EN Trumpf calls this “the way from a culture of attendance to a culture of results”, in which the company will ultimately no longer set any working hour specifications.
EN Trumpf calls this “the way from a culture of attendance to a culture of results”, in which the company will ultimately no longer set any working hour specifications.
TR O tarihten itibaren firma tarafından iş saatleri konusunda direktif verilmeyecek; Trumpf bunu “mevcudiyet kültüründen sonuç kültürüne giden bir yol” olarak tanımlıyor.
EN Festive meals from award-winning culinary team
TR Neden kendinize bir iyilik yapmıyor ve İstanbul'da dinlendirici bir tatil deneyiminin tadını çıkarmıyorsunuz?
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
from | bir |
EN Culinary journeys, cooking classes and mixology lessons await on our vine-covered terrace.
TR Mutfak yolculukları, yemek ve kokteyl dersleri asmalarla süslenmiş bir terasta sizi bekliyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
culinary | mutfak |
cooking | yemek |
and | ve |
EN Raffles Garden opens its doors to an exciting culinary journey along with shisha selection.
TR Raffles Garden kapılarını bir nargile seçkisi ile birlikte heyecan verici bir mutfak seyahatine açıyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
raffles | raffles |
exciting | heyecan verici |
culinary | mutfak |
doors | kapı |
EN A variety of restaurants including a big garden with lounges, a bar and a wide range of breakfast and brunch options provide pure culinary enjoyment
TR Şezlonglar bulunan büyük bir bahçe içeren çeşitli restoranlar, bir bar ve çok çeşitli kahvaltı ve brunch seçenekleri olağanüstü bir mutfak zevkini yansıtır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
restaurants | restoranlar |
big | büyük |
garden | bahçe |
bar | bar |
brunch | brunch |
options | seçenekleri |
culinary | mutfak |
breakfast | kahvaltı |
variety | çeşitli |
and | ve |
a | bir |
EN Explore the world of plant-based cuisine and zero-proof cocktails. This limited time menu invites guests to enjoy a vegan culinary experience paired with refreshing non-alcoholic cocktails.
TR Yerel ve otantik lezzetlerden uluslararası mutfaklara kadar uzan enfes çeşitleriyle oda servisi menümüzün keyfini odanızın konforunda çıkarın.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
menu | menü |
world | uluslararası |
and | ve |
enjoy | keyfini |
EN Explore the world of plant-based cuisine and zero-proof cocktails. This limited time menu invites guests to enjoy a vegan culinary experience paired with refreshing non-alcoholic cocktails.
TR Yerel ve otantik lezzetlerden uluslararası mutfaklara kadar uzan enfes çeşitleriyle oda servisi menümüzün keyfini odanızın konforunda çıkarın.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
menu | menü |
world | uluslararası |
and | ve |
enjoy | keyfini |
EN Explore the world of plant-based cuisine and zero-proof cocktails. This limited time menu invites guests to enjoy a vegan culinary experience paired with refreshing non-alcoholic cocktails.
TR Yerel ve otantik lezzetlerden uluslararası mutfaklara kadar uzan enfes çeşitleriyle oda servisi menümüzün keyfini odanızın konforunda çıkarın.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
menu | menü |
world | uluslararası |
and | ve |
enjoy | keyfini |
EN Culinary journeys, cooking classes and mixology lessons await on our vine-covered terrace.
TR Mutfak yolculukları, yemek ve kokteyl dersleri asmalarla süslenmiş bir terasta sizi bekliyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
culinary | mutfak |
cooking | yemek |
and | ve |
EN Raffles Garden opens its doors to an exciting culinary journey along with shisha selection.
TR Raffles Garden kapılarını bir nargile seçkisi ile birlikte heyecan verici bir mutfak seyahatine açıyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
raffles | raffles |
exciting | heyecan verici |
culinary | mutfak |
doors | kapı |
EN Culinary journeys, cooking classes and mixology lessons await on our vine-covered terrace.
TR Mutfak yolculukları, yemek ve kokteyl dersleri asmalarla süslenmiş bir terasta sizi bekliyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
culinary | mutfak |
cooking | yemek |
and | ve |
EN Raffles Garden opens its doors to an exciting culinary journey along with shisha selection.
TR Raffles Garden kapılarını bir nargile seçkisi ile birlikte heyecan verici bir mutfak seyahatine açıyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
raffles | raffles |
exciting | heyecan verici |
culinary | mutfak |
doors | kapı |
EN Culinary journeys, cooking classes and mixology lessons await on our vine-covered terrace.
TR Mutfak yolculukları, yemek ve kokteyl dersleri asmalarla süslenmiş bir terasta sizi bekliyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
culinary | mutfak |
cooking | yemek |
and | ve |
EN Raffles Garden opens its doors to an exciting culinary journey along with shisha selection.
TR Raffles Garden kapılarını bir nargile seçkisi ile birlikte heyecan verici bir mutfak seyahatine açıyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
raffles | raffles |
exciting | heyecan verici |
culinary | mutfak |
doors | kapı |
EN Culinary journeys, cooking classes and mixology lessons await on our vine-covered terrace.
TR Mutfak yolculukları, yemek ve kokteyl dersleri asmalarla süslenmiş bir terasta sizi bekliyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
culinary | mutfak |
cooking | yemek |
and | ve |
EN Raffles Garden opens its doors to an exciting culinary journey along with shisha selection.
TR Raffles Garden kapılarını bir nargile seçkisi ile birlikte heyecan verici bir mutfak seyahatine açıyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
raffles | raffles |
exciting | heyecan verici |
culinary | mutfak |
doors | kapı |
EN This is your culinary winner’s rostrum.
TR İşte lezzet şampiyonlarınız.
EN You should also discover new culinary delights by trying regional and seasonal specialities
TR Damak tadında da yeni deneyimlere açık olmak en iyisi: yerel ve mevsime uygun spesyaliteleri deneyin
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
new | yeni |
trying | deneyin |
regional | yerel |
by | uygun |
and | ve |
EN Curiosity about culinary discoveries has reached new dimensions through social media
TR Lezzet dünyasında keşifler yapma merakı sosyal medya sayesinde yeni boyutlar kazanıyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
new | yeni |
dimensions | boyutlar |
social | sosyal |
media | medya |
EN @BerlinFoodStories takes you on a culinary journey through Berlin
TR @BerlinFoodStories size Berlin‘de lezzet dünyasını gezdiriyor
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
you | size |
EN At Customer Innovation Centre in Denton our experts in Food Supplement & Nutrition, Plant Based, Cheese & Culinary products will provide extensive insights
TR Denton'daki Müşteri Yenilik Merkezi'nde Gıda Takviyesi ve Beslenme ürünleri, Bitki Bazlı ürünler, Peynir ve Mutfak ürünleri uzmanlarımız kapsamlı bilgiler sağlar
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
customer | müşteri |
innovation | yenilik |
in | da |
our | ve |
nutrition | beslenme |
plant | bitki |
culinary | mutfak |
provide | sağlar |
insights | bilgiler |
based | bazlı |
extensive | kapsamlı |
food | gıda |
cheese | peynir |
products | ürünler |
EN Our experts in Shelf Stable Dairy, Juices & Culinary Products will provide extensive insights
TR Uzun Ömürlü Süt Ürünleri, Meyve Suları ve Mutfak Ürünleri uzmanlarımız kapsamlı bilgiler sağlayacaktır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
our | ve |
culinary | mutfak |
insights | bilgiler |
extensive | kapsamlı |
will provide | sağlayacaktır |
EN Culinary delights bound to tempt the appetite & tease the palate
TR İştahınızı artırmak ve damağınız tatlandırmak için hazırlanan lezzetler
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
to | için |
EN Check out our Academy and see how we help build a culture of SEO at thousands of companies worldwide.
TR Akademi sayfamıza göz atın ve dünya çapında binlerce şirkette SEO kültürü oluşturmaya nasıl yardımcı olduğumuzu görün.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
academy | akademi |
seo | seo |
build | oluşturmaya |
see | görün |
and | ve |
how | nasıl |
help | yardımcı |
check | göz |
worldwide | çapında |
culture | kültürü |
at | nda |
EN These finds, which come together with the products of the Central Anatolian Bronze Age civilizations, document that there is an advanced trade and culture exchange in the region
TR İç Anadolu Bronz Çağı uygarlıkları ürünleriyle bir arada çıkan bu buluntular bölgede gelişmiş ticaret ve kültür alış verişi olduğunu belgelemektedir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
bronze | bronz |
trade | ticaret |
culture | kültür |
advanced | gelişmiş |
is | olduğunu |
and | ve |
these | bu |
products | bir |
EN Enjoy fine food, travel and refine your sense of culture
TR İyi yemek ve seyahatin keyfini çıkarın ve kültür algınızı geliştirin
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
enjoy | keyfini |
food | yemek |
of | ın |
culture | kültür |
and | ve |
EN Find out how Norconsult created a culture of innovation (US site)
TR Norconsult'un yenilik kültürünü nasıl yarattığını öğrenin (İngilizce)
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
innovation | yenilik |
find out | öğrenin |
culture | kültür |
how | nasıl |
EN Since its establishment, it has been continuously struggling for the formation of an architecture and space culture in our country
TR Kuruluşundan günümüze, ülkemizde bir mimarlık ve mekân kültürünün oluşması için kesintisiz mücadele etmektedir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
culture | kültür |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN The expansion of architectural culture required, above all, a means of providing information that could be easily used
TR Mimarlık kültürünün yaygınlaşması her şeyden önce kolaylıkla kullanılabilen bir bilgi sunma aracını gerektiriyordu
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
information | bilgi |
easily | kolaylıkla |
culture | kültür |
the | önce |
of | her |
EN From personalized well-being journeys to local movement culture, Fairmont Fit delivers meaningful destination contact—wherever you are.
TR Kişiselleştirilmiş sağlık yolculuklarından yerel hareket kültürüne kadar, Fairmont Fit kullanışlı destinasyon irtibat bilgileri sunar -nerede olursanız olun.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
personalized | kişiselleştirilmiş |
well-being | sağlık |
local | yerel |
movement | hareket |
culture | kültürüne |
fairmont | fairmont |
destination | destinasyon |
contact | irtibat |
delivers | sunar |
fit | fit |
to | kadar |
you | olun |
EN Indulge, unwind and feel the magic of an ancient culture that is still alive.
TR Kendinizi şımartın, dinlenin ve hala canlı olan bir antik kültürün büyüsünü hissedin.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
feel | hissedin |
ancient | antik |
alive | canlı |
and | ve |
culture | kültür |
is | olan |
EN Beautiful from every aspect, the residences feature stunning views and interior design of the highest quality with furniture, fabrics and designs that reflect the local culture.
TR Her açıdan güzel olan bu rezidanslar çarpıcı manzaralar ve en kaliteli iç tasarım ve mobilyalara, kumaşlara ve yerel konforu yansıtan tasarıma sahiptir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
residences | rezidanslar |
views | manzaralar |
highest | en |
fabrics | kumaşlara |
reflect | yansıtan |
from | açıdan |
and | ve |
quality | kaliteli |
local | yerel |
beautiful | güzel |
stunning | çarpıcı |
design | tasarım |
designs | tasarıma |
of | her |
EN Experience the authenticity of local culture and refined service in an enchanting location.
TR Yerel kültürün otantikliğini ve ince zevkli hizmetini büyüleyici bir konumda deneyimleyin.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
service | hizmetini |
enchanting | büyüleyici |
local | yerel |
and | ve |
culture | kültür |
EN Culture is more important than ever, so we try to live these values in our daily lives.
TR Kültür her zamankinden daha önemli, bu yüzden bu değerleri günlük hayatımızda yaşamaya çalışıyoruz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
culture | kültür |
live | hayat |
values | değerleri |
daily | günlük |
these | bu |
important | önemli |
to | her |
so | bu yüzden |
ever | daha |
our | de |
EN Rap is a vocal style, usually coming together with hip-hop, the musical genre off-shoot of the hip hop culture
TR Rap müziğin kökeni 1970'lerde özellikle siyahi insanların yaşadığı Amerika'nın kenar mahallelerine, yâni bir diğer deyişle "getto"lara dayanmaktadır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
a | bir |
of | in |
EN As STGM, we regularly update networks and platforms listed under headings of human, child, environment, youth, gender, and culture/cultural rights-art
TR İnsan, çocuk, çevre, gençlik, engelli hakları, toplumsal cinsiyet ve kültür/kültürel haklar-sanat olmak üzere listelenen ağ ve platformları STGM olarak belirli periyotlarda güncelliyoruz
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
stgm | stgm |
platforms | platformlar |
listed | listelenen |
youth | gençlik |
gender | cinsiyet |
child | çocuk |
environment | çevre |
rights | hakları |
and | ve |
cultural | kültürel |
culture | kültür |
of | olarak |
EN Afghanistan Hazaras Culture and Solidarity Association (Trabzon),
TR Afganistan Hazarları Kültür ve Dayanışma Derneği (Trabzon),
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
afghanistan | afganistan |
culture | kültür |
and | ve |
solidarity | dayanışma |
association | derneği |
EN Turkey is of crucial importance for Germany, Europe and the transatlantic cooperation due to its history, culture, economy, and geographical location
TR Türkiye tarihi, kültürü, ekonomisi ve coğrafi konumu nedeni ile Almanya, Avrupa ve transatlantik işbirliği için büyük bir önem taşır
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
turkey | türkiye |
cooperation | işbirliği |
history | tarihi |
economy | ekonomisi |
geographical | coğrafi |
location | konumu |
importance | önem |
and | ve |
germany | almanya |
europe | avrupa |
of | in |
due | bir |
its | ile |
culture | kültürü |
EN It covers 140 million square miles and nearly 75 percent of the Earth's surface. It connects us to each other, across language, and culture. It sustains life and supports life.
TR 360 milyon kilometre karelik alanı kaplıyor ve Dünya yüzeyinin neredeyse yüzde 75 kadarı. Bizi birbirimize, diller ve kültürler arasında bağlıyor. Hayatı devam ettirip, hayatı sürdürüyor.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
million | milyon |
nearly | neredeyse |
percent | yüzde |
life | hayatı |
and | ve |
each | kadar |
us | bizi |
the | arasında |
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
improve | iyileştirin |
customer | müşteri |
new | yeni |
self | self |
service | servis |
business | iş |
is | oluşturmak |
or | veya |
search | arama |
can | olabilecek |
help | yardımcı |
culture | kültürü |
EN Build a self-service culture among your customers with our knowledge base software
TR Bilgi tabanı yazılımımızla müşterileriniz arasında bir self servis kültürü oluşturun
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
build | oluşturun |
knowledge | bilgi |
base | tabanı |
self | self |
service | servis |
software | yazılım |
culture | kültürü |
among | bir |
EN It?s hard to quantify, but it?s not hard to see: in any community, culture is everything
TR Kelimelerle ifade etmek zor olsa da kolaylıkla görülebilmektedir ki her topluluk için küştür çok önemli bir dinamiktir
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
hard | zor |
community | topluluk |
in | da |
EN Culture is who we are and becomes what we create.
TR Kültür, kim olduğumuz ve ortaya çıkarttığımız şeydir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
culture | kültür |
and | ve |
who | kim |
we are | olduğumuz |
EN Italy, with its many tourist attractions, is rich in history and culture.
TR Birçok turistik tesise sahip olan İtalya, tarih ve kültür eserleri bakımından zengindir.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
history | tarih |
culture | kültür |
and | ve |
many | çok |
is | olan |
EN The Support Foundation for Civil Society Launched a Call for Propositions Culture and Art
TR Sivil Toplum Destek Vakfı'nda Kültür Sanat Fonu Çağrısı 2021
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
foundation | vakfı |
civil | sivil |
society | toplum |
a | a |
support | destek |
art | sanat |
culture | kültür |
EN Every issue is like a veil under which we see ourselves as we lift it up. Now we will look at ourselves under the veil of human and culture issue. We will be together with Metin Bobaroğlu on 20th May 2021 Thursday, at 15:00 hours.
TR Her mesele, kaldırdıkça altında kendimizi gördüğümüz bir örtü gibi. Şimdi de insan ve kültür meselesinin altındaki kendimize bakacağız. 20 Mayıs 2021 Perşembe günü, saat 15.00’de Metin Bobaroğlu ile birlikteyiz.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
human | insan |
culture | kültür |
under | altında |
may | mayıs |
at | de |
and | ve |
of | her |
on | günü |
with | ile |
EN Motto is a vital element of your corporate culture. Rather than boosting sales, its main goal is to build your team spirit.
TR Motto kurumsal kültürünüzün hayati bir unsurudur. Satışları artırmaktan ziyade esas amacınızı ve takım ruhunuzu oluşturmaktır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
vital | hayati |
corporate | kurumsal |
rather | ziyade |
goal | amacı |
team | takım |
your | ve |
culture | kültür |
sales | satış |
a | bir |
EN We welcome the well travelled around the world in a genuine embrace with local culture.
TR Dünya çapından sık seyahat edenleri yerel kültürün samimi bir kucaklaması ile karşılarız.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
world | dünya |
local | yerel |
culture | kültür |
a | bir |
EN An authentic Japanese restaurant promoting Japanese culture and food in the Middle East.
TR Orta Doğu’da Japon kültürü ve yemeklerini tanıtan otantik bir Japon restoranı.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
authentic | otantik |
japanese | japon |
restaurant | restoran |
middle | orta |
and | ve |
culture | kültürü |
the | bir |
EN Our other gifts are selected from local artisans and respected producers and reflect the culture, heritage and experience of a place.
TR Yerel sanatçılardan ve saygın üreticilerden seçilen diğer hediyelerimiz bir yörenin kültürünü, tarihini ve deneyimlerini yansıtmaktadır.
ภาษาอังกฤษ | ภาษาตุรกี |
---|---|
other | diğer |
local | yerel |
respected | saygın |
culture | kültür |
and | ve |
a | bir |
กำลังแสดงคำแปล 50 จาก 50 รายการ