NL Cryptografie wordt door uw browser gedaan. U wordt beschermd door de Belgische wet. Derden krijgen geen toegang tot uw data.
NL Cryptografie wordt door uw browser gedaan. U wordt beschermd door de Belgische wet. Derden krijgen geen toegang tot uw data.
TR Şifreleme tarayıcınız tarafından yapılır. Belçika kanunları tarafından korunuyorsunuz. Verilerinize üçüncü taraf erişimi yok.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
browser | tarayıcı |
toegang | erişimi |
derden | üçüncü |
NL Volg via heldere statistieken en vergelijkingen de betrokkenheid van leden en hoe goed een evenement het gedaan heeft. Ontdek wat werkt voor jouw community zodat je je outreach-activiteiten kunt optimaliseren.
TR Kilit ölçümler ve karşılaştırmalarla üye katılımını ve etkinlik performansını izleyin. En iyi imkanları sunabilmek için topluluklarınızı harekete geçiren şeyleri öğrenin.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
volg | izleyin |
en | ve |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
daarom | bu yüzden |
en | ve |
meest | en |
cloud | bulut |
NL Klanten vinden het fijn als hun producten snel kunnen worden gerepareerd—of ze dat nu zelf doen of dat het wordt gedaan in een lokale reparatiewinkel.
TR Müşteriler, eşyalarının hızlıca tamir edilmesine bayılır; bunu ister kendileri yapsınlar ister yerel bir tamirhane.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
klanten | müşteriler |
of | ister |
lokale | yerel |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
goed | iyi |
en | ve |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
online | online |
zoom | zoom |
sonix | sonix |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
sonix | sonix |
online | çevrimiçi |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
online | online |
sonix | sonix |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
sonix | sonix |
online | çevrimiçi |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
online | online |
vergadering | toplantı |
sonix | sonix |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
sonix | sonix |
skype | skype |
online | çevrimiçi |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
online | online |
sonix | sonix |
webex | webex |
NL Met Fastreel kan iedereen video's maken en bewerken, zelfs als je het nog nooit eerder hebt gedaan
TR Fastreel, daha önce hiç tecrübesi olmasa bile herkesin video oluşturmasını ve düzenlemesini sağlar
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
iedereen | herkesin |
video | video |
en | ve |
nooit | hiç |
NL Ik vind de task builder heel leuk en het maakt het heel duidelijk voor de tester wat hij moet doen. Goed gedaan! Ik ben er compleet van onder de indruk!
TR Görev oluşturma alanını ve test katılımcısının ne yapması gerektiğini son derece açık hale getirmesini gerçekten beğendim. Teşekkürler! Çok şaşırdım ve etkilendim!
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
en | ve |
moet | gerektiğini |
NL Je kunt bijvoorbeeld een screenervraag maken waarin wordt gevraagd of de testers onlangs producten van je branche hebben gekocht en hen alleen toestaan om jouw test af te leggen als ze dat hebben GEDAAN.
TR Örneğin, bir eleme sorusu hazırlayarak test katılımcılarının yakın zamanda sizin sektörünüzden herhangi bir ürün satın alıp almadığını sorabilir ve sadece satın alan kullanıcıların teste girmesine izin verebilirsiniz.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
branche | sektör |
gekocht | satın |
en | ve |
test | test |
als | zamanda |
producten | ürün |
NL Toekomstgerichte verklaringen in persberichten van Citrix op deze Website worden gedaan in overeenstemming met de safe harbor-bepalingen van Sectie 21E van de Securities Exchange Act van 1934
TR Bu Web Sitesindeki Citrix basın bültenlerinde verilen ileriye dönük beyanlar 1934 Menkul Kıymetler Borsa Kanunu, Madde 21E güvenli liman hükümleri uyarınca yapılmaktadır
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
website | web |
citrix | citrix |
NL We zijn een team, en dat zou ook uit je handleiding moeten blijken. Je toon straalt meer verbinding en autoriteit uit, als je uitdrukkingen zoals "Ik heb dit gedaan" vermijdt in je handleidingen.
TR Ekipte "ben" diye bir şey yoktur ve sizin yazımınızda da olmamalıdır. Kılavuzlarınızda "ben bunu yaptım" diye ifadeler kullanmaktan kaçınırsanız, daha otoriter bir tona sahip olursunuz.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
microsoft | microsoft |
vergadering | toplantı |
sonix | sonix |
teams | teams |
online | çevrimiçi |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
online | online |
sonix | sonix |
NL Maar nu ik deze treinreis een tiental keer heb gedaan, zou ik het ten zeerste aanbevelen als een geweldige manier om te reizen tussen Amsterdam en Parijs.
TR Ancak bu tren yolculuğunu bir düzine kadar kez yaptım, Amsterdam ve Paris arasında seyahat etmenin harika bir yolu olarak şiddetle tavsiye ederim.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
keer | kez |
geweldige | harika |
manier | yolu |
reizen | seyahat |
en | ve |
parijs | paris |
NL Dat ligt aan jou! Je ontvangt een commissie op de verkoop van elk SteelSeries-product die wordt gedaan via je specifieke links.
TR Bu size bağlı! Belirli bağlantılarınızla yapılan her SteelSeries ürün satışı için komisyon alacaksınız.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
commissie | komisyon |
specifieke | belirli |
product | ürün |
NL Mis nooit een deadline. Visualiseer eenvoudig belangrijke datums en mijlpalen, en stel afhankelijkheden in voor je projecten om ervoor te zorgen dat alles op tijd gedaan wordt.
TR Asla bir teslim tarihini kaçırmayın. Her şeyin zamanında yapıldığından emin olmak için önemli tarihleri, kilometre taşlarını kolayca görselleştirin ve projeleriniz için bağımlılıkları ayarlayın.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
nooit | asla |
en | ve |
zorgen | emin olmak |
tijd | zaman |
wordt | olmak |
belangrijke | önemli |
NL Klanten vinden het fijn als hun producten snel kunnen worden gerepareerd—of ze dat nu zelf doen of dat het wordt gedaan in een lokale reparatiewinkel.
TR Müşteriler, eşyalarının hızlıca tamir edilmesine bayılır; bunu ister kendileri yapsınlar ister yerel bir tamirhane.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
klanten | müşteriler |
of | ister |
lokale | yerel |
NL Met Fastreel kan iedereen video's maken en bewerken, zelfs als je het nog nooit eerder hebt gedaan
TR Fastreel, daha önce hiç tecrübesi olmasa bile herkesin video oluşturmasını ve düzenlemesini sağlar
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
iedereen | herkesin |
video | video |
en | ve |
nooit | hiç |
NL Maar nu ik deze treinreis een tiental keer heb gedaan, zou ik het ten zeerste aanbevelen als een geweldige manier om te reizen tussen Amsterdam en Parijs.
TR Ancak bu tren yolculuğunu bir düzine kadar kez yaptım, Amsterdam ve Paris arasında seyahat etmenin harika bir yolu olarak şiddetle tavsiye ederim.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
keer | kez |
geweldige | harika |
manier | yolu |
reizen | seyahat |
en | ve |
parijs | paris |
NL Begrepen! Onze boekingsmanager neemt binnen een uur contact met je op. Gedaan Ontdek live aanbiedingen
TR Anladım! Rezervasyon yöneticimiz bir saat içinde sizinle iletişime geçecektir. Bitti Canlı Teklifleri Keşfedin
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
uur | saat |
contact | iletişime |
ontdek | keşfedin |
live | canlı |
NL De meest efficiënte manier om een auto te boeken, gedaan in slechts een paar klikken.
TR Bir araba rezervasyonu için en etkili yöntem, sadece birkaç tıklamayla yapılır.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
meest | en |
auto | araba |
boeken | rezervasyonu |
NL Toyota was de eerste autofabrikant ter wereld die meer dan 10 miljoen voertuigen per jaar produceerde, wat het sinds 2012 heeft gedaan
TR Toyota, 2012'den beri yaptığı ve yılda 10 milyondan fazla araç üreten dünyanın ilk otomobil üreticisiydi
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
toyota | toyota |
eerste | ilk |
wereld | dünyanın |
miljoen | milyondan |
voertuigen | araç |
NL Volg via heldere statistieken en vergelijkingen de betrokkenheid van leden en hoe goed een evenement het gedaan heeft. Ontdek wat werkt voor jouw community zodat je je outreach-activiteiten kunt optimaliseren.
TR Kilit ölçümler ve karşılaştırmalarla üye katılımını ve etkinlik performansını izleyin. En iyi imkanları sunabilmek için topluluklarınızı harekete geçiren şeyleri öğrenin.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
volg | izleyin |
en | ve |
NL Verbind monday.com met al je favoriete tools en krijg meer werk gedaan. Integreer Slack, Dropbox, Adobe Creative Cloud en meer.
TR monday.com'u tüm favori araçlarınızla bağlayın ve daha fazla iş yapın. Slack, Dropbox, Adobe Creative Cloud ve daha fazlasını entegre edin.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
favoriete | favori |
en | ve |
integreer | entegre |
adobe | adobe |
cloud | cloud |
NL Mis nooit een deadline. Visualiseer eenvoudig belangrijke datums en mijlpalen, en stel afhankelijkheden in voor je projecten om ervoor te zorgen dat alles op tijd gedaan wordt.
TR Asla bir teslim tarihini kaçırmayın. Her şeyin zamanında yapıldığından emin olmak için önemli tarihleri, kilometre taşlarını kolayca görselleştirin ve projeleriniz için bağımlılıkları ayarlayın.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
nooit | asla |
en | ve |
zorgen | emin olmak |
tijd | zaman |
wordt | olmak |
belangrijke | önemli |
NL Zodra dit is gedaan, wordt de domein rang vermenigvuldigd met 0,1, en de pagina rang wordt vermenigvuldigd met 0,9. De resulterende waarden worden opgeteld en vervolgens gedeeld door 500.
TR Bu işlem tamamlandıktan sonra, alan adı sıralaması 0,1 ile çarpılır ve sayfa sıralaması 0,9 ile çarpılır. Elde edilen değerler toplanır ve ardından 500'e bölünür.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
en | ve |
pagina | sayfa |
NL Gebruik Ranktracker om trefwoord prestaties bij te houden van mobiele en tablet apparaten als ook van zoekopdrachten gedaan op desktop computers
TR Masaüstü bilgisayarlarda yapılan aramaların yanı sıra mobil ve tablet cihazlardan anahtar kelime performansını izlemek için Ranktracker'ı kullanın
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
gebruik | kullanın |
mobiele | mobil |
en | ve |
tablet | tablet |
desktop | masaüstü |
ranktracker | ranktracker |
NL In Ranktracker, kunnen rapporten inpakken in andere bestandsformaten worden gedaan in slechts een paar klikken
TR Ranktracker'da, raporları diğer dosya biçimlerine paketlemek sadece birkaç tıklamayla yapılabilir
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
in | da |
andere | diğer |
ranktracker | ranktracker |
NL Een SEO tool kan worden gebruikt om deze audits uit te voeren, zodat het onderzoek niet handmatig hoeft te worden gedaan door de persoon die de site beheert.
TR Bu denetimleri gerçekleştirmek için bir SEO aracı kullanılabilir, böylece araştırmanın siteyi yöneten kişi tarafından manuel olarak yapılması gerekmez.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
seo | seo |
handmatig | manuel |
persoon | kişi |
tool | aracı |
NL In de industrie van SEO, begrijpen we dat dat vaak makkelijker gezegd dan gedaan is, en dit is werken we alleen met gegevensbronnen van wereldklasse om u nauwkeurige informatie te geven wanneer u het nodig heeft.
TR SEO sektöründe, bunu söylemenin yapmaktan daha kolay olduğunu biliyoruz ve bu size doğru bilgi vermek için neden sadece birinci sınıf veri kaynaklarıyla çalışıyoruz? İhtiyacın var.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
seo | seo |
geven | vermek |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
daarom | bu yüzden |
en | ve |
meest | en |
cloud | bulut |
NL De hoeveelheid relevante inhoud op uw site heeft een dramatische invloed op uw SEO-score, en als het goed gedaan wordt, kan het helpen de rankings van uw site aanzienlijk te verbeteren.
TR Sitenizdeki alakalı içerik miktarı SEO derecenizi önemli ölçüde etkileyecektir ve doğru yapılırsa sitenizin sıralamasını önemli ölçüde yükseltmeye yardımcı olabilir.
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
inhoud | içerik |
en | ve |
kan | olabilir |
uw | sitenizdeki |
seo | seo |
aanzienlijk | önemli |
uw site | sitenizin |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
pagina | sayfaya |
prijs | fiyat |
gebruiken | kullanın |
verbinding | bağlantı |
en | ve |
prijzen | fiyatlar |
荷兰语 | 土耳其 |
---|---|
goed | iyi |
en | ve |
NL U kunt bijvoorbeeld een screeningsvraag maken die vraagt of de testers onlangs producten uit uw branche hebben gekocht en ze alleen toestaan uw test af te leggen als ze dat hebben gedaan.
TR Örneğin, test uzmanlarının yakın zamanda sektörünüzden ürün satın alıp almadıklarını soran ve yalnızca almışlarsa testinize girmelerine izin veren bir eleme sorusu oluşturabilirsiniz.
NL Gemodereerde gebruikerstests zijn ideaal voor feedback over de volledige website, complexe webpagina\'s of apps en klantinterviews. Ze worden gedaan met een moderator naar keuze en komen in sessies van 40 of 60 minuten.
TR Yönetilen kullanıcı testleri, tam web sitesi, karmaşık web sayfaları veya uygulamaları ve müşteri görüşmeleri hakkında geri bildirim için idealdir. Seçtiğiniz bir moderatör ile yapılır ve 40 veya 60 dakikalık oturumlar halinde gelir.
NL Ik hou echt van je taakbouwer en hoe het voor de tester heel duidelijk maakt wat te doen. Goed gedaan! Ik ben behoorlijk weggeblazen nu!
TR Görev oluşturucunuzu ve bunun testçi için ne yapacağını çok açık hale getirmesini gerçekten seviyorum. Aferin! Şu anda çok fazla havaya uçtum!
NL Dit wordt gedaan omdat onze klanten willen testen met verschillende testerprofielen op basis van hun behoeften
TR Bunun nedeni, müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre farklı test kullanıcısı profilleri ile test yapmak istemesidir
NL Als degene die de melding heeft gedaan, echter toch besluit om privéberichten te sturen naar degene die in overtreding is, wordt het gesprek hervat.
TR Ancak bildirimde bulunan kişi, ihlalde bulunan kişiye Direkt Mesaj göndermeyi sürdürürse sohbet devam eder.
NL Instagramvolgers kopen is eigenlijk tegen de regels van Instagram, dus als ze vermoeden dat je dat hebt gedaan, kunnen ze je account afsluiten. Wie wil er nou een grote aanhang hebben die zich toch niet met je inlaat?
TR Instagram takipçisi satın almak aslında Instagram'ın kurallarına aykırıdır, bu nedenle bunu yaptığınızdan şüphelenirlerse hesabınızı kapatabilirler. Zaten kim sizinle etkileşime geçmeyen büyük bir takipçiye sahip olmak ister ki?
NL Duik in de praktijkverhalen over hoe mensen en organisaties het Zoom-platform op creatieve wijze gebruiken om verbinding te maken, te communiceren en samen meer gedaan te krijgen.
TR Kişi ve kuruluşların Zoom platformunu bağlantı ve iletişim kurmak ve birlikte daha fazlasını başarmak için yaratıcı bir şekilde nasıl kullandığını gösteren gerçek hayat hikâyelerine göz atın.
NL Zoom houdt u en uw team verbonden, waar u ook bent, zodat u samen meer gedaan krijgt.
TR Zoom, nerede olursanız olun sizi ve ekibinizi bağlı tutar, böylece birlikte daha fazlasını yapabilirsiniz.
NL Je betrokken doelgroep: het aantal mensen dat iets met je pins heeft gedaan.
TR Sizinle etkileşime giren hedef kitleniz: Pinlerinizle etkileşime giren kişi sayısı.
NL Je totale doelgroep: het totaal aantal mensen dat je pins heeft gezien of er iets mee heeft gedaan
TR Toplam hedef kitleniz: Pinlerinizi gören veya Pinlerinizle etkileşime giren toplam kişi sayısı
显示了 50 个翻译的 50