TR Hizmet olarak Yazılım (SaaS) satıcıları, kullanımı ve maliyet verimliliğini artırmak için tipik olarak her biri farklı bir müşteriyi destekleyen yüzlerce veya binlerce Aurora veritabanını tek bir kümede çalıştırır
"tipik olarak" мовою Турецька можна перекласти такими словами/фразами: Англійська:
TR Hizmet olarak Yazılım (SaaS) satıcıları, kullanımı ve maliyet verimliliğini artırmak için tipik olarak her biri farklı bir müşteriyi destekleyen yüzlerce veya binlerce Aurora veritabanını tek bir kümede çalıştırır
EN Software-as-a-Service (SaaS) vendors typically operate hundreds or thousands of Aurora databases, each supporting a different customer, in a single cluster to improve utilization and cost efficiency
Турецька | Англійська |
---|---|
hizmet | service |
yazılım | software |
saas | saas |
maliyet | cost |
verimliliğini | efficiency |
farklı | different |
destekleyen | supporting |
veya | or |
aurora | aurora |
TR Hizmet olarak Yazılım (SaaS) satıcıları, kullanımı ve maliyet verimliliğini artırmak için tipik olarak her biri farklı bir müşteriyi destekleyen yüzlerce veya binlerce Aurora veritabanını tek bir kümede çalıştırır
EN Software-as-a-Service (SaaS) vendors typically operate hundreds or thousands of Aurora databases, each supporting a different customer, in a single cluster to improve utilization and cost efficiency
Турецька | Англійська |
---|---|
hizmet | service |
yazılım | software |
saas | saas |
maliyet | cost |
verimliliğini | efficiency |
farklı | different |
destekleyen | supporting |
veya | or |
aurora | aurora |
TR Tipik olarak, bu araçların Chevy versiyonları - GMC'ler, Buick'ler veya Cadillac'lar olarak da bulunabilirler - en ucuz ve en yaygın olanlarıdır
EN Typically, the Chevy versions of those vehicles?which can also be had as GMCs, Buicks, or Cadillacs?are the least expensive and most mainstream
Турецька | Англійська |
---|---|
en | most |
TR Gerekli onayların elde edilmesini bu kadar zor kılan şey, sinyallerin tipik olarak tren operatörleri tarafından test edilebilmeleri için yıllar önce kurulmasıdır
EN What makes the necessary approvals so difficult to obtain is the fact that signals typically are installed years before train operators can test them
Турецька | Англійська |
---|---|
gerekli | necessary |
elde | obtain |
zor | difficult |
tren | train |
test | test |
TR Chatbot yazılımı, tipik olarak, tüm insan iletişimi yelpazesi için değil, özel bir amaç ile ilgili konuşmalarla sınırlıdır
EN Chatbot software used for these purposes are typically limited to conversations regarding a specialized purpose and not for the entire range of human communication
Турецька | Англійська |
---|---|
chatbot | chatbot |
yazılımı | software |
tüm | entire |
insan | human |
değil | not |
özel | specialized |
amaç | purpose |
TR Tipik olarak, bir SSL sertifikası sadece bir domain adresini korur
EN Typically, an SSL certificate protects only one domain address
Турецька | Англійська |
---|---|
ssl | ssl |
sertifikası | certificate |
domain | domain |
adresini | address |
korur | protects |
TR Misafirleri hem fiziksel hem de zihinsel olarak canlandırır ve enerji verir.SİNERJİDavetkâr ve çok işlevli alanlarımız tipik otel deneyimine meydan okur
EN One that makes guests feel invigorated and energized both physically and mentally.SYNERGYOur inviting and multifunctional spaces challenge the typical hotel experience
Турецька | Англійська |
---|---|
çok | one |
tipik | typical |
otel | hotel |
deneyimine | experience |
TR Tipik olarak, bir kripto para değişimi yaklaşık 10-40 dakika sürer. Bununla birlikte, belirli bir blok zincirinde tıkanıklığı varsa, bir kripto para değişimi daha fazla zaman alabilir.
EN Typically, a crypto money exchange takes around 10-40 minutes. However, a cryptocurrency exchange might take more time should there be congestion within a particular blockchain.
Турецька | Англійська |
---|---|
para | money |
yaklaşık | around |
belirli | particular |
TR Tipik olarak, bir SSL sertifikası sadece bir domain adresini korur
EN Typically, an SSL certificate protects only one domain address
Турецька | Англійська |
---|---|
ssl | ssl |
sertifikası | certificate |
domain | domain |
adresini | address |
korur | protects |
TR Tipik olarak, bir kripto para değişimi yaklaşık 10-40 dakika sürer. Bununla birlikte, belirli bir blok zincirinde tıkanıklığı varsa, bir kripto para değişimi daha fazla zaman alabilir.
EN Typically, a crypto money exchange takes around 10-40 minutes. However, a cryptocurrency exchange might take more time should there be congestion within a particular blockchain.
Турецька | Англійська |
---|---|
para | money |
yaklaşık | around |
belirli | particular |
TR Misafirleri hem fiziksel hem de zihinsel olarak canlandırır ve enerji verir.SİNERJİDavetkâr ve çok işlevli alanlarımız tipik otel deneyimine meydan okur
EN One that makes guests feel invigorated and energized both physically and mentally.SYNERGYOur inviting and multifunctional spaces challenge the typical hotel experience
Турецька | Англійська |
---|---|
çok | one |
tipik | typical |
otel | hotel |
deneyimine | experience |
TR Sis bilişim tipik olarak, yerel depolama ve işleme sağlamak, veri toplama ve kontrolünü geliştirmek için bulutlarda veya mikro veri merkezlerinde bir arada gruplandırılmış edge sunucularından oluşur
EN Fog computing typically consists of edge servers that are grouped together in cloudlets or micro data centers to provide local storage and processing, enhancing data collection and control
Турецька | Англійська |
---|---|
yerel | local |
depolama | storage |
işleme | processing |
veri | data |
toplama | collection |
veya | or |
mikro | micro |
edge | edge |
oluşur | consists |
sunucuları | servers |
kontrolü | control |
TR Edge teknolojisi, çok çeşitli tesislerde kullanılmaktadır. Bu tesisler tipik olarak dört yerleştirme modelini takip eder:
EN Edge technology is deployed at a wide array of sites. These sites typically follow four deployment patterns:
Турецька | Англійська |
---|---|
edge | edge |
teknolojisi | technology |
takip | follow |
TR Bununla birlikte, edge tesisleri hayati B2B ve B2C servislerine güç veriyorsa, servis maliyetleri tipik olarak potansiyel gelir kaybının bir kısmıdır.
EN However, servicing costs typically are a fraction of potential revenue loss if edge sites power vital B2B and B2C services.
Турецька | Англійська |
---|---|
edge | edge |
hayati | vital |
güç | power |
servis | services |
maliyetleri | costs |
potansiyel | potential |
gelir | revenue |
TR Teknik SEO denetimi, esasen bir sayfanın SEO'sunu tipik olarak etkileyen başlıca faktörlerin üzerinden geçen bir SEO analizidir
EN A technical SEO audit is essentially an SEO analysis that goes over the major factors that typically impact a page’s SEO
Турецька | Англійська |
---|---|
teknik | technical |
seo | seo |
denetimi | audit |
üzerinden | over |
TR Tipik olarak, her bir E-posta Yanıtlayıcısı için haftalık süre taahhüdü genellikle 15 ila 30 dakikadır
EN Typically, the weekly time commitment for each Email Responder is usually 15 to 30 minutes
Турецька | Англійська |
---|---|
e-posta | |
haftalık | weekly |
süre | time |
TR Tipik olarak işletmenizin adının metin versiyonunu ve işletmenizin yaptığı veya sattığı şeyle bir ilişki oluşturmak için bir tür görseli içerir
EN It typically includes a text version of your business name as well as some type of visual to create an association with what your business does or sells
TR Chatbot yazılımı, tipik olarak, tüm insan iletişimi yelpazesi için değil, özel bir amaç ile ilgili konuşmalarla sınırlıdır
EN Chatbot software used for these purposes is typically limited to conversations regarding a specialized purpose and not for the entire range of human communication
TR Tarayıcı eklentileri tipik olarak tüm PDF özelliklerini desteklemez veya benzer özellikler sunmaz
EN Browser plug-ins typically do not support all PDF capabilities or offer comparable features
TR Giriş kısmındaki payelerin üzerinde Aphrodisias heykel okulunun tipik üretimi olan insanlı ve hayvanlı kabartmalar yer alır
EN There are people and animals reliefs on the pillars at the entrance as typical production of Aphrodisias sculptures
Турецька | Англійська |
---|---|
aphrodisias | aphrodisias |
tipik | typical |
olan | are |
ve | and |
TR Kelime hatası oranı, doğruluğu değerlendirmek için tipik bir metriktir ancak Sonix Custom Dictionary gibi özellikler müşterilerin özel kelime dağarcığı oluşturmalarını ve doğruluğu daha da artırmalarını sağlar.
EN Word-error-rate is the typical metric to assess accuracy but features like the Sonix Custom Dictionary enable customers to create custom vocabularies and further increase accuracy.
Турецька | Англійська |
---|---|
kelime | word |
oranı | rate |
değerlendirmek | assess |
tipik | typical |
sonix | sonix |
özellikler | features |
müşterilerin | customers |
özel | custom |
sağlar | enable |
TR Örneğin, 30 dakikalık bir dosya yaklaşık 5 dakika tipik bir dönüş süresi vardır; bir saat uzunluğunda dosya kabaca 10 dakika sürer.
EN For example, a 30 minute file has a typical turnaround time of roughly 5 minutes; an hour-long file will roughly take 10 minutes.
Турецька | Англійська |
---|---|
dosya | file |
tipik | typical |
vardır | has |
TR Komut dosyasız çalışmanızla bir hikaye oluşturmak için tipik bir süreç bir kağıt düzenleme içerir
EN The typical process for creating a storyline with your unscripted work involves a paper edit
Турецька | Англійська |
---|---|
tipik | typical |
süreç | process |
kağıt | paper |
düzenleme | edit |
TR Tipik bir sunucusuz uygulama, Amazon S3’e nesne yükleme, Amazon SNS bildirimleri veya API eylemleri gibi olaylar tarafından tetiklenen bir veya daha fazla işlevden oluşur
EN A typical serverless application consists of one or more functions triggered by events such as object uploads to Amazon S3, Amazon SNS notifications, or API actions
Турецька | Англійська |
---|---|
tipik | typical |
sunucusuz | serverless |
amazon | amazon |
nesne | object |
bildirimleri | notifications |
veya | or |
eylemleri | actions |
olaylar | events |
oluşur | consists |
TR Alman konforu? Tipik bir oturma odasının nasıl bir görünüm arz ettiği ve hangi eşyanın vazgeçilmez olduğu hakkında.
EN Pizza or schnitzel? Find out here what Germans like eating most, and how the pandemic is changing their cooking habits.
Турецька | Англійська |
---|---|
alman | germans |
olduğu | is |
TR GameDAC, tipik konsol kumandalarında, USB ikili kulaklıklarında ve bilgisayar ses kartlarında bulunan düşük duyarlık, düşük kaliteli DAC’leri atlayarak her PS4 ve bilgisayarı yüksek performanslı bir ses kaynağına dönüştürür.
EN The GameDAC transforms any PS4 or PC into a high performance audio source by bypassing the low fidelity, poor quality DACs found in typical console controllers, USB headsets, and PC sound cards.
Турецька | Англійська |
---|---|
gamedac | gamedac |
tipik | typical |
konsol | console |
usb | usb |
bilgisayar | pc |
bulunan | found |
düşük | low |
kaliteli | quality |
yüksek | high |
TR GameDAC, tipik konsol kumandalarında, USB ‘li kulaklıklarda ve bilgisayar ses kartlarında bulunan düşük duyarlık, düşük kaliteli DAC’leri atlayarak her PS4 ve bilgisayarı yüksek performanslı bir ses kaynağına dönüştürür.
EN The GameDAC transforms any PS4 or PC into a high performance audio source by bypassing the low fidelity, poor quality DACs found in typical console controllers, USB headsets, and PC sound cards.
Турецька | Англійська |
---|---|
gamedac | gamedac |
tipik | typical |
konsol | console |
usb | usb |
bilgisayar | pc |
bulunan | found |
düşük | low |
kaliteli | quality |
yüksek | high |
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
Турецька | Англійська |
---|---|
ultra | ultra |
tipik | typical |
bluetooth | bluetooth |
daha | than |
TR Ethernet üzerinden Güç (PoE) elektrik prizi takma gereğini ortadan kaldırır – tipik yönetim ofisi ortamı için ideal
EN Power-over-Ethernet (PoE) eliminates the need to install power outlets – ideal for the typical complex backroom environments
Турецька | Англійська |
---|---|
tipik | typical |
ideal | ideal |
TR Giriş kısmındaki payelerin üzerinde Aphrodisias heykel okulunun tipik üretimi olan insanlı ve hayvanlı kabartmalar yer alır
EN There are people and animals reliefs on the pillars at the entrance as typical production of Aphrodisias sculptures
Турецька | Англійська |
---|---|
aphrodisias | aphrodisias |
tipik | typical |
olan | are |
ve | and |
TR Tipik bir sunucusuz uygulama, Amazon S3’e nesne yükleme, Amazon SNS bildirimleri veya API eylemleri gibi olaylar tarafından tetiklenen bir veya daha fazla işlevden oluşur
EN A typical serverless application consists of one or more functions triggered by events such as object uploads to Amazon S3, Amazon SNS notifications, or API actions
Турецька | Англійська |
---|---|
tipik | typical |
sunucusuz | serverless |
amazon | amazon |
nesne | object |
bildirimleri | notifications |
veya | or |
eylemleri | actions |
olaylar | events |
oluşur | consists |
TR IT-Grundschutz Katalogları tipik kurum işlemleri, BT sistemleri ve uygulamalar için korumaları tanımlar ve bir kurumun kendi bilgilerin korunmasıyla ilgilenir
EN The IT-Grundschutz Catalogues describe safeguards for typical business processes, IT systems, and applications and addresses the protection of an enterprise’s own information
Турецька | Англійська |
---|---|
tipik | typical |
kurum | enterprise |
sistemleri | systems |
uygulamalar | applications |
bilgilerin | information |
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
Турецька | Англійська |
---|---|
ultra | ultra |
tipik | typical |
bluetooth | bluetooth |
daha | than |
TR Alman konforu? Tipik bir oturma odasının nasıl bir görünüm arz ettiği ve hangi eşyanın vazgeçilmez olduğu hakkında.
EN Pizza or schnitzel? Find out here what Germans like eating most, and how the pandemic is changing their cooking habits.
Турецька | Англійська |
---|---|
alman | germans |
olduğu | is |
TR Yüksek öğrenim uygunluk testinde, belli dallarda tipik durumlarda neye ihtiyacınız olduğu yoklanıyor
EN The higher education aptitude test examines skills you will need in typical situations in specific subjects
Турецька | Англійська |
---|---|
yüksek | higher |
öğrenim | education |
tipik | typical |
ihtiyacınız | need |
TR Tipik bir Alman Noel kutlaması nasıl geçer?
EN What happens in the course of a typical German Christmas?
Турецька | Англійська |
---|---|
tipik | typical |
alman | german |
noel | christmas |
TR Farina: Bana sorarsanız, tipik Alman tarzı yok. Artık Almanlar da, moda konusunda süper şık ve bireysel.
EN Farina: I certainly believe there are local styles. But that’s also connected to the respective cities and their lifestyles.
Турецька | Англійська |
---|---|
bana | i |
konusunda | to |
TR Tipik Alman: Günlük İş Hayatına Ait Kavram ve Ritüeller
EN Typically German: sayings and rituals of everyday working life
Турецька | Англійська |
---|---|
tipik | typically |
alman | german |
günlük | everyday |
ve | and |
hayatı | life |
TR Sayın Profesör Weissenberger-Eibl, Almanya’nın inovasyon kültürü için tipik olan bir şey var mı? Eminim ki, yüksek teknolojik talepler içeren karmaşık sorunların üzerine gitmek, Almanya’da bizim güçlü yanlarımız arasındadır
EN Professor Weissenberger-Eibl, what would you say is characteristic of Germany's innovation culture? I'm convinced that tackling complex problems that make high technical demands is one of our strengths in Germany
Турецька | Англійська |
---|---|
profesör | professor |
inovasyon | innovation |
yüksek | high |
karmaşık | complex |
TR Kelime hata oranı, doğruluğu değerlendirmek için tipik bir metriktir, ancak Sonix Özel Sözlük gibi özellikler müşterilerin özel kelime dağarcığı oluşturmasına ve doğruluğu daha da artırmasına olanak tanır.
EN Word-error-rate is the typical metric to assess accuracy but features like the Sonix Custom Dictionary enable customers to create custom vocabularies and further increase accuracy.
Турецька | Англійська |
---|---|
kelime | word |
hata | error |
oranı | rate |
değerlendirmek | assess |
tipik | typical |
sonix | sonix |
sözlük | dictionary |
özellikler | features |
müşterilerin | customers |
özel | custom |
oluşturmasına | to create |
TR Komut dosyasız çalışmanızla bir hikaye oluşturmak için tipik bir süreç bir kağıt düzenleme içerir
EN The typical process for creating a storyline with your unscripted work involves a paper edit
Турецька | Англійська |
---|---|
tipik | typical |
süreç | process |
kağıt | paper |
düzenleme | edit |
TR Tipik bir müşteri senaryosu örneği verebilir misiniz?
EN Could you give an example on a typical customer scenario?
Турецька | Англійська |
---|---|
tipik | typical |
müşteri | customer |
örneği | example |
TR Spotify kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Deezer kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın TIDAL kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Spotify to EXCEL CSV Export Deezer to EXCEL CSV Export TIDAL to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
Турецька | Англійська |
---|---|
spotify | spotify |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
deezer | deezer |
tidal | tidal |
TR Spotify kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Deezer kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Apple Music kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Spotify to EXCEL CSV Export Deezer to EXCEL CSV Export Apple Music to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
Турецька | Англійська |
---|---|
spotify | spotify |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
deezer | deezer |
apple | apple |
music | music |
TR Deezer kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın TIDAL kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Apple Music kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Deezer to EXCEL CSV Export TIDAL to EXCEL CSV Export Apple Music to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
Турецька | Англійська |
---|---|
deezer | deezer |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
tidal | tidal |
apple | apple |
music | music |
TR Spotify kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın TIDAL kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Apple Music kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın SoundCloud kaynağını EXCEL CSV olarak dışa aktarın Daha fazla gör
EN Export Spotify to EXCEL CSV Export TIDAL to EXCEL CSV Export Apple Music to EXCEL CSV Export SoundCloud to EXCEL CSV See more
Турецька | Англійська |
---|---|
spotify | spotify |
excel | excel |
csv | csv |
aktarın | export |
tidal | tidal |
apple | apple |
music | music |
TR PRÜFTECHNIK açık olarak, sayfaların bir kısmını veya komple sunumu ayrı bir bildirime gerek duymaksızın değiştirme, tamamlama, silme, veya yayını aralıklı olarak veya nihai olarak durdurma hakkını mahfuz tutar.
EN PRUFTECHNIK expressly reserves the right to change, supplement, delete or temporarily or permanently discontinue parts of the pages or the entire website.
Турецька | Англійська |
---|---|
veya | or |
silme | delete |
hakkını | right |
sayfaları | pages |
TR Swissôtel Merchant Court, Singapur geçici olarak Evde Kal Olarak Belirlenmiş Tesis (SDF) olarak hizmet vermek üzere dönüştürülmüştür.
EN Swissôtel Merchant Court, Singapore has been temporarily converted to serve as a Stay Home Designated Facility (SDF).
Турецька | Англійська |
---|---|
singapur | singapore |
evde | home |
tesis | facility |
TR Yılların mirasını koruyan Hyundai, insanlar tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır ve sürekli olarak iyi güvenlik özelliklerine sahip olduğu için güvenilir olarak işaretlenmiştir
EN Maintaining years of legacy, Hyundai is widely used by people and has been marked reliable having consistently good safety features
Турецька | Англійська |
---|---|
hyundai | hyundai |
insanlar | people |
iyi | good |
güvenlik | safety |
güvenilir | reliable |
TR Bu boyutu önemseyen katılımcılar memleketi Almanya olarak veya kendi dillerinin konuşulduğu yer olarak veya bir arazi veya ev sahibi oldukları yer olarak belirtiyorlar
EN Respondents who found this important gave Germany as their home, or the place where their own language is spoken, or the place where they own a piece of land or a house
Турецька | Англійська |
---|---|
almanya | germany |
veya | or |
Показано 50 з 50 перекладів