TR Burada, kuruluşunuzun Küresel Amaçları insanlara tanıtmasına yardımcı olacak setler, taktikler ve yapabileceğiniz şeyleri bulabilirsiniz. Bunları dünya ile paylaşın, tanınır hale getirin ve hep birlikte bunların olmasını sağlayalım.
Maaaring isalin ang "hep birlikte bunların" sa Turko sa mga sumusunod na Ingles na salita/parirala:
TR Burada, kuruluşunuzun Küresel Amaçları insanlara tanıtmasına yardımcı olacak setler, taktikler ve yapabileceğiniz şeyleri bulabilirsiniz. Bunları dünya ile paylaşın, tanınır hale getirin ve hep birlikte bunların olmasını sağlayalım.
EN Here you’ll find tools, tactics and actions you can take to engage your organisation to help people learn about The Global Goals. So share them with the world, help make them famous and together lets make them happen.
Turko | Ingles |
---|---|
burada | here |
insanlara | people |
olacak | the |
paylaşın | share |
TR İklim ve çevre benim için hep önemliydi, ama kendimi hep çaresiz hissediyordum
EN Climate and the environment have always been important to me, but I felt powerless to do anything
Turko | Ingles |
---|---|
çevre | environment |
ama | but |
TR Bunların arasında bir dizi sorun giderme önerileri bulunur; bunların, sorununuza bir çözüm bulmanızı ve sizi oyuna geri döndürüp oyunu çalıştırmanızı sağlamasını umuyoruz.
EN These include a number of troubleshooting suggestions which should hopefully allow you to find a solution to your issue and get you back up and running.
Turko | Ingles |
---|---|
sorun | issue |
önerileri | suggestions |
çözüm | solution |
sizi | you |
geri | back |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Bir mesajı doğrudan bir ekip arkadaşınıza atayın veya yanıtlamak için hep birlikte çalışın.
EN Work together with your team to review and respond to incoming messages, or assign a message directly to a team member.
Turko | Ingles |
---|---|
doğrudan | directly |
ekip | team |
veya | or |
TR Hep birlikte koronaya karşı – Ücretsiz indirilen dergi
EN Fighting corona together – magazine available for free download
Turko | Ingles |
---|---|
dergi | magazine |
TR Deutschland Edition E-Dergi Versiyonu: Hep birlikte koronaya karşı
EN Deutschland Edition the new e-paper: Fighting corona together
Turko | Ingles |
---|---|
deutschland | deutschland |
birlikte | together |
TR Ayrımcılığa Karşı Hep Birlikte
EN Access to Education is the Right of Every Child
TR Ayrımcılığa Karşı Hep Birlikte
EN Access to Education is the Right of Every Child
TR SEGA Europe Limited, Sports Interactive Limited ("SI") da dahil olmak üzere bağlı şirketleri ve yan kuruluşları (hep birlikte "SEGA"), kişisel verilerinizin gizliliği ve güvenliğini korumayı taahhüt eder
EN SEGA Europe Limited, its subsidiaries and affiliates including Sports Interactive Limited (“SI”) (together “SEGA”) are committed to protecting the privacy and security of your personal data
Turko | Ingles |
---|---|
limited | limited |
güvenliğini | security |
TR Veriler, SI'nin gözlemleme ağı ve iç araştırma ekibi (hep birlikte "Ağ") tarafından derlenir
EN The Data is compiled by SI’s scouting network and in-house research team (together, the “Network”)
Turko | Ingles |
---|---|
veriler | data |
ağı | network |
araştırma | research |
ekibi | team |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Ayrımcılığa Karşı Hep Birlikte
EN Access to Education is the Right of Every Child
TR Ayrımcılığa Karşı Hep Birlikte
EN Access to Education is the Right of Every Child
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte, her eylem gelecek kuşaklar için daha sağlıklı bir çevreye katkıda bulunmaktadır.
EN Together, each action contributes to a healthier environment for future generations.
Turko | Ingles |
---|---|
eylem | action |
gelecek | future |
sağlıklı | healthier |
çevreye | environment |
TR Hep birlikte koronaya karşı – Ücretsiz indirilen dergi
EN Fighting corona together – magazine available for free download
Turko | Ingles |
---|---|
dergi | magazine |
TR Deutschland Edition E-Dergi Versiyonu: Hep birlikte koronaya karşı
EN Deutschland Edition the new e-paper: Fighting corona together
Turko | Ingles |
---|---|
deutschland | deutschland |
birlikte | together |
TR Ancak bu sınır sadece bugünkü Almanya toprakları boyunca uzanmıyordu: Avusturya, Slovakya, Macaristan ve Almanya hep birlikte Dünya Mirası başvurusunda bulundular.
EN The border was not limited to present-day Germany: Austria, Slovakia, Hungary, and Germany made a joint application to be included in the list of UNESCO World Heritage Sites.
Turko | Ingles |
---|---|
sınır | border |
almanya | germany |
avusturya | austria |
ve | and |
dünya | world |
TR Bu ülkeler hep birlikte “Avro Bölgesi”ni oluşturuyorlar
EN This group of countries form the eurozone
Turko | Ingles |
---|---|
bu | this |
ülkeler | countries |
TR Avrupa Birliği: Barış ve refah için hep birlikte
EN The EU: together for prosperity and peace
Turko | Ingles |
---|---|
avrupa | eu |
barış | peace |
refah | prosperity |
TR işlediğimiz veya kontrol ettiğimiz kişisel verilerinize, bu kişisel verilerin niteliği, işlenmesi ve ifşasıyla ilgili bilgilerle birlikte erişim veya bunların kopyalarını isteme hakkı;
EN the right to request access to, or copies of, your personal data that we process or control, together with information regarding the nature, processing and disclosure of that personal data;
Turko | Ingles |
---|---|
veya | or |
kontrol | control |
verilerin | data |
işlenmesi | processing |
ve | and |
ilgili | regarding |
erişim | access |
hakkı | right |
TR Örneğin, bazı sıra izleyiciler SERP denetleyicileri, anahtar kelime bulucular ve hatta web sitesi denetimleri gibi ekstralara sahip olacaktır (bunların hepsini Ranktracker ile birlikte sunuyoruz).
EN For example, some rank trackers will feature extras like SERP checkers, keyword finders, and even website audits (all of which we offer alongside Ranktracker).
Turko | Ingles |
---|---|
bazı | some |
sıra | rank |
serp | serp |
hatta | even |
denetimleri | audits |
olacaktır | will |
ranktracker | ranktracker |
TR "Fatih cami bir semtle özdeşleşmiş en ihtişamlı camilerden biri. Çevresi bu ihtişamdan etkilenmiş. Nedense hep büyük cenazelere ev sahibidir. Böyle hatırlanır. Gidip görmeli."
EN "It is so majestic yet calming. Built on the site where the tomb of Constantine the great and later the Church of Justinian stood, thus symbolising a new era of sovereignty. An architectural beauty."
Turko | Ingles |
---|---|
büyük | great |
TR "Salmon bagelına bayıldım. Genel olarak her şey çok güzel. Daha kekleri yemedim ama birazdan gelecek. Yalnız mekan çok küçük haberiniz olaun ve hep dolu :))"
EN "Hands down the best breakfast we had during our visit to Barcelona. Really nice coffee and sandwiches, and the guys running the shop were extremely friendly."
Turko | Ingles |
---|---|
ama | we |
TR Grup üyelerinin üst düzey bireysel yetenekleri ve egoları grubun dağılmasına neden olsa da üyeleri yeniden birleşme fikrine hep sıcak baktı
EN The band consisted of Sting (vocals, bass), Andy Summers (guitar) and Stewart Copeland (drums)
Turko | Ingles |
---|---|
olsa | the |
TR ElastiCache kümelerinizi sürekli izleyerek Redis ortamınızın hep çalışır durumda kalmasını sağladığından, siz daha değerli olan uygulama geliştirme işlerinize odaklanabilirsiniz
EN ElastiCache continuously monitors your clusters to keep your Redis up and running so that you can focus on higher value application development
Turko | Ingles |
---|---|
elasticache | elasticache |
sürekli | continuously |
redis | redis |
değerli | value |
uygulama | application |
geliştirme | development |
TR Gününüzü mahvedebilecek siber suçlularla uğraşmadan işlerinizle ilgilenmenize olanak veren ödüllü korumamızla bilgisayar korsanlarının hep bir adım önünde olun.
EN Remain one step ahead of hackers with our Award-Winning protection, allowing you to go about your routine with zero hang-ups about cyber criminals ruining your day.
Turko | Ingles |
---|---|
siber | cyber |
ödüllü | award-winning |
adım | step |
önünde | ahead |
günü | day |
TR Siber suçluların hep bir adım önünde olun ve benzersiz parolalar kullanın.
EN Remain one step ahead of cyber criminals and use uniquely generated passwords.
Turko | Ingles |
---|---|
siber | cyber |
adım | step |
önünde | ahead |
parolalar | passwords |
kullanın | use |
TR Ben hep aileye inandım. İnsanın gücüne, sevgisine, güvenine ve vicdanına, elbette emeğin kutsallığına. Türkiye’nin güzelliğine, başarısına, yarınlarına...
EN I’ve always believed in the concept of family. In people’s power, love, trust, and conscience. And of course, in the sanctity of labor. In Turkey’s beauty, success, and future…
Turko | Ingles |
---|---|
elbette | of course |
türkiye | turkey |
başarısı | success |
TR Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından Kibar Holding, “Hep Beraber Yaşam Güvenliği” projesiyle birincilik ödülü almaya hak kazandı.
EN Kibar Holding, one of the leading industrial organizations of Turkey, has been granted the grand prize for their project titled "Hep Beraber Yaşam Güvenliği" ("Working All Together for Life Safety").
Turko | Ingles |
---|---|
türkiye | turkey |
sanayi | industrial |
holding | holding |
yaşam | life |
güvenliği | safety |
ödülü | prize |
TR Özel destek ekibimiz, kripto para borsalarıyla ilgili sorularınıza cevap vermeye yardımcı olmak için hep hazırdır.
EN Our dedicated support team is always ready to assist you with any questions regarding crypto exchanges.
Turko | Ingles |
---|---|
kripto | crypto |
soruları | questions |
TR MyTherapy ücretsiz bir uygulamadır ve hep ücretsiz kalacak
EN MyTherapy always has been and always will remain free to use
Turko | Ingles |
---|---|
ücretsiz | free |
TR ElastiCache kümelerinizi sürekli izleyerek Redis ortamınızın hep çalışır durumda kalmasını sağladığından, siz daha değerli olan uygulama geliştirme işlerinize odaklanabilirsiniz
EN ElastiCache continuously monitors your clusters to keep your Redis up and running so that you can focus on higher value application development
Turko | Ingles |
---|---|
elasticache | elasticache |
sürekli | continuously |
redis | redis |
değerli | value |
uygulama | application |
geliştirme | development |
TR Özel destek ekibimiz, kripto para borsalarıyla ilgili sorularınıza cevap vermeye yardımcı olmak için hep hazırdır.
EN Our dedicated support team is always ready to assist you with any questions regarding crypto exchanges.
Turko | Ingles |
---|---|
kripto | crypto |
soruları | questions |
TR Covid-19 salgınına karşı başlangıçtan bugüne kadar Üntel Ailesi olarak, virüsten hep bir adım önde olma amacıyla bu alanda bir dizi önlemi hayat geçirdik
EN As Üntel Family, against the Covid-19 epidemic, we have taken lots of precautions since beginning of epidemic in order to always be one step ahead of the virüs
Turko | Ingles |
---|---|
ailesi | family |
adım | step |
önde | ahead |
amacıyla | in order to |
TR Hoşgörüsüzlüğün ve nefretin hep bizden uzaklarda bir yerlerde olduğuna güvenmek aldatıcı bir yaklaşım
EN What use is my success if my achievements do not make people’s lives easier? If I do not improve anything, it’s all worth nothing
TR “Yurt dışında çalışmayı hep istemiştim” diyen Tirkkonen eğitiminin üçüncü yılında bu fırsata kavuştu.
EN That was Tirkkonen’s reason, too: “I’ve always wanted to work abroad, and in the third year of my training I had the opportunity to do so.”
Turko | Ingles |
---|---|
üçüncü | third |
yılında | in |
TR Sonrasındaysa genellikle hep beraber yeşil lahana yemeği yeniyor.
EN Afterwards, the participants often repair for a common meal of kale.
Turko | Ingles |
---|---|
genellikle | often |
TR Öte yandan bugüne kadar hep iki olan şansölye adayı sayısı üçe çıkmış durumda
EN And now there are three candidates for the chancellorship instead of the usual two
Turko | Ingles |
---|---|
olan | are |
Ipinapakita ang 50 ng 50 na mga pagsasalin