EN Supplements can serve useful purposes: education, exchange of research information, ease of access to focused content and improved cooperation between academic and corporate entities.
Ingelesa-ko "improved cooperation between" Turkiera hitz/esaldi hauetara itzul daiteke:
EN Supplements can serve useful purposes: education, exchange of research information, ease of access to focused content and improved cooperation between academic and corporate entities.
TR Ekler faydalı amaçlara hizmet edebilir: eğitim, araştırma bilgilerinin değiş tokuşu, odaklanılan içeriklere erişim kolaylığı ve akademik ile kurumsal kuruluşlar arasındaki iş birliğinin artırılması.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
can | edebilir |
serve | hizmet |
education | eğitim |
research | araştırma |
information | bilgilerinin |
access | erişim |
content | içeriklere |
academic | akademik |
corporate | kurumsal |
useful | faydalı |
ease | kolaylığı |
and | ve |
between | arasındaki |
to | e |
EN Supplements can serve useful purposes: education, exchange of research information, ease of access to focused content and improved cooperation between academic and corporate entities.
TR Ekler faydalı amaçlara hizmet edebilir: eğitim, araştırma bilgilerinin değiş tokuşu, odaklanılan içeriklere erişim kolaylığı ve akademik ile kurumsal kuruluşlar arasındaki iş birliğinin artırılması.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
can | edebilir |
serve | hizmet |
education | eğitim |
research | araştırma |
information | bilgilerinin |
access | erişim |
content | içeriklere |
academic | akademik |
corporate | kurumsal |
useful | faydalı |
ease | kolaylığı |
and | ve |
between | arasındaki |
to | e |
EN 17.6.1. Number of science and/or technology cooperation agreements and programmes between countries, by type of cooperation 17.6.2. Fixed Internet broadband subscriptions per 100 inhabitants, by speed
TR 17.6.1. İşbirliği türüne göre ülkeler arasındaki bilim ve / veya teknoloji işbirliği anlaşmaları ve programlarının sayısı 17.6.2. Hıza göre 100 kişiye düşen sabit internet genişbant abonelikleri
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
or | veya |
cooperation | işbirliği |
fixed | sabit |
internet | internet |
countries | ülkeler |
and | ve |
technology | teknoloji |
science | bilim |
by | göre |
type | tür |
between | arasındaki |
of | nın |
EN Following this process when we directly experienced how successful cooperation increases efficiency and effectiveness, we decided to carry our cooperation a step further.
TR Başarılı iş birliklerinin verim ve etkinliği nasıl artırdığını birebir deneyimlediğimiz bu sürecin ardından, çalışmamızı bir adım ileriye taşıma kararı aldık.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
successful | başarılı |
this | bu |
step | adım |
and | ve |
a | bir |
how | nasıl |
EN Tetra Laval Food for Development drives the development of the dairy and food value chain through cooperation with customers, governments, development cooperation agencies, funding organisations and NGO’s all over the world.
TR Tetra Laval Gıda için Gelişim; müşteriler, hükümetler, gelişim ajansları, fon sağlama organizasyonları ve STK'lar ile işbirliği yoluyla süt ürünleri ve gıda değer zinciri genelinde gelişim için çaba göstermektedir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
tetra | tetra |
development | gelişim |
value | değer |
chain | zinciri |
cooperation | işbirliği |
customers | müşteriler |
food | gıda |
and | ve |
for | için |
of | in |
all | de |
with | ile |
EN With the high-quality audio, manual services still returned results that ranged between 95-99% accuracy. However, Sonix transcripts improved to 97% accuracy.
TR Yüksek kaliteli ses ile manuel servisler hala% 95-99 doğruluk arasında değişen sonuçlar döndürdü. Bununla birlikte, Sonix transkriptleri% 97 doğruluğa yükseldi.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
manual | manuel |
services | servisler |
transcripts | transkriptleri |
high | yüksek |
sonix | sonix |
quality | kaliteli |
still | hala |
however | de |
between | arası |
EN Also this cooperation model that come forward to support and extend power of localization plays an effective role in establishing a closer bridge between host community and refugees.
TR Ayrıca yerelleşmenin gücünü desteklemek ve yaygınlaştırmak için öne çıkan bu iş birliği modeli, ev sahibi toplum ve mülteciler arasında daha yakın köprü kurulmasında da etkili bir rol oynuyor.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
model | modeli |
power | gücü |
effective | etkili |
role | rol |
community | toplum |
refugees | mülteciler |
this | bu |
closer | daha yakın |
and | ve |
in | da |
to support | desteklemek |
of | in |
a | bir |
EN Other In the discussion part of the workshop, the needs of the parties were focused on ensuring that the cooperation between civil society and academia is sustainable
TR Çalıştayın tartışma bölümünde sivil toplum-akademi arasındaki işbirliğinin sürdürülebilir olması için tarafların ihtiyaçlarına odaklanıldı
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
discussion | tartışma |
parties | taraflar |
civil | sivil |
society | toplum |
sustainable | sürdürülebilir |
of | in |
needs | ihtiyaç |
between | arasındaki |
in | için |
EN In the second period of pre-accession financial cooperation between 2013-2020, the direct resources allocated by the EU for the development of civil society in Turkey have reached approximately 200 million Euros
TR 2013-2020 yılları arasındaki katılım öncesi mali işbirliğinin ikinci döneminde AB’nin Türkiye’de sivil toplumun gelişimi için ayırdığı doğrudan kaynaklar yaklaşık 200 milyon Avro bulmuştur
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
period | döneminde |
financial | mali |
direct | doğrudan |
resources | kaynaklar |
civil | sivil |
society | toplumun |
million | milyon |
euros | avro |
second | ikinci |
of | in |
between | arasındaki |
for | için |
EN Strengthening the cooperation between CSOs and the Public Sector by supporting the establishment of balanced and transparent mechanisms,
TR Dengeli ve şeffaf mekanizmaların oluşturulmasını destekleyerek STK’lar ve Kamu Sektörü arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi,
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
strengthening | güçlendirilmesi |
and | ve |
of | ın |
balanced | dengeli |
transparent | şeffaf |
public | kamu |
between | arasındaki |
sector | sektör |
EN Encouraging exchanges and cooperation between citizens in Turkey and in the EU to work together in areas of common interest, share technical knowledge and expertise, and establish long-term partnerships.
TR Ortak ilgi alanlarında birlikte çalışmaları, teknik bilgi ve uzmanlığı paylaşmaları ve uzun dönemli ortaklıklar oluşturmaları için Türkiye ve AB’de vatandaşlar arasındaki değişimler ve işbirliğinin teşvik edilmesi.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
turkey | türkiye |
work | iş |
common | ortak |
interest | ilgi |
share | paylaş |
technical | teknik |
partnerships | ortaklıklar |
long | uzun |
and | ve |
to | edilmesi |
expertise | bilgi |
between | arasındaki |
of | in |
EN Support for the Cooperation between Civil Society and Academy
TR Sivil Toplum Akademi İşbirliğine Destek
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
support | destek |
civil | sivil |
society | toplum |
academy | akademi |
EN Other In the discussion part of the workshop, the needs of the parties were focused on ensuring that the cooperation between civil society and academia is sustainable
TR Çalıştayın tartışma bölümünde sivil toplum-akademi arasındaki işbirliğinin sürdürülebilir olması için tarafların ihtiyaçlarına odaklanıldı
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
discussion | tartışma |
parties | taraflar |
civil | sivil |
society | toplum |
sustainable | sürdürülebilir |
of | in |
needs | ihtiyaç |
between | arasındaki |
in | için |
EN In the second period of pre-accession financial cooperation between 2013-2020, the direct resources allocated by the EU for the development of civil society in Turkey have reached approximately 200 million Euros
TR 2013-2020 yılları arasındaki katılım öncesi mali işbirliğinin ikinci döneminde AB’nin Türkiye’de sivil toplumun gelişimi için ayırdığı doğrudan kaynaklar yaklaşık 200 milyon Avro bulmuştur
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
period | döneminde |
financial | mali |
direct | doğrudan |
resources | kaynaklar |
civil | sivil |
society | toplumun |
million | milyon |
euros | avro |
second | ikinci |
of | in |
between | arasındaki |
for | için |
EN Strengthening the cooperation between CSOs and the Public Sector by supporting the establishment of balanced and transparent mechanisms,
TR Dengeli ve şeffaf mekanizmaların oluşturulmasını destekleyerek STK’lar ve Kamu Sektörü arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi,
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
strengthening | güçlendirilmesi |
and | ve |
of | ın |
balanced | dengeli |
transparent | şeffaf |
public | kamu |
between | arasındaki |
sector | sektör |
EN Encouraging exchanges and cooperation between citizens in Turkey and in the EU to work together in areas of common interest, share technical knowledge and expertise, and establish long-term partnerships.
TR Ortak ilgi alanlarında birlikte çalışmaları, teknik bilgi ve uzmanlığı paylaşmaları ve uzun dönemli ortaklıklar oluşturmaları için Türkiye ve AB’de vatandaşlar arasındaki değişimler ve işbirliğinin teşvik edilmesi.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
turkey | türkiye |
work | iş |
common | ortak |
interest | ilgi |
share | paylaş |
technical | teknik |
partnerships | ortaklıklar |
long | uzun |
and | ve |
to | edilmesi |
expertise | bilgi |
between | arasındaki |
of | in |
EN Besides, cooperation between the company and universities, research institutes about production of parts, systems and r&d trainings was established.
TR Ayrıca, Ar-Ge projeleri ile prototip parça ve sistem üretiminde araştırma kurumları ve üniversitelerle işbirlikleri yapılmıştır.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
company | iş |
research | araştırma |
systems | sistem |
and | ve |
the | ile |
EN Germany's and Italy's heads of government stressed how important the cooperation between their two countries was for the EU
TR Almanya ve İtalya’nın hükümet başkanları, iki ülke arasındaki işbirliğinin AB için ne kadar önemli olduğunu vurguladılar
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
government | hükümet |
eu | ab |
heads | başkanları |
important | önemli |
countries | ülke |
how | almanya |
of | in |
and | ve |
between | arasındaki |
for | için |
EN In their coalition agreement, the SPD, FDP and Greens are aiming to achieve a “genuine joint foreign, security and defence policy in Europe” – including greater cooperation between the national armies
TR Koalisyon anlaşmasında SPD, FDP ve Yeşiller; ulusal ordular arasında daha fazla işbirliği de dahil olmak üzere “Avrupa’da gerçek bir ortak dış, güvenlik ve savunma politikası”nı hedefliyor
EN Excellence clusters conduct research into cell and development biology, quantum mechanics at the atomic level and efficient cooperation between humans and machines
TR Kuruluşun mükemmeliyet kümeleşmeleri hücre ve gelişim biyolojisi, atom seviyesinde kuantum mekaniği ve insan ve makine arasında verimli işbirliği alanlarında araştırmalar yürütüyorlar
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
research | araştırmalar |
cell | hücre |
development | gelişim |
level | seviyesinde |
efficient | verimli |
cooperation | işbirliği |
at | nda |
and | ve |
between | arası |
the | arasında |
EN For many years, the integrity of health and medical research and its reporting has been improved by requiring the adherence to reporting guidelines like CONSORT
TR Uzun yıllar boyunca, sağlık ve tıp alanındaki araştırmaların doğruluğu ve bunların raporlanması CONSORT gibi raporlama kurallarına uyulması istenerek iyileştirilmiştir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
years | yıllar |
reporting | raporlama |
guidelines | kuralları |
health | sağlık |
medical | tıp |
and | ve |
the | gibi |
research | araştırmalar |
EN This ensures top performance in patient care, improved productivity and administrative management through evidence-based interactive curriculum.
TR Bu sayede hasta bakımında en yüksek performans, daha fazla verimlilik ve kanıt tabanlı etkileşimli müfredat aracılığıyla idari yönetim sağlanır.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
performance | performans |
patient | hasta |
productivity | verimlilik |
administrative | idari |
management | yönetim |
interactive | etkileşimli |
evidence | kanıt |
based | tabanlı |
and | ve |
this | bu |
top | en |
care | bakım |
through | aracılığıyla |
improved | daha |
EN Find out how a medical centre improved staff efficiency and satisfaction, patient safety and cost savings with Elsevier.
TR Bir tıp merkezinin Elsevier ile çalışanlarının verimliliği ve memnuniyetini, hasta güvenliğini ve maliyet tasarruflarını nasıl artırdığını keşfedin.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
medical | tıp |
efficiency | verimliliği |
satisfaction | memnuniyetini |
patient | hasta |
cost | maliyet |
elsevier | elsevier |
and | ve |
how | nasıl |
a | bir |
safety | güvenliğini |
with | ile |
find | keşfedin |
EN How a Pharmacy Improved Efficiency and Effectiveness
TR Bir Eczane Verimini ve Etkililiğini Nasıl Artırdı
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
pharmacy | eczane |
and | ve |
a | bir |
how | nasıl |
EN These answers, based on the latest evidence, help physicians to reduce unnecessary referrals, tests and treatments, while contributing to improved care outcomes and higher patient satisfaction.
TR En son kanıtlara dayalı olan bu cevaplar doktorların gereksiz yapılan sevkleri, testleri ve tedavileri azaltabilmesini sağlamanın yanında, bakım sonuçlarının iyileştirilmesine ve hasta memnuniyetinin artmasına katkı sağlar.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
answers | cevaplar |
unnecessary | gereksiz |
care | bakım |
outcomes | sonuçları |
patient | hasta |
and | ve |
these | bu |
to | yanında |
latest | en |
the latest | son |
based | dayalı |
EN The area surrounding the agora had improved a lot the end of the Hellenistic era
TR Helenistik zamanın sonunda şehir özellikle agorayı çevreleyen alan çok gelişti
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
the end | sonunda |
of | alan |
the | çok |
EN Improved video player for better performance
TR Daha iyi performans için geliştirilmiş video oynatıcı
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
video | video |
performance | performans |
for | için |
better | daha iyi |
improved | geliştirilmiş |
EN Changed and significantly improved multi-tab experience.
TR Değişen ve önemli ölçüde geliştirilmiş çoklu sekme deneyimi.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
and | ve |
experience | deneyimi |
improved | geliştirilmiş |
multi | çoklu |
tab | sekme |
EN Same exceptional Eaton adaptors, with improved corrosion resistance
TR Aynı sıradışı Eaton adaptörleri, artık gelişmiş korozyon direnciyle
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
eaton | eaton |
improved | gelişmiş |
same | aynı |
EN Dura-Kote is an innovative plating technology for steel adaptors, offering more corrosive protection for longer life, lower replacement costs and improved appearance
TR Dura-Kote daha uzun ömür, daha düşük değişim maliyeti ve daha iyi bir görünüm sağlamak amacıyla çelik adaptörlere korozyona karşı daha iyi koruma sunan yenilikçi bir kaplama teknolojisidir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
innovative | yenilikçi |
offering | sunan |
protection | koruma |
costs | maliyeti |
steel | çelik |
and | ve |
longer | daha uzun |
more | daha |
lower | düşük |
for | karşı |
EN This methodology can be improved, for example by detecting and removing payments from transactions consolidating UTXOs or entities moving funds from cold to hot storage.
TR Bu yöntem, örneğin, UTXO'ları konsolide eden işlemlerden ya da parasını soğuk depodan sıcak depoya taşıyan kuruluşlardan gelen ödemeler tespit edilip çıkarılarak daha da sağlıklı bir hale getirilebilir.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
detecting | tespit |
cold | soğuk |
hot | sıcak |
payments | ödemeler |
this | bu |
and | gelen |
EN An improved experience for visitors where English is a second language
TR İngilizcenin ikinci bir dil olduğu ziyaretçiler için geliştirilmiş bir deneyim
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
experience | deneyim |
visitors | ziyaretçiler |
improved | geliştirilmiş |
language | dil |
for | için |
is | olduğu |
second | ikinci |
a | bir |
EN Improved survey filling experience with Step View
TR Adım Görünümü ile iyileştirilmiş anket doldurma deneyimi
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
survey | anket |
experience | deneyimi |
step | adım |
view | görünümü |
EN Better collaboration, more transparency, Improved reactivity, Clear ownership ..
TR Daha iyi işbirliği, daha fazla şeffaflık, Geliştirilmiş tepkisellik, Net sahiplik ..
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
collaboration | işbirliği |
clear | net |
transparency | şeffaflık |
better | daha iyi |
improved | geliştirilmiş |
EN During testing, EC2’s C5 instances improved our application’s request execution time by over 50-percent when compared to our existing C4 instances
TR Test sırasında, EC2’nin C5 bulut sunucuları mevcut C4 bulut sunucularımıza göre uygulamamızın istek yürütme süresini yüzde 50’yi aşan bir oranda geliştirdi
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
testing | test |
s | s |
request | istek |
execution | yürütme |
existing | mevcut |
percent | yüzde |
during | sırasında |
by | göre |
to | bir |
EN The new C5 instances concretely improved our network performance.”
TR Yeni C5 bulut sunucuları ağ performansımızı hissedilir derecede geliştirdi.”
EN The use of Amazon SageMaker and Amazon EC2 P3 instances with NVIDIA V100 Tensor Core GPUs has also improved NerdWallet’s flexibility and performance and has reduced the time required for data scientists to train ML models
TR Amazon SageMaker ve Amazon EC2 P3 bulut sunucularının NVIDIA V100 Tensor Core GPU’ları ile kullanımı NerdWallet’in esnekliğini ve performansını arttırmakla beraber veri bilimcilerinin ML modellerini eğitmesi için gereken zamanı azalttı
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
amazon | amazon |
nvidia | nvidia |
flexibility | esnekliğini |
required | gereken |
models | modellerini |
core | core |
ml | ml |
the time | zamanı |
data | veri |
time | zaman |
and | ve |
use | kullanımı |
of | in |
performance | performans |
with | ile |
EN They lead the industry with a strong focus on developing new and improved security products and standards
TR Yeni ve geliştirilmiş güvenlik ürünleri ve standartları geliştirmeye güçlü bir odaklanma ile sektöre liderlik ederler
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
focus | odaklanma |
new | yeni |
security | güvenlik |
improved | geliştirilmiş |
strong | güçlü |
products | ürünleri |
standards | standartları |
and | ve |
a | bir |
with | ile |
EN The certificate helps you improve the ranking of your website in Google search results. Improved search results will provide you more effective sales conversions in the near future.
TR Sertifika, Google arama sonuçlarında web sitenizin sıralamasını yükseltmenize yardımcı olur. İyileştirilmiş arama sonuçları, yakın gelecekte size daha efektif satış dönüşümleri sağlayacaktır.
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
certificate | sertifika |
helps | yardımcı olur |
ranking | sıralaması |
of | ın |
website | web |
near | yakın |
future | gelecekte |
your website | sitenizin |
sales | satış |
will provide | sağlayacaktır |
will | olur |
search | arama |
the | size |
EN Over a million children from all over the world have already improved their English with my help. Now your child can too!
TR Dünyanın her yerinden 1 milyondan fazla çocuk benimle çalışarak İngilizcelerini geliştirdiler. Sizin çocuğunuz da bize katılabilir!
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
million | milyondan |
world | dünyanın |
from | yerinden |
too | da |
the | sizin |
child | çocuk |
EN This one-stop optimization checklist is vital for confirming what optimization steps have been taken - and what can be improved on
TR Bu tek noktadan yapılan optimizasyon kontrol listesi, hangi optimizasyon adımlarının atıldığını ve neyin geliştirilebileceğini onaylamak için çok önemlidir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
optimization | optimizasyon |
and | ve |
this | bu |
what | neyin |
for | için |
steps | adımlar |
one | tek |
on | çok |
EN Increased awareness and improved expertise among our teams
TR Ekiplerimiz arasında yükseltilen farkındalık ve geliştirilmiş uzmanlık
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
awareness | farkındalık |
expertise | uzmanlık |
improved | geliştirilmiş |
among | arasında |
and | ve |
EN With this technology, CITROËN has improved visibility during windscreen washes
TR Bu teknoloji ile CITROËN, ön cam yıkayıcılarında daha iyi bir görünüme sahiptir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
technology | teknoloji |
this | bu |
with | ile |
improved | daha |
EN End hunger, achieve food security and improved nutrition and promote sustainable agriculture
TR Açlığı bitirmek, gıda güvenliğine ve iyi beslenmeye ulaşmak ve sürdürülebilir tarımı desteklemek
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
achieve | ulaşmak |
food | gıda |
security | güvenli |
improved | iyi |
sustainable | sürdürülebilir |
agriculture | tarım |
and | ve |
end | da |
EN Our landing page templates may look similar to the bootstrap templates but are more responsive and have modern features, which are constantly improved
TR Açılış sayfası şablonlarımız, önyükleme şablonlarına benzeyebilir, ancak daha duyarlıdır ve sürekli geliştirilen modern özelliklere sahiptir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
responsive | duyarlı |
modern | modern |
constantly | sürekli |
page | sayfası |
bootstrap | önyükleme |
and | ve |
features | sahiptir |
EN Phemex Mobile App - New and Improved - Phemex
TR Phemex Mobil Uygulaması 2.0-Yeni ve Geliştirilmiş - Phemex
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
phemex | phemex |
mobile | mobil |
new | yeni |
and | ve |
improved | geliştirilmiş |
app | uygulaması |
EN This site uses cookies to provide an improved digital experience
TR İşbu web sitesi, geliştirilmiş bir dijital deneyim sunmak için çerezler kullanmaktadır. Buraya tıklayarak kullandığımız çerezler ve çerez ayarlarınızı nasıl değiştirebileceğiniz hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
experience | deneyim |
cookies | çerezler |
digital | dijital |
site | sitesi |
improved | geliştirilmiş |
EN Improved comfort and ease of assembly over LaserBand Original
TR LaserBand Original’a göre daha geliştirilmiş konfor düzeyi ve kolay takma özelliği
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
comfort | konfor |
and | ve |
ease | kolay |
over | göre |
improved | geliştirilmiş |
EN ZBR2002 inlay designed to provide improved read ranges when used against the human body
TR ZBR2002 kakma, insan vücudu üzerinde kullanıldığında gelişmiş okuma aralıkları sunmak üzere tasarlanmıştır
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
read | okuma |
improved | gelişmiş |
human | insan |
designed | tasarlanmış |
the | üzerinde |
EN They have ultra-low RF transmit powers for increased locate accuracy and improved performance in high density deployments
TR Yoğun kurulumlarda konum hassasiyetini ve performansı artırmak için ultra düşük RF aktarma gücüne sahiptir
Ingelesa | Turkiera |
---|---|
ultra | ultra |
low | düşük |
and | ve |
have | sahiptir |
{Totalresult} itzulpenen 50 erakusten