EN Campaigning for increased climate protection: climate expert Falko Ueckerdt explains Germany’s role in the international struggle against climate change.
英语 中的 "climate control" 可以翻译成以下 土耳其 单词/短语:
EN Campaigning for increased climate protection: climate expert Falko Ueckerdt explains Germany’s role in the international struggle against climate change.
TR İklimin daha fazla korunması için uğraş: İklim uzmanı Falko Ueckerdt, iklim değişikliğine karşı verilen uluslararası mücadelede Almanya’nın oynadığı rolü anlatıyor.
英语 | 土耳其 |
---|---|
protection | korunması |
international | uluslararası |
climate | iklim |
expert | uzman |
role | rol |
against | için |
the | fazla |
EN In Berlin, the climate is cold and temperate. There is significant rainfall throughout the year in Berlin. Even the driest month still has a lot of rainfall. This climate is considered to be Dfb according to the Köppen-Geiger climate classification.
TR Berlin iklim ılıman geçmektedir. Berlin ilinde belirgin yağış görülmektedir. En kurak aylarda bile yağış miktarı oldukça fazladır. Köppen-Geiger iklim sınıflandırmasına göre bu iklim Dfb olarak kabul edilmektedir.
英语 | 土耳其 |
---|---|
berlin | berlin |
significant | belirgin |
a | a |
climate | iklim |
this | bu |
the | kabul |
EN Campaigning for increased climate protection: climate expert Falko Ueckerdt explains Germany’s role in the international struggle against climate change.
TR İklimin daha fazla korunması için uğraş: İklim uzmanı Falko Ueckerdt, iklim değişikliğine karşı verilen uluslararası mücadelede Almanya’nın oynadığı rolü anlatıyor.
英语 | 土耳其 |
---|---|
protection | korunması |
international | uluslararası |
climate | iklim |
expert | uzman |
role | rol |
against | için |
the | fazla |
EN Content that denies the existence or impacts of climate change, the human influence on climate change, or that climate change is backed by scientific consensus.
TR İklim değişikliğinin varlığını veya etkilerini, iklim değişikliği üzerindeki insan etkisini ya da iklim değişikliği hakkında bilimsel fikir birliği olduğunu reddeden içerikler.
英语 | 土耳其 |
---|---|
change | değişikliği |
scientific | bilimsel |
human | insan |
is | olduğunu |
climate | iklim |
or | veya |
on | üzerindeki |
EN The climate of the district carries the characteristics of the Mediterranean climate
TR İlçenin iklimi, Akdeniz İklimi özelliklerini taşımaktadır
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklimi |
mediterranean | akdeniz |
EN Some 200 countries are looking for paths towards greater climate protection at the UN climate summit. Germany is playing a key role.
TR BM İklim Değişikliği Konferansı’nda 200 devlet, daha etkili bir iklim korumanın yollarını arıyor. Almanya’ya kilit bir rol düşüyor.
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklim |
key | kilit |
role | rol |
at | de |
a | bir |
EN The UN Climate Change Conference sets the policy framework, but action is taken in towns and cities. Five facts about municipal climate protection
TR Çerçeve, Dünya İklim Konferansı’ndan; harekete geçen ise yerel yönetimler. Yerel yönetim düzeyindeki iklim koruma üzerine olgular
英语 | 土耳其 |
---|---|
conference | konferans |
action | harekete |
municipal | yerel |
protection | koruma |
the | ise |
in | üzerine |
climate | iklim |
EN Through its energy transition, Germany is playing an active role in the fight against climate change and in implementing the Paris Climate Agreement
TR Enerjide dönüşüm uygulamalarıyla Almanya, iklim değişikliği ile mücadeleye ve Paris İklim Anlaşmasının hayata geçirilmesine önemli bir katkı sağlıyor
英语 | 土耳其 |
---|---|
germany | almanya |
change | değişikliği |
paris | paris |
agreement | anlaşması |
and | ve |
climate | iklim |
its | ile |
EN Water-related risks: can be related to climate change risk management, climate change adaptation plan, recovery, and response to natural disasters such as storms, floods, and drought, etc.
TR Su ile ilgili riskler: iklim değişikliği risk yönetimi, iklim değişikliği uyum planı, kurtarma, fırtına, sel ve kuraklık gibi doğal afetlere müdahale.
英语 | 土耳其 |
---|---|
related | ilgili |
change | değişikliği |
management | yönetimi |
recovery | kurtarma |
natural | doğal |
drought | kuraklık |
water | su |
risk | risk |
climate | iklim |
plan | planı |
as | gibi |
EN This climate is considered to be Dfb according to the Köppen-Geiger climate classification
TR Köppen-Geiger'e göre iklim Dfb'dir
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklim |
EN This climate is considered to be Cfb according to the Köppen-Geiger climate classification
TR Köppen-Geiger'e göre iklim Cfb'dir
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklim |
EN The climate in Cairo is called a desert climate
TR Kahire şehrinde çöl iklimi görülmektedir
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklimi |
EN This climate is considered to be BWh according to the Köppen-Geiger climate classification
TR Köppen-Geiger iklim sınıflandırmasına göre BWh olarak adlandırılabilir
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklim |
EN The climate of the district carries the characteristics of the Mediterranean climate
TR İlçenin iklimi, Akdeniz İklimi özelliklerini taşımaktadır
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklimi |
mediterranean | akdeniz |
EN Water-related risks: can be related to climate change risk management, climate change adaptation plan, recovery, and response to natural disasters such as storms, floods, and drought, etc.
TR Su ile ilgili riskler: iklim değişikliği risk yönetimi, iklim değişikliği uyum planı, kurtarma, fırtına, sel ve kuraklık gibi doğal afetlere müdahale.
英语 | 土耳其 |
---|---|
related | ilgili |
change | değişikliği |
management | yönetimi |
recovery | kurtarma |
natural | doğal |
drought | kuraklık |
water | su |
risk | risk |
climate | iklim |
plan | planı |
as | gibi |
EN Germany’s Economics and Climate Protection Minister Robert Habeck calls on the G7 ministers for energy, environment and climate to take on a pioneering role.
TR Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Finlandiya ve İsveç’in Nato’ya üyelik başvurularını “Savunma paktı ve Avrupa için tarihi adım” olarak övdü.
英语 | 土耳其 |
---|---|
and | ve |
EN Through its energy transition, Germany is playing an active role in the fight against climate change and in implementing the Paris Climate Agreement
TR Enerjide dönüşüm uygulamalarıyla Almanya, iklim değişikliği ile mücadeleye ve Paris İklim Anlaşmasının hayata geçirilmesine önemli bir katkı sağlıyor
英语 | 土耳其 |
---|---|
germany | almanya |
change | değişikliği |
paris | paris |
agreement | anlaşması |
and | ve |
climate | iklim |
its | ile |
EN Reconciling prosperity and climate action is the goal of the German government. Robert Habeck, Federal Minister for Economic Affairs and Climate Action, discusses in an interview what this will mean for the population.
TR Refah ve iklimin korunmasının birbirine uyumlu kılınması, Alman hükümetinin hedefi. Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck bunun, insanlar için ne anlama geldiğini açıklıyor.
英语 | 土耳其 |
---|---|
prosperity | refah |
climate | iklimin |
robert | robert |
economic | ekonomi |
what | ne |
of | in |
and | ve |
for | için |
EN We need rapid climate tests that check and monitor not only the entire economic package, but also individual measures with regard to their compatibility with the goals of climate protection legislation
TR Tüm konjonktür paketinin ve aynı zamanda tek tek önlemlerin İklim Koruma Yasası’nın hedeflerine uygunluğunu denetleyen ve gözetleyen hızlı iklim testlerine ihtiyacımız var
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklim |
goals | hedeflerine |
protection | koruma |
rapid | hızlı |
need | ihtiyacımız |
the | aynı |
and | ve |
to | tüm |
EN There, climate protection is a hands-on task, and it’s in cities that people feel the effects of climate change to an especially strong degree.
TR İklimin korunması buralarda somutluk kazanıyor ve insanlar iklim değişikliğinin sonuçlarını özellikle buralarda oldukça güçlü biçimde hissediyorlar.
英语 | 土耳其 |
---|---|
a | a |
and | ve |
people | insanlar |
of | ın |
protection | korunması |
especially | özellikle |
strong | güçlü |
climate | iklim |
EN Many cities have therefore joined together to form climate alliances. The best known of these is the C40 Cities Climate Leadership Group. Here are a few facts and figures:
TR Birçok kent bu nedenle iklim ittifaklarında bir araya geldi. Bunlar arasındaki en tanınmış örgütlenme ağı, C40 – Cities Climate Leadership Group. İşte bu ağa ilişkin birkaç sayı ve olgu:
英语 | 土耳其 |
---|---|
cities | kent |
together | araya |
climate | iklim |
group | group |
a | bir |
and | ve |
best | en |
these | bu |
many | çok |
EN But where does climate change come from? And how is the weather related to the climate? You can find the answers to these questions at the Klimahaus Bremerhaven
TR Ama iklim değişikliği neden kaynaklanıyor? Ve hava ile iklim arasında nasıl bir bağlantı var? Bu soruların cevabını Bremerhaven İklim Evi’nde bulabilirsiniz
英语 | 土耳其 |
---|---|
change | değişikliği |
you can find | bulabilirsiniz |
at | de |
but | ama |
questions | sorular |
climate | iklim |
and | ve |
these | bu |
is | hava |
how | nasıl |
EN Along the eighth meridian east, you can explore various climate zones there and discover how to protect the climate.
TR Burada, sekizinci doğu boylamı boyunca çeşitli iklim bölgelerini inceleyip iklimi nasıl koruyabileceğinizi öğrenebilirsiniz.
英语 | 土耳其 |
---|---|
east | doğu |
climate | iklim |
the | burada |
various | çeşitli |
how | nasıl |
EN Professor Veronika Eyring was awarded the Leibniz Prize because her research into climate models has helped make global climate predictions considerably more precise
TR Profesör Veronika Eyring, iklim modelleri üzerinde yaptığı araştırmalarla, iklimin küresel ölçekteki gelişmesinin önemli ölçüde daha eksiksiz tahmin edilmesine katkıda bulunduğu için Leibniz Ödülü’ne layık görüldü
英语 | 土耳其 |
---|---|
professor | profesör |
models | modelleri |
global | küresel |
climate | iklim |
because | için |
make | da |
the | üzerinde |
more | daha |
EN For the Intergovernmental Panel on Climate Change, Eyring is the lead author of “Human Influence on the Climate System”.
TR Eyring, Dünya İklim Konseyi’nin “İklim Sistemi Üzerindeki İnsani Etki” konusundaki başyazarı.
EN COP26 global climate conference | Germany and climate protection
TR BM İklim Değişikliği Konferansı COP26 | Almanya ve iklim koruma
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklim |
conference | konferans |
germany | almanya |
and | ve |
protection | koruma |
EN Some 200 countries are looking for paths towards greater climate protection at the UN climate summit. Germany is playing a key role.
TR BM İklim Değişikliği Konferansı’nda 200 devlet, daha etkili bir iklim korumanın yollarını arıyor. Almanya’ya kilit bir rol düşüyor.
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklim |
key | kilit |
role | rol |
at | de |
a | bir |
EN The winners of Climate-Active Municipality 2021 demonstrate how cities, towns and districts can make progress in the field of climate protection
TR “2021 İklim Korumada Aktif Belediyeler” yarışması kent, kasaba ve beldelerin iklim koruma alanında neler yapılabileceğini kanıtlıyor
英语 | 土耳其 |
---|---|
cities | kent |
and | ve |
climate | iklim |
protection | koruma |
EN The UN Climate Change Conference sets the policy framework, but action is taken in towns and cities. Five facts about municipal climate protection
TR Çerçeve, Dünya İklim Konferansı’ndan; harekete geçen ise yerel yönetimler. Yerel yönetim düzeyindeki iklim koruma üzerine olgular
英语 | 土耳其 |
---|---|
conference | konferans |
action | harekete |
municipal | yerel |
protection | koruma |
the | ise |
in | üzerine |
climate | iklim |
EN Climate protection: Germany combats climate change worldwide
TR İklimin korunması: Almanya iklim değişikliğine karşı küresel çapta mücadele veriyor.
英语 | 土耳其 |
---|---|
germany | almanya |
worldwide | küresel |
protection | korunması |
climate | iklim |
EN How is Stiftung 2° promoting climate protection? We offer a platform for networking and joint action for all German enterprises that wish to support ambitious climate protection
TR Stiftung 2° iklimin korunması etkinliklerine nasıl hız kazandırıyor? İklimin korunmasına yönelik azimli bir çaba vermek isteyen bütün Alman firmalarına ağ oluşturmaları ve ortaklaşa çalışmaları için bir platform sunuyoruz
英语 | 土耳其 |
---|---|
climate | iklimin |
protection | korunması |
platform | platform |
a | bir |
and | ve |
how | nasıl |
we offer | sunuyoruz |
EN During the transition to global climate neutrality economic opportunities and new sales markets will arise especially for those countries and companies that were the first to take climate protection seriously.
TR İklime zararsız hale yönelik küresel dönüşümde, ekonomik fırsatlar ve yeni satış pazarları, özellikle ilk olarak iklimin korunmasını ciddiye almış ülkeler ve firmalar için oluşacaktır.
英语 | 土耳其 |
---|---|
global | küresel |
climate | iklimin |
economic | ekonomik |
opportunities | fırsatlar |
new | yeni |
companies | firmalar |
protection | korunması |
sales | satış |
especially | özellikle |
countries | ülkeler |
and | ve |
first | ilk |
EN Communities, towns and entire metropolitan regions can take part if they become active on climate policy in their area and thereby support national climate goals
TR Alanlarında iklim politikaları açısından aktif olan ve böylece ulusal düzeydeki iklim hedeflerine varılmasını destekleyen belde, şehir ve hatta metropol bölgeleri sözleşmeye taraf olabiliyor
英语 | 土耳其 |
---|---|
active | aktif |
climate | iklim |
support | destekleyen |
national | ulusal |
goals | hedeflerine |
become | olan |
and | ve |
EN The annual theme of World Water Day 2020 is Water and Climate Change. How is climate change influencing access to clean water?
TR 2020 Dünya Su Gününün odağındaki konu “su ve iklim değişikliği”. İklim değişikliği temiz suya erişimi nasıl etkiliyor?
英语 | 土耳其 |
---|---|
world | dünya |
and | ve |
climate | iklim |
change | değişikliği |
access | erişimi |
clean | temiz |
water | su |
day | gün |
EN BSc in Climate Protection and Climate Adaptation at Bingen University of Applied Sciences
TR Bingen Teknik Yüksek Okulunda İklimin Korunması ve İklime Uyum programı (bakalorya)
英语 | 土耳其 |
---|---|
and | ve |
protection | korunması |
EN The consequences of climate change mean there is no time to lose – that is why representatives of 35 countries are meeting for the Petersberg Climate Dialogue. This is what they want to achieve.
TR İklim değişikliğinin yol açtığı sonuçlar, molaya izin vermiyor. Bu nedenle 35 ülkenin temsilcileri Petersberg İklim Diyaloğu’nda bir araya geliyor. İşte hedefleri.
英语 | 土耳其 |
---|---|
representatives | temsilcileri |
this | bu |
to | araya |
EN German climate foreign policy has contributed to putting the security risks of climate change on the agenda at the international level
TR Almanya’nın iklim konusundaki dış politikası, iklim değişikliğinin getirdiği güvenlik risklerinin uluslararası düzeyde gündeme alınmasına katkı sağladı
英语 | 土耳其 |
---|---|
security | güvenlik |
of | ın |
at | de |
level | düzeyde |
foreign | dış |
policy | politikası |
international | uluslararası |
climate | iklim |
EN UN Climate Change Conference in Bonn: why do young people become involved in climate protection? Three activists explain their reasons.
TR Bonn Dünya İklim Konferansı: İklim değişikliğine karşı verilen mücadelede gençler neden etkin yer alıyorlar? Üç aktivist, kişisel motivasyonlarını açıklıyor.
英语 | 土耳其 |
---|---|
conference | konferans |
bonn | bonn |
young | genç |
their | de |
people | kişisel |
why | neden |
in | yer |
EN Commercial and office: Occupied spaces with existing, but limited, climate control. These sites are typically less secure. An office complex for physicians group would be in this category.
TR Ticari ve ofis: İklim kontrolünün bulunduğu ancak sınırlı olduğu, diğer ofis ekipmanlarıyla dolu alanlar. Bu tesisler genellikle daha az güvenlidir. Doktor grubu için bir ofis kompleksi bu kategoride yer alır.
英语 | 土耳其 |
---|---|
commercial | ticari |
typically | genellikle |
group | grubu |
limited | sınırlı |
and | ve |
office | ofis |
control | kontrol |
but | ancak |
are | bulunduğu |
this | bu |
EN They lack climate control and are far less secure
TR İklim kontrolü yoktur ve çok daha az güvenlidirler
英语 | 土耳其 |
---|---|
control | kontrol |
and | ve |
EN It’s important to remember that this is not a method for gaining control over our addiction – in fact, our program is about completely letting go of our attempts to control our addiction
TR Bunun bağımlılığımız üzerinde kontrol kazanmanın bir yöntemi olmadığını hatırlamak önemlidir - aslında programımız bağımlılığımızı kontrol etme girişimlerimizi tamamen bırakmakla ilgilidir
英语 | 土耳其 |
---|---|
method | yöntemi |
important | önemlidir |
in fact | aslında |
completely | tamamen |
control | kontrol |
not | olmadığını |
a | bir |
EN However, that parent control was blocking the website, so this stupid parent control warning showed up
TR Ancak, bu ebeveyn kontrolü web sitesini engelliyordu, bu yüzden bu aptal ebeveyn kontrolü uyarısı ortaya çıktı
英语 | 土耳其 |
---|---|
warning | uyarı |
website | web |
this | bu |
control | kontrol |
the | ancak |
so | bu yüzden |
EN Nowadays, I see these parent control internet filters as just another way to control my addiction, just another way to do it my way
TR Bugünlerde, bu ebeveyn kontrollü internet filtrelerini, bağımlılığımı kontrol etmenin başka bir yolu olarak görüyorum, sadece benim yolumla yapmanın başka bir yolu
英语 | 土耳其 |
---|---|
internet | internet |
another | başka |
way | yolu |
control | kontrol |
these | bu |
just | sadece |
my | benim |
to | bir |
EN You can manage and direct your domain names using Atak Domain's Turkish control panel. For international domains, you can have a Turkish control panel, obtain Turkish support and Turkish consultancy services from Atak Domain.
TR Atak Domain'nin Türkçe kontrol paneli ile alan adlarınızı yönetebilir ve yönlendirebilirsiniz. Yurt dışı domainlerde Türkçe kontrol paneli, Türkçe destek, Türkçe danışmanlık hizmetlerini Atak Domain'den alabilirsiniz.
英语 | 土耳其 |
---|---|
names | adları |
atak | atak |
panel | paneli |
control | kontrol |
support | destek |
consultancy | danışmanlık |
domain | alan |
turkish | türk |
services | hizmetlerini |
and | ve |
EN You can also control access to AWS services by applying service control policies (SCPs) to users, accounts, or OUs.
TR Ayrıca, hizmet denetim politikalarını (SCP) kullanıcılara, hesaplara veya OU’lara uygulayarak AWS hizmetlerine erişimi kontrol edebilirsiniz.
英语 | 土耳其 |
---|---|
access | erişimi |
aws | aws |
policies | politikalar |
you can | edebilirsiniz |
service | hizmet |
or | veya |
control | kontrol |
also | ayrıca |
users | kullanıcı |
EN Rangefinder, Tele-control and Remote Control Technology
TR Telemetre, Tele Kumanda ve Uzaktan Kontrol Teknolojisi
英语 | 土耳其 |
---|---|
and | ve |
remote | uzaktan |
control | kontrol |
technology | teknolojisi |
EN Access Control, Road and Zone Control Equipment
TR Geçiş Kontrol, Yol ve Bölge Kontrol Ekipmanları
英语 | 土耳其 |
---|---|
control | kontrol |
road | yol |
and | ve |
equipment | ekipmanlar |
EN With AWS, you own your data, you control its location, and you control who has access to it
TR AWS ile verilerinizin sahibi sizsiniz, konumunu ve verilere kimlerin erişebileceğini siz kontrol edersiniz
英语 | 土耳其 |
---|---|
aws | aws |
data | verilere |
control | kontrol |
location | konumunu |
your data | verilerinizin |
who | kimlerin |
and | ve |
EN The CSP meets the FedRAMP security control requirements as described in the National Institutes of Standards & Technology (NIST) 800-53, Rev. 4 security control baseline for moderate or high impact levels.
TR CSP, orta veya yüksek etki düzeyleri için Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) 800-53, Düzeltme 4 güvenlik denetimi temelinde açıklandığı şekliyle FedRAMP güvenlik denetimi gereksinimlerini karşılar.
英语 | 土耳其 |
---|---|
fedramp | fedramp |
security | güvenlik |
control | denetimi |
requirements | gereksinimlerini |
standards | standartlar |
technology | teknoloji |
impact | etki |
high | yüksek |
levels | düzeyleri |
national | ulusal |
of | in |
or | veya |
for | için |
EN AWS gives customers control over how their content is stored or processed when using AWS services, including control over how that content is secured and who can access that content
TR AWS, AWS hizmetleri kullanılarak depolanan veya işlenen içeriklerinin güvenliğinin sağlanması ve bu içeriğe erişebilecek kişilerin belirlenmesi dahil olmak üzere denetimi müşterilere bırakır
英语 | 土耳其 |
---|---|
aws | aws |
customers | müşterilere |
control | denetimi |
services | hizmetleri |
content | içeriğe |
or | veya |
using | kullanılarak |
including | dahil |
over | e |
and | ve |
can | olmak |
显示了 50 个翻译的 50