EN You can add or subtract a particular amount you defined in your calculations and reach a total sum
EN You can add or subtract a particular amount you defined in your calculations and reach a total sum
TR Hesaplamalarınızda tanımladığınız belirli bir değeri ekleyip çıkarabilir ve toplam sonuca ulaşabilirsiniz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
and | ve |
total | toplam |
amount | bir |
EN You can add or subtract a particular amount you defined in your calculations and reach a total sum
TR Hesaplamalarınızda tanımladığınız belirli bir değeri ekleyip çıkarabilir ve toplam sonuca ulaşabilirsiniz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
and | ve |
total | toplam |
amount | bir |
EN Any two-place operator can be used in this operator-assignment mode, for example '$a -= 5' (subtract 5 from the value of $a), '$b *= 7' (multiply the value of $b by 7), etc.
TR İşleçli atama kipinde herhangi bir iki terimli işleç kullanılabilir, örneğin '$a -= 5' ($a'nın değerinden 5 çıkarılır), '$b *= 7' ($b'nin değeri 7 ile çarpılır), vs.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
value | değeri |
a | bir |
of | in |
any | herhangi |
EN Any two-place operator can be used in this operator-assignment mode, for example $a -= 5 (subtract 5 from the value of $a), $b *= 7 (multiply the value of $b by 7), etc.
TR İşleçli atama kipinde herhangi bir iki terimli işleç kullanılabilir, örneğin '$a -= 5' ($a'nın değerinden 5 çıkarılır), '$b *= 7' ($b'nin değeri 7 ile çarpılır), vs.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
value | değeri |
a | bir |
of | in |
any | herhangi |
EN For example, we may use device signals to determine that a particular device is within a particular venue
TR Örneğin, belirli bir cihazın belirli bir mekanda olduğunu belirlemek için cihaz sinyallerini kullanabiliriz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
device | cihaz |
is | olduğunu |
EN An interface, together with type declarations, provides a good way to make sure that a particular object contains particular methods. See instanceof operator and type declarations.
TR Bir arayüz tür bildirimiyle belli bir nesnenin belli yöntemleri içermesini sağlayabilir. Ayrıca bakınız: instanceof işleci ve Tür Bildirimleri.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
interface | arayüz |
methods | yöntemleri |
and | ve |
type | tür |
to | ayrıca |
a | bir |
EN Research landscape studies assess the dynamics and trends within a particular research area, and can include a variety of analyses such as:
TR Araştırma Ortamı Çalışmaları belirli bir araştırma alanı içindeki dinamikleri ve eğilimleri değerlendirir ve aşağıdakiler dahil olmak üzere çeşitli analizler içerir:
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
research | araştırma |
trends | eğilimleri |
area | alan |
variety | çeşitli |
and | ve |
EN Accepting more articles authored by a particular gender
TR Belirli bir cinsiyettekilerin yazdığı makalelerden daha fazla kabul etmek
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
accepting | kabul |
EN Explore databases of keywords in a particular language
TR Belirli bir dildeki anahtar kelime veri tabanını keşfedin
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
explore | keşfedin |
keywords | anahtar |
EN The average number of monthly searches of a particular keyword over 12 months. Estimate the keyword’s value and benefit for your rankings.
TR 12 ay boyunca belirli bir anahtar kelimenin ortalama aylık arama sayısı. Anahtar kelimenin değerini tahmin edin ve sıralamalarınız için fayda sağlayın.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
average | ortalama |
searches | arama |
estimate | tahmin |
benefit | fayda |
rankings | sıralamalarını |
monthly | aylık |
months | ay |
for | için |
of | in |
and | ve |
value | bir |
EN The number of rich snippets that appear for a particular query. Learn if your website can acquire a SERP feature for a keyword you are targeting.
TR Belirli bir sorgu için görünen rich snippet'lerin sayısı. Web sitenizin, hedeflediğiniz bir anahtar kelime için bir SERP özelliği edinip edinemeyeceğini öğrenin.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
query | sorgu |
website | web |
serp | serp |
your website | sitenizin |
feature | özelliği |
learn | öğrenin |
of | in |
for | için |
EN The domains that occupy the top search engine results for a particular search term. You can see who is listed on the first page.
TR Belirli bir arama terimi için en iyi arama motoru sonuçlarını işgal eden alanlar. İlk sayfada kimin listelendiğini görebilirsiniz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
engine | motoru |
term | terimi |
you | in |
page | sayfada |
who | kimin |
search | arama |
you can see | görebilirsiniz |
for | için |
results | sonuçlarını |
top | en |
EN The checker analyzes your website’s landing pages and suggests already high-ranking pages you can optimize for particular keywords.
TR Denetleyici, websitenizin varış sayfalarını analiz eder ve belirli anahtar kelimeler için optimize edebileceğin halihazırda yüksek sıraya sahip sayfaları önerir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
optimize | optimize |
particular | belirli |
high | yüksek |
pages | sayfalarını |
keywords | anahtar |
for | için |
and | ve |
the | kelimeler |
EN You can see all the available reviews of a particular listing
TR Belirli bir listenin bütün mevcut değerlendirmelerini görebilirsiniz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
you can see | görebilirsiniz |
EN This tab helps you identify the top-performing landing page of a particular domain and analyze the metrics of the keywords correlating with that page
TR Bu sekme, belirli bir alan adı için en iyi performans gösteren varış sayfalarını belirlemeye yardımcı olur ve bu sayfa ile ilgili anahtar kelimelerin metriklerini analiz edin
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
tab | sekme |
helps | yardımcı olur |
analyze | analiz |
keywords | anahtar |
top | iyi |
performing | performans |
page | sayfa |
this | bu |
a | yardımcı |
particular | belirli |
and | ve |
of | in |
domain | alan |
with | ile |
EN You can also monitor the pages that started or stopped performing for a particular query, be it the pages of your website or the ones of your competitor.
TR Ayrıca, isterse sizin website sayfanız olsun isterse rakibinizin, belirli bir sorgu için çalışmayı durduran veya başlatan sayfaları izleyebilirsiniz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
query | sorgu |
website | website |
pages | sayfaları |
ones | bir |
also | ayrıca |
for | için |
or | veya |
of | in |
EN When you opt out on a particular device, we will stop using and transferring mobile app data from that device for interest-based advertising on, and ad delivery/reporting to, other linked devices
TR Belirli bir cihazı devre dışı bıraktığınızda, diğer bağlı cihazlarda ilgi alanına dayalı reklamcılık ve reklam yayınlama/raporlama için mobil uygulama verilerini kullanmayı ve bu cihazdan aktarmayı durduracağız
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
mobile | mobil |
data | verilerini |
reporting | raporlama |
other | diğer |
linked | bağlı |
interest | ilgi |
based | dayalı |
using | kullanmayı |
device | cihaz |
and | ve |
app | uygulama |
out | bu |
devices | cihazlarda |
advertising | reklam |
EN If you choose to begin staking, definitely start by experimenting with minimum amounts with particular staking protocols and staking rewards
TR Stake etmeye başlamayı düşünüyorsanız, minimum rakamlar, stake etme ödülleri ve farklı stake etme protokolleri hakkında araştırma yapmaya kesinlikle başlamalısınız
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
staking | stake |
definitely | kesinlikle |
minimum | minimum |
protocols | protokolleri |
to | etmeye |
and | ve |
EN When you search on YouTube vidIQ displays lots of great information regarding the keyword universe for a particular term
TR YouTube'da arama yaptığınızda, vidIQ, belirli bir terim için anahtar kelimeyle ilgili birçok müthiş bilgiler gösterir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
search | arama |
displays | gösterir |
information | bilgiler |
keyword | anahtar |
vidiq | vidiq |
on | ilgili |
for | için |
of | in |
lots | çok |
EN When you connect to a VPN server located in a particular country, any website or service you visit will be shown an IP address native to that region
TR Belirli bir ülkede bulunan bir VPN sunucusuna bağlandığınızda ziyaret ettiğiniz tüm web sitelerine ve hizmetlere o bölgeye özgü bir IP adresi gösterilir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
vpn | vpn |
server | sunucusuna |
ip | ip |
country | ülkede |
website | web |
that | o |
address | adresi |
you | ve |
located | bulunan |
visit | ziyaret |
EN Identifying your particular mobile device can be a task in itself
TR Özel mobil cihazınızı tanımlamak başlı başına bir görev olabilir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
task | görev |
mobile | mobil |
device | cihaz |
be | olabilir |
a | bir |
EN The necessary information for amendment request should in particular covers;
TR Değişiklik talebi için gerekli bilgiler özellikle şunları kapsamalıdır;
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
information | bilgiler |
amendment | değişiklik |
necessary | gerekli |
request | talebi |
for | için |
EN The Tokyo Olympics are here! We at Phemex are excited to finally have a chance to see some international sports competition, it has been too long! The Olympics and Tokyo in particular, is a place wher……
TR Değerli Phemex Kullanıcıları, UEFA çeyrek finalleri geldi, yani kimin "Avrupa'nın en iyi futbol takımı" seçileceğini görmek için sadece sekiz takım ve yedi maç kaldı. Turnuva……
EN Looking for when a particular word or phrase that was spoken? Now you can. It's fast and easy to find key soundbites.
TR Ne zaman konuşulan belirli bir kelime veya ifade arıyorsunuz? Şimdi yapabilirsin. Anahtar ses bitelerini bulmak hızlı ve kolaydır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
spoken | konuşulan |
easy | kolaydır |
key | anahtar |
looking for | arıyorsunuz |
fast | hızlı |
when | zaman |
or | veya |
can | ne |
and | ve |
EN If we are uncertain whether a particular comment is inappropriate, we can ask that a group conscience be held.
TR Belirli bir yorumun uygunsuz olup olmadığından emin değilsek, grup vicdanının tutulmasını isteyebiliriz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
inappropriate | uygunsuz |
group | grup |
EN Mostly, I watched videos posted on a particular platform and I read texts in forums
TR Çoğunlukla belirli bir platformda yayınlanan videoları izledim ve forumlardaki metinleri okudum
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
platform | platformda |
videos | videoları |
read | ve |
EN Deleting problematic apps from your computer or smartphoneIf a particular app is problematic for you, it is recommended to delete it from your devices.
TR Bilgisayarınızdan veya akıllı telefonunuzdan sorunlu uygulamaları silmeBelirli bir uygulama sizin için sorunluysa, onu cihazlarınızdan silmeniz önerilir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
problematic | sorunlu |
computer | bilgisayar |
devices | cihazlar |
or | veya |
app | uygulama |
apps | uygulamalar |
a | bir |
EN I blocked certain websites, sites with particular key words, and access in the evening and night
TR Belirli web sitelerini, belirli anahtar kelimeleri olan siteleri ve erişimi akşam ve gece engelledim
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
key | anahtar |
and | ve |
access | erişimi |
evening | gece |
the | kelimeleri |
certain | belirli |
websites | siteleri |
EN Sometimes on weekends or holidays, these binges could last for multiple days.One summer in particular I?d gotten a scholarship to work on an independent project and I just couldn?t stop watching videos
TR Bazen hafta sonları veya tatil günlerinde bu alemler birkaç gün sürebilir.Özellikle bir yaz, bağımsız bir projede çalışmak için burs kazanmıştım ve videoları izlemeden duramıyordum
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
sometimes | bazen |
weekends | hafta |
holidays | tatil |
summer | yaz |
independent | bağımsız |
project | projede |
these | bu |
and | ve |
videos | videoları |
or | veya |
multiple | bir |
a | birkaç |
work | çalışmak |
EN PRUFTECHNIK makes no guarantee whatsoever that the information provided is up-to-date, correct, complete or of a particular quality
TR PRÜFTECHNIK, hazırlanan bilgilerin güncelliğine, doğruluğuna, eksiksiz olmasına veya kalitesine ilişkin herhangi bir garanti vermez
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
guarantee | garanti |
complete | eksiksiz |
quality | kalitesine |
the information | bilgilerin |
or | veya |
a | bir |
EN In particular, brands that use Twitter correctly succeed in adding a very special dimension to their corporate image
TR Bilhassa Twitter?ı doğru biçimde kullanan markalar, kurumsal imajlarına çok özel bir boyut kazandırmayı başarıyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
brands | markalar |
dimension | boyut |
corporate | kurumsal |
to | doğru |
EN ?Special days? are generally days of significance passed down from generation to generation, celebrated on a particular day or week each year, and referenced within common social memory and common consciousness
TR Özel günler, genel anlamda nesilden nesle aktarılan, senenin belli bir gününde ya da haftasında kutlanan, ortak toplumsal hafıza ve ortak bilinçten referans alan günleri ifade eder
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
social | toplumsal |
and | ve |
common | ortak |
generally | genel |
within | da |
a | bir |
EN Lambda functions configured to access resources in a particular VPC will not have access to the internet as a default configuration
TR Belirli bir VPC içindeki kaynaklara erişecek şekilde yapılandırılmış olan Lambda işlevleri, varsayılan yapılandırmada internet erişimine sahip olmaz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
lambda | lambda |
functions | işlevleri |
resources | kaynaklara |
vpc | vpc |
internet | internet |
default | varsayılan |
access | erişimine |
the | şekilde |
EN Due to your particular brand name being used, the domain name of your web site is obtained by others in different domain extensions
TR Özellikle bilinir marka olmanızdan dolayı başkaları tarafından web sitenize ait alan adı farklı domain uzantılarında kullanılarak rant elde edilmektedir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
others | başkaları |
different | farklı |
name | adı |
domain | domain |
obtained | elde |
web | web |
brand | marka |
by | tarafından |
extensions | uzantılar |
EN Is there a particular video on YouTube (yes, ANY video), you want to compare against, simply grab the URL and compare that one against the one you are currently watching.
TR YouTube'da kıyaslama yapmak istediğiniz özel bir video var mı (evet, HERHANGİ video), URL'sini kopyalayın ve an itibariyle izlemekte olduğunuzla kıyaslayın.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
video | video |
you want | istediğiniz |
yes | evet |
and | ve |
want | var |
to | yapmak |
EN It is also prohibited to communicate to the public all or part of the Raffles Site's Content, in any form and to any audience whatsoever.In particular, it is strictly prohibited to use the Raffles Site's Content for commercial purposes.
TR Ayrıca, Raffles Sitesinin İçeriğinin kamuya herhangi bir şekilde herhangi bir izleyiciye tamamen veya kısmen iletilmesi yasaktır.Özellikle, Raffles Sitesinin İçeriğinin ticari amaçlarla kullanılması kesinlikle yasaktır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
raffles | raffles |
strictly | kesinlikle |
commercial | ticari |
use | kullanılması |
or | veya |
any | herhangi |
also | ayrıca |
and | şekilde |
EN The Airbumps® require no particular maintenance and make a direct contribution to reducing running costs.
TR Airbumps® özel bir bakım gerektirmez ve işletme maliyetlerini azaltmaya doğrudan katkıda bulunur.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
maintenance | bakım |
direct | doğrudan |
costs | maliyetlerini |
and | ve |
make | da |
EN The pharmaceutical industry in Germany has responded successfully to the coronavirus pandemic. One network in particular has distinguished itself.
TR Alman ilaç sektörü korona pandemisine başarılı bir şekilde müdahale etti. Bu çerçevede özel bir ağ öne çıkıyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
industry | sektör |
coronavirus | korona |
pharmaceutical | ilaç |
successfully | başarılı |
has | bu |
the | alman |
EN 3.d. Strengthen the capacity of all countries, in particular developing countries, for early warning, risk reduction and management of national and global health risks
TR 3.d. Başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bütün ülkelerin ulusal ve küresel sağlık risklerine karşı erken uyarı, riski azaltma ve risk yönetimi kapasitelerinin güçlendirilmesi
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
developing | gelişmekte |
early | erken |
reduction | azaltma |
and | ve |
management | yönetimi |
national | ulusal |
global | küresel |
health | sağlık |
warning | uyarı |
the | olmak |
all | bütün |
risk | risk |
of | karşı |
EN 5.b. Enhance the use of enabling technology, in particular information and communications technology, to promote the empowerment of women
TR 5.b. Kadınların güçlenmelerinin ilerletilmesi için özellikle bilgi ve iletişim teknolojileri olmak üzere etkinleştirme teknolojisinin kullanımının geliştirilmesi
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
technology | teknolojileri |
the use of | kullanımının |
and | ve |
information | bilgi |
communications | iletişim |
of | in |
women | kadınlar |
use | kullanım |
to | için |
EN 8.1. Sustain per capita economic growth in accordance with national circumstances and, in particular, at least 7 per cent gross domestic product growth per annum in the least developed countries
TR 8.1. Kişi başına düşen gelir artışının ulusal koşullara uygun olarak sürdürülmesi ve özellikle en az gelişmiş ülkelerde gayri safi yurt içi hasılada yıllık en az yüzde 7 oranında büyüme olmasının sağlanması
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
capita | kişi |
growth | büyüme |
national | ulusal |
domestic | yurt içi |
developed | gelişmiş |
countries | ülkelerde |
per cent | yüzde |
and | ve |
at | nda |
with | uygun |
least | az |
per | başına |
accordance | olarak |
EN 8.8. Protect labour rights and promote safe and secure working environments for all workers, including migrant workers, in particular women migrants, and those in precarious employment
TR 8.8. Çalışanların haklarının korunması ve özellikle kadın göçmenler olmak üzere göçmen işçiler ve güvencesiz işlerde çalışan insanlar dâhil bütün çalışanlar için güvenli çalışma ortamlarının geliştirilmesi
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
women | kadın |
rights | hakları |
and | ve |
environments | ortamlar |
workers | çalışanlar |
all | özellikle |
EN 10.a. Implement the principle of special and differential treatment for developing countries, in particular least developed countries, in accordance with World Trade Organization agreements
TR 10.a. Dünya Ticaret Örgütü anlaşmalarına uygun olarak, özellikle en az gelişmiş ülkeler olmak üzere gelişmekte olan ülkeler için özel ve farklı muamele ilkesinin uygulanması
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
developing | gelişmekte |
trade | ticaret |
developed | gelişmiş |
countries | ülkeler |
world | dünya |
and | ve |
least | az |
accordance | olarak |
of | in |
with | uygun |
for | için |
EN 16.a Strengthen relevant national institutions, including through international cooperation, for building capacity at all levels, in particular in developing countries, to prevent violence and combat terrorism and crime
TR 16.a Özellikle gelişmekte olan ülkelerde şiddeti önlemek ve terör ve suçla mücadele etmek için her düzeyde kapasite geliştirilmesi adına ilgili ulusal kurumların uluslararası işbirliği yoluyla ilgili ulusal kurumların güçlendirilmesi
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
national | ulusal |
cooperation | işbirliği |
capacity | kapasite |
combat | mücadele |
countries | ülkelerde |
levels | düzeyde |
international | uluslararası |
relevant | ilgili |
and | ve |
developing | gelişmekte |
institutions | kurumlar |
a | olan |
prevent | önlemek |
EN 11.7. By 2030, provide universal access to safe, inclusive and accessible, green and public spaces, in particular for women and children, older persons and persons with disabilities
TR 11.7. 2030’a kadar özellikle kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engellilerin güvenli, kapsayıcı ve erişilebilir yeşil alanlara ve kamu alanlarına evrensel erişimlerinin güvence altına alınması
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
universal | evrensel |
accessible | erişilebilir |
green | yeşil |
public | kamu |
women | kadınlar |
children | çocuklar |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
with | altına |
to | güvenli |
EN Subscription plans (including particular terms of use of the Services and Data) are available on the Website and may be updated by us at any time
TR Abonelik planları (Hizmetlerin ve Verilerin belirli kullanım şartları dahil) Web Sitesinde mevcuttur ve bizim tarafımızdan her zaman güncellenebilir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
subscription | abonelik |
plans | planları |
including | dahil |
use | kullanım |
website | web |
and | ve |
time | zaman |
terms | şartları |
services | hizmetlerin |
particular | belirli |
data | verilerin |
of | her |
the | bizim |
available | mevcuttur |
EN You can use the social or community admin template to keep track of news feed efficiency and concentrate on a particular social network website
TR Haber akışı verimliliğini takip etmek ve belirli bir sosyal ağ web sitesine konsantre olmak için sosyal veya topluluk yöneticisi şablonunu kullanabilirsiniz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
community | topluluk |
news | haber |
efficiency | verimliliğini |
template | şablonunu |
social | sosyal |
website | web |
you can use | kullanabilirsiniz |
track | takip |
and | ve |
or | veya |
of | in |
EN Typically, a crypto money exchange takes around 10-40 minutes. However, a cryptocurrency exchange might take more time should there be congestion within a particular blockchain.
TR Tipik olarak, bir kripto para değişimi yaklaşık 10-40 dakika sürer. Bununla birlikte, belirli bir blok zincirinde tıkanıklığı varsa, bir kripto para değişimi daha fazla zaman alabilir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
takes | sürer |
minutes | dakika |
time | zaman |
crypto | kripto |
money | para |
typically | tipik |
around | yaklaşık |
EN BUSBUD HEREBY DISCLAIM ALL WARRANTIES AND CONDITIONS WITH REGARD TO THIS SOFTWARE, INCLUDING ALL IMPLIED WARRANTIES AND CONDITIONS OF MERCHANTABILITY, FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE, TITLE, AND NONINFRINGEMENT
TR BUSBUD; PAZARLANABİLİRLİK, AMACA UYGUNLUK, SIFAT VE İHLAL ETMEMEYE İLİŞKİN ZIMNİ TAAHHÜTLER DEDAHİL OLMAK ÜZERE BU YAZILIMLARA İLİŞKİN HİÇ BİR TAAHHÜT VEYA KOŞULU KABUL ETMEMEKTEDİR
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
busbud | busbud |
purpose | amaca |
and | ve |
this | bu |
to | olmak |
a | veya |
EN If a particular provision of these Terms is held to be invalid by a court of competent jurisdiction, the provision shall be deemed severed from these Terms and shall not affect the validity of these Terms as a whole.
TR İşbu Koşullardaki başlıklar anlamda kolaylık sağlamak adına kullanılmıştır ve işbu Koşulların anlam ve kapsamına etkisi olmayacak ve başka bir hukuki etki yaratmayacaktır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
and | ve |
these | bu |
to | sağlamak |
the | başka |
a | bir |
terms | koşullar |
กำลังแสดงคำแปล 50 จาก 50 รายการ