EN If a DNS leak is detected, it means that your DNS (Domain Name System) queries are sent outside the encrypted VPN tunnel
EN If a DNS leak is detected, it means that your DNS (Domain Name System) queries are sent outside the encrypted VPN tunnel
TR Bir DNS sızıntısı tespit edilirse, DNS (Etki Alanı Adı Sistemi) sorgularınızın şifreli VPN tüneli dışına gönderildiği anlamına gelir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
dns | dns |
system | sistemi |
sent | gönderildi |
vpn | vpn |
tunnel | tüneli |
if | edilirse |
encrypted | şifreli |
domain | alan |
name | adı |
means | anlamına |
a | bir |
EN When addressing the domain name system, traffic is not encrypted, which means that if a DNS leak occurs, it is possible to determine where the user is coming from and to which site
TR Alan adı sistemi adreslenirken trafik şifrelenmez, yani bir DNS sızıntısı meydana gelirse, kullanıcının nereden ve hangi siteye geldiğini belirlemek mümkündür
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
system | sistemi |
traffic | trafik |
dns | dns |
occurs | meydana |
name | adı |
site | siteye |
where | nereden |
user | kullanıcı |
the user | kullanıcının |
and | ve |
a | bir |
the | yani |
domain | alan |
EN A DNS leak discloses your real geographic location, depriving you of anonymity.
TR Bir DNS sızıntısı gerçek coğrafi konumunuzu ifşa ederek sizi anonimlikten mahrum eder.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
dns | dns |
real | gerçek |
geographic | coğrafi |
a | bir |
of | sizi |
EN Often, even if you connect a VPN service, you may encounter a DNS leak.There are several main reasons for displaying the real DNS server when you change IP using VPN software.
TR Çoğu zaman, bir VPN servisine bağlansanız bile, bir DNS sızıntısı ile karşılaşabilirsiniz. VPN yazılımını kullanarak IP'yi değiştirdiğinizde gerçek DNS sunucusunu görüntülemenin birkaç ana nedeni vardır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
vpn | vpn |
dns | dns |
main | ana |
real | gerçek |
when | zaman |
a | birkaç |
using | kullanarak |
software | yazılımını |
even | bir |
EN This solution removes leak points common with other systems and provides excellent flow performance giving your data centre the most compact and cleanest routing.
TR Bu çözüm diğer sistemlerde yaygın olan sızıntı noktalarını ortadan kaldırır ve mükemmel akış performansı sağlayarak veri merkezinizde en kompakt ve en temiz rotalamayı sağlar.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
common | yaygın |
provides | sağlar |
excellent | mükemmel |
data | veri |
compact | kompakt |
solution | çözüm |
flow | akış |
other | diğer |
most | en |
this | bu |
and | ve |
EN Hose ideal for liquid cooling supply lines when leak free connections around electronics are required
TR Elektroniklerin etrafında sızdırmaz bağlantı kurulması gerektiğinde, sıvı soğutmalı şebeke hatları için bu hortum idealdir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
hose | hortum |
ideal | idealdir |
liquid | sıvı |
for | için |
EN If a DNS leak is detected, it means that your DNS (Domain Name System) queries are sent outside the encrypted VPN tunnel
TR Bir DNS sızıntısı tespit edilirse, DNS (Etki Alanı Adı Sistemi) sorgularınızın şifreli VPN tüneli dışına gönderildiği anlamına gelir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
dns | dns |
system | sistemi |
sent | gönderildi |
vpn | vpn |
tunnel | tüneli |
if | edilirse |
encrypted | şifreli |
domain | alan |
name | adı |
means | anlamına |
a | bir |
EN When addressing the domain name system, traffic is not encrypted, which means that if a DNS leak occurs, it is possible to determine where the user is coming from and to which site
TR Alan adı sistemi adreslenirken trafik şifrelenmez, yani bir DNS sızıntısı meydana gelirse, kullanıcının nereden ve hangi siteye geldiğini belirlemek mümkündür
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
system | sistemi |
traffic | trafik |
dns | dns |
occurs | meydana |
name | adı |
site | siteye |
where | nereden |
user | kullanıcı |
the user | kullanıcının |
and | ve |
a | bir |
the | yani |
domain | alan |
EN A DNS leak discloses your real geographic location, depriving you of anonymity.
TR Bir DNS sızıntısı gerçek coğrafi konumunuzu ifşa ederek sizi anonimlikten mahrum eder.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
dns | dns |
real | gerçek |
geographic | coğrafi |
a | bir |
of | sizi |
EN Often, even if you connect a VPN service, you may encounter a DNS leak.There are several main reasons for displaying the real DNS server when you change IP using VPN software.
TR Çoğu zaman, bir VPN servisine bağlansanız bile, bir DNS sızıntısı ile karşılaşabilirsiniz. VPN yazılımını kullanarak IP'yi değiştirdiğinizde gerçek DNS sunucusunu görüntülemenin birkaç ana nedeni vardır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
vpn | vpn |
dns | dns |
main | ana |
real | gerçek |
when | zaman |
a | birkaç |
using | kullanarak |
software | yazılımını |
even | bir |
EN Governance in a decentralized project is difficult, because by definition there are no central authorities to make decisions for the project
TR Merkeziyetsiz bir projede yönetim zordur zira tanım itibariyle proje için karar alacak merkezi bir yapı bulunmamaktadır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
governance | yönetim |
decentralized | merkeziyetsiz |
central | merkezi |
decisions | karar |
project | proje |
a | bir |
EN Facebook, in the shortest definition, is a popular social media site that allows people to communicate with each other over the internet and also allows them to exchange information on wide-ranging topics
TR Facebook en kısa tanımıyla, insanların birbirleriyle internet üzerinden iletişime geçmelerini sağlayan ve aynı zamanda geniş kapsamlı bir bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan popüler bir sosyal medya sitesidir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
popular | popüler |
exchange | alışverişi |
wide | geniş |
internet | internet |
information | bilgi |
social | sosyal |
people | insanlar |
and | ve |
the | aynı |
media | medya |
EN This simple definition of what a CRM is will give you a clear understanding
TR CRM ne olduğuna dair bu basit tanım size net bir anlayış sağlayacaktır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
crm | crm |
clear | net |
what | ne |
simple | basit |
this | bu |
a | bir |
you | size |
of | dair |
EN The Header section, contains the Definition used to match the responses to the queries; Flags; Number of questions; number of answers; number of authorized resource records (RRs); and Number of additional resource records.
TR Başlık bölümü, yanıtları sorgularla eşleştirmek için kullanılan Tanımlamayı içerir; Bayraklar; Soru sayısı; Cevap sayısı; Yetkili kaynak kayıtlarının (RR'ler) sayısı; ve Ek kaynak kayıtlarının sayısı.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
header | başlık |
contains | içerir |
questions | soru |
authorized | yetkili |
resource | kaynak |
additional | ek |
and | ve |
answers | yanıtları |
responses | yanıtlar |
section | bölüm |
of | in |
used | kullanılan |
to | için |
EN Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
TR Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
small | küçük |
compliance | uyum |
applicable | geçerli |
each | her |
regulation | düzenleme |
period | süresi |
business | iş |
EN Very Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
TR Çok Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
small | küçük |
compliance | uyum |
applicable | geçerli |
regulation | düzenleme |
period | süresi |
business | iş |
each | her |
EN The final word in internet security, with daily virus definition updates, Real-Time antivirus protection, and an Award-Winning virus detection rate.
TR Günlük virüs tanımlama güncellemeleri, gerçek zamanlı antivirüs koruması ve ödüllü virüs tespit oranıyla internet güvenliğinde varılan son nokta.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
internet | internet |
daily | günlük |
virus | virüs |
antivirus | antivirüs |
detection | tespit |
rate | oranı |
real | gerçek |
time | zamanlı |
award-winning | ödüllü |
and | ve |
updates | güncellemeleri |
protection | koruması |
final | son |
EN If a file submitted through this page contains new malware which is currently unknown to us, a definition will be added to our databases
TR Bu sayfa üzerinden gönderilen bir dosya henüz bilmediğimiz yeni bir kötü amaçlı yazılım içeriyorsa veri tabanlarımıza tanım eklenir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
submitted | gönderilen |
page | sayfa |
malware | kötü amaçlı yazılım |
file | dosya |
this | bu |
a | bir |
new | yeni bir |
EN If a file has wrongfully been detected during an Antivirus scan, this is called a false-positive. By submitting a false-positive we review the file, and if we agree that the flag is incorrect we update our definition database.
TR Antivirüs taraması sırasında bir dosya hatalı şekilde tespit edilirse buna yanlış pozitif denir. Yanlış pozitif gönderdiğinizde dosyayı inceleriz ve uyarının yanlış olduğunu teyit edersek tanım veri tabanımızı güncelleriz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
antivirus | antivirüs |
called | denir |
incorrect | hatalı |
positive | pozitif |
during | sırasında |
if | edilirse |
is | olduğunu |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
database | veri |
EN TotalAV? for Android receives malware definition updates at least daily, if not several times a day - all without affecting device or internet speed performance
TR Android için TotalAV?, cihaz performansını ya da internet hızını etkilemeden günde en az bir kez ya da birçok kez kötü amaçlı yazılım tanımlaması güncellemeleri alır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
android | android |
malware | kötü amaçlı yazılım |
updates | güncellemeleri |
times | kez |
device | cihaz |
internet | internet |
totalav | totalav |
least | az |
day | günde |
a | bir |
all | da |
speed | hız |
performance | performans |
for | için |
EN The short definition of ransomware is hidden in its name, just like in many other viruses
TR Ransomware?nin kısa tanımı, diğer birçok virüste olduğu gibi adında gizlidir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
short | kısa |
name | adı |
other | diğer |
is | olduğu |
just | bir |
many | çok |
the | gibi |
EN High definition twat stretching and gaping
TR Gergin gümüş kostüm büyük baştankara karısı
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
high | büyük |
EN Mrs newbie is the definition of hawt
TR Giriş - abanoz lateks halka gag vibratör çubuk deepthroat fuck
EN Support is given under two main headings for studies that fit within the scope of this definition.
TR Bu tanım kapsamına uyan çalışmalar için 2 ana başlıkta destekler veriliyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
support | destekler |
main | ana |
scope | kapsam |
studies | çalışmalar |
this | bu |
of | in |
for | için |
EN The definition of ‘landscape’ includes marine environments, and a broad range of wild, non-urban spaces
TR 'Peyzaj' tanımı deniz ortamlarını ve çok çeşitli yaban, kentsel olmayan alanları içerir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
includes | içerir |
marine | deniz |
wild | yaban |
urban | kentsel |
environments | ortamlar |
and | ve |
the | olmayan |
EN You get the latest self-service platform — with Android Oreo, an ultra-powerful processor, high-definition multi-touch display, Zebra’s industry leading barcode scanning, and more.
TR En yeni self servis platformu: Android Oreo, ultra güçlü bir işlemci ve yüksek çözünürlüklü çoklu dokunmatik ekran ile Zebra’nın sektör lideri barkod okuma özelliklerine ve daha fazlasına sahip olun.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
latest | yeni |
self | self |
service | servis |
platform | platformu |
android | android |
ultra | ultra |
powerful | güçlü |
processor | işlemci |
multi | çoklu |
display | ekran |
industry | sektör |
leading | lideri |
barcode | barkod |
scanning | okuma |
and | ve |
high | yüksek |
more | fazlasına |
with | ile |
EN Tidal is a subscription-based music streaming service that combines lossless audio and high definition music videos with curated editorial quality.
TR Tidal, kayıpsız ses ve yüksek çözünürlüklü müzik videolarını küratörlü editoryal kalite ile birleştiren, abonelik tabanlı bir müzik yayını hizmetidir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
service | hizmetidir |
high | yüksek |
editorial | editoryal |
quality | kalite |
tidal | tidal |
subscription | abonelik |
based | tabanlı |
music | müzik |
videos | videoları |
a | bir |
with | ile |
EN Qobuz is a subscription-based music streaming service that gives you access to high definition music (FLAC 16 Bits/44.1kHz quality).
TR Qobuz, yüksek kaliteli müziğe (FLAC 16 Bit/44,1 kHz) erişim sağlayan, abonelik sistemine dayalı bir müzik yayını hizmetidir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
music | müzik |
service | hizmetidir |
access | erişim |
quality | kaliteli |
subscription | abonelik |
based | dayalı |
high | yüksek |
a | bir |
to | e |
EN The parties declare that they are in agreement about the following definition of terms by accepting this Agreement:
TR Taraflar, bu Sözleşmeyi kabul etmekle aşağıdaki terim tanımları konusunda anlaştıklarını beyan ederler:
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
parties | taraflar |
this | bu |
the | aşağıdaki |
of | konusunda |
EN Governance in a decentralized project is difficult, because by definition there are no central authorities to make decisions for the project
TR Merkeziyetsiz bir projede yönetim zordur zira tanım itibariyle proje için karar alacak merkezi bir yapı bulunmamaktadır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
governance | yönetim |
decentralized | merkeziyetsiz |
central | merkezi |
decisions | karar |
project | proje |
a | bir |
EN Reading and understanding a function's prototype is explained within the manual section titled how to read a function definition
TR Kılavuzun işlev tanımı nasıl okunur bölümünde bir işlev tanımının nasıl okunup anlaşılabileceği ile ilgili bilgiler bulunmaktadır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
function | işlev |
a | bir |
section | bölüm |
how | nasıl |
EN We also came up with a definition of the problem that needed to be solved and a solution
TR Ayrıca çözülmesi gereken sorunun tanımını yaptık ve bir çözüm bulduk
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
needed | gereken |
solution | çözüm |
and | ve |
a | bir |
EN The Header section, contains the Definition used to match the responses to the queries; Flags; Number of questions; number of answers; number of authorized resource records (RRs); and Number of additional resource records.
TR Başlık bölümü, yanıtları sorgularla eşleştirmek için kullanılan Tanımlamayı içerir; Bayraklar; Soru sayısı; Cevap sayısı; Yetkili kaynak kayıtlarının (RR'ler) sayısı; ve Ek kaynak kayıtlarının sayısı.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
header | başlık |
contains | içerir |
questions | soru |
authorized | yetkili |
resource | kaynak |
additional | ek |
and | ve |
answers | yanıtları |
responses | yanıtlar |
section | bölüm |
of | in |
used | kullanılan |
to | için |
EN making a reservation for a stay (“Stay”) at a Participating Hotel (definition below) in accordance with the below Eligibility Criteria.
TR Aşağıdaki Hak Sahipliği Kriteri’ne göre bir Katılımcı Otel’de (tanım aşağıdadır) bir konaklama (“Konaklama”) için rezervasyon yapmak.
EN Support is given under two main headings for studies that fit within the scope of this definition.
TR Bu tanım kapsamına uyan çalışmalar için 2 ana başlıkta destekler veriliyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
support | destekler |
main | ana |
scope | kapsam |
studies | çalışmalar |
this | bu |
of | in |
for | için |
EN The definition of ‘landscape’ includes marine environments, and a broad range of wild, non-urban spaces
TR 'Peyzaj' tanımı deniz ortamlarını ve çok çeşitli yaban, kentsel olmayan alanları içerir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
includes | içerir |
marine | deniz |
wild | yaban |
urban | kentsel |
environments | ortamlar |
and | ve |
the | olmayan |
EN Custom keyboard definition tool for the Zebra MC3200 Windows device
TR Zebra MC3200 Windows cihazı için kişiselleştirilmiş klavye tanımlama aracı
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
keyboard | klavye |
zebra | zebra |
windows | windows |
custom | kişiselleştirilmiş |
device | cihaz |
for | için |
EN Minimizing risks regarding safety using approaches based on failure detection, definition, prevention and risk management.
TR Hata tespit etme, tanımlama, önleme ve risk yönetimini baz alan yaklaşımlar ile emniyet konusundaki riskleri minimize etmeyi
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
safety | emniyet |
detection | tespit |
prevention | önleme |
and | ve |
risk | risk |
management | yönetimini |
based | ile |
on | alan |
EN Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
TR Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
small | küçük |
compliance | uyum |
applicable | geçerli |
each | her |
regulation | düzenleme |
period | süresi |
business | iş |
EN Very Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
TR Çok Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
small | küçük |
compliance | uyum |
applicable | geçerli |
regulation | düzenleme |
period | süresi |
business | iş |
each | her |
EN Disclaimer: the concept of shorting in automated trading is different from the common definition of shorting
TR Sorumluluk reddi: Otomatik ticarette kısa devre kavramı, kısa devre tanımından farklıdır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
automated | otomatik |
different | farklı |
concept | kavramı |
EN The final word in internet security, with daily virus definition updates, Real-Time antivirus protection, and an Award-Winning virus detection rate.
TR Günlük virüs tanımlama güncellemeleri, gerçek zamanlı antivirüs koruması ve ödüllü virüs tespit oranıyla internet güvenliğinde varılan son nokta.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
internet | internet |
daily | günlük |
virus | virüs |
antivirus | antivirüs |
detection | tespit |
rate | oranı |
real | gerçek |
time | zamanlı |
award-winning | ödüllü |
and | ve |
updates | güncellemeleri |
protection | koruması |
final | son |
EN TotalAV? for Android receives malware definition updates at least daily, if not several times a day - all without affecting device or internet speed performance
TR Android için TotalAV?, cihaz performansını ya da internet hızını etkilemeden günde en az bir kez ya da birçok kez kötü amaçlı yazılım tanımlaması güncellemeleri alır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
android | android |
malware | kötü amaçlı yazılım |
updates | güncellemeleri |
times | kez |
device | cihaz |
internet | internet |
totalav | totalav |
least | az |
day | günde |
a | bir |
all | da |
speed | hız |
performance | performans |
for | için |
EN If a file submitted through this page contains new malware which is currently unknown to us, a definition will be added to our databases
TR Bu sayfa üzerinden gönderilen bir dosya henüz bilmediğimiz yeni bir kötü amaçlı yazılım içeriyorsa veri tabanlarımıza tanım eklenir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
submitted | gönderilen |
page | sayfa |
malware | kötü amaçlı yazılım |
file | dosya |
this | bu |
a | bir |
new | yeni bir |
EN If a file has wrongfully been detected during an Antivirus scan, this is called a false-positive. By submitting a false-positive we review the file, and if we agree that the flag is incorrect we update our definition database.
TR Antivirüs taraması sırasında bir dosya hatalı şekilde tespit edilirse buna yanlış pozitif denir. Yanlış pozitif gönderdiğinizde dosyayı inceleriz ve uyarının yanlış olduğunu teyit edersek tanım veri tabanımızı güncelleriz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
antivirus | antivirüs |
called | denir |
incorrect | hatalı |
positive | pozitif |
during | sırasında |
if | edilirse |
is | olduğunu |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
database | veri |
EN High-speed trading, high-definition content delivery, and autonomous cars all depend on near-real-time compute capabilities
TR Yüksek hızlı ticaret, yüksek çözünürlüklü içerik dağıtımı ve otonom araçlar, neredeyse gerçek zamanlı bilişim kabiliyetine bağlıdır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
trading | ticaret |
content | içerik |
near | neredeyse |
real | gerçek |
time | zamanlı |
and | ve |
cars | araç |
high | yüksek |
speed | hızlı |
EN Edge sites often power critical services, such as high-definition content, data-intensive analytics, and healthcare and manufacturing processes
TR Edge tesisleri genellikle yüksek çözünürlüklü içerik, veri yoğun analizler, sağlık ve üretim süreçleri gibi kritik hizmetlere güç verir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
often | genellikle |
critical | kritik |
services | hizmetlere |
healthcare | sağlık |
edge | edge |
high | yüksek |
intensive | yoğun |
power | güç |
content | içerik |
and | ve |
processes | süreçleri |
data | veri |
manufacturing | üretim |
as | gibi |
EN We also came up with a definition of the problem that needed to be solved and a solution
TR Ayrıca çözülmesi gereken sorunun tanımını yaptık ve bir çözüm bulduk
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
needed | gereken |
solution | çözüm |
and | ve |
a | bir |
EN Insert a block into a CAD drawing either by specifying a drawing file or block definition within a drawing file
TR CAD çiziminize blok yerleştirmek için bir çizim dosyası belirtin veya çizim dosyası içinde bir blok tanımı belirleyin
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
block | blok |
file | dosyası |
cad | cad |
or | veya |
drawing | çizim |
within | için |
EN Alan Turing’s definition would have fallen under the category of “systems that act like humans.”
TR Alan Turing'in tanımı, "insan gibi hareket eden sistemler" kategorisine girecekti.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
systems | sistemler |
the | gibi |
กำลังแสดงคำแปล 50 จาก 50 รายการ