TR Verilerimiz, büyük gelişme imkanları sunarken, iş akışı ve izleme çözümleri kullanıcıların sürekli olarak deneyler gerçekleştirmesine ve daha doğru sonuçlar elde etmesine imkan sağlar.
"büyük gelişme imkanları" trong Thổ nhĩ kỳ có thể được dịch sang các từ / cụm từ tiếng Anh sau:
TR Verilerimiz, büyük gelişme imkanları sunarken, iş akışı ve izleme çözümleri kullanıcıların sürekli olarak deneyler gerçekleştirmesine ve daha doğru sonuçlar elde etmesine imkan sağlar.
EN Our data enables discovery of great growth opportunities, while workflow and tracking solutions help users run experiments continuously and more accurately measure results.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
izleme | tracking |
çözümleri | solutions |
sürekli | continuously |
sonuçlar | results |
sağlar | enables |
TR En iyi çalışma atmosferi nerede, en iyi gelişme imkanlarını kim sunuyor, çalışanlar aile ile iş hayatını nerede daha iyi bağdaştırabiliyor? İki büyük değerlendirme platformu her yıl Almanya’nın en iyi işverenlerini arıyor
EN Where is the best working atmosphere, who offers the best opportunities for development, where can employees best reconcile work and family life? Every year two major rating platforms seek out Germany’s best employers
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
nerede | where |
gelişme | development |
sunuyor | offers |
çalışanlar | employees |
aile | family |
büyük | major |
yıl | year |
almanya | germany |
hayatı | life |
TR Saniyeler içinde kırık link onarma imkanları bulun
EN Find broken link building opportunities in seconds
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
saniyeler | seconds |
içinde | in |
link | link |
bulun | find |
TR Pek çok enstitü ve kuruluş artık bilinçsiz önyargıyla ilgili özel eğitimler vermektedir, bu yüzden çalıştığınız yerde sunulan imkanları öğğrenin ve size sunulanlardan yararlanın.
EN Many institutes and organizations now deliver specific training on UB so familiarize yourself with what?s available where you work and take advantage of whatever is on offer.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ve | and |
artık | now |
ın | of |
TR Kilit ölçümler ve karşılaştırmalarla üye katılımını ve etkinlik performansını izleyin. En iyi imkanları sunabilmek için topluluklarınızı harekete geçiren şeyleri öğrenin.
EN Track member engagement and event performance through key metrics and comparisons. Learn what makes your communities tick so you can optimize your outreach.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
kilit | key |
üye | member |
etkinlik | event |
izleyin | track |
öğrenin | learn |
TR Bu durumu dikkate alan Almanya, dünyanın dört bir yanındaki insanların sağlık koşullarını iyileştirmeye ve sağlıkta eşit imkanları teşvik etmeye yönelik güçlü çabalar sergiliyor
EN Against this backdrop, Germany is committed to improving the health situation of people worldwide and promoting healthcare equality
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
bu | this |
durumu | situation |
almanya | germany |
dünyanın | worldwide |
teşvik | promoting |
insanları | people |
TR UNESCO-Aschberg programının misyonu; sanatçıların sosyal ve ekonomik olarak korunmasını, insana yakışır iş imkanları ve istihdamı ile kültürel ürünlerin ve hizmetlerin dolaşımını iyileştirmektir.
EN The mission of the UNESCO-Aschberg programme is to improve the social and economic protection of artists, decent employment and the balanced circulation of cultural goods and services.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
misyonu | mission |
sosyal | social |
ekonomik | economic |
kültürel | cultural |
hizmetlerin | services |
programı | programme |
TR Güvenlik sektörüne yön veren ve bu sektörde faaliyet gösteren tüm firmaların buluşma noktası olan ISAF, sektör firmalarının teknolojik gelişmeleri, yeni ürün ve yazılımları inceleme, değerlendirme imkanları bulduğu, ?
EN Meeting point of all companies that give direction to and are active in security sector, ISAF is an organization ?
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
güvenlik | security |
buluşma | meeting |
noktası | point |
sektör | sector |
ın | of |
TR UNESCO-Aschberg programının misyonu; sanatçıların sosyal ve ekonomik olarak korunmasını, insana yakışır iş imkanları ve istihdamı ile kültürel ürünlerin ve hizmetlerin dolaşımını iyileştirmektir.
EN The mission of the UNESCO-Aschberg programme is to improve the social and economic protection of artists, decent employment and the balanced circulation of cultural goods and services.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
misyonu | mission |
sosyal | social |
ekonomik | economic |
kültürel | cultural |
hizmetlerin | services |
programı | programme |
TR DAAD Burs Veri Bankası’nda çeşitli teşvik programları ve kendi durumunuza uyan imkanları bulabilirsiniz.
EN The DAAD scholarship database provides information about the different kinds of support it offers and its targeted programmes.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
çeşitli | different |
teşvik | support |
programları | programmes |
TR Sadece turizmin sunduğu iş imkanları da değil, güçlü bir ekonomiye sahip olan bu bölgede iyi ücretli iş sunan çok sayıda firma bulunuyor
EN Because of the tourists, but also because the economically strong region offers many well-paid jobs
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
güçlü | strong |
iyi | well |
ücretli | paid |
sunan | offers |
TR Bu durumu dikkate alan Almanya, dünyanın dört bir yanındaki insanların sağlık koşullarını iyileştirmeye ve sağlıkta eşit imkanları teşvik etmeye yönelik güçlü çabalar sergiliyor
EN Against this backdrop, Germany is committed to improving the health situation of people worldwide and promoting healthcare equality
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
bu | this |
durumu | situation |
almanya | germany |
dünyanın | worldwide |
teşvik | promoting |
insanları | people |
TR Kilit ölçümler ve karşılaştırmalarla üye katılımını ve etkinlik performansını izleyin. En iyi imkanları sunabilmek için topluluklarınızı harekete geçiren şeyleri öğrenin.
EN Track member engagement and event performance through key metrics and comparisons. Learn what makes your communities tick so you can optimize your outreach.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
kilit | key |
üye | member |
etkinlik | event |
izleyin | track |
öğrenin | learn |
TR Ancak, değişken talep, kısıtlı tedarik ve güvenilir olmayan lojistik nedeniyle farklı düşünmemiz, aynı zamanda da daha sürdürülebilir tedarik zincirleri kurmak için bu imkanları kullanırken arz güvenliği sağlamamız gerekiyor
EN However, with demand being volatile, supply tight, and logistics unreliable, we need to think differently to secure supply while at the same time using these opportunities to set up more sustainable supply chains
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
talep | demand |
güvenilir | secure |
lojistik | logistics |
sürdürülebilir | sustainable |
zincirleri | chains |
gerekiyor | need |
TR Tetra Pak'ta iş ve staj imkanları
EN Jobs and traineeships at Tetra Pak
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
tetra | tetra |
ve | and |
TR Bu pazar bilgileri raporuyla, yoğurt kategorisi ve imkanları hakkındaki bazı bilgilerimizi paylaşmak istiyoruz
EN With this market insights report, we would like to share some of our knowledge about the yoghurt category and its possibilities
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
bu | this |
pazar | market |
yoğurt | yoghurt |
ve | and |
hakkındaki | about |
bazı | some |
TR Hepimiz Jeff Bezos'un uzaya gideceği haberini duyduk, son günlerdeki bir başka gelişme ise rokette bir koltuk için yaklaşık 30 milyon dolar ödeyen bir baska yolcunun yerine 18 yaşındaki……
EN Dear Traders, Phemex is adding three popular new assets for spot trading! Axie Infinity Shard (AXS) Polygon (MATIC) Solana (SOL) We hope you enjoy our expanded offering! Detail……
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
hepimiz | we |
son | new |
TR Sağlık Öğrenme, eğitim Antrenörlük Iyileştirme Diyet Uyum Jimnastik Gelişme Sağlık hizmeti Koç Beyaz Insan Yuvarlak Daire Siluet Adam Gradyan Yeşil
EN Health Learning, education Coaching Healing Diet Harmony Gymnastic Development Healthcare Coach White Human Round Circle Silhouette Man Gradient Green
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
insan | human |
yuvarlak | round |
daire | circle |
adam | man |
gradyan | gradient |
TR Öğrenme, eğitim Antrenörlük Kuvvet Enstitü Inek öğrenci Bilim teknolojisi Gelişme Hat Yuvarlak Fikir Düşünme Düşünmek Zihin Beyin Insan Adam Daire Siluet Dişli Baş Gri Sarı
EN Learning, education Coaching Strength Institute Nerd Science technology Development Line Round Idea Thinking Think Mind Brain Human Man Circle Silhouette Gear Head Gray Yellow
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
hat | line |
yuvarlak | round |
fikir | idea |
zihin | mind |
insan | human |
adam | man |
daire | circle |
baş | head |
gri | gray |
sarı | yellow |
TR Antrenörlük Öğrenme, eğitim Gelişme Fikir Düşünme Düşünmek Zihin Beyin Koç Beyaz Kırmızı Hedef
EN Coaching Learning, education Development Idea Thinking Think Mind Brain Coach White Red Target
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
fikir | idea |
zihin | mind |
beyaz | white |
kırmızı | red |
hedef | target |
TR Öğrenme, eğitim Antrenörlük Makine mühendisliği Matematik Bilim teknolojisi Gelişme Düşünmek Zeka Fikir Düşünme Illüstrasyon Koç Siyah ve beyaz Zihin Gri Dişli Beyin
EN Learning, education Coaching Mechanical engineering Math Science technology Development Think Intelligence Idea Thinking Illustration Coach Black and white Mind Gray Gear Brain
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
makine | mechanical |
zeka | intelligence |
fikir | idea |
illüstrasyon | illustration |
ve | and |
zihin | mind |
gri | gray |
TR Antrenörlük Saat Gelişme Ders çalışıyor Ders çalışma Mavi Kronometre Zaman Gradyan Koç Planlama Saat
EN Coaching Hr Development Studying Study Blue Stopwatch Time Gradient Coach Planning Clock
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
antrenörlük | coaching |
gelişme | development |
mavi | blue |
gradyan | gradient |
planlama | planning |
TR Öğrenme, eğitim Antrenörlük Inek öğrenci Kuvvet Kontrol Model Bildiri Bilgi Yayımcı Gelişme Düşünme Düşünmek Zeka Psikoloji Zihin Fikir Beyaz Hat Ok Insan Koç Adam Siluet Mavi Baş
EN Learning, education Coaching Nerd Strength Check Model Report Knowledge Publisher Development Thinking Think Intelligence Psychology Mind Idea White Line Arrow Human Coach Man Silhouette Blue Head
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
kontrol | check |
model | model |
bilgi | knowledge |
zeka | intelligence |
zihin | mind |
fikir | idea |
hat | line |
ok | arrow |
insan | human |
adam | man |
baş | head |
TR Danışmanlık Inek öğrenci Büyüme Anket Seçim Nakit Linkedin Gelişme Yönetim Danışmanlık Danışman Dikdörtgen Gri Yeşil Ok Insan Adam Grafik Açık
EN Consulting Nerd Growth Survey Election Cash Linkedin Development Management Consultancy Consultant Rectangle Gray Green Arrow Human Man Chart Clear
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
büyüme | growth |
anket | survey |
seçim | election |
nakit | cash |
gelişme | development |
yönetim | management |
gri | gray |
yeşil | green |
ok | arrow |
insan | human |
adam | man |
grafik | chart |
açık | clear |
TR Sürdürülebilir ve çarpan etkisi olan; hedeflenen sonucu alabilme, kapasite analizi ile araştırılabilme ve gelişme gereksinimi karşılanabilme niteliğine sahip; yerel bileşeni olan projelere öncelik verir.
EN prioritizes projects which are sustainable and have a multiplier effect; well focused on desired objectives; capable of responding to research and development needs through capacity analysis and possessing local components.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
etkisi | effect |
kapasite | capacity |
gelişme | development |
yerel | local |
projelere | projects |
TR Kibar Holding İş Gelişme Direktörü Sinan Baştaş, TÜRKTAY panelinde yaptığı konuşmada atığın kaynağında azaltılması gerektiğine dikkat çekti
EN In his speech at the TÜRKTAY Panel, Sinan Baştaş, the Business Development Director of Kibar Holding pointed out that waste should be reduced at its source
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
holding | holding |
gelişme | development |
TR Sürdürülebilir gelişme öncüleri: Almanya UNESCO Komisyonu’ndan Lutz Möller ile biyosfer rezerv alanlarının önemi üzerine konuştuk.
EN Role models for sustainable development: Lutz Möller of the German Commission for UNESCO on the value of biosphere reserves.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
gelişme | development |
almanya | german |
unesco | unesco |
komisyonu | commission |
TR Yüksek Hızlı Demiryolları, Gelişme Eğilimleri, Hizmet Parametreleri Üzerine Bir Derleme
EN A Review of High Speed Railways, Development Trends and Service Parameters
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
yüksek | high |
hızlı | speed |
gelişme | development |
eğilimleri | trends |
hizmet | service |
TR Güvenliği her yere getirerek belirsizliğin hakim olduğu ortamda gelişme kaydedin.
EN IBM Security® provides enterprise security solutions to help you thrive in the face of uncertainty
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
güvenliği | security |
TR Sürdürülebilir ve çarpan etkisi olan; hedeflenen sonucu alabilme, kapasite analizi ile araştırılabilme ve gelişme gereksinimi karşılanabilme niteliğine sahip; yerel bileşeni olan projelere öncelik verir.
EN prioritizes projects which are sustainable and have a multiplier effect; well focused on desired objectives; capable of responding to research and development needs through capacity analysis and possessing local components.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
etkisi | effect |
kapasite | capacity |
gelişme | development |
yerel | local |
projelere | projects |
TR Güvenilir bir tedarikçi olarak, sürekli gelişme ve iyileştirme odaklı bir yaklaşım ile tüm süreçlerdeki verimliliğin uluslararası düzeyde rekabet edebilecek seviyeye yükseltilmesini ve mutlak müşteri memnuniyetini sağlamaktır.
EN As a reliable supplier, it is to increase the efficiency of all processes to a level that is competitive internationally with an approach focused on continuous development and improvement and to ensure absolute customer satisfaction.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
güvenilir | reliable |
tedarikçi | supplier |
sürekli | continuous |
gelişme | development |
odaklı | focused |
yaklaşım | approach |
uluslararası | internationally |
müşteri | customer |
memnuniyetini | satisfaction |
TR Bu gelişme otomotiv, enerji ve makine üretimi gibi ağır sanayi kolları için özel yapılandırılmıştır
EN This progress was specially structured for the sectors of automotive, energy and machine production
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
otomotiv | automotive |
enerji | energy |
makine | machine |
özel | specially |
TR Kent yönetimi, yerel yönetim ve yerel endüstrinin ortaklaşa çabalarıyla kentimizin uzun yıllardır istediği bir gelişme gerçekleşmiş oldu
EN To have a university was a long-standing desire of our town, whose fulfilment was made possible thanks to the common commitment of town, district and local industries
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
yerel | local |
uzun | long |
oldu | was |
TR İnsani Gelişme Endeksi’nde 6. sırada
EN 6th place in the Human Development Index
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
gelişme | development |
endeksi | index |
TR İnovatif Alman girişimleri gelişme bölgelerine yönelik enerji çözümleri üretiyorlar.
EN Innovative German companies are devising energy solutions for developing regions.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
alman | german |
yönelik | for |
enerji | energy |
çözümleri | solutions |
TR Avro krizi, Rusya-Ukrayna krizi, korona pandemisi – Angela Merkel’in şansölyeliği boyunca pek çok önemli gelişme yaşandı.
EN Euro crisis, Ukraine conflict, Covid-19 pandemic – there were numerous crucial events during Angela Merkel’s time in office.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
krizi | crisis |
korona | covid-19 |
pandemisi | pandemic |
angela | angela |
merkel | merkel |
boyunca | during |
önemli | crucial |
TR Bir başvuru görüşmesi sadece belli bir yönde akmaz. Siz de ilginizi yansıtan ve firmayla, olası görevlerle, gelişme imkanlarıyla ve maaşla ilgili gerekli bilgileri edinmenizi sağlayacak sorular sormalısınız.
EN A job interview is not a one-way street. You too should ask questions that express your interest and provide you with the necessary information about the company, potential tasks, development prospects and salary.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
olası | potential |
gelişme | development |
gerekli | necessary |
bilgileri | information |
TR AB, devasa bir iş piyasası. Bir AB ülkesinde meslek eğitiminden mezun olmak ve böylelikle şu an itibariyle 28 AB ülkesinde yaşayıp çalışabilmek, sayısız gelişme olanağı sunan, dünya çapında eşi bulunmayan bir modeldir.
EN The EU is a huge labour market. Completing a training programme in an EU country and thus being able to live and work in currently 28 member states is a unique model worldwide and one that offers many development opportunities
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
ab | eu |
piyasası | market |
gelişme | development |
sunan | offers |
TR Sayfanın kullanıcıları ayrıca, sığınmacılara örneğin iş başvurusu alıştırmalarıyla ve lisan kurslarıyla iş aramalarında ve gelişme eğitiminde yardımcı olan girişimlerin adreslerini bulabiliyorlar.
EN Users of the website also find the addresses of initiatives that assist refugees in their search for jobs and further education, for example through application training and language courses.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
kullanıcıları | users |
adreslerini | addresses |
ın | of |
TR Ama bu sıralar kentlerde ters yönde bir gelişme kendini gösterdi: Tilki ve geyik gibi vahşi hayvanlar, kentin kıyı bölgelerine geri dönecek cesareti buldular.
EN At the same time, the very opposite phenomenon presented itself in towns and cities: wild animals like foxes and deer ventured out of the countryside into the urban fringes.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
hayvanlar | animals |
geri | out |
TR Son haftalarda Pia’nın dikkatini çeken bir gelişme, partilerin kendi güçlü yanlarına odaklanmak yerine birbirlerini daha sık kötülüyor olmaları olmuş
EN Pia Dietz says she has noticed over the past few weeks that the parties are spending far more time putting each other down rather than emphasizing their own strengths
TR Bu, gazeteci olarak bizlerin ve toplumun net bir şekilde karşı durmamız gereken vahim bir gelişme.
EN It's a terrible development that we must confront unequivocally as journalists and as a society.
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
toplumun | society |
gelişme | development |
TR Hepimiz Jeff Bezos'un uzaya gideceği haberini duyduk, son günlerdeki bir başka gelişme ise rokette bir koltuk için yaklaşık 30 milyon dolar ödeyen bir baska yolcunun yerine 18 yaşındaki……
EN Dear Users, Due to popular demand, the GMT Marathon event is now extended for 2 more weeks! That gives you plenty of time to start getting your daily 10,000 steps in with STEPN to win your share of……
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
başka | more |
TR Büyüme ve gelişme fırsatlarını genişletme
EN Expand growth and development opportunities
Thổ nhĩ kỳ | tiếng Anh |
---|---|
büyüme | growth |
ve | and |
gelişme | development |
TR Kayıt işlevlerinde daha fazla gelişme.
EN More improvements to the registration functions.
TR “NPS'mizdeki gelişme ile gelirlerimizdeki ve müşteri elde tutma oranımızdaki artış arasında ilişki kurabiliyoruz”
EN “We are able to correlate improvement in our NPS to higher revenue and retention of our customers”
TR “NPS'mizdeki gelişme ile gelirlerimizdeki ve müşteri elde tutma oranımızdaki artış arasında ilişki kurabiliyoruz”
EN “We are able to correlate improvement in our NPS to higher revenue and retention of our customers”
TR “NPS'mizdeki gelişme ile gelirlerimizdeki ve müşteri elde tutma oranımızdaki artış arasında ilişki kurabiliyoruz”
EN “We are able to correlate improvement in our NPS to higher revenue and retention of our customers”
TR “NPS'mizdeki gelişme ile gelirlerimizdeki ve müşteri elde tutma oranımızdaki artış arasında ilişki kurabiliyoruz”
EN “We are able to correlate improvement in our NPS to higher revenue and retention of our customers”
TR “NPS'mizdeki gelişme ile gelirlerimizdeki ve müşteri elde tutma oranımızdaki artış arasında ilişki kurabiliyoruz”
EN “We are able to correlate improvement in our NPS to higher revenue and retention of our customers”
Hiển thị 50 trong số 50 bản dịch