EN Smaller spaces such as a phone booth, focus room, or executive office are ideal for one-on-one meetings or personal focus spaces
Maaaring isalin ang "focus on getting" sa Ingles sa mga sumusunod na Turko na salita/parirala:
EN Smaller spaces such as a phone booth, focus room, or executive office are ideal for one-on-one meetings or personal focus spaces
TR Telefon kulübesi, odak odası veya idari ofis gibi daha küçük alanlar, bire bir toplantılar veya kişisel odak alanları için idealdir
Ingles | Turko |
---|---|
phone | telefon |
focus | odak |
office | ofis |
ideal | idealdir |
personal | kişisel |
room | odası |
or | veya |
smaller | daha küçük |
for | için |
a | bir |
meetings | toplantılar |
as | gibi |
EN Complemented with up-to-the-minute technologies and a team of experienced convention specialists, every detail is organised to perfection allowing you to focus on getting the most from your meeting.
TR En son teknoloji ve deneyimli toplantı uzmanları, tüm detayları mükemmel bir şekilde organize ederek, sizin toplantınızdan en iyi şekilde yararlanmanıza olanak tanır.
Ingles | Turko |
---|---|
technologies | teknoloji |
experienced | deneyimli |
meeting | toplantı |
most | en |
and | ve |
a | bir |
the | şekilde |
to | tüm |
EN If we are getting too hung up on technicalities, we may wish to try not counting sobriety for 90 days, and instead focus simply on recovery one day at a time.
TR Teknik konulara fazla takılırsak, 90 gün boyunca ayıklığı saymamayı deneyebiliriz ve bunun yerine her seferinde bir gün iyileşmeye odaklanabiliriz.
Ingles | Turko |
---|---|
time | seferinde |
and | ve |
instead | bunun yerine |
day | gün |
a | bir |
to | her |
EN I tried getting a dumb phone, and getting rid of my personal wifi connection at home
TR Aptal bir telefon almayı ve evdeki kişisel wifi bağlantımdan kurtulmayı denedim
Ingles | Turko |
---|---|
phone | telefon |
wifi | wifi |
connection | bağlantı |
personal | kişisel |
and | ve |
a | bir |
EN Description: View Bbc sissy brianna getting booty screwed by african ramrod hd as completely free. BDSM porn xxx Bbc sissy brianna getting booty screwed by african ramrod video.
TR Açıklama: BBC Sissy Brianna Afrika Ramrod tarafından Booty Booty Alınan hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx BBC Sissy Brianna Afrika Ramrod tarafından Booty Booty Alınan video.
Ingles | Turko |
---|---|
description | açıklama |
african | afrika |
hd | hd |
completely | tamamen |
bdsm | bdsm |
free | ücretsiz |
video | video |
by | tarafından |
as | olarak |
view | görüntüle |
porn | porno |
xxx | xxx |
EN Description: View Indian sissy crossdresser getting stuffed by chubby dad in a-hole hd as completely free. BDSM porn xxx Indian sissy crossdresser getting stuffed by chubby dad in a-hole video.
TR Açıklama: Hint Sissy Crossdresser A-Holede tombul baba tarafından dolduruluyor hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx Hint Sissy Crossdresser A-Holede tombul baba tarafından dolduruluyor video.
Ingles | Turko |
---|---|
description | açıklama |
indian | hint |
hd | hd |
completely | tamamen |
bdsm | bdsm |
free | ücretsiz |
video | video |
by | tarafından |
view | görüntüle |
porn | porno |
xxx | xxx |
EN Getting started is easy for existing and new AWS Accounts. Use this Getting Started tutorial to enter into an agreement. For a more detailed guide, refer to the AWS Agreement documentation.
TR Var olan ve yeni AWS Hesapları için kullanmaya başlamak kolaydır. Bir anlaşma yapmak için bu Kullanmaya Başlama eğitimini kullanın. Daha ayrıntılı bir kılavuz için bkz. AWS Anlaşma belgeleri.
Ingles | Turko |
---|---|
easy | kolaydır |
new | yeni |
aws | aws |
accounts | hesaplar |
agreement | anlaşma |
guide | kılavuz |
documentation | belgeleri |
detailed | ayrıntılı |
this | bu |
and | ve |
enter | için |
started | başlamak |
EN Open Access focus and experience
TR Açık Erişimli odak ve deneyim
Ingles | Turko |
---|---|
open | açık |
access | erişimli |
focus | odak |
and | ve |
experience | deneyim |
EN They can focus on internal projects instead of spending time managing remote access."
TR Artık uzaktan erişimi yönetmeye zaman harcamak yerine şirket projelerine odaklanabiliyorlar."
Ingles | Turko |
---|---|
remote | uzaktan |
access | erişimi |
time | zaman |
of | yerine |
EN Back in 1930, the Elsevier publishing house struggled with unsold books and large bank debt, but one director's decision to focus on technology, medicine and history turned the company's fortunes around.
TR 1930'da Elsevier yayın evinin başı satamadığı kitaplar ve bankaya olan borçlarıyla dertteydi ancak yöneticilerinden birinin teknoloji, tıp ve tarihe yönelme kararı şirketin şansını döndürdü.
Ingles | Turko |
---|---|
books | kitaplar |
decision | karar |
technology | teknoloji |
medicine | tıp |
elsevier | elsevier |
and | da |
EN Klautz (1904-1990), Elsevier’s prospects slowly turned as the newly appointed director put a strong focus on the development of new projects for an international market
TR Klautz'un (1904-1990) önderliğinde, yeni göreve gelen bu yöneticinin uluslararası piyasa için projeler geliştirmeye büyük önem vermesi sayesinde, Elsevier’in şansı yavaş yavaş dönmeye başladı
Ingles | Turko |
---|---|
development | geliştirmeye |
projects | projeler |
international | uluslararası |
new | yeni |
market | piyasa |
of | in |
put | için |
EN It was Dekker who advised Elsevier to fully focus on establishing an English language scientific catalogue.
TR Elsevier'e tamamen İngilizce dilinde bir bilimsel katalog oluşturmaya odaklanmasını tavsiye eden Dekker'di.
Ingles | Turko |
---|---|
fully | tamamen |
scientific | bilimsel |
to | bir |
EN You will be able to focus on each patient's unique needs to support an optimal treatment experience and outcomes.
TR En iyi tedavi deneyimini ve sonuçlarını desteklemek için her bir hastanın kendine has ihtiyaçlarına odaklanabileceksiniz.
Ingles | Turko |
---|---|
optimal | en |
treatment | tedavi |
experience | deneyimini |
outcomes | sonuçları |
and | ve |
to support | desteklemek |
needs | ihtiyaç |
EN Lead generation: Build demand for your products and generate highly relevant leads. Target by expertise, discipline, regional and global focus, platform or via one of our established research journals.
TR Talep yaratma: Ürünleriniz için talep oluşturun ve son derece uygun talepler bulun. Uzmanlık, disiplin, bölgesel ve global odak, platform ile veya köklü araştırma dergilerimiz vasıtasıyla hedeflerinizi belirleyin.
Ingles | Turko |
---|---|
demand | talep |
highly | son derece |
expertise | uzmanlık |
regional | bölgesel |
global | global |
focus | odak |
platform | platform |
research | araştırma |
or | veya |
build | oluşturun |
of | in |
and | ve |
EN Reveal focus of your competitors’ digital campaigns
TR Rakiplerinizin dijital kampanya odağını açığa çıkarın
Ingles | Turko |
---|---|
of | ın |
digital | dijital |
EN Get more of what you need. Your Enterprise plan comes with 20,000 keywords and unlimited projects so that your team can focus on their work without worrying about hitting data limits.
TR İhtiyacınız olandan daha fazlasını edinin. Enterprise tarifeniz, 20.000 anahtar kelime ve sınırsız miktarda proje içerir, böylece ekibiniz veri limitlerini aşma konusunda endişelenmeksizin işlerine odaklanabilir.
Ingles | Turko |
---|---|
unlimited | sınırsız |
data | veri |
your team | ekibiniz |
more | fazlasını |
keywords | anahtar |
so | böylece |
enterprise | enterprise |
and | ve |
work | iş |
of | konusunda |
EN We do not take sides in any of the conflict zones we operate in and focus on basic needs and rights.
TR Afet müdahale planımızı kendi ihtiyaç analizlerimize göre oluşturur, yardım önceliğimizde siyasi, ekonomik, askeri çıkar gözetmeden hayatı destekleriz.
Ingles | Turko |
---|---|
needs | ihtiyaç |
the | kendi |
EN Our algorithms do all the searching so you can focus on staying in touch.
TR Algoritmalarımız tüm aramayı yapar, böylece siz iletişimi korumaya odaklanabilirsiniz.
Ingles | Turko |
---|---|
algorithms | algoritmaları |
do | yapar |
so | böylece |
focus | odaklanabilirsiniz |
all | tüm |
the | siz |
EN Focus your efforts with View Prediction and see forecasted performance for each idea.
TR Emeklerinizi Görüntülenme Tahminine yoğunlaştırın ve her bir fikir için öngörülen performansı görün.
Ingles | Turko |
---|---|
idea | fikir |
see | görün |
for | için |
and | ve |
EN You focus on your business, we manage your hosting
TR Siz işinize odaklanın, hostinginizi biz yönetelim
Ingles | Turko |
---|---|
focus | odaklanın |
business | iş |
we | biz |
your | siz |
EN We focus on solving your supply chain needs from end to end, taking the complexity out of container shipping for you.
TR Tedarik zincirinizin gereksinimlerini uçtan uca çözümlemeye odaklanarak, konteyner taşımacılığının karmaşıklığını sizin için ortadan kaldırırız.
Ingles | Turko |
---|---|
supply | tedarik |
container | konteyner |
of | in |
the | sizin |
EN Dash is an open source peer-to-peer cryptocurrency with a strong focus on the payments industry
TR Dash, ödeme endüstrisine güçlü bir şekilde odaklanan eşler arası açık kaynak kodlu bir kripto paradır
Ingles | Turko |
---|---|
source | kaynak |
cryptocurrency | kripto |
dash | dash |
strong | güçlü |
open | açık |
to | arası |
the | şekilde |
a | bir |
EN At Yeux (French for eyes), our primary focus is to bring awareness to eye care and eye health across the globe
TR Yeux?ta (Fransızcada göz), öncelikli odağımız, dünya genelinde göz bakımı ve göz sağlığı konusunda farkındalık yaratmaktır
Ingles | Turko |
---|---|
awareness | farkındalık |
globe | dünya |
health | sağlığı |
care | bakım |
and | ve |
to | konusunda |
eye | göz |
EN We’re constantly working to make our clients’ experiences as fast and seamless as possible, so they can focus more on their business and less on implementation
TR Müşterilerimizin uygulamadan ziyade işlerine odaklanabilmeleri için, onların deneyimlerini mümkün olduğunca hızlı ve sorunsuz hâle getirmek üzere hiç durmadan çalışıyoruz
Ingles | Turko |
---|---|
seamless | sorunsuz |
fast | hızlı |
possible | mümkün |
and | ve |
business | iş |
EN With our Summer Camp Consent Forms ready to go, you can send your worries on vacation and focus on making this summer the best (and safest) one yet!
TR Kullanıma hazır Yaz Kampı Onay Formlarımızla, endişelerinizi tatile gönderebilir ve bu yazı şimdiye kadarki en iyi (ve en güvenli) yazı yapmaya odaklanabilirsiniz!
Ingles | Turko |
---|---|
summer | yaz |
focus | odaklanabilirsiniz |
safest | en güvenli |
ready | hazır |
this | bu |
to | güvenli |
forms | formlar |
and | ve |
best | en |
EN The four main focus points of the standard are:
TR Standardın dört ana odak noktası şöyledir:
Ingles | Turko |
---|---|
main | ana |
focus | odak |
standard | standardı |
EN Designed with a focus on high flow rate and low pressure drops this coupling is perfect for smaller connection lines.
TR Yüksek akış hızı ve daha az basınç düşüşü sunması hedeflenerek tasarlanan bu kaplin, daha küçük bağlantı hatları için mükemmeldir.
Ingles | Turko |
---|---|
flow | akış |
pressure | basınç |
connection | bağlantı |
and | ve |
this | bu |
high | yüksek |
smaller | daha küçük |
designed | için |
EN Much of Autechre's music has a strong focus on complex rhythm and driving percussion, and more recently, on meticulous sequencing
TR Elemanlar Rob Brown ve Sean Booth'un projesi, Warp Records'un en dikkat çeken gruplarından biri olarak kabul ediliyor
Ingles | Turko |
---|---|
and | ve |
much | en |
of | biri |
EN A key focus in this primer is laying out the differences of the Stellar and Ripple projects, as well as shedding light on XLM’s consistently impressive transaction growth and flexibility.
TR Bu primerdeki bir anahtar odak noktalarından birisi de Stellar ve Ripple projelerinin farklılıklarını ortaya koymanın yanı sıra, XLM'in artan oranda etkileyici işlem artışı ve esnekliğidir.
Ingles | Turko |
---|---|
key | anahtar |
focus | odak |
projects | iş |
impressive | etkileyici |
transaction | işlem |
stellar | stellar |
ripple | ripple |
and | ve |
this | bu |
a | bir |
EN Thanks to this process, she started to focus on consultancy sector in her career
TR Bu süreç profesyonel kariyerinde yörüngesini danışmanlık sektörüne dönmesini sağladı
Ingles | Turko |
---|---|
consultancy | danışmanlık |
process | süreç |
this | bu |
sector | sektör |
her | ne |
EN She uses her experience in public and private sector on economic and social development issues with a focus on construction of business collaborations and works on utility design to create common value
TR Ekonomik ve sosyal kalkınma konularında kamu ve özel sektördeki birikimini iş birlikleri kurgulama odağında kullanarak ortak değer yaratma amaçlı fayda tasarımı üzerinde çalışmaktadır
Ingles | Turko |
---|---|
economic | ekonomik |
social | sosyal |
issues | konular |
value | değer |
public | kamu |
common | ortak |
and | ve |
design | tasarım |
to | kullanarak |
on | üzerinde |
development | kalkınma |
a | özel |
EN Find out how Maersk manages integrated supply chain services with 4th Party Logistics solutions and let you focus on your business. Learn more here.
TR Maersk'in entegre tedarik zinciri hizmetlerini, 4. Taraf Lojistik Çözümleri ile nasıl yönettiği ve işinize rahatlıkla odaklanabilmenizi nasıl sağladığı konusunda bilgi edinin.
Ingles | Turko |
---|---|
integrated | entegre |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
services | hizmetlerini |
party | taraf |
logistics | lojistik |
business | iş |
how | nasıl |
with | ile |
on | konusunda |
EN We focus on solving your supply chain needs from end to end, taking the complexity out of container shipping for you
TR Tedarik zincirinizin gereksinimlerini uçtan uca çözümlemeye odaklanarak, konteyner taşımacılığının karmaşıklığını sizin için ortadan kaldırırız
Ingles | Turko |
---|---|
supply | tedarik |
container | konteyner |
of | in |
the | sizin |
EN Designed for large medical customers with a focus on higher HIPAA transcription volume.
TR Daha yüksek HIPAA transkripsiyon hacmine odaklanan büyük tıbbi müşteriler için tasarlanmıştır.
Ingles | Turko |
---|---|
medical | tıbbi |
customers | müşteriler |
hipaa | hipaa |
transcription | transkripsiyon |
volume | hacmine |
higher | daha yüksek |
large | büyük |
on | yüksek |
EN Sonix uses the latest AI-technologies to convert audio to text so you can focus deriving insights rather than transcribing your audio or video interviews.
TR Sonix, sesi metne dönüştürmek için en son yapay zeka teknolojilerini kullanır, böylece ses veya video görüşmelerinizi transkripsiyon yapmak yerine türetilen içgörülere odaklanabilirsiniz.
Ingles | Turko |
---|---|
uses | kullanır |
focus | odaklanabilirsiniz |
video | video |
interviews | görüşmelerinizi |
sonix | sonix |
latest | en |
the latest | son |
text | metne |
transcribing | transkripsiyon |
or | veya |
EN With Sonix you can focus on assimilating key data points and synthesizing information rather than spending time transcribing.
TR Sonix ile anahtar veri noktalarını asimile etmeye ve zaman transkripsiyonu yapmak yerine bilgileri sentezlemeye odaklanabilirsiniz.
Ingles | Turko |
---|---|
sonix | sonix |
focus | odaklanabilirsiniz |
key | anahtar |
transcribing | transkripsiyonu |
data | veri |
information | bilgileri |
time | zaman |
and | ve |
with | ile |
EN Automatically convert hours of video to text or subtitles in minutes. Focus on the storytelling—easily send notes and edits to your video editors.
TR Videonun saatlerini dakikalar içinde metne veya altyazılara otomatik olarak dönüştürün. Hikaye anlatmaya odaklanın; video editörlerinize kolayca notlar ve düzenlemeler gönderin.
Ingles | Turko |
---|---|
automatically | otomatik |
focus | odaklanın |
easily | kolayca |
notes | notlar |
edits | düzenlemeler |
send | gönderin |
and | ve |
minutes | dakikalar |
video | video |
text | metne |
or | veya |
in | içinde |
EN Automatically convert hours of video or audio to text in minutes. Focus on the case and let us securely transcribe your evidence and research.
TR Video veya ses saatlerini dakikalar içinde metne otomatik olarak dönüştürün. Davaya odaklan ve kanıtlarınızı ve araştırmalarınızı güvenli bir şekilde yazalım.
Ingles | Turko |
---|---|
video | video |
minutes | dakikalar |
securely | güvenli bir şekilde |
automatically | otomatik olarak |
or | veya |
text | metne |
in | içinde |
research | araştırmalar |
to | güvenli |
EN Focus on the research and synthesis of the evidence at hand
TR Eldeki kanıtların araştırılmasına ve sentezine odaklanın
Ingles | Turko |
---|---|
focus | odaklanın |
and | ve |
of | ın |
EN Focus on the call, not on note taking. Just record the call and Sonix will automatically transcribe it for you in minutes. Improve your selling skills. Leave the busywork to us.
TR Çağrıya odaklan, not almaya değil. Sadece aramayı kaydedin ve Sonix dakikalar içinde sizin için otomatik olarak yazdıracaktır. Satış becerilerinizi geliştirin. İşi bize bırak.
Ingles | Turko |
---|---|
record | kaydedin |
sonix | sonix |
minutes | dakikalar |
leave | bırak |
selling | satış |
improve | geliştirin |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
us | bize |
in | içinde |
the | değil |
note | not |
EN Focus on the content, we will do the heavy lifting.
TR İçeriğe odaklanın, ağır kaldırma işlemini yapacağız.
Ingles | Turko |
---|---|
focus | odaklanın |
we will | yapacağız |
EN We believe that work is more than lines of code or a to-do list. It all starts with an amazing team that thoroughly enjoys what they do. With a relentless focus on customers, Sonix has a winning formula.
TR Çalışmanın kod satırlarından veya yapılacaklar listesinden daha fazlası olduğuna inanıyoruz. Her şey yaptıklarını iyice hoşlanan inanılmaz bir ekip ile başlar. Müşterilere acımasız bir odaklanma ile Sonix kazanan bir formülü var.
Ingles | Turko |
---|---|
code | kod |
list | listesinden |
starts | başlar |
team | ekip |
focus | odaklanma |
customers | müşterilere |
sonix | sonix |
winning | kazanan |
formula | formül |
we believe | inanıyoruz |
more | fazlası |
or | veya |
lines | bir |
with | ile |
EN With a focus on listed real estate and infrastructure securities, CBRE Clarion Securities provides actively managed investment solutions for clients worldwide.
TR İşlem gören gayrimenkul ve altyapı menkul kıymetlerine odaklanan CBRE Clarion Menkul Kıymetler, dünya genelindeki müşteriler için etkin olarak yönetilen yatırım çözümleri sağlamaktadır.
Ingles | Turko |
---|---|
cbre | cbre |
managed | yönetilen |
investment | yatırım |
clients | müşteriler |
worldwide | dünya |
real estate | gayrimenkul |
infrastructure | altyapı |
solutions | çözümleri |
and | ve |
for | için |
EN Highlighting a growing focus by corporates on deploying technology, wellness and flexible space as core elements in a user experience themed agenda.
TR Kurumlarda kullanıcı tecrübesi temalı bir gündem olarak, teknoloji kullanımının, sağlıklı çalışma koşullarının ve esnek mekanların temel bileşenler olarak giderek daha fazla kullanımı.
Ingles | Turko |
---|---|
technology | teknoloji |
flexible | esnek |
experience | tecrübesi |
agenda | gündem |
and | ve |
user | kullanıcı |
a | bir |
EN Let your team focus on what really matters for your business and automate low-value action
TR Ekibinizin işiniz için gerçekten önemli olan şeylere odaklanmasına ve düşük değerli eylemi otomatikleştirmesine izin verin
Ingles | Turko |
---|---|
really | gerçekten |
business | iş |
your team | ekibinizin |
matters | önemli |
low | düşük |
value | değerli |
for | için |
what | olan |
and | ve |
EN Fine grained targeting options to focus on the right leads or customers
TR Doğru müşteri adaylarına veya müşterilere odaklanmak için ayrıntılı hedefleme seçenekleri
Ingles | Turko |
---|---|
options | seçenekleri |
or | veya |
to | için |
fine | doğru |
EN This way you can focus on the problem resolution instead of being flooded by customers.
TR Bu şekilde, müşteriler tarafından boğulmak yerine sorunun çözümüne odaklanabilirsiniz.
Ingles | Turko |
---|---|
focus | odaklanabilirsiniz |
customers | müşteriler |
this | bu |
the | şekilde |
by | tarafından |
can | ne |
EN A knowledge base software will allow your team to focus on questions that really matter, instead of repeating the same answers again and again
TR Bir bilgi tabanı yazılımı, ekibinizin aynı cevapları tekrar tekrar tekrarlamak yerine gerçekten önemli olan sorulara odaklanmasını sağlar
Ingles | Turko |
---|---|
knowledge | bilgi |
allow | sağlar |
really | gerçekten |
again | tekrar |
base | tabanı |
your team | ekibinizin |
answers | cevapları |
the | aynı |
software | yazılımı |
same | bir |
EN ICON is a scalable smart contract enabled blockchain platform with an innovative consensus mechanism, decentralized governance structure, and a focus on interoperability between enterprise and public blockchains
TR ICON, yenilikçi mutabakat mekanizması, merkeziyetsiz yönetim yapısı ve buna ek olarak özel ve açık blockchainler arası birlikte çalışabilirlik odağına sahip ölçeklenebilir akıllı kontrat desteği sunan bir blockchain platformudur
Ingles | Turko |
---|---|
contract | kontrat |
innovative | yenilikçi |
consensus | mutabakat |
decentralized | merkeziyetsiz |
governance | yönetim |
scalable | ölçeklenebilir |
smart | akıllı |
blockchain | blockchain |
and | ve |
structure | yapısı |
on | açık |
with | birlikte |
EN Waves Platform offers an accessible development environment with a primary focus on decentralization. The core functionality of the platform includes:
TR Waves platformu merkeziyetsizliği ana odak noktası yaparak erişilebilir bir geliştirme ortamı sunar. Platformun esas işlevselliği şunları içerir:
Ingles | Turko |
---|---|
platform | platformu |
offers | sunar |
accessible | erişilebilir |
development | geliştirme |
focus | odak |
core | ana |
functionality | işlevselliği |
includes | içerir |
environment | ortamı |
a | bir |
Ipinapakita ang 50 ng 50 na mga pagsasalin