EN Your concierge staff will be ready and able to respond promptly to the needs of guests
Ingelesa-ko "must promptly respond" Turkiera hitz/esaldi hauetara itzul daiteke:
EN Your concierge staff will be ready and able to respond promptly to the needs of guests
TR Danışma personeliniz, konukların ihtiyaçlarına derhal cevap vermeye hazır olur
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
ready | hazır |
of | ın |
needs | ihtiyaç |
will | olur |
EN Step 10: We continued to take personal inventory and when we were wrong promptly admitted it.
TR Adım 10: Kişisel envanter almaya devam ettik ve yanıldığımızda bunu hemen kabul ettik.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
step | adım |
continued | devam |
take | kabul |
inventory | envanter |
and | ve |
personal | kişisel |
it | bunu |
EN I really liked the service, the efficiency and time saving. Every message was promptly replied. Great ... totally recommend!
TR çok güzel, kullanımı kolay. sohbet yoluyla yardım aldım! ben tavsiye ediyorum
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
great | güzel |
i | ben |
service | kullanımı |
EN Are you ready to grow your business together with TVBET? Please, complete the form below, specify your request by typing a comment, and our managers will contact you promptly.
TR TVBET ile işinizi büyütmeye hazır mısınız? Lütfen aşağıdaki formu doldurun ve yorum alanına isteğinizi belirtin, yöneticimiz en kısa sürede sizinle iletişime geçecektir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
ready | hazır |
business | iş |
specify | belirtin |
a | a |
comment | yorum |
are you | mısınız |
contact | iletişime |
form | formu |
with | sizinle |
please | lütfen |
complete | doldurun |
the | aşağıdaki |
and | ve |
EN The investigation is handled promptly and the result is reached as quickly as possible.
TR Soruşturma ivedi yöntemle ele alınır ve sonuca mümkün olan en seri şekilde ulaşılır.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
possible | mümkün |
is | olan |
and | ve |
the | şekilde |
EN At the same time Germany and the EU should promptly find a mechanism for immediately passing on over-ordered quantities of vaccine to developing countries.
TR Aynı zamanda Almanya ve AB ısmarlanmış aşıların gelişmekte olan ülkelere hemen iletebilebilmesini sağlamaya yönelik bir mekanizmayı vakitlice bulmalı.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
eu | ab |
vaccine | aşı |
developing | gelişmekte |
germany | almanya |
and | ve |
time | zamanda |
countries | ülkelere |
immediately | hemen |
the | aynı |
same | bir |
EN Are you ready to grow your business together with TVBET? Please, complete the form below, specify your request by typing a comment, and our managers will contact you promptly.
TR TVBET ile işinizi büyütmeye hazır mısınız? Lütfen aşağıdaki formu doldurun ve yorum alanına isteğinizi belirtin, yöneticimiz en kısa sürede sizinle iletişime geçecektir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
ready | hazır |
business | iş |
specify | belirtin |
a | a |
comment | yorum |
are you | mısınız |
contact | iletişime |
form | formu |
with | sizinle |
please | lütfen |
complete | doldurun |
the | aşağıdaki |
and | ve |
EN Employees have their access rights promptly modified upon change in employment.
TR Çalışanların erişim hakları, istihdam değişikliklerinin ardından derhal değiştirilir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
their | de |
access | erişim |
in | ardından |
rights | hakları |
employment | iş |
EN 10. Continued to take personal inventory and when we were wrong promptly admitted it.
TR 10. Kişisel envanter almaya devam ettik ve yanıldığımızda hemen kabul ettik.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
continued | devam |
take | kabul |
inventory | envanter |
and | ve |
personal | kişisel |
EN You agree to promptly update your Payment Method to allow for timely payment
TR Zamanında ödemeye izin vermek için Ödeme Yönteminizi ivedilikle güncellemeyi kabul etmektesiniz
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
you | in |
timely | zamanında |
agree | kabul |
EN In an effort to expedite resolution of any such dispute by the Administrative Arbitrator, the parties agree that the Administrative Arbitrator may set forth such procedures as are necessary to resolve any disputes promptly
TR Bu tür herhangi bir anlaşmazlığın İdari Hakem tarafından çözümünü hızlandırma amacıyla taraflar, İdari Hakemin herhangi bir anlaşmazlığı ivedilikle çözmek için gereken prosedürleri kendisinin belirleyebileceğini kabul etmektedir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
parties | taraflar |
by | tarafından |
of | in |
the | kabul |
any | herhangi |
such | bu |
to | için |
EN (b) maintain and promptly update the Registration Data to keep it true, accurate, current and complete
TR (b) doğru, kesin, güncel ve tam olmasını sağlamak için Kayıt Verilerini hızlı şekilde güncellemeyi
EN We must give them the space to tell us about their experiences, we must believe them, and we must support them in their fight against racism
TR Yaşadıklarını anlatmaları için onlara alan tanımalı, onlara inanmalı ve ırkçılığa karşı mücadelede onları desteklemeliyiz
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
and | ve |
give | için |
EN Applicant organizations must be non-profit and non-governmental organizations. NGOs wishing to apply for a grant must make registration online first.
TR Başvuruda bulunacak olan kuruluşlar kar amacı gütmeyen ve sivil toplum örgütleri olmalıdır. Hibe başvurusunda bulunmak isteyen STK’ lar, öncelikle çevrimiçi kayıt yaptırmalıdır.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
non-profit | kar amacı gütmeyen |
and | ve |
grant | hibe |
registration | kayıt |
online | çevrimiçi |
organizations | örgütleri |
first | öncelikle |
must | olmalıdır |
a | olan |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN "Grilled octopus is a must. Love the Greek salad too. Their new dessert: fried doughnut is recommended for less sweet preference, otherwise go for Baklava :d Cocktail: Aphrodite - Greek must have."
TR "Muhteşem bir yer! Porsiyonlar çok bol, meze söylerken aşırıya kaçmayın çünkü bitiremezsiniz! Dolması, hamsisi, balıkları; Singapur’da memleket esintisi resmen ????"
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
a | bir |
have | ya |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Exception: script titles must be in English, and their description must begin with English, followed by other languages.
TR İstisna: komut dosyaları başlıkları İngilizce olmalı ve açıklamaları İngilizce ile başlamalı ve ardından diğer diller gelmelidir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
other | diğer |
languages | diller |
must | olmalı |
and | ve |
with | ile |
in | ardından |
EN Your opt-out notice must be individualized and must be sent from the email address associated with your individual Zoom account
TR Tahkimden çekilme bildiriminiz kişiselleştirilmiş olmalıdır ve bireysel Zoom hesabınız ile ilişkili e-posta adresinden gönderilmelidir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
associated | ilişkili |
zoom | zoom |
from | adresinden |
posta | |
individual | bireysel |
account | hesabı |
must | olmalıdır |
and | ve |
with | ile |
EN The web server must be configured to create this variable. For example in Apache HostnameLookups On must be set inside httpd.conf for it to exist. See also
TR HTTP sunucusu bu değişkeni oluşturmak için yapılandırılmalıdır. Bunun için, örneğin Apache'de httpd.conf içinde HostnameLookups On olmalıdır. Ayrıca
EN Monitor your customers’ opinion and jump to the very review you need to reply. The tool will bring you to the platform where the review has been created, so that you’ll be able to respond to it quickly.
TR Müşterilerinizin görüşlerini takip edin ve yanıtlamanız gereken değerlendirmeye geçiş yapın. Araç, sizi değerlendirmenin oluşturulduğu yere götürür bu sayede daha hızlı cevap verebilirsiniz.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
need | gereken |
your customers | müşterilerinizin |
quickly | hızlı |
to | yapın |
the | araç |
that | sizi |
and | ve |
EN Send us email and we'll respond shortly
TR Bize e-posta gönderin ve kısa sürede dönüş yapalım
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
shortly | kısa |
posta | |
and | ve |
us | bize |
send | gönderin |
EN If you would like to contact us, please complete the form below and we will respond to you as soon as possible.
TR Bizimle iletişime geçmek için lütfen aşağıdaki formu doldurun. Size en kısa sürede geri dönüş sağlayacağız.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
contact | iletişime |
form | formu |
to | geri |
please | lütfen |
complete | doldurun |
and | geçmek |
the | aşağıdaki |
you | size |
EN We now had to define a new ‘normal’ and respond to the changing and increasing needs of the most vulnerable among our clients.
TR Artık yeni bir ‘normal’ tanımlamak ve danışanlarımız olan dezavantajlı kesimlerin değişen ve artan ihtiyaçlarına cevap verebilmek zorundaydık.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
define | tanımlamak |
normal | normal |
increasing | artan |
most | en |
and | ve |
needs | ihtiyaç |
new | yeni bir |
among | bir |
EN We continually innovate to enhance our services and applications, and to respond to changing Internet restrictions around the world.
TR Hizmet ve uygulamalarımızı geliştirmez, ve dünyanın her yerinde değişen İnternet kısıtlamalarına karşılık vermek için sürekli olarak yenilik getiriyoruz.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
continually | sürekli |
world | dünyanın |
innovate | yenilik |
services | hizmet |
and | ve |
applications | uygulamalar |
EN Please fill out the form and ask your questions in the 'Anything else we should know?' field. Our Enterprise team will respond to you quickly.
TR Lütfen formu doldurun ve sorularınızı 'Bilmemiz gereken başka bir şey var mı? ' alanı. Enterprise ekibimiz size hızlı bir şekilde yanıt verecektir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
fill | doldurun |
should | gereken |
respond | yanıt |
enterprise | enterprise |
form | formu |
questions | sorular |
please | lütfen |
field | alan |
and | ve |
the | başka |
EN If somebody is sending us private messages during a meeting that are inappropriate, we may respond with a private message to set boundaries and ask that the member stop messaging us.
TR Bir toplantı sırasında biri bize uygunsuz özel mesajlar gönderirse, sınırları belirlemek için özel bir mesajla yanıt verebilir ve üyenin bize mesaj göndermeyi bırakmasını isteyebiliriz.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
inappropriate | uygunsuz |
respond | yanıt |
meeting | toplantı |
boundaries | sınırları |
message | mesaj |
and | ve |
messages | mesajlar |
during | sırasında |
us | bize |
to | için |
EN Actions we can take to respond in the moment when an incident occurs outside of a meeting (such as on a phone call, while exchanging messages, or in person).
TR Toplantı dışında bir olay meydana geldiğinde (telefon görüşmesi sırasında, mesaj alışverişi sırasında veya şahsen) yanıt vermek için yapabileceğimiz eylemler.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
respond | yanıt |
incident | olay |
occurs | meydana |
meeting | toplantı |
phone | telefon |
actions | eylemler |
outside | dışında |
of | in |
or | veya |
a | bir |
to | için |
EN Actions a group can take to respond to inappropriate behavior
TR Bir grubun uygunsuz davranışlara yanıt vermek için gerçekleştirebileceği eylemler
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
actions | eylemler |
group | grubun |
respond | yanıt |
inappropriate | uygunsuz |
behavior | davranış |
to | için |
a | bir |
EN Here are some ideas that groups might include in a protocol for how to respond to inappropriate behavior:
TR Aşağıda, grupların uygunsuz davranışlara nasıl yanıt verileceği konusunda bir protokole dahil edebileceği bazı fikirler verilmiştir:
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
ideas | fikirler |
include | dahil |
respond | yanıt |
inappropriate | uygunsuz |
behavior | davranış |
groups | grupları |
in | da |
a | bir |
some | bazı |
how | nasıl |
EN Also, you can take advantage of the geolocation restriction feature to further customize the demographic that can respond to your surveys
TR Ayrıca, anketlerinize yanıt verebilecek demografiyi daha da özelleştirmek için coğrafi konum kısıtlama özelliğinden yararlanabilirsiniz
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
respond | yanıt |
customize | özelleştirmek |
of | in |
EN On top of being reasonably priced, they always respond quickly willing to help in any way needed
TR Uygun fiyatlı olmalarının yanında, yardıma ihtiyacım olduğunda daima hızlı cevap veriyorlar
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
always | daima |
quickly | hızlı |
EN Follow every brand-relevant keyword, spot critical mentions, and respond with speed before potential crises flare up.
TR Markanız hakkında sosyal medyada konuşulanları takip edebilir ve olası krizler büyümeden önüne geçebilirsiniz.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
follow | takip |
potential | olası |
and | ve |
with | hakkında |
EN Work together with your team to review and respond to incoming messages, or assign a message directly to a team member.
TR Bir mesajı doğrudan bir ekip arkadaşınıza atayın veya yanıtlamak için hep birlikte çalışın.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
directly | doğrudan |
team | ekip |
or | veya |
a | bir |
message | mesaj |
to | için |
with | birlikte |
EN Respond to your website visitors from one solution and reduce your costs thanks to our live chat app!
TR Web sitenizin ziyaretçilerine tek bir çözümden yanıt verin ve canlı sohbet uygulamamız sayesinde maliyetlerinizi azaltın!
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
respond | yanıt |
website | web |
your website | sitenizin |
live | canlı |
chat | sohbet |
and | ve |
{Totalresult} itzulpenen 50 erakusten