EN Higher Power, grant us the serenity to accept the things we cannot change, the courage to change the things we can, and the wisdom to know the difference.
يمكن ترجمة "following things" باللغة إنجليزي إلى الكلمات / العبارات اللغة التركية التالية:
EN Higher Power, grant us the serenity to accept the things we cannot change, the courage to change the things we can, and the wisdom to know the difference.
TR Yüce Güç, bize değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabul etmek için dinginlik, değiştirebileceğimiz şeyleri değiştirmek için cesaret ve aradaki farkı bilmek için bilgelik ver.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
things | şeyleri |
and | ve |
power | güç |
difference | fark |
the | kabul |
us | bize |
to know | bilmek |
to change | değiştirmek |
EN These could be hard days. But looking back, I can see that there has never been a single instance in which prioritizing recovery made things worse. Every single time, things got better.
TR Bunlar zor günler olabilir. Ancak geriye dönüp baktığımda, iyileşmeye öncelik vermenin işleri daha da kötüleştirdiği tek bir örnek olmadığını görebiliyorum. Her seferinde işler daha iyiye gitti.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
hard | zor |
days | günler |
time | seferinde |
in | da |
be | olabilir |
but | ancak |
there | daha |
a | bir |
every | her |
EN Stay up-to-date on all things Todoist by following us on social media.
TR Bizi sosyal medyadan takip ederek Todoist ile ilgili tüm gelişmelerden haberdar ol.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
us | bizi |
on | ilgili |
social | sosyal |
all | tüm |
EN You can reach STGM support in the following ways: i. By accessing documents and videos published on the subject, ii. By communicating directly with STGM, iii. By following the invitations made.
TR STGM desteklerine, aşağıdaki yollarla ulaşabilirsiniz: i. Konuyla ilgili yayınlanan belge ve videolara erişim sağlayarak, ii. STGM ile doğrudan iletişim kurarak, iii. Açılan çağrıları takip ederek.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
stgm | stgm |
documents | belge |
published | yayınlanan |
ii | ii |
directly | doğrudan |
iii | iii |
on | ilgili |
and | ve |
the | aşağıdaki |
EN You can reach STGM support in the following ways: i. By accessing documents and videos published on the subject, ii. By communicating directly with STGM, iii. By following the invitations made.
TR STGM desteklerine, aşağıdaki yollarla ulaşabilirsiniz: i. Konuyla ilgili yayınlanan belge ve videolara erişim sağlayarak, ii. STGM ile doğrudan iletişim kurarak, iii. Açılan çağrıları takip ederek.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
stgm | stgm |
documents | belge |
published | yayınlanan |
ii | ii |
directly | doğrudan |
iii | iii |
on | ilgili |
and | ve |
the | aşağıdaki |
EN Dear Users, Following the Ethereum Merge update, forked token ETHW was created. As a result, Phemex plans to undertake the following actions. Phemex will be listing ETHW/USDT on our spot market ……
TR Sevgili Kullanıcılarımız, Sevdiğiniz ve tanıdığınız yüzler özel bir etkinlik için Phemex’te buluşuyor! Phemex ve favori traderınız ile artık finans ve metaverse dünyalarındaki ……
EN Not on Twitter? Sign up, tune into the things you care about, and get updates as they happen.
TR Twitter'da yok musun? Kaydol, ilgini çeken olayları takip et ve her şeyden sıcağı sıcağına haberdar ol.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
and | ve |
the | yok |
EN Ensuring security without making things too hard for non-technical users is challenging
TR Teknik bilgisi olmayan kullanıcılar için süreçleri çok zorlaştırmadan güvenliği sağlamak zorlu bir iştir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
technical | teknik |
security | güvenliği |
for | için |
is | bir |
users | kullanıcılar |
EN Everything you’ve ever wondered about the legal side of open source, and a few things you didn’t.
TR Açık kaynağın yasal yönü hakkında merak ettiğiniz her şey ve merak etmediğiniz birkaç şey.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
legal | yasal |
open | açık |
source | kaynağı |
about | hakkında |
and | ve |
a | birkaç |
of | her |
everything | her şey |
EN ... if you find another tool that lets you do all these things
TR ... eğer bunların hepsini yapmanıza izin veren başka bir araç bulursanız
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
if | eğer |
another | başka |
tool | araç |
all | hepsini |
that | bir |
these | bunlar |
EN Dozens of things only Ahrefs can do
TR Yalnızca Ahrefs’in yapabildiği onlarca şey
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
only | yalnızca |
things | şey |
EN Ahrefs’ proprietary data is what makes the platform unique in the first place. But we take things a step further by bringing you many unique features that give you a real edge over your competitors.
TR Ahrefs’in tescilli verileri, esas olarak platformu benzersiz kılan şeydir. Ancak size rakipleriniz üzerinde gerçek bir avantaj sağlayan birçok benzersiz özellik daha getirerek işleri bir adım ileri taşıyoruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
proprietary | tescilli |
platform | platformu |
place | iş |
features | özellik |
by | getirerek |
step | adım |
further | ileri |
real | gerçek |
data | verileri |
unique | benzersiz |
many | çok |
the | size |
but | ancak |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
internet | internette |
anonymizer | anonimleştirici |
speed | hız |
change | değiştirme |
ip | ip |
dns | dns |
and | ve |
most | en |
through | de |
important | önemli |
to | şey |
highest | en yüksek |
EN Integrate data from Google Analytics, Google Search Console, and Semrush’s Site Audit to get a complete and structured list of things you can do to improve your rankings for certain pages of your website.
TR Websitenizin belli başlı sayfalarında sıralamanızı iyileştirmek için yapabileceğiniz şeylerin eksiksiz ve yapısal bir listesini almak için Google Analytics, Google Search Console ve Semrush'ın Site Audit verilerini entegre edin.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
integrate | entegre |
data | verilerini |
analytics | analytics |
console | console |
complete | eksiksiz |
list | listesini |
improve | iyileştirmek |
your website | websitenizin |
you can | yapabileceğiniz |
audit | audit |
site | site |
get | edin |
to get | almak |
of | in |
and | ve |
a | bir |
pages | sayfalar |
EN To set things up, just choose a domain (or a subdomain), target keywords, location, and device
TR Bir şeyleri ayarlamak için, sadece alan adını(veya bir alt domain), hedef anahtar kelimeleri, konumları ve cihazı seçin
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
choose | seçin |
target | hedef |
keywords | anahtar |
and | ve |
set | ayarlamak |
domain | domain |
things | şeyleri |
or | veya |
device | cihaz |
to | için |
a | bir |
just | sadece |
EN SEO (Search Engine Optimization) is the practice of growing a website's traffic from organic search results. It involves things like keyword research, content creation, link building, and technical audits.
TR SEO (Arama Motoru Optimizasyonu), bir web sitesinin trafiğini organik arama sonuçlarından büyütme uygulamasıdır. Anahtar kelime araştırması, içerik oluşturma, bağlantı oluşturma ve teknik denetimler gibi şeyleri içerir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
seo | seo |
optimization | optimizasyonu |
websites | web |
traffic | trafiğini |
organic | organik |
technical | teknik |
link | bağlantı |
things | şeyleri |
research | araştırması |
content | içerik |
engine | motoru |
search | arama |
a | bir |
creation | oluşturma |
and | ve |
the | gibi |
EN If you've read anything about SEO before, you'll know there's lots of industry jargon. But to keep things simple for now, here are a few key terms and concepts you should know.
TR Daha önce SEO hakkında herhangi bir şey okuduysanız, endüstri jargonu kullanımının yaygın olduğunu bilirsiniz. Ancak şimdilik işleri basit tutmak için bilmeniz gereken birkaç anahtar terim ve kavram var.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
seo | seo |
key | anahtar |
should | gereken |
simple | basit |
industry | endüstri |
of | in |
about | hakkında |
read | ve |
before | önce |
but | ancak |
a | birkaç |
to keep | tutmak |
EN I have learned so many things from this video! Thank you so much Ahrefs and Sam for this amazing and value-loaded video!
TR Bu videodan oldukça fazla şey öğrendim! Ahrefs ve Sam’e bu harika ve değer yüklü video için çok teşekkür ederim!
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
video | video |
ahrefs | ahrefs |
value | değer |
thank you | teşekkür |
this | bu |
amazing | harika |
and | ve |
for | için |
much | de |
EN Go beyond the technical stuff. Find out things like:
TR Teknik şeylerin ötesine geçin. İşte keşfedebileceğiniz bazı şeyler:
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
technical | teknik |
beyond | ötesine |
things | şeyler |
EN Instead, we thought we’d keep things simple and share the results of a few SEO industry polls and some useful features that you’ll only find in Ahrefs.
TR Bunun yerine, basitçe birkaç adet SEO sektör anketinin sonuçlarını ve yalnızca Ahrefs’te bulacağınız bazı yararlı özellikleri paylaşmaya karar verdik.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
simple | basit |
industry | sektör |
useful | yararlı |
features | özellikleri |
seo | seo |
instead | bunun yerine |
and | ve |
share | paylaş |
results | sonuçlarını |
a | birkaç |
some | bazı |
EN 8 Things That Only Ahrefs Can Do
TR Yalnızca Ahrefs’in Yapabildiği 8 Şey
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
only | yalnızca |
EN Some love on Twitter to wrap things up:
TR Bazıları Twitter’da olayları özetlemeye bayılır:
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
some | bazı |
to | bazıları |
EN We do serious things but with passion
TR Ciddi şeyler yapıyoruz ama tutkuyla
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
serious | ciddi |
things | şeyler |
but | ama |
EN That means less stuff in landfills and less things in a recycler’s shredder.
TR Bu, çöplüklerde ve bir geri dönüştürücünün öğütücüsünde daha az şey olacak anlamına gelir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
means | anlamına |
and | ve |
things | bu |
a | bir |
that | şey |
EN Fix our own things or choose which service shop to use
TR Kendi eşyalarımızı düzelme veya hangi servis mağazasının kullanılacağını seçme
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
service | servis |
use | kullan |
or | veya |
to | e |
own | kendi |
which | hangi |
EN to modify and repair our things
TR eşyalarımızı değiştirmek ve onarmak için
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
and | ve |
to | için |
EN Join fixers around the world and commit to fix more things this year.
TR Dünyanın dört bir yanındaki tamircilere katıl ve bu yıl daha fazla şeyi tamir etmeye söz ver.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
join | katıl |
world | dünyanın |
fix | tamir |
year | yıl |
and | ve |
this | bu |
to | etmeye |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
human | insan |
changes | değişiklikler |
algorithms | algoritmaları |
found | bulunan |
last | last |
new | yeni |
constantly | sürekli olarak |
and | ve |
the | gibi |
two | iki |
EN Super Multi-Wallet. if there are problems , they do fast updates to solve things, Top. great support also. Go on like that, Respect.
TR Süper Çoklu Cüzdan. Sorunlar varsa, sorunları çözmek için hızlı güncellemeler yaparlar, Üst. ayrıca büyük destek. Böyle devam et, Saygı.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
updates | güncellemeler |
support | destek |
wallet | cüzdan |
solve | çözmek |
fast | hızlı |
respect | saygı |
problems | sorunları |
that | böyle |
also | ayrıca |
EN Plans, strategies, roadmaps – Businesses rely on these things to gain perspective on what’s about to happen
TR Bütün işletmeler, kurumsal olarak ilerleyişlerini görebilmek ve gelecek hakkında tahminde bulunabilmek için kendilerine bir plan, strateji veya yol haritası belirler
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
businesses | işletmeler |
these | ve |
about | hakkında |
EN Business plan templates help give a clear vision of what lies ahead. They help you get things organized, planned out, and help you check off items from your to-do list more efficiently.
TR Sizin için hazırladığımız iş planı şablonları organizasyon ve planlama yapmanızı kolaylaştırır ve daha verimli bir çalışma gerçekleştirmenizi sağlar.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
efficiently | verimli |
templates | şablonları |
plan | planı |
help | sağlar |
business | çalışma |
of | in |
and | ve |
off | bir |
give | için |
EN To keep things simple, we will refer to all of these as staking
TR Kolay anlaşılması amacıyla tüm bu modelleri staking olarak adlandıracağız
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
simple | kolay |
these | bu |
all | tüm |
EN Our brilliant partners also allow us to achieve things never before thought possible with user-generated content.
TR Harika ortaklarımız da, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik ile mümkün olduğu daha önce hiç düşünülmemiş şeyleri başarmamıza olanak sağlarlar./p>
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
possible | mümkün |
content | içerik |
user | kullanıcı |
generated | oluşturulan |
also | da |
things | şeyleri |
before | önce |
to | hiç |
EN Reap the reward of hard work and invest in the things you care about most
TR Sıkı çalışmanın ödülünü alın ve en çok önemsediğiniz şeylere yatırım yapın
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
invest | yatırım |
most | en |
and | ve |
the | çok |
EN "Any season of the year, the park is beautiful & there are lots of things to do: from The Zoo, The Conservatory, to food choices, great place to walk, jog, take kids, hang out and see nature all year"
TR "Apple store'u ziyaret etmeden geçmeyin"
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
from | etmeden |
to | ziyaret |
EN "I live 3 blocks from the Capitol Bldg & I consider the Mall my back yard so, I invite you to come and enjoy my yard. Many things go on during the year so, there is usually something for everyone."
TR "Washington DC'nin turistik bölgesi! Beyaz Saray, sanattan tarihe müzeler, anıtlar, kamu binaları ve yeşil alanlardan oluşan bir yer."
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
and | ve |
the | beyaz |
to | bir |
EN Fairmont Banff Springs’s commitment to the finer things shines through in its hearty gourmet dining, indulgent spa treatments, and, of course, its suites.The pinnacle of comfort is found in the two floors of the Royal Suite
TR Fairmont Banff Springs’in ince zevkli şeylere bağlılığı, zengin gurme yemekler, şımartıcı spa bakımları ve, tabii ki, süitleri ile parıldıyor.Konforun zirvesi, Royal Süitin iki katında bulunabilinir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
fairmont | fairmont |
banff | banff |
gourmet | gurme |
commitment | bağlılığı |
of course | tabii |
royal | royal |
spa | spa |
and | ve |
its | ile |
EN We take our work seriously, relentlessly pursue excellence, and have fun doing hard things together.
TR İşimizi ciddiye alıyor, durmaksızın mükemmelliğin peşinde koşuyor ve birlikte zor işleri yapmaktan keyif alıyoruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
work | iş |
hard | zor |
together | birlikte |
and | ve |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
their | ve |
from | bunlardan |
all | de |
combined | ile |
EN However, things have changed since March 2020
TR Fakat Mart 2020 itibarıyla pek çok şey değişti
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
changed | değişti |
march | mart |
things | şey |
however | fakat |
since | de |
EN If you're a new FOREX broker or looking to start a FOREX brokerage business, obtaining a FOREX license is one of the first things you will need to consider as most businesses prefer to work with a regulated entity for safety reasons.
TR Yeni bir FOREX broker iseniz veya FOREX brokerlık işletmesi başlatmak istiyorsanız FOREX lisansı almak FOREX lisansı almak ilk yapmanız gereken şeydir çünkü birçok işletme güvenlik nedeniyle denetlenen şirketlerle çalışır.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
forex | forex |
need | gereken |
safety | güvenlik |
broker | broker |
most | çok |
or | veya |
business | iş |
first | ilk |
businesses | işletme |
license | lisans |
new | yeni bir |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
sonix | sonix |
proprietary | tescilli |
automated | otomatik |
transcript | transkripti |
transcription | transkripsiyon |
on the market | piyasadaki |
easy | kolay |
fast | hızlı |
is | olan |
most | en |
and | ve |
you need | ihtiyacınız |
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
organized | düzenli |
searchable | aranabilir |
sonix | sonix |
full | tam |
management | yönetimi |
system | sistemi |
smoothly | sorunsuz |
easily | kolayca |
data | veri |
provides | sağlar |
to | sağlamak |
a | bir |
running | için |
and | ve |
EN to Accept the things I cannot Change,
TR Değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek,
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
things | şeyleri |
EN the Courage to Change the things I Can,
TR Yapabileceğim Şeyleri Değiştirme Cesareti,
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
change | değiştirme |
EN We take things one day at a time.
TR Her gün bir şeyler alıyoruz.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
things | şeyler |
a | bir |
we | her |
day | gün |
EN These are things that in and of themselves do not constitute the addictive cycle, but that are consistently likely to bring up urges to go into our bottom lines
TR Bunlar, kendi içlerinde bağımlılık döngüsünü oluşturmayan, ancak sürekli olarak alt satırlarımıza girme dürtülerini ortaya çıkaran şeylerdir
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
bottom | alt |
cycle | döngü |
lines | olarak |
are | bunlar |
EN Committing things to paper gives you something concrete and reliable to look back on.
TR İşleri kağıda dökmek, size geriye dönüp bakabileceğiniz somut ve güvenilir bir şey verir.
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
gives | verir |
concrete | somut |
something | bir şey |
and | ve |
reliable | güvenilir |
to | şey |
EN I often liked to consume content of people doing things I would like to do in real life as well, and I would be so amazed by them
TR Gerçek hayatta da yapmak istediğim şeyleri yapan insanların içeriklerini sık sık tüketmeyi severdim ve onlara çok şaşırırdım
إنجليزي | اللغة التركية |
---|---|
real | gerçek |
life | hayatta |
things | şeyleri |
in | da |
people | insanlar |
often | sık |
and | ve |
them | onlara |
to | yapmak |
EN I was scared of failing and so I resorted to just consuming information about the activity, half-heartedly telling myself that I was doing that “in preparation” for when I would actually do all of these things one day.
TR Başarısız olmaktan korktum ve bu yüzden, gönülsüzce kendime, tüm bunları bir gün gerçekten yapacağım zamana “hazırlık” yaptığımı söyleyerek, etkinlik hakkında bilgi tüketmeye başvurdum.
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة