TR Planlanmış aramaların %60'ı asla gerçekleşmez. Crisp, müşterilerle doğrudan iletişim kurmanıza olanak tanıyan sesli/görüntülü aramalar ekleyerek bu sorunu çözer. Harici eklenti gerekmez.
TR Planlanmış aramaların %60'ı asla gerçekleşmez. Crisp, müşterilerle doğrudan iletişim kurmanıza olanak tanıyan sesli/görüntülü aramalar ekleyerek bu sorunu çözer. Harici eklenti gerekmez.
EN 60% of scheduled calls never happen. Crisp solves this issue by including audio/video calls, which let you make direct contact with customers. No external plugin required.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
asla | never |
crisp | crisp |
doğrudan | direct |
iletişim | contact |
bu | this |
harici | external |
eklenti | plugin |
ın | of |
TR Planlanmış aramaların %60'ı asla gerçekleşmez. Crisp, müşterilerle doğrudan iletişim kurmanıza olanak tanıyan sesli/görüntülü aramalar ekleyerek bu sorunu çözer. Harici eklenti gerekmez.
EN 60% of scheduled calls never happen. Crisp solves this issue by including audio/video calls, which let you make direct contact with customers. No external plugin required.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
asla | never |
crisp | crisp |
doğrudan | direct |
iletişim | contact |
bu | this |
harici | external |
eklenti | plugin |
ın | of |
TR Ay'a seyahat hiç kolay değil. Gün be gün, santim santim ilerliyoruz. Gereğini yerine getirenlere, mücadelede kalanlara, asla ama asla pes etmeyenlere değer veriyoruz. Sabredeceğiz.
EN A ride to the moon is never smooth. We advance inch by inch, day by day. We value those who execute, who stay in the fight, who never, ever give up. We will persevere.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
a | a |
gün | day |
ama | we |
değer | value |
TR Oltalama girişimlerine karşı dikkatli olun, Ledger sizden 24 kelimelik kurtarma ifadenizi asla istemez. Onu asla kimseyle paylaşmayın. Daha fazla bilgi
EN Beware of phishing attacks, Ledger will never ask for the 24 words of your recovery phrase. Never share them. Learn more
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
ledger | ledger |
kurtarma | recovery |
asla | never |
bilgi | learn |
TR İlk bölümünün 1 Mayıs 1940'ta piyasaya çıkarılması planlanmış olsa da, savaş tehdidi Elsevier'in ansiklopediyi bir sır olarak tutmasına neden oldu
EN Although the first part was set to be released on the 1 May 1940, the threat of war caused Elsevier to keep the Encyclopaedia a secret
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
savaş | war |
elsevier | elsevier |
oldu | was |
bölümünü | part |
TR Örneğin, size bir müşteri adayı ile planlanmış bir geri aramayı hatırlatmak için Sohbet Hatırlatıcılarını kullanabilirsiniz.
EN For example, you can use Chat Reminders to remind you of a scheduled callback with a lead.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
size | you |
sohbet | chat |
TR Redis 5.0.5’den sonraki sürümlerde, otomatik yük devretme özellikli düğümler, tüm planlanmış işlemler için çevrimiçi yapılandırma değişiklikleri sağlar
EN On Redis 5.0.5 onwards, auto-failover enabled clusters provide online configuration changes for all planned operations
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
redis | redis |
tüm | all |
çevrimiçi | online |
yapılandırma | configuration |
değişiklikleri | changes |
sağlar | provide |
TR Örneğin, size bir müşteri adayı ile planlanmış bir geri aramayı hatırlatmak için Sohbet Hatırlatıcılarını kullanabilirsiniz.
EN For example, you can use Chat Reminders to remind you of a scheduled callback with a lead.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
size | you |
sohbet | chat |
TR Redis 5.0.5’den sonraki sürümlerde, otomatik yük devretme özellikli düğümler, tüm planlanmış işlemler için çevrimiçi yapılandırma değişiklikleri sağlar
EN On Redis 5.0.5 onwards, auto-failover enabled clusters provide online configuration changes for all planned operations
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
redis | redis |
tüm | all |
çevrimiçi | online |
yapılandırma | configuration |
değişiklikleri | changes |
sağlar | provide |
TR Otomatik planlanmış rapor teslimi
EN Automatic scheduled report delivery
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
otomatik | automatic |
rapor | report |
TR planlanmış görevlerini dilediğin zaman takvimde görüntüle.
EN display your scheduled tasks inside your calendar of choice.
TR Organik ve ücretli aramaların, yönlendirmelerin ve sosyal medyanın performansını değerlendirin
EN Evaluate performance of organic and paid search, referrals, and social media
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
organik | organic |
ve | and |
ücretli | paid |
ın | of |
TR <strong>Tıklamaların %’si</strong> — belirli bir anahtar kelime için yapılan aramaların yüzde kaçının arama sonuçlarında tıklama ile sonuçlandığını gösterir.
EN <strong>% of Clicks</strong> — shows what percentage of searches for a given keyword result in clicks on the search results.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
strong | strong |
gösterir | shows |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
arama | call |
merkezi | central |
TR Canlı sohbet yazılımımızla müşterileriniz, kutudan çıktığı anda gerçek zamanlı olarak görüntülü ve sesli aramaların keyfini çıkarabilir
EN With our live chat software, your customers can enjoy video and audio calls out of the box, in real time
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
canlı | live |
sohbet | chat |
gerçek | real |
keyfini | enjoy |
yazılımı | software |
TR Yerel aramaların artmasıyla yerel olarak hedef kitleye erişilebilir olmak işletmeler için giderek daha önemli hale geliyor
EN Local search requests are increasing, and being available locally is becoming more and more important for local businesses
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
erişilebilir | available |
işletmeler | businesses |
önemli | important |
TR Yerel aramaların giderek arttığı günümüzde, yerel olarak erişilebilir olmak daha da önemli hale geliyor
EN Local search queries are rising and being locally reachable is becoming more important
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
önemli | important |
TR Sitede geri-aramaların uygunluğunu kontrol eden yöntem.
EN Function called to determine the availability of a callback from the site.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
ın | of |
TR Organik ve ücretli aramaların, yönlendirmelerin ve sosyal medyanın performansını değerlendirin
EN Evaluate performance of organic and paid search, referrals, and social media
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
organik | organic |
ve | and |
ücretli | paid |
ın | of |
TR Masaüstü bilgisayarlarda yapılan aramaların yanı sıra mobil ve tablet cihazlardan anahtar kelime performansını izlemek için Ranktracker'ı kullanın
EN Use Ranktracker to track keyword performance from mobile and tablet devices as well as from searches done on desktop computers
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
masaüstü | desktop |
yanı | well |
mobil | mobile |
tablet | tablet |
ranktracker | ranktracker |
kullanın | use |
TR SERP denetleyicisi, belirli aramaların nasıl sonuçlanacağını analiz etmenizi sağlayan değerli bir araçtır
EN The SERP checker is a valuable tool that allows you to analyze how specific searches will turn out
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
serp | serp |
belirli | specific |
etmenizi | you to |
değerli | valuable |
TR Bu değişikliklerin amacı, belirli aramaların daha görsel sonuçlar vermesini sağlamaktır.
EN The goal of these changes is to ensure that specific searches provide more visual results.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
değişikliklerin | changes |
amacı | goal |
belirli | specific |
görsel | visual |
sonuçlar | results |
ın | of |
TR Google'ın MUM algoritması nihayetinde yayınlandığında, aramaların nasıl yapıldığına dair yaygın değişikliklere neden olacaktır.
EN When Google’s MUM algorithm is eventually released, it is going to result in widespread changes to how searches are conducted.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
arama | call |
merkezi | central |
TR Canlı sohbet yazılımımızla, müşterileriniz kutudan çıktığı anda gerçek zamanlı olarak görüntülü ve sesli aramaların keyfini çıkarabilir
EN With our live chat software, your customers can enjoy video and audio calls out of the box, in real time
TR Onarılabilecek ürünler onarılmalıdır. Yenilenmiş cep telefonları yeni birine satılabilir. Onarılan bilgisayarlar dijital uçurumu kapatır. Daha da iyisi, onarım işleri yereldir. Onlar asla yurtdışına sevk edilmeyecektir.
EN Products that can be repaired, should be repaired. Refurbished cell phones can be sold to someone new. Repaired computers bridge the digital divide. Even better, repair jobs are local. They won’t ever be shipped overseas.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
ürünler | products |
yeni | new |
onarım | repair |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
asla | never |
tıklayarak | by clicking |
politikası | policy |
TR Yabancı bir ana şirketimiz olmadığı için, yerli veya yabancı makamlardan gelen herhangi bir sahte veya diğer veri isteklerine asla uymayız
EN Since we have no foreign parent company, we never comply with any rogue or other data requests from either domestic or foreign authorities
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
diğer | other |
veri | data |
asla | never |
TR Başka bir kullanıcının önceden açık izni olmaksızın onun hesabını asla kullanmamalısınız
EN You shall never use another user's account without such other user's prior express permission
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
bir | such |
kullanıcının | user |
önceden | prior |
izni | permission |
onun | you |
hesabını | account |
TR Kişisel verileriniz asla depolanmaz
EN See your collectibles. Art & NFTs in one place
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
gerçek | real |
izleyin | track |
karşılaştırın | compare |
böylece | so |
alma | get |
asla | never |
fırsatı | opportunity |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
kredi | credit |
asla | never |
veya | or |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
sonuç | result |
asla | never |
ürün | product |
her | all |
kabul | accept |
TR Özel anahtarlarınız ve yedeklemeniz şifrelenir ve cihazınızdan asla ayrılmaz.
EN Your private keys and backup are encrypted and never leave your device.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
ve | and |
asla | never |
TR Özel anahtarlarınız şifrelenir ve asla cihazınızdan ayrılmaz. Yatırımlarınız tamamen kontrolünüz altındadır.
EN Your private keys are encrypted and never leave your device. You fully control your funds.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
ve | and |
asla | never |
tamamen | fully |
kontrolü | control |
TR Asla kimseyle paylaşmayın, hatta ekibimizin üyeleriyle bile!
EN Never share it with anybody, even the members of our team!
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
asla | never |
ekibimizin | our team |
ın | of |
TR Olumsuz olduğu için bir görüşü asla baskılamayız.
EN We’ll never suppress an opinion for being negative.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
olumsuz | negative |
asla | never |
TR İyi haberler hızlı, kötü haberler daha hızlı duyulur. Dürüstçe iletişim kurarız. En iyi kararlar, hızlı ve mümkün olan en iyi bilgilerle alınır. Asla tek başımıza mücadele etmeyiz.
EN Good news fast, bad news faster. We communicate honestly. The best decisions are made quickly and with the best information possible. We never struggle alone.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
haberler | news |
kötü | bad |
iletişim | communicate |
kararlar | decisions |
ve | and |
mümkün | possible |
asla | never |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
asla | never |
konuşulan | spoken |
gerçekten | truly |
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
eylem | action |
asla | never |
kim | who |
her | ll |
sorun | problem |
transkripti | transcript |
TR Gelenek 6: Bir ITAA grubu, para, mülkiyet ve prestij sorunları bizi birincil amacımızdan saptırmasın diye, ITAA adını hiçbir ilgili tesise veya dış kuruluşa asla onaylamamalı, finanse etmemeli veya ödünç vermemelidir.
EN Tradition 6: An ITAA group ought never endorse, finance, or lend the ITAA name to any related facility or outside enterprise, lest problems of money, property, and prestige divert us from our primary purpose.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
gelenek | tradition |
itaa | itaa |
grubu | group |
mülkiyet | property |
sorunları | problems |
birincil | primary |
ilgili | related |
dış | outside |
asla | never |
TR Gelenek 9: ITAA asla organize edilmemelidir, ancak hizmet ettikleri kişilere doğrudan sorumlu hizmet kurulları veya komiteleri oluşturabiliriz.
EN Tradition 9: ITAA as such, ought never be organized, but we may create service boards or committees directly responsible to those they serve.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
gelenek | tradition |
itaa | itaa |
asla | never |
organize | organized |
hizmet | service |
doğrudan | directly |
sorumlu | responsible |
veya | or |
TR Gelenek 10: ITAA'nın dış meseleler hakkında hiçbir fikri yoktur, bu nedenle ITAA adı asla kamu tartışmasına girmemelidir.
EN Tradition 10: ITAA has no opinion on outside issues, hence the ITAA name ought never be drawn into public controversy.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
gelenek | tradition |
itaa | itaa |
dış | outside |
adı | name |
asla | never |
kamu | public |
TR Bir profesörün bana güvendiği 1 araştırma makalesi asla geri çevrilmedi.
EN 1 research paper never turned in that a professor gave me credit for.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
bana | me |
araştırma | research |
asla | never |
TR Mücadele ettiğim şeyin derinliğini ve zihinsel hastalığımdan gerçek, yaşanmış özgürlüğü bulduğumda hissettiğim rahatlamayı asla hayal etmemiştim
EN I never imagined the depth of what I was struggling with, and the relief I?ve felt at finding real, lived freedom from my mental disease
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
ve | and |
zihinsel | mental |
gerçek | real |
asla | never |
TR * Bilgileriniz üçüncü taraflara asla satmayacağız.
EN * We will never sell your information to any third party.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
asla | never |
TR Potansiyel müşterileriniz veya müşterilerinizle olan takibi asla kaçırmayın
EN Never miss a follow-up with your leads or customers
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
müşterileriniz | customers |
veya | or |
asla | never |
TR Bir operatörü asla bilgisiz bırakmazsınız. Dahili Notlar her zaman açıktır.
EN You'll never leave an operator with no information. Internal Notes are up anytimes.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
asla | never |
dahili | internal |
notlar | notes |
her | ll |
TR Tüm Crisp planları, çoğu iş ihtiyacına uyacak şekilde tasarlanmıştır. Gelecekte Crisp için ödediğiniz tutarı asla artırmayacağımıza dair söz veriyoruz.
EN All Crisp plans have been designed to fit most business needs. We make a promise that we will never increase what you pay for Crisp in the future.
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
crisp | crisp |
uyacak | fit |
asla | never |
söz | promise |
TR Anahtarlar kullanıcının tarayıcısında saklanır ve asla bir sunucuya gönderilmez
EN Keys are stored in the user's browser and are never sent to a server
ቱሪክሽ | እንግሊዝኛ |
---|---|
asla | never |
sunucuya | server |
tarayıcısı | browser |
የ 50 የ 50 ትርጉሞችን በማሳየት ላይ