TR Yaşadıklarını anlatmaları için onlara alan tanımalı, onlara inanmalı ve ırkçılığa karşı mücadelede onları desteklemeliyiz
"artırmak ve onlara" in Turks kan in die volgende Engels woorde/frases vertaal word:
TR Yaşadıklarını anlatmaları için onlara alan tanımalı, onlara inanmalı ve ırkçılığa karşı mücadelede onları desteklemeliyiz
EN We must give them the space to tell us about their experiences, we must believe them, and we must support them in their fight against racism
TR Konu hakkında çalışanların bilincini artırmak ve onlara editörler, kurul üyeleri ve hakemler arasında da farkındalığı daha fazla yayacak araçlar ve kaynaklar sunmak üzere dahili brifingler vermek
EN Issuing internal briefings to raise staff awareness of the subject and giving them tools and resources to further spread awareness among editors, board members and reviewers
Turks | Engels |
---|---|
konu | subject |
artırmak | raise |
editörler | editors |
üyeleri | members |
dahili | internal |
TR Verimliliği artıran ve önemli olan şeylere odaklanmanızı sağlayan bir araca ihtiyacınız var: sıralamalarınızı iyileştirmek, web sitesi trafiğini artırmak ve kârınızı artırmak.
EN You need a tool that boosts efficiency and allows you to focus on what matters: improving your rankings, boosting website traffic, and increasing profits.
Turks | Engels |
---|---|
verimliliği | efficiency |
önemli | matters |
sıralamalarınızı | your rankings |
iyileştirmek | improving |
TR Araştırmacıların yeni keşifler yapmalarına, meslektaşlarıyla işbirlikleri yapmalarına yardımcı oluruz ve finansman bulmak için ihtiyaç duydukları bilgileri onlara sağlarız
EN We help researchers to make new discoveries, collaborate with their colleagues and give them the knowledge they need to find funding
Turks | Engels |
---|---|
yeni | new |
finansman | funding |
ihtiyaç | need |
bilgileri | knowledge |
TR Bunu yapabilmeleri için Digital Commons'ı kullanarak onlara bulutta depolanan bir altyapı sağlamak suretiyle, tüm dünyadan 600 civarında araştırma kurumunu kendi açık erişim programlarını oluşturmaları için destekliyoruz
EN We support nearly 600 institutions around the globe to build their own open access programs by providing them with a cloud-hosted infrastructure to do so using Digital Commons
Turks | Engels |
---|---|
commons | commons |
bulutta | cloud |
altyapı | infrastructure |
açık | open |
erişim | access |
programları | programs |
TR Bu nedenle makaleleri bulmak ve onlara erişmek doktorlar için son derece önemlidir
EN Finding and accessing articles is therefore highly important for doctors
Turks | Engels |
---|---|
bulmak | finding |
TR Yeni bağlantı kurma fırsatlarını keşfedin, hedef web sitelerinde iletişim bilgilerini alın, onlara ulaşın ve kampanya ilerlemenizi takip edin.
EN Discover new link building opportunities, get contact information on target websites, reach out to them, and follow your campaign progress.
Turks | Engels |
---|---|
yeni | new |
bağlantı | link |
keşfedin | discover |
hedef | target |
bilgilerini | information |
ve | and |
kampanya | campaign |
takip | follow |
TR Onlara içeriğiniz hakkında bahsetmek için ilgili blogger ve gazetecilere e-posta yazmak.
EN Emailing relevant bloggers and journalists to tell them about your content.
TR Rakiplerinizin hangi anahtar kelimeler için sıralamada yer aldığını ve her bir anahtar kelimenin onlara ne kadar trafik gönderdiğini öğrenin.
EN Learn which keywords your competitors rank for, and how much traffic each keyword sends their way.
Turks | Engels |
---|---|
trafik | traffic |
öğrenin | learn |
TR 20 yılı aşkın bir süredir bulut mesajlaşma hizmeti sunduğumuzdan, bu tür tehditlere maruz kaldık ve yavaş yavaş onlara karşı savunmamızı mükemmelleştirdik
EN Over the more than 20 years that we have operated a cloud messaging service, we have been exposed to such threats, and have gradually perfected our defense against them
Turks | Engels |
---|---|
aşkın | over |
mesajlaşma | messaging |
hizmeti | service |
tehditlere | threats |
maruz | exposed |
TR Anneysen.com olarak, anne adayları ve anneler ile onlara ulaşmak isteyen marka ve firmaları tek bir platformda buluşturuyoruz
EN As Anneysen.com, we bring together mothers and mothers and brands and companies that want to reach them on a single platform
Turks | Engels |
---|---|
isteyen | want |
platformda | platform |
TR Etrafta yalnızca bir tamir dükkânı varsa, haliyle fiyatlar artar ve kalite düşer. Şirketlerin fiyatları yukarı çekip rekabeti azaltmak için her türlü sebebi var; onlara izin verme.
EN When there's only one repair shop around, prices go up and quality goes down. Companies have every incentive to drive up prices and drive down competition. Don’t let them.
Turks | Engels |
---|---|
tamir | repair |
kalite | quality |
yukarı | up |
rekabeti | competition |
TR Daha sonra Caustic Cause adlı gruptan gelen Eric Sandin onlara katılmıştır ve böylece grubun ilk hali ortaya çıkmıştır
EN They have released 14 full-length studio albums, 15 EPs, 2 live albums, and many 7" singles
Turks | Engels |
---|---|
ve | and |
TR Gerçek hayatta da yapmak istediğim şeyleri yapan insanların içeriklerini sık sık tüketmeyi severdim ve onlara çok şaşırırdım
EN I often liked to consume content of people doing things I would like to do in real life as well, and I would be so amazed by them
Turks | Engels |
---|---|
gerçek | real |
onlara | them |
ın | of |
insanları | people |
TR Bu programda bir ay geçirdikten sonra, birkaç üyenin daha genel internet kullanımları üzerinde çalıştığını duydum ve onlara katılmak istedim
EN After a month in this program, I heard about a few other members working on their general internet usage, and I asked to join them
Turks | Engels |
---|---|
bu | this |
ay | month |
genel | general |
internet | internet |
katılmak | join |
TR Ekibinizin projelerinizle ilgili tüm adımları görmesine olanak sağlayın. Hedeflerine ulaşmaları için işlerini planlayarak, koordineli çalışmaları konusunda onlara yardımcı olun. Böylece kurum kültürünüzü güçlendirin.
EN Empower your team to plan projects, coordinate work, and hit their goals. Give them full visibility into what's next so all your team members stay on the same page.
Turks | Engels |
---|---|
ekibinizin | your team |
hedeflerine | goals |
olun | stay |
böylece | so |
TR Anahtar kelimeleri silin ve panoya kopyalayın, onlara bir hedef URL ve bir grup atayın.
EN Delete and copy keywords to the clipboard; assign them a target URL and a group.
Turks | Engels |
---|---|
anahtar | keywords |
hedef | target |
url | url |
grup | group |
TR Zapier ve iş akışınızı otomatikleştirin. Zapier , harici hizmetlere bağlanmanıza ve onlara Crisp olayları beslemenize izin verir.
EN Plug Crisp to Zapier, and automate your workflow. Zapier lets you connect to external services and feed them Crisp events.
Turks | Engels |
---|---|
zapier | zapier |
ve | and |
harici | external |
crisp | crisp |
olayları | events |
TR İstek listemizde en çok oy alan cihazı öğrencilerimizin ellerine teslim edeceğiz ve onlara bu tamiri başarılı bir şekilde gerçekleştirmeleri için hangi aletler gerekiyorsa hepsini sağlayacağız
EN We’ll purchase the top-ranked device on your wish list, get it into the hands of a student team, and outfit them with the tools they’ll need to successfully complete the project
Turks | Engels |
---|---|
cihazı | device |
başarılı | successfully |
aletler | tools |
TR Sitenizde yaptığınız her değişiklik MySQL veritabanında kaydedilir ve sitenizi her ziyaretçi ziyaret ettiğinde veritabanındaki içerik onlara sunulur.
EN Any change you make in your site saves in the MySQL database and the content in the database is presented to visitors when visiting your site.
Turks | Engels |
---|---|
her | any |
değişiklik | change |
mysql | mysql |
ve | and |
ziyaretçi | visitors |
ziyaret | visiting |
içerik | content |
TR Ayrıca mevcut sorulara yanıtlar bulunduran geniş bilgi tabanına ve yeni müşterileri düşünerek onlara yardım etmek ve Atak Domain planlarından en yüksek verimi alabilmeleri için hazırlanmış birçok makalemiz bulunmakta
EN Furthermore, there are a range of papers related to frequently asked questions which form a broad base of knowledge to help new customers and get the most efficiency of Atak Domain plans
Turks | Engels |
---|---|
ayrıca | furthermore |
geniş | broad |
bilgi | knowledge |
yeni | new |
müşterileri | customers |
domain | domain |
TR Onlara Sonix'ten bahsedersen çok seviniriz!
EN We'd appreciate it if you tell them about Sonix!
Turks | Engels |
---|---|
sonix | sonix |
TR Müşterilerinizi en iyi olduğunuza ikna etmek için USP'nizi kullanın. Onlara neden diğer markalar yerine şirketinizi seçmeleri gerektiğini, ürününüzün hangi sorunu çözdüğünü ve ne gibi avantajları olduğunu anlatın.
EN Use your USP to convince your customers that you're the best. Tell them why they should choose your company over other brands, what problem your product is solving and what advantages it has.
Turks | Engels |
---|---|
kullanın | use |
diğer | other |
markalar | brands |
sorunu | problem |
TR Sizin için son derece esnek olan Ovation Rewards onlara özel destinasyonlara kaçacakları ve uzun süre sevgiyle anacakları deneyimler sunacaktır.
EN Superbly flexible for you, Ovation Rewards will whisk them away to destinations and experiences they will long cherish.
Turks | Engels |
---|---|
esnek | flexible |
uzun | long |
deneyimler | experiences |
TR Fiziksel veya zihinsel yeteneklerine Web’i kullanmak için nedenine veya kullandığı cihaza bakılmaksızın, tüm kullanıcıların onlara sunabileceğimiz en iyi hizmete hakları olduğuna inanıyoruz.
EN We believe that all users, regardless of their physical or mental ability, device or reason for using the Web, are entitled to benefit from the best service that we can offer them.
Turks | Engels |
---|---|
fiziksel | physical |
zihinsel | mental |
cihaza | device |
hizmete | service |
inanıyoruz | we believe |
TR Kim olduğumuzun ve yaptığımız her şeyin merkezinde başkalarını ağırlamak, korumak ve onlara özen göstermek yer alır
EN Welcoming, safeguarding and taking care of others is at the very heart of what we do and who we are
Turks | Engels |
---|---|
kim | who |
ve | and |
yaptığımız | we do |
onlara | the |
TR Birisine gerçekten özel bir hediye vermek istiyorsanız, onlara Swissotel'deki kaliteli anları yaşatın.
EN If you want to give someone something really special, treat them to some moments of quality at Swissotel.
Turks | Engels |
---|---|
gerçekten | really |
özel | special |
istiyorsanız | if you want |
swissotel | swissotel |
kaliteli | quality |
anları | moments |
TR Android cihazınız onlara her eriştiğinde uygulama indirmelerini ve yüklemelerini virüslere ve tehditlere karşı kontrol edin.
EN Check app downloads & installs for viruses and threats each time your Android device accesses them.
Turks | Engels |
---|---|
android | android |
uygulama | app |
ve | and |
virüslere | viruses |
tehditlere | threats |
TR Verilerimizi hiçbir zaman üçüncü taraflarla paylaşmayacağız veya onlara satmayacağız, ayrıca işimizde bunu yapmıyoruz
EN We will never share or sell our data with third parties and are not in the business of doing this
Turks | Engels |
---|---|
veya | or |
hiçbir zaman | never |
bir | and |
TR Örgütlerin ihtiyaç duyduğu konularda onlara destek vermek amacıyla kurgulanan STÖ Kaynak Merkezi’nde özelleştirilmiş bir teknik destek başlığı olarak Örgütsel Koçluk Programı da yürütülüyor.
EN In CSO Resource Centre, designed to provide support to organizations in regards to topics for which they have need of assistance, also the "Organizational Coaching Program" is conducted as a specialized technical support component.
Turks | Engels |
---|---|
ihtiyaç | need |
konularda | topics |
vermek | provide |
merkezi | centre |
teknik | technical |
programı | program |
TR Her yerdeki radyo istasyonları gezegenimizde mümkün olduğunca çok insana ulaşarak onlara hedeflerin mesajını iletme konusundaki misyonumuza destek veriyorlar
EN Radio stations everywhere are joining us in our mission to spread the message of the goals to as many people as possible on the planet
Turks | Engels |
---|---|
radyo | radio |
mümkün | possible |
onlara | the |
ın | of |
TR Başarımız, kendi işlerini başlatan ve ürünlerimizi satan milyonlarca insan çabasının direkt sonucudur. Buna karşılık, onlara başarmaları için ihtiyaçları olan tüm araç ve kaynakları sağlıyoruz.
EN Our success is the direct result of the millions of people who start their own business and sell our products. In turn, we work to provide them with all the tools and resources they need to succeed.
Turks | Engels |
---|---|
insan | people |
ihtiyaçları | need |
tüm | all |
araç | tools |
kaynakları | resources |
TR Müşteriler bu çabayı, güncellemenin onlara sunabileceği veya sunamayabileceği özellikler ve fonksiyonellik seti ile dengeler
EN Customers balance this effort with the set of features and functionality that the upgrade may or may not bring them
Turks | Engels |
---|---|
müşteriler | customers |
özellikler | features |
seti | set |
TR Bir sonraki en iyi eylem için onlara açık ve doğru iç görüler sunarak
EN Guiding them with clear and accurate insights for the best next action
Turks | Engels |
---|---|
eylem | action |
açık | clear |
TR Ayrıca içinde yaşadığımız ve iş yaptığımız topluluklarla iletişim kurar ve onlara yatırım yaparız
EN We also engage and invest in the communities where we live and work
Turks | Engels |
---|---|
ayrıca | also |
ve | and |
onlara | the |
yatırım | invest |
TR Maersk için çalışmak eğlenceli, bilgilendirici ve ödüllendirici bir deneyim olabilir. Açık iş pozisyonlarını keşfedin, onlara nasıl başvurabileceğinizi öğrenin ve Maersk'te kariyer olanakları hakkında ayrıntılı bilgi edinin.
EN Working for Maersk can be a fun, insightful and a rewarding experience. Discover job vacancies, find out how to apply to them, and learn more about careers at Maersk.
Turks | Engels |
---|---|
maersk | maersk |
eğlenceli | fun |
olabilir | can |
onlara | them |
kariyer | careers |
TR SendPulse hesabınızdaki posta listeleri müşterilerin telefon numaralarını içeriyorsa ve onlara SMS kampanyaları gönderiyorsanız, alıcıları cep telefonu numaralarına göre segmentlere ayırma seçeneğiniz olacaktır.
EN If mailing lists in your SendPulse account contain clients' phone numbers and you are sending SMS-campaigns to them, there is an option to segment recipients according to their mobile phone numbers.
Turks | Engels |
---|---|
posta | sending |
listeleri | lists |
müşterilerin | clients |
ve | and |
sms | sms |
hesabını | account |
TR Zirai ilaçlarda, genellikle aditiflerden başka zirai ilaca istenen özellikleri kazandıran bir veya birden fazla etken madde bulunur. Bunlar bitkileri veya bitkisel ürünleri onlara zarar verebilen organizmalardan korur.
EN Aside from additives, pesticides usually consist of one or more active substances which give the pesticide the desired properties. They protect plants or plant products from organisms that harm them.
Turks | Engels |
---|---|
genellikle | usually |
özellikleri | properties |
ürünleri | products |
zarar | harm |
korur | protect |
TR Moroğlu Arseven; onlara bu süreçleri yönetmeleri konusunda rehberlik eder.
EN Clients include local as well as international entities, such as lenders, investors, contractors, subcontractors, operators and technical advisors.
TR Moroğlu Arseven, dünyanın farklı ülkelerinde, farklı ekiplerle çalışma yapmak ve onlara liderlik etmek konusunda son derece deneyimlidir
EN Moroğlu Arseven’s dispute specialists often work closely with other practice areas, to draft tailored dispute resolution clauses and establish robust mediation and arbitration procedures
Turks | Engels |
---|---|
arseven | arseven |
farklı | other |
çalışma | work |
TR Bu şekilde, ilk mobil uygulama projeleri için muazzam miktarda zaman ve paradan tasarruf edeceklerdi. Büyük şirketlerin teknoloji çalışanları çoğu zaman uygulama oluşturucu desteğimizle iletişime geçer ve onlara yardım etmeyi severiz.
EN This way they would save a tremendous amount of time and money for their first mobile app project. Most of the time tech people of big companies contact our app builder support, and we love to help them.
Turks | Engels |
---|---|
şekilde | way |
ilk | first |
mobil | mobile |
miktarda | amount |
tasarruf | save |
şirketlerin | companies |
teknoloji | tech |
oluşturucu | builder |
iletişime | contact |
TR Bir birinden ayrı abonelikler ile her markanızı, onlara ait sosyal medya kanallarını, ilgili kişileri ve içerikleri ayrı ayrı yönetebilirsiniz.
EN Each subscription has its own users, permissions, channels, and content.
Turks | Engels |
---|---|
kanalları | channels |
TR Kesinlikle! Farklı çalışma alanlarına farklı ekip arkadaşınızı davet edebilir ve onlara ayrı ayrı yetkiler verebilirsiniz. Dafa fazla bilgi.
EN Absolutely! You can invite multiple colleagues to your workspace and assign them different roles. Learn more.
Turks | Engels |
---|---|
kesinlikle | absolutely |
davet | invite |
edebilir | can |
ve | and |
bilgi | learn |
TR Çağrılar, JivoChat uygulamasında sohbetlerle entegre olur; böylece müşterilerle telefonda konuşurken, onlara sohbette mesajlar veya belgeler gönderebilirsiniz
EN Callback works with chat so that you can take a call and recommend a product while sending documents, attachments, and links to your visitors
Turks | Engels |
---|---|
olur | can |
belgeler | documents |
TR Zapier ve iş akışınızı otomatikleştirin. Zapier , harici hizmetlere bağlanmanıza ve onlara Crisp olayları beslemenize izin verir.
EN Plug Crisp to Zapier, and automate your workflow. Zapier lets you connect to external services and feed them Crisp events.
Turks | Engels |
---|---|
zapier | zapier |
ve | and |
harici | external |
crisp | crisp |
olayları | events |
TR Müşterilerinizi en iyi olduğunuza ikna etmek için USP'nizi kullanın. Onlara neden diğer markalar yerine şirketinizi seçmeleri gerektiğini, ürününüzün hangi sorunu çözdüğünü ve ne gibi avantajları olduğunu anlatın.
EN Use your USP to convince your customers that you're the best. Tell them why they should choose your company over other brands, what problem your product is solving and what advantages it has.
Turks | Engels |
---|---|
kullanın | use |
diğer | other |
markalar | brands |
sorunu | problem |
TR Araştırmacıların yeni keşifler yapmalarına, meslektaşlarıyla işbirlikleri yapmalarına yardımcı oluruz ve finansman bulmak için ihtiyaç duydukları bilgileri onlara sağlarız
EN We help researchers to make new discoveries, collaborate with their colleagues and give them the knowledge they need to find funding
Turks | Engels |
---|---|
yeni | new |
finansman | funding |
ihtiyaç | need |
bilgileri | knowledge |
TR Bu nedenle makaleleri bulmak ve onlara erişmek doktorlar için son derece önemlidir
EN Finding and accessing articles is therefore highly important for doctors
Turks | Engels |
---|---|
bulmak | finding |
TR Bunu yapabilmeleri için Digital Commons'ı kullanarak onlara bulutta depolanan bir altyapı sağlamak suretiyle, tüm dünyadan 600 civarında araştırma kurumunu kendi açık erişim programlarını oluşturmaları için destekliyoruz
EN We support nearly 600 institutions around the globe to build their own open access programs by providing them with a cloud-hosted infrastructure to do so using Digital Commons
Turks | Engels |
---|---|
commons | commons |
bulutta | cloud |
altyapı | infrastructure |
açık | open |
erişim | access |
programları | programs |
TR Anahtar kelimeleri silin ve panoya kopyalayın, onlara bir hedef URL ve bir grup atayın.
EN Delete and copy keywords to the clipboard; assign them a target URL and a group.
Turks | Engels |
---|---|
anahtar | keywords |
hedef | target |
url | url |
grup | group |
Wys 50 van 50 vertalings