TR Pinterest, kullanıcıların ürün Pinlerine göz attığı alışveriş alanları dahil olmak üzere tüm Pinterest arayüzlerinde alakalı ürünleri onlarla ilgilenen kişilere göstermek için veri kaynağınızdaki ürün verilerini kullanır
يمكن ترجمة "ilgilenen kişilere göstermek" باللغة اللغة التركية إلى الكلمات / العبارات إنجليزي التالية:
ilgilenen | interested |
göstermek | advertising are at show to show |
TR Pinterest, kullanıcıların ürün Pinlerine göz attığı alışveriş alanları dahil olmak üzere tüm Pinterest arayüzlerinde alakalı ürünleri onlarla ilgilenen kişilere göstermek için veri kaynağınızdaki ürün verilerini kullanır
EN Pinterest uses the product data from your data source to show relevant products to interested people on all Pinterest surfaces, including shopping surfaces where people are browsing product Pins
TR Reporterfabrik, bu bilgiyi ilgilenen kişilere aktarmak için kurulmuş
EN The Reporterfabrik provides this to those who want to learn more
TR 8.5.1. Meslek, yaş ve engelli kişilere göre, kadın ve erkek çalışanların, saatlik ortalama kazançları 8.5.2. Cinsiyet, yaş ve engelli kişilere göre işsizlik oranı
EN 8.5.1. Average hourly earnings of female and male employees, by occupation, age and persons with disabilities 8.5.2. Unemployment rate, by sex, age and persons with disabilities
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
yaş | age |
ve | and |
kadın | female |
erkek | male |
saatlik | hourly |
ortalama | average |
cinsiyet | sex |
oranı | rate |
ın | of |
TR Asıl amaç, sanatçılar ve diğer yaratıcı kişiler gibi arama sonuçlarından ilham almaya çalışan kişilere görseller göstermek.
EN The main goal is to show images to people who are trying to be inspired by their search results, such as artists and other creatives.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
sanatçılar | artists |
diğer | other |
kişiler | people |
arama | search |
TR Yeni gelenlerin başımızın üstünde yeri var :) • Lavanta toplantılar ITAA üyelerine, yeni gelenlere ve ITAA'nın bağımlılıktan kurtulma programıyla ilgilenen bağımlı olmayanlara açıktır
EN Newcomers are happily welcome.• Lavender meetings are open to ITAA members, newcomers, and non-addicts interested in ITAA?s program of recovery from addiction
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
üstünde | in |
toplantılar | meetings |
itaa | itaa |
ilgilenen | interested |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
art | art |
sıklıkla | often |
ilgilenen | interested |
insanlar | people |
TR YouTube, içerik üretimi ve pazarlaması ile ilgilenen herkesin dahil olması gereken bir pazarlama kanalı
EN Worldwide, about 1.8 billion people shop online
TR Almanya’daki küresel sağlık aktörlerini iki ağ bir araya getiriyor: Global Health Hub Germany (GHHG) (GHHG), konuyla ilgilenen tüm araştırmacılara yönelik bir ağ
EN Two alliances bring global health actors together in Germany: the Global Health Hub Germany (GHHG) is a network for all researchers interested in the subject
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
almanya | germany |
araya | together |
hub | hub |
ilgilenen | interested |
tüm | all |
TR Şunu bilmeniz gerekmektedir ki bu bilgiler ICANN kuralları çerçevesinde, yüksek miktarda otomize elektronik işleme tabi tutmamak ve ticari e-postalarda (spam) kullanılmamak şartıyla, ilgilenen herhangi bir üçüncü şahısa verilebilir.
EN this Agreement is valid, binding, and enforceable against yourself in accordance with the terms herein and no provision requiring your performance is in conflict with your obligations under any other agreement;
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
bu | this |
TR İlerleyen yaşına rağmen, bir hastanenin çocuk bölümündeki çalışmalara yardım etmeye devam etmiş: “Başkalarına yardım eden, onlarla ilgilenen kişilerin yaşlanmaya hiç vakti olmaz.”
EN Even in her very old age she helped out in a children’s hospital: “When you take care of other people, you have no time to be old.”
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
onlarla | you |
TR Almanya’daki küresel sağlık aktörlerini iki ağ bir araya getiriyor: Global Health Hub Germany (GHHG) (GHHG), konuyla ilgilenen tüm araştırmacılara yönelik bir ağ
EN Two alliances bring global health actors together in Germany: the Global Health Hub Germany (GHHG) is a network for all researchers interested in the subject
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
almanya | germany |
araya | together |
hub | hub |
ilgilenen | interested |
tüm | all |
TR İş Tavsiye Ağı Oluşturma ile ilgilenen diğer yerel insanlarla tanışın: ağ kurmak için toplanın, tavsiyeler paylaşın ve fikir alışverişinde bulunun!
EN Meet other local people interested in Business Referral Networking: gather to network, share advice, and exchange ideas!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
tavsiye | advice |
ağı | network |
ilgilenen | interested |
diğer | other |
yerel | local |
insanlarla | people |
tanışın | meet |
paylaşın | share |
TR İş Stratejisi ile ilgilenen yerel kişilerle tanışın!
EN Meet with local people interested in Business Strategy!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
stratejisi | strategy |
ilgilenen | interested |
yerel | local |
tanışın | meet |
TR Ağ oluşturmayla ilgilenen diğer yerel girişimcilerle tanışın!
EN Meet other local entrepreneurs interested in networking!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
ilgilenen | interested |
diğer | other |
yerel | local |
tanışın | meet |
TR Liderlik stilleri, becerileri ve teorileriyle ilgilenen yerel insanlarla tanışın: Bir Meetup'a katılın!
EN Meet local people interested in leadership styles, skills and theories: join a Meetup!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
liderlik | leadership |
becerileri | skills |
ilgilenen | interested |
yerel | local |
insanlarla | people |
tanışın | meet |
meetup | meetup |
katılın | join |
TR İnternet'ten pazarlamayla ilgilenen diğer yerlilerle tanışın. Ağ kurmak, tavsiye alıp vermek ve fikir alışverişi yapmak için bir araya gelin!
EN Meet other locals interested in online marketing. Gather to network, share advice, and exchange ideas!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
ilgilenen | interested |
diğer | other |
tanışın | meet |
tavsiye | advice |
TR Kişisel gelişimle ilgilenen diğer yerel insanlarla tanışın: Tecrübeleri paylaşmak, birbirinize ilham vermek ve birbirinizi teşvik etmek için bir araya gelin!
EN Meet other local people interested in personal development: gather to share experiences, inspire and encourage each other!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
kişisel | personal |
ilgilenen | interested |
diğer | other |
yerel | local |
insanlarla | people |
tanışın | meet |
teşvik | encourage |
TR Ağ kurmakla ilgilenen diğer yerel profesyonellerle tanışın!
EN Meet other local professionals interested in networking!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
ilgilenen | interested |
diğer | other |
yerel | local |
tanışın | meet |
TR Kilo verme ve kilo yönetimiyle ilgilenen diğer yerel insanlarla tanışın. İpuçları ve tarifler paylaşmak, birbirinizi motive etmek için bir araya gelin!
EN Meet with other local people who are interested in weight loss and management. Gather to share tips, recipes, and keep each other motivated!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
kilo | weight |
ilgilenen | interested |
diğer | other |
yerel | local |
insanlarla | people |
tanışın | meet |
TR Alternatif tıp ile ilgilenen diğer yerlilerle tanışın; bilgi, deneyim ve fikir paylaşmak için bir araya gelin!
EN Meet other locals interested in alternative medicine: gather to share knowledge, experiences and ideas!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
alternatif | alternative |
tıp | medicine |
ilgilenen | interested |
diğer | other |
TR Bereket/refah kazanmak ve istediklerine erişmek için Çekim Yasası bilimini ve ideolojisini uygulamakla ilgilenen yerel insanlarla tanışın.
EN Meetup with locals who are interested in practicing the science and ideology of The Law of Attraction in an effort to attract abundance/prosperity; getting what one desires.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
refah | prosperity |
yasası | law |
ilgilenen | interested |
TR Büyük Veri ile ilgilenen diğer yerel insanlarla tanışın!
EN Meet other local people interested in Big Data!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
büyük | big |
veri | data |
ile | in |
ilgilenen | interested |
diğer | other |
yerel | local |
insanlarla | people |
tanışın | meet |
TR Mobil gelişimle ilgilenen yerel insanlarla tanışın. Ağ kurmak, bilgi ve tavsiye paylaşmak için bir araya gelin!
EN Meet local people interested in mobile development. Gather to network, share knowledge and advice!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
mobil | mobile |
ilgilenen | interested |
yerel | local |
insanlarla | people |
tavsiye | advice |
paylaşmak | share |
TR Mobil teknolojiyle ilgilenen yerel insanlarla tanışın. Teknoloji tutkunuzu paylaşmak ve fikir alışverişinde bulunmak için bir araya gelin!
EN Meet local people interested in mobile technology. Gather to share your passion for technology and exchange ideas!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
mobil | mobile |
ilgilenen | interested |
yerel | local |
insanlarla | people |
tanışın | meet |
teknoloji | technology |
TR İnternet ve teknolojiyle ilgilenen yerel insanlarla tanışın!
EN Meetup with other people interested in the internet and technology!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
ve | and |
ilgilenen | interested |
insanlarla | people |
TR Yeni teknoloji şirketleriyle ilgilenen yerel insanlarla tanışın! Ağ kurmak, tavsiye alıp vermek ve fikir alışverişi yapmak için bir araya gelin!
EN Meet local people interested in technology startups! Gather to network, share advice, and exchange ideas!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
teknoloji | technology |
ilgilenen | interested |
yerel | local |
insanlarla | people |
tanışın | meet |
tavsiye | advice |
TR Web teknolojisi hakkında daha fazlasını öğrenmekle ilgilenen herkese açık!
EN Open to anyone interested in learning more about web technology!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
web | web |
teknolojisi | technology |
hakkında | about |
ilgilenen | interested |
herkese | anyone |
açık | open |
TR Pazarlama yaklaşımlarının çoğu hizmet ve ürünlerinizi yalnızca tek bir kitleye pazarlamanıza izin verirken, SEO ilgilenen herkese ulaşmanıza olanak tanır
EN While most approaches to marketing will only allow you to market your services and products to a single audience, SEO allows you to reach out to anyone who would be interested
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
pazarlama | marketing |
çoğu | most |
hizmet | services |
seo | seo |
ilgilenen | interested |
herkese | anyone |
TR Yeni gelenlerin başımızın üstünde yeri var :) • Mor toplantılar internet ve teknoloji bağımlıları, yeni gelenler ve ITAA'nın bağımlılıktan kurtulma programıyla ilgilenen bağımlı olmayanlar içindir
EN Newcomers are happily welcome.• Purple meetings are for internet and technology addicts, newcomers, and non-addicts interested in ITAA?s program of recovery from addiction
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
üstünde | in |
mor | purple |
toplantılar | meetings |
internet | internet |
teknoloji | technology |
itaa | itaa |
ilgilenen | interested |
TR Büyük İnternet şirketleri, piyasa değerlerini büyütmek için yetersiz kararlar alıyor. Arama sonuçlarında gittikçe daha fazla reklam görüyoruz, gerçek anlamda içerik oluşturan kişilere yeterince özen göstermiyoruz.
EN Big Internet companies are making suboptimal decisions to push market valuation. We see more and more ads in search results and not enough care for the people who are actually creating content.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
şirketleri | companies |
piyasa | market |
kararlar | decisions |
arama | search |
reklam | ads |
içerik | content |
yeterince | enough |
TR Kaliforniya Tüketici Gizliliği Yasası, Kaliforniya'da yaşayan kişilere kişisel bilgilerinin işletmeler tarafından satılmasını önleme hakkını verir
EN The California Consumer Privacy Act gives California residents the right to direct businesses from selling their personal information
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
kaliforniya | california |
tüketici | consumer |
bilgilerinin | information |
verir | gives |
TR Örneğin, hiçbir koşulda, diğer kişilere mali bilgilerinizi (örneğin, kredi kartı veya banka hesap numaraları) vermemelisiniz.
EN For example, you should not, under any circumstances, provide your financial information (e.g., credit card or bank account numbers) to other individuals.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
diğer | other |
kredi | credit |
TR Oldukça önemli de bir yol kat etmeyi başardık, ancak vakaları tespit etmenin ve kişilere ulaşmanın böylesine güç olduğu bir dönemde bizimle iletişime geçemeyen çok sayıda kadın olduğunun da bilincindeyiz.
EN We have come a long way, but we are also aware that there are many women who cannot get in touch with us at a time when it is so difficult to identify cases and reach people.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
yol | way |
olduğu | is |
bizimle | with us |
kadın | women |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
veya | or |
anında | instantly |
gönderin | send |
sonix | sonix |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
sonix | sonix |
medya | media |
videoyu | video |
transkripti | transcript |
takip | follow |
erişilebilir | accessible |
dersler | lectures |
kurslar | courses |
ikinci | second |
dil | language |
olduğu | is |
TR Gelenek 9: ITAA asla organize edilmemelidir, ancak hizmet ettikleri kişilere doğrudan sorumlu hizmet kurulları veya komiteleri oluşturabiliriz.
EN Tradition 9: ITAA as such, ought never be organized, but we may create service boards or committees directly responsible to those they serve.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
gelenek | tradition |
itaa | itaa |
asla | never |
organize | organized |
hizmet | service |
doğrudan | directly |
sorumlu | responsible |
veya | or |
TR Toplantı sona erdiğine göre, yeni gelenleri, kalan kişilere soru sormaya ve toplantı sırasında paylaşmayanların paylaşmasına izin vermeye teşvik ediyoruz
EN Now that the meeting is over, we encourage newcomers to ask questions of people who remain and allow anyone to share who didn’t share during the meeting
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
toplantı | meeting |
soru | ask |
ve | and |
sırasında | during |
teşvik | encourage |
ın | of |
TR Krizlerden etkilenen kişilere haklarına erişme konusunda bilgilendirme ve yönlendirme yapıyor, fiziksel ve psikolojik zararlarını iyileştirme konusunda destek sağlıyoruz.
EN We hold information sessions and refer disaster-affected individuals to services. We provide support to help them overcome physical and psychological impacts they experience.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
etkilenen | affected |
konusunda | to |
bilgilendirme | information |
ve | and |
fiziksel | physical |
psikolojik | psychological |
TR Krizlerden etkilenen kişilere haklarına erişme konusunda bilgilendirme ve yönlendirme yapıyor, fiziksel ve psikolojik zararlarını iyileştirme konusunda destek sağlıyoruz.
EN We hold information sessions and refer disaster-affected individuals to services. We provide support to help them overcome physical and psychological impacts they experience.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
etkilenen | affected |
konusunda | to |
bilgilendirme | information |
ve | and |
fiziksel | physical |
psikolojik | psychological |
TR İzmir?de, tahliye edilmiş 170 Suriyeli Watan?ın kurduğu yeni toplum merkezinden yararlanmaya başladı. Bu merkez Aralık ayında açılarak Suriyeli ve diğer tahliye edilmiş kişilere ve yönelik hizmetlerini sunmaya başladı.
EN Families in northern Syria have been experiencing great suffering. Due to the deterioration of the health situation in the camps caused by the presence of
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
yönelik | to |
TR Avrupa Dayanışma Programı, ihtiyaç sahibi kişilere yardım etmekten, sağlık ve çevre alanlarındaki eylemleri desteklemeye, AB ve ötesinde çeşitli alanlarda gönüllü faaliyetlerde bulunmak isteyen gençleri destekler.
EN The European Solidarity Corps supports young people wishing to engage in volunteering activities in a variety of areas ranging from helping people in need to supporting health and environmental action, across the EU and beyond.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
dayanışma | solidarity |
ihtiyaç | need |
yardım | helping |
sağlık | health |
ve | and |
çevre | environmental |
ötesinde | beyond |
çeşitli | variety |
destekler | supports |
TR 11.2.1. Cinsiyet, yaş ve engelli kişilere göre, toplu taşıma araçlarına kolay erişimi olan nüfusun oranı
EN 11.2.1. Proportion of population that has convenient access to public transport, by sex, age and persons with disabilities
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
cinsiyet | sex |
yaş | age |
ve | and |
taşıma | transport |
kolay | convenient |
erişimi | access |
olan | has |
TR Cinsiyet, yaş ve engelli kişilere göre kamu kullanımına tamamen açık, yapılaşmış alanların şehirlerdeki ortalama payı 11.7.2
EN Average share of the built-up area of cities that is open space for public use for all, by sex, age and persons with disabilities 11.7.2
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
cinsiyet | sex |
yaş | age |
ve | and |
kamu | public |
tamamen | all |
açık | open |
ortalama | average |
ın | of |
TR Busbud, işbu Koşulları, izninizi almaksızın üçüncü kişilere temlik edebilir.
EN Busbud shall be allowed to assign these Terms to any third party without requiring your consent.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
busbud | busbud |
koşulları | terms |
TR Türkiye’de son yıllarda, devletin, sahip olduğu birçok kuruluşunu ve mal varlığını özel kişilere devretmesi ile özelleştirme alanında ciddi bir artış gözlenmektedir
EN Recent decades have seen a rigorous privatisation program in Turkey, with the state divesting ownership of a large number and range of state-owned enterprises and assets into private hands
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
türkiye | turkey |
son | recent |
sahip | have |
özel | private |
TR Moroğlu Arseven alıcı ve satıcıların yanı sıra finansörler gibi konuyla ilgili kişilere işlem süreçlerinin yönetilmesinde destek sağlar.
EN Moroğlu Arseven assists both buyers and sellers to navigate the transaction process, along with related parties such as financers.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
arseven | arseven |
ilgili | related |
TR Bu Koşullar, Hizmetleri size ve bu Koşullarda belirtilen diğer kişilere sağlamak için gereken sınırlı haklar dışında, İçeriğinize ilişkin herhangi bir lisans veya hak sağlamaz.
EN These Terms do not provide us with any license or right to Your Content, except for limited rights required to provide the Services to you and others specified in these Terms.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
koşullar | terms |
hizmetleri | services |
belirtilen | specified |
diğer | others |
gereken | required |
sınırlı | limited |
haklar | rights |
dışında | except |
lisans | license |
hak | right |
TR Krizlerden etkilenen kişilere haklarına erişme konusunda bilgilendirme ve yönlendirme yapıyor, fiziksel ve psikolojik zararlarını iyileştirme konusunda destek sağlıyoruz.
EN We hold information sessions and refer disaster-affected individuals to services. We provide support to help them overcome physical and psychological impacts they experience.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
etkilenen | affected |
konusunda | to |
bilgilendirme | information |
ve | and |
fiziksel | physical |
psikolojik | psychological |
TR Krizlerden etkilenen kişilere haklarına erişme konusunda bilgilendirme ve yönlendirme yapıyor, fiziksel ve psikolojik zararlarını iyileştirme konusunda destek sağlıyoruz.
EN We hold information sessions and refer disaster-affected individuals to services. We provide support to help them overcome physical and psychological impacts they experience.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
etkilenen | affected |
konusunda | to |
bilgilendirme | information |
ve | and |
fiziksel | physical |
psikolojik | psychological |
TR Avrupa Dayanışma Programı, ihtiyaç sahibi kişilere yardım etmekten, sağlık ve çevre alanlarındaki eylemleri desteklemeye, AB ve ötesinde çeşitli alanlarda gönüllü faaliyetlerde bulunmak isteyen gençleri destekler.
EN The European Solidarity Corps supports young people wishing to engage in volunteering activities in a variety of areas ranging from helping people in need to supporting health and environmental action, across the EU and beyond.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
dayanışma | solidarity |
ihtiyaç | need |
yardım | helping |
sağlık | health |
ve | and |
çevre | environmental |
ötesinde | beyond |
çeşitli | variety |
destekler | supports |
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة