EN Keep track of competitors’ keyword rankings with side-by-side comparison to pinpoint your strengths and weaknesses
EN Keep track of competitors’ keyword rankings with side-by-side comparison to pinpoint your strengths and weaknesses
TR Güçlü ve zayıf yönlerinizi belirlemek için rakiplerinizin anahtar kelime sıralamasını yan yana karşılaştırma ile izlemeye devam edin
Англійська | Турецька |
---|---|
competitors | rakiplerinizin |
comparison | karşılaştırma |
side | yan |
of | in |
to | için |
with | ile |
and | ve |
EN By revealing the strengths of your brand through video marketing processes, you can meet your audience effectively.There are no in-video advertisements on Vimeo, in contrast to YouTube
TR Markanızın güçlü taraflarını video pazarlama süreçlerinde ortaya koyarak kitlenizle etkili bir şekilde buluşabilirsiniz.Vimeo?da Youtube?da olduğu gibi video içi reklam bulunmaz
Англійська | Турецька |
---|---|
marketing | pazarlama |
advertisements | reklam |
your brand | markanızın |
your audience | kitlenizle |
video | video |
vimeo | vimeo |
in | da |
the | şekilde |
EN Its highly innovative and efficient industrial sector is thus one of Germany’s greatest strengths
TR Yenilikçi ve yüksek performanslı endüstri işte bu nedenle Almanya’nın en güçlü yönlerinden biri
Англійська | Турецька |
---|---|
innovative | yenilikçi |
industrial | endüstri |
and | ve |
its | bu |
thus | bu nedenle |
of | biri |
greatest | en |
EN The firm’s dual strengths in transactional and regulatory areas enable us to assist with the most complex and innovative matters in this context.
TR Bünyesinde, işlemsel ve düzenleyici alanlara ilişkin çift yönlü uzmanlığı barındıran Moroğlu Arseven, bu kapsamdaki en karmaşık sorunlara bile çözüm üretir.
Англійська | Турецька |
---|---|
regulatory | düzenleyici |
areas | alanlara |
most | en |
complex | karmaşık |
dual | çift |
to | bile |
and | ve |
this | bu |
EN Its highly innovative and efficient industrial sector is thus one of Germany’s greatest strengths
TR Yenilikçi ve yüksek performanslı endüstri işte bu nedenle Almanya’nın en güçlü yönlerinden biri
Англійська | Турецька |
---|---|
innovative | yenilikçi |
industrial | endüstri |
and | ve |
its | bu |
thus | bu nedenle |
of | biri |
greatest | en |
EN People need work that they “really, really want”, that corresponds to their strengths and needs
TR İnsanlar, bireysel güçlerine ve gereksinimlerine denk düşen, “gerçekten, ama gerçekten istedikleri” bir işe, gereksinim duyuyorlar
EN There are no patent recipes for containing the COVID-19 pandemic. Nevertheless, Germany can rely on three strengths.
TR Kovid 19 pandemisiyle mücadelede genel geçer bir formül yok, ama Almanya, sağlam olduğu üç noktaya güveniyor.
Англійська | Турецька |
---|---|
germany | almanya |
covid | kovid |
EN Pia Dietz says she has noticed over the past few weeks that the parties are spending far more time putting each other down rather than emphasizing their own strengths
TR Son haftalarda Pia’nın dikkatini çeken bir gelişme, partilerin kendi güçlü yanlarına odaklanmak yerine birbirlerini daha sık kötülüyor olmaları olmuş
Англійська | Турецька |
---|---|
she | bir |
other | son |
more | daha |
EN Professor Weissenberger-Eibl, what would you say is characteristic of Germany's innovation culture? I'm convinced that tackling complex problems that make high technical demands is one of our strengths in Germany
TR Sayın Profesör Weissenberger-Eibl, Almanya’nın inovasyon kültürü için tipik olan bir şey var mı? Eminim ki, yüksek teknolojik talepler içeren karmaşık sorunların üzerine gitmek, Almanya’da bizim güçlü yanlarımız arasındadır
Англійська | Турецька |
---|---|
professor | profesör |
innovation | inovasyon |
complex | karmaşık |
high | yüksek |
problems | sorunları |
our | bizim |
in | için |
that | şey |
is | olan |
of | in |
culture | kültürü |
EN Different strengths, interests and backgrounds move a company forward
TR Farklı güçlü taraflar, ilgi alanları ve geçmişler bir şirketi ileriye taşıyan unsurlar
Англійська | Турецька |
---|---|
interests | ilgi |
company | şirketi |
and | ve |
different | farklı |
EN Augment core strengths, offset skilled-labor shortages, and give employees more time to focus on creating new value.
TR Temel güçlü özellikleri bir araya getirin, kalifiye işgücü eksikliklerini giderin ve yeni değer yaratmaya odaklanmaları için çalışanlara daha çok zaman verin.
Англійська | Турецька |
---|---|
time | zaman |
new | yeni |
and | ve |
value | değer |
give | için |
to | araya |
more | daha |
EN Compare competitors’ keyword rankings to yours to pinpoint your strengths and weaknesses
TR Güçlü ve zayıf yönlerinizi belirlemek için rakiplerinizin anahtar kelime sıralamalarını karşılaştırın
Англійська | Турецька |
---|---|
compare | karşılaştırın |
competitors | rakiplerinizin |
rankings | sıralamalarını |
to | için |
and | ve |
EN Find out your chess strengths and weaknesses
TR Satrançtaki kuvvetli ve zayıf yanlarını öğren!
Англійська | Турецька |
---|---|
and | ve |
Показано 13 з 13 перекладів