TR Bir sorununuz olduğunu bilmek bir şeydir, ancak sorunun etkisini azaltmanın bir yoluna sahip olmak tamamen farklı bir şeydir.
TR Bir sorununuz olduğunu bilmek bir şeydir, ancak sorunun etkisini azaltmanın bir yoluna sahip olmak tamamen farklı bir şeydir.
EN Knowing that you have an issue is one thing, but having a way to reduce the impact of the issue is an entirely different thing.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
etkisini | impact |
tamamen | entirely |
TR Ahrefs’in tescilli verileri, esas olarak platformu benzersiz kılan şeydir. Ancak size rakipleriniz üzerinde gerçek bir avantaj sağlayan birçok benzersiz özellik daha getirerek işleri bir adım ileri taşıyoruz.
EN Ahrefs’ proprietary data is what makes the platform unique in the first place. But we take things a step further by bringing you many unique features that give you a real edge over your competitors.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
tescilli | proprietary |
verileri | data |
platformu | platform |
gerçek | real |
özellik | features |
TR CHORUS kuruluşlara verdiği hizmetleri genişletmek için bir dizi yeni inisiyatife yol göstermektedir. Şu anda araştırma verileri de göz önünde bulundurulan bir şeydir - ancak halihazırda resmi bir deneme yoktur.
EN CHORUS is piloting a number of new initiatives to extend its services to institutions. Research data is something that is also being considered at this moment - although currently, there are no formal pilots.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
chorus | chorus |
hizmetleri | services |
yeni | new |
anda | moment |
araştırma | research |
verileri | data |
halihazırda | currently |
resmi | formal |
yoktur | no |
TR Tamir, hem üretici hem ekonomi hem de geri kalan herkes için iyi bir şeydir.
EN Repair is good for manufacturers, good for the economy, and good for the rest of us.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
tamir | repair |
ekonomi | economy |
iyi | good |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
olabildiğince | as possible |
temizlik | cleaning |
TR İşleri için logo tasarımına ihtiyaç duyan çok sayıda kullanıcınız varsa, bu Beyaz Etiket tam da ihtiyacınız olan şeydir
EN If you have many users who need a logo design for their businesses, this White Label is just what you need
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
beyaz | white |
etiket | label |
tam | just |
varsa | if |
tasarımı | design |
TR Yeni bir FOREX broker iseniz veya FOREX brokerlık işletmesi başlatmak istiyorsanız FOREX lisansı almak FOREX lisansı almak ilk yapmanız gereken şeydir çünkü birçok işletme güvenlik nedeniyle denetlenen şirketlerle çalışır.
EN If you're a new FOREX broker or looking to start a FOREX brokerage business, obtaining a FOREX license is one of the first things you will need to consider as most businesses prefer to work with a regulated entity for safety reasons.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
forex | forex |
broker | broker |
veya | or |
lisansı | license |
güvenlik | safety |
çalışır | work |
TR Paylaşılan bir gelen kutusu oluşturmak, işinizi hızlandırmak için ihtiyacınız olan her şeydir.
EN Create a shared inbox is everything you need to skyrocket your business.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
paylaşılan | shared |
oluşturmak | create |
olan | is |
TR Kültür, kim olduğumuz ve ortaya çıkarttığımız şeydir.
EN Culture is who we are and becomes what we create.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
kültür | culture |
kim | who |
ve | and |
TR WordPress ile yapılmış bir web sitesinin Domain adresini değiştirmek çoğu kişinin problem yaşadığı bir şeydir. Bu makalede domain değiştirme işlemini adım adım anlatacağız.
EN How to choose the correct domain name. Choose to be featured with a unique domain name.Keep your name easy to remember
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
domain | domain |
adı | name |
TR Her şeyden önce, herkes için yaşamı daha sağlıklı ve daha mutlu kılmak en iyi yaptığımız şeydir. Ve bunu, Swiss konukseverliği ve sağlık için Alplere özgü yaklaşımla yaparız.
EN After all, making life healthier and happier for everyone is what we do best. And, we do this through our Swiss hospitality and Alpine approach to well-being.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
sağlıklı | healthier |
yaptığımız | we do |
sağlık | well-being |
TR Aracımızı kullandıktan sonra renkli QR kodları oluşturmak kesinlikle takdir edeceğiniz bir şeydir. Basit bir renk değiştirme aracı ile kodun rengini ve arka planını tanımlayabilirsiniz.
EN Making colorful QR codes is something that you?d surely appreciate after using our tool. With a simple color-changing tool, you can define the color of code as well as the background.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
qr | qr |
basit | simple |
aracı | tool |
TR Kripto ticaret planınız veya stratejiniz, pazarda güvenli bir şekilde ticaret yapmanıza yardımcı olacak şeydir
EN Your Crypto trading plan or strategy is what will help you navigate through the market safely
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
kripto | crypto |
ticaret | trading |
veya | or |
şekilde | what |
planı | plan |
TR CHORUS kuruluşlara verdiği hizmetleri genişletmek için bir dizi yeni inisiyatife yol göstermektedir. Şu anda araştırma verileri de göz önünde bulundurulan bir şeydir - ancak halihazırda resmi bir deneme yoktur.
EN CHORUS is piloting a number of new initiatives to extend its services to institutions. Research data is something that is also being considered at this moment - although currently, there are no formal pilots.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
chorus | chorus |
hizmetleri | services |
yeni | new |
anda | moment |
araştırma | research |
verileri | data |
halihazırda | currently |
resmi | formal |
yoktur | no |
TR Kültür, kim olduğumuz ve ortaya çıkarttığımız şeydir.
EN Culture is who we are and becomes what we create.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
kültür | culture |
kim | who |
ve | and |
TR Tamir, hem üretici hem ekonomi hem de geri kalan herkes için iyi bir şeydir.
EN Repair is good for manufacturers, good for the economy, and good for the rest of us.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
tamir | repair |
ekonomi | economy |
iyi | good |
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
visme | visme |
işbirliği | collaborate |
güzel | beautiful |
tasarımları | designs |
paylaşmak | share |
olan | is |
TR İşleri için logo tasarımına ihtiyaç duyan çok sayıda kullanıcınız varsa, bu Beyaz Etiket tam da ihtiyacınız olan şeydir
EN If you have many users who need a logo design for their businesses, this White Label is just what you need
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
beyaz | white |
etiket | label |
tam | just |
varsa | if |
tasarımı | design |
TR Kutsal Gece’de dini ayine gitmek, çoğu kişinin kaçırmak istemediği bir şeydir.
EN Attending the Christmas service at midnight on Christmas Eve is a ritual that many would not like to miss.
TR Ekstralar, bir aracı tercih edip etmeyeceğinizi belirleyen faktör olmasa da, dikkate alınması gereken bir şeydir.
EN While extras may not be the deciding factor that will determine whether or not you opt for a tool, they’re something to consider.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
aracı | tool |
TR Sitenizde tam olarak neyin yanlış olduğunu ve SEO sıralamanızı neyin mahvettiğini merak ettiyseniz, web denetim aracı ihtiyacınız olan şeydir
EN If you’ve ever wondered exactly what’s wrong with your site and what’s ruining your SEO ranking, then the web audit tool is what you need
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
sitenizde | your site |
yanlış | wrong |
seo | seo |
denetim | audit |
aracı | tool |
TR Korkma, yüz yüze gelene kadar her şeydir
EN Fear is everything until you don’t face it
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
yüz | face |
kadar | until |
TR Veri güvenliği çok ciddiye aldığımız bir şeydir
EN Data safety is something we take very seriously
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
veri | data |
güvenliği | safety |
çok | very |
bir | something |
TR Yeni bir FOREX broker iseniz veya FOREX brokerlık işletmesi başlatmak istiyorsanız FOREX lisansı almak FOREX lisansı almak ilk yapmanız gereken şeydir çünkü birçok işletme güvenlik nedeniyle denetlenen şirketlerle çalışır.
EN If you're a new FOREX broker or looking to start a FOREX brokerage business, obtaining a FOREX license is one of the first things you will need to consider as most businesses prefer to work with a regulated entity for safety reasons.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
forex | forex |
broker | broker |
veya | or |
lisansı | license |
güvenlik | safety |
çalışır | work |
TR Uzun cevap muhtemelen kaşlarınızı kaldıracak bir şeydir;
EN The longer answer is probably something that will raise your eyebrows;
TR Bu yetkinlikler, profesyonel sosyal medya pazarlamacıları ve blog yazarlarının beklediği şeydir.
EN These capabilities are what professional social media marketers and bloggers have been waiting for.
TR Hostinger Premium veya Kurumsal web hosting planları tam olarak aradığınız şeydir. Planlarımız hakkında daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz.
EN You’ll find Hostinger Premium Shared or Business Shared web hosting plans to be exactly what you’re looking for. You’ll find more details about our plans here.
TR 1.500'den fazla şehirde teslimat ve kurye hizmeti sağlayan öncü bir uygulama için bağlantı her şeydir.
EN With a move to cloud telephony, part of Zoom’s unified communications platform, Green Bay’s staff have the ability...
TR Sigarayı bırakmak sağlığınız için yapabileceğiniz en iyi şeydir ve faydaları düşündüğünüzden daha erken başlar
EN Stopping smoking is the single best thing you can do for your health and the benefits start sooner than you might think
TR Hız her şeydir. Web sitenizin başarısını etkiler. Yıldırım hızında bir web site ile potansiyelinizi en üst düzeye çıkarın.
EN Speed is everything. It can make or break your website's success. Maximize your potential with a lightning-fast website.
TR Bu yetkinlikler, profesyonel sosyal medya pazarlamacıları ve blog yazarlarının beklediği şeydir.
EN These capabilities are what professional social media marketers and bloggers have been waiting for.
TR Bakıcı arketipi en iyi Rahibe Theresa ve Prenses Diana gibi kişiler tarafından temsil edilir. Bu iki kadın cömertlikleri ve her zaman başkalarını kendilerinin önüne koymalarıyla tanınırlar ki bu tam da Bakıcının yapmak istediği şeydir.
EN The Caregiver archetype is best represented by people like Mother Theresa and Princess Diana. These two women are known for their generosity and always putting others before them, which is exactly what the Caregiver desires to do.
TR Elsevier, finansörler, kuruluşlar ve yayıncılarla kurduğu ortaklıklar sayesinde finanse edilen araştırmaların içerik raporlarına kamusal erişimi mümkün kılan bir hizmet olan CHORUS'un kurucu üyelerindendir
EN Elsevier is a founding member of CHORUS, a service that enables public access to content reporting on funded research, through partnerships with funders, instituions and publishers
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
elsevier | elsevier |
içerik | content |
kamusal | public |
erişimi | access |
mümkün | that |
hizmet | service |
olan | is |
chorus | chorus |
TR Örneğin, biyomedikal literatürde rapor edilen kaynaklar (örn., antikorlar, model organizmalar ve yazılımlar) genellikle tekrarlanabilirlik veya yeniden kullanımı mümkün kılan yeterli detaydan yoksundur.
EN For example resources (e.g., antibodies, model organisms, and software) reported in the biomedical literature often lack sufficient detail to enable reproducibility or reuse.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
kaynaklar | resources |
model | model |
yazılımlar | software |
genellikle | often |
veya | or |
yeterli | sufficient |
TR Gerekli onayların elde edilmesini bu kadar zor kılan şey, sinyallerin tipik olarak tren operatörleri tarafından test edilebilmeleri için yıllar önce kurulmasıdır
EN What makes the necessary approvals so difficult to obtain is the fact that signals typically are installed years before train operators can test them
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
gerekli | necessary |
elde | obtain |
zor | difficult |
tren | train |
test | test |
TR Web sitesi aracımızı farklı kılan şeyin ne olduğunu mu merak ediyorsunuz? Web sitenizi Renderforest ile oluşturmanız için çok sayıda gerekçe var. Bunlardan bazılarını aşağıda sıraladık.
EN Wondering what makes our website builder unique? Here are a few of the reasons why you should create your website with Renderforest!
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
farklı | unique |
renderforest | renderforest |
TR Wanchain'i farklı kılan temel şey zincirler arası teknoloji ve gizlilik özellikleridir
EN Wanchain’s key differentiators are its cross-chain technology and privacy features
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
temel | key |
teknoloji | technology |
ve | and |
gizlilik | privacy |
TR Uyarlanabilir Decred'in yerleşik idari sistemi, mutabakat değişimlerinin yapılmasını ve proje seviyesi kararların alınmasını topluluğu bölen forkların önüne geçecek şekilde mümkün kılan yeni bir yol sunar.
EN Adaptable: Decred's built-in governance systems facilitates a new way of making consensus changes and project-level decisions that avoids community-splitting forks.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
uyarlanabilir | adaptable |
mutabakat | consensus |
proje | project |
seviyesi | level |
mümkün | that |
kararları | decisions |
TR BNB ücretleri, farklı geçmişlerden ve ekonomilerden daha geniş bir yatırımcı yelpazesinin katılımını mümkün kılan ek yükü önemli ölçüde azaltır.
EN BNB fees dramatically reduce the overhead which enables participation for a wider range of investors from different backgrounds and economies.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
bnb | bnb |
TR Onu yazılım geliştiricileri için popüler bir tercih kılan açık kaynaklı bir araç olmasıdır ve bu nedenle de birçok işletim sisteminin temelinde yer alır
EN The fact that it is an open source tool makes it a popular choice for software developers and is therefore at the base of many operating systems
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
yazılım | software |
popüler | popular |
tercih | choice |
açık | open |
araç | tool |
TR Almanya’nın başkenti tüm dünyadan insanları cezbediyor. Berlin’i bu kadar çekici kılan özellikleri açıklıyoruz.
EN The federal capital attracts people from all over the world to Germany. We explain what makes Berlin so attractive.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
almanya | germany |
tüm | all |
insanları | people |
berlin | berlin |
çekici | attractive |
TR Türkiye’de gençleri siyaset ve iş dünyası için daha da önemli kılan bir başka unsur ise sayıları
EN The proportion of young people in Turkish society is another factor that makes them even more important for politics and business
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
siyaset | politics |
önemli | important |
TR GameDAC’i diğer oyunculuk ses kartları ve karıştırıcıları arasında daha iyi kılan nedir?
EN What makes the GameDAC sound better than other gaming soundcards and mixers?
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
gamedac | gamedac |
oyunculuk | gaming |
ses | sound |
TR Marieke Reimann : Çeşitliliği Görünür Kılan Başyazar
EN Marieke Reimann – Editor-in-Chief who makes diversity visible
TR IoT?yi cazip kılan şey ise, olanak sağladığı çeşitli uygulamalardır
EN What makes IoT appealing is the various applications that it allows
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
şey | what |
çeşitli | various |
TR BNB ücretleri, farklı geçmişlerden ve ekonomilerden daha geniş bir yatırımcı yelpazesinin katılımını mümkün kılan ek yükü önemli ölçüde azaltır.
EN BNB fees dramatically reduce the overhead which enables participation for a wider range of investors from different backgrounds and economies.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
bnb | bnb |
TR Elsevier, finansörler, kuruluşlar ve yayıncılarla kurduğu ortaklıklar sayesinde finanse edilen araştırmaların içerik raporlarına kamusal erişimi mümkün kılan bir hizmet olan CHORUS'un kurucu üyelerindendir
EN Elsevier is a founding member of CHORUS, a service that enables public access to content reporting on funded research, through partnerships with funders, instituions and publishers
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
elsevier | elsevier |
içerik | content |
kamusal | public |
erişimi | access |
mümkün | that |
hizmet | service |
olan | is |
chorus | chorus |
TR Örneğin, biyomedikal literatürde rapor edilen kaynaklar (örn., antikorlar, model organizmalar ve yazılımlar) genellikle tekrarlanabilirlik veya yeniden kullanımı mümkün kılan yeterli detaydan yoksundur.
EN For example resources (e.g., antibodies, model organisms, and software) reported in the biomedical literature often lack sufficient detail to enable reproducibility or reuse.
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
kaynaklar | resources |
model | model |
yazılımlar | software |
genellikle | often |
veya | or |
yeterli | sufficient |
TR Onu yazılım geliştiricileri için popüler bir tercih kılan açık kaynaklı bir araç olmasıdır ve bu nedenle de birçok işletim sisteminin temelinde yer alır
EN The fact that it is an open source tool makes it a popular choice for software developers and is therefore at the base of many operating systems
اللغة التركية | إنجليزي |
---|---|
yazılım | software |
popüler | popular |
tercih | choice |
açık | open |
araç | tool |
يتم عرض 50 من إجمالي 50 ترجمة