EN We work closely with our designers and engineers to help you succeed in your video creation
"engineers work closely" ใน ภาษาอังกฤษ สามารถแปลเป็น ภาษาตุรกี คำ/วลีต่อไปนี้:
EN We work closely with our designers and engineers to help you succeed in your video creation
TR İyi eğitimli müşteri hizmetleri temsilcilerimiz tasarımcılar ve mühendislerle yakından ilgilenerek oluşturduğunuz videoların başarıya ulaşmasına yardımcı olurlar
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakından |
video | videolar |
designers | tasarımcılar |
to | e |
help | yardımcı |
and | ve |
EN We work closely with our designers and engineers to help you succeed in your video creation
TR İyi eğitimli müşteri hizmetleri temsilcilerimiz tasarımcılar ve mühendislerle yakından ilgilenerek oluşturduğunuz videoların başarıya ulaşmasına yardımcı olurlar
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakından |
video | videolar |
designers | tasarımcılar |
to | e |
help | yardımcı |
and | ve |
EN Engineers and electrical engineers can also work in the healthcare industry.
TR Elektrik elektronik uzmanı ya da mühendis olarak da sağlık sektöründe çalışmak mümkün.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
electrical | elektrik |
healthcare | sağlık |
industry | sektör |
work | çalışmak |
can | mümkün |
in | da |
the | olarak |
EN Closely followed by Jobvector in Düsseldorf, with jobs for engineers, physicists and other scientists.
TR Onun hemen ardından Düsseldorf’da faaliyet gösteren Jobvector geliyor (mühendislere, fizikçilere ve bilim insanlarına yönelik iş arama platformu).
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
and | ve |
for | yönelik |
EN We help engineers, researchers and product stewards across diverse industries and disciplines ? from civil, electrical, mechanical and chemical engineers to professionals working in project management, design and R&D.
TR Çeşitli sektör ve disiplinlerdeki mühendislere, araştırmacılar ve ürün yöneticileri, inşaat, elektrik, makine ve kimya mühendisleri, proje yönetimi, tasarımı ve Ar-Ge'de çalışan profesyonellere yardımcı oluyoruz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
researchers | araştırmacılar |
electrical | elektrik |
mechanical | makine |
chemical | kimya |
management | yönetimi |
help | yardımcı |
and | ve |
to | e |
across | in |
product | ürün |
project | proje |
engineers | mühendisleri |
industries | inşaat |
design | tasarım |
EN We help engineers, researchers and product stewards across diverse industries and disciplines ? from civil, electrical, mechanical and chemical engineers to professionals working in project management, design and R&D.
TR Çeşitli sektör ve disiplinlerdeki mühendislere, araştırmacılar ve ürün yöneticileri, inşaat, elektrik, makine ve kimya mühendisleri, proje yönetimi, tasarımı ve Ar-Ge'de çalışan profesyonellere yardımcı oluyoruz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
researchers | araştırmacılar |
electrical | elektrik |
mechanical | makine |
chemical | kimya |
management | yönetimi |
help | yardımcı |
and | ve |
to | e |
across | in |
product | ürün |
project | proje |
engineers | mühendisleri |
industries | inşaat |
design | tasarım |
EN In your role as editor, you will work closely with reviewers and will oversee submissions from authors
TR Editör olarak rolünüz kapsamında, hakemlerle yakın bir şekilde çalışır ve yazarların yaptığı gönderimleri denetlersiniz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
editor | editör |
closely | yakın |
work | çalışır |
role | rol |
authors | yazarlar |
and | ve |
EN With a CAHPS survey, you can work closely with the AHRQ (Agency for Healthcare Research and Quality) and get the feedback you need to improve the patient experience at your medical facility.
TR Bir CAHPS anketiyle, AHRQ (Sağlık Hizmetleri Araştırma ve Kalite Kurumu) ile yakın çalışabilir ve medikal tesisinizdeki hasta deneyimini iyileştirmek için ihtiyacınız olan geri bildirimleri alabilirsiniz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
research | araştırma |
quality | kalite |
patient | hasta |
experience | deneyimini |
healthcare | sağlık |
to | geri |
medical | medikal |
for | için |
you need | ihtiyacınız |
and | ve |
improve | iyileştirmek |
with | ile |
at | yakın |
EN We work closely with the world’s best gamers to fine-tune our products and to ensure everything we create meets the needs of gamers at every level
TR Dünyanın en iyi oyuncularıyla ürünlerimizin ince ayarı için yakından çalışıyor ve yaptığımız her şeyin her seviyedeki oyuncu ihtiyaçlarını karşıladığından emin oluyoruz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakından |
work | çalışıyor |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
best | en |
EN Moroğlu Arseven’s dispute specialists often work closely with other practice areas, to draft tailored dispute resolution clauses and establish robust mediation and arbitration procedures
TR Moroğlu Arseven, dünyanın farklı ülkelerinde, farklı ekiplerle çalışma yapmak ve onlara liderlik etmek konusunda son derece deneyimlidir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
moroğlu | moroğlu |
work | çalışma |
and | ve |
other | farklı |
EN We work closely with companies, shareholders, investors and financiers on both buy and sell-side, assisting through all stages of these projects
TR Sahte yedek parçalarla ve taklit ürünlerle veya tasarım hakları ihlalleriyle mücadele etmek bu çalışmaların örneklerindendir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
buy | al |
of | ın |
projects | tasarım |
and | ve |
these | bu |
EN We work closely with companies, shareholders, investors and financiers on both buy and sell-side, assisting through all stages of these projects.
TR Moroğlu Arseven müvekkilin işletme hedeflerini ve eğitim sektörünün dinamiklerini göz önünde bulundurarak, bu faktörleri işlemin yapısına, risk dağılımına ve malvarlığı transferlerine yansıtmaktadır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
and | ve |
these | bu |
work | iş |
EN We work closely with clients to understand their specific business and operational processes
TR Müvekkillerin özel iş ve operasyonel süreçlerini anlamak için onlarla yakın plan çalışmayı tercih eder
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakın |
clients | müvekkillerin |
operational | operasyonel |
and | ve |
EN In your role as editor, you will work closely with reviewers and will oversee submissions from authors
TR Editör olarak rolünüz kapsamında, hakemlerle yakın bir şekilde çalışır ve yazarların yaptığı gönderimleri denetlersiniz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
editor | editör |
closely | yakın |
work | çalışır |
role | rol |
authors | yazarlar |
and | ve |
EN We will continue to work closely with AWS to accelerate our decision making, and reduce IT costs as well as gain meaningful insights, thereby creating differentiated customer value.
TR Anlamlı öngörüler elde ederek farklı bir müşteri değeri oluşturmanın yanı sıra karar verme sürecimizi hızlandırmak ve BT maliyetlerini azaltmak için AWS ile yakından çalışmaya devam edeceğiz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakından |
decision | karar |
reduce | azaltmak |
costs | maliyetlerini |
customer | müşteri |
meaningful | anlamlı |
work | çalışmaya |
aws | aws |
continue | devam |
and | ve |
value | değeri |
to | için |
it | bt |
accelerate | hızlandırmak |
EN Students who embark on a degree course of the same name at Universität Hamburg can expect to work closely with the institute even at BSc level
TR Hamburg Üniversitesinde aynı adı taşıyan bölümde öğrenim görenler daha bakalorya programı aşamasında Enstitüyle yakın bir temas kurmayı umabilir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
hamburg | hamburg |
course | programı |
name | adı |
at | nda |
closely | yakın |
the | aynı |
EN Our regional partners are our trusted go-to-market advisors and field players who work closely with customers on specific local markets and help Semrush to grow
TR Bölgesel ortaklarımız, belirli yerel pazarlarda müşterilerle yakın çalışan ve Semrush'ın büyümesine yardımcı olan güvenilir pazara açılma danışmanlarımız ve saha oyuncularımızdır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
field | saha |
players | oyuncular |
closely | yakın |
semrush | semrush |
help | yardımcı |
are | olan |
market | pazara |
local | yerel |
regional | bölgesel |
and | ve |
trusted | güvenilir |
to | belirli |
EN With a CAHPS survey, you can work closely with the AHRQ (Agency for Healthcare Research and Quality) and get the feedback you need to improve the patient experience at your medical facility.
TR Bir CAHPS anketiyle, AHRQ (Sağlık Hizmetleri Araştırma ve Kalite Kurumu) ile yakın çalışabilir ve medikal tesisinizdeki hasta deneyimini iyileştirmek için ihtiyacınız olan geri bildirimleri alabilirsiniz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
research | araştırma |
quality | kalite |
patient | hasta |
experience | deneyimini |
healthcare | sağlık |
to | geri |
medical | medikal |
for | için |
you need | ihtiyacınız |
and | ve |
improve | iyileştirmek |
with | ile |
at | yakın |
EN They start with understanding the fundamental challenge itself, as we work closely with you, from defining a plan and ensuring due diligence through to the final execution
TR Bu çözümler, sizlerle yakın bir şekilde çalışırken yaşanan zorlukların temelini anlamakla başlıyor ve bir plan tanımlayıp durum tespiti sağlamaktan son uygulama yapılana kadar devam ediyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakın |
plan | plan |
and | ve |
final | son |
the | şekilde |
a | bir |
to | kadar |
EN We work closely with packaging material supplier partners to identify efficiencies and reduce CO2 emissions, both in their operations and through their own supply chains.
TR Hem faaliyetlerindeki hem de kendi tedarik zincirlerindeki verimlilikleri tanımlamak ve CO2 emisyonlarını azaltmak için ambalaj malzemesi tedarikçisi ortaklarımızla yakından çalışıyoruz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakından |
packaging | ambalaj |
material | malzemesi |
reduce | azaltmak |
supply | tedarik |
work | çalışıyoruz |
emissions | emisyonlarını |
both | de |
and | ve |
identify | tanımlamak |
to | için |
EN We also work closely with the National Center for Missing and Exploited Children (NCMEC) to combat this type of activity and report content violations as required by law
TR Ayrıca, bu tür etkinliklerle mücadele etmek için Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi (NCMEC) ile yakın bir şekilde çalışıyoruz ve içerik ihlallerini yasanın gerektirdiği şekilde rapor ediyoruz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
type | tür |
combat | mücadele |
children | Çocuklar |
center | merkezi |
closely | yakın |
work | çalışıyoruz |
content | içerik |
report | rapor |
national | ulusal |
and | ve |
this | bu |
the | şekilde |
also | ayrıca |
EN Our regional partners are our trusted go-to-market advisors and field players who work closely with customers on specific local markets and help Semrush to grow
TR Bölgesel ortaklarımız, belirli yerel pazarlarda müşterilerle yakın çalışan ve Semrush'ın büyümesine yardımcı olan güvenilir pazara açılma danışmanlarımız ve saha oyuncularımızdır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
field | saha |
players | oyuncular |
closely | yakın |
semrush | semrush |
help | yardımcı |
are | olan |
market | pazara |
local | yerel |
regional | bölgesel |
and | ve |
trusted | güvenilir |
to | belirli |
EN Interested in joining a team of passionate engineers and putting your coding skills to work at the protocol level?
TR Tutkulu mühendislerimizin takımına katılmak ve kodlama bilginizi protokol seviyesinde kullanmak ister misiniz?
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
passionate | tutkulu |
coding | kodlama |
protocol | protokol |
level | seviyesinde |
team | takım |
and | ve |
EN Interested in joining a team of passionate engineers and putting your coding skills to work at the protocol level?
TR Tutkulu mühendislerimizin takımına katılmak ve kodlama bilginizi protokol seviyesinde kullanmak ister misiniz?
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
passionate | tutkulu |
coding | kodlama |
protocol | protokol |
level | seviyesinde |
team | takım |
and | ve |
EN LWB coordinator, Lenny Rhine, University of Florida Librarian Emeritus works closely with the WHO and ITOCA to ensure maximum training reach and synergies
TR Frorida Librarian Emeritus Üniversitesi LWB koordinatörü Lenny Rhine, eğitimin ve sinerjilerin azami oranda yayılmasını sağlamak için WHO ve ITOCA ile yakın bir şekilde çalışmaktadır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakın |
and | ve |
the | şekilde |
of | in |
to | sağlamak |
ensure | sağlamak için |
EN A single page can rank for hundreds of closely-related keywords. Parent Topic determines if you can rank for your target keyword while targeting a more general topic on your page instead.
TR Tek bir sayfa yüzlerce yakından alakalı anahtar kelime için sıralamaya girebilir. Ana Konu, sayfanızda daha genel bir konuyu hedeflerken, hedef anahtar kelimeniz için sıralamaya girip giremeyeceğinizi belirler.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
determines | belirler |
general | genel |
closely | yakından |
related | alakalı |
page | sayfa |
more | daha |
of | in |
target | hedef |
a | bir |
EN Regulations, certifications and tailor-made standards are the subjects of continuous improvement. Control Union Certifications follows these developments closely and we see it as our task to keep our customers updated about the latest changes.
TR Düzenlemeler, sertifikasyonlar ve özelleştirilmiş standartlar sürekli iyileştirmeye tabidir. Control Union, bu gelişmeleri yakından izler ve müşterileri en son değişikliklerden her daim haberdar etmeyi görev kabul eder.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
regulations | düzenlemeler |
standards | standartlar |
continuous | sürekli |
closely | yakından |
task | görev |
customers | müşterileri |
control | control |
union | union |
the | kabul |
these | bu |
and | ve |
latest | en |
developments | son |
to | her |
EN In the last month of 2019, a modification was made in the 'Foreigners and International Protection Law' that related to people under international protection very closely
TR Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşulları, pandemi kaynaklı kısıtlamalar öncesinde zaten zorlaşmaya başlamıştı
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
that | yaşam |
very | ya |
the | zaten |
EN In the last month of 2019, a modification was made in the 'Foreigners and International Protection Law' that related to people under international protection very closely
TR Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşulları, pandemi kaynaklı kısıtlamalar öncesinde zaten zorlaşmaya başlamıştı
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
that | yaşam |
very | ya |
the | zaten |
EN ICON works closely with an enterprise blockchain-as-a-service firm called ICONLOOP
TR Bunun için kurumsal firmalara özel bir blockchain hizmet şirketi olan ICONLOOP ile çok yakın çalışır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakın |
enterprise | kurumsal |
blockchain | blockchain |
service | hizmet |
works | çalışır |
with | ile |
EN Through years of working closely with our clients, we thoroughly understand their dynamic market environments, competitive pressures and current market developments
TR Müşterilerimizle yıllarca çalışmış olmanın verdiği deneyimle, dinamik pazar ortamlarını, rekabet baskılarını ve piyasalardaki mevcut gelişmeleri en doğru şekilde anlıyor ve değerlendiriyoruz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
dynamic | dinamik |
market | pazar |
competitive | rekabet |
environments | ortamlar |
and | ve |
current | mevcut |
of | doğru |
EN The "Draft Law on the Prevention of the Proliferation of Weapons of Mass Destruction", which came to the agenda of the Grand Assembly on December 16, 2020 and is closely related to civil society organizations, continues to be discussed
TR 16 Aralık 2020'de Meclis gündemine gelen ve sivil toplum örgütlerini yakından ilgilendiren "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" tartışılmaya devam ediyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
law | kanun |
mass | kitle |
december | aralık |
closely | yakından |
civil | sivil |
society | toplum |
and | ve |
continues | devam ediyor |
the | gelen |
EN Accordingly, the right to participation is closely related to the freedom of association and expression, and the right of peaceful assembly.
TR Buna bağlı olarak katılım hakkı örgütlenme ve ifade özgürlüğü, barışçıl toplantı hakkıyla yakın bir ilişki içindedir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
right | hakkı |
participation | katılım |
closely | yakın |
expression | ifade |
related | bağlı |
freedom | özgürlüğü |
and | ve |
EN Social media will look closely into your responsive accordion template user interface, so be sure to use free accordion CSS website templates similar to free simple similar jquery accordion or pure CSS horizontal accordion
TR Sosyal medya, duyarlı akordeon şablonu kullanıcı arayüzünüze yakından bakacaktır, bu nedenle ücretsiz basit benzer jquery akordeon veya saf CSS yatay akordeon benzeri ücretsiz akordeon CSS web sitesi şablonları kullandığınızdan emin olun
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakından |
accordion | akordeon |
css | css |
similar | benzer |
simple | basit |
pure | saf |
horizontal | yatay |
responsive | duyarlı |
free | ücretsiz |
template | şablonu |
templates | şablonları |
user | kullanıcı |
or | veya |
social | sosyal |
media | medya |
interface | arayüz |
look | bu |
EN This is why HP have worked closely together with Maersk since 2010 to streamline its supply chains
TR Bu nedenle HP, tedarik zincirlerinin düzenli ve akıcı olmasını sağlamak için 2010 yılından bu yana Maersk ile yakın işbirliği içinde çalışmaktadır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakın |
maersk | maersk |
supply | tedarik |
this | bu |
to | sağlamak |
together | için |
EN As a result, legal issues in this context bring closely intertwined elements of public, private, non-profit and constitutional law.
TR Sektör hukuki açıdan; kamu hukuku, özel hukuk ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlara ilişkin yasalar ve anayasa hukuku ile iç içe geçmiş unsurlarla muhataptır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
public | kamu |
profit | kâr |
in | içe |
legal | hukuki |
and | ve |
law | hukuk |
a | özel |
EN Fulya works closely with international legal teams, quantum experts, quantity surveyors and third-party funders around the world.
TR Bu çerçevede, uluslararası bürolar, zarar hesabı ve inşaat uzmanları ve fon şirketleri ile de yakın plan çalışmaktadır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
and | ve |
international | uluslararası |
experts | uzmanları |
closely | yakın |
with | ile |
EN In the last month of 2019, a modification was made in the 'Foreigners and International Protection Law' that related to people under international protection very closely
TR Türkiye’deki mültecilerin yaşam koşulları, pandemi kaynaklı kısıtlamalar öncesinde zaten zorlaşmaya başlamıştı
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
that | yaşam |
very | ya |
the | zaten |
EN We have been closely working with AWS to accelerate our digital transformation while complying with the government’s financial services regulations
TR Hükümetin finansal hizmetler yönetmeliklerine uyum sağlarken dijital dönüşümümüzü hızlandırmak için AWS ile yakından çalışıyoruz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakından |
digital | dijital |
financial | finansal |
services | hizmetler |
aws | aws |
transformation | dönüşüm |
to | için |
accelerate | hızlandırmak |
EN Regulations, certifications and tailor-made standards are the subjects of continuous improvement. Control Union Certifications follows these developments closely and we see it as our task to keep our customers updated about the latest changes.
TR Düzenlemeler, sertifikasyonlar ve özelleştirilmiş standartlar sürekli iyileştirmeye tabidir. Control Union, bu gelişmeleri yakından izler ve müşterileri en son değişikliklerden her daim haberdar etmeyi görev kabul eder.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
regulations | düzenlemeler |
standards | standartlar |
continuous | sürekli |
closely | yakından |
task | görev |
customers | müşterileri |
control | control |
union | union |
the | kabul |
these | bu |
and | ve |
latest | en |
developments | son |
to | her |
EN The "Draft Law on the Prevention of the Proliferation of Weapons of Mass Destruction", which came to the agenda of the Grand Assembly on December 16, 2020 and is closely related to civil society organizations, continues to be discussed
TR 16 Aralık 2020'de Meclis gündemine gelen ve sivil toplum örgütlerini yakından ilgilendiren "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" tartışılmaya devam ediyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
law | kanun |
mass | kitle |
december | aralık |
closely | yakından |
civil | sivil |
society | toplum |
and | ve |
continues | devam ediyor |
the | gelen |
EN Accordingly, the right to participation is closely related to the freedom of association and expression, and the right of peaceful assembly.
TR Buna bağlı olarak katılım hakkı örgütlenme ve ifade özgürlüğü, barışçıl toplantı hakkıyla yakın bir ilişki içindedir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
right | hakkı |
participation | katılım |
closely | yakın |
expression | ifade |
related | bağlı |
freedom | özgürlüğü |
and | ve |
EN With Amazon VPC, you can define a virtual network topology that closely resembles a traditional network you might operate in your own datacenter
TR Amazon VPC ile kendi veri merkezinizde çalıştırabileceğiniz geleneksel bir ağa çok benzeyen bir sanal ağ topolojisi tanımlayabilirsiniz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
amazon | amazon |
vpc | vpc |
virtual | sanal |
network | ağ |
traditional | geleneksel |
a | bir |
with | ile |
EN Lincoln has closely competed against Cadillac for almost all of its existence
TR Lincoln, neredeyse tüm varlığı için Cadillac'a karşı sıkı bir rekabet içinde
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
almost | neredeyse |
all | tüm |
against | için |
EN There are many countries that look very closely at Germany and then replicate the techniques developed here
TR Almanya’yı pürdikkat izleyip daha sonra burada ortaya çıkan teknolojileri taklit eden birçok ülke var
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
countries | ülke |
EN Academic study and research are closely interlinked: for example, Humboldt reloaded, a project that has received an award for excellence in teaching, already enables undergraduates to participate in research projects.
TR Öğretim ve araştırma iç içe: Bütün bunlar “Humboldt reloaded” isimli mükemmeliyet projesinin bakalorya öğrencilerinin araştırma projelerine katılımını sağlamış durumda.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
to | e |
research | araştırma |
and | ve |
EN It’s a concept that is closely associated with the “we” in togetherness.
TR “Biz” denilen şeyle sıkı bağlantısı olan bir kavram bu.
EN Among other things, the participants agreed that the United Nations 2030 Agenda, which is closely bound up with questions of migration, must be realised in individual countries jointly by all interest groups
TR Katılımcıların üzerinde durduğu önemli bir nokta, Birleşmiş Milletlerin Gündem 2030 programının tek tek ülkelerde hayata geçirilmesinde tüm ilgili grupların katkısının gerektiği
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
participants | katılımcılar |
agenda | gündem |
countries | ülkelerde |
all | tüm |
groups | grupları |
that | hayata |
among | bir |
EN Following the euro crisis in 2010, efforts were increased to more closely coordinate and harmonise economic and financial policy within the EU
TR 2010 yılında yaşanan “avro krizi”nin ardından AB bünyesinde ülkelerin ekonomi ve finans politikalarının koordinasyonu ve ortaklaştırılmasına yönelik çabalar arttı
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
following | ardından |
crisis | krizi |
in | yılında |
economic | ekonomi |
financial | finans |
eu | ab |
and | ve |
within | nin |
EN Closely monitoring the condition of IT equipment will increase its availability, utilization and efficiency.
TR BT ekipmanlarının durumunu yakından izlemek, kullanılabilirliğini, kullanımını ve verimliliğini artıracaktır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
closely | yakından |
it | bt |
equipment | ekipmanlar |
and | ve |
efficiency | verimliliğini |
of | nın |
กำลังแสดงคำแปล 50 จาก 50 รายการ