EN Its native asset, Lumens (XLM), has steadily ranked as one of the leading cryptoassets in terms of market value and ecosystem support
EN Its native asset, Lumens (XLM), has steadily ranked as one of the leading cryptoassets in terms of market value and ecosystem support
TR Doğal varlığı olan lumen (XLM), piyasa değeri ve ekosistem desteği açısından önde gelen kripto varlıklardan biri olarak sıralanmıştır
Англійська | Турецька |
---|---|
market | piyasa |
value | değeri |
ecosystem | ekosistem |
support | desteği |
in terms of | açısından |
and | ve |
EN As Kibar Group, we continue to grow steadily
TR Kibar Grubu olarak istikrarlı büyümemizi sürdürüyoruz
Англійська | Турецька |
---|---|
kibar | kibar |
group | grubu |
to | olarak |
EN Kibar Holding continues to steadily grow, contribute to economy and to create employment within the framework of Sustainability Principles
TR Kibar Holding sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde istikrarlı şekilde büyümeye, ekonomiye değer katmaya ve istihdam oluşturmaya devam ediyor
Англійська | Турецька |
---|---|
kibar | kibar |
employment | istihdam |
within | de |
sustainability | sürdürülebilirlik |
principles | ilkeleri |
holding | holding |
create | oluşturmaya |
continues | devam ediyor |
and | ve |
the | şekilde |
EN The foreign trade volume of the company has progressed steadily and has reached 1.5 million tons per year
TR Şirketin dış ticaret hacmi istikrarlı bir grafik çizmiştir ve yılda 1,5 milyon ton seviyelerine ulaşmıştır
Англійська | Турецька |
---|---|
volume | hacmi |
million | milyon |
foreign | dış |
per year | yılda |
and | ve |
trade | ticaret |
EN We are planning to initiate our investment of 70 million Euros in March. Also, we are continuing to steadily grow and invest in the aluminum industry.
TR 70 milyon euro değerindeki bu yatırımımızı mart ayında devreye almayı planlıyoruz. Ayrıca alüminyumda da ara vermeden büyümeye ve yatırım yapmaya devam ediyoruz.
Англійська | Турецька |
---|---|
million | milyon |
euros | euro |
march | mart |
continuing | devam |
investment | yatırım |
in | da |
and | ve |
EN Exports have steadily increased in recent decades, notably to China, United States, Saudi Arabia and India
TR İhracat; son yıllarda başta Çin, ABD, Suudi Arabistan ve Hindistan’a olmak üzere istikrarlı bir şekilde artmıştır
Англійська | Турецька |
---|---|
recent | son |
saudi | suudi |
arabia | arabistan |
and | ve |
to | olmak |
EN Accelerate steadily and drive gently.
TR Lastiklerinizi sıcaklık değişimine hazırlayın.
EN STIKO concretised the recommendations against the background of steadily increasing research results
TR STIKO, sürekli artan araştırma sonuçlarının ışığında tavsiyeleri somutlaştırdı
Англійська | Турецька |
---|---|
increasing | artan |
research | araştırma |
of | nın |
Показано 8 з 8 перекладів