EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
regular | düzenli |
short | kısa |
term | süreli |
and | ve |
in | da |
job | iş |
even | bir |
anymore | artık |
is | olduğu |
has | ne |
new | yeni bir |
EN Moreover, every person which has some tastes and a feeling of perfection is most welcome to check out our logo design app
TR Ayrıca, bazı zevklere ve mükemmellik hissine sahip olan herkes, logo tasarım uygulamamıza göz atabilir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
design | tasarım |
check | göz |
logo | logo |
and | ve |
some | bazı |
a | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN We missed each other a lot! This was the feeling everyone shared on this special evening in the garden of a downtown hotel in Istanbul
TR Eğitim İzleme Göstergeleri, ERG tarafından FNF’nin desteğiyle 12-14 Ağustos 2020 tarihlerinde düzenlenen Eğitim Verisi Okuryazarlığı Yaz Okulu kapsamında hazırlandı
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
a | a |
EN A brief round of introductions/check-ins: where we’re calling from, how we’re feeling today, an achievement, or a tool we’re using.
TR Kısa bir tanıtım/kontrol turu: nereden arıyoruz, bugün nasıl hissediyoruz, bir başarı veya kullandığımız bir araç.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
brief | kısa |
today | bugün |
check | kontrol |
tool | araç |
where | nereden |
or | veya |
how | nasıl |
a | bir |
EN When I was about 10 we got the internet, and this strengthened this feeling
TR Ben 10 yaşlarındayken internete kavuştuk ve bu bu duyguyu güçlendirdi
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
i | ben |
and | ve |
this | bu |
the internet | internete |
EN But when I use the internet, a warm feeling spreads through my body
TR Ama interneti kullandığımda vücuduma bir sıcaklık yayılıyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
internet | interneti |
but | ama |
a | bir |
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
regular | düzenli |
short | kısa |
term | süreli |
and | ve |
in | da |
job | iş |
even | bir |
anymore | artık |
is | olduğu |
has | ne |
new | yeni bir |
EN Feeling overwhelmed by all the new tech? Fix what matters instead! We’ve put together a list of our favorite gifts—from our workshop to yours, to help you and your favorite fixer keep the repair spirit going strong
TR Tüm bu yeni teknoloji seni bunalttı mı? Onun yerine senin için ne önemliyse onu tamir et! Senin ve en gözde tamircinin tamir duygularını canlı tutabilmek adına, kendi atölyemizden favori hediyeler listemizi güncelledik
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
tech | teknoloji |
help | en |
favorite | favori |
gifts | hediyeler |
new | yeni |
you | seni |
repair | tamir |
and | ve |
what | ne |
all | tüm |
the | onu |
of | yerine |
EN Let's leverage technology to optimize service, provide an outstanding dining experience, and keep customers feeling highly regarded, individually fulfilled and personally safe
TR Hizmeti optimize etmek, benzersiz bir yemek deneyimi sunmak ve müşterilerin kendilerini saygın ve güvende hissetmesini sağlamak için teknolojiden yararlanın
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
service | hizmeti |
dining | yemek |
experience | deneyimi |
customers | müşterilerin |
and | ve |
optimize | optimize |
to | sağlamak |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN This supports the body’s natural thermal regulating mechanism, keeping your skin feeling cool and dry throughout the day and night
TR Polyester ve sentetiğe kıyasla elyaf yüzeyinde bakterinin büyüyebilmesi için daha az miktarda nem oluşur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
and | ve |
this | için |
EN *98% of users report smoother & softer-feeling skin
TR *Kullanıcıların %98'i daha pürüzsüz ve daha yumuşak bir cilt hissi bildiriyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
skin | cilt |
of | bir |
users | kullanıcılar |
EN Smile with confidence and feel your best. 100% ISSA™ 3 users report whiter and brighter looking teeth & fresher feeling mouth*
TR Güvenle gülümseyin ve kusursuz hissedin. ISSA™ 3 kullanıcılarının tamamı dişlerinin daha parlak ve beyaz göründüğünü, ferah bir ağız hissi yaşadığını belirtti*
EN When in Pure Mode, IRIS gently replicates the feeling of a manual massage with light tapping motions to prevent signs of aging before they begin to develop
TR Yaşlanma belirtilerini ortaya çıkmadan önlemek için geliştirilen IRIS’in pure modu, hafif dokunma hareketleriyle elle yapılan bir masajın etkisini gösterir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
mode | modu |
manual | elle |
massage | masaj |
light | hafif |
of | in |
a | bir |
prevent | önlemek |
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
regular | düzenli |
short | kısa |
term | süreli |
and | ve |
in | da |
job | iş |
even | bir |
anymore | artık |
is | olduğu |
has | ne |
new | yeni bir |
EN Even though he is working in a short-term employment project, he is not anxious anymore when he wakes up to a brand new day and he says he’s feeling happy; psychologically and financially relieved because he has a job and regular income
TR Kısa süreli bir işte çalışıyor olsa da yeni bir güne uyandığında artık kaygı değil, memnuniyet hissediyor; bir işi ve düzenli bir geliri olduğu için psikolojik ve maddi olarak rahatladığını belirtiyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
regular | düzenli |
short | kısa |
term | süreli |
and | ve |
in | da |
job | iş |
even | bir |
anymore | artık |
is | olduğu |
has | ne |
new | yeni bir |
EN Feeling overwhelmed by all the new tech? Fix what matters instead! We’ve put together a list of our favorite gifts—from our workshop to yours, to help you and your favorite fixer keep the repair spirit going strong
TR Tüm bu yeni teknoloji seni bunalttı mı? Onun yerine senin için ne önemliyse onu tamir et! Senin ve en gözde tamircinin tamir duygularını canlı tutabilmek adına, kendi atölyemizden favori hediyeler listemizi güncelledik
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
tech | teknoloji |
help | en |
favorite | favori |
gifts | hediyeler |
new | yeni |
you | seni |
repair | tamir |
and | ve |
what | ne |
all | tüm |
the | onu |
of | yerine |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN If you’re feeling the heat just hearing about all this Japanese surveillance, don’t worry we’ve got you covered. CyberGhost VPN solves all your anonymity issues in Japan, safeguarding your digital communications.
TR Japonya’nın sizi izlemesi fikri hoşunuza gitmediyse, endişelenmeyin. CyberGhost VPN Japonya’daki tüm anonimlik sorununuzu çözecek ve dijital iletişimlerinizi koruyacaktır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
cyberghost | cyberghost |
vpn | vpn |
anonymity | anonimlik |
digital | dijital |
the | sizi |
all | tüm |
your | ve |
EN “Usually I warm up with both and then make a decision, depending on my form that day – the right feeling plays an important role.”
TR “Çoğu zaman ikisiyle de atış yapar ve günün havasına göre karar veririm; doğru duygu burada önemli bir rol oynar.”
EN It's a very good feeling to have future prospects."
TR İnsanın bir perspektifinin olması çok iyi bir duygu.”
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
a | bir |
good | iyi |
EN Sarah Slik has not been in Germany very long. Read here why she already has the feeling of having come home.
TR Sarah Slik kısa süre önce Almanya’ya gelmiş. Bu kısa sürede neden yerleştiği duygusu kazandığını buradan okuyabilirsiniz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
here | buradan |
why | neden |
the | önce |
EN Do you already have a plan for what country you will go to next? No, strangely enough we don’t. Somehow, I get the feeling that we will stay in Germany for a very long time.
TR Bundan sonra hangi ülkeye gideceğinize ilişkin bir planınız var mı? Hayır, tuhaf ama yok. Bizim daha uzun süreler Almanya’da kalacağımız duygusu taşıyorum.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
country | ülkeye |
long | uzun |
plan | plan |
a | bir |
we | ama |
the | sonra |
no | yok |
EN In a best case, migrants and native Germans should live together in a spirit of respect, mutual trust, a feeling of belonging and shared responsibility
TR Birlikte yaşamın saygı, karşılıklı güven, birlik beraberlik duygusu ve ortak sorumluluklara dayanması gerekiyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
shared | ortak |
and | ve |
trust | güven |
respect | saygı |
of | birlikte |
EN I often have the feeling that I can hardly express what I’ve learned in these years in German.”
TR Bu yıllarda öğrendiklerimi Almancada ifade etmemim pek mümkün olmadığı duygusunu taşıyorum.”
EN Referring to the voters in general she says: “I have the feeling that more people are giving more thought to things now than before and that numerous strategic considerations are involved.”
TR Seçmenlerle ilgili olarak Charlotte şöyle diyor: “Her zamankinden daha fazla insanın bu konuda kafa yorduğunu ve bu bağlamda birçok stratejik düşüncenin rol oynadığını düşünüyorum.”
EN Feeling the pulse of the voters
TR Demokrasi için gönüllü hizmet
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
of | in |
the | için |
EN There's a feeling of change in the air
TR Büyük bir değişim havası esiyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
change | değişim |
a | bir |
EN “We” or the feeling of togetherness is very important to most people in Germany
TR Almanya’da insanların büyük çoğunluğu için “biz duygusu” çok önemli
EN Dear Phemexers, Are you feeling lucky this Thursday? Well, you should be, as we have a new event for you! Within 7 days, you may be one of our 500 lucky winners to walk away with your portion of th……
TR Sevgili Kullanıcılar, Bonus programımızın yeniden yapılandırılması nedeniyle, Phemex tüm Öğren ve Kazan bonuslarını geçici olarak askıya almıştır. Kullanıcılar hâlâ Öğren v……
EN Do you wish you weren’t using the internet and technology at the same time as feeling you can’t stop?
TR İnterneti ve teknolojiyi aynı anda kullanıp duramayacağınız hissini yaşamamış olmayı mı dilerdiniz?
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
technology | teknolojiyi |
and | ve |
the | aynı |
EN A brief round of introductions/check-ins: where we’re calling from, how we’re feeling today, an achievement, or a tool we’re using.]
TR Kısa bir tanıtım/kontrol turu: nereden arıyoruz, bugün nasıl hissediyoruz, bir başarı veya kullandığımız bir araç.]
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
brief | kısa |
today | bugün |
check | kontrol |
tool | araç |
where | nereden |
or | veya |
how | nasıl |
a | bir |
EN You will experience a greater sense of peace and joy, a deeper feeling of belonging, and an ability to bypass temptations with greater skill and confidence
TR Daha büyük bir huzur ve neşe duygusu, daha derin bir aidiyet duygusu ve daha büyük beceri ve güvenle ayartmaları atlatma yeteneği yaşayacaksınız
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
peace | huzur |
belonging | aidiyet |
deeper | derin |
greater | daha büyük |
and | ve |
a | bir |
to | e |
EN This feeling of hope could last as little as a few hours or as much as a few days, but in time it would always fade, and the irritability and discontentedness would come back
TR Bu umut duygusu birkaç saat kadar az, birkaç gün de sürebiliyordu ama zamanla her zaman kaybolacak, sinirlilik ve hoşnutsuzluk geri dönecekti
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
hope | umut |
and | ve |
this | bu |
little | az |
back | geri |
the | gün |
but | ama |
a | birkaç |
hours | saat |
much | de |
of | her |
in | kadar |
always | her zaman |
EN I would feel the anxiety melt, and a cool numb feeling of comfort would spread through my body
TR Kaygının eridiğini hissedecektim ve vücuduma serin ve uyuşuk bir rahatlık hissi yayılacaktı
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
cool | serin |
and | ve |
a | bir |
EN We share openly that we are feeling shaky, knowing that our honesty and vulnerability helps others
TR Dürüstlüğümüzün ve savunmasızlığımızın başkalarına yardımcı olduğunu bilerek, titrek hissettiğimizi açıkça paylaşırız
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
others | başkaları |
and | ve |
EN Feeling adventurous? Follow along with our step-by-step video walkthroughs and guides.
TR Meraklı mısınız? Adım adım video anlatımlar ve rehberlerimizi takip edin.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
follow | takip |
video | video |
step | adım |
and | ve |
EN Start each day feeling calm and in control
TR Her yeni güne kontrolün sende olduğunu bilerek ve sakin bir şekilde başla
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
start | başla |
each | her |
control | kontrol |
and | ve |
in | bir |
กำลังแสดงคำแปล 50 จาก 50 รายการ