TR Bunun nedeni çocuklarımın küçülen kıyafetlerini saklama huyum
{search} keeles Türgi keel saab tõlkida järgmisteks Inglise sõnadeks/fraasideks:
TR Bunun nedeni çocuklarımın küçülen kıyafetlerini saklama huyum
EN That’s because I have the habit of saving the clothes that my children have grown out of
Türgi keel | Inglise |
---|---|
ın | of |
mı | my |
TR Çocuklarımın ilk kıyafetlerini nasıl zaman zaman saklandıkları yerden çıkarıp kokladığımı hatırlarım
EN I remember how I sometimes used to take out my children’s first items of clothing to breathe in the scent
Türgi keel | Inglise |
---|---|
ilk | first |
mı | my |
TR Bunlar çocuklarımın 2014 yılında Almanya’ya geldiğimizde giydikleri tişörtler
EN Among them are the T-shirts that my children wore when we first came to Germany in 2014
Türgi keel | Inglise |
---|---|
almanya | germany |
mı | my |
yılında | in |
TR ''Konu saf değer olduğu zaman, Semrush kazanır. Bunun temel nedeni, tam-özellikli SEO yazılım paketi ve Google Ads yazılımını aylık aynı fiyata elde ediyorsunuz.''
EN “When it comes to pure value, Semrush wins. That’s mostly because you get a fully-featured SEO software suite AND Google Ads software for the same monthly price.”
Türgi keel | Inglise |
---|---|
konu | for |
saf | pure |
semrush | semrush |
seo | seo |
ve | and |
ads | ads |
aylık | monthly |
elde | get |
TR Bunun nedeni kısmen 'de', Portekizce, İspanyolca, Fransızca ve Rumence dahil birçok dilde İngilizce’deki 'of' anlamına gelmektedir
EN This is partly because 'de' means 'of' in English in several languages, including Portuguese, Spanish, French and Romanian
Türgi keel | Inglise |
---|---|
portekizce | portuguese |
dahil | including |
birçok | several |
deki | in |
anlamına | means |
TR Bunun birden fazla nedeni olabilir
EN This could be a number of reasons
TR Bunun ana nedeni, müşterilerinin onlardan alışveriş yapmaya devam etmesi için genellikle bir mobil müşteri sadakat programı oluşturmaktır.
EN The main reason is usually establishing a mobile customer loyalty program so that their customers keep buying from them.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
ana | main |
nedeni | reason |
onlardan | them |
devam | keep |
genellikle | usually |
mobil | mobile |
sadakat | loyalty |
programı | program |
TR ''Konu saf değer olduğu zaman, Semrush kazanır. Bunun temel nedeni, tam-özellikli SEO yazılım paketi ve Google Ads yazılımını aylık aynı fiyata elde ediyorsunuz.''
EN “When it comes to pure value, Semrush wins. That’s mostly because you get a fully-featured SEO software suite AND Google Ads software for the same monthly price.”
Türgi keel | Inglise |
---|---|
konu | for |
saf | pure |
semrush | semrush |
seo | seo |
ve | and |
ads | ads |
aylık | monthly |
elde | get |
TR ''Konu saf değer olduğu zaman, Semrush kazanır. Bunun temel nedeni, tam-özellikli SEO yazılım paketi ve Google Ads yazılımını aylık aynı fiyata elde ediyorsunuz.''
EN “When it comes to pure value, Semrush wins. That’s mostly because you get a fully-featured SEO software suite AND Google Ads software for the same monthly price.”
Türgi keel | Inglise |
---|---|
konu | for |
saf | pure |
semrush | semrush |
seo | seo |
ve | and |
ads | ads |
aylık | monthly |
elde | get |
TR ''Konu saf değer olduğu zaman, Semrush kazanır. Bunun temel nedeni, tam-özellikli SEO yazılım paketi ve Google Ads yazılımını aylık aynı fiyata elde ediyorsunuz.''
EN “When it comes to pure value, Semrush wins. That’s mostly because you get a fully-featured SEO software suite AND Google Ads software for the same monthly price.”
Türgi keel | Inglise |
---|---|
konu | for |
saf | pure |
semrush | semrush |
seo | seo |
ve | and |
ads | ads |
aylık | monthly |
elde | get |
TR Bunun nedeni kısmen 'de', Portekizce, İspanyolca, Fransızca ve Rumence dahil birçok dilde İngilizce’deki 'of' anlamına gelmektedir
EN This is partly because 'de' means 'of' in English in several languages, including Portuguese, Spanish, French and Romanian
Türgi keel | Inglise |
---|---|
portekizce | portuguese |
dahil | including |
birçok | several |
deki | in |
anlamına | means |
TR ''Konu saf değer olduğu zaman, Semrush kazanır. Bunun temel nedeni, tam-özellikli SEO yazılım paketi ve Google Ads yazılımını aylık aynı fiyata elde ediyorsunuz.''
EN “When it comes to pure value, Semrush wins. That’s mostly because you get a fully-featured SEO software suite AND Google Ads software for the same monthly price.”
Türgi keel | Inglise |
---|---|
konu | for |
saf | pure |
semrush | semrush |
seo | seo |
ve | and |
ads | ads |
aylık | monthly |
elde | get |
TR ''Konu saf değer olduğu zaman, Semrush kazanır. Bunun temel nedeni, tam-özellikli SEO yazılım paketi ve Google Ads yazılımını aylık aynı fiyata elde ediyorsunuz.''
EN “When it comes to pure value, Semrush wins. That’s mostly because you get a fully-featured SEO software suite AND Google Ads software for the same monthly price.”
Türgi keel | Inglise |
---|---|
konu | for |
saf | pure |
semrush | semrush |
seo | seo |
ve | and |
ads | ads |
aylık | monthly |
elde | get |
TR Bunun nedeni, oneclickdrive.com'un herhangi bir komisyon veya işaretleme eklememesidir. Bir kullanıcı olarak, bir acente yerine doğrudan araç kiralama şirketi ile anlaşacaksınız.
EN The reason for that is oneclickdrive.com doesn't add any commision or markups. As a user, you will deal directly with the car rental company instead of an agent.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
nedeni | reason |
kullanıcı | user |
doğrudan | directly |
araç | car |
kiralama | rental |
şirketi | company |
TR Bunun nedeni İngiliz bıçaklarını taklit edip daha ucuza ama aynı zamanda daha düşük kaliteyle sunan Alman üreticilerdi
EN The reason was that German knife makers copied English goods and offered them at a cheaper price, but they were of a lesser quality
Türgi keel | Inglise |
---|---|
nedeni | reason |
alman | german |
ın | of |
TR Bunun nedeni Çek astronom Lubos Kohoutek’in C/1973 E1 adlı kuyruklu yıldızı keşfetmesiydi
EN The reason was the discovery of the Comet c / 1973 E1, sighted by the Czech astronomer Lubos Kohoutek
Türgi keel | Inglise |
---|---|
bunun | the |
nedeni | reason |
c | c |
TR İklim ve güvenlik, Almanya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde ivedilik kazandırdığı bir konu. Bunun nedeni önemli. Buradaki mantıksal ilişkileri bir uzman açıklıyor.
EN Climate and security is a subject that Germany is prioritising in the UN Security Council. For good reason. An expert explains how they are connected.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
güvenlik | security |
almanya | germany |
konseyi | council |
nedeni | reason |
uzman | expert |
TR Bunun nedeni, VPN'in tüm verilerini şifreleyerek ve yerel IP adresini gizleyerek İnternette anonim hale gelmeni sağlıyor olmasıdır
EN That's because VPNs ensure your anonymity online by encrypting all your data and hiding your local IP address
Türgi keel | Inglise |
---|---|
vpn | vpns |
verilerini | data |
yerel | local |
adresini | address |
TR Görünürlük sıralamanız düşükse, bunun nedeni ortalama konumunuzun olması gerektiği kadar yüksek olmaması olabilir.
EN If your visibility rankings are low, then it may be due to the fact that your average position isn't as high as it should be.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
görünürlük | visibility |
ortalama | average |
yüksek | high |
TR Aramayı neden sadece SERP'sini görmek istediğiniz arama motorunda (Google gibi) yapmadığınızı merak ediyor olabilirsiniz ve bunun birkaç nedeni vardır.
EN You may be wondering why you wouldn’t just conduct the search on the search engine that you want to see the SERP for (like Google) and there are a few reasons for that.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
istediğiniz | you want |
TR Bunun nedeni, hatalı verilerin sizi yanlış yöne götürecek ve çabalarınızın arama sıralamanıza yardımcı olmak yerine engellemesine neden olabilecek olmasıdır.
EN This is because flawed data will lead you in the wrong direction and may actually cause your efforts to hamper your search ranking instead of helping it.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
verilerin | data |
yanlış | wrong |
arama | search |
TR Neden ilk etapta SEO denetim araçlarını kullanasınız ki? Bunun ana nedeni, sitenizin Google gibi bir sitede arama motoru sıralamasını optimize edebilmenizdir
EN Why would you use SEO audit tools in the first place? The main reason is so that you can optimize your site’s search engine ranking on a site like Google
Türgi keel | Inglise |
---|---|
seo | seo |
denetim | audit |
ana | main |
sitenizin | your site |
sitede | site |
motoru | engine |
optimize | optimize |
TR Bunun nedeni, son kelime nispeten uzunsa Google'ın bir başlığı kırpmayacağıdır
EN This is because Google won’t trim down a title if the last word is relatively long
Türgi keel | Inglise |
---|---|
son | last |
kelime | word |
nispeten | relatively |
TR Bunun nedeni, işletmenizle ilgili anahtar kelimeleri arayacak kişilerin mutlaka sınırlı olmamasıdır.
EN This is because the people who will search for relevant keywords pertaining to your business aren’t necessarily limited.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
ilgili | relevant |
anahtar | keywords |
sınırlı | limited |
TR Bunun nedeni, podcast'lerin, işe gitmek gibi başka şeyler yapmalarını imkansız hale getirmeden bir kişinin dikkatini kolayca sürdürebilmesidir.
EN This is because podcasts are able to easily maintain someone’s attention without making it impossible for them to do other things, like driving to work.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
başka | other |
şeyler | things |
dikkatini | attention |
TR Sizi İnternet'te anonim yapacağımıza dair reklam yapmıyorum veya bunun sözün vermiyoruz, bunun yerine çevirimiçi gizliliğinizi ve güvenliğinizi geliştiriyoruz.
EN We don't advertise or promise that we can make you anonymous on the Internet, but instead that we'll improve your privacy and security online.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
anonim | anonymous |
veya | or |
TR Bunun nedenleri büyük ölçüde henüz araştırılmamış durumda. Biz, bunun nedeninin sosyal stres olduğunu düşünüyoruz
EN Up to now there has been virtually no research into the reasons for this
Türgi keel | Inglise |
---|---|
nedenleri | reasons |
TR Sizi İnternet'te anonim yapacağımıza dair reklam yapmıyorum veya bunun sözün vermiyoruz, bunun yerine çevirimiçi gizliliğinizi ve güvenliğinizi geliştiriyoruz.
EN We don't advertise or promise that we can make you anonymous on the Internet, but instead that we'll improve your privacy and security online.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
anonim | anonymous |
veya | or |
TR Çoğu zaman, bir VPN servisine bağlansanız bile, bir DNS sızıntısı ile karşılaşabilirsiniz. VPN yazılımını kullanarak IP'yi değiştirdiğinizde gerçek DNS sunucusunu görüntülemenin birkaç ana nedeni vardır.
EN Often, even if you connect a VPN service, you may encounter a DNS leak.There are several main reasons for displaying the real DNS server when you change IP using VPN software.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
vpn | vpn |
bile | even |
dns | dns |
gerçek | real |
birkaç | several |
ana | main |
TR Golf ister seyahatinizin bir parçası, isterse asıl nedeni olsun, Fairmont’un sahip olduğu veya işlettiği bir golf sahasında golf oynadığınız zaman, hayatınız boyunca hatırlayacaksınız.
EN Whether golf is part of your trip or the whole point, when you play on a domestic or international golf course owned and operated by Fairmont, you’ll remember it for a lifetime.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
parçası | part |
fairmont | fairmont |
TR Nedeni herkesin malumu, tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi...
EN The reason is the COVID-19 pandemic, which is affecting everyone around the world.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
nedeni | reason |
herkesin | everyone |
pandemisi | pandemic |
TR Türkiye tarihi, kültürü, ekonomisi ve coğrafi konumu nedeni ile Almanya, Avrupa ve transatlantik işbirliği için büyük bir önem taşır
EN Turkey is of crucial importance for Germany, Europe and the transatlantic cooperation due to its history, culture, economy, and geographical location
Türgi keel | Inglise |
---|---|
türkiye | turkey |
tarihi | history |
ekonomisi | economy |
coğrafi | geographical |
konumu | location |
işbirliği | cooperation |
önem | importance |
TR Servis sağlayıcıların ister tek başlarına ister başka bir şirketle hakim bir konuma sahip olmak için verdikleri mücadelenin bir nedeni mevcuttur
EN There's a reason that service providers fight to achieve a dominant position—monopoly or duopoly
Türgi keel | Inglise |
---|---|
servis | service |
nedeni | reason |
sağlayıcıları | providers |
TR Ancak denediyseniz ve işe yaramazsa, nedeni QR kodu tarama sorunlarından biri olabilir
EN However, if you tried and it doesn?t work, it could be due to one of the QR code scanning problems
Türgi keel | Inglise |
---|---|
ve | and |
qr | qr |
kodu | code |
tarama | scanning |
TR İnsanların self servis yardım merkezlerini sevmesinin birçok farklı nedeni vardır: farklı türde içerikler (videolar, resimler, metinler ...) toplar, özerkliği destekler ve 7/24 çalışır
EN There's lots of different reasons why people like self-service help centers: it gathers different kinds of content (videos, images, texts ...), It promotes autonomy and it operates 24/7
Türgi keel | Inglise |
---|---|
self | self |
nedeni | why |
vardır | there |
videolar | videos |
resimler | images |
metinler | texts |
çalışır | operates |
ın | of |
TR "Hexnode'u gerçekten sevmemin ve onlarla devam etmemin nedeni, kullanımının gerçekten kolay olması, Mac'im ve sahip olduğumuz diğer tüm ekipmanlarla kurulumu ve çalıştırması gerçekten kolay olmasıydı
EN "The reason why I really like Hexnode and ended up going with them was because it was really easy to use, really easy to get it set up and running with my Mac and all the other equipment we had
Türgi keel | Inglise |
---|---|
hexnode | hexnode |
gerçekten | really |
ve | and |
kolay | easy |
diğer | other |
tüm | all |
mı | my |
TR Golf ister seyahatinizin bir parçası, isterse asıl nedeni olsun, Fairmont’un sahip olduğu veya işlettiği bir golf sahasında golf oynadığınız zaman, hayatınız boyunca hatırlayacaksınız.
EN Whether golf is part of your trip or the whole point, when you play on a domestic or international golf course owned and operated by Fairmont, you’ll remember it for a lifetime.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
parçası | part |
fairmont | fairmont |
TR Golf ister seyahatinizin bir parçası, isterse asıl nedeni olsun, Fairmont’un sahip olduğu veya işlettiği bir golf sahasında golf oynadığınız zaman, hayatınız boyunca hatırlayacaksınız.
EN Whether golf is part of your trip or the whole point, when you play on a domestic or international golf course owned and operated by Fairmont, you’ll remember it for a lifetime.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
parçası | part |
fairmont | fairmont |
TR Zebra mühendislerinin barkod okuyucularını, mobil bilgisayarlarını, tabletlerini ve yazıcılarını tek bir amaçla tasarlamasının nedeni de bu – daha iyi çalışmanıza yardımcı olmak için.
EN That why Zebra engineers scanners, mobile computers, tablets and printers with one purpose — to help you perform even better.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
zebra | zebra |
mobil | mobile |
yazıcılar | printers |
TR 50 yıldan fazla bir süredir, dayanıklı mobilite alanında rakipsiz global pazar lideri olduk ve daha fazla kurumun, Zebra’ya dünyadaki diğer tüm üreticilerden daha fazla güvenmesinin nedeni de bu.
EN For over 50 years, we have been the unmatched global leader in rugged mobility and why more organisations trust Zebra more than any other manufacturer in the world.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
dayanıklı | rugged |
global | global |
lideri | leader |
zebra | zebra |
dünyadaki | in the world |
nedeni | why |
TR Zebra cihazlarınızın ömrünün tamamı boyunca ekibinizin deneyimini basitleştirebilmek adına onlarca yıllık Ar-Ge deneyimi ve binlerce kullanım vakasını temel alan yazılımlar tasarlamamızın nedeni de bu.
EN That’s why we’ve designed software based on decades of R&D and thousands of use cases to simplify your team’s experience during the entire lifetime of your Zebra devices.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
zebra | zebra |
ekibinizin | your team |
onlarca | decades |
ve | and |
kullanım | use |
temel | based |
yazılımlar | software |
nedeni | why |
TR Duodenal Obstrüksiyonun Nadir Bir Nedeni: Süperior Mezenterik Arter Sendromu
EN A Rare Cause of Duodenal Obstruction: Superior Mesenteric Artery Syndrome
Türgi keel | Inglise |
---|---|
nadir | rare |
TR Nadir bir preeklampsi nedeni: Komplet tip mol hidatiform ve canlı fetusun birlikte bulunduğu ikiz gebelik vaka sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi
EN A rare preeclampsia condition: Twin pregnancy with complete type hydatidiform mole and coexisting alive fetus, case report and review of the literature
Türgi keel | Inglise |
---|---|
nadir | rare |
tip | type |
canlı | alive |
ikiz | twin |
vaka | case |
gözden | review |
TR Genç erkek hastada kanlı ishalin nadir bir nedeni; familial adenomatöz polipozise bağlı kolon kanseri
EN A rare reason of bloody diarrhea in a young male patient; colon cancer due to familial adenomatous polyposis
Türgi keel | Inglise |
---|---|
genç | young |
erkek | male |
nadir | rare |
nedeni | reason |
TR Alışılmadık Bir Akut Skrotum Nedeni
EN An Unusual Cause Of Acute Scrotum
Türgi keel | Inglise |
---|---|
akut | acute |
TR Yeni Doğan Döneminde Nadir Görülen Karında Kistik Kitle Nedeni: Hidrometrokolpos
EN A rare cause of abdominal cyst in the neonatal period: Hydrometrocolpos
Türgi keel | Inglise |
---|---|
nadir | rare |
TR Golf ister seyahatinizin bir parçası, isterse asıl nedeni olsun, Fairmont’un sahip olduğu veya işlettiği bir golf sahasında golf oynadığınız zaman, hayatınız boyunca hatırlayacaksınız.
EN Whether golf is part of your trip or the whole point, when you play on a domestic or international golf course owned and operated by Fairmont, you’ll remember it for a lifetime.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
parçası | part |
fairmont | fairmont |
TR Golf ister seyahatinizin bir parçası, isterse asıl nedeni olsun, Fairmont’un sahip olduğu veya işlettiği bir golf sahasında golf oynadığınız zaman, hayatınız boyunca hatırlayacaksınız.
EN Whether golf is part of your trip or the whole point, when you play on a domestic or international golf course owned and operated by Fairmont, you’ll remember it for a lifetime.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
parçası | part |
fairmont | fairmont |
TR Zebra cihazlarınızın ömrünün tamamı boyunca ekibinizin deneyimini basitleştirebilmek adına onlarca yıllık Ar-Ge deneyimi ve binlerce kullanım vakasını temel alan yazılımlar tasarlamamızın nedeni de bu.
EN That’s why we’ve designed software based on decades of R&D and thousands of use cases to simplify your team’s experience during the entire lifetime of your Zebra devices.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
zebra | zebra |
ekibinizin | your team |
onlarca | decades |
ve | and |
kullanım | use |
temel | based |
yazılımlar | software |
nedeni | why |
TR Zebra mühendislerinin barkod okuyucularını, mobil bilgisayarlarını, tabletlerini ve yazıcılarını tek bir amaçla tasarlamasının nedeni de bu – daha iyi çalışmanıza yardımcı olmak için.
EN That why Zebra engineers scanners, mobile computers, tablets and printers with one purpose — to help you perform even better.
Türgi keel | Inglise |
---|---|
zebra | zebra |
mobil | mobile |
yazıcılar | printers |
Kuvatakse 50 tõlget 50 -st