TR Elsevier, finansörler, kuruluşlar ve yayıncılarla kurduğu ortaklıklar sayesinde finanse edilen araştırmaların içerik raporlarına kamusal erişimi mümkün kılan bir hizmet olan CHORUS'un kurucu üyelerindendir
"ortaklıklar sayesinde mümkün" у Турэцкі можа быць перакладзены ў наступныя Англійская словы/фразы:
TR Elsevier, finansörler, kuruluşlar ve yayıncılarla kurduğu ortaklıklar sayesinde finanse edilen araştırmaların içerik raporlarına kamusal erişimi mümkün kılan bir hizmet olan CHORUS'un kurucu üyelerindendir
EN Elsevier is a founding member of CHORUS, a service that enables public access to content reporting on funded research, through partnerships with funders, instituions and publishers
Турэцкі | Англійская |
---|---|
elsevier | elsevier |
içerik | content |
kamusal | public |
erişimi | access |
mümkün | that |
hizmet | service |
olan | is |
chorus | chorus |
TR Elsevier'in yüksek seviyede kanıt tabanlı içerikler ve kaynaklarını istikrarlı olarak sağlama becerisi, sağlık ve bilim camiaları ve önde gelen IT aracıları ve tedarikçileri ile kurulan güçlü ortaklıklar sayesinde mümkün olmaktadır.
EN Elsevier's ability to consistently provide its high level of evidence-based content and resources is made possible by strong partnerships with the science and health communities and leading HIT vendors, resellers and suppliers.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
elsevier | elsevier |
yüksek | high |
seviyede | level |
kanıt | evidence |
sağlık | health |
bilim | science |
güçlü | strong |
mümkün | possible |
kaynakları | resources |
TR Elsevier, finansörler, kuruluşlar ve yayıncılarla kurduğu ortaklıklar sayesinde finanse edilen araştırmaların içerik raporlarına kamusal erişimi mümkün kılan bir hizmet olan CHORUS'un kurucu üyelerindendir
EN Elsevier is a founding member of CHORUS, a service that enables public access to content reporting on funded research, through partnerships with funders, instituions and publishers
Турэцкі | Англійская |
---|---|
elsevier | elsevier |
içerik | content |
kamusal | public |
erişimi | access |
mümkün | that |
hizmet | service |
olan | is |
chorus | chorus |
TR Elsevier'in yüksek seviyede kanıt tabanlı içerikler ve kaynaklarını istikrarlı olarak sağlama becerisi, sağlık ve bilim camiaları ve önde gelen IT aracıları ve tedarikçileri ile kurulan güçlü ortaklıklar sayesinde mümkün olmaktadır.
EN Elsevier's ability to consistently provide its high level of evidence-based content and resources is made possible by strong partnerships with the science and health communities and leading HIT vendors, resellers and suppliers.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
elsevier | elsevier |
yüksek | high |
seviyede | level |
kanıt | evidence |
sağlık | health |
bilim | science |
güçlü | strong |
mümkün | possible |
kaynakları | resources |
TR Bu, uluslararası ortaklıklar olmadan mümkün değil
EN This is not possible without international partnerships
Турэцкі | Англійская |
---|---|
bu | this |
uluslararası | international |
mümkün | possible |
TR Dünyanın en önemli bilim ve sağlık bilgisi sağlayıcısı olan Elsevier 1880'den beri faaliyettedir ve akademiyi geliştirmek ve hayatları daha iyi hale getirmek için araştırmalar yayınlamakta, sizin gibi kurumlarla ortaklıklar yapmaktadır
EN Elsevier, the world's leading provider of science and health information, has been around since 1880, publishing research and partnering institutions like yours to advance scholarship and improve lives
Турэцкі | Англійская |
---|---|
dünyanın | world |
önemli | leading |
sağlık | health |
sağlayıcısı | provider |
elsevier | elsevier |
TR Biz sizin en önde gelen fikir önderlerinizi belirleyeceğiz ve ardından kanalınızı bir üst seviyeye getirecek geliştirici ortaklıklar ve markadan markaya işbirliği kurmanıza yardım ederek onlarla bağlantı kuracağız.
EN We'll identify your top influencers and then connect you with them, helping you establish promotional partnerships and brand-to-brand collaborations that will take your channel to the next level.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
üst | top |
seviyeye | level |
yardım | helping |
bağlantı | connect |
kanalı | channel |
TR Türkiye’de Sivil Toplumun Desteklenmesi – Ortaklıklar ve Ağlar Hibe Programı kapsamında Küresel…
EN We are waiting for applications from people who are interested in or have an interest in the fields…
Турэцкі | Англійская |
---|---|
programı | applications |
TR Yeni işbirlikleri, tanışıklıklar ve ortaklıklar oluşturmak isteyen STÖ’ler çalışmalarına başlamadan önce Ağlar-Platformlar Veritabanı’nı inceleyebilirler.
EN In this respect, we provided Networks-Platforms Database for the use of CSOs which seek new opportunities for cooperation, relationship, and partnership.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
yeni | new |
ve | and |
oluşturmak | the |
veritabanı | database |
TR Ortak ilgi alanlarında birlikte çalışmaları, teknik bilgi ve uzmanlığı paylaşmaları ve uzun dönemli ortaklıklar oluşturmaları için Türkiye ve AB’de vatandaşlar arasındaki değişimler ve işbirliğinin teşvik edilmesi.
EN Encouraging exchanges and cooperation between citizens in Turkey and in the EU to work together in areas of common interest, share technical knowledge and expertise, and establish long-term partnerships.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
ortak | common |
ilgi | interest |
teknik | technical |
bilgi | knowledge |
uzun | long |
türkiye | turkey |
ab | eu |
arasındaki | between |
TR Amaçlar için ortaklıklar | Kuresel Amaçlar
EN Partnerships for the Goals | Kuresel Amaçlar
TR Çok paydaşlı ortaklıklar 17.16
EN Multi-stakeholder partnerships 17.16
TR Dünyanın en önemli bilim ve sağlık bilgisi sağlayıcısı olan Elsevier 1880'den beri faaliyettedir ve akademiyi geliştirmek ve hayatları daha iyi hale getirmek için araştırmalar yayınlamakta, sizin gibi kurumlarla ortaklıklar yapmaktadır
EN Elsevier, the world's leading provider of science and health information, has been around since 1880, publishing research and partnering institutions like yours to advance scholarship and improve lives
Турэцкі | Англійская |
---|---|
dünyanın | world |
önemli | leading |
sağlık | health |
sağlayıcısı | provider |
elsevier | elsevier |
TR Yeni işbirlikleri, tanışıklıklar ve ortaklıklar oluşturmak isteyen STÖ’ler çalışmalarına başlamadan önce Ağlar-Platformlar Veritabanı’nı inceleyebilirler.
EN In this respect, we provided Networks-Platforms Database for the use of CSOs which seek new opportunities for cooperation, relationship, and partnership.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
yeni | new |
ve | and |
oluşturmak | the |
veritabanı | database |
TR Ortak ilgi alanlarında birlikte çalışmaları, teknik bilgi ve uzmanlığı paylaşmaları ve uzun dönemli ortaklıklar oluşturmaları için Türkiye ve AB’de vatandaşlar arasındaki değişimler ve işbirliğinin teşvik edilmesi.
EN Encouraging exchanges and cooperation between citizens in Turkey and in the EU to work together in areas of common interest, share technical knowledge and expertise, and establish long-term partnerships.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
ortak | common |
ilgi | interest |
teknik | technical |
bilgi | knowledge |
uzun | long |
türkiye | turkey |
ab | eu |
arasındaki | between |
TR Genç nesil ise meseleye ortaklıklar çerçevesinde yaklaşıyor
EN By contrast, the young generation thinks much more in terms of alliances
Турэцкі | Англійская |
---|---|
genç | young |
nesil | generation |
TR Batı ve Güney Afrika’yla Ortaklıklar
EN Partnerships with West and South Africa
Турэцкі | Англійская |
---|---|
batı | west |
ve | and |
güney | south |
afrika | africa |
TR Hub; yatırım planları geliştirilmesine, kaynak sağlamaya, iklimi ilgilendiren konuların yasalarda gözetilmesine, bölgesel ortaklıklar kurulmasına ve bilgi paylaşımına yardımcı oluyor
EN The hub helps to develop investment plans, provide money, take account of climate issues in legislation, build regional partnerships and share knowledge
Турэцкі | Англійская |
---|---|
hub | hub |
yatırım | investment |
iklimi | climate |
bölgesel | regional |
ve | and |
bilgi | knowledge |
ın | of |
TR Yolculuğumuzun en iyi yanı, yol boyunca harika ve uzun süreli ortaklıklar kurmayı başarmış olmamızdır.
EN The best part of our journey is that we managed to create some great and long-lasting partnerships along the way.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
yol | way |
ve | and |
TR Shelby Crowell | Kurumsal Ortaklıklar Yöneticisi, UPchieve
EN Shelby Crowell | Corporate Partnerships Manager, UPchieve
Турэцкі | Англійская |
---|---|
kurumsal | corporate |
yöneticisi | manager |
TR Mevcut değişim hızını daha sürdürülebilir bir yarına doğru artırmak için kolektif eylem, yenilikçi ürünler ve işletme modelleri ile geleneksel olmayan ortaklıklar gerekli olacak.
EN Collective action, innovative products and operating models, and unconventional partnerships will be necessary to accelerate the current pace of change towards a more sustainable tomorrow.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
değişim | change |
sürdürülebilir | sustainable |
eylem | action |
yenilikçi | innovative |
ürünler | products |
modelleri | models |
gerekli | necessary |
TR Ambalaj toplama sürecinin artırılması ve genişletmesine yönelik ortaklıklar
EN Partnerships to increase and expand Packaging collection
Турэцкі | Англійская |
---|---|
ambalaj | packaging |
toplama | collection |
ve | and |
yönelik | to |
TR Ortaklıklar ve sektör girişimleri hakkında daha fazla bilgiyi buradan edinebilirsiniz
EN Learn more about Partnerships and industry initiatives here
Турэцкі | Англійская |
---|---|
ve | and |
sektör | industry |
hakkında | about |
buradan | here |
TR Ortaklıklar ve Sektörel Girişimler
EN Partnerships and Industry Initiatives
Турэцкі | Англійская |
---|---|
ve | and |
TR Öğrenciler, iş profesyonelleri ve girişimciler, finansman, ortaklıklar ve projeler güvence altına almak için teklifleri kullanabilir.
EN Students, business professionals and entrepreneurs can all use proposals to secure funding, partnerships and projects.
TR Şartlar ve Koşullar Gizlilik Politikası İştirakler & Ortaklıklar
EN Terms and Conditions Privacy Policy Affiliates & Partnerships
TR Şirket içi altyapı ve bulut bilişim iş yükü işlemeyi merkezileştirirken, edge bilişim bunu merkezi olmaktan çıkarır. Edge ağları, doğası gereği, başka türlü mümkün olmayacak bazı uygulama türlerini mümkün kılar.
EN While on-premise infrastructure and cloud computing centralize workload processing, edge computing decentralizes it. By its very nature, edge networks enable certain types of applications that wouldn?t be possible otherwise.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
ve | and |
bulut | cloud |
edge | edge |
başka | otherwise |
bazı | certain |
uygulama | applications |
türlerini | types |
TR Kullanıcılarınızın mümkün olan en iyi sayfa yükleme sürelerini elde etmesini sağlamak için doğru ana bilgisayarı kullandığınızdan ve kullanıcıların sitenize mümkün olduğunca kolay bağlanabildiğinden emin olmanız gerekir
EN To ensure that your users are getting the best possible page loading times, you’ll have to make sure that you’re using the right host and that people can connect to your site as easily as possible
Турэцкі | Англійская |
---|---|
yükleme | loading |
elde | getting |
sitenize | to your site |
kolay | easily |
TR Yapay zeka desteği sayesinde, kendi logonuzu, tasarımcılara ihtiyaç duymadan tasarlamanızı mümkün hale getiriyor.
EN Powered by artificial intelligence, it enables you to create your own logo without a designer’s help.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
zeka | intelligence |
desteği | help |
logonuzu | logo |
TR Bazen bir video oluşturmak için tek ihtiyacınız iki tıklamadır – Fastreel bunu mümkün kılar. Programın sezgisel arayüzü sayesinde tüm özelliklerin ve işlevlerin kullanımı kolaydır.
EN Sometimes two clicks are all you need to create a video – Fastreel makes it possible. Thanks to the intuitive interface, all the features and functions are easy to use.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
bazen | sometimes |
video | video |
mümkün | possible |
sezgisel | intuitive |
arayüzü | interface |
tüm | all |
kullanımı | use |
TR Blockchain üzerinde şifreleme kullanmak yalnızca sıfır bilgi ispatları sayesinde mümkün olabilir.
EN Using encryption on a blockchain is only possible through the use of zero-knowledge proofs.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
blockchain | blockchain |
şifreleme | encryption |
sıfır | zero |
bilgi | knowledge |
mümkün | possible |
TR Bu yenilikçi teknolojiler sayesinde daha kesin ve hatasız ameliyatların yanı sıra dijital eğitim de mümkün hale geliyor.
EN The innovative technology allows more precise surgery to be carried out and taught.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
yenilikçi | innovative |
teknolojiler | technology |
kesin | precise |
ve | and |
de | out |
TR Bazen bir video oluşturmak için tek ihtiyacınız iki tıklamadır – Fastreel bunu mümkün kılar. Programın sezgisel arayüzü sayesinde tüm özelliklerin ve işlevlerin kullanımı kolaydır.
EN Sometimes two clicks are all you need to create a video – Fastreel makes it possible. Thanks to the intuitive interface, all the features and functions are easy to use.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
bazen | sometimes |
video | video |
mümkün | possible |
sezgisel | intuitive |
arayüzü | interface |
tüm | all |
kullanımı | use |
TR Bu yenilikçi teknolojiler sayesinde daha kesin ve hatasız ameliyatların yanı sıra dijital eğitim de mümkün hale geliyor.
EN The innovative technology allows more precise surgery to be carried out and taught.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
yenilikçi | innovative |
teknolojiler | technology |
kesin | precise |
ve | and |
de | out |
TR Tüm bunlar, Polonya, Ukrayna, Litvanya, Rusya ve Kıbrıs'ta ofisleri bulunan ve 200'den fazla çalışanı olan gerçek bir TVBET ailesi sayesinde mümkün oldu.
EN All this became possible thanks to the TVBET family, which already grew to 200+ employees with offices in Poland, Ukraine, Lithuania, Cyprus, and Russia.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
tüm | all |
polonya | poland |
ailesi | family |
mümkün | possible |
oldu | became |
TR Tetra Pak'ta her gün milyonlarca kişinin hayatına dokunuyor, güvenli paketleme ve gıda prosesi süreçleri sayesinde daha iyi beslenmeyi ve sağlıklı yaşam tarzını mümkün kılıyoruz
EN At Tetra Pak we touch millions of people’s lives every day, ensuring better nutrition and healthier lifestyles through safe packaging and food processing solutions
Турэцкі | Англійская |
---|---|
tetra | tetra |
her | every |
güvenli | safe |
paketleme | packaging |
gıda | food |
sağlıklı | healthier |
TR Tetra Pak'ta her gün milyonlarca kişinin hayatına dokunuyor, gıda güvenliğini ve kalitesini garanti eden gıda prosesi ve paketleme çözümleri sayesinde daha iyi beslenmeyi ve daha sağlıklı yaşam tarzını mümkün kılıyoruz
EN At Tetra Pak, we touch millions of people’s lives every day, enabling better nutrition and healthier lifestyles through food processing and packaging solutions that ensure food safety and quality
Турэцкі | Англійская |
---|---|
tetra | tetra |
her | every |
gıda | food |
güvenliğini | safety |
garanti | ensure |
paketleme | packaging |
çözümleri | solutions |
sağlıklı | healthier |
TR Yapay zeka desteği sayesinde, kendi logonuzu, tasarımcılara ihtiyaç duymadan tasarlamanızı mümkün hale getiriyor.
EN Powered by artificial intelligence, it enables you to create your own logo without a designer’s help.
TR Yüksek kaliteli S1 hoparlör sürücüleri sayesinde, ses rakiplerinize karşı avantajınız hale geliyor. Sesi ultra düşük bozulmayla iletmek için tasarlanan S1 sayesinde her ince detayı duyacaksınız.
EN Sound is your competitive advantage with the high quality S1 speaker drivers, engineered to produce ultra-low distortion audio so you hear every detail
Турэцкі | Англійская |
---|---|
yüksek | high |
kaliteli | quality |
ultra | ultra |
düşük | low |
TR Editör olarak rolünüz, derginin profilini ve itibarını korumak ve mümkün olan her durumda geliştirmektir. Bu konuyla, sorumluluklarınızla ve birlikte çalışıyor olabileceğiniz diğer editörlerin rolleriyle ilgili daha fazla bilgi edinin
EN Your role as editor is to maintain and develop wherever possible the journal's profile and reputation. Find out more about this, your responsibilities and the other editor roles with which you may be working
Турэцкі | Англійская |
---|---|
editör | editor |
derginin | journal |
profilini | profile |
mümkün | possible |
bu | this |
çalışıyor | working |
ilgili | about |
bilgi | find out |
rolü | role |
TR Örneğin, biyomedikal literatürde rapor edilen kaynaklar (örn., antikorlar, model organizmalar ve yazılımlar) genellikle tekrarlanabilirlik veya yeniden kullanımı mümkün kılan yeterli detaydan yoksundur.
EN For example resources (e.g., antibodies, model organisms, and software) reported in the biomedical literature often lack sufficient detail to enable reproducibility or reuse.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
kaynaklar | resources |
model | model |
yazılımlar | software |
genellikle | often |
veya | or |
yeterli | sufficient |
TR Elsevier akademik yayıncılığın mümkün olduğunca adil ve önyargısız olması gerektiğine inanmaktadır
EN Elsevier considers it vital that academic publishing is as fair and unbiased as possible
Турэцкі | Англійская |
---|---|
elsevier | elsevier |
akademik | academic |
adil | fair |
ve | and |
TR Mümkün olan en iyi internet deneyimini sunmak için en yeni ve en iyi teknolojileri kullanıyoruz.Lütfen tarayıcı ayarlarından JavaScript'i etkin hale getir.
EN We use the latest and greatest technology available to provide the best possible web experience.Please enable JavaScript in your browser settings to continue.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
mümkün | possible |
internet | web |
deneyimini | experience |
teknolojileri | technology |
tarayıcı | browser |
javascript | javascript |
TR Sonuç olarak, hiçbir zorluk olmadan dünya çapında herhangi bir internet kaynağına bağlanmanız mümkün olur
EN As a result, you will be able to connect to any Internet resource around the world with no challenges
Турэцкі | Англійская |
---|---|
sonuç | result |
çapında | around |
internet | internet |
TR COVID-19 Müdahale Planımız ile acil ihtiyaçlara yanıt verilmesini sağlarken, tüm faaliyetlerimize uzaktan devam edebilmemizi mümkün kılacak dijital çözümler ve araçlarla de kendimizi yeniledik.
EN With our COVID-19 Response Plan, we have renewed ourselves with digital solutions and tools that will enable us to continue all our activities remotely while ensuring that urgent needs are met.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
acil | urgent |
yanıt | response |
uzaktan | remotely |
dijital | digital |
çözümler | solutions |
kendimizi | ourselves |
planı | plan |
TR Hayata Destek, rehberleri aracılığı ile mümkün olduğunca açık bir şekilde kurallarını ve doğrularını yazılı olarak belirtir
EN Support to Life specifies its rules and codes in writing as clear as possible through its guides
Турэцкі | Англійская |
---|---|
destek | support |
mümkün | possible |
açık | clear |
yazılı | writing |
TR Bitcoin, Litecoin, Ethereum, XRP, Bitcoin Cash, Binance Coin ve daha fazlasını mümkün olan en iyi fiyatlarla alın.
EN Get your first $50 of Bitcoin, Ethereum, Binance Coin and many other cryptocurrencies.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
ethereum | ethereum |
binance | binance |
coin | coin |
ve | and |
alın | get |
ın | of |
daha | other |
TR Kişisel bağlı kuruluş yöneticiniz, sorularınızı yanıtlamak ve satışları mümkün olan en iyi şekilde yönetmenize yardımcı olmak için her zaman hazırdır
EN Your personal affiliate manager is always on call to answer your questions and help manage sales in the best possible way
Турэцкі | Англійская |
---|---|
kişisel | personal |
kuruluş | affiliate |
satışları | sales |
mümkün | possible |
şekilde | way |
soruları | questions |
TR Kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve MacOS için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu Windows.
EN Users knows that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for MacOS.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
macos | macos |
dns | dns |
TR Kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve Android için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu Windows.
EN Users knows that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for Windows.
Турэцкі | Англійская |
---|---|
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
dns | dns |
windows | windows |
Паказаны пераклады: 50 з 50