DE Alle Seiten, die es auf die erste Seite von Google geschafft haben, haben es nicht manuell geschafft. Sie haben es geschafft, indem sie recherchiert, ihre Konkurrenten im Auge behalten und ihre Website täglich verbessert haben.
በጀርመንኛ ውስጥ ያለው ፍለጋ ወደሚከተሉት ቱሪክሽ ቃላት/ሀረጎች ሊተረጎም ይችላል፡-
DE Alle Seiten, die es auf die erste Seite von Google geschafft haben, haben es nicht manuell geschafft. Sie haben es geschafft, indem sie recherchiert, ihre Konkurrenten im Auge behalten und ihre Website täglich verbessert haben.
TR Google'ın ilk sayfasına çıkan tüm sayfalar oraya manuel olarak ulaşmadı. Araştırma yaparak, rakiplerini izleyerek ve sitelerinde günlük olarak iyileştirmeler yaparak oraya ulaştılar.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
erste | ilk |
manuell | manuel |
täglich | günlük |
und | ve |
seite | sayfası |
alle | tüm |
DE Wir haben unser "Doge with Phemex" Twitter Giveaway abgeschlossen und hier sind die Ergebnisse! Wir haben ein paar Preise, die wir gerne an die Gewinner geben möchten, um unsere Wertschätzung für d……
TR Değerli kulanıcılar, Phemex, sizi “Race for Glory” Twitter etkinliğine davet ediyor! Amaç, yeni ürünlerimiz ve tekliflerimiz hakkında geniş kitlelere yaymak için özelleştirilmiş ……
DE “Als wir mit Crisp anfingen, haben wir sehr schnell gemerkt, dass wir damit ein neues Medium für die Kommunikation geschaffen haben.“
TR “Crisp'i kullanmaya başladığımızda, iletişim için yeni bir ortam yarattığını çok çabuk fark ettik.“
DE Wir haben beide Plattformen getestet und festgestellt, dass wir mit der Citrix Lösung für virtuelle Desktops die gleichen Funktionen nutzen können, die wir bisher in VMware Horizon View genutzt haben
TR İki platformdaki deneyimlerimize dayanarak, Citrix’in VMware Horizon View ile yaptıklarımızın yerini alabilecek bir sanal masaüstü çözümü sunduğunu söylemek bizim için kolaydı
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
virtuelle | sanal |
vmware | vmware |
lösung | çözümü |
für | için |
und | ile |
DE “Als wir mit Crisp anfingen, haben wir sehr schnell gemerkt, dass wir damit ein neues Medium für die Kommunikation geschaffen haben.“
TR “Crisp'i kullanmaya başladığımızda, iletişim için yeni bir ortam yarattığını çok çabuk fark ettik.“
DE Wir haben eine Kultur der Innovation geschaffen – Reevolver (das sind wir) entwickeln ständig neue Tools, damit sich Verbraucher äußern können, und verbessern die, die wir schon haben.
TR Bir yenilik kültürü yarattık. ?Reevolvers? (yani bizler), tüketicilerin kendilerini ifade etmesi için sürekli yeni araçlar yaratıyor ve elimizdekileri de geliştirmek için çalışıyoruz.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
innovation | yenilik |
wir | bizler |
ständig | sürekli |
neue | yeni |
tools | araçlar |
und | ve |
verbessern | geliştirmek |
DE Liebe Phemexer, um zu feiern, dass wir mehr als 5 Millionen Mitglieder rund um den Globus erreicht haben, sind wir mehr als stolz darauf, unsere Registrierung-Kampagne zu starten! Dafür haben wir ……
TR Sevgili Kullanıcılarımız, Karşınıza yeni bir etkinlikle çıkmaktan dolayı çok mutlu ve heyecanlıyız! 16 Eylül'den itibaren, sizin için hazırladığımız sınırsız sayıdaki n……
DE Wir haben unser "Doge with Phemex" Twitter Giveaway abgeschlossen und hier sind die Ergebnisse! Wir haben ein paar Preise, die wir gerne an die Gewinner geben möchten, um unsere Wertschätzung für d……
TR Sevgili Phemex Kullanıcıları İyi haberlerimiz var! Kullanıcılarımızın deneyimini geliştirmek ve topluluğumuza teşekkürlerimizi sunmak için, Phemex üyelik programı Mayıs’ta kapsam……
DE Sie sind die Verhaltensformen, bei denen wir, wenn wir anfangen, nicht wissen, wann wir aufhören werden, und wenn wir aufhören, können wir nicht "aufgehört bleiben", da wir früher oder später wieder damit anfangen
TR Sonuç olarak, başladığımızda ne zaman duracağımızı bilmediğimiz ve durduğumuzda duramayacağımız davranışlardır
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
und | ve |
früher | zaman |
DE Jetzt müssen wir nur noch die Menge der ETH eingeben, die wir tauschen wollen. Während wir das tun, erhalten wir eine Schätzung, wieviel DAI wir erhalten werden. Und wir sind startklar! Drücken Sie auf Swap.
TR Artık tek yapmamız gereken takas etmek istediğimiz ETH miktarını seçmek. Bunu yaparken, ne kadar DAI alacağımıza yönelik tahmini bir değer sunulacak. Ve artık hazırız! Swap'a (Takas Et) tıklayın.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
tauschen | takas |
eth | eth |
wollen | etmek |
während | yaparken |
und | ve |
jetzt | artık |
tun | ne |
müssen | gereken |
sind | bir |
DE Jedes Mal, wenn wir ein Keyword für Sie prüfen, verwenden wir einen neuen Proxy, und wir haben insgesamt über 20.000.000 Proxies, die wir nutzen können.
TR Sizin için bir anahtar kelimeyi her kontrol ettiğimizde yeni bir proxy kullanıyoruz ve toplamda 20.000.000'dan fazla proxy'den yararlanıyoruz.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
keyword | anahtar |
prüfen | kontrol |
proxy | proxy |
und | ve |
neuen | yeni |
DE „Mit Hilfe von Semrush haben wir jedes einzelne Marketing-Team innerhalb der Universität in die Lage versetzt, seinen Traffic zu verdoppeln, wie wir es für die zentralen Sites geschafft haben.“
TR Semrush yardımı ile, merkezi sitelerde yaptığımız gibi, üniversitedeki her bir pazarlama ekibi için trafiklerini ikiye katlama izni verdik. "
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
semrush | semrush |
zentralen | merkezi |
marketing | pazarlama |
team | ekibi |
mit | ile |
wie | gibi |
DE „Wir haben eine umfassende Content-Strategie entwickelt, um das organische Trafficpotenzial um 123 % zu erhöhen. Wir haben aktiv Semrush-Tools eingesetzt, um unsere Ziele zu erreichen.“
TR ''Potansiyel organik trafiği %123 kadar arttırmak için kapsamlı bir içerik stratejisi oluşturduk. Hedeflerimize ulaşmak için Semrush araçlarını aktif bir şekilde kullandık.''
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
organische | organik |
umfassende | kapsamlı |
content | içerik |
strategie | stratejisi |
semrush | semrush |
aktiv | aktif |
erreichen | ulaşmak |
eine | bir |
DE Wir haben uns verpflichtet, die Umwelt zu schützen und dafür zu sorgen, dass wir einen möglichst geringen Einfluss auf den Energieverbrauch haben
TR Doğayı koruma ve enerji tüketimi üzerinde mümkün olan en az düzeyde etkili olma konusunda taahhüdümüz bulunmaktadır
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
schützen | koruma |
möglichst | mümkün |
haben | olan |
und | ve |
zu | konusunda |
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
aber | bir |
social | sosyal medya |
DE Wir haben für dich das SteelSquad-Programm eingerichtet. Zu deinem und unserem Schutz haben wir die folgenden Teilnahmebedingungen stipuliert.
TR SteelSquad programını ve bu şartları ve koşulları hem sizi hem de bizi korumak için yaptık.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
schutz | korumak |
und | ve |
unserem | de |
DE „Mit Hilfe von Semrush haben wir jedes einzelne Marketing-Team innerhalb der Universität in die Lage versetzt, seinen Traffic zu verdoppeln, wie wir es für die zentralen Sites geschafft haben.“
TR Semrush yardımı ile, merkezi sitelerde yaptığımız gibi, üniversitedeki her bir pazarlama ekibi için trafiklerini ikiye katlama izni verdik. "
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
semrush | semrush |
zentralen | merkezi |
marketing | pazarlama |
team | ekibi |
mit | ile |
wie | gibi |
DE „Wir haben eine umfassende Content-Strategie entwickelt, um das organische Trafficpotenzial um 123 % zu erhöhen. Wir haben aktiv Semrush-Tools eingesetzt, um unsere Ziele zu erreichen.“
TR ''Potansiyel organik trafiği %123 kadar arttırmak için kapsamlı bir içerik stratejisi oluşturduk. Hedeflerimize ulaşmak için Semrush araçlarını aktif bir şekilde kullandık.''
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
organische | organik |
umfassende | kapsamlı |
content | içerik |
strategie | stratejisi |
semrush | semrush |
aktiv | aktif |
erreichen | ulaşmak |
eine | bir |
DE „Mit Hilfe von Semrush haben wir jedes einzelne Marketing-Team innerhalb der Universität in die Lage versetzt, seinen Traffic zu verdoppeln, wie wir es für die zentralen Sites geschafft haben.“
TR Semrush yardımı ile, merkezi sitelerde yaptığımız gibi, üniversitedeki her bir pazarlama ekibi için trafiklerini ikiye katlama izni verdik. "
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
semrush | semrush |
zentralen | merkezi |
marketing | pazarlama |
team | ekibi |
mit | ile |
wie | gibi |
DE „Wir haben eine umfassende Content-Strategie entwickelt, um das organische Trafficpotenzial um 123 % zu erhöhen. Wir haben aktiv Semrush-Tools eingesetzt, um unsere Ziele zu erreichen.“
TR ''Potansiyel organik trafiği %123 kadar arttırmak için kapsamlı bir içerik stratejisi oluşturduk. Hedeflerimize ulaşmak için Semrush araçlarını aktif bir şekilde kullandık.''
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
organische | organik |
umfassende | kapsamlı |
content | içerik |
strategie | stratejisi |
semrush | semrush |
aktiv | aktif |
erreichen | ulaşmak |
eine | bir |
DE „Mit Hilfe von Semrush haben wir jedes einzelne Marketing-Team innerhalb der Universität in die Lage versetzt, seinen Traffic zu verdoppeln, wie wir es für die zentralen Sites geschafft haben.“
TR Semrush yardımı ile, merkezi sitelerde yaptığımız gibi, üniversitedeki her bir pazarlama ekibi için trafiklerini ikiye katlama izni verdik. "
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
semrush | semrush |
zentralen | merkezi |
marketing | pazarlama |
team | ekibi |
mit | ile |
wie | gibi |
DE „Wir haben eine umfassende Content-Strategie entwickelt, um das organische Trafficpotenzial um 123 % zu erhöhen. Wir haben aktiv Semrush-Tools eingesetzt, um unsere Ziele zu erreichen.“
TR ''Potansiyel organik trafiği %123 kadar arttırmak için kapsamlı bir içerik stratejisi oluşturduk. Hedeflerimize ulaşmak için Semrush araçlarını aktif bir şekilde kullandık.''
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
organische | organik |
umfassende | kapsamlı |
content | içerik |
strategie | stratejisi |
semrush | semrush |
aktiv | aktif |
erreichen | ulaşmak |
eine | bir |
DE In dieser Hinsicht haben wir uns einen Vorteil verschafft, indem wir wichtige Marken wie Comodo SSL, Geotrust SSL, RegTrust SSL, Sectigo SSL und E-Tuğra SSL auf einer einzigen SSL-API gesammelt haben.
TR Comodo SSL, Symantec SSL, Digicert SSL, Sectigo SSL, Rapid SSL, Thawte SSL, Geotrust SSL, Etuğra SSL, Alpha SSL, Regtrust SSL, Symantech SSL, GlobalSign SSL gibi tüm büyük SSL markalarını tek SSL API üzerinde topladık.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
wichtige | büyük |
marken | markalar |
ssl | ssl |
api | api |
wie | gibi |
auf | üzerinde |
wir | tüm |
DE „Mit Hilfe von Semrush haben wir jedes einzelne Marketing-Team innerhalb der Universität in die Lage versetzt, seinen Traffic zu verdoppeln, wie wir es für die zentralen Sites geschafft haben.“
TR Semrush yardımı ile, merkezi sitelerde yaptığımız gibi, üniversitedeki her bir pazarlama ekibi için trafiklerini ikiye katlama izni verdik. "
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
semrush | semrush |
zentralen | merkezi |
marketing | pazarlama |
team | ekibi |
mit | ile |
wie | gibi |
DE „Wir haben eine umfassende Content-Strategie entwickelt, um das organische Trafficpotenzial um 123 % zu erhöhen. Wir haben aktiv Semrush-Tools eingesetzt, um unsere Ziele zu erreichen.“
TR ''Potansiyel organik trafiği %123 kadar arttırmak için kapsamlı bir içerik stratejisi oluşturduk. Hedeflerimize ulaşmak için Semrush araçlarını aktif bir şekilde kullandık.''
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
organische | organik |
umfassende | kapsamlı |
content | içerik |
strategie | stratejisi |
semrush | semrush |
aktiv | aktif |
erreichen | ulaşmak |
eine | bir |
DE „Mit Hilfe von Semrush haben wir jedes einzelne Marketing-Team innerhalb der Universität in die Lage versetzt, seinen Traffic zu verdoppeln, wie wir es für die zentralen Sites geschafft haben.“
TR Semrush yardımı ile, merkezi sitelerde yaptığımız gibi, üniversitedeki her bir pazarlama ekibi için trafiklerini ikiye katlama izni verdik. "
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
semrush | semrush |
zentralen | merkezi |
marketing | pazarlama |
team | ekibi |
mit | ile |
wie | gibi |
DE „Wir haben eine umfassende Content-Strategie entwickelt, um das organische Trafficpotenzial um 123 % zu erhöhen. Wir haben aktiv Semrush-Tools eingesetzt, um unsere Ziele zu erreichen.“
TR ''Potansiyel organik trafiği %123 kadar arttırmak için kapsamlı bir içerik stratejisi oluşturduk. Hedeflerimize ulaşmak için Semrush araçlarını aktif bir şekilde kullandık.''
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
organische | organik |
umfassende | kapsamlı |
content | içerik |
strategie | stratejisi |
semrush | semrush |
aktiv | aktif |
erreichen | ulaşmak |
eine | bir |
DE Hast du auch in deiner Heimat fotografiert? Ja, wir haben auch viel Natur und schöne Landschaften. Aber wir haben nicht so viele Burgen, mehr Wasserfälle (lacht).
TR Kendi ülkende de fotoğraf çekiyor muydun? Evet, bizde de çok doğa ve güzel manzaralar var. Ama bizde bu kadar çok kale yok, daha ziyade şelaleler var (gülüyor).
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
natur | doğa |
schöne | güzel |
ja | evet |
und | ve |
aber | ama |
viel | kadar |
auch | de |
nicht | yok |
DE Wir sind stolz auf die Produkte und ganz besonders darauf, was Sie mit ihnen geschaffen haben. Aber wir haben erkannt, dass das Portfolio komplex geworden ist.
TR Bu ürünlerle çok gurur duyuyoruz ve onlarla YAPTIKLARINIZDAN daha da gurur duyuyoruz. Ancak portföyün karmaşık hale geldiğinin farkındayız.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
stolz | gurur |
portfolio | portföy |
aber | ancak |
und | ve |
sie | onlarla |
dass | bu |
DE Wir sind stolz auf die Produkte und ganz besonders darauf, was Sie mit ihnen geschaffen haben. Aber wir haben erkannt, dass das Portfolio komplex geworden ist.
TR Bu ürünlerle çok gurur duyuyoruz ve onlarla YAPTIKLARINIZDAN daha da gurur duyuyoruz. Ancak portföyün karmaşık hale geldiğinin farkındayız.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
stolz | gurur |
portfolio | portföy |
aber | ancak |
und | ve |
sie | onlarla |
dass | bu |
DE Wir sind stolz auf die Produkte und ganz besonders darauf, was Sie mit ihnen geschaffen haben. Aber wir haben erkannt, dass das Portfolio komplex geworden ist.
TR Bu ürünlerle çok gurur duyuyoruz ve onlarla YAPTIKLARINIZDAN daha da gurur duyuyoruz. Ancak portföyün karmaşık hale geldiğinin farkındayız.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
stolz | gurur |
portfolio | portföy |
aber | ancak |
und | ve |
sie | onlarla |
dass | bu |
DE Es gibt zwar viele Funktionen, die wir in dieses SEO-Audit-Tool integriert haben, aber es gibt ein paar, von denen wir glauben, dass sie einen größeren Einfluss haben als die anderen
TR Bu SEO denetim aracına dahil ettiğimiz birçok özellik olsa da, diğerlerinden daha fazla etkiye sahip olduğuna inandığımız birkaç tanesi var
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
seo | seo |
audit | denetim |
funktionen | özellik |
in | da |
haben | sahip |
viele | çok |
dass | bu |
sie | birkaç |
einen | bir |
es | var |
DE Wir haben keine Abgaben oder Gebühren, aber wir haben Ausgaben
TR Masraflarımız olmasına rağmen hiçbir aidatımız veya ücretimiz yok
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
oder | veya |
aber | bir |
DE Wir haben dies als wesentlich empfunden – wir haben unsere Ausrutscher und Rückfälle nicht für uns behalten und dauerhafte Nüchternheit finden können
TR Bunu gerekli bulduk - kaymalarımızı ve tekrarlamalarımızı kendimize saklayamadık ve kalıcı bir ayıklık bulamadık
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
dauerhafte | kalıcı |
dies | bunu |
und | ve |
DE Wir haben ehrliche Beziehungen zu uns selbst und anderen erlebt und wir haben ein Gefühl von am Leben sein, in der Welt zu sein.
TR Kendimizle ve başkalarıyla dürüst ilişkiler yaşadık ve Hayatta olmak, dünyada olmanın.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
leben | hayatta |
welt | dünyada |
zu | olmak |
und | ve |
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
visme | visme |
präsentationen | sunumlar |
social | sosyal |
media | medya |
grafiken | grafikleri |
art | ile |
und | ve |
andere | diğer |
wir | her |
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
computer | bilgisayar |
visme | visme |
verfügung | hazır |
ja | evet |
videos | videoları |
plan | plan |
wenn | varsa |
auf | sonra |
und | ile |
DE Wenn wir ein Mädchen an der Bar treffen, unterhalten wir uns und kaufen Getränke, und niemand kann garantieren, dass wir uns in dieser Nacht hingelegt haben
TR Barda bir kızla tanıştığımızda, sohbet ediyoruz, ona içki ısmarlıyoruz ve kimse o gece yatabileceğimizi garanti edemez
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
niemand | kimse |
garantieren | garanti |
nacht | gece |
dieser | o |
und | ve |
DE Wenn wir uns wohl fühlen, können wir uns direkt an die Person wenden, die sich unangemessen verhalten hat, sie wissen lassen, wie wir uns durch ihr Verhalten gefühlt haben, und sie bitten, ihr Verhalten in Zukunft zu ändern.
TR Kendimizi rahat hissedersek, uygunsuz davranan kişiye doğrudan ulaşabilir, davranışlarının bize nasıl hissettirdiğini bildirebilir ve ileride davranışlarını değiştirmeleri için talepte bulunabiliriz.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
direkt | doğrudan |
unangemessen | uygunsuz |
wie | nasıl |
und | ve |
zu | için |
DE "Wir behalten nur das, was wir haben, indem wir es verschenken."
TR "Sahip olduğumuz şeyi ancak onu vererek saklarız."
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
das | şeyi |
haben | sahip |
es | onu |
DE Wenn wir problematische Verhaltensweisen loslassen, können wir Schwierigkeiten haben, mit dem Verlust fertig zu werden, von dem wir befürchten, dass er damit verbunden ist
TR Sorunlu davranışları bırakırken, dahil olabileceğinden korktuğumuz kayıpla yüzleşmek için mücadele edebiliriz
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
mit | dahil |
von | in |
zu | için |
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
guten | iyi |
wir glauben | inanıyoruz |
und | ve |
haben | olmak |
dass | gibi |
DE „Ich denke, wir können zusammenarbeiten, wenn wir eine besondere Herausforderung bei der Implementierung haben, für die wir eine Lösung finden müssen
TR Uygulama açısından daha önce görülmemiş bir zorluk yaşadığımızda bir çözüm bulmak için birlikte çalışabiliyoruz
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
implementierung | uygulama |
lösung | çözüm |
finden | bulmak |
die | önce |
eine | bir |
für | için |
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
erstellen | oluşturmak |
sozialen | sosyal |
neue | yeni |
animierte | animasyonlu |
in | da |
DE Wenn wir problematische Geräte und Verhaltensweisen loslassen, können wir Schwierigkeiten haben, uns mit dem Verlust abzufinden, von dem wir befürchten, dass er damit verbunden sein könnte
TR Sorunlu aygıtları ve davranışları bırakırken, dahil olabileceğinden korktuğumuz kayıpla yüzleşmek için mücadele edebiliriz
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
wenn | için |
und | ve |
DE Wir schreiben über alle Triebe, die wir haben, oder über nicht hilfreiche Verhaltensweisen, an denen wir teilhaben.
TR Sahip olduğumuz dürtüler veya meşgul olduğumuz yararsız davranışlar hakkında yazıyoruz.
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
haben | sahip |
über | hakkında |
oder | veya |
DE Um dem entgegenzuwirken, haben viele von uns es als hilfreich empfunden, eine Woche zu warten, bevor wir entscheiden, welches Label wir gegebenenfalls für unsere Erfahrung verwenden und ob wir unsere Tageszählung zurücksetzen möchten
TR Buna karşı koymak için çoğumuz, eğer varsa, deneyimimizi hangi etikete vereceğimize ve gün sayımızı sıfırlamak isteyip istemediğimize karar vermeden önce bir hafta beklemeyi yararlı bulduk
ጀርመንኛ | ቱሪክሽ |
---|---|
entscheiden | karar |
hilfreich | yararlı |
woche | hafta |
und | ve |
viele | bir |
የ 50 የ 50 ትርጉሞችን በማሳየት ላይ