TR Ayrıca haber ve yazı işleri ekiplerinin tarafsız ve önyargısız haber hazırlayabilmeleri için önerilere yer verdiğimiz bir lügat hazırladık.
{search} keeles Türgi keel saab tõlkida järgmisteks Inglise sõnadeks/fraasideks:
TR Ayrıca haber ve yazı işleri ekiplerinin tarafsız ve önyargısız haber hazırlayabilmeleri için önerilere yer verdiğimiz bir lügat hazırladık.
EN We have also created a glossary on value-free reporting with recommendations for editors.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
ayrıca | also |
verdiğimiz | we |
TR Grubunuz başka fikirler bulursa ve bu önerilere dahil olmak için paylaşmak isterseniz, lütfen iletişim formundan bize ulaşın.
EN If your group comes up with other ideas and would like to share them to be included in these suggestions, please reach out through the contact form.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
başka | other |
fikirler | ideas |
TR YouTube Music, bir müzik yayını hizmetidir. Müzik yayınına yönelik hizmet için özel bir arayüzü vardır ve kullanıcıların türlere, çalma listelerine ve önerilere göre YouTube'daki müzik videolarına göz atmalarına olanak tanır.
EN YouTube Music is a music streaming service. It provides a tailored interface for the service that is oriented towards music streaming, allowing users to browse through music videos on YouTube based on genres, playlists, and recommendations.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
özel | tailored |
arayüzü | interface |
vardır | is |
TR Tüm bu önerilere uyan bizler büyük değişiklikler fark ettik ve özgürlüğü deneyimlemeye başladık
EN Those of us who have followed all of these suggestions have noticed great changes, and have begun to experience freedom
Türgi keel | Inglise |
---|---|
tüm | all |
büyük | great |
değişiklikler | changes |
ve | and |
TR Grubunuz başka fikirler bulursa ve bu önerilere dahil olmak için paylaşmak isterseniz, lütfen iletişim formundan bize ulaşın.
EN If your group comes up with other ideas and would like to share them to be included in these suggestions, please reach out through the contact form.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
başka | other |
fikirler | ideas |
TR Türkiye'deki sivil toplum çalışmalarının görünürlüğüne katkı sunmak amacıyla sayfalarımızda yer verdiğimiz haber ve duyurularda rolümüz yalnızca duyurunun yaygınlaştırılmasına destek olmaktır
EN Our sole role in the news and announcement that we publish on our news pages to contribute to the visibility of the works of the civil society in Turkey is to support the dissemination of the announcements
Türgi keel | Inglise |
---|---|
türkiye | turkey |
sivil | civil |
toplum | society |
katkı | contribute |
haber | news |
destek | support |
rolü | role |
verdiğimiz | we |
sayfaları | pages |
TR Türkiye'deki sivil toplum çalışmalarının görünürlüğüne katkı sunmak amacıyla sayfalarımızda yer verdiğimiz haber ve duyurularda rolümüz yalnızca duyurunun yaygınlaştırılmasına destek olmaktır
EN Our sole role in the news and announcement that we publish on our news pages to contribute to the visibility of the works of the civil society in Turkey is to support the dissemination of the announcements
Türgi keel | Inglise |
---|---|
türkiye | turkey |
sivil | civil |
toplum | society |
katkı | contribute |
haber | news |
destek | support |
rolü | role |
verdiğimiz | we |
sayfaları | pages |
TR Güncel bilginin, en üst sıralarda yer almakla en alt sıralarda yer almak arasındaki fark anlamına gelebildiği bir dünyada arama sonuçlarında ve ikinci sayfada yer aldığımızda asla ödün vermeyeceğiz. verilerimize geliyor.
EN In a world where up-to-date info can mean the difference between being at the top of the search results and being on the second page, we’ll never compromise when it comes to our data.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
güncel | up-to-date |
arasındaki | between |
fark | difference |
arama | search |
ikinci | second |
sayfada | page |
asla | never |
TR Görsel yer imleri, farklı tarayıcılar arasında yer imi eşitleme ve tüm yer imleriniz için yüksek güvenlik.
EN Use the Evernote extension to save things you see on the web into your Evernote account.
TR Köylerde yaşayan 12 kadın sağlık çalışanına verdiğimiz eğitimle 3 binden fazla aileye ulaştık.
EN We reached out to more than 3000 families with the trainings we delivered to 12 femal health professionals.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
sağlık | health |
verdiğimiz | we |
TR Yıl sonu itibariyle İstanbul, Hatay, Şanlıurfa şehirlerinde Hayata Destek Evi adını verdiğimiz toplam dört toplum merkezimiz oldu.
EN By the end of the year, we had a total of four community centers in the cities of Istanbul, Hatay and Şanlıurfa, which we named Support to Life House.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
yıl | year |
sonu | end |
destek | support |
toplam | total |
toplum | community |
verdiğimiz | we |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
Türgi keel | Inglise |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Hayata Destek Evleri ismini verdiğimiz 4 toplum merkezimizde toplum temelli koruma programı yürütüyoruz
EN We are conducing community based protection activities in 4 community centres we call Support to Life Houses
Türgi keel | Inglise |
---|---|
destek | support |
toplum | community |
temelli | based |
koruma | protection |
verdiğimiz | we |
TR Verdiğimiz eğitimlerde bahçe sahiplerini, iyi sosyal şartlarda yapılan tarım uygulamalarına teşvik etmeyi; işveren hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirmeyi hedefliyoruz.
EN Through trainings, we encourage grove and field owners to adopt farming practices in decent social conditions and inform them about employers rights and responsibilities.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
iyi | them |
sosyal | social |
tarım | farming |
teşvik | encourage |
ve | and |
verdiğimiz | we |
TR Hayata Destek Noktaları adını verdiğimiz merkezlerimizde sağlanan başlıca hizmetler şunlar:
EN Through our case management offices, also known as Support to Life Hubs, we offer the following services:
Türgi keel | Inglise |
---|---|
verdiğimiz | we |
TR 27 Şubat Dünya STK Günü’nde, konsorsiyum üyesi bu yerel STK’ların isimlerini anarak sivil toplum dayanışmasına verdiğimiz önemi vurgulamak isteriz:
EN On February 27th World NGO Day we would emphasize the importance we give to civil society solidarity by mentioning names of these consortium member local NGOs:
Türgi keel | Inglise |
---|---|
dünya | world |
günü | day |
yerel | local |
sivil | civil |
toplum | society |
verdiğimiz | we |
ın | of |
TR Adım 8: Zarar verdiğimiz tüm kişilerin bir listesini yaptık ve hepsini düzeltmeye istekli olduk.
EN Step 8: We made a list of all persons we had harmed, and became willing to make amends to them all.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
adım | step |
listesini | list |
verdiğimiz | we |
TR Köylerde yaşayan 12 kadın sağlık çalışanına verdiğimiz eğitimle 3 binden fazla aileye ulaştık.
EN We reached out to more than 3000 families with the trainings we delivered to 12 femal health professionals.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
sağlık | health |
verdiğimiz | we |
TR Yıl sonu itibariyle İstanbul, Hatay, Şanlıurfa şehirlerinde Hayata Destek Evi adını verdiğimiz toplam dört toplum merkezimiz oldu.
EN By the end of the year, we had a total of four community centers in the cities of Istanbul, Hatay and Şanlıurfa, which we named Support to Life House.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
yıl | year |
sonu | end |
destek | support |
toplam | total |
toplum | community |
verdiğimiz | we |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
Türgi keel | Inglise |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Hayata Destek Evleri ismini verdiğimiz 4 toplum merkezimizde toplum temelli koruma programı yürütüyoruz
EN We are conducing community based protection activities in 4 community centres we call Support to Life Houses
Türgi keel | Inglise |
---|---|
destek | support |
toplum | community |
temelli | based |
koruma | protection |
verdiğimiz | we |
TR Verdiğimiz eğitimlerde bahçe sahiplerini, iyi sosyal şartlarda yapılan tarım uygulamalarına teşvik etmeyi; işveren hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirmeyi hedefliyoruz.
EN Through trainings, we encourage grove and field owners to adopt farming practices in decent social conditions and inform them about employers rights and responsibilities.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
iyi | them |
sosyal | social |
tarım | farming |
teşvik | encourage |
ve | and |
verdiğimiz | we |
TR Herşeyin üzerinde biz birbirimize saygı duyarız. Bu sebeple eşitlik ve adalet önceliğimizdir. Bu merkeziyetsizliğe verdiğimiz önemin nedenidir. Ve bu her zaman ulaşılabilir ve kapsayıcı olmamızın da ana sebeplerindendir.
EN Above all, we respect each other. That?s why we stand for equality and fairness. Why we?re committed to decentralization. And why we strive to always be inclusive and accessible.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
saygı | respect |
kapsayıcı | inclusive |
TR Bu, senin sitemize yaptığın cömert katkılar ve sahip olduğun cihazları tamir etme konusundaki bitmek tükenmek bilmez sabrına karşılık bizim sana verdiğimiz bir söz.
EN That's our promise for your generous contributions to our platform and your tireless efforts to repair what you own.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
tamir | repair |
söz | promise |
TR Yani örnekte verdiğimiz login.abc.com için bir güvenlik ihlali söz konusu olursa, bu diğer subdomain adlarını da tehlikeye sokabilir
EN So if there is a security breach for login.abc.com, which we have given in the example, this may put other subdomain names in danger
Türgi keel | Inglise |
---|---|
yani | so |
güvenlik | security |
olursa | if |
diğer | other |
subdomain | subdomain |
verdiğimiz | we |
TR Deichmann'a verdiğimiz hizmetin başlangıcında talep edilen dönüşüm oranını Mayıs 2018'de iki katına çıkardık
EN At the kick-off of our service for Deichmann, we were able to double the desired conversion rate in the month of May 2018
Türgi keel | Inglise |
---|---|
talep | service |
oranını | rate |
mayıs | may |
verdiğimiz | we |
TR STÖ Kaynak Merkezi olarak verdiğimiz eğitimler hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
EN For detailed information on the trainings we provided through CSO Resource Centre, please click.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
kaynak | resource |
merkezi | centre |
detaylı | detailed |
bilgi | information |
verdiğimiz | we |
TR Bernie’s Book Bank kampanyasına verdiğimiz destekle eğitime yaptığımız katkı büyürken, parçası olduğumuz ve faaliyet gösterdiğimiz yerel topluluklara yardım ediyoruz.
EN Our support of Bernie’s Book Bank expands our engagement in education while helping local communities where we live and work.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
s | s |
ve | and |
yerel | local |
topluluklara | communities |
verdiğimiz | we |
TR Köylerde yaşayan 12 kadın sağlık çalışanına verdiğimiz eğitimle 3 binden fazla aileye ulaştık.
EN We reached out to more than 3000 families with the trainings we delivered to 12 femal health professionals.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
sağlık | health |
verdiğimiz | we |
TR Yıl sonu itibariyle İstanbul, Hatay, Şanlıurfa şehirlerinde Hayata Destek Evi adını verdiğimiz toplam dört toplum merkezimiz oldu.
EN By the end of the year, we had a total of four community centers in the cities of Istanbul, Hatay and Şanlıurfa, which we named Support to Life House.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
yıl | year |
sonu | end |
destek | support |
toplam | total |
toplum | community |
verdiğimiz | we |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
Türgi keel | Inglise |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Hayata Destek Evleri ismini verdiğimiz 4 toplum merkezimizde toplum temelli koruma programı yürütüyoruz
EN We are conducing community based protection activities in 4 community centres we call Support to Life Houses
Türgi keel | Inglise |
---|---|
destek | support |
toplum | community |
temelli | based |
koruma | protection |
verdiğimiz | we |
TR Verdiğimiz eğitimlerde bahçe sahiplerini, iyi sosyal şartlarda yapılan tarım uygulamalarına teşvik etmeyi; işveren hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirmeyi hedefliyoruz.
EN Through trainings, we encourage grove and field owners to adopt farming practices in decent social conditions and inform them about employers rights and responsibilities.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
iyi | them |
sosyal | social |
tarım | farming |
teşvik | encourage |
ve | and |
verdiğimiz | we |
TR Köylerde yaşayan 12 kadın sağlık çalışanına verdiğimiz eğitimle 3 binden fazla aileye ulaştık.
EN We reached out to more than 3000 families with the trainings we delivered to 12 femal health professionals.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
sağlık | health |
verdiğimiz | we |
TR Yıl sonu itibariyle İstanbul, Hatay, Şanlıurfa şehirlerinde Hayata Destek Evi adını verdiğimiz toplam dört toplum merkezimiz oldu.
EN By the end of the year, we had a total of four community centers in the cities of Istanbul, Hatay and Şanlıurfa, which we named Support to Life House.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
yıl | year |
sonu | end |
destek | support |
toplam | total |
toplum | community |
verdiğimiz | we |
TR Başta pandemi nedeniyle ara verdiğimiz Türkçe dil kursu hizmetini, hızlı bir şekilde çevrimiçi sistemlere adapte ederek İstanbul, Hatay ve Mardin illerinde yaklaşık 180 kişiye ulaştırdık
EN We adapted the Turkish language classes, which was interrupted due to the pandemic, to online systems quickly and delivered these courses to approximately 180 people in Istanbul, Hatay and Mardin provinces
Türgi keel | Inglise |
---|---|
pandemi | pandemic |
dil | language |
şekilde | which |
çevrimiçi | online |
mardin | mardin |
yaklaşık | approximately |
verdiğimiz | we |
TR Hayata Destek Evleri ismini verdiğimiz 4 toplum merkezimizde toplum temelli koruma programı yürütüyoruz
EN We are conducing community based protection activities in 4 community centres we call Support to Life Houses
Türgi keel | Inglise |
---|---|
destek | support |
toplum | community |
temelli | based |
koruma | protection |
verdiğimiz | we |
TR Verdiğimiz eğitimlerde bahçe sahiplerini, iyi sosyal şartlarda yapılan tarım uygulamalarına teşvik etmeyi; işveren hak ve sorumlulukları hakkında bilgilendirmeyi hedefliyoruz.
EN Through trainings, we encourage grove and field owners to adopt farming practices in decent social conditions and inform them about employers rights and responsibilities.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
iyi | them |
sosyal | social |
tarım | farming |
teşvik | encourage |
ve | and |
verdiğimiz | we |
TR Bu taahhüt, hizmetlerimize erişen ve kullanan TÜM bireyler için bu standartları anlama, uygulama ve devamlı bir uyumluluğu sürdürme konusuna verdiğimiz önemde yansıtılmaktadır.
EN This commitment is reflected in the importance we place on understanding, implementing and maintaining ongoing compliance with these standards for ALL individuals that access and consume our services.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
standartları | standards |
verdiğimiz | we |
TR Herşeyin üzerinde biz birbirimize saygı duyarız. Bu sebeple eşitlik ve adalet önceliğimizdir. Bu merkeziyetsizliğe verdiğimiz önemin nedenidir. Ve bu her zaman ulaşılabilir ve kapsayıcı olmamızın da ana sebeplerindendir.
EN Above all, we respect each other. That?s why we stand for equality and fairness. Why we?re committed to decentralization. And why we strive to always be inclusive and accessible.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
saygı | respect |
kapsayıcı | inclusive |
TR Yani örnekte verdiğimiz login.abc.com için bir güvenlik ihlali söz konusu olursa, bu diğer subdomain adlarını da tehlikeye sokabilir
EN So if there is a security breach for login.abc.com, which we have given in the example, this may put other subdomain names in danger
Türgi keel | Inglise |
---|---|
yani | so |
güvenlik | security |
olursa | if |
diğer | other |
subdomain | subdomain |
verdiğimiz | we |
TR Çocuk Aklı / Çocuk Haklı adını verdiğimiz oyunumuzu, haklarını çocuklarla birlikte oyun yoluyla konuşmak için tasarladık
EN Since the last days of February, crucial events are unfolding for refugees and migrants on Turkey’s border with Greece and Bulgaria
TR Havaalanına vardığınızda verdiğimiz Pasaportunuzu ve Sağlık Beyanını ibraz edin.
EN Present your Passport and the Health Declaration we provide when you arrive at the airport.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
ve | and |
sağlık | health |
verdiğimiz | we |
TR Bizi paketleme çözümleri, dolum ve proses ekipmanları veya verdiğimiz diğer hizmetlerle tanıyor olabilirsiniz
EN You may know us from our packaging solutions, filling and processing equipment, and the services we provide
Türgi keel | Inglise |
---|---|
paketleme | packaging |
çözümleri | solutions |
ve | and |
TR AB Plastik Stratejisine ilişkin verdiğimiz taahhüdün bir parçası olarak, 2030 itibarıyla karton içecek kutularımızdaki tüm bileşenler için geri dönüşüm çözümlerinin mevcut olması amacıyla ortaklarımızla birlikte çalışacağız.
EN As part of our pledge to the EU Plastics Strategy, we will work with partners to ensure that by 2030, recycling solutions are in place for all components of our beverage cartons.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
ab | eu |
parçası | part |
içecek | beverage |
bileşenler | components |
verdiğimiz | we |
ortakları | partners |
TR Avrupa Yeşil Anlaşması'na verdiğimiz desteği ileriye götürerek Avrupa Yeşil İyileşme İttifakı'na katıldık
EN Building on our support for the European Green Deal, we have joined the European Alliance for a Green recovery
Türgi keel | Inglise |
---|---|
avrupa | european |
yeşil | green |
desteği | support |
verdiğimiz | we |
TR En iyi yeteneklere nasıl ilham verdiğimiz hakkında daha fazla bilgi edinin
EN Read more about how we inspire top talent
Türgi keel | Inglise |
---|---|
hakkında | about |
verdiğimiz | we |
TR 9. Zarar verdiğimiz kişileri, onları veya başkalarını yaralayacağı durumlar dışında, mümkün olan her yerde doğrudan düzelttik.
EN 9. Made direct amends to those we had harmed wherever possible, except when to do so would injure them or others.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
dışında | except |
mümkün | possible |
olan | do |
doğrudan | direct |
verdiğimiz | we |
TR Verdiğimiz ücretsiz servislerin maliyetlerinin karşılanmasında yardımcı olmak amacıyla size ortak ağlarımızdan bazı reklamlar göstermek istiyoruz
EN To help cover the cost of free services we would like to show you advertisements from our partner networks
TR Havaalanına vardığınızda verdiğimiz Pasaportunuzu ve Sağlık Beyanını ibraz edin.
EN Present your Passport and the Health Declaration we provide when you arrive at the airport.
Kuvatakse 50 tõlget 50 -st