertainment.
TR Autodesk sektörel çözüm paketleri; bina, inşaat ve altyapı tasarımı, ürün tasarımı ve imalatı ile medya ve eğlence için özel olarak bir araya getirilen yazılımlardan oluşan paketlerdir.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
en | ve |
media | medya |
autodesk | autodesk |
NL U hoeft zich nooit nog af te vragen of de gegevens die u bekijkt, verouderd zijn. Open live Salesforce-rapporten in Quip met één enkele klik. De gegevens zijn altijd up-to-date en klaar voor bespreking.
TR Baktığınız verinin eski olup olmadığından endişelenmenize asla gerek kalmayacak. Tek bir tıklamayla Quip'te canlı Salesforce raporlarını açın. Veriler her zaman günceldir ve tartışmaya hazırdır.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
hoeft | gerek |
nooit | asla |
gegevens | veriler |
open | açın |
live | canlı |
NL We zijn een team dat zich inzet om de manier waarop de wereld samenwerkt te veranderen. Daar hebben we echt plezier in. We zijn een eclectische groep van ouders, wereldreizigers en fanatieke (bord)spelers.
TR Dünyanın işbirliği yapma yöntemlerini değiştirmeye kararlı bir ekibiz ve bunu yaparken çok eğleniyoruz. Biz, ebeveynler, dünya gezginleri ve ciddi (masa oyunu) oyuncularından oluşan karmaşık bir grubuz. Bu kişiler bizim liderlerimiz.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
en | ve |
NL Niet alle onderdelen of verkopers bieden dezelfde kwaliteit. Moeilijk te weten of ze goed, slecht of inconsistent zijn. We zijn al meer dan 10 jaar bezig met het nagaan van bronnen en leveranciers.
TR Tüm parçalar ya da satıcılar eşit olarak yaratılmamıştır. Üstelik zaman zaman iyiyi, kötüyü ve güvenilmez olanı ayırmak da zordur. On yıldan uzun bir süredir kaynakları ve tedarikçileri değerlendirme olanağına sahip olduk.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
alle | tüm |
onderdelen | parçalar |
of | ya |
en | ve |
bronnen | kaynakları |
NL Soms zijn er OEM-onderdelen (Original Equipment Manufacturer) beschikbaar, maar veel fabrieksonderdelen zijn gewoon niet beschikbaar —voor niemand
TR Zaman zaman OEM (Orijinal Malzeme Üreticisi) parçalar mevcut olmakla birlikte, çoğu orijinal parça herkes için erişilebilir değildir
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
maar | de |
niet | değildir |
onderdelen | parçalar |
veel | çoğu |
NL Golden Frog's oprichters, Ron en Carolyn Yokubaitis, zijn internet veteranen die eigenaars zijn van internet bedrijven en hierin opereren sinds het begin van het publieke internet in 1994 (eerder dan de Web!)
TR Golden Frog'un kurucuları Ron ve Carolyn Yokubaitis, kamu internetinin ortaya çıktığı 1994'ten beri (Web'den önce!) kendi internet işlerine sahip olmuş ve bunu yürütmüş olan deneyimli İnternet kullanıcılarıdır
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
en | ve |
NL In de loop der jaren zijn de regels van het Open Internet Order versoepeld, en restricties voor bedrijven zijn losser geworden
TR Yıllar içinde Açık Internet Kuralları düzenlemeleri yumuşadı ve şirketler üzerindeki kısıtlamalar gevşedi
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
open | açık |
internet | internet |
en | ve |
regels | kuralları |
bedrijven | şirketler |
NL Jamie drijft onze visie, strategie en groei aan. Zijn liefde voor klanten wordt alleen maar vervangen door zijn genegenheid voor chocolade.
TR Jamie vizyonumuzu, stratejimizi ve büyümemizi yönlendiriyor. Müşterilere olan sevgisi sadece çikolataya olan sevgisinin yerini alıyor.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
en | ve |
klanten | müşterilere |
NL Onze taalmodellen zijn de beste in zijn klasse. Zorg voor een nauwkeurige transcriptie van uw vergaderingen en conferenties.
TR Dil modellerimiz sınıfının en iyisi. Toplantılarınızın ve konferanslarınızın doğru transkripsiyonunu alın.
Hollannin kieli | Turkki |
---|---|
beste | en iyisi |
en | ve |
Näytetään 50 / 50 käännöstä