TR Fan kanatları, sabit hava akışı ve soğutma kalitesi için alüminyum soğutucudan herhangi bir açıda geçen büyük miktarda hava üretmek üzere üretilmiştir.
TR Fan kanatları, sabit hava akışı ve soğutma kalitesi için alüminyum soğutucudan herhangi bir açıda geçen büyük miktarda hava üretmek üzere üretilmiştir.
EN The fan blades are built to generate a large volume of air passing through the aluminum heatsink at any angle for the steady air flow and cooling quality.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
fan | fan |
hava | air |
akışı | flow |
soğutma | cooling |
kalitesi | quality |
alüminyum | aluminum |
üretmek | generate |
TR Bilim insanları bu alanda halk sağlığını ilgilendiren problemlere yönelik önleyici konseptler ve çözümler üretmek üzere tıp, psikoloji ve sosyal bilimleri aynı potada buluşturuyor.
EN In this field, scientists develop prevention concepts and solutions to common health problems on the bases of medicine, psychology and the social sciences.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
bu | this |
ve | and |
çözümler | solutions |
tıp | medicine |
sosyal | social |
TR Genellikle seramik (CIM) veya metal (MIM) ve bağlayıcı maddeler olmak üzere toz kullanılarak küçük parçalar üretmek için biçimlendirme tekniği
EN Forming technique for producing small components using powders, typically ceramics (CIM) or metals (MIM) and binding agents
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
genellikle | typically |
veya | or |
bağlayıcı | binding |
küçük | small |
üretmek | producing |
TR Genellikle seramik (CIM) veya metal (MIM) ve bağlayıcı maddeler olmak üzere toz kullanılarak küçük parçalar üretmek için biçimlendirme tekniği
EN Forming technique for producing small components using powders, typically ceramics (CIM) or metals (MIM) and binding agents
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
genellikle | typically |
veya | or |
bağlayıcı | binding |
küçük | small |
üretmek | producing |
TR Genellikle seramik (CIM) veya metal (MIM) ve bağlayıcı maddeler olmak üzere toz kullanılarak küçük parçalar üretmek için biçimlendirme tekniği
EN Forming technique for producing small components using powders, typically ceramics (CIM) or metals (MIM) and binding agents
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
genellikle | typically |
veya | or |
bağlayıcı | binding |
küçük | small |
üretmek | producing |
TR Genellikle seramik (CIM) veya metal (MIM) ve bağlayıcı maddeler olmak üzere toz kullanılarak küçük parçalar üretmek için biçimlendirme tekniği
EN Forming technique for producing small components using powders, typically ceramics (CIM) or metals (MIM) and binding agents
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
genellikle | typically |
veya | or |
bağlayıcı | binding |
küçük | small |
üretmek | producing |
TR Genellikle seramik (CIM) veya metal (MIM) ve bağlayıcı maddeler olmak üzere toz kullanılarak küçük parçalar üretmek için biçimlendirme tekniği
EN Forming technique for producing small components using powders, typically ceramics (CIM) or metals (MIM) and binding agents
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
genellikle | typically |
veya | or |
bağlayıcı | binding |
küçük | small |
üretmek | producing |
TR Araştırmalarda ve bilimsel, teknik ve tıbbi yayınlarda cinsiyet ve diğer özellikler üzerine analizler ve çalışmalar üretmek
EN Producing analytics and studies on gender and other characteristics in research and in science, technical, and medical publishing
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
ve | and |
tıbbi | medical |
cinsiyet | gender |
diğer | other |
analizler | analytics |
çalışmalar | studies |
üretmek | producing |
TR Ücretli reklamlar için fikir üretmek için alakalı anahtar kelimeleri kullanın
EN Use related keywords to generate ideas for paid ads
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
reklamlar | ads |
üretmek | generate |
alakalı | related |
anahtar | keywords |
kullanın | use |
TR Eşyalarımızı üretmek, şaşırtıcı miktarda hammadde gerektirir.
EN Making our stuff requires an astounding amount of raw materials.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
miktarda | amount |
gerektirir | requires |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
metin | text |
video | videos |
üretmek | producing |
çok | much |
TR PoA, blockchain bloklarını doğrulamak ve üretmek için Authority Masternodes (AM) (Otorite Masternode'ları) adı verilen bireysel organizasyonların itibarına dayanır
EN PoA relies on the reputation of individual organizations, called Authority Masternodes (AM), to validate and produce blockchain blocks
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
blockchain | blockchain |
bireysel | individual |
blokları | blocks |
TR Yeni bir key üretmek için nedenleriniz olabilir
EN You may have reasons to generate a new key
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
üretmek | generate |
olabilir | may |
TR Sağlık Doğa Makyaj malzemeleri Çilingir Oduncu Kasırga Kök Dünya Dal Kök Meşe ağacı Yeşil Üretmek Ağaç Organik Daire Bitki Siluet Başlat Orman Vegan Hat Ekoloji Ekolojik
EN Health Nature Cosmetics Locksmith Lumberjack Hurricane Stem Earth Branch Root Oak tree Green Craft Tree Organic Circle Plant Silhouette Start Forest Vegan Line Ecology Ecological
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
sağlık | health |
doğa | nature |
kök | root |
daire | circle |
orman | forest |
hat | line |
ekolojik | ecological |
TR Bu sonuç başlı başına büyük bir başarı - ancak Google TBM bütçesinin sadece yarısını harcayarak %20 daha yüksek bir sipariş değeri üretmek, herkesin beklentisinin üstünde ve ötesindeydi
EN Achieving this is a huge success in itself - but reaching this by only spending half of the Google CPC budget and still generating a 20% higher order value was above and beyond everybody’s expectations
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
bu | this |
büyük | huge |
başarı | success |
sipariş | order |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
holding | holding |
otomotiv | automotive |
gövde | body |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
holding | holding |
uçak | aircraft |
özel | specially |
alüminyum | aluminum |
milyon | million |
stratejik | strategic |
yatırım | investment |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
visibilityiq | visibilityiq |
platformu | platform |
üretmek | generate |
araç | tools |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
hızlıca | quickly |
işletmenizi | your business |
etkili | efficiently |
üretmek | generate |
makine | machine |
öğrenim | learning |
TR Büyümek için yere, yeni fikiler üretmek için daha fazla alana ihtiyaç var: "SunPlaza" ile SunExpress yeni ve modern bir merkez binasına kavuştu.
EN Innovation needs space! In 2012, SunExpress opens the SunPlaza, a new and modern company headquarters in Antalya.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
yeni | new |
sunexpress | sunexpress |
modern | modern |
TR Öncü REFIBRA™ teknolojisi, saf yeni TENCEL™ Lyocell elyafını üretmek için ağaç hamurunun yanı sıra ileri dönüşümlü pamuklu giysi üretiminden kalan artıkları da kapsar.
EN Eco Clean technology brings totally chlorine-free-bleached TENCEL™ Modal fibers to the textile industry, offering one of the most responsible and cleanest choices within all existing modal fibers.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
teknolojisi | technology |
TR 450'den fazla interaktif sahne, animasyonlu karakterler, tasarım ve ikonlar içeren bu şablonla, video üretmek için artık zorlanmayacaksınız
EN More than 450 interactive scenes, animated characters and a huge stock of high-quality music tracks will make you forget about boring and repetitive content
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
interaktif | interactive |
animasyonlu | animated |
tasarım | make |
TR Bir Minecraft introsu ile kanalınız için yüksek kalitede içerik üretmek için çaba harcamaya hazır olduğunuzu göstermiş olursunuz
EN A Minecraft intro will show your audience that you are ready to go the extra mile to create high-quality content for your channel
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
minecraft | minecraft |
yüksek | high |
kalitede | quality |
içerik | content |
kanalı | channel |
TR Sosyal Medya Araç Takımı ile bilgi, fikir ve ilgi alanları üretmek ve paylaşmak artık çok kolay
EN The creation and sharing of information, ideas, and interests are now a matter of minutes with this Social Media Toolkit
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
araç | toolkit |
bilgi | information |
ilgi | interests |
paylaşmak | sharing |
artık | now |
çok | are |
TR Aston Martin artık SUV üretmek ile ilgilenmeyecek
EN BMW M4 CSL coming exclusively with RWD and automatic gearbox - report
TR Eşyalarımızı üretmek, şaşırtıcı miktarda hammadde gerektirir.
EN Making our stuff requires an astounding amount of raw materials.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
miktarda | amount |
gerektirir | requires |
TR Yeni bir key üretmek için nedenleriniz olabilir
EN You may have reasons to generate a new key
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
üretmek | generate |
olabilir | may |
TR Video içerikleri üretmek isteyen STÖ’ler için iyi bir haberimiz var. Sivil Toplum İçin Kapasite Geliştirme Merkezi Projesi kapsamında STGM'de video kayıt stüdyosu açıldı.
EN A video recording studio was set and opened at STGM as part of the Capacity Building Center for Civil Society Project.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
sivil | civil |
toplum | society |
kapasite | capacity |
merkezi | center |
projesi | project |
stgm | stgm |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
hızlıca | quickly |
işletmenizi | your business |
etkili | efficiently |
üretmek | generate |
makine | machine |
öğrenim | learning |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
visibilityiq | visibilityiq |
platformu | platform |
üretmek | generate |
araç | tools |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
visme | visme |
görsel | visual |
içerik | content |
ihtiyacınız | need |
olan | is |
TR Ortağımız olan şirketlerin bünyesinde, hafif ve orta kalibre silahları, gerçekçi takvimlere bağlı kalarak geliştirmek ve üretmek istiyoruz
EN We want to develop and produce light- and medium-calibre weapons with our partner companies according to a realistic schedule
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
şirketlerin | companies |
hafif | light |
ve | and |
orta | medium |
gerçekçi | realistic |
geliştirmek | develop |
TR Yüksek kaliteli ve düşük maliyetli parçalar üretmek.
EN Producing high quality and cost efficient casting parts.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
yüksek | high |
kaliteli | quality |
ve | and |
maliyetli | cost |
parçalar | parts |
üretmek | producing |
TR Alfa Romeo, aslında İtalya için özel Darracq modelleri üretmek ve satmak için tasarlanmış bir İtalyan lüks otomobil üreticisidir
EN Alfa Romeo is an Italian luxury car manufacturer which was originally meant to produce and sell special Darracq models for Italy
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
özel | special |
modelleri | models |
satmak | sell |
lüks | luxury |
otomobil | car |
TR Fan kanatları, optimum soğutma performansını elde etmek ve soğutucudan herhangi bir açıda geçen büyük miktarda hava üretmek için tasarlanmıştır.
EN The fan blades are engineered to achieve the optimal cooling performance and generate large volume of air passing through the heatsink at any angle.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
fan | fan |
optimum | optimal |
soğutma | cooling |
elde | achieve |
hava | air |
üretmek | generate |
TR Kırk adet fan kanadı, optimum soğutma performansını elde etmek ve soğutucudan herhangi bir açıda geçen büyük miktarda hava üretmek için tasarlanmıştır
EN To make a perfect balance between cooling performance and noise level, forty fan blades are engineered to generate large volume of air passing through the heatsink at any angle
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
fan | fan |
soğutma | cooling |
hava | air |
üretmek | generate |
TR Bu farklılıklar, çeşitli kültürel, toplumsal ve ekonomik koşulları gözeten yüksek kaliteli çözümler üretmek için kullanılabilir” diyor, Hindistan Kharagpur Indian Institute of Technology araştırmacısı Profesör Niloy Ganguly
EN These differences can be used to develop high-quality solutions that take into account the different cultural, social and economic conditions,” says Professor Niloy Ganguly from the Indian Institute of Technology, Kharagpur
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
çeşitli | different |
kültürel | cultural |
toplumsal | social |
ekonomik | economic |
koşulları | conditions |
yüksek | high |
çözümler | solutions |
diyor | says |
hindistan | indian |
profesör | professor |
TR Das 1906’da Yukarı Palatina bölgesinin Waldsassen beldesinde kurulan firma bugün hala geleneksel yöntemle üretim yapıyor, çünkü bu kalitede camı makinayla üretmek mümkün değil
EN The company, founded in 1906 in Waldsassen in the Upper Palatinate, still uses traditional methods to produce window glass because this quality of glass cannot be produced by machine
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
kurulan | founded |
firma | company |
hala | still |
geleneksel | traditional |
bu | this |
kalitede | quality |
TR Tarım, giderek artan dünya nüfusuna, yüksek ekolojik bedel ödemeden kaliteli gıda maddesi üretmek gibi zorlu bir görevle karşı karşıya. Almanya‘daki bu dört anabilim dalı, bu ödevin üstesinden nasıl gelinebileceğini gösteriyor.
EN Agriculture faces the challenge of producing good foodstuffs for the growing world population at low ecological cost. These four study courses in Germany show how this task might be mastered.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
tarım | agriculture |
artan | growing |
dünya | world |
ekolojik | ecological |
üretmek | producing |
almanya | germany |
bu | this |
TR Uluslararası anlaşmazlıkların temeline inmek ve çözümler üretmek; burada tanıtacağımız Alman üniversitelerinde bunun yükseköğrenimini yapabilirsiniz.
EN Finding out about international conflicts and finding solutions - you can study this at these universities in Germany.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
uluslararası | international |
ve | and |
çözümler | solutions |
alman | germany |
TR Bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli imalat (CAD/CAM) yazılımları prototipler, hazır ürünler ve ürün üretim süreçleri tasarlamak ve üretmek için kullanılır.
EN Computer-aided design & computer-aided manufacturing (CAD/CAM) software is used to design and manufacture prototypes, finished products and production runs of products.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
bilgisayar | computer |
destekli | aided |
hazır | finished |
kullanılır | used |
TR Bilgisayar destekli tasarım ve bilgisayar destekli imalat (CAD/CAM) yazılımları prototipler, hazır ürünler ve ürün üretim süreçleri tasarlamak ve üretmek için kullanılır.
EN Computer-aided design & computer-aided manufacturing (CAD/CAM) software is used to design and manufacture prototypes, finished products and production runs of products.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
bilgisayar | computer |
destekli | aided |
hazır | finished |
kullanılır | used |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
apache | apache |
eksik | missing |
php | php |
uygun | proper |
durum | status |
kodu | code |
kullanabilirsiniz | use |
TR İçerik üretmek SEO'yu geliştirmek için düşündüğünüz kadar hızlı bir yöntem gibi görünmese de, diğer birçok stratejinin buzul hızıyla karşılaştırdığınızda, aslında oldukça hızlıdır
EN While it may not seem like producing content is as quick of a method of improving SEO as you think, when you compare it to the glacial speed of many other strategies, it’s actually pretty quick
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
üretmek | producing |
seo | seo |
yöntem | method |
diğer | other |
aslında | actually |
oldukça | pretty |
TR Bol miktarda teknik bilginin bulunduğu bir alanda çalışıyorsanız, muhtemelen ziyaretçilerinizin uzun uzun göz atabileceği yazılı içerikler üretmek isteyeceksiniz.
EN If you’re working in a niche where there’s plenty of technical information, then you’ll probably want to produce written content that your visitors can browse through at length.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
teknik | technical |
muhtemelen | probably |
yazılı | written |
TR Bir sürü kaliteli içerik üretmek web sitenizin sıralamada yükselmesini sağlasa da, sıralamanın bu şekilde kalacağını garanti etmez.
EN While producing a bunch of quality content will ensure that your website gets a ranking boost, it doesn’t guarantee that the rankings will stay that way.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
kaliteli | quality |
içerik | content |
üretmek | producing |
web | website |
sitenizin | your website |
sıralamada | ranking |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
işlevi | function |
dizi | array |
üretmek | generate |
bellek | memory |
TR Örneğin, Maya'da Önbelleğe Alınmış Oynatma, birden fazla hızlı önizleme üretmek yerine, animasyonun yinelemelerini doğrudan görünüm alanında değerlendirmenize olanak sağlayarak animasyon oynatma hızını önemli ölçüde artırır.
EN For example, Cached Playback in Maya drastically increases the speed of animation playback by enabling you to evaluate iterations of animation right in the viewport, rather than producing multiple playblasts.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
üretmek | producing |
doğrudan | right |
animasyon | animation |
artırır | increases |
TR Örneğin, Maya'da Önbelleğe Alınmış Oynatma, birden fazla hızlı önizleme üretmek yerine, animasyonun yinelemelerini doğrudan görünüm alanında değerlendirmenize olanak sağlayarak animasyon oynatma hızını önemli ölçüde artırır.
EN For example, Cached Playback in Maya drastically increases the speed of animation playback by enabling you to evaluate iterations of animation right in the viewport, rather than producing multiple playblasts.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
üretmek | producing |
doğrudan | right |
animasyon | animation |
artırır | increases |
TR Video içerikleri üretmek isteyen STÖ’ler için iyi bir haberimiz var. Ofisimizdeki stüdyomuzda video çekimlerinizi gerçekleştirebilir ve kurgu desteği alabilirsiniz.
EN We have good news for CSOs that want to produce video content. In our studio in our office, you can shoot your videos and get editing support.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
isteyen | want |
iyi | good |
desteği | support |
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة