EN Solar Cell, Thermal Cell and Fuel Cell
EN Solar Cell, Thermal Cell and Fuel Cell
TR Güneş Pili, Isıl Pil ve Yakıt Pili
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
fuel | yakıt |
solar | güneş |
and | ve |
EN DISTRIBUTIONS OF ABO AND RH BLOOD GROUP AND KNOWLEDGE OF BLOOD GROUPS OF KAYSERİ PROVINCIAL HEALTH DIRECTORATE EMPLOYEES
TR KAYSERİ İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞANLARININ ABO VE RH KAN GRUBU DAĞILIMLARI VE KAN GRUPLARINI BİLME DURUMLARI
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
blood | kan |
group | grubu |
and | ve |
EN For example, the US air rescue service Air Methods is planning to team up with the Hesse-based start-up to tap into new fields of business, using drones to transport urgent medical supplies such as drugs, blood bags, blood samples or donated organs.
TR Öyle ki, ABD’li Hava Kurtarma Servisi Air Methods, Hessen menşeli bu startupla yeni ticari alanlar açmak ve IHA’larla ilaç, kan üniteleri, kan örnekleri veya organ bağışları gibi acil tıbbi ihtiyaçlarının nakliyatını yapmak istiyor.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
service | servisi |
new | yeni |
business | ticari |
urgent | acil |
medical | tıbbi |
blood | kan |
into | ve |
or | veya |
to | yapmak |
such | bu |
EN Similar to a blood pressure monitor for humans, the sensors measure the inner cell pressure in leaves and transmit this data to a server
TR Tansiyon aletiyle kan basıncının ölçülmesine benzer bir şekilde sensörler, yapraklardaki hücre içi basıncı ölçüyor ve verileri bir sunucuya gönderiyor
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
similar | benzer |
blood | kan |
cell | hücre |
data | verileri |
server | sunucuya |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
EN Correlation of E-Cadherin/Beta Catenin Expression with Localization in Squamous Epithelial Cell Carcinoma and Basal Cell Carcinoma
TR Yassı Epitel Hücreli Karsinom ve Bazal Hücreli Karsinomlarda E-Kadherin, β- Katenin Ekspresyonunun Lokalizasyonla İlişkisi
ট্রান্সলিটারেশন Yassı Epitel Hücreli Karsinom ve Bazal Hücreli Karsinomlarda E-Kadherin, b- Katenin Ekspresyonunun Lokalizasyonla İlişkisi
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
and | ve |
EN While ASPİLSAN, which carries out domestic manufacturing operations, is now solely reliant on foreign cell supply, with a fresh investment, it will become the region's only cell producer
TR Yerli üretim için çalışmalar yürüten ASPİLSAN, şu an sadece hücre temini konusunda yurt dışına bağımlıyken yeni yatırımla bölgede tek hücre üreten şirket haline gelecek
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
cell | hücre |
manufacturing | üretim |
while | için |
now | yeni |
EN Technophobe parents! You don’t need to worry, just stick with the contemporary cell phones and computer machines for a couple of days, then visit the official website of the cell phone surveillance software and subscribe with phone spy app
TR Technophobe ebeveynleri! Endişelenmenize gerek yok, sadece birkaç gün boyunca çağdaş cep telefonları ve bilgisayar makineleri ile sopa, sonra resmi web sitesini ziyaret cep telefonu izleme yazılımı ve telefon casus uygulaması ile abone olun
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
need | gerek |
phones | telefonlar |
computer | bilgisayar |
machines | makineleri |
official | resmi |
subscribe | abone |
spy | casus |
contemporary | çağdaş |
app | uygulaması |
website | web |
and | ve |
phone | telefon |
a | birkaç |
visit | ziyaret |
software | yazılımı |
the | gün |
with | ile |
EN Page loading speed is a major ranking factor, it also significantly affects user experience, especially on mobile.
TR Sayfa yüklenme hızı sıralamada önemli bir faktördür, ayrıca kullanıcı deneyimini, özellikle mobilde gözle görülür şekilde etkiler.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
page | sayfa |
ranking | sıralamada |
also | ayrıca |
experience | deneyimini |
mobile | mobilde |
major | önemli |
user | kullanıcı |
especially | özellikle |
a | bir |
it | şekilde |
EN Volvo’s largest-ever recall affects 2.2 million cars globally
TR Chevrolet Bolt'lardaki geri çağırmanın kapsamı genişledi
EN Our Diet in Summer Directly Affects Our Health
TR Yaz Aylarında Beslenmemiz Sağlığımızı Doğrudan Etkiliyor
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
summer | yaz |
directly | doğrudan |
health | sağlığı |
EN Identity Theft affects everyone
TR Kimlik Hırsızlığı herkesi etkiliyor
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
identity | kimlik |
EN A compromised identity affects you and everyone around you, including family and colleagues, both financially and emotionally.
TR Çalınmış bir kimlik, aileniz ve iş arkadaşlarınız dahil olmak üzere çevrenizdeki herkesi ve sizi hem finansal hem de duygusal olarak etkiler.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
identity | kimlik |
and | ve |
including | dahil |
both | de |
a | bir |
EN Page loading speed is a major ranking factor, and it noticeably affects your users' experience, especially on mobile.Use this report to assess your website's performance, and fix all associated issues.
TR Site yüklenme hızı başlıca sıralama faktörlerindendir ve kullanıcı deneyiminizi özellikle mobilde büyük ölçüde etkiler.Web sitenizin performansını değerlendirmekve tüm ilgili sorunları çözmek için bu raporu kullanın.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
major | büyük |
ranking | sıralama |
experience | deneyiminizi |
mobile | mobilde |
report | raporu |
on | ilgili |
this | bu |
issues | sorunları |
especially | özellikle |
websites | web |
all | tüm |
and | ve |
performance | performans |
users | kullanıcı |
EN Security is vital for every website today, not just the ones dealing with sensitive information.Besides protecting your users, HTTPS also positively affects your rankings
TR Güvenlik sadece hassas bilgiler içerenler değil, her web sitesi için bugünlerde olmazsa olmazdır.Kullanıcıların korumasının yanı sıra, HTTPS sıralamalarınızı olumlu da etkiler
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
security | güvenlik |
sensitive | hassas |
information | bilgiler |
https | https |
rankings | sıralamalarını |
your rankings | sıralamalarınızı |
also | da |
users | kullanıcılar |
the | değil |
for | için |
EN Volvo’s largest-ever recall affects 2.2 million cars globally
TR Elektrikli Chevrolet Bolt krizi büyümeye devam ediyor!
EN Wire harness shortage: War in Ukraine affects production of Porsche, BMW
TR Hertz daha fazla Tesla Model 3 siparişi verebilir
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
in | daha |
EN Page loading speed is a major ranking factor, and it noticeably affects your users' experience, especially on mobile.Use this report to assess your website's performance, and fix all associated issues.
TR Site yüklenme hızı başlıca sıralama faktörlerindendir ve kullanıcı deneyiminizi özellikle mobilde büyük ölçüde etkiler.Web sitenizin performansını değerlendirmekve tüm ilgili sorunları çözmek için bu raporu kullanın.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
major | büyük |
ranking | sıralama |
experience | deneyiminizi |
mobile | mobilde |
report | raporu |
on | ilgili |
this | bu |
issues | sorunları |
especially | özellikle |
websites | web |
all | tüm |
and | ve |
performance | performans |
users | kullanıcı |
EN Security is vital for every website today, not just the ones dealing with sensitive information.Besides protecting your users, HTTPS also positively affects your rankings
TR Güvenlik sadece hassas bilgiler içerenler değil, her web sitesi için bugünlerde olmazsa olmazdır.Kullanıcıların korumasının yanı sıra, HTTPS sıralamalarınızı olumlu da etkiler
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
security | güvenlik |
sensitive | hassas |
information | bilgiler |
https | https |
rankings | sıralamalarını |
your rankings | sıralamalarınızı |
also | da |
users | kullanıcılar |
the | değil |
for | için |
EN Volvo’s largest-ever recall affects 2.2 million cars globally
TR Maserati MC20 modelleri, yakıt sızıntısı sebebiyle geri çağırıldı
EN A special way this affects pilots: after a long period of short-time work, flight licenses become invalid
TR Pilotlar için bu durumun özel bir sonucu söz konusu: kısa mesaide geçirilen uzun bir sürenin ardından uçuş lisanslarımız geçerliliklerini yitiriyor
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
long | uzun |
short | kısa |
flight | uçuş |
this | bu |
after | için |
of | in |
EN We want to understand how urban life affects our minds, and how we should design our cities so that they are beneficial to our mental health.
TR Biz, kent yaşamının psikolojimize nasıl bir etkide bulunduğunu ve kentlerin ruh sağlığımıza iyi gelmeleri için onları nasıl dizayn etmemiz gerektiğini anlamak istiyoruz.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
life | yaşam |
should | gerektiğini |
mental | ruh |
health | sağlığı |
urban | kent |
and | ve |
we | istiyoruz |
how | nasıl |
EN Independent journalism: how the coronavirus crisis affects press freedom, and how Germany is supporting freedom of the press.
TR Bağımsız gazetecilik: Korona krizinin basın özgürlüğünü nasıl etkilediği ve Almanya’nın basın özgürlüğüne yönelik çabaları üzerine.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
independent | bağımsız |
journalism | gazetecilik |
coronavirus | korona |
press | basın |
and | ve |
how | nasıl |
of | yönelik |
EN After all, the conclusion that the pandemic affects all people worldwide but not all in the same way may be constantly repeated, but it is no less true for that
TR Zira pandeminin dünya çapındaki tüm insanları etkilediği, ancak hepsini eşit şekilde etkilemediği, sıklıkla tekrarlanan ve gerçekten doğru bir saptamadır
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
people | insanları |
same | bir |
worldwide | çapındaki |
the | şekilde |
but | ancak |
EN A virus that affects us all cannot be defeated by one country alone. No country, not even Germany, can be safe from the virus if its friends and neighbours are not protected too.
TR Hepimizi etkisi altına alan bir virüsü hiçbir ülke tek başına yenemez. Almanya dahil hiçbir ülke, dostları ve komşuları güvende olmadığı sürece kendisi de güvende olamaz.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
virus | virüs |
no | hiçbir |
not | olmadığı |
germany | almanya |
and | ve |
country | ülke |
even | bir |
all | de |
by | altına |
EN Our Diet in Summer Directly Affects Our Health
TR Yaz Aylarında Beslenmemiz Sağlığımızı Doğrudan Etkiliyor
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
summer | yaz |
directly | doğrudan |
health | sağlığı |
EN Identity Theft affects everyone
TR Kimlik Hırsızlığı herkesi etkiliyor
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
identity | kimlik |
EN A compromised identity affects you and everyone around you, including family and colleagues, both financially and emotionally.
TR Çalınmış bir kimlik, aileniz ve iş arkadaşlarınız dahil olmak üzere çevrenizdeki herkesi ve sizi hem finansal hem de duygusal olarak etkiler.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
identity | kimlik |
and | ve |
including | dahil |
both | de |
a | bir |
EN Page loading speed is a major ranking factor, it also significantly affects user experience, especially on mobile.
TR Sayfa yüklenme hızı sıralamada önemli bir faktördür, ayrıca kullanıcı deneyimini, özellikle mobilde gözle görülür şekilde etkiler.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
page | sayfa |
ranking | sıralamada |
also | ayrıca |
experience | deneyimini |
mobile | mobilde |
major | önemli |
user | kullanıcı |
especially | özellikle |
a | bir |
it | şekilde |
EN Safe and healthy, every day, everywhere: our group-wide approach emphasises that occupational health and safety (OHS) does not only apply to factories; it affects all of us
TR Güvenlik ve sağlık, her gün, her yerde: Grup çapında yaklaşımımız, iş sağlığı ve güvenliğinin (OHS) sadece fabrikalar için geçerli olmadığının, hepimizi etkilediğinin altını çizer
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
apply | geçerli |
group | grup |
approach | yaklaşım |
safe | güvenli |
and | ve |
safety | güvenlik |
day | gün |
everywhere | her yerde |
health | sağlığı |
EN They may not appear to have much in common at first glance: high blood pressure, dementia, diabetes mellitus, cancer, mental disorders and viral infections such as SARS-CoV-2
TR İlk bakışta bunların ortak bir noktaları yok: Yüksek tansiyondan, bunama, şeker hastalığı, kanser, psikolojik rahatsızlıklardan veya SARS-CoV-2 gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlardan söz ediyoruz
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
common | ortak |
high | yüksek |
cancer | kanser |
may | veya |
first | 2 |
to | neden |
as | gibi |
EN 4 healthcare centres and a blood bank to open shortly
TR YAKINDA AÇILACAK 4 SAĞLIK MERKEZİ VE BİR KAN BANKASI
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
and | ve |
a | a |
blood | kan |
EN Labeling blood and other samples at the time they are collected improves patient safety and helps prevent a host of problems related to misidentification.
TR İndir Daha Akıllı, Daha Bağlantılı Hastaneler: Akıllı İş Akışı Otomasyonu Yeni Bir Dönem Başlatıyor.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
a | bir |
EN Clinicans and Nurses (VoIP, Send/Receive Secure Texts, Mobile Alarms/Alerts, Manage Medication, Blood, Access Health Records)
TR Klinik Çalışanları ve Hemşireler (VoIP, Güvenli Metinler Gönderme/Alma, Mobil Alarmlar/Uyarılar, İlaç Tedavisi, Kan, Sağlık Kayıtlarına Erişim)
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
receive | alma |
secure | güvenli |
texts | metinler |
mobile | mobil |
alerts | uyarılar |
blood | kan |
access | erişim |
health | sağlık |
and | ve |
EN Give flesh and blood to your characters and let them run the action
TR Karakterlerinizi hayata geçirin ve bırakın aksiyonun içine dalsınlar
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
to | içine |
and | ve |
EN Our signature transdermal pulsations provide a pleasant massage, help remove impurities and work below the skin surface to stimulate blood flow, and facilitate the skincare absorption prep.
TR İmzamız olan transdermal titreşimler hoş bir masaj sağlar, kirlerin giderilmesine yardımcı olur, kan akışını hızlandırmak için deri altına nüfuz eder ve cilt bakım ürünlerinin emilimini kolaylaştırır.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
massage | masaj |
skin | cilt |
blood | kan |
flow | akışını |
help | yardımcı |
and | ve |
provide | sağlar |
EN Our signature transdermal pulsations channel a low-frequency massage deep below the skin surface, to stimulate blood flow and restore firmness & elasticity, helping to reduce visible signs of aging.
TR Özel transdermal titreşimlerimiz; kan akışını uyarmak, sıkılığı ve esnekliği geri kazandırmak için cilt yüzeyinin derinliklerine düşük frekanslı masaj yapar. Gözle görülür yaşlanma belirtilerini azaltmaya yardımcı olur.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
massage | masaj |
skin | cilt |
blood | kan |
helping | yardımcı olur |
reduce | azaltmaya |
low | düşük |
a | yardımcı |
flow | akışını |
of | in |
and | ve |
to | geri |
below | için |
EN The Effect of Blood Groups on Infection and Prognosis of SARS-CoV-2
TR Kan Gruplarının SARS-CoV-2 Enfeksiyonu ve Prognozu Üzerine Etkisi
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
effect | etkisi |
blood | kan |
and | ve |
groups | grupları |
of | nın |
EN The Efficacy of Blood Parameters and Its Derivatives in the Diagnosis of Acute Cholecystitis
TR Akut Kolesistit Tanısında Kan Parametreleri ve Türevlerinin Tanı Koymadaki Etkinliği
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
blood | kan |
and | ve |
acute | akut |
EN The Effect of Supplementation of Betaine on Performance, Carcass Yield and Some Blood Parameters in Broilers*
TR Broylerlerde Betain İlavesinin Performans, Karkas Verimi ve Bazı Kan Parametreleri Üzerine Etkisi
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
effect | etkisi |
performance | performans |
blood | kan |
and | ve |
some | bazı |
EN Labeling blood and other samples at the time they are collected improves patient safety and helps prevent a host of problems related to misidentification.
TR İndir Daha Akıllı, Daha Bağlantılı Hastaneler: Akıllı İş Akışı Otomasyonu Yeni Bir Dönem Başlatıyor.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
a | bir |
EN Clinicans and Nurses (VoIP, Send/Receive Secure Texts, Mobile Alarms/Alerts, Manage Medication, Blood, Access Health Records)
TR Klinik Çalışanları ve Hemşireler (VoIP, Güvenli Metinler Gönderme/Alma, Mobil Alarmlar/Uyarılar, İlaç Tedavisi, Kan, Sağlık Kayıtlarına Erişim)
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
receive | alma |
secure | güvenli |
texts | metinler |
mobile | mobil |
alerts | uyarılar |
blood | kan |
access | erişim |
health | sağlık |
and | ve |
EN "There will be blood" - Elon Musk announces litigation department amidst allegations
TR Rivian'a şok: Ford'un kararının ardından hisse değeri çakıldı!
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
be | ardından |
EN They may not appear to have much in common at first glance: high blood pressure, dementia, diabetes mellitus, cancer, mental disorders and viral infections such as SARS-CoV-2
TR İlk bakışta bunların ortak bir noktaları yok: Yüksek tansiyondan, bunama, şeker hastalığı, kanser, psikolojik rahatsızlıklardan veya SARS-CoV-2 gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlardan söz ediyoruz
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
common | ortak |
high | yüksek |
cancer | kanser |
may | veya |
first | 2 |
to | neden |
as | gibi |
EN The designer’s inspiration, creativity and ‘blood, sweat and tears’ become more real through social media.
TR Tasarımcının esinlenmesi, yaratıcılığı ve ihtirası sosyal medya sayesinde daha elle tutulur hale geldi.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
and | ve |
social | sosyal |
media | medya |
the | sayesinde |
more | daha |
EN As we’ve already mentioned, one of the main advantages of an SEO checker is that it will be much more affordable than a flesh-and-blood SEO expert, while still catching most of the major issues
TR Daha önce de belirttiğimiz gibi, bir SEO denetleyicisinin ana avantajlarından biri, etten kemikten bir SEO uzmanından çok daha uygun fiyatlı olması ve yine de önemli sorunların çoğunu yakalamasıdır
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
seo | seo |
expert | uzman |
and | ve |
main | ana |
affordable | uygun |
advantages | avantajları |
major | önemli |
issues | sorunları |
the | önce |
as | gibi |
of | biri |
EN We also have a collection of models that have a more rugged look with dirty textures and even blood splatters in some cases - useful for example for zombie games
TR Ayrıca, kirli zeminde daha sağlam bir görünüme ve hatta bazı durumlarda kan sıçramasına sahip modeller koleksiyonuna sahibiz - örneğin zombi oyunları için yararlıdır
EN Our publishing and support teams bring the same expertise to you that we share with Cell and Lancet, and together we are fully committed to your publishing and financial success.
TR Yayıncılık ve destek ekiplerimiz size Cell ve Lancet ile paylaştığımız aynı uzmanlığı sunuyor ve kendimizi sizinle birlikte yayıncılık ve finansal başarılarınıza adamış durumdayız.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
publishing | yayıncılık |
support | destek |
financial | finansal |
success | başarı |
are | sunuyor |
with | sizinle |
and | ve |
the | aynı |
to | birlikte |
EN When Cell began publishing papers with STAR Methods last year, the response was very positive
TR Cell geçen yıl makaleleri STAR Yöntemleri ile yayınlamaya başlamasıyla beraber olumlu tepkiler almıştır
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
methods | yöntemleri |
year | yıl |
positive | olumlu |
star | star |
with | ile |
EN With a view to improving clarity and transparency in this context, Cell Press introduced the use of the CRediT taxonomy for research papers,
TR Bu bağlamda netliği ve şeffaflığı artırmak için Cell Press araştırma makaleleri için CRediT taksonomisinin kullanımına geçmiştir.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
research | araştırma |
transparency | şeffaflığı |
and | ve |
this | bu |
of | in |
the | makaleleri |
use | kullanım |
EN Products that can be repaired, should be repaired. Refurbished cell phones can be sold to someone new. Repaired computers bridge the digital divide. Even better, repair jobs are local. They won’t ever be shipped overseas.
TR Onarılabilecek ürünler onarılmalıdır. Yenilenmiş cep telefonları yeni birine satılabilir. Onarılan bilgisayarlar dijital uçurumu kapatır. Daha da iyisi, onarım işleri yereldir. Onlar asla yurtdışına sevk edilmeyecektir.
ইংরেজি | তুর্কি |
---|---|
phones | telefonlar |
new | yeni |
repair | onarım |
products | ürünler |
computers | bilgisayarlar |
digital | dijital |
even | da |
ever | daha |
to | birine |
{Totalresult} অনুবাদগুলির মধ্যে 50 দেখানো হচ্ছে