EN RH Turkey and Arab Coordination Group Partners Discuss Support to Mohmand Dam and HPP Project in Pakistan
{эзләү {Инглиз түбәндәге Төрек сүз / сүзтезмәләргә тәрҗемә ителергә мөмкин:
EN RH Turkey and Arab Coordination Group Partners Discuss Support to Mohmand Dam and HPP Project in Pakistan
TR Ekselansları Dr. Muhammad Al Jasser İslam Kalkınma Bankası’nın Yeni Başkanı ve IKB Grup Başkanı Olarak Görevi Devraldı
Инглиз | Төрек |
---|---|
group | grup |
and | ve |
to | olarak |
EN Located along the ridge behind the Ömerli Dam, Asım Kibar Sevgi Forest (Asım Kibar Sevgi Ormanı) was established in an area of 10,000 m2 with the help of Kibar Holding employees in 1995
TR Kibar Holding çalışanlarının katılımıyla Ömerli barajının sırtlarını süsleyen Asım Kibar Sevgi Ormanı, 10.000 m2 üzerindeki bir alanda 1995 yılında oluşturuldu
Инглиз | Төрек |
---|---|
asım | asım |
kibar | kibar |
forest | orman |
m | m |
holding | holding |
EN IsDB Signs Financing Agreements Amounting to US$ 180 Million for Mohmand Dam and Hydropower Plant Project to Support Pakistan’s Green Agenda
TR Ekselansları Dr. Muhammad Al Jasser İslam Kalkınma Bankası’nın Yeni Başkanı ve IKB Grup Başkanı Olarak Görevi Devraldı
Инглиз | Төрек |
---|---|
and | ve |
to | olarak |
EN To date, Lavigne has released seven studio albums: "Let Go" (2002), "Under My Skin" (2004), "The Best Dam… read more
TR Lavigne'ye "Avril" ismini koyan babası Kanada kökenli bir Fransız, annesi ise Ontario doğumlu bi… Devamını oku
EN Connect all your existing DAM tools, including Adobe Creative Cloud, Dropbox, Drive, & more.
TR Adobe Creative Cloud, Dropbox, Drive ve daha fazlası dahil olmak üzere mevcut tüm DAM araçlarınızı bağlayın.
Инглиз | Төрек |
---|---|
adobe | adobe |
cloud | cloud |
creative | creative |
dropbox | dropbox |
drive | drive |
more | fazlası |
your | ve |
existing | mevcut |
all | tüm |
including | dahil |
tools | araçları |
EN That way, you can see if people are taking action after seeing, engaging with or clicking on your Pin.
TR Bu şekilde, insanların Pininizi gördükten, Pininizle etkileşime geçtikten veya Pininize tıkladıktan sonra işlem gerçekleştirip gerçekleştirmediğini görebilirsiniz.
Инглиз | Төрек |
---|---|
action | işlem |
or | veya |
you can see | görebilirsiniz |
people | insanlar |
after | sonra |
with | şekilde |
EN With Data Explorer, you’re a simple click away from seeing every detail of each specific URL. This includes incoming and outgoing links, hreflang, pagination, duplicates and resources.
TR Veri Gezgini ile, her bir URL’nin her bir detayını görmek için basit bir tık uzaktasınız. Bu, gelen ve giden bağlantıları, hreflang’ı, sayfalamayı, kopyaları ve kaynakları içerir.
Инглиз | Төрек |
---|---|
data | veri |
includes | içerir |
simple | basit |
this | bu |
and | ve |
from | giden |
resources | kaynakları |
a | bir |
links | bağlantıları |
away | için |
with | ile |
EN You may opt out of seeing interest-based ads and ad delivery/reporting by downloading the DAA’s AppChoices mobile application, which is available here:
TR DAA’nın AppChoices mobil uygulamasını buradan indirerek ilgi alanına dayalı reklamları ve reklam dağıtımını/raporlamayı devre dışı bırakabilirsiniz:
Инглиз | Төрек |
---|---|
of | ın |
mobile | mobil |
here | buradan |
interest | ilgi |
based | dayalı |
reporting | raporlamayı |
ads | reklamları |
and | ve |
ad | reklam |
out | da |
application | uygulamasını |
EN A secure website is indicated by seeing HTTPS in the browser, and an SSL icon like a lock sign or green bar. This reveals the presence of an SSL certificate on the website, which encrypts information sent by the visitor to the web server.
TR Güvenli bir web sitesi tarayıcıda HTTPS ve kilit işareti gibi bir SSL simgesi ya da yeşil bir çubukla gösterilir. Bu web sitesinde ziyaretçiden web sunucusuna gönderilen bilgileri şifreleyen bir SSL sertifikasının olduğunu belirtir.
Инглиз | Төрек |
---|---|
https | https |
ssl | ssl |
icon | simgesi |
lock | kilit |
sign | işareti |
information | bilgileri |
sent | gönderilen |
browser | tarayıcı |
certificate | sertifikası |
this | bu |
in | da |
is | olduğunu |
server | sunucusuna |
a | bir |
and | ve |
green | yeşil |
EN Seeing a URL that was accessed, it attempts to pick up the next symbol
TR Erişilen bir URL'yi görünce bir sonraki sembolü almaya çalışır
Инглиз | Төрек |
---|---|
next | sonraki |
EN Do you like what you're seeing?
TR Alman marka hafta başında yaptığı başvurular ile elektrikli AMG'lerin ipucunu verdi.
Инглиз | Төрек |
---|---|
you | ile |
EN You are a few clicks away from seeing what your design will look like on an actual T-shirt!
TR Tasarımınızın gerçek bir tişört üzerinde nasıl görüneceğini tespit etmekten sadece birkaç tık uzaksınız.
Инглиз | Төрек |
---|---|
design | tasarım |
on | üzerinde |
a | birkaç |
what | nasıl |
actual | gerçek |
EN Seeing the potential of .io, a technology-sensitive, individual feature-oriented prefix for information technologies, technology experts began using these TLDs in the late 90s.
TR Bilişim teknolojileri alanlarına yönelik teknolojiye duyarlı, bireysel özellik odaklı bir önek olan .io'nun potansiyelini gören teknoloji uzmanları, bu TLD'leri 90'ların sonunda kullanmaya başladı.
Инглиз | Төрек |
---|---|
potential | potansiyelini |
using | kullanmaya |
sensitive | duyarlı |
feature | özellik |
these | bu |
technology | teknoloji |
experts | uzmanları |
technologies | teknolojileri |
individual | bireysel |
the | teknolojiye |
EN It's only a few minutes to the old town, many sight seeing spots and the River Rhine
TR Görülecek çok sayıda yer ve Ren Nehri’nin bulunduğu eski şehre sadece birkaç dakika mesafededir
Инглиз | Төрек |
---|---|
minutes | dakika |
old | eski |
and | ve |
a | birkaç |
EN An integrated command center displays useful information for adjusting settings, changing profiles, and seeing on-the-fly updates
TR Entegre edilmiş komuta merkezi ayarları düzenlemek, profilleri değiştirmek ve yeni güncellemeleri anında görmek için işe yarar bilgileri gösterir
Инглиз | Төрек |
---|---|
integrated | entegre |
center | merkezi |
displays | gösterir |
settings | ayarlar |
and | ve |
information | bilgileri |
updates | güncellemeleri |
on | anında |
for | için |
EN Their first reaction has been to make the measures they took to protect themselves from the infection even stricker: “We stopped seeing our friends
TR Hayatlarında yaptıkları ilk değişiklik kendilerini enfeksiyondan korumak için aldıkları önlemleri daha da katı hale getirmek oldu: “Arkadaşlarımızla görüşmeyi bıraktık
EN In order to reject or opt out of cookies you can either manually delete them or choose to permanently opt-out from seeing advertisements matching your interests.
TR Çerezleri reddetmek veya reddetmek için, bunları manuel olarak silebilir veya ilgi alanlarınızla eşleşen reklamları görmeyi kalıcı olarak devre dışı bırakmayı seçebilirsiniz.
Инглиз | Төрек |
---|---|
manually | manuel |
interests | ilgi |
or | veya |
of | in |
permanently | kalıcı olarak |
EN We have to say that whilst no direct credit or payment can be given for any idea, the real satisfaction is seeing your idea in a Football Manager title in the future!
TR Herhangi bir fikir için doğrudan bir takdir veya ödeme sağlanamasa da gerçek memnuniyetin gelecekte Football Manager oyununda fikrinizi görmek olduğunu söylemeliyiz!
Инглиз | Төрек |
---|---|
direct | doğrudan |
idea | fikir |
football | football |
manager | manager |
real | gerçek |
in | da |
is | olduğunu |
to | görmek |
for | için |
or | veya |
any | herhangi |
a | bir |
payment | ödeme |
EN Many other social events on Zoom have also contributed to people who had previously at most only had contact by email actually seeing and talking to one another and getting to know one another better.
TR Zoom üzerinden gerçekleştirilen sayısız sosyal etkinlik de, daha önce yalnızca e-posta yoluyla iletişim kuran kişilerin birbirlerini görmelerine, birbirleriyle konuşmalarına ve birbirlerini daha iyi tanımalarına katkıda bulunuyor.
Инглиз | Төрек |
---|---|
events | etkinlik |
zoom | zoom |
social | sosyal |
contact | iletişim |
previously | daha önce |
posta | |
people | kişilerin |
many | sayısız |
and | ve |
better | daha iyi |
at | de |
EN Listening, seeing, speaking and understanding: here you can find online courses, videos, apps and tandem partners for the German language.
TR Dinleyin, izleyin, anlayın ve konuşun: Almanca öğrenmek için online kursları, videoları, mobil uygulamaları ve tandem programlarını tanıtıyoruz.
Инглиз | Төрек |
---|---|
online | online |
courses | kursları |
videos | videoları |
apps | uygulamalar |
and | ve |
for | için |
EN “When I travel to Damascus, I look forward to seeing my family and friends
TR “Şam’a gittiğimde ailemin ve dostlarımın yanında olmaktan memnunum
EN However, edge growth is coming on so strong, that cloud providers are offering edge capabilities, rightly seeing edge as a competitive offering that could eat into their market share.
TR Ancak, edge büyümesi o kadar güçlü geliyor ki, bulut sağlayıcıları edge kabiliyetleri sunuyor ve haklı olarak edge’i, pazar paylarını eritebilecek rekabetçi bir ürün olarak görüyor.
Инглиз | Төрек |
---|---|
coming | geliyor |
cloud | bulut |
competitive | rekabetçi |
market | pazar |
edge | edge |
strong | güçlü |
that | o |
are | sunuyor |
their | ve |
as | olarak |
EN This allows you to monitor how the site's position changes on a daily basis and the percentage of people who search for key terms are seeing your site on search engines.
TR Bu, sitenin konumunun günlük olarak nasıl değiştiğini ve anahtar terimleri arayan kişilerin yüzde kaçının sitenizi arama motorlarında gördüğünü izlemenizi sağlar.
Инглиз | Төрек |
---|---|
daily | günlük |
people | kişilerin |
key | anahtar |
terms | terimleri |
site | sitenin |
your site | sitenizi |
this | bu |
search | arama |
allows | sağlar |
and | ve |
engines | motorları |
how | nasıl |
EN A secure website is indicated by seeing HTTPS in the browser, and an SSL icon like a lock sign or green bar. This reveals the presence of an SSL certificate on the website, which encrypts information sent by the visitor to the web server.
TR Güvenli bir web sitesi tarayıcıda HTTPS ve kilit işareti gibi bir SSL simgesi ya da yeşil bir çubukla gösterilir. Bu web sitesinde ziyaretçiden web sunucusuna gönderilen bilgileri şifreleyen bir SSL sertifikasının olduğunu belirtir.
Инглиз | Төрек |
---|---|
https | https |
ssl | ssl |
icon | simgesi |
lock | kilit |
sign | işareti |
information | bilgileri |
sent | gönderilen |
browser | tarayıcı |
certificate | sertifikası |
this | bu |
in | da |
is | olduğunu |
server | sunucusuna |
a | bir |
and | ve |
green | yeşil |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN "My absolute favorite museum in Paris. Only the building itself is worth seeing and then Van Gogh, Renoir, Monet, Manet, Gauguin, Degas, Picasso and all their friends will keep you company. Must go"
TR "Modern sanata ilginiz varsa ve Fransız'ların 'çok üstün' sandıkları sanat anlayışlarına ilgi duyuyorsanız gidilebilir. Yoksa Louvre'u doya doya gezmenizi ve zamanınızı buraya harcamamanızı öneririm."
Инглиз | Төрек |
---|---|
then | zaman |
and | ve |
the | çok |
EN Consumers are increasingly focused on eating healthy and nutritious food with more than 80% globally seeing 100% juice as healthy, natural and tasty.
TR Tüketiciler sağlıklı ve besleyici gıdaya odaklanmış durumda ve küresel olarak %80'inden fazla tüketici %100 meyve suyunu sağlıklı, doğal ve lezzetli buluyor.
Инглиз | Төрек |
---|---|
consumers | tüketiciler |
natural | doğal |
healthy | sağlıklı |
focused | odaklanmış |
and | ve |
more | fazla |
globally | küresel olarak |
as | olarak |
EN Seeing the potential of .io, a technology-sensitive, individual feature-oriented prefix for information technologies, technology experts began using these TLDs in the late 90s.
TR Bilişim teknolojileri alanlarına yönelik teknolojiye duyarlı, bireysel özellik odaklı bir önek olan .io'nun potansiyelini gören teknoloji uzmanları, bu TLD'leri 90'ların sonunda kullanmaya başladı.
Инглиз | Төрек |
---|---|
potential | potansiyelini |
using | kullanmaya |
sensitive | duyarlı |
feature | özellik |
these | bu |
technology | teknoloji |
experts | uzmanları |
technologies | teknolojileri |
individual | bireysel |
the | teknolojiye |
EN Our creators love hearing from you and seeing how you’ve used their photos. Show your appreciation by donating, tweeting, facebook, and following!
TR İçerik oluşturucularımız sizden haber almayı ve fotoğraflarını nasıl kullandığınızı görmeyi çok seviyor. Bağış yaparak, tweetleyerek, facebook ve takip ederek takdirinizi gösterin!
Инглиз | Төрек |
---|---|
used | kullandığı |
show | gösterin |
following | takip |
from you | sizden |
photos | fotoğrafları |
by | yaparak |
from | ederek |
how | nasıl |
and | ve |
EN We are certified ALLSAFE to guarantee the implementation of all health measures and to welcome you in the best conditions. We are ready and looking forward to seeing you!
TR Tüm sağlık önlemlerinin uygulamaya konmasını garanti etmek ve sizi en iyi koşullarda ağırlamak için ALLSAFE sertifikasına sahibiz. Hazırız ve sizinle görüşmek için sabırsızlanıyoruz!
Инглиз | Төрек |
---|---|
guarantee | garanti |
health | sağlık |
conditions | koşullarda |
ready | hazır |
and | ve |
we | sahibiz |
all | tüm |
of | in |
best | en |
the | sizi |
EN It prevents unauthorized parties from accessing or seeing data exchanged between a site and its visitors.
TR Yetkisiz kişilerin site ile ziyaretçileri arasında gelip giden verilere erişmesini veya verileri görmesini engeller.
Инглиз | Төрек |
---|---|
unauthorized | yetkisiz |
data | verileri |
site | site |
from | giden |
or | veya |
its | ile |
between | arası |
EN After a journal has changed to open access, libraries will no longer have to pay to give their researchers access to the content published on or after the changeover date
TR Bir dergi açık erişime geçtikten sonra, artık kütüphaneler araştırmacılarına değişim tarihinde veya sonrasında yayınlanan içeriklere erişim sağlamak için ödeme yapmak zorunda kalmayacaktır
Инглиз | Төрек |
---|---|
journal | dergi |
content | içeriklere |
published | yayınlanan |
have to | zorunda |
access | erişim |
researchers | araştırmacılar |
open | açık |
pay | bir |
give | için |
or | veya |
to | sağlamak |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
Инглиз | Төрек |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
Инглиз | Төрек |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN Long-term signature verification allows you or your dependents to check the validity of the signature long after the document is signed and after the signature certificate has expired
TR Uzun vadeli imza doğrulaması, size veya bağlı olan taraflara, belge imzalandıktan çok sonra ve imza sertifikasının süresi dolduktan sonra imzanın geçerliliğini kontrol etme olanağı sağlar
Инглиз | Төрек |
---|---|
signature | imza |
allows | sağlar |
validity | geçerliliğini |
long | uzun |
term | vadeli |
certificate | sertifikası |
document | belge |
check | kontrol |
the | etme |
or | veya |
is | olan |
and | ve |
EN We guarantee that after the purchase you will receive the files of the proper quality immediately after payment
TR Satın alımınızdan sonra, iyi kaliteli dosyaları anında alacağınızı garanti ediyoruz
Инглиз | Төрек |
---|---|
guarantee | garanti |
immediately | anında |
purchase | satın |
quality | kaliteli |
files | dosyaları |
the | sonra |
EN After the final checks after the treatment, the patient will be brought to the airport by our transfer personnel.
TR Tedavi sonrası tüm kontrollerden sonra havaalanı transferi gerçekleştirilir.
Инглиз | Төрек |
---|---|
treatment | tedavi |
transfer | transferi |
airport | havaalanı |
the | sonra |
EN Description: View Wife teasing after two weeks in chastity and big o denial hd as completely free. BDSM porn xxx Wife teasing after two weeks in chastity and big o denial video.
TR Açıklama: Karısı alay sonra iki hafta içinde chastity ve Büyük o inkar hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx Karısı alay sonra iki hafta içinde chastity ve Büyük o inkar video.
Инглиз | Төрек |
---|---|
description | açıklama |
weeks | hafta |
big | büyük |
hd | hd |
completely | tamamen |
bdsm | bdsm |
free | ücretsiz |
video | video |
and | ve |
in | içinde |
after | sonra |
two | iki |
as | olarak |
view | görüntüle |
porn | porno |
xxx | xxx |
EN After a journal has changed to open access, libraries will no longer have to pay to give their researchers access to the content published on or after the changeover date
TR Bir dergi açık erişime geçtikten sonra, artık kütüphaneler araştırmacılarına değişim tarihinde veya sonrasında yayınlanan içeriklere erişim sağlamak için ödeme yapmak zorunda kalmayacaktır
Инглиз | Төрек |
---|---|
journal | dergi |
content | içeriklere |
published | yayınlanan |
have to | zorunda |
access | erişim |
researchers | araştırmacılar |
open | açık |
pay | bir |
give | için |
or | veya |
to | sağlamak |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
Инглиз | Төрек |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
EN Elazığ Earthquake: After the earthquake that occurred in Elazığ on January 24, we carried out humanitarian works together with the Disaster Platform after identifying the needs and the situation
TR Elazığ Depremi: 24 Ocak’ta Elazığ’da meydana gelen depremin ardından ihtiyaç ve durum tespiti yaparak Afet Platformu ile beraber insani yardım çalışmaları yürüttük
Инглиз | Төрек |
---|---|
elazığ | elazığ |
disaster | afet |
platform | platformu |
situation | durum |
needs | ihtiyaç |
in | da |
and | ve |
with | ile |
{Totalresult} тәрҗемәләренең 50 күрсәтү