EN It is the passenger's responsibility to collect the baggage upon arrival at the airport. Only the passenger whose name is mentioned on the baggage tag can collect the baggage.
EN It is the passenger's responsibility to collect the baggage upon arrival at the airport. Only the passenger whose name is mentioned on the baggage tag can collect the baggage.
TR Varış havalimanında bagajın teslim alınması, yolcunun kendi sorumluluğundadır. Bagaj, sadece etiket kısmında ismi yazılı bulunan yolcu tarafından alınabilir.
English | Turkish |
---|---|
baggage | bagaj |
airport | havalimanı |
passenger | yolcu |
name | ismi |
tag | etiket |
arrival | varış |
at | nda |
is | bulunan |
EN Before logging in, we recommend that you check our FAQ page first. Please see below the most related Q&As about flight passenger rights.
TR Giriş yapmadan önce, Sıkça Sorulan Sorular sayfamızı ziyaret etmeni öneririz. Yolcu haklarıyla ilgili en merak edilen soruları ise aşağıda bulabilirsin.
English | Turkish |
---|---|
see | ziyaret |
most | en |
passenger | yolcu |
we recommend | öneririz |
in | da |
rights | hakları |
below | aşağıda |
about | ilgili |
EN You can purchase your lounge access while making your reservation on our Services page, after you complete your passenger information; OR
TR Rezervasyonunu yaparken, yolcu bilgilerini doldurduktan sonra geleceğin "Hizmetler" ekranında satın alabilir; VEYA
English | Turkish |
---|---|
purchase | satın |
services | hizmetler |
passenger | yolcu |
information | bilgilerini |
or | veya |
after | sonra |
you can | alabilir |
EN Any passenger who is in need of medical treatment and are connected to air or electrical devices that are not allowed to be taken on the aircraft.
TR Akıl sağlığı yerinde olmayan veya psikotik hastalık sahibi yolcular,
English | Turkish |
---|---|
or | veya |
EN “The capacity of the existing tunnel isn’t sufficient to drive enough trains” to meet passenger- and freight-transportation needs, Angeltveit explains
TR Angeltveit, "Mevcut tünelin kapasitesi, yolcu ve yük taşıma ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda tren kullanmak için yeterli değil" diye açıklıyor
English | Turkish |
---|---|
capacity | kapasitesi |
passenger | yolcu |
needs | ihtiyaçlarını |
meet | karşılamak |
drive | kullanmak |
and | ve |
existing | mevcut |
the | değil |
to | için |
enough | yeterli |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN Presidential Decree Approves Freight and Passenger Transport Agreement with China - Moroğlu Arseven
TR Türkiye ile Çin Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu Taşımacılığı Anlaşması Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı - Moroğlu Arseven
English | Turkish |
---|---|
passenger | yolcu |
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
agreement | anlaşması |
and | ve |
with | ile |
EN Presidential Decree Approves Freight and Passenger Transport Agreement with China
TR Türkiye ile Çin Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu Taşımacılığı Anlaşması Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı
English | Turkish |
---|---|
passenger | yolcu |
agreement | anlaşması |
and | ve |
with | ile |
EN • ceiling-mounted passenger airbag (“Airbag in Roof” technology), freeing up space for a large storage compartment, the “Top Box”, accessed from the top of the dashboard.
TR • tavana monteli yolcu hava yastığı (“Tavanda Hava Yastığı” teknolojisi), büyük bir eşya gözü için boş alan bırakarak, gösterge tablosunun üst kısmından erişilen “Üst Kutu”.
EN The world exclusive “Airbag in Roof” technology was designed by CITROËN to free up space and storage room by removing the passenger airbag from the dashboard
TR Dünyadaki özel “Airbag in Roof” teknolojisi CITROËN tarafından, yolcu hava yastığını panodan çıkararak yer ve depolama alanını boşaltmak için tasarlanmıştır
EN The technology, perfectly illustrating the Brand’s Technologie baseline, consists in mounting the passenger airbag in the ceiling.
TR Markanın Technologie temelini mükemmel bir şekilde gösteren teknoloji, yolcu hava yastığını tavana monte etmekten oluşur.
English | Turkish |
---|---|
technology | teknoloji |
consists | oluşur |
passenger | yolcu |
the | şekilde |
in | bir |
perfectly | mükemmel bir şekilde |
EN Citroën comfort at your service! Whether the comfort comes from the seats, the dashboard or the smooth ride, CITROËN Jumpy helps you get the job done while enjoying features from the passenger car universe
TR Citroën konforu hizmetinizde! Konforun koltuklardan, gösterge panosundan veya yumuşak sürüşten gelip gelmediği CITROËN Jumpy, binek araç evreninden gelen özelliklerin tadını çıkarırken işin yapılmasına yardımcı olur
English | Turkish |
---|---|
citroën | citroën |
comfort | konforu |
jumpy | jumpy |
helps | yardımcı olur |
job | iş |
or | veya |
get | olur |
EN It is intended mainly for businesses, leisure centres, and community groups that are looking for a large-volume van with a maximum number of seats for passenger transport.
TR Esas olarak yolcu taşımacılığı için maksimum koltuk sayısına sahip büyük hacimli minibüs arayan işyerleri, eğlence merkezleri ve topluluk grupları için tasarlanmıştır.
English | Turkish |
---|---|
centres | merkezleri |
community | topluluk |
maximum | maksimum |
passenger | yolcu |
number of | sayısına |
large | büyük |
volume | hacimli |
groups | grupları |
and | ve |
number | sayısı |
for | için |
of | in |
are | sahip |
EN Moduwork provides extra load space on a flat floor by means of a special partition and fold-up side passenger seat
TR Moduwork, özel bir bölme ve katlanabilir yan yolcu koltuğu ile düz bir zemin üzerinde ekstra yük alanı sağlar
English | Turkish |
---|---|
provides | sağlar |
extra | ekstra |
load | yük |
flat | düz |
floor | zemin |
side | yan |
passenger | yolcu |
and | ve |
space | alan |
special | ile |
on | üzerinde |
EN Limits on passenger luggage are a thing of the past since the C3 Aircross has the largest boot in the segment, access to which is facilitated by a broad rear window, large-opening tailgate and low loading sill.
TR Yolcu bagajındaki sınırlar, C3 Aircross?ın segmentte en büyük bagaja sahip olduğundan, geniş bir arka cam, geniş açılı arka kapak ve düşük yükleme eşiği tarafından erişilebildiği için geçmişte kaldı.
English | Turkish |
---|---|
passenger | yolcu |
rear | arka |
loading | yükleme |
aircross | aircross |
and | ve |
by | tarafından |
low | düşük |
of | in |
a | bir |
past | geçmiş |
large | büyük |
broad | geniş |
EN A 5?color screen in place of the central rearview mirror displays images of two cameras (one in the foot of the passenger mirror / one at the top of the swinging rear doors)
TR Merkezi dikiz aynasının yerine 5? renkli bir ekran, iki kameranın görüntülerini gösterir (biri yolcu aynasının dibinde / diğeri arkaya sallanan arka kapıların üstünde)
English | Turkish |
---|---|
color | renkli |
central | merkezi |
images | görüntü |
passenger | yolcu |
rear | arka |
screen | ekran |
doors | kapı |
displays | gösterir |
EN - a dispute with a co-passenger or with the cabin crew continues- the duties of the crew members are hindered
TR - bir yardımcı yolcu veya kabin ekibi ile bir anlaşmazlık devam ediyor
English | Turkish |
---|---|
cabin | kabin |
passenger | yolcu |
continues | devam |
a | yardımcı |
or | veya |
with | ile |
EN 9.1.1. Proportion of the rural population who live within 2 km of an all-season road 9.1.2. Passenger and freight volumes, by mode of transport
TR 9.1.1. Her mevsim geçit veren yolların 2 km yakınında yaşayan kırsal nüfusun oranı 9.1.2. Ulaşım modlarına göre yolcu ve yük hacmi
English | Turkish |
---|---|
rural | kırsal |
population | nüfusun |
km | km |
passenger | yolcu |
transport | ulaşım |
and | ve |
by | göre |
of | her |
EN In September 1993 - Only three years after its debut flight - SunExpress welcomes its 1.000.000 passenger aboard.
TR SunExpress, kuruluşundan sadece üç yıl sonra, Eylül 1993'te bir milyonuncu yolcusunu ağırladı.
English | Turkish |
---|---|
september | eylül |
sunexpress | sunexpress |
after | sonra |
only | sadece |
years | bir |
EN In June, SunExpress welcomes its 10.000.000th passenger on board.
TR SunExpress Haziran'da 10 milyonuncu yolcusunu ağırladı.
English | Turkish |
---|---|
sunexpress | sunexpress |
EN 20084.000.000th passenger to board a SunExpress aircraft
TR 2008 4.000.000. yolcunun SunExpress uçağına binişi
English | Turkish |
---|---|
a | a |
sunexpress | sunexpress |
EN SunExpress has introduced a new Inflight Entertainment System and now offers personalized on-demand entertainment via passenger´s mobile devices.
TR SunExpress yeni Uçak İçi Eğlence Sistemi’ni hayata geçirdi ve yolcularına mobil cihazları üzerinden ulaşabilecekleri kişiselleştirilmiş eğlence hizmeti sunmaya başladı.
English | Turkish |
---|---|
entertainment | eğlence |
system | sistemini |
mobile | mobil |
devices | cihazlar |
sunexpress | sunexpress |
personalized | kişiselleştirilmiş |
new | yeni |
and | ve |
on | üzerinden |
EN 2018: Safest passenger airline in Turkey with a 0,00 rating (SAFA)
TR 2018: SAFA veritabanındaki en iyi oran olan ‘0.00 SAFA oranı’ ile yolcu taşımacılığında en emniyetli havayolu şirketi (SAFA)
English | Turkish |
---|---|
passenger | yolcu |
airline | havayolu |
a | olan |
with | ile |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN The Bus Ticket was not delivered electronically to the Passenger in time for the Bus travel.
TR Otobüs yolculuğunda kullanılmak üzere Otobüs Biletinin Yolcu’ya elektronik ortamda vaktinde gönderilmemesi,
English | Turkish |
---|---|
bus | otobüs |
EN The Bus Ticket delivered to the Passenger electronically contains inaccurate information.
TR Yolcu’ya elektronik ortamda gönderilen Otobüs Biletinin yanlış bilgi içermesi,
English | Turkish |
---|---|
bus | otobüs |
information | bilgi |
EN The charge on the Passenger’s credit card does match the final price of the ticket purchased on the website at the time of the booking.
TR Yolcu’nun kredi kartından alınan ödeme bedelinin rezervasyon sırasında internet sitesinde belirtilen son fiyat ile eşleşmemesi.
English | Turkish |
---|---|
credit | kredi |
price | fiyat |
booking | rezervasyon |
credit card | ödeme |
at | nda |
final | son |
website | internet |
the | ile |
EN Conditions to Claim a Technical issue. The Passenger is required to meet each of the following conditions in order to submit a valid claim for a Technical issue and receive the benefits:
TR Teknik Sorun ile ilgili Talepte Bulunma Koşulları. Yolcu, Teknik Sorun ile ilgili olarak geçerli bir talepte bulunmak ve ödeme almak için aşağıda belirtilen tüm koşulları sağlamalıdır:
English | Turkish |
---|---|
technical | teknik |
issue | sorun |
passenger | yolcu |
valid | geçerli |
and | ve |
in | da |
of | in |
a | bir |
receive | ile |
EN The Passenger must have made a purchase on Busbud.com and have had his credit card charged.
TR Yolcu, Busbud.com’dan bir alışveriş yapmış olmalı ve kredi kartından bir ödeme yapılmış olmalıdır.
English | Turkish |
---|---|
passenger | yolcu |
busbud | busbud |
credit | kredi |
made | yapılmış |
and | ve |
must | olmalıdır |
a | bir |
EN The Passenger must bring the Technical issue to our attention in writing (https://www.busbud.com/en/support) as soon as the issue is detected, and provide us with information about the Bus Ticket and the circumstances of the Technical issue
TR Yolcu, Teknik Sorun’u tespit eder etmez, durumu yazılı olarak (https://www.busbud.com/tr/support) tarafımıza bildirerek bize Otobüs Bileti’nin ve Teknik Sorun’un içeriği hakkında bilgi vermelidir
English | Turkish |
---|---|
passenger | yolcu |
technical | teknik |
https | https |
writing | yazılı |
support | support |
information | bilgi |
busbud | busbud |
bus | otobüs |
and | ve |
the | etmez |
about | hakkında |
us | bize |
EN The Bus travel presents a safety or security issue for the Passenger.
TR Otobüs yolculuğunun Yolcu için bir emniyet veya güvenlik sorunu teşkil etmesi,
English | Turkish |
---|---|
bus | otobüs |
passenger | yolcu |
security | güvenlik |
for | için |
or | veya |
a | bir |
EN Busbud lists the Bus Operator’s specific terms on the checkout page before the Passenger buys a Bus Ticket
TR Busbud, Otobüs İşletmecisi’nin koşullarını, Yolcu’nun Otobüs Bileti’ni almadan önce inceleyebilmesi için ödeme sayfasında listelemektedir
English | Turkish |
---|---|
page | sayfası |
busbud | busbud |
bus | otobüs |
terms | koşullar |
EN In any case, the Passenger should contact the Bus Operator directly to modify a ticket. Some bus operators may be able to provide assistance, refunds or financial compensation.
TR Her koşulda, Yolcu herhangi bir bilette değişiklik yapmak için doğrudan Otobüs İşletmecisi ile iletişime geçmelidir. Bazı otobüs işletmecileri destek, geri ödeme veya tazminat sağlayabilir.
English | Turkish |
---|---|
passenger | yolcu |
contact | iletişime |
bus | otobüs |
directly | doğrudan |
assistance | destek |
or | veya |
any | herhangi |
to | geri |
a | bir |
some | bazı |
EN Any passenger who is in need of medical treatment and are connected to air or electrical devices that are not allowed to be taken on the aircraft.
TR Akıl sağlığı yerinde olmayan veya psikotik hastalık sahibi yolcular,
English | Turkish |
---|---|
or | veya |
EN Can I sit wherever I want as a pregnant, infant, child and passenger with reduced mobility?
TR Hamile, bebekli, çocuklu ve hareket kabiliyeti kısıtlı yolcu olarak istediğim yerde oturabilir miyim?
English | Turkish |
---|---|
passenger | yolcu |
can | miyim |
and | ve |
as | olarak |
EN - a dispute with a co-passenger or with the cabin crew continues- the duties of the crew members are hindered
TR - bir yardımcı yolcu veya kabin ekibi ile bir anlaşmazlık devam ediyor
English | Turkish |
---|---|
cabin | kabin |
passenger | yolcu |
continues | devam |
a | yardımcı |
or | veya |
with | ile |
EN Refined Oil, Fishing Ships, Passenger and Cargo Ships, Cranes and Aircraft Parts.
TR Rafine Petrol, Balıkçılık Gemiler, Yolcu ve Yük Gemileri, Vinçler ve Uçak Parçalarıdır.
English | Turkish |
---|---|
oil | petrol |
passenger | yolcu |
and | ve |
aircraft | uçak |
parts | parçalar |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN In 2006, Fairmont pledged to reduce its operational CO2 emissions by 20%, the equivalent of the CO2 generated by 13,569 passenger vehicles.
TR 2006‘de, Fairmont faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 emisyonlarını %20 oranında azaltma sözü veriyor; bu 13.569 yolcu aracının ürettiği CO2 miktarına eşit.
English | Turkish |
---|---|
fairmont | fairmont |
its | bu |
passenger | yolcu |
reduce | azaltma |
to | e |
emissions | emisyonlarını |
EN Presidential Decree Approves Freight and Passenger Transport Agreement with China - Moroğlu Arseven
TR Türkiye ile Çin Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu Taşımacılığı Anlaşması Cumhurbaşkanı Kararı ile Onaylandı - Moroğlu Arseven
English | Turkish |
---|---|
passenger | yolcu |
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
agreement | anlaşması |
and | ve |
with | ile |
Showing 50 of 50 translations