EN An immersive VR game allows train operators to “drive” through the new Ulriken Tunnel in a simulated cockpit created using 3D laser scans of an actual train.
"take the train" in English can be translated into the following Turkish words/phrases:
EN An immersive VR game allows train operators to “drive” through the new Ulriken Tunnel in a simulated cockpit created using 3D laser scans of an actual train.
TR Sürükleyici bir VR oyunu, tren operatörlerinin gerçek bir treni, 3B lazer taramaları kullanılarak oluşturulan simüle edilmiş bir kokpitte yeni Ulriken Tüneli üzerinden “sürmelerini” sağlar.
EN Fall in love with trains again in the captivating 3D world of TrainStation 2 and enter the empire where you collect and manage your own train fleet full of famous real-life train beauties.
TR TrainStation 2 nin büyüleyici 3D dünyasında tekrar trenlere aşık olun ve ünlü gerçek hayattaki trenlerin güzellikleriyle dolu kendi tren filonuzu oluşturup yönettiğiniz imparatorluğa girin.
English | Turkish |
---|---|
again | tekrar |
enter | girin |
train | tren |
famous | ünlü |
real | gerçek |
full of | dolu |
and | ve |
EN In Potsdam for example, around 20 students – all of them university graduates – in the fifth month of their language course are attempting to take a virtual journey by train without making any mistakes in their German
TR Tıpkı her biri yükseköğrenim görmüş yaklaşık 20 mültecinin beş aydır devam ettiği Potsdam’daki bu kursta olduğu gibi
EN We can take distance from the other person by leaving the area, ending the call, or not responding to their messages. This can help us take the space we need to get some breathing room and gain clarity on the situation.
TR Alanı terk ederek, aramayı sonlandırarak veya mesajlarına cevap vermeyerek diğer kişiden uzaklaşabiliriz. Bu, biraz nefes almak için ihtiyacımız olan alanı almamıza ve duruma netlik kazandırmamıza yardımcı olabilir.
English | Turkish |
---|---|
other | diğer |
clarity | netlik |
help | yardımcı |
can | olabilir |
this | bu |
need | ihtiyacımız |
or | veya |
messages | mesajlar |
and | ve |
to | için |
EN After verification according to the verification type you selected, transactions take an average of 10 minutes. For certified SSL Certificates, this process can take between 1-5 days depending on the preferred SSL brand.
TR Seçtiğiniz doğrulama türüne göre doğrulama yapıldıktan sonra işlemler ortalama 10 dakika sürmektedir. Belgeli SSL Sertifikalarındaysa bu işlem tercih edilen SSL markasına göre 1-5 gün arasında sürebilmektedir.
English | Turkish |
---|---|
minutes | dakika |
ssl | ssl |
this | bu |
average | ortalama |
verification | doğrulama |
type | tür |
transactions | işlemler |
certificates | sertifikaları |
process | iş |
the | gün |
EN Description: View Chastity take up with the tongue hd as completely free. BDSM porn xxx Chastity take up with the tongue video.
TR Açıklama: İffet dil ile başlar hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx İffet dil ile başlar video.
English | Turkish |
---|---|
description | açıklama |
hd | hd |
completely | tamamen |
bdsm | bdsm |
free | ücretsiz |
video | video |
view | ile |
porn | porno |
xxx | xxx |
EN However, there may be sensitive situations where MobiRoller may take a decision that requires us to take emergency measures without notice
TR Ancak, MobiRoller?ın önceden haber vermeksizin acil durum önlemleri almamızı gerektiren bir karar alabileceği hassas durumlar olabilir
English | Turkish |
---|---|
sensitive | hassas |
mobiroller | mobiroller |
decision | karar |
emergency | acil durum |
measures | önlemleri |
be | olabilir |
EN After verification according to the verification type you selected, transactions take an average of 10 minutes. For certified SSL Certificates, this process can take between 1-5 days depending on the preferred SSL brand.
TR Seçtiğiniz doğrulama türüne göre doğrulama yapıldıktan sonra işlemler ortalama 10 dakika sürmektedir. Belgeli SSL Sertifikalarındaysa bu işlem tercih edilen SSL markasına göre 1-5 gün arasında sürebilmektedir.
English | Turkish |
---|---|
minutes | dakika |
ssl | ssl |
this | bu |
average | ortalama |
verification | doğrulama |
type | tür |
transactions | işlemler |
certificates | sertifikaları |
process | iş |
the | gün |
EN We can take distance from the other person by leaving the area, ending the call, or not responding to their messages. This can help us take the space we need to get some breathing room and gain clarity on the situation.
TR Alanı terk ederek, aramayı sonlandırarak veya mesajlarına cevap vermeyerek diğer kişiden uzaklaşabiliriz. Bu, biraz nefes almak için ihtiyacımız olan alanı almamıza ve duruma netlik kazandırmamıza yardımcı olabilir.
English | Turkish |
---|---|
other | diğer |
clarity | netlik |
help | yardımcı |
can | olabilir |
this | bu |
need | ihtiyacımız |
or | veya |
messages | mesajlar |
and | ve |
to | için |
EN If a train driver can’t see a signal—and drives too far or doesn’t stop—it will shut down the whole rail system.”
TR Makinist bir sinyal göremezse ve çok uzağa gidiyorsa ya da durmuyorsa tüm ray sistemini kapatacaktır.”
EN What makes the necessary approvals so difficult to obtain is the fact that signals typically are installed years before train operators can test them
TR Gerekli onayların elde edilmesini bu kadar zor kılan şey, sinyallerin tipik olarak tren operatörleri tarafından test edilebilmeleri için yıllar önce kurulmasıdır
English | Turkish |
---|---|
necessary | gerekli |
difficult | zor |
train | tren |
test | test |
typically | tipik |
EN Angeltveit wondered: If train operators could test signals earlier, would approvals be easier to obtain?
TR Angeltveit şunu merak etti: Tren operatörleri sinyalleri daha erken test edebilseydi, onayların alınabilmesi daha mı kolay olurdu?
English | Turkish |
---|---|
train | tren |
test | test |
easier | kolay |
to | daha |
EN To find out, he conceived the idea of marrying the BIM models with virtual reality to create a game environment that would allow train operators to “drive” on the future tracks before they were built
TR Bunu anlamak için, tren operatörlerinin daha inşa edilmeden raylarda “sürmesine” izin verecek bir oyun ortamı yaratmak için BIM modellerini sanal gerçeklikle bir araya getirme fikrini tasarladı
EN The team animated the 3D models with 3ds Max and augmented them with laser scans of real-world data, such as the layout of the train cockpit, using ReCap (US site).
TR Ekip 3B modelleri 3ds Max ile anime etti ve ReCap (İngilizce) kullanarak tren kokpitinin tasarımı gibi gerçek dünya verilerini lazer taramaları ile artırılmış gerçeklik haline getirdi.
English | Turkish |
---|---|
laser | lazer |
train | tren |
max | max |
world | dünya |
models | modelleri |
and | ve |
team | ekip |
real | gerçek |
using | kullanarak |
with | ile |
EN Train operators advised moving some signals inside the tunnel for greater visibility, saving considerable cost by making the changes before construction.
TR Tren operatörleri, tünel içinde daha fazla görünürlük sağlamak için bazı sinyallerin başka bir konuma taşınmasını tavsiye etti. Böylece, değişiklikler inşaattan önce yapılarak önemli maliyet tasarrufu sağladı.
English | Turkish |
---|---|
train | tren |
visibility | görünürlük |
cost | maliyet |
changes | değişiklikler |
construction | yapı |
some | bazı |
greater | daha fazla |
for | için |
the | başka |
before | önce |
EN Arna Station upgrade under construction, with a train coming from the existing tunnel and the new tunnel to the left. Courtesy of Ingvild Eikeland/Bane NOR/Norconsult AS.
TR Mevcut tünelden gelen bir tren ile yapım aşamasında yenilenen Arna İstasyonu ve solda yeni tünel. Görseli sağlayan: Ingvild Eikeland/Bane NOR/Norconsult AS.
English | Turkish |
---|---|
construction | yapı |
train | tren |
new | yeni |
and | ve |
with | ile |
English | Turkish |
---|---|
music | müzikleri |
stats | istatistikleri |
and | ve |
last | last |
photos | fotoğrafları |
videos | videoları |
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
English | Turkish |
---|---|
improve | iyileştirin |
customer | müşteri |
new | yeni |
self | self |
service | servis |
business | iş |
is | oluşturmak |
or | veya |
search | arama |
can | olabilecek |
help | yardımcı |
culture | kültürü |
EN Faster model training can enable data scientists and machine learning engineers to iterate faster, train more models, and increase accuracy.
TR Daha hızlı model eğitimi sayesinde veri bilimcileri ve makine öğrenimi mühendisleri daha hızlı yineleme yapabilir, daha fazla model eğitebilir ve doğruluk oranını artırabilir.
English | Turkish |
---|---|
training | eğitimi |
can | yapabilir |
data | veri |
machine | makine |
engineers | mühendisleri |
faster | hızlı |
and | ve |
learning | öğrenimi |
EN Amazon SageMaker is a fully-managed machine learning platform that enables you to quickly and easily build, train, and deploy machine learning models
TR Amazon SageMaker, hızlı ve kolay bir şekilde makine öğrenimi modelleri oluşturup bunları eğitmenize ve dağıtmanıza olanak sağlayan, tam olarak yönetilen bir makine öğrenimi platformudur
English | Turkish |
---|---|
amazon | amazon |
machine | makine |
models | modelleri |
managed | yönetilen |
quickly | hızlı |
learning | öğrenimi |
and | ve |
a | bir |
to | e |
easily | kolay |
EN You can use multiple Amazon EC2 P3 instances with up to 100 Gbps of networking throughput to rapidly train machine learning models
TR Makine öğrenimi modellerini hızlı bir şekilde eğitmek için birden çok Amazon EC2 P3 bulut sunucusunu 100 Gb/sn.'ye kadar ağ iletişimi aktarım hızıyla kullanabilirsiniz
English | Turkish |
---|---|
amazon | amazon |
machine | makine |
models | modellerini |
rapidly | hızlı |
you can use | kullanabilirsiniz |
learning | öğrenimi |
multiple | bir |
with | şekilde |
of | in |
EN Customers have been able to train ResNet-50, a common image classification model, to industry standard accuracy in just 18 minutes using 16 P3 instances
TR Müşteriler, ortak bir görüntü sınıflandırma modeli olan ResNet-50'yi, 16 P3 bulut sunucusunu kullanarak sadece 18 dakikada endüstri standardı hassasiyeti ile çalıştırabildiler
English | Turkish |
---|---|
customers | müşteriler |
common | ortak |
model | modeli |
industry | endüstri |
minutes | dakikada |
image | görüntü |
standard | standardı |
using | kullanarak |
EN With this compute power, Celgene can train deep learning models to distinguish between malignant cells and benign cells
TR Bu işlem gücü sayesinde Celgene, kötü huylu ve iyi huylu hücreler arasında ayrım yapmak için derin öğrenme modelleri eğitebiliyor
English | Turkish |
---|---|
models | modelleri |
power | gücü |
this | bu |
deep | derin |
and | ve |
EN The use of Amazon SageMaker and Amazon EC2 P3 instances with NVIDIA V100 Tensor Core GPUs has also improved NerdWallet’s flexibility and performance and has reduced the time required for data scientists to train ML models
TR Amazon SageMaker ve Amazon EC2 P3 bulut sunucularının NVIDIA V100 Tensor Core GPU’ları ile kullanımı NerdWallet’in esnekliğini ve performansını arttırmakla beraber veri bilimcilerinin ML modellerini eğitmesi için gereken zamanı azalttı
English | Turkish |
---|---|
amazon | amazon |
nvidia | nvidia |
flexibility | esnekliğini |
required | gereken |
models | modellerini |
core | core |
ml | ml |
the time | zamanı |
data | veri |
time | zaman |
and | ve |
use | kullanımı |
of | in |
performance | performans |
with | ile |
EN Amazon EC2 P3 instances enable developers to train deep learning models much faster so that they can achieve their machine learning goals quickly.
TR Amazon EC2 P3 bulut sunucuları, yazılım geliştiricilerin derin öğrenme modellerini çok daha hızlı eğiterek makine öğrenimi hedeflerine hızla ulaşmasına olanak tanıyor.
English | Turkish |
---|---|
amazon | amazon |
deep | derin |
models | modellerini |
machine | makine |
goals | hedeflerine |
learning | öğrenimi |
to | e |
quickly | hızla |
faster | hızlı |
EN The fastest way to train and run machine learning models
TR Makine öğrenimi modellerini eğitmenin ve çalıştırmanın en hızlı yolu
English | Turkish |
---|---|
way | yolu |
run | en |
machine | makine |
models | modellerini |
fastest | hızlı |
to | e |
and | ve |
learning | öğrenimi |
EN This tech talk will review the different steps required to build, train, and deploy a machine learning model for computer vision
TR Bu teknoloji konuşmasında görüntü işlemeye yönelik makine öğrenimi modeli oluşturmak, eğitmek ve dağıtmak için gerekli olan farklı adımları inceleyeceğiz
English | Turkish |
---|---|
required | gerekli |
deploy | dağıtmak |
machine | makine |
model | modeli |
different | farklı |
this | bu |
a | olan |
and | ve |
learning | öğrenimi |
the | oluşturmak |
steps | adımlar |
EN Be perfectly located in the heart of Singapore with the City Hall Mass Rapid Transit (MRT) train station and other major transportation nodes at your doorstep
TR City Hall Mass Rapid Transit (MRT) ve diğer önemli ulaşım kavşaklarının kapınızın önündeyken, Singapur‘un kalbinde mükemmel konumdasınız
English | Turkish |
---|---|
city | city |
other | diğer |
transportation | ulaşım |
major | önemli |
in the heart | kalbinde |
and | ve |
of | nın |
EN Empire Sweetheart Sweep Train Chiffon Maternity Bridesmaid Dress With Ruffle (045022489) - JJ's House
TR Yüksek Bel Sweetheart Kuyruklu Şifon Hamile Nedime Elbisesi Ile Büzgü (045022489) - JJ's House
English | Turkish |
---|---|
bridesmaid | nedime |
ruffle | büzgü |
house | house |
with | ile |
EN Empire Sweetheart Sweep Train Chiffon Maternity Bridesmaid Dress With Ruffle
TR Yüksek Bel Sweetheart Kuyruklu Şifon Hamile Nedime Elbisesi Ile Büzgü
English | Turkish |
---|---|
bridesmaid | nedime |
with | ile |
ruffle | büzgü |
EN Trumpet/Mermaid Off-the-Shoulder Court Train Wedding Dress With Lace (002254975) - JJ's House
TR Denizkızı Off-Omuz Kısa Kuyruk Gelinlik Ile Dantel (002254975) - JJ's House
English | Turkish |
---|---|
lace | dantel |
mermaid | denizkızı |
house | house |
with | ile |
EN Trumpet/Mermaid Off-the-Shoulder Court Train Wedding Dress With Lace
TR Denizkızı Off-Omuz Kısa Kuyruk Gelinlik Ile Dantel
English | Turkish |
---|---|
lace | dantel |
mermaid | denizkızı |
with | ile |
EN Trumpet/Mermaid Halter Court Train Wedding Dress (002254983) - JJ's House
TR Denizkızı Yular Kısa Kuyruk Gelinlik (002254983) - JJ's House
English | Turkish |
---|---|
halter | yular |
mermaid | denizkızı |
house | house |
EN A-Line Sweep Train Flower Girl Dress - Satin Long Sleeves Scoop Neck With Bow(s)/Back Hole (010254240) - JJ's House
TR Çan Kuyruklu Çiçek Kız Elbise - Saten Uzun kollu Yuvarlak Yaka Ile Yaylar)/Arka delik (010254240) - JJ's House
English | Turkish |
---|---|
girl | kız |
dress | elbise |
satin | saten |
long | uzun |
sleeves | kollu |
neck | yaka |
back | arka |
hole | delik |
house | house |
with | ile |
EN A-Line Sweep Train Flower Girl Dress - Satin Long Sleeves Scoop Neck With Bow(s)/Back Hole
TR Çan Kuyruklu Çiçek Kız Elbise - Saten Uzun kollu Yuvarlak Yaka Ile Yaylar)/Arka delik
English | Turkish |
---|---|
girl | kız |
dress | elbise |
satin | saten |
long | uzun |
sleeves | kollu |
neck | yaka |
back | arka |
with | ile |
hole | delik |
EN A-Line Off-the-Shoulder Sweep Train Tulle Lace Wedding Dress With Beading (002234897) - JJ's House
TR Çan Off-Omuz Kuyruklu Tül Dantel Gelinlik Ile boncuklu kısım (002234897) - JJ's House
English | Turkish |
---|---|
tulle | tül |
lace | dantel |
beading | boncuklu |
house | house |
with | ile |
EN A-Line Off-the-Shoulder Sweep Train Tulle Lace Wedding Dress With Beading
TR Çan Off-Omuz Kuyruklu Tül Dantel Gelinlik Ile boncuklu kısım
English | Turkish |
---|---|
tulle | tül |
lace | dantel |
beading | boncuklu |
with | ile |
EN How WATAN Foundation managed to train women producers
TR SÜRDÜRÜLEBILIR SU VE SANITASYON PROJELERI VE SU ELDE ETMEK IÇIN GELENEKSEL ARAÇLARı ORTADAN KALDıRMAK
English | Turkish |
---|---|
to | etmek |
EN The intercontinental rail portfolio consists of 3 main products being Block Train, Single Container FCL and LCL between China and Europe, and CIS both directions.
TR Kıtalararası demiryolu portföyü, Çin ile Avrupa arasında ve her iki yönde CIS olmak üzere Blok Tren, Tek Konteyner FCL ve LCL şeklinde 3 ana servisten oluşmaktadır.
English | Turkish |
---|---|
main | ana |
block | blok |
train | tren |
container | konteyner |
europe | avrupa |
consists of | oluşmaktadır |
and | ve |
between | arası |
portfolio | portföy |
EN Learn how to build, train, and deploy ML models.
TR Makine öğrenimi modellerini oluşturmayı, eğitmeyi ve dağıtmayı öğrenin.
English | Turkish |
---|---|
models | modellerini |
to | e |
EN Learn how to remotely run commands on an EC2 Instance, train a deep learning model, and more. These step-by-step tutorials teach you different ways to innovate with EC2.
TR Bir EC2 Bulut Sunucusunda uzaktan komutlar yürütmeyi, derin öğrenme modeli eğitmeyi ve daha fazlasını öğrenin. Bu adım adım öğreticiler size EC2 ile inovasyon yapmanın farklı yollarını öğretecektir.
English | Turkish |
---|---|
remotely | uzaktan |
commands | komutlar |
model | modeli |
ways | yollar |
tutorials | öğreticiler |
deep | derin |
more | fazlasını |
these | bu |
step | adım |
to | e |
different | farklı |
with | ile |
EN We back up our systems, regularly test equipment and processes, and continuously train AWS employees to be ready for the unexpected.
TR Sistemlerimizi yedekliyoruz, ekipmanları ve süreçleri düzenli olarak test ediyoruz ve beklenmedik durumlara hazır olmaları için AWS çalışanlarını devamlı olarak eğitiyoruz.
English | Turkish |
---|---|
test | test |
equipment | ekipmanlar |
processes | süreçleri |
ready | hazır |
unexpected | beklenmedik |
aws | aws |
and | ve |
regularly | düzenli olarak |
EN By using Apache Spark on Amazon EMR to process large amounts of data to train machine learning models, Yelp increased revenue and advertising click-through rate.
TR Yelp, makine öğrenimi modellerini eğitmek için çok miktarda veriyi işlemek üzere Amazon EMR’de Apache Spark hizmetinden faydalanarak geliri ve reklam tıklama oranını artırmayı başarmıştır.
English | Turkish |
---|---|
apache | apache |
amazon | amazon |
process | iş |
data | veriyi |
machine | makine |
models | modellerini |
advertising | reklam |
spark | spark |
click | tıklama |
and | ve |
of | in |
learning | öğrenimi |
rate | oranı |
to | için |
EN Dispensing machine specialist, biological model maker and shoe manufacturer are occupations for which young people can train in Germany.
TR Münih’te dünyanın yalnızca hidrojenle çalışan yakıt hücreleri kullanan araçların sunulduğu ilk car sharing servisi hizmete girdi: “Bee Zero“.
EN For example, I have developed materials for train seats that end up as compost in market gardens – instead of being burned as hazardous waste.
TR Örneğin ben tren koltukları için yakılmak yerine kompost içerisinde çözülerek toprağa dönüşen bir kumaş geliştirdim.
English | Turkish |
---|---|
i | ben |
train | tren |
for | için |
of | bir |
EN Heading for Duisburg: freight train in China
TR İstikamet Duisburg: Çin’de bir yük treni
English | Turkish |
---|---|
in | bir |
EN The containers are transshipped in Duisburg for onward transport all over Europe by ship or train
TR Konteynerler Duisburg’dan Avrupa’nın dört bir yanına gemi ya da trenle gönderiliyor
English | Turkish |
---|---|
containers | konteynerler |
in | da |
the | dört |
EN And the fact that I was recently able to train my brother as a shoemaker makes me very happy."
TR Bundan kısa bir süre önce küçük kardeşimi de ayakkabıcı olarak eğittiğim için çok mutluyum.“
English | Turkish |
---|---|
to | e |
as | olarak |
a | bir |
EN The title of master craftsman/craftswoman allows you to run your own business and train young people
TR Ustalık unvanı onlara kendi müstakil işletmelerini kurup yürütme ve gençleri eğitme yetkisi verir
English | Turkish |
---|---|
business | iş |
young | genç |
to | e |
and | ve |
EN We train astronauts in the way life works on board the ISS space station
TR Astronotlarla, uzay istasyonu ISS’deki yaşamın işleyiş biçimine ilişkin alıştırmalar yapıyoruz
English | Turkish |
---|---|
life | yaşam |
works | iş |
space | uzay |
Showing 50 of 50 translations