TR Editör olarak rolünüz, derginin profilini ve itibarını korumak ve mümkün olan her durumda geliştirmektir. Bu konuyla, sorumluluklarınızla ve birlikte çalışıyor olabileceğiniz diğer editörlerin rolleriyle ilgili daha fazla bilgi edinin
TR Editör olarak rolünüz, derginin profilini ve itibarını korumak ve mümkün olan her durumda geliştirmektir. Bu konuyla, sorumluluklarınızla ve birlikte çalışıyor olabileceğiniz diğer editörlerin rolleriyle ilgili daha fazla bilgi edinin
EN Your role as editor is to maintain and develop wherever possible the journal's profile and reputation. Find out more about this, your responsibilities and the other editor roles with which you may be working
turečtina | Angličtina |
---|---|
editör | editor |
derginin | journal |
profilini | profile |
mümkün | possible |
bu | this |
çalışıyor | working |
ilgili | about |
bilgi | find out |
rolü | role |
TR Şirketin 2003 yılında kurulduğu yer olan Denver, Colorado'da hem çalışıyor hem eğleniyoruz
EN We work and play in Denver, Colorado, where the company was founded in 2003
turečtina | Angličtina |
---|---|
olan | was |
denver | denver |
colorado | colorado |
hem | the |
çalışıyor | work |
TR Yarısı çocuk, diğerleri eş, kardeş, komşu, anne, baba, arkadaş… Bugün dünyada, yaklaşık 30 milyonu mülteci olan milyonlarca insan[1], COVID-19 pandemisinin çok daha belirsiz hale getirdiği bir gelecekte yaşam kurmaya çalışıyor
EN Since the last days of February, crucial events are unfolding for refugees and migrants on Turkey’s border with Greece and Bulgaria
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
turečtina | Angličtina |
---|---|
erhan | erhan |
teknik | technical |
bakım | maintenance |
onarım | repair |
birimi | unit |
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
turečtina | Angličtina |
---|---|
kısa | short |
süreli | term |
çalışıyor | working |
işi | job |
düzenli | regular |
olduğu | is |
TR Bunun en uygun hız kontrolü olduğuna inanıyoruz, çünkü Flash ve üçüncü taraf eklentileri olmadan çalışıyor
EN We think it is the most convenient speed test because it works without Flash or any other third-party plugins
turečtina | Angličtina |
---|---|
en | most |
uygun | convenient |
hız | speed |
çünkü | because |
taraf | party |
eklentileri | plugins |
olmadan | without |
çalışıyor | works |
TR “FreeOffice, Microsoft Office programlarında oluşturulmuş ve biçimlendirilmiş dosyalarla mükemmel bir biçimde çalışıyor. Üstelik sıfır kayıpla.”
EN "FreeOffice works fantastically with files made and formatted in Microsoft Office. It’s loss-free."
turečtina | Angličtina |
---|---|
freeoffice | freeoffice |
microsoft | microsoft |
office | office |
çalışıyor | works |
TR Günümüzde şirketler ve işletmeler müşterilerine ilgi çekici promosyonlar sunarak satışlarını artırmaya çalışıyor
EN Companies and businesses take their sales game up a notch by offering promos that their customers can never refuse
turečtina | Angličtina |
---|---|
şirketler | companies |
ve | and |
işletmeler | businesses |
satışları | sales |
TR Misafirlerimiz ve meslektaşlarımız gelecek kuşaklar için korumak amacıyla çaba harcadığımız konumlarda çalışıyor ve eğleniyor
EN Our guests and colleagues work and play in locations we strive to protect for future generations
turečtina | Angličtina |
---|---|
misafirlerimiz | our guests |
gelecek | future |
konumlarda | in locations |
çalışıyor | work |
TR Ülkemizde sayılarının 1 milyonu geçtiği tahmin edilen çocuk işçilerin %57’si tarımda, %27’si hizmet sektöründe, %16’sı sanayide çalışıyor
EN In Turkey, where the number is estimated in excess of one million, 57% of child workers are employed in agriculture, 27% in the service sector, and 16% in industrial jobs
turečtina | Angličtina |
---|---|
çocuk | child |
ın | of |
milyonu | million |
TR Kibar Gönüllüsü olabilmek için Kibar Holding veya Grup Şirketlerinde çalışıyor olmak ve üyelik başvurusunda bulunmak yeterli
EN The only requirement to become a Kibar Volunteer is to be an employee of Kibar Holding or the Group Companies and apply for membership
turečtina | Angličtina |
---|---|
holding | holding |
veya | or |
üyelik | membership |
TR Ankara’daki ofisimizi 1991 yılında açtığımızdan bu yana FNF, Türkiye'de sivil toplum, akademi, ekonomi ve politika çevrelerinden ortaklar ile aktif bir şekilde çalışıyor
EN FNF has been actively working in Turkey with partners from civil society, academia, economy and politics since 1991, when we opened our office in Ankara
turečtina | Angličtina |
---|---|
ankara | ankara |
türkiye | turkey |
sivil | civil |
toplum | society |
ekonomi | economy |
ortaklar | partners |
aktif | actively |
şekilde | when |
çalışıyor | working |
TR Karmaşık iş akışları ve sıkıcı faaliyetler işleri daha da zorlaştırır. Sonix, ses ve video ile çalışmayı keyifli hale getirmeye çalışıyor... ve belki biraz büyülü.
EN Complex workflows and tedious activities make work harder. Sonix strives to make working with audio and video delightful... and maybe a little bit magical.
turečtina | Angličtina |
---|---|
karmaşık | complex |
sıkıcı | tedious |
faaliyetler | activities |
video | video |
belki | maybe |
TR Bak bakalım Sonix senin için çalışıyor mu? 30 dakikalık transkripsiyon ücretsiz olarak dahildir.
EN See if Sonix works for you. 30 minutes of transcription included for free.
turečtina | Angličtina |
---|---|
sonix | sonix |
senin | you |
çalışıyor | works |
transkripsiyon | transcription |
dahildir | included |
TR Yarısı çocuk, diğerleri eş, kardeş, komşu, anne, baba, arkadaş… Bugün dünyada, yaklaşık 30 milyonu mülteci olan milyonlarca insan[1], COVID-19 pandemisinin çok daha belirsiz hale getirdiği bir gelecekte yaşam kurmaya çalışıyor
EN Since the last days of February, crucial events are unfolding for refugees and migrants on Turkey’s border with Greece and Bulgaria
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
turečtina | Angličtina |
---|---|
erhan | erhan |
teknik | technical |
bakım | maintenance |
onarım | repair |
birimi | unit |
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
turečtina | Angličtina |
---|---|
kısa | short |
süreli | term |
çalışıyor | working |
işi | job |
düzenli | regular |
olduğu | is |
TR Volkswagen Group Research, Aerodinamik Avam Projesini Hızlandırmak Üzere AWS'de Altair ile Çalışıyor ve Nvidia Teknolojisini Kullanıyor
EN Volkswagen Group Research Works with Altair and Uses Nvidia Technology on AWS to Accelerate Aerodynamics Concept Design
turečtina | Angličtina |
---|---|
group | group |
aws | aws |
nvidia | nvidia |
teknolojisini | technology |
TR Samsung, ekran boyutu tercihlerinizden bağımsız olarak aynı akıllı telefon deneyimini sağlamaya çalışıyor gibi görünüyor ve Galaxy S8'in özellikleri bunu ele veriyor. Bunlar size tanıdık geliyor mu?
EN Samsung seems to have gone all-out to provide the same smartphone experience regardless of your screen size preferences, and the Galaxy S8's specs bear that out. Any of this look familiar?
turečtina | Angličtina |
---|---|
samsung | samsung |
ekran | screen |
boyutu | size |
deneyimini | experience |
s | s |
tanıdık | familiar |
TR SSL Reseller Programı Nasıl Çalışıyor?
EN How Does the SSL Reseller Program Work?
turečtina | Angličtina |
---|---|
ssl | ssl |
programı | program |
TR Renderforest birçok tarayıcı ile çalışıyor. Google Chrome ve Safari'yi öneriyoruz. Ancak Mozilla ya da Internet Explorer kullanıcısı iseniz sorun yok. Renderforest, bu iki tarayıcı ile de tamamen uyumlu.
EN Renderforest works fine with most browsers.The two we'd recommend are Google Chrome and Safari. But if you use Mozilla or Internet Explorer, don't worry -- Renderforest is fully compatible with these two.
turečtina | Angličtina |
---|---|
renderforest | renderforest |
tarayıcı | browsers |
çalışıyor | works |
chrome | chrome |
safari | safari |
internet | internet |
explorer | explorer |
yok | if |
tamamen | fully |
TR Antrenörlük Saat Gelişme Ders çalışıyor Ders çalışma Mavi Kronometre Zaman Gradyan Koç Planlama Saat
EN Coaching Hr Development Studying Study Blue Stopwatch Time Gradient Coach Planning Clock
turečtina | Angličtina |
---|---|
antrenörlük | coaching |
gelişme | development |
mavi | blue |
gradyan | gradient |
planlama | planning |
TR Almanya’da çalışan nüfus ne kadar ve hangi alanlarda çalışıyor? “Çalışkan Almanlar”a dair başlıca olgular ve beklenmedik bir rakam.
EN Exports are not everything – seven factors for Germany’s economic strength.
turečtina | Angličtina |
---|---|
almanya | germany |
TR “Yeni Alman Medya Mensupları” medya kuruluşlarında göçmen kökenli çalışanların sayısının artması için çalışıyor.
EN How the ‘New German Media Professionals’ are campaigning to recruit more media professionals from immigrant families to work in editorial offices.
turečtina | Angličtina |
---|---|
yeni | new |
alman | german |
medya | media |
çalışıyor | work |
TR Kimlik hırsızları, finansal kazanç elde etmek üzere sizi taklit etmek için e-posta adreslerinizi, sosyal güvenlik numaralarınızı, sosyal medya hesaplarınızı ve telefon numaralarınızı çalmaya çalışıyor.
EN Identity thieves are out to steal email addresses, social security numbers, social media accounts & phone numbers to impersonate you for financial gain.
turečtina | Angličtina |
---|---|
kimlik | identity |
finansal | financial |
elde | gain |
sizi | you |
e-posta | |
güvenlik | security |
telefon | phone |
TR Özel ağırlık sistemi nasıl çalışıyor?
EN How does this custom weight system work?
turečtina | Angličtina |
---|---|
ağırlık | weight |
sistemi | system |
çalışıyor | work |
TR Dünyanın en iyi oyuncularıyla ürünlerimizin ince ayarı için yakından çalışıyor ve yaptığımız her şeyin her seviyedeki oyuncu ihtiyaçlarını karşıladığından emin oluyoruz
EN We work closely with the world’s best gamers to fine-tune our products and to ensure everything we create meets the needs of gamers at every level
turečtina | Angličtina |
---|---|
yakından | closely |
çalışıyor | work |
emin | ensure |
ihtiyaçları | needs |
TR General shaak ve aayla büyük bir obez donga meydan okumak için birlikte çalışıyor
EN Large milf stuffed in the park of a castle part two of two
turečtina | Angličtina |
---|---|
büyük | large |
TR Windows ve Office mis gibi çalışıyor ? Neden endişeleneyim ki?
EN Windows and Office work fine ? Why worry about it?
turečtina | Angličtina |
---|---|
windows | windows |
office | office |
çalışıyor | work |
TR UNFPA, gençlerin karşılanamayan ihtiyaçlarını gidermek için bakanlıklar, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile birlikte çalışıyor
EN UNFPA has been working with Ministries, Civil Society Organizations and private sector to realize unmet needs of young people
turečtina | Angličtina |
---|---|
unfpa | unfpa |
sivil | civil |
toplum | society |
özel | private |
sektör | sector |
çalışıyor | working |
ihtiyaçları | needs |
TR 28 yaşındaki Beautemps, kamera önüne çıkmadığı zamanlar fizik didaktiği dalındaki doktora tezi üzerinde çalışıyor
EN The 28-year-old presenter works on his doctoral thesis in physics education when he isn’t in front of the camera
turečtina | Angličtina |
---|---|
kamera | camera |
fizik | physics |
çalışıyor | works |
TR Aynı zamanda, inişli çıkışlı bir jeopolitik manzarada ve küresel ekonomideki olası yavaşlama ortamında manevra yapmaya çalışıyor
EN It is also trying to manoeuvre a bumpy geopolitical landscape and a possible slowdown in the global economy
turečtina | Angličtina |
---|---|
küresel | global |
olası | possible |
TR Misafirlerimiz ve meslektaşlarımız gelecek kuşaklar için korumak amacıyla çaba harcadığımız konumlarda çalışıyor ve eğleniyor
EN Our guests and colleagues work and play in locations we strive to protect for future generations
turečtina | Angličtina |
---|---|
misafirlerimiz | our guests |
gelecek | future |
konumlarda | in locations |
çalışıyor | work |
TR Misafirlerimiz ve meslektaşlarımız gelecek kuşaklar için korumak amacıyla çaba harcadığımız konumlarda çalışıyor ve eğleniyor
EN Our guests and colleagues work and play in locations we strive to protect for future generations
turečtina | Angličtina |
---|---|
misafirlerimiz | our guests |
gelecek | future |
konumlarda | in locations |
çalışıyor | work |
TR Calgary şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Calgary?
turečtina | Angličtina |
---|---|
calgary | calgary |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Ottawa şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Ottawa?
turečtina | Angličtina |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Edmonton şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Edmonton?
turečtina | Angličtina |
---|---|
edmonton | edmonton |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Montreal şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Montreal?
turečtina | Angličtina |
---|---|
montreal | montreal |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Toronto şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Toronto?
turečtina | Angličtina |
---|---|
toronto | toronto |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Mont-Tremblant şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Mont-Tremblant?
turečtina | Angličtina |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Vancouver şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Vancouver?
turečtina | Angličtina |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Niagara Falls şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Niagara Falls?
turečtina | Angličtina |
---|---|
niagara | niagara |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Banff şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Banff?
turečtina | Angličtina |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Kelowna şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Kelowna?
turečtina | Angličtina |
---|---|
kelowna | kelowna |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR London şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from London?
turečtina | Angličtina |
---|---|
london | london |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Sherbrooke şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Sherbrooke?
turečtina | Angličtina |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Fort McMurray şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Fort McMurray?
turečtina | Angličtina |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Saskatoon şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Saskatoon?
turečtina | Angličtina |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Grande Prairie şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Grande Prairie?
turečtina | Angličtina |
---|---|
grande | grande |
prairie | prairie |
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
TR Kamloops şehrinde hangi otobüs şirketleri çalışıyor?
EN What bus companies operate from Kamloops?
turečtina | Angličtina |
---|---|
hangi | what |
otobüs | bus |
şirketleri | companies |
çalışıyor | operate |
Zobrazuje se 50 z 50 překladů