EN Enable visibility and anomaly detection.
"anomaly which lies" in Inglese pò esse traduttu in i seguenti Turcu parolle / frasi:
EN Enable visibility and anomaly detection.
TR Görünürlüğü ve anormallik algılamayı mümkün kılın.
Inglese | Turcu |
---|---|
enable | mümkün |
and | ve |
visibility | görünürlüğü |
EN The strength of our tours lies in collaboration, and that’s definitely where the future of journalism lies
TR Bizim gezilerimizin gücü iş birliğinden geliyor ve zaten gazeteciliğin geleceği bu: en son “Pandora Papers” örneğinde olduğu gibi büyük araştırmacı gazetecilik projeleri, iş birliğiyle hayat buluyor
Inglese | Turcu |
---|---|
future | geleceği |
journalism | gazetecilik |
of | in |
EN The strength of our tours lies in collaboration, and that’s definitely where the future of journalism lies
TR Bizim gezilerimizin gücü iş birliğinden geliyor ve zaten gazeteciliğin geleceği bu: en son “Pandora Papers” örneğinde olduğu gibi büyük araştırmacı gazetecilik projeleri, iş birliğiyle hayat buluyor
Inglese | Turcu |
---|---|
future | geleceği |
journalism | gazetecilik |
of | in |
EN Swissotel Kursaal Bern lies in the city centre, with a gorgeous view of the Alps and the historic, UNESCO World Heritage old town – which is just across the bridge (5 walking minutes)
TR Swissotel Kursaal Bern, Alplerin ve köprünün hemen karşısında bulunan (5 dakikalık yürüme mesafesinde) tarihi, UNESCO Dünya Mirası eski şehrin harika manzaraları ile şehir merkezinde yer alır
Inglese | Turcu |
---|---|
swissotel | swissotel |
just | hemen |
is | bulunan |
walking | yürüme |
unesco | unesco |
world | dünya |
heritage | mirası |
and | ve |
old | eski |
historic | tarihi |
with | ile |
EN A special magic lies over the town during Advent, when the lights on some 100 stands bring a sparkle to the Christmas Market around the world-famous late Gothic half-timbered Town Hall, which dates from the year 1484
TR Advent zamanında yaklaşık 100 satış reyonu, 1484’te yapılmış dünya çapında meşhur gotik usulü Fachwerk belediye binasını çevreleyen Noel pazarını ışıldattığında şehirde özel bir büyülü hava eser
Inglese | Turcu |
---|---|
christmas | noel |
world | dünya |
famous | meşhur |
market | pazar |
around | çapında |
EN Business plan templates help give a clear vision of what lies ahead. They help you get things organized, planned out, and help you check off items from your to-do list more efficiently.
TR Sizin için hazırladığımız iş planı şablonları organizasyon ve planlama yapmanızı kolaylaştırır ve daha verimli bir çalışma gerçekleştirmenizi sağlar.
Inglese | Turcu |
---|---|
efficiently | verimli |
templates | şablonları |
plan | planı |
help | sağlar |
business | çalışma |
of | in |
and | ve |
off | bir |
give | için |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN The Fairmont Hotel Vier Jahreszeiten lies in the heart of the prime retail and commercial district.
TR Fairmont Hotel Vier Jahreszeiten, ana alışveriş ve ticaret bölgesinin kalbinde yer alır.
Inglese | Turcu |
---|---|
fairmont | fairmont |
hotel | hotel |
and | ve |
in the heart | kalbinde |
EN The Federal Republic of Germany lies in the heart of Europe and is a cosmopolitan, democratic country with a great tradition and a lively present. Facts and figures at a glance.
TR Federal Almanya Cumhuriyeti Avrupa’nın merkezinde yer alıyor; dünyaya açık demokratik bir ülke olan Almanya’nın geleneği güçlü ve bugünü hareketli. Bİr bakIşta Almanya: Rakamlar, olgular, önemlİ bİlgİler.
Inglese | Turcu |
---|---|
federal | federal |
republic | cumhuriyeti |
democratic | demokratik |
and | ve |
germany | almanya |
country | ülke |
EN Germany lies at the heart of Europe. It shares its borders with nine other nations. No other European country has more neighbours.
TR Almanya Avrupa’nın ortasında bulunuyor ve dokuz ülkeyle sınır komşusu. Avrupa’da bu kadar çok komşusu bulunan tek ülke Almanya.
Inglese | Turcu |
---|---|
nine | dokuz |
germany | almanya |
at | nda |
country | ülke |
has | bu |
the | tek |
EN Germany is the world’s fourth-largest economy, highly innovative and has a strong focus on exports. The future lies in Industry 4.0.
TR Dünyanın en büyük dördüncüsü olan Alman ekonomisi, ileri düzeyde yenilikçi ve ihracat odaklı. Ekonominin geleceği “sanayi 4.0.”da.
Inglese | Turcu |
---|---|
germany | alman |
economy | ekonomisi |
highly | en |
innovative | yenilikçi |
has | olan |
future | geleceği |
industry | sanayi |
and | ve |
in | da |
EN With 71% of the earth being covered with water, it is no wonder we are so fascinated with what lies beneath the surface
TR Dünyanın %71'i suyla kaplıyken, yüzeyin altında yatanlardan bu kadar etkilenmemiz şaşırtıcı değil
Inglese | Turcu |
---|---|
being | bu |
are | dünyanın |
the | değil |
of | kadar |
EN Wristband lies flat on the wrist to enable quick scanning
TR Bileklik, hızlı tarama için bilekte düz bir şekilde durur
Inglese | Turcu |
---|---|
wristband | bileklik |
flat | düz |
scanning | tarama |
quick | hızlı |
the | şekilde |
to | için |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN The Fairmont Hotel Vier Jahreszeiten lies in the heart of the prime retail and commercial district.
TR Fairmont Hotel Vier Jahreszeiten, ana alışveriş ve ticaret bölgesinin kalbinde yer alır.
Inglese | Turcu |
---|---|
fairmont | fairmont |
hotel | hotel |
and | ve |
in the heart | kalbinde |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN The Fairmont Hotel Vier Jahreszeiten lies in the heart of the prime retail and commercial district.
TR Fairmont Hotel Vier Jahreszeiten, ana alışveriş ve ticaret bölgesinin kalbinde yer alır.
Inglese | Turcu |
---|---|
fairmont | fairmont |
hotel | hotel |
and | ve |
in the heart | kalbinde |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN A grand piano lies next to the spiral staircase, the Bow Valley spreading out in every direction
TR Bir kuyruklu piano, spiral merdivenlerin yanında durmaktadır ve Bow Vadisi her yöne yayılmaktadır
Inglese | Turcu |
---|---|
bow | yay |
valley | vadisi |
to | her |
a | bir |
EN Behind the history of ÜNTEL; with full of achievements in cable industry, its products used over 6 continents and leadership position in the industry lies the importance it attaches to human resources, that is the architect of this success.
TR ÜNTEL’ in; uzun yıllar kablo sektöründeki başarılarla dolu geçmişinin, 6 kıtaya yayılan ürünlerinin ve sektör liderliğinin temelinde, bu başarının mimarı olan insan kaynağına verdiği önem yatmaktadır.
Inglese | Turcu |
---|---|
cable | kablo |
industry | sektör |
human | insan |
architect | mimar |
success | başarı |
products | ürünlerinin |
importance | önem |
and | ve |
this | bu |
is | olan |
of | in |
full of | dolu |
EN The Federal Republic of Germany lies in the heart of Europe and is a cosmopolitan, democratic country with a great tradition and a lively present. Facts and figures at a glance.
TR Federal Almanya Cumhuriyeti Avrupa’nın merkezinde yer alıyor; dünyaya açık demokratik bir ülke olan Almanya’nın geleneği güçlü ve bugünü hareketli. Bİr bakIşta Almanya: Rakamlar, olgular, önemlİ bİlgİler.
Inglese | Turcu |
---|---|
federal | federal |
republic | cumhuriyeti |
democratic | demokratik |
and | ve |
germany | almanya |
country | ülke |
EN Germany lies at the heart of Europe. It shares its borders with nine other nations. No other European country has more neighbours.
TR Almanya Avrupa’nın ortasında bulunuyor ve dokuz ülkeyle sınır komşusu. Avrupa’da bu kadar çok komşusu bulunan tek ülke Almanya.
Inglese | Turcu |
---|---|
nine | dokuz |
germany | almanya |
at | nda |
country | ülke |
has | bu |
the | tek |
EN Responsibility for internal security, schools, universities, cul-ture, and municipal administration lies with the states
TR Eyaletler, iç güvenlik, eğitim, yükseköğrenim, kültür ve yerel yönetimler konusunda özerkler
Inglese | Turcu |
---|---|
security | güvenlik |
municipal | yerel |
states | eyaletler |
and | ve |
EN A particular focus here lies on the African continent
TR Afrika kıtasına bu alanda özel bir ağırlık veriliyor
Inglese | Turcu |
---|---|
here | bu |
african | afrika |
EN The future of industry lies in a sustainable economy. The only question is how to achieve this. These examples show how established firms from Germany are leading the way.
TR Endüstrinin geleceği, sürdürülebilir ekonomide yatıyor. Ama soru şu: Bu nasıl yürüyebilir? Burada vereceğimiz örnekler, Almanya menşeli köklü firmaların nasıl örnek alınacak tutum sergilediklerini gösteriyor.
Inglese | Turcu |
---|---|
future | geleceği |
sustainable | sürdürülebilir |
germany | almanya |
examples | örnekler |
in | örnek |
this | bu |
the | burada |
question | soru |
how | nasıl |
EN Lilienstein: the distinctive table mountain in Saxon Switzerland rises 450 metres above the Elbe landscape and lies 15 kilometres east of Pirna
TR Lilienstein: Saksonya İsviçresi'ndeki Tafelberg Tepesi, Elb bölgesinin üzerinden 415 metre yüksekliğinde bir rakıma ulaşıyor ve Pirna'nın 15 kilometre doğusunda bulunuyor
Inglese | Turcu |
---|---|
kilometres | kilometre |
east | doğusunda |
and | ve |
distinctive | bir |
EN One practical problem lies in the fact that water loss within the supply network amounts to 45%
TR Konuyla ilgili yaşadıkları pratik bir sorun, su şebekesindeki su kaybının yüzde 45 oranında olması
Inglese | Turcu |
---|---|
practical | pratik |
problem | sorun |
water | su |
EN The public service TV broadcaster ARD offers a fact finder service, while German daily Süddeutsche Zeitung debunks the biggest lies about corona in its new digital project “Falsch” (i.e
TR Kamusal yayın kuruluşu ARD Faktenfinder (Gerçeği Bulucu) uygulamasını sunuyor
Inglese | Turcu |
---|---|
public | kamusal |
finder | bulucu |
offers | sunuyor |
EN Their main purpose lies in ensuring that the obstacles to permanent access to Germany are as high as possible and practically insurmountable.
TR Onların asıl amacı Almanya’nın kalıcı bir parçası haline gelmenin önündeki engellerin olabildiğince yüksek ve zor aşılır kılınmasıdır.
Inglese | Turcu |
---|---|
high | yüksek |
purpose | amacı |
permanent | kalıcı |
as possible | olabildiğince |
and | ve |
EN Xxx boy teacher gay Sick of the man s lies, he pushe...
TR 18 yaşındaki birini Teen Boys Okuldan sonra ilk kez ...
Inglese | Turcu |
---|---|
the | sonra |
EN Wristband lies flat on the wrist to enable quick scanning
TR Bileklik, hızlı tarama için bilekte düz bir şekilde durur
Inglese | Turcu |
---|---|
wristband | bileklik |
flat | düz |
scanning | tarama |
quick | hızlı |
the | şekilde |
to | için |
EN This created a cycle of secrecy and shame where I was hiding the internet usage, which caused more problems for me, which made me want to escape even more, which made me use more
TR Bu, internet kullanımını gizlediğim yerde bir gizlilik ve utanç döngüsü yarattı, bu benim için daha fazla sorun yarattı, bu bende daha çok kaçma isteği uyandırdı, bu da daha çok kullanmama neden oldu
Inglese | Turcu |
---|---|
internet | internet |
problems | sorun |
this | bu |
was | oldu |
and | ve |
even | bir |
cycle | döngüsü |
of | in |
EN When you want to access a site, DNS determines which site is where, which IP belongs to which computer, and you access it wherever you want!
TR Siz bir siteye erişmek istediğinizde, DNS sayesinde hangi site nerede, hangi IP hangi bilgisayara ait olduğu belirlenir ve istediğiniz yere erişirsiniz.!
Inglese | Turcu |
---|---|
dns | dns |
ip | ip |
you want | istediğiniz |
site | site |
is | olduğu |
and | ve |
to access | erişmek |
a | bir |
to | sayesinde |
EN When you want to access a site, DNS determines which site is where, which IP belongs to which computer, and you access it wherever you want!
TR Siz bir siteye erişmek istediğinizde, DNS sayesinde hangi site nerede, hangi IP hangi bilgisayara ait olduğu belirlenir ve istediğiniz yere erişirsiniz.!
Inglese | Turcu |
---|---|
dns | dns |
ip | ip |
you want | istediğiniz |
site | site |
is | olduğu |
and | ve |
to access | erişmek |
a | bir |
to | sayesinde |
EN ADX: Crossover of +DI and -DI (Above 20) ADX line rising from the bottom which indicates a directional momentum RSI: positive divergence which is a signal for bullish price momentum EMA: price trading above 50 ema which act as a support
TR 9 yıllık kanal içinde yükseliş beklentisi. ilk hedef orta kanal çizgisi.
Inglese | Turcu |
---|---|
for | hedef |
a | ilk |
EN ADX: Crossover of +DI and -DI (Above 20) ADX line rising from the bottom which indicates a directional momentum RSI: positive divergence which is a signal for bullish price momentum EMA: price trading above 50 ema which act as a support
TR 9 yıllık kanal içinde yükseliş beklentisi. ilk hedef orta kanal çizgisi.
Inglese | Turcu |
---|---|
for | hedef |
a | ilk |
EN ADX: Crossover of +DI and -DI (Above 20) ADX line rising from the bottom which indicates a directional momentum RSI: positive divergence which is a signal for bullish price momentum EMA: price trading above 50 ema which act as a support
TR 9 yıllık kanal içinde yükseliş beklentisi. ilk hedef orta kanal çizgisi.
Inglese | Turcu |
---|---|
for | hedef |
a | ilk |
EN ADX: Crossover of +DI and -DI (Above 20) ADX line rising from the bottom which indicates a directional momentum RSI: positive divergence which is a signal for bullish price momentum EMA: price trading above 50 ema which act as a support
TR 9 yıllık kanal içinde yükseliş beklentisi. ilk hedef orta kanal çizgisi.
Inglese | Turcu |
---|---|
for | hedef |
a | ilk |
EN ADX: Crossover of +DI and -DI (Above 20) ADX line rising from the bottom which indicates a directional momentum RSI: positive divergence which is a signal for bullish price momentum EMA: price trading above 50 ema which act as a support
TR 9 yıllık kanal içinde yükseliş beklentisi. ilk hedef orta kanal çizgisi.
Inglese | Turcu |
---|---|
for | hedef |
a | ilk |
EN ADX: Crossover of +DI and -DI (Above 20) ADX line rising from the bottom which indicates a directional momentum RSI: positive divergence which is a signal for bullish price momentum EMA: price trading above 50 ema which act as a support
TR 9 yıllık kanal içinde yükseliş beklentisi. ilk hedef orta kanal çizgisi.
Inglese | Turcu |
---|---|
for | hedef |
a | ilk |
EN ADX: Crossover of +DI and -DI (Above 20) ADX line rising from the bottom which indicates a directional momentum RSI: positive divergence which is a signal for bullish price momentum EMA: price trading above 50 ema which act as a support
TR 9 yıllık kanal içinde yükseliş beklentisi. ilk hedef orta kanal çizgisi.
Inglese | Turcu |
---|---|
for | hedef |
a | ilk |
EN ADX: Crossover of +DI and -DI (Above 20) ADX line rising from the bottom which indicates a directional momentum RSI: positive divergence which is a signal for bullish price momentum EMA: price trading above 50 ema which act as a support
TR 9 yıllık kanal içinde yükseliş beklentisi. ilk hedef orta kanal çizgisi.
Inglese | Turcu |
---|---|
for | hedef |
a | ilk |
Mustrà 50 di 50 traduzzioni