TR "Peter Hahn uzaktan çalışmaya geçtiğinde VPN'imizin ciddi performans sorunlarına neden olduğunu gördük
TR "Peter Hahn uzaktan çalışmaya geçtiğinde VPN'imizin ciddi performans sorunlarına neden olduğunu gördük
EN "When Peter Hahn transitioned to working remotely, we found that our VPN was causing serious performance issues
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
peter | peter |
uzaktan | remotely |
vpn | vpn |
ciddi | serious |
performans | performance |
neden | to |
sorunları | issues |
TR Sam, sizi ciddi anlamda bir SEO uzmanı yapacak :). Teşekkürler
EN Sam will literally make you an SEO specialist :). Thank you
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
sam | sam |
sizi | you |
bir | an |
seo | seo |
yapacak | will |
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
temiz | clean |
su | water |
erişim | access |
ve | and |
ciddi | serious |
risk | risks |
afet | disaster |
toplum | community |
temelli | based |
sağlık | health |
hijyen | hygiene |
TR Ciddi şeyler yapıyoruz ama tutkuyla
EN We do serious things but with passion
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ciddi | serious |
şeyler | things |
TR Ciddi güvenlik işletim sistemleri ve açık kaynak yazılım kullanıyoruz
EN We use operating systems and open source software that take security seriously
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
güvenlik | security |
sistemleri | systems |
ve | and |
açık | open |
kaynak | source |
yazılım | software |
TR Dijital Binyıl Telif Hakkı Yasasına 2018'de ciddi tamir muafiyetleri kazandık.
EN We won major repair exemptions to the Digital Millenium Copyright Act in 2018.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
dijital | digital |
telif | copyright |
tamir | repair |
TR Ünlü "Doge" internet karikatürüne dayanan bu dijital para, logo olarak bu karikatürün Shiba Inu köpeğini taşımaktadır ve Bitcoin'in daha az ciddi ve eğlenceli alternatifi olmayı hedefler
EN Based on the famous "Doge" internet meme, the digital currency carries the meme's Shiba Inu dog as its logo and aims to be a more light-hearted and fun alternative to Bitcoin
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
doge | doge |
internet | internet |
logo | logo |
bitcoin | bitcoin |
eğlenceli | fun |
TR Ciddi bir yangın tehlikesi mevcut.
EN In extreme cases, the problem could set the vehicles on fire.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
yangın | fire |
TR C-Stok parçalarının dış yüzeyleri ciddi şekilde hasar görmüş ancak tamamen kullanılabilir durumdalar
EN C-Stock parts have major cosmetic wear but are fully functional
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ancak | but |
tamamen | fully |
TR Golf, spa, tenis ve yiyecek ve içecek mekanlarına VIP erişim, ciddi bir değer katmaktadır ve özel ev kulübünü geleneksel ev sahipliğinden daha da farklılaştırmaktadır
EN VIP access to amenities such as golf, spa, tennis and food and beverage outlets add significant value and further differentiate the private home club from traditional home ownership
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
golf | golf |
tenis | tennis |
yiyecek | food |
içecek | beverage |
vip | vip |
erişim | access |
özel | private |
geleneksel | traditional |
TR Ticari amaçlı olmadığı iddia edilse de dünya üzerinde büyük bir dinleyici kitlesine sahip olması ve ciddi ticari başarıların yakalanmış olması sebebi ile, müzik endüstrisinin bel kemiği niteliğindedir
EN Allmusic states that, “of all rock & roll’s myriad forms, heavy metal is the most extreme in terms of volume, machismo and theatricality.” Heavy metal has long had a worldwide following of fans known as metalheads or headbangers
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
dünya | worldwide |
büyük | most |
TR Yaklaşık iki yıldır, tüm dünya modern çağın en ciddi sağlık krizlerinden biri olan COVID-19 salgını ile mücadele ediyor. Salgın, iş piyasasından sağlık hizmetlerine kadar hayatın çeşitli sektörlerinde büyük değişiklikle...
EN For almost two years now, the world has been struggling with one of the most serious health crises of the modern world, COVID-19 pandemic. While the pandemic has resulted in major changes in various sectors of life from...
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
dünya | world |
modern | modern |
ciddi | serious |
sağlık | health |
salgın | pandemic |
hayatı | life |
TR Kaya, göçmen ve mültecilerin piyasaya katılımlarında uzmanlık desteği aldıkları koşulda ekonomiye ciddi katkı yapabilme potansiyeli olduğuna dikkat çekerek Türkiye ve dünyadan bazı örnekleri paylaştı.
EN Kaya emphasized that when supported with access to relevant expertise, refugees have the capacity to make significant contributions to the economy and she shared a number of examples from Turkey and abroad.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ve | and |
uzmanlık | expertise |
türkiye | turkey |
örnekleri | examples |
TR Kaya, göçmen ve mültecilerin piyasaya katılımlarında uzmanlık desteği aldıkları koşulda ekonomiye ciddi katkı yapabilme potansiyeli olduğuna dikkat çekerek Türkiye ve dünyadan bazı örnekleri paylaştı.
EN Kaya emphasized that when supported with access to relevant expertise, refugees have the capacity to make significant contributions to the economy and she shared a number of examples from Turkey and abroad.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ve | and |
uzmanlık | expertise |
türkiye | turkey |
örnekleri | examples |
TR Ve mucize şu ki, ITAA'ya katıldığımdan beri ciddi bir internet kanaması yaşamadım (gerçi birkaç kez kısa bir süre için alt çizgimi geçtim)
EN And the miracle is that since I joined ITAA I haven’t had a severe internet binge (although I have briefly crossed my bottom lines a few times)
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
itaa | itaa |
internet | internet |
kez | times |
alt | bottom |
TR Son ciddi ilişkimin üzerinden 19 yıl geçti.
EN 19 years since my last serious relationship.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
son | last |
ciddi | serious |
yıl | years |
TR Renderforest, görsel olarak cazip, etkileyici ve etkili video şablonları sayesinde, oluşturduğum içerikleri çok ciddi şekilde kaliteli hale getiriyor.
EN Renderforest is a key enhancement to the content that I create because of its visually appealing, impactful, and effective video templates.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
renderforest | renderforest |
etkili | effective |
video | video |
şablonları | templates |
TR Bugün küçük ya da büyük ölçekli tüm markalar, Facebook?un kendileri için ne kadar ciddi bir reklam ve iletişim alanı olduğunu keşfetmiş durumda
EN Today, all brands, small or large, understand how critical Facebook is for them in advertising and communication
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
bugün | today |
küçük | small |
büyük | large |
tüm | all |
markalar | brands |
reklam | advertising |
iletişim | communication |
olduğunu | is |
TR Dahil olduğunuz pakete göre yükleme kapasiteniz ciddi anlamda artış gösterir
EN Your uploading quota increases significantly depending on the package that you choose
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
göre | depending |
TR Özel günler, markaların bilhassa çok önemsediği ve fırsat olarak gördüğü günler arasındadır.Kolektif ya da evrensel düzeyde karşılık bulan özel günler, sene boyunca markalar tarafından ciddi bir ilgiyle karşılanır
EN Special days are among the moments that brands attach great importance to and see as opportunities.Special days, which are recognized collectively or universally, are met with great interest by brands throughout the year
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
günler | days |
fırsat | opportunities |
özel | special |
markalar | brands |
TR Fakat örneğin sadece 25-30 yıldan bu yana kutlanan kimi özel günler, yarattığı etkiyle ciddi bir fark yaratabiliyor.
EN However, some special days that have been celebrated for only 25-30 years, for example, can make a serious difference with the effects that they create.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
günler | days |
ciddi | serious |
fark | difference |
TR Bir sene içinde yüzlerce özel gün olsa da aslında bunların çok azı ciddi bir etki yaratıyor
EN Although there are hundreds of special days in a calendar year, very few of them actually make a serious impact
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
özel | special |
gün | days |
olsa | although |
aslında | actually |
ciddi | serious |
etki | impact |
TR Markaların özel günleri kutlamak adına ciddi ve profesyonel bir hazırlık yapmaları gerekir
EN Brands need to make serious and professional preparations to celebrate special days
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
özel | special |
ciddi | serious |
profesyonel | professional |
TR Dünyada finansal eşitsizliğe yönelik ciddi sorunlar bulunuyor
EN The world has a significant problem with financial inequality
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
finansal | financial |
TR Ethereum işlem ücretlerindeki artış, DeFi kullanıcıları için ciddi sürtüşme ve maliyetlere neden oldu
EN The rise in Ethereum transactions fees has caused serious friction and costs for DeFi users
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ethereum | ethereum |
işlem | transactions |
kullanıcıları | users |
ciddi | serious |
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
temiz | clean |
su | water |
erişim | access |
ve | and |
ciddi | serious |
risk | risks |
afet | disaster |
toplum | community |
temelli | based |
sağlık | health |
hijyen | hygiene |
TR Bir sertifikanın süresinin dolmasının ticari sonuçları ciddi olabilir
EN The commercial consequences of expiring a certificate can be serious
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ticari | commercial |
ciddi | serious |
olabilir | can |
TR Almanya endüstrisi, gayri safi değer üretiminde % 22,9’luk pay sahibidir; G7 ülkeleri arasındaki en yüksek pay elektronik endüstrisi, makina imalatı ve kimya alanında ciddi söz sahibidir
EN The German industry has a share of 22.9% in gross value production; The highest share among the G7 countries has a serious part in the electronics industry, machinery manufacturing and chemistry
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
endüstrisi | industry |
değer | value |
arasındaki | among |
elektronik | electronics |
ve | and |
kimya | chemistry |
ciddi | serious |
TR Almanlar espri yapabilirler mi? Ciddi mi? Küçük bir inceleme.
EN Why many Germans do not become parents until late in life, and how families are supported by the state.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
almanlar | germans |
TR Hareket halindeyken koruma ciddi bir konu
EN Protection on-the-go just got serious
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
koruma | protection |
ciddi | serious |
TR Simon-Kucher, medya ve eğlence şirketlerinin kârlılıklarını artırarak hızla değişip gittikçe dijitalleşen bir pazarda büyümelerine yardımcı olma noktasında ciddi bir deneyime sahiptir.
EN Simon-Kucher has extensive experience in helping media and entertainment companies to improve their profitability and grow in a rapidly changing, increasingly digitalized market.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
medya | media |
eğlence | entertainment |
hızla | rapidly |
gittikçe | increasingly |
deneyime | experience |
sahiptir | has |
TR Yaklaşık iki yıldır, tüm dünya modern çağın en ciddi sağlık krizlerinden biri olan COVID-19 salgını ile mücadele ediyor. Salgın, iş piyasasından sağlık hizmetlerine kadar hayatın çeşitli... Daha fazla
EN For almost two years now, the world has been struggling with one of the most serious health crises of the modern world, COVID-19 pandemic. While the pandemic has resulted in major changes in various... Read more
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
dünya | world |
modern | modern |
ciddi | serious |
sağlık | health |
salgın | pandemic |
TR Her ne kadar ikiz bebek beklediklerini öğrenmek Şengün çiftini çok mutlu etmiş olsa da, bu süreçte kendilerini ve bebeklerini bekleyen riskler ve belirsizlikler nedeniyle başlarda ciddi endişeler yaşadılar.
EN When they first learned that they were expecting twin babies, she and her husband felt not only happy but also anxious due to the risks and uncertainties waiting for them and their babies in the process.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ikiz | twin |
mutlu | happy |
olsa | the |
TR Ticaret savaşları, Brexit ve konjonktürel politik hareketlerin etkisiyle ciddi dalgalanmaların yaşandığı 2019’un ardından, ekonomik göstergeler 2020 için umut vericiydi
EN After 2019, which saw serious fluctuations caused by trade wars, Brexit, and cyclical political movements, economic indicators for 2020 were positive
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ticaret | trade |
politik | political |
ciddi | serious |
ekonomik | economic |
göstergeler | indicators |
TR Kibar International ayrıca ticari alacakları sigortalayarak ciddi riskleri ortadan kaldırmakta ve grup şirketlerinin yurt dışı faaliyetlerinin uluslararası düzenleme ve uygulamalara uygunluğu konusunda destek sağlamaktadır.
EN Kibar International also eliminates important risks by insuring trade receivables and provides assistance for ensuring compliance of group companies’ foreign activities in line with international regulations and practices.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ayrıca | also |
riskleri | risks |
ve | and |
grup | group |
destek | assistance |
TR Yeni model ciddi bir yatırım olur
EN A new model would be a serious investment
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
yeni | new |
model | model |
ciddi | serious |
bir | a |
yatırım | investment |
TR Bir blog başlatmaya karar verdiniz ve bir blog haber sitesi şablonu mu arıyorsunuz? Bu konuda ciddi olma zamanı
EN Decide to start a blog and looking for a blog news website template? Time to get serious about it
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
blog | blog |
karar | decide |
haber | news |
sitesi | website |
şablonu | template |
arıyorsunuz | looking for |
ciddi | serious |
TR Golf, spa, tenis ve yiyecek ve içecek mekanlarına VIP erişim, ciddi bir değer katmaktadır ve özel ev kulübünü geleneksel ev sahipliğinden daha da farklılaştırmaktadır
EN VIP access to amenities such as golf, spa, tennis and food and beverage outlets add significant value and further differentiate the private home club from traditional home ownership
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
golf | golf |
tenis | tennis |
yiyecek | food |
içecek | beverage |
vip | vip |
erişim | access |
özel | private |
geleneksel | traditional |
TR Golf, spa, tenis ve yiyecek ve içecek mekanlarına VIP erişim, ciddi bir değer katmaktadır ve özel ev kulübünü geleneksel ev sahipliğinden daha da farklılaştırmaktadır
EN VIP access to amenities such as golf, spa, tennis and food and beverage outlets add significant value and further differentiate the private home club from traditional home ownership
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
golf | golf |
tenis | tennis |
yiyecek | food |
içecek | beverage |
vip | vip |
erişim | access |
özel | private |
geleneksel | traditional |
TR Ufalama işlemine bağlı olarak parçacık yüzeyinin büyümesiyle birlikte çözünme hızı ve dolayısıyla etken maddelerin biyolojik aktivitesi kısmen ciddi şekilde artırılabilir.
EN The increase of the particle surface caused by the comminution results in a considerably better dissolution rate and bioavailability of the agents and therefore the APIs act faster.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
dolayısıyla | therefore |
TR Türkiye’de son yıllarda, devletin, sahip olduğu birçok kuruluşunu ve mal varlığını özel kişilere devretmesi ile özelleştirme alanında ciddi bir artış gözlenmektedir
EN Recent decades have seen a rigorous privatisation program in Turkey, with the state divesting ownership of a large number and range of state-owned enterprises and assets into private hands
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
türkiye | turkey |
son | recent |
sahip | have |
özel | private |
TR Yorgunluk ve stres, yaşlanmanın ilk belirtilerinin en belirgin olduğu gözlerinizin çevrenizdeki hassas cilt üzerinde ciddi etki yapar
EN Fatigue and stress weigh heavily on the delicate skin around your eyes, where the first signs of aging are most evident
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ve | and |
stres | stress |
ilk | first |
en | most |
hassas | delicate |
cilt | skin |
TR Ethereum işlem ücretlerindeki artış, DeFi kullanıcıları için ciddi sürtüşme ve maliyetlere neden oldu
EN The rise in Ethereum transactions fees has caused serious friction and costs for DeFi users
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ethereum | ethereum |
işlem | transactions |
kullanıcıları | users |
ciddi | serious |
TR Ünlü "Doge" internet karikatürüne dayanan bu dijital para, logo olarak bu karikatürün Shiba Inu köpeğini taşımaktadır ve Bitcoin'in daha az ciddi ve eğlenceli alternatifi olmayı hedefler
EN Based on the famous "Doge" internet meme, the digital currency carries the meme's Shiba Inu dog as its logo and aims to be a more light-hearted and fun alternative to Bitcoin
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
doge | doge |
internet | internet |
logo | logo |
bitcoin | bitcoin |
eğlenceli | fun |
TR Ciddi Epistaksis olan Hastalarda Rutin Koagülasyon Teslerinin Değerlendirmesi
EN Evaluation of Routine Coagulation Testing Requirements in Patients with Severe Epistaxis
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
rutin | routine |
TR Ciddi Acil Tanılarıyla Karışan Nadir Bir Durum: Kist Hidatik Rüptürü, Bir Olgu Sunumu
EN Rare Situation which Mixed with Serious Emergency Diagnosis: Cyst Hydatic Rupture, A Case Report
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ciddi | serious |
nadir | rare |
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
temiz | clean |
su | water |
erişim | access |
ve | and |
ciddi | serious |
risk | risks |
afet | disaster |
toplum | community |
temelli | based |
sağlık | health |
hijyen | hygiene |
TR Temiz su kaynaklarına erişim ve kanalizasyon sistemi eksikliğinin ciddi risk oluşturduğu afet bölgesinde toplum temelli sağlık ve hijyen eğitimleri gerçekleştirdik
EN We delivered community-based health and hygiene trainings in disaster areas where access to clean water and insufficient sewage infrastructure are serious risks
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
temiz | clean |
su | water |
erişim | access |
ve | and |
ciddi | serious |
risk | risks |
afet | disaster |
toplum | community |
temelli | based |
sağlık | health |
hijyen | hygiene |
TR Sterling, müşterileri adına modernleştirme yolculuğuna devam etmek istiyordu ancak veri merkezlerinde kapasite yetersizliği yaşıyor ve artık ciddi bir maliyet altına girmeksizin şirket içinde modernleştirme yapamıyordu
EN Sterling wanted to continue its journey to modernize on behalf of its customers, but was running out of capacity in its datacenters and could no longer modernize on-premises without significant cost
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
müşterileri | customers |
kapasite | capacity |
artık | no longer |
maliyet | cost |
TR Araçların kaputlarında ciddi bir tehdit farkedilmiş.
EN Other Maserati models in the US are also affected.
Hiển thị 50 trong số 50 bản dịch