EN DISTRIBUTIONS OF ABO AND RH BLOOD GROUP AND KNOWLEDGE OF BLOOD GROUPS OF KAYSERİ PROVINCIAL HEALTH DIRECTORATE EMPLOYEES
EN DISTRIBUTIONS OF ABO AND RH BLOOD GROUP AND KNOWLEDGE OF BLOOD GROUPS OF KAYSERİ PROVINCIAL HEALTH DIRECTORATE EMPLOYEES
TR KAYSERİ İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞANLARININ ABO VE RH KAN GRUBU DAĞILIMLARI VE KAN GRUPLARINI BİLME DURUMLARI
Inglés | Turco |
---|---|
blood | kan |
group | grubu |
and | ve |
EN For example, the US air rescue service Air Methods is planning to team up with the Hesse-based start-up to tap into new fields of business, using drones to transport urgent medical supplies such as drugs, blood bags, blood samples or donated organs.
TR Öyle ki, ABD’li Hava Kurtarma Servisi Air Methods, Hessen menşeli bu startupla yeni ticari alanlar açmak ve IHA’larla ilaç, kan üniteleri, kan örnekleri veya organ bağışları gibi acil tıbbi ihtiyaçlarının nakliyatını yapmak istiyor.
Inglés | Turco |
---|---|
service | servisi |
new | yeni |
business | ticari |
urgent | acil |
medical | tıbbi |
blood | kan |
into | ve |
or | veya |
to | yapmak |
such | bu |
EN They may not appear to have much in common at first glance: high blood pressure, dementia, diabetes mellitus, cancer, mental disorders and viral infections such as SARS-CoV-2
TR İlk bakışta bunların ortak bir noktaları yok: Yüksek tansiyondan, bunama, şeker hastalığı, kanser, psikolojik rahatsızlıklardan veya SARS-CoV-2 gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlardan söz ediyoruz
Inglés | Turco |
---|---|
common | ortak |
high | yüksek |
cancer | kanser |
may | veya |
first | 2 |
to | neden |
as | gibi |
EN 4 healthcare centres and a blood bank to open shortly
TR YAKINDA AÇILACAK 4 SAĞLIK MERKEZİ VE BİR KAN BANKASI
Inglés | Turco |
---|---|
and | ve |
a | a |
blood | kan |
EN Labeling blood and other samples at the time they are collected improves patient safety and helps prevent a host of problems related to misidentification.
TR İndir Daha Akıllı, Daha Bağlantılı Hastaneler: Akıllı İş Akışı Otomasyonu Yeni Bir Dönem Başlatıyor.
Inglés | Turco |
---|---|
a | bir |
EN Clinicans and Nurses (VoIP, Send/Receive Secure Texts, Mobile Alarms/Alerts, Manage Medication, Blood, Access Health Records)
TR Klinik Çalışanları ve Hemşireler (VoIP, Güvenli Metinler Gönderme/Alma, Mobil Alarmlar/Uyarılar, İlaç Tedavisi, Kan, Sağlık Kayıtlarına Erişim)
Inglés | Turco |
---|---|
receive | alma |
secure | güvenli |
texts | metinler |
mobile | mobil |
alerts | uyarılar |
blood | kan |
access | erişim |
health | sağlık |
and | ve |
EN Give flesh and blood to your characters and let them run the action
TR Karakterlerinizi hayata geçirin ve bırakın aksiyonun içine dalsınlar
Inglés | Turco |
---|---|
to | içine |
and | ve |
EN Our signature transdermal pulsations provide a pleasant massage, help remove impurities and work below the skin surface to stimulate blood flow, and facilitate the skincare absorption prep.
TR İmzamız olan transdermal titreşimler hoş bir masaj sağlar, kirlerin giderilmesine yardımcı olur, kan akışını hızlandırmak için deri altına nüfuz eder ve cilt bakım ürünlerinin emilimini kolaylaştırır.
Inglés | Turco |
---|---|
massage | masaj |
skin | cilt |
blood | kan |
flow | akışını |
help | yardımcı |
and | ve |
provide | sağlar |
EN Our signature transdermal pulsations channel a low-frequency massage deep below the skin surface, to stimulate blood flow and restore firmness & elasticity, helping to reduce visible signs of aging.
TR Özel transdermal titreşimlerimiz; kan akışını uyarmak, sıkılığı ve esnekliği geri kazandırmak için cilt yüzeyinin derinliklerine düşük frekanslı masaj yapar. Gözle görülür yaşlanma belirtilerini azaltmaya yardımcı olur.
Inglés | Turco |
---|---|
massage | masaj |
skin | cilt |
blood | kan |
helping | yardımcı olur |
reduce | azaltmaya |
low | düşük |
a | yardımcı |
flow | akışını |
of | in |
and | ve |
to | geri |
below | için |
EN The Effect of Blood Groups on Infection and Prognosis of SARS-CoV-2
TR Kan Gruplarının SARS-CoV-2 Enfeksiyonu ve Prognozu Üzerine Etkisi
Inglés | Turco |
---|---|
effect | etkisi |
blood | kan |
and | ve |
groups | grupları |
of | nın |
EN The Efficacy of Blood Parameters and Its Derivatives in the Diagnosis of Acute Cholecystitis
TR Akut Kolesistit Tanısında Kan Parametreleri ve Türevlerinin Tanı Koymadaki Etkinliği
Inglés | Turco |
---|---|
blood | kan |
and | ve |
acute | akut |
EN The Effect of Supplementation of Betaine on Performance, Carcass Yield and Some Blood Parameters in Broilers*
TR Broylerlerde Betain İlavesinin Performans, Karkas Verimi ve Bazı Kan Parametreleri Üzerine Etkisi
Inglés | Turco |
---|---|
effect | etkisi |
performance | performans |
blood | kan |
and | ve |
some | bazı |
EN Labeling blood and other samples at the time they are collected improves patient safety and helps prevent a host of problems related to misidentification.
TR İndir Daha Akıllı, Daha Bağlantılı Hastaneler: Akıllı İş Akışı Otomasyonu Yeni Bir Dönem Başlatıyor.
Inglés | Turco |
---|---|
a | bir |
EN Clinicans and Nurses (VoIP, Send/Receive Secure Texts, Mobile Alarms/Alerts, Manage Medication, Blood, Access Health Records)
TR Klinik Çalışanları ve Hemşireler (VoIP, Güvenli Metinler Gönderme/Alma, Mobil Alarmlar/Uyarılar, İlaç Tedavisi, Kan, Sağlık Kayıtlarına Erişim)
Inglés | Turco |
---|---|
receive | alma |
secure | güvenli |
texts | metinler |
mobile | mobil |
alerts | uyarılar |
blood | kan |
access | erişim |
health | sağlık |
and | ve |
EN "There will be blood" - Elon Musk announces litigation department amidst allegations
TR Rivian'a şok: Ford'un kararının ardından hisse değeri çakıldı!
Inglés | Turco |
---|---|
be | ardından |
EN They may not appear to have much in common at first glance: high blood pressure, dementia, diabetes mellitus, cancer, mental disorders and viral infections such as SARS-CoV-2
TR İlk bakışta bunların ortak bir noktaları yok: Yüksek tansiyondan, bunama, şeker hastalığı, kanser, psikolojik rahatsızlıklardan veya SARS-CoV-2 gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlardan söz ediyoruz
Inglés | Turco |
---|---|
common | ortak |
high | yüksek |
cancer | kanser |
may | veya |
first | 2 |
to | neden |
as | gibi |
EN The designer’s inspiration, creativity and ‘blood, sweat and tears’ become more real through social media.
TR Tasarımcının esinlenmesi, yaratıcılığı ve ihtirası sosyal medya sayesinde daha elle tutulur hale geldi.
Inglés | Turco |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
media | medya |
the | sayesinde |
more | daha |
EN Similar to a blood pressure monitor for humans, the sensors measure the inner cell pressure in leaves and transmit this data to a server
TR Tansiyon aletiyle kan basıncının ölçülmesine benzer bir şekilde sensörler, yapraklardaki hücre içi basıncı ölçüyor ve verileri bir sunucuya gönderiyor
Inglés | Turco |
---|---|
similar | benzer |
blood | kan |
cell | hücre |
data | verileri |
server | sunucuya |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
EN As we’ve already mentioned, one of the main advantages of an SEO checker is that it will be much more affordable than a flesh-and-blood SEO expert, while still catching most of the major issues
TR Daha önce de belirttiğimiz gibi, bir SEO denetleyicisinin ana avantajlarından biri, etten kemikten bir SEO uzmanından çok daha uygun fiyatlı olması ve yine de önemli sorunların çoğunu yakalamasıdır
Inglés | Turco |
---|---|
seo | seo |
expert | uzman |
and | ve |
main | ana |
affordable | uygun |
advantages | avantajları |
major | önemli |
issues | sorunları |
the | önce |
as | gibi |
of | biri |
EN We also have a collection of models that have a more rugged look with dirty textures and even blood splatters in some cases - useful for example for zombie games
TR Ayrıca, kirli zeminde daha sağlam bir görünüme ve hatta bazı durumlarda kan sıçramasına sahip modeller koleksiyonuna sahibiz - örneğin zombi oyunları için yararlıdır
EN — the number of people who potentially saw the article.
TR — makaleyi potansiyel olarak görmüş kişilerin sayısı.
EN This feels like so genuinely caring and honest it’s just mind-blowing. It is probably one of the best pieces of content I’ve ever saw on digital marketing
TR Gerçekten çok ilgili ve dürüst gibi hissettiriyor, inanılmaz. Muhtemelen dijital pazarlama konusunda gördüğüm en iyi içeriklerden biri
Inglés | Turco |
---|---|
honest | dürüst |
probably | muhtemelen |
digital | dijital |
marketing | pazarlama |
on | ilgili |
and | ve |
best | en |
the | gibi |
EN After a thrilling 1st round that saw more than 2.6 million impressions worldwide, the 2nd stage kicks off at 7:30 AM EDT on Saturday.
TR Önemli açıklamalar arka arkaya gelmeye devam ediyor.
Inglés | Turco |
---|---|
a | a |
EN So if you saw the certificate and the listed domain address as * .domain.com, it's a Wildcard SSL certificate
TR Bu nedenle, sertifikayı ve listelenen domain adresinin *.domain.com şeklinde görmüşseniz bu bir Wildcard SSL sertifikasıdır
Inglés | Turco |
---|---|
certificate | sertifikası |
listed | listelenen |
domain | domain |
address | adresinin |
ssl | ssl |
wildcard | wildcard |
and | ve |
so | nedenle |
its | bu |
a | bir |
EN Within the first days we quickly saw that this approach streamlined with our goals and we focused on developing the campaigns further
TR İlk günlerde bu yaklaşımın hedeflerimizle uyumlu hale geldiğini hızla gördük ve kampanyaları daha da geliştirmeye odaklandık
Inglés | Turco |
---|---|
quickly | hızla |
this | bu |
approach | yaklaşım |
and | ve |
campaigns | kampanyaları |
the | daha |
further | da |
EN After 2019, which saw serious fluctuations caused by trade wars, Brexit, and cyclical political movements, economic indicators for 2020 were positive
TR Ticaret savaşları, Brexit ve konjonktürel politik hareketlerin etkisiyle ciddi dalgalanmaların yaşandığı 2019’un ardından, ekonomik göstergeler 2020 için umut vericiydi
Inglés | Turco |
---|---|
serious | ciddi |
trade | ticaret |
political | politik |
economic | ekonomik |
indicators | göstergeler |
and | ve |
for | için |
EN So if you saw the certificate and the listed domain address as * .domain.com, it's a Wildcard SSL certificate
TR Bu nedenle, sertifikayı ve listelenen domain adresinin *.domain.com şeklinde görmüşseniz bu bir Wildcard SSL sertifikasıdır
Inglés | Turco |
---|---|
certificate | sertifikası |
listed | listelenen |
domain | domain |
address | adresinin |
ssl | ssl |
wildcard | wildcard |
and | ve |
so | nedenle |
its | bu |
a | bir |
EN Her third re-election in 2018 saw the grand coalition continue
TR 2018’de üçüncü kez yeniden seçilmesi, koalisyonun sürdürülmesini sağladı
Inglés | Turco |
---|---|
re | yeniden |
third | üçüncü |
EN 2019 saw some good climate news: Primarily because more electricity is being produced by wind farms and solar energy, carbon dioxide emissions in Germany have dropped sharply.
TR 2019’da olumlu haberler de geldi: Özellikle rüzgar türbinlerinden ve güneş enerjisi panellerinden elde edilen elektriğin artması sayesinde Almanya’da karbondioksit salımında kayda değer bir gerileme gerçekleşti.
Inglés | Turco |
---|---|
news | haberler |
wind | rüzgar |
solar | güneş |
being | ne |
and | da |
EN Ms Langhoff, how has your life changed because of the pandemic? Without being naïve about it, we also saw the crisis as an opportunity to rethink our existing ideas
TR Sayın Langhoff, pandemi sizin hayatınızda nasıl bir değişikliğe yol açtı? Biz krizi saflık göstermeksizin, şimdiye kadarki konseptlerimiz üzerinde tekrar düşünmek için aynı zamanda bir fırsat olarak da gördük
Inglés | Turco |
---|---|
pandemic | pandemi |
crisis | krizi |
opportunity | fırsat |
also | da |
the | aynı |
of the | yol |
your | sizin |
life | hayat |
of | in |
we | biz |
our | de |
because | için |
how | nasıl |
EN She was born in London of refugee parents from Kosovo, where she grew up part of her life, but saw everything change when as a child she moved back to her parents' homeland
TR 22 Ağustos 1995), İngiliz şarkıcı ve şarkı yazarıdır
Inglés | Turco |
---|---|
she | ve |
a | a |
EN Dua Lipa (born August 22, 1995) is an English singer-songwriter. She was born in London of refugee parents from Kosovo, where she grew up part of her life, but saw everything change when as… read more
TR Dua Lipa (/ˈduːə ˈliːpə/; d. 22 Ağustos 1995), İngiliz şarkıcı ve şarkı yazarıdır. Kariyerine modellik yaparak başlasa da 2015'te Warner Music Group ile anlaşma imzalayarak şarkıcıl… Devamını oku
EN For example, lactose free white milk saw a 16% growth in Western Europe between 2012 – 2015, while there was a 30% growth in organic milk sales in Asia Pacific.
TR Örneğin, laktozsuz beyaz süt 2012 - 2015 arasında Batı Avrupa'da %16'lık bir büyüme göstermiş, Asya Pasifik'te organik süt satışlarında %30 büyüme görülmüştür.
Inglés | Turco |
---|---|
white | beyaz |
milk | süt |
western | batı |
growth | büyüme |
asia | asya |
organic | organik |
a | bir |
between | arasında |
EN We also saw that some customers teamed up with local suppliers for data collecting – suppliers that don’t have any knowledge about how ice cream is made.
TR Ayrıca bazı müşterilerin veri toplamak için yerel tedarikçilerle, yani dondurmanın nasıl yapıldığı hakkında hiçbir bilgisi olmayan tedarikçilerle iş birliği yaptığını gördük.
Inglés | Turco |
---|---|
customers | müşterilerin |
data | veri |
local | yerel |
knowledge | bilgisi |
also | ayrıca |
how | nasıl |
any | hiçbir |
some | bazı |
about | hakkında |
for | için |
EN After installing Social Warfare I straight away saw an increase in social shares and traffic. Robert Ryan, Professional Web Designer
TR Social Warfare eklentisini kurduktan hemen sonra sosyal paylaşımlarda ve trafikte bir artış gördüm. Robert Ryan, Profesyonel Web Tasarımcısı
Inglés | Turco |
---|---|
robert | robert |
ryan | ryan |
professional | profesyonel |
web | web |
designer | tasarımcı |
increase | artış |
social | sosyal |
and | ve |
after | sonra |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
Inglés | Turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
Inglés | Turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
Inglés | Turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
Inglés | Turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
Inglés | Turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
Inglés | Turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
Inglés | Turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
Inglés | Turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
Inglés | Turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN I sell CADUSD because it break uptrend and makes a lower high and lower low.We saw a doji and good resistence at the entry point.
TR Fibo direncini kırmış durumda. bir sonraki dirence doğru bir miktar daha yükseliş gelebilir
Inglés | Turco |
---|---|
the | durumda |
a | sonraki |
at | doğru |
EN We saw USDCHF Short Because, USDCHF Follow Bearish trend and Ascending Channel Breakout or Retest Complete.
TR parite için 2 tane alım senaryomuz mevcut. Bol kazançlar
Inglés | Turco |
---|---|
because | için |
or | mevcut |
EN We saw USDCHF long Because, USDCHF Moved in Ascending Channel and USDCHF Bullish Trend follow
TR teknik bir çalışmadır yatırım tafsiyesi değildir. mt4 veya mt5 marj sıkıntı sı veya hesap patlamak üzere ise hesabı kurtarabilirim. bu işlem için hiç bir ücret almayacağım.
Inglés | Turco |
---|---|
long | alış |
because | için |
EN We saw USDCHF Short Because, USDCHF Follow Bearish trend and Ascending Channel Breakout or Retest Complete.
TR parite için 2 tane alım senaryomuz mevcut. Bol kazançlar
Inglés | Turco |
---|---|
because | için |
or | mevcut |
EN We saw USDCHF long Because, USDCHF Moved in Ascending Channel and USDCHF Bullish Trend follow
TR teknik bir çalışmadır yatırım tafsiyesi değildir. mt4 veya mt5 marj sıkıntı sı veya hesap patlamak üzere ise hesabı kurtarabilirim. bu işlem için hiç bir ücret almayacağım.
Inglés | Turco |
---|---|
long | alış |
because | için |
EN We saw USDCHF Short Because, USDCHF Follow Bearish trend and Ascending Channel Breakout or Retest Complete.
TR parite için 2 tane alım senaryomuz mevcut. Bol kazançlar
Inglés | Turco |
---|---|
because | için |
or | mevcut |
Mostrando 50 de 50 traducciones