EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
"could cause unwanted" na jeziku Engleski može se prevesti u sljedeće riječi/fraze turski:
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN You and Foursquare agree that any cause of action arising out of or related to the Service must commence within one (1) year after the cause of action arose; otherwise, such cause of action is permanently barred.
TR Siz ve Foursquare, Hizmetle ilgili olarak veya ondan kaynaklanan herhangi bir eylemin sebebinin bir (1) yıl içinde başlaması gerektiğini aksi halde, bu eylemin kalıcı olarak hukuken engelleneceğini kabul etmektesiniz.
Engleski | turski |
---|---|
related | ilgili |
foursquare | foursquare |
service | hizmetle |
must | gerektiğini |
year | yıl |
and | ve |
or | veya |
any | herhangi |
the | kabul |
permanently | kalıcı olarak |
EN Partnering with a service partner across your data center lifecycle will help protect you against these common issues, that could cause unwanted outages:
TR Veri merkezinizin yaşam döngüsü boyunca bir servis iş ortağıyla iş birliği yapmak, istenmeyen kesintilere neden olabilecek bu yaygın sorunlara karşı korunmanıza yardımcı olacaktır:
Engleski | turski |
---|---|
service | servis |
partner | ortağı |
data | veri |
common | yaygın |
unwanted | istenmeyen |
will | olacaktır |
could | olabilecek |
these | bu |
that | yaşam |
help | yardımcı |
against | karşı |
EN "It provided the required functionality that we were looking for. We could rapidly deploy new devices, we could push standard configurations on all our devices and we could maintain control"
TR "Aradığımız gerekli işlevselliği sağladı. Yeni cihazları hızla devreye alabilir, tüm cihazlarımızda standart konfigürasyonları zorlayabilir ve kontrolü elimizde tutabiliriz."
Engleski | turski |
---|---|
required | gerekli |
functionality | işlevselliği |
rapidly | hızla |
new | yeni |
devices | cihazlar |
standard | standart |
all | tüm |
and | ve |
control | kontrol |
EN "It provided the required functionality that we were looking for. We could rapidly deploy new devices, we could push standard configurations on all our devices and we could maintain control"
TR "Aradığımız gerekli işlevselliği sağladı. Yeni cihazları hızla devreye alabilir, tüm cihazlarımızda standart konfigürasyonları zorlayabilir ve kontrolü elimizde tutabiliriz."
Engleski | turski |
---|---|
required | gerekli |
functionality | işlevselliği |
rapidly | hızla |
new | yeni |
devices | cihazlar |
standard | standart |
all | tüm |
and | ve |
control | kontrol |
EN One group could search for commercial flooring services on Google while the other could search for residential flooring services, and both of them could arrive at your site.
TR Bir grup Google'da ticari zemin kaplama hizmetlerini ararken diğeri konut zemin kaplama hizmetlerini arayabilir ve her ikisi de sitenize ulaşabilir.
Engleski | turski |
---|---|
group | grup |
commercial | ticari |
services | hizmetlerini |
your site | sitenize |
and | ve |
both | de |
of | her |
the | bir |
EN Split your clips and delete unwanted segments.
TR Kliplerinizi bölün ve istenmeyen bölümleri silin.
Engleski | turski |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
and | ve |
EN Background removal or background knockout simply means a method of image editing that involves removing the background of a picture in order to erase the items that are unwanted out of the picture.
TR Arka planı temizleme veya arka planı silme, istenmeyen öğeleri silmek için bir resmin arka planını kaldırmayı sağlayan bir resim düzenleme yöntemidir.
Engleski | turski |
---|---|
background | arka plan |
editing | düzenleme |
unwanted | istenmeyen |
image | resim |
or | veya |
of | in |
items | için |
a | bir |
EN SSL / TLS certificates are an important defense against unwanted surveillance of online user activity
TR SSL / TLS sertifikaları, çevrimiçi kullanıcı etkinliğinin istenmeyen gözetimine karşı önemli bir savunmadır
Engleski | turski |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
online | çevrimiçi |
user | kullanıcı |
important | önemli |
ssl | ssl |
tls | tls |
certificates | sertifikaları |
EN Non-breaking spaces prevent unwanted hyphenation of words
TR Bölünmez boşluklar, sözcüklerin istenmeyen tirelemesini önler
Engleski | turski |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
EN Take back control of your privacy, denying unwanted, pesky trackers from snooping on you.
TR İstenmeyen, sinir bozucu takip edicilerin sizi izlemesini engelleyerek gizliliğinizin kontrolünü tekrar elinize alın.
Engleski | turski |
---|---|
back | tekrar |
take | alın |
control | kontrol |
of | sizi |
EN Prevent snoopers, hackers and unwanted prying eyes from monitoring your online browsing habits.
TR Takip edicilerin, bilgisayar korsanlarının ve meraklı gözlerin internet alışkanlarınızı takip etmesini önleyin.
Engleski | turski |
---|---|
monitoring | takip |
online | internet |
prying | meraklı |
prevent | önleyin |
and | ve |
EN The durable, non-slip rubber base is designed to eliminate unwanted movement and provide a solid platform for intense gaming.
TR Dayanıklı, kaymaz kauçuk taban rekabetçi oyunlar için istenmeyen hareketleri önler ve daha sağlam platform sağlar.
Engleski | turski |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
provide | sağlar |
solid | sağlam |
platform | platform |
durable | dayanıklı |
and | ve |
designed | için |
EN PrintSecure makes it easy to configure your printers to use secure connections, block unwanted access and ensure your data and infrastructure are protected.
TR PrintSecure, yazıcılarınızı güvenli bağlantılar kullanacak, istenmeyen erişimi engelleyecek ve verilerinizin ve altyapınızın korunmasını sağlayacak şekilde yapılandırmanızı kolaylaştırır.
Engleski | turski |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
infrastructure | altyapı |
your data | verilerinizin |
easy | kolaylaştırır |
and | ve |
printers | yazıcılar |
access | erişimi |
EN Easily configure your printers to use secure connections, block unwanted access and ensure your data and infrastructure are protected.
TR Güvenli bağlantıları kullanmak, istenmeyen erişimleri engellemek ve verilerinizin ve altyapınızın güvende olmasını sağlamak için yazıcılarınızı yapılandırmak kolaydır.
Engleski | turski |
---|---|
configure | yapılandırmak |
block | engellemek |
unwanted | istenmeyen |
infrastructure | altyapı |
connections | bağlantıları |
your data | verilerinizin |
to | sağlamak |
and | ve |
ensure | sağlamak için |
to use | kullanmak |
printers | yazıcılar |
EN IRIS uses Alternating T-Sonic™ technology to diminish the appearance of dark circles, bags under the eyes, and fine lines that add unwanted years to your face
TR IRIS, koyu halkaları, gözaltı torbalarını ve yüzünüze istenmeyen yıllar katan ince çizgileri azaltmak için dalgalı T-Sonic™ teknolojisini kullanır
EN 8,000 pulsations per minute at 16 different speeds help remove unwanted dirt, oil and makeup residue from skin.
TR 16 farklı güç seviyesinde, dakikada 8.000 titreşim, istenmeyen kir, yağ ve makyaj kalıntısının ciltten temizlenmesine yardımcı olur.
Engleski | turski |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
makeup | makyaj |
different | farklı |
oil | yağ |
at | olur |
help | yardımcı |
and | ve |
EN Avoid spam callers and unwanted contact by customizing a list of numbers you want to block
TR Engellemek istediğiniz numaraların listesini özelleştirerek spam amaçlı çağrıları ve istenmeyen kişileri engelleyin
Engleski | turski |
---|---|
spam | spam |
unwanted | istenmeyen |
list | listesini |
of | ın |
you want | istediğiniz |
and | ve |
EN Avoid spam callers and unwanted contact by customizing a list of numbers you want to block
TR Engellemek istediğiniz numaraların listesini özelleştirerek spam amaçlı çağrıları ve istenmeyen kişileri engelleyin
Engleski | turski |
---|---|
spam | spam |
unwanted | istenmeyen |
list | listesini |
of | ın |
you want | istediğiniz |
and | ve |
EN Avoid spam callers and unwanted contact by customizing a list of numbers you want to block
TR Engellemek istediğiniz numaraların listesini özelleştirerek spam amaçlı çağrıları ve istenmeyen kişileri engelleyin
Engleski | turski |
---|---|
spam | spam |
unwanted | istenmeyen |
list | listesini |
of | ın |
you want | istediğiniz |
and | ve |
EN Avoid spam callers and unwanted contact by customizing a list of numbers you want to block
TR Engellemek istediğiniz numaraların listesini özelleştirerek spam amaçlı çağrıları ve istenmeyen kişileri engelleyin
Engleski | turski |
---|---|
spam | spam |
unwanted | istenmeyen |
list | listesini |
of | ın |
you want | istediğiniz |
and | ve |
EN Avoid spam callers and unwanted contact by customizing a list of numbers you want to block
TR Engellemek istediğiniz numaraların listesini özelleştirerek spam amaçlı çağrıları ve istenmeyen kişileri engelleyin
Engleski | turski |
---|---|
spam | spam |
unwanted | istenmeyen |
list | listesini |
of | ın |
you want | istediğiniz |
and | ve |
EN Avoid spam callers and unwanted contact by customizing a list of numbers you want to block
TR Engellemek istediğiniz numaraların listesini özelleştirerek spam amaçlı çağrıları ve istenmeyen kişileri engelleyin
Engleski | turski |
---|---|
spam | spam |
unwanted | istenmeyen |
list | listesini |
of | ın |
you want | istediğiniz |
and | ve |
EN Avoid spam callers and unwanted contact by customizing a list of numbers you want to block
TR Engellemek istediğiniz numaraların listesini özelleştirerek spam amaçlı çağrıları ve istenmeyen kişileri engelleyin
Engleski | turski |
---|---|
spam | spam |
unwanted | istenmeyen |
list | listesini |
of | ın |
you want | istediğiniz |
and | ve |
EN Avoid spam callers and unwanted contact by customizing a list of numbers you want to block
TR Engellemek istediğiniz numaraların listesini özelleştirerek spam amaçlı çağrıları ve istenmeyen kişileri engelleyin
Engleski | turski |
---|---|
spam | spam |
unwanted | istenmeyen |
list | listesini |
of | ın |
you want | istediğiniz |
and | ve |
EN SSL / TLS certificates are an important defense against unwanted surveillance of online user activity
TR SSL / TLS sertifikaları, çevrimiçi kullanıcı etkinliğinin istenmeyen gözetimine karşı önemli bir savunmadır
Engleski | turski |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
online | çevrimiçi |
user | kullanıcı |
important | önemli |
ssl | ssl |
tls | tls |
certificates | sertifikaları |
EN Easily configure your printers to use secure connections, block unwanted access and ensure your data and infrastructure are protected.
TR Güvenli bağlantıları kullanmak, istenmeyen erişimleri engellemek ve verilerinizin ve altyapınızın güvende olmasını sağlamak için yazıcılarınızı yapılandırmak kolaydır.
Engleski | turski |
---|---|
configure | yapılandırmak |
block | engellemek |
unwanted | istenmeyen |
infrastructure | altyapı |
connections | bağlantıları |
your data | verilerinizin |
to | sağlamak |
and | ve |
ensure | sağlamak için |
to use | kullanmak |
printers | yazıcılar |
EN Split your clips and delete unwanted segments.
TR Kliplerinizi bölün ve istenmeyen bölümleri silin.
Engleski | turski |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
and | ve |
EN Prevent snoopers, hackers and unwanted prying eyes from monitoring your online browsing habits.
TR Takip edicilerin, bilgisayar korsanlarının ve meraklı gözlerin internet alışkanlarınızı takip etmesini önleyin.
Engleski | turski |
---|---|
monitoring | takip |
online | internet |
prying | meraklı |
prevent | önleyin |
and | ve |
EN Take back control of your privacy, denying unwanted, pesky trackers from snooping on you.
TR İstenmeyen, sinir bozucu takip edicilerin sizi izlemesini engelleyerek gizliliğinizin kontrolünü tekrar elinize alın.
Engleski | turski |
---|---|
back | tekrar |
take | alın |
control | kontrol |
of | sizi |
EN Stalking, which includes unwanted attention, repeatedly messaging, calling, or looking up information about the other person online.
TR İstenmeyen ilgiyi, tekrar tekrar mesajlaşmayı, aramayı veya diğer kişi hakkında çevrimiçi bilgi aramayı içeren takip.
Engleski | turski |
---|---|
information | bilgi |
online | çevrimiçi |
other | diğer |
about | hakkında |
includes | içeren |
or | veya |
person | kişi |
EN If you come across unwanted photos of or information about you, you can report it to us. Minors or their authorised representatives can also email
TR İstenmeyen fotoğraflarınızla veya hakkınızda bilgilerle karşılaşırsanız bize şikayet edebilirsiniz. Reşit olmayanlar veya yetkili temsilcileri, istenmeyen fotoğraflar veya bilgiler ile ilgili olarak
Engleski | turski |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
information | bilgiler |
representatives | temsilcileri |
photos | fotoğrafları |
about | ilgili |
you can | edebilirsiniz |
or | veya |
us | bize |
to | ile |
EN Using too many points can also introduce unwanted bumps in a curve
TR Çok fazla nokta kullanmak eğride istenmeyen tümsekler oluşturabilir
Engleski | turski |
---|---|
unwanted | istenmeyen |
using | kullanmak |
also | e |
many | fazla |
EN Stacey Kramer offers a moving, personal, 3-minute parable that shows how an unwanted experience -- frightening, traumatic, costly -- can turn out to be a priceless gift.
TR Stacey Kramer hareketli, kişisel, 3 dakikalık ibretlik öyküsünü sunarak -- korkutucu, travmatik, pahalıya malolan -- bir tecrübenin nasıl paha biçilmez bir hediyeye dönüşebileceğini gösteriyor.
Engleski | turski |
---|---|
personal | kişisel |
shows | gösteriyor |
a | bir |
how | nasıl |
EN use the Services in any manner that could interfere with, disrupt, negatively affect or inhibit other users from fully enjoying our services or that could damage, disable, overburden or impair the functioning of our services in any manner;
TR diğer kullanıcılarımızın hizmetlerimizi tamamen kullanabilmesine müdahale edebilecek, hizmetleri devre dışı bırakabilecek, yoğun yüke maruz kalmalarına neden olabilecek veya bunları bozabilecek şekilde kullanmak;
Engleski | turski |
---|---|
could | olabilecek |
other | diğer |
of | ın |
our services | hizmetlerimizi |
fully | tamamen |
services | hizmetleri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN You could also attend a co-sponsorship meeting or a literature-discussion meeting, or you could set up a new step-work meeting
TR Ayrıca bir ortak sponsorluk toplantısına veya literatür tartışma toplantısına katılabilir veya yeni bir adım-çalışma toplantısı düzenleyebilirsiniz
Engleski | turski |
---|---|
co | ortak |
sponsorship | sponsorluk |
literature | literatür |
discussion | tartışma |
also | ayrıca |
meeting | toplantı |
or | veya |
a | bir |
new | yeni bir |
EN With this tool we were able to find high potential keywords for Oleg Cassini, we could see how competitors were performing for these keywords and it gave us hints on how we could improve our rankings on these specific keywords.
TR SEOMonitor sayesinde, Oleg Cassini’nin yükselmesini sağlayacak potansiyele sahip birçok kelime keşfettik ve aynı zamanda rakiplerin bu kelimelerdeki performansının nasıl olduğunu da görebildik.
Engleski | turski |
---|---|
competitors | rakiplerin |
performing | performans |
high | çok |
and | ve |
this | bu |
it | olduğunu |
how | nasıl |
EN If you?re trying to stick to a budget then the rest of the party could travel in taxis, but you could need up to three cars depending on the size of your party and whether the groom gets a car too.
TR Bir bütçeye bağlı kalmaya çalışıyorsanız, grubun geri kalanı taksilerle seyahat edebilir, ancak partinizin büyüklüğüne ve damadın da araba alıp almamasına bağlı olarak en fazla üç araca ihtiyacınız olabilir.
Engleski | turski |
---|---|
could | olabilir |
size | büyüklüğüne |
budget | bütçeye |
in | da |
travel | seyahat |
need | ihtiyacınız |
to | geri |
car | araba |
a | bir |
depending | bağlı olarak |
and | ve |
EN Voluntary apps could soon play an important role in stopping the spread of the coronavirus. These three platforms could help to achieve that.
TR Gönüllü kullanılan aplikasyonlar yakında koronavirüsün engellenmesinde önemli bir rol oynayabilirler . Bu üçü bu konuda yararlı olabilir..
Engleski | turski |
---|---|
soon | yakında |
role | rol |
coronavirus | koronavirüs |
these | bu |
voluntary | gönüllü |
important | önemli |
EN Making the wrong decision could mean that you could need to re-invest in IT sooner than expected if you don?t design for growth and scalability.
TR Yanlış karar vermek, büyüme ve ölçeklenebilirlik için tasarım yapmazsanız, BT’ye beklenenden daha kısa sürede yeniden yatırım yapmanız gerekebileceği anlamına gelebilir.
Engleski | turski |
---|---|
decision | karar |
design | tasarım |
growth | büyüme |
wrong | yanlış |
re | yeniden |
invest | yatırım |
and | ve |
to | anlamına |
for | için |
Prikazuje se 50 od 50 prijevoda