TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
Tõlgi "çok sayıda şöhret" Inglise keelde
Kuvatakse 50 fraasi "çok sayıda şöhret" tõlget 50 keelest Türgi keel keelest Inglise
Keele {search} tõlked
{search} keeles Türgi keel saab tõlkida järgmisteks Inglise sõnadeks/fraasideks:
çok sayıda şöhret keele Türgi keel tõlge Inglise keelde
Türgi keel
Inglise
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR Belki de bu nedenle çok sayıda şöhret, asilzade, siyasetçi ve sanatçı sevdiği Fairmont otelini evlerinden uzaktaki evleri yaptı.
EN Perhaps this is why so many celebrities, royalty, politicians and artists have made their favorite Fairmont hotel their home away from home.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| belki | perhaps |
| bu | this |
| sevdiği | favorite |
| fairmont | fairmont |
| otelini | hotel |
| yaptı | made |
TR match ifadesinin kolları virgüllerle ayrılmış çok sayıda ifade içerebilir. Bu bir mantıksal VEYA olup, aynı sağ taraflı çok sayıda eşleşme kolu için bir kısa yoldur.
EN match expression arms may contain multiple expressions separated by a comma. That is a logical OR, and is a short-hand for multiple match arms with the same right-hand side.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| ifade | expression |
| içerebilir | may contain |
| mantıksal | logical |
| veya | or |
| kısa | short |
TR Çevrimiçi çok sayıda web sitesi sayesinde, hemen hemen her şey için çok sayıda alternatif var.
EN Thanks to the huge number of websites online, there are a huge number of alternatives for almost everything.
TR Emilia, iki fotos, hayat için şöhret ve ücretsiz, boya
EN Nubiles like it large - erica fontes lizz tayler james deen
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| için | like |
TR İdeal bir dünyada, siz istiyorsunuz ki çok az alternatif içerikle yaptığınız video türünü arayan çok sayıda insan olsun.
EN A score of 100 for search volume and 0 for competition would be the perfect score - let us know if you ever find this golden keyword!
TR Geçtiğimiz 10 yıl süresince Control Union Sertifikasyon Hizmetleri, çok sayıda çok uluslu firmayı güvenli ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetme hedefleri konusunda desteklemiştir.
EN For the past 10 years, Control Union Certifications has supported a range of multinational companies with their ambitions to manage a safe and sustainable supply chain.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| yıl | years |
| control | control |
| union | union |
| uluslu | multinational |
| sürdürülebilir | sustainable |
| tedarik | supply |
| zinciri | chain |
| yönetme | manage |
TR Mültecilerin Türkiye’den Avrupa’ya geçişine engel olunmayacağı yönündeki haberlerin gündeme gelmesiyle pek çok kentten çok sayıda mülteci ve göçmen batı sınır bölgesine doğru yola çıktı
EN Upon news announcing that refugees’ passage from Turkey to Europe would not be interfered with, large numbers of refugees and migrants from various towns headed towards border area on the west
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| türkiye | turkey |
| avrupa | europe |
| batı | west |
| sınır | border |
TR Sonix'in çok kullanıcılı platformu, işbirliğini bir esinti haline getirir. Optimum güvenlik için çok sayıda dahili ve harici izin seviyeleri.
EN Sonix's multi-user platform provides makes collaboration a breeze. Mutiple internal and external permission levels for optimal security.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| sonix | sonix |
| platformu | platform |
| haline | makes |
| optimum | optimal |
| güvenlik | security |
| dahili | internal |
| harici | external |
| izin | permission |
| seviyeleri | levels |
TR Bununla birlikte, müşteriler genellikle çok fazla veya çok az sayıda veritabanı sunucusu sağlar, bu da maliyeti artırır veya ölçeği sınırlar
EN However, customers often provision too many or too few instances, increasing cost or limiting scale
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| müşteriler | customers |
| genellikle | often |
| maliyeti | cost |
TR Mültecilerin Türkiye’den Avrupa’ya geçişine engel olunmayacağı yönündeki haberlerin gündeme gelmesiyle pek çok kentten çok sayıda mülteci ve göçmen batı sınır bölgesine doğru yola çıktı
EN Upon news announcing that refugees’ passage from Turkey to Europe would not be interfered with, large numbers of refugees and migrants from various towns headed towards border area on the west
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| türkiye | turkey |
| avrupa | europe |
| batı | west |
| sınır | border |
TR Günümüzde titanyum dioksit diğer beyaz pigmentlere göre çok daha yaygın olarak kullanılan pigment olup, örneğin sağlık, biyoteknoloji ve eczacılık ve kozmetik endüstrisi gibi çok sayıda farklı uygulamalara sahiptir.
EN It is by far the most important white pigment today and is used in diverse fields which include, for example, applications in the life sciences, in biotechnology as well as in the pharmaceutical and cosmetics industries.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| günümüzde | today |
| beyaz | white |
TR Çok yüksek ve tekrarlanabilir kaliteleri gerektiren çok sayıda farklı uygulama alanları için çeşitli öğütme sistemlerini sunmaktayız (örn
EN We offer several grinding systems for the wide variety of demands for very high, reproducible qualities (e.g
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| sistemlerini | systems |
TR Geçtiğimiz 10 yıl süresince Control Union Sertifikasyon Hizmetleri, çok sayıda çok uluslu firmayı güvenli ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetme hedefleri konusunda desteklemiştir.
EN For the past 10 years, Control Union Certifications has supported a range of multinational companies with their ambitions to manage a safe and sustainable supply chain.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| yıl | years |
| control | control |
| union | union |
| uluslu | multinational |
| sürdürülebilir | sustainable |
| tedarik | supply |
| zinciri | chain |
| yönetme | manage |
TR Bununla birlikte, müşteriler genellikle çok fazla veya çok az sayıda veritabanı sunucusu sağlar, bu da maliyeti artırır veya ölçeği sınırlar
EN However, customers often provision too many or too few instances, increasing cost or limiting scale
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| müşteriler | customers |
| genellikle | often |
| maliyeti | cost |
TR İmza attığımız çok sayıda başarılı proje sayesinde, Unidef olarak, farklı platformlara çeşitli silahların entegrasyonuna nasıl yaklaşmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz
EN As Unidef, we know very well how to approach the integration of various weapons with different platforms, thanks to the many successful projects we have concluded
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| başarılı | successful |
| proje | projects |
| unidef | unidef |
| iyi | well |
| biliyoruz | we know |
TR Challenger coupe ve Charger sedan, çok sayıda yüksek güçlü SRT ve Hellcat varyantları nedeniyle çok dikkat çeken güçlü otomobillerdir
EN The Challenger coupe and Charger sedan are muscle cars that garner many attention because of their numerous high-powered SRT and Hellcat variants
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| sedan | sedan |
| yüksek | high |
| dikkat | attention |
TR Berlin uzun zamandır tüm dünyadan çok sayıda insanı cezbene uluslararası bir metropol olarak tanınıyor. Bunu haklı kılan pek çok sebep var:
EN For decades, Berlin has enjoyed the reputation of an international metropolis that attracts people from all over the world. And there are many good reasons for this.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| berlin | berlin |
| insan | people |
TR Almanya gezim sırasında Münih’te çalıştım, bu çok zevkli bir şeydi ve çok sayıda iş teklifi aldım
EN During my trip I worked in Munich, which was a lot of fun and there were many job offers
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| sırasında | during |
| münih | munich |
TR Haber ajansı dpa’nın bir soruşturmasına göre pek çok çalışan iş seyahatleri yerine sanal toplantıları şimdilerde artık gayet doğal görüyor ve çok sayıda firma pandemi sonrasında da iş seyahatlerini azaltmak istiyor
EN According to a survey by the dpa news agency, many employees now find it perfectly natural to participate in virtual meetings rather than business trips, and numerous companies also want to reduce the amount of business travel after the pandemic
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| haber | news |
| dpa | dpa |
| çalışan | employees |
| sanal | virtual |
| artık | now |
| doğal | natural |
| firma | companies |
| pandemi | pandemic |
| istiyor | want |
TR Çok sayıda özellik, kurulumu ve izlenecek anahtar kelimeleri bulması kolay. Güzel bir arayüze sahip. Araç üzerinde çok çalışıyorlar ve kullanıcılarına bağlılar.
EN Lots of features, easy to set up and find keywords to track. Have a nice interface. They work hard on the tool and is commited to their users.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| özellik | features |
| kolay | easy |
| güzel | nice |
| araç | tool |
| kullanıcıları | users |
TR Sonix'in çok kullanıcılı platformu, işbirliğini bir esinti haline getirir. Optimum güvenlik için çok sayıda dahili ve harici izin seviyeleri.
EN Sonix's multi-user platform provides makes collaboration a breeze. Mutiple internal and external permission levels for optimal security.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| sonix | sonix |
| platformu | platform |
| haline | makes |
| optimum | optimal |
| güvenlik | security |
| dahili | internal |
| harici | external |
| izin | permission |
| seviyeleri | levels |
TR Sos ve marinat yaparken, mükemmel son ürünü elde etmek için çok sayıda bileşenin karıştırılması üretimin çok önemli bir parçasıdır. So Good Foods, Tetra Almix kullanıyor.
EN Making sauces and marinades, mixing the many ingredients is vital part in the production to obtain the perfect end product. So Good Foods is using Tetra Almix.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| mükemmel | perfect |
| son | end |
| ürünü | product |
| elde | obtain |
| tetra | tetra |
TR "Çok çok plak çok çok güzel."
EN "A must-go when you’re into Vinyl and near Amsterdam. The shop has a we’re-all-music-lovers vibe. Great selection in many different genres, both new and second hand."
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| güzel | great |
TR Profesyonel bir SEO danışmanıysanız veya çok sayıda müşterisi olan bir ajanssanız, o zaman Semrush Guru planı sizin için en uygun plan olacaktır.
EN If you’re a professional SEO consultant or an agency with numerous clients, then you will be best suited to the Semrush Guru plan.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| seo | seo |
| veya | or |
| semrush | semrush |
| guru | guru |
| sizin | you |
TR Son yıllardaki kazılar kuzey bölgede Hadrian Banyoları?nın batısında ve agora kapısının güney doğusunda yürütüldü ve çok fazla sayıda yetenekli talaş yontucuları ve oymacıları ortaya çıkarıldı
EN Last years’ excavations has been carried out in the west of the Baths of Hadrian and in northern and south-east of the door of Agora, and a large of talented sculptors and carvers chip has been discovered
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| kuzey | northern |
| güney | south |
| yetenekli | talented |
TR Daha derine inmek isterseniz, her bir bölümde çok sayıda ileri seviyede öğrenme materyallerine ilişkin bağlantılar vardır.
EN If you want to dig deeper, each chapter has links to plenty of more advanced learning materials.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| her | each |
| ileri | advanced |
| öğrenme | learning |
| bağlantılar | links |
| vardır | has |
TR Tarayıcımızdaki verilerden istediğinizi elde edin - çok sayıda parametreye dayalı özel filtreler oluşturmak veya problemler ekleyerek başlayabilirsiniz.
EN Make anything you want out of the data from our crawler – starting with creating custom filters based on numerous parameters, or adding custom issues.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| özel | custom |
| filtreler | filters |
| veya | or |
TR Bu süreçte çok sayıda kuruma başta Koruma, Çocuk Koruma, Çocuk Güvenliği, Temel İnsani Yardım Standartları, Temel Proje Döngüsü Yönetimi olmak üzere birçok alanda eğitim ve mentörlük desteği sağladık.
EN In this process, we provided training and mentoring support to many institutions in many areas including Protection, Child Protection, Child Safeguarding, Core Humanitarian Standards and Basic Project Cycle Management.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| standartları | standards |
| proje | project |
| döngüsü | cycle |
| yönetimi | management |
| eğitim | training |
TR Özellikle, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk ve Dikmen köylerinde çok sayıda tam otomatik dokuma tezgahı vardır.
EN Especially, Ataköy, Işıklar, Yeniköy, Palamutçuk and Dikmen villages have many fully automatic weaving looms.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| çok | many |
| tam | fully |
| otomatik | automatic |
| vardır | have |
TR Size kolaylık sağlamak için biz resursun hafif ve geniş sürümünü hazırladık ki, orada çok sayıda ek bilgiler gösterilir.
EN For your convenience, we have set up two versions of our website: light and extended (for displaying additional information).
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| kolaylık | convenience |
| hafif | light |
| ek | additional |
| bilgiler | information |
TR Tarafından tehlikeye atılmışsa (bu günlerde çok sayıda güçlü devlet aktörü düşmanıyla mümkün olabilir), uçtan uca şifreleme veya diğer güvenlik önlemleri işe yaramaz
EN (quite possible these days with so many strong state actor adversaries) then end-to-end encryption or other security measures are useless
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| güçlü | strong |
| devlet | state |
| mümkün | possible |
| veya | or |
| diğer | other |
| önlemleri | measures |
TR Bu platformlar size e-posta analizi dahil çok sayıda özellik sunar ve e-posta listeniz büyüdükçe işinizi kolaylaştırır.
EN This gives you more features, including email analytics, and can scale with you as your email list grows.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| bu | this |
| size | you |
| e-posta | |
| analizi | analytics |
| dahil | including |
| özellik | features |
| sunar | gives |
TR Çok sayıda şablon ve kullanımı kolay bir arayüz. Olağanüstü bir logo oluşturun.
EN Lots of templates and an easy-to-use interface. Create an outstanding brand image right here and now.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| şablon | templates |
| kullanımı | use |
| kolay | easy |
| arayüz | interface |
| olağanüstü | outstanding |
| logo | brand |
| oluşturun | create |
TR Logaster, çok sayıda çarpıcı ve benzersiz antet şablonları ile tanınır. İşletmenizin özünü yansıtacak en iyi tasarımı bulacağınızdan emin olabilirsiniz.
EN Logaster is known for its stunning choices of unique letterhead templates. You're sure to find the best design to reflect the essence of your business.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| logaster | logaster |
| çarpıcı | stunning |
| benzersiz | unique |
| antet | letterhead |
| emin | sure |
TR Logaster, işinize bir eldiven gibi uyan çok sayıda logo üretecektir
EN Logaster will generate multiple logos that fit your business like a glove
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| logaster | logaster |
| bir | a |
| logo | logos |
TR Herhangi bir işletme veya proje için logolar. Çok sayıda ilham kaynağı, arka plan görüntüsü ve düzen.
EN Logos for any business or project. Big selection of inspirations, background images, and layouts.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| işletme | business |
| proje | project |
| logolar | logos |
TR İşleri için logo tasarımına ihtiyaç duyan çok sayıda kullanıcınız varsa, bu Beyaz Etiket tam da ihtiyacınız olan şeydir
EN If you have many users who need a logo design for their businesses, this White Label is just what you need
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| beyaz | white |
| etiket | label |
| tam | just |
| varsa | if |
| tasarımı | design |
TR Control Union Certifications, müşterilerine riskleri tespit etmeleri ve risk azaltıcı önlemler almaları konusunda yardımcı olacak çok sayıda gerekli özen sistemini desteklemiş ve uygulamıştır.
EN Control Union Certifications has supported and implemented many due diligence systems, helping customers identify risks as well as implementing mitigating measures.
| Türgi keel | Inglise |
|---|---|
| control | control |
| union | union |
| tespit | identify |
Kuvatakse 50 tõlget 50 -st
Sarnased tõlked
çok sayıda şöhret çok sayıda çok şöhret lideri olarak şöhret çok sayida çok sayida alt gibi çok sayida önce çok sayıda dahil çok sayıda almanya çok sayıda çevrimiçi çok sayıda orada çok sayıda festivale çok sayıda süreçte çok sayıda anda çok sayıda uyan çok sayıda sayıda çok uluslu ayrılmış çok sayıda günlerde çok sayıda sitenizde çok sayıda sunan çok sayıda çok sayıda infografik çok sayıda premium çok sayıda kullanıcıyı bloğunda çok sayıda yanından çok sayıda uluslararası çok sayıda çok sayıda yanıt ilerledikçe çok sayıda zebra çok sayıda çok sayıda güvenlik olacak çok sayıda ancak çok sayıda çok sayıda şablon çok sayıda parametreye çok sayıda eş çok fazla sayıda çok sayıda çarpıcı çok sayıda bar çok sayıda nitelik çok sayıda tam çok sayıda iş teknolojisi çok sayıda çok sayıda dişli çok sayıda suv veya çok sayıda çok sayıda firma çok sayıda kent çok plak çok sayıda
Araabia
Hiina
Hispaania keel
Hollandi
Indoneesia keel
Inglise
Itaalia keel
Jaapanlane
Korea
Poola
Portugali keel
Prantsuse keel
Rootsi keel
Saksa keel
Tai
Venelane
Vietnamlane