TR Zirve muhtemelen 2015 yılında olduğu gibi Elma Şatosu’nda 26-28 Haziran 2022 tarihleri arasında gerçekleşecek.
TR Zirve muhtemelen 2015 yılında olduğu gibi Elma Şatosu’nda 26-28 Haziran 2022 tarihleri arasında gerçekleşecek.
EN As in 2015, the summit is expected to be held at Schloss Elmau from 26 to 28 June 2022.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
olduğu | is |
haziran | june |
TR 1998 yılında Cornell Üniversitesinde Antropoloji Doktorasını, 1990 yılında Chicago Üniversitesinde Fulbright bursuyla Sosyal Bilimler Yüksek Lisansını ve 1989 yılında Oxford Üniversitesinde Coğrafya Lisansını tamamlamıştır.
EN He has a PhD in Anthropology from Cornell University in 1998, a Masters in the Social Sciences from the University of Chicago as a Fulbright Scholar in 1990, and a BA in Geography from Oxford University in 1989.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
chicago | chicago |
sosyal | social |
bilimler | sciences |
ve | and |
yılında | in |
ın | of |
TR Çocuk İstismarı Konusunda Farkındalık Artırıyoruz Ulusal Zirve
EN Experience Sharing Workshop with Ufuk Aydın: The Museum of Sky Heroes and the Revolution of Dignity - Maidan
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
konusunda | with |
TR Accor, FRHİ’yi satın alarak, zirve lüks segmanında Raffles ile portföyünü güçlendiriyor.
EN Accor takes over FRHI’ and strengthens its portfolio in the ultimate luxury segment with Raffles.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
lüks | luxury |
raffles | raffles |
TR Zirve 29-30-31 Ekim tarihleri arasında Alanya’da gerçekleşecek.
EN The summit will take place in Alanya between 29-30-31 October.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ekim | october |
TR Accor, FRHİ’yi satın alarak, zirve lüks segmanında Raffles ile portföyünü güçlendiriyor.
EN Accor takes over FRHI’ and strengthens its portfolio in the ultimate luxury segment with Raffles.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
lüks | luxury |
raffles | raffles |
TR Scholz, Macron ve Zelenski arasındaki üçlü görüşme, AB’nin doğulu partner ülkelerle yaptığı zirve toplantısı çerçevesinde gerçekleşti
EN The three-way meeting between Scholz, Macron and Zelensky took place on the sidelines of a summit of the so-called Eastern Partnership of the EU
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ab | eu |
toplantısı | meeting |
TR Gerçi bu rotada epey zorlu yokuşlar var ama çabalarınız mükafatsız kalmıyor: Sansasyonel manzaralar, meşhur masalsı Neuschwanstein Şatosu ve Bavyera köyleri, bu turun zirve noktasını oluşturuyor
EN There are some challenging climbs along the way, but the effort will be rewarded: spectacular views, the famous Neuschwanstein Castle and Bavarian mountain villages are highlights of this tour
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ama | but |
ın | of |
TR Türkiye ülkesinde Petrol Üretiminin Zirve Noktası grupları | Meetup
EN Peak Oil groups in Australia | Meetup
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ülkesinde | in |
petrol | oil |
grupları | groups |
meetup | meetup |
TR Dünya genelindeki Petrol Üretiminin Zirve Noktası Meetup gruplarında olup bitenleri öğrenin ve yakınınızdakilerle buluşmaya başlayın.
EN Find out what's happening in Peak Oil Meetup groups around the world and start meeting up with the ones near you.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
dünya | world |
genelindeki | in |
petrol | oil |
olup | up |
öğrenin | find out |
ve | and |
başlayın | start |
grupları | groups |
TR zirve yapacak ve gerileyecektir.
EN With the help of our program, the urge will peak and recede.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
yapacak | will |
ve | and |
TR 1961 yılında yaptıkları “Surfin” adlı şarkı ile ilk hitlerini yaratan grup 8 Aralık 1961 tarihinde Los Angeles'da,1959 yılında bir u… Devamını oku
EN Rooted in doo-wop and rock a… read more
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
devamını | more |
TR 1961 yılında yaptıkları “Surfin” adlı şarkı ile ilk hitlerini yaratan grup 8 Aralık 1961 tarihinde Los Angeles'da,1959 yılında bir uçak kazasında yaşamını yitiren Buddy Holly anısına yapılan bir konser il… Devamını oku
EN Rooted in doo-wop and rock and roll, their early string of vocal surf hits defined the '60s Cal… read more
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ilk | early |
devamını | more |
TR Victoria Legrand ve Alex Scally'den oluşan 2005 yılında kurulmuş iki kişilik Amerikalı dream-pop,indie grubu.2006 yılında kendi isimlerini taşıyan dokuz şarkılık ilk albümleriyle mü… Devamını oku
EN Beach House is a dream pop group that formed in 2004 in Baltimore, Maryland, United States. The group consists of Victoria Legrand (vocals, organ) and Alex Scally (guitar, keyboards). Legra… read more
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
alex | alex |
oluşan | formed |
grubu | group |
devamını | more |
oku | read |
TR The SpongeBob SquarePants ,Scrubs ,Garden State soundtrackleri ile tanınır hale gelmiş,1997 yılında James Russell Mercer, Martin Crandall, Neal Langford, Jesse Sandoval ve Eric Johnson'ın kurduğu bir gruptur. 2002 yılında Neal … Devamını oku
EN The Shins is an American indie rock band centered around James Mercer. The band formed in 1997, in Albuquerque, New Mexico, United States as a side project of Mercer (previously of Blue Roof Dinner) and drummer Jesse Sandoval, who were… read more
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
james | james |
devamını | more |
TR 2004 yılında 3 milyon m²/yıl kapasiteli İskenderun tesisini, 2009 yılında ise 3 milyon...
EN The investments were carried out for the İskenderun ...
TR Windows® Embedded 6.5 2020 yılında, Windows® Embedded Compact 7.0 ise 2021 yılında destek ömrünün sonuna ulaştığında, Microsoft aşağıdaki hizmetleri artık sunmayacaktır:
EN When Windows® Embedded 6.5 reaches its end of support in 2020, and Windows® Embedded Compact 7.0 reaches its end of support in 2021, Microsoft will no longer be providing:
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
windows | windows |
sonuna | end |
microsoft | microsoft |
artık | no longer |
yılında | in |
TR Üretim tesisindeki toplam personel sayısı 2022 yılında 300, 2023 yılında ise 400 olarak öngörülüyor.
EN In 2022, the total number of employees at the production facility is scheduled to be 300, and in 2023, it will be 400.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ise | be |
TR "Sanat ve tarih,bundan güzel bir ikili olabilir mi acaba?171 Proje arasından Mimar Charles Garnier‘in seçildiği,Ağustos 1862 yılında yapımına başlanan Opera Binası Ağustos 1867 yılında tamamlanmıştır."
EN "Take some pictures ???????? it worth ????"
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
bir | some |
TR 1961 yılında yaptıkları “Surfin” adlı şarkı ile ilk hitlerini yaratan grup 8 Aralık 1961 tarihinde Los Angeles'da,1959 yılında bir u… Devamını oku
EN Rooted in doo-wop and rock a… read more
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
devamını | more |
TR 1961 yılında yaptıkları “Surfin” adlı şarkı ile ilk hitlerini yaratan grup 8 Aralık 1961 tarihinde Los Angeles'da,1959 yılında bir uçak kazasında yaşamını yitiren Buddy Holly anısına yapılan bir konser il… Devamını oku
EN Rooted in doo-wop and rock and roll, their early string of vocal surf hits defined the '60s Cal… read more
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ilk | early |
devamını | more |
TR Victoria Legrand ve Alex Scally'den oluşan 2005 yılında kurulmuş iki kişilik Amerikalı dream-pop,indie grubu.2006 yılında kendi isimlerini taşıyan dokuz şarkılık ilk albümleriyle mü… Devamını oku
EN Beach House is an American musical duo formed in Baltimore, Maryland in 2004. The band consists of vocalist and keyboardist Victoria Legrand and guitarist, keyboardist and backup vocalist A… read more
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
oluşan | formed |
amerikalı | american |
devamını | more |
oku | read |
TR The SpongeBob SquarePants ,Scrubs ,Garden State soundtrackleri ile tanınır hale gelmiş,1997 yılında James Russell Mercer, Martin Crandall, Neal Langford, Jesse Sandoval ve Eric Johnson'ın kurduğu bir gruptur. 2002 yılında Neal … Devamını oku
EN The Shins is an American indie rock band centered around James Mercer. The band formed in 1997, in Albuquerque, New Mexico, United States as a side project of Mercer (previously of Blue Roof Dinner) and drummer Jesse Sandoval, who were… read more
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
james | james |
devamını | more |
TR Lady Antebellum 2006 yılında Nashville, Tennessee'de kurulmuş country müzik grubu. Üç kişi olan grup, Charles Kelley, Dave Haywood ve Hillary Scott'tan oluşmaktadır. Grup 2008 yılında Country Music Association ödüllerinde … Devamını oku
EN Lady Antebellum was the name of the American country trio that changed its name to Lady A on 11 June 2020, amid the George Floyd protests. The trio originally formed in Nashville, Tennessee, in 2006 by Charles Kelley (lead and backgro… read more
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
lady | lady |
tennessee | tennessee |
country | country |
charles | charles |
ve | and |
devamını | more |
oku | read |
TR 2015 yılında ilk onda hangi ülkeler olduğunu ve 2018 yılında hangi ülkelerin ilk onda yer alacağını rapordan öğrenebilirsiniz.
EN Find out which countries made the list of Top Ten juice consumers in 2015 and who will be in the Top Ten in 2018 in the report.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ilk | top |
ve | and |
TR Sınırlı bir bütçeye sahip bir serbest çalışan, blog yazarı veya kurum içi pazarlamacıysanız, Semrush Pro planı muhtemelen en iyi seçenek olacaktır
EN If you’re a freelancer, blogger, or in-house marketer with a limited budget, then the Semrush Pro plan will likely be the best option
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
sınırlı | limited |
veya | or |
semrush | semrush |
planı | plan |
muhtemelen | likely |
seçenek | option |
TR Gerçekten çok ilgili ve dürüst gibi hissettiriyor, inanılmaz. Muhtemelen dijital pazarlama konusunda gördüğüm en iyi içeriklerden biri
EN This feels like so genuinely caring and honest it’s just mind-blowing. It is probably one of the best pieces of content I’ve ever saw on digital marketing
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
muhtemelen | probably |
dijital | digital |
konusunda | on |
TR sizin bilgisayarda tanzim edilmiş saat sizin IP için saat bölgesinden ayrılır. Muhtemelen siz anonimlik araçları ile kendi bulunduğunuz yeri gizlemeye çalışıyorsunuz.
EN The time set in your system differs from your IP addresses time zone. You are possibly trying to hide your current location by anonymity means.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
saat | time |
anonimlik | anonymity |
TR Sistemde ve / veya tarayıcıda tanzim edilmiş dil sizin IP adresin ülkesinin dilinden farklıdır. Muhtemelen siz anonimlik araçları ile kendi bulunduğunuz yeri gizlemeye çalışıyorsunuz
EN The language set in your system and/or browser differs from the language of your IP address country. You are possibly trying to hide yourself by anonymity means.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
veya | or |
dil | language |
adresin | address |
anonimlik | anonymity |
TR Muhtemelen bir transkript veya ses/video dosyasının belirli bölümlerini redakte etme konusunda bilgi sahibi olursunuz
EN You are probably familiar with redacting certain parts of a transcript or audio/video file
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
muhtemelen | probably |
transkript | transcript |
veya | or |
belirli | certain |
dosyasını | file |
TR Bazen kendimi daha gençken ve bağımlılığımdan kurtulmak için güce ihtiyacım olduğunu düşünüyorum ve bazen de muhtemelen sizin gibi bunu okuyan diğer üyeleri düşünüyorum
EN Sometimes I think of myself when I was younger and needed strength to get out of my addiction, and sometimes I think of other members, possibly such as you who are reading this
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
bazen | sometimes |
de | out |
üyeleri | members |
TR Ripple'ın bir banka ile ortaklık yaptığını duyduğunuzda, bu muhtemelen bankanın kullanmaya başladığı platformla ilgilidir
EN When you hear about a bank partnering with Ripple, more likely than not, this is what they’re using
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ripple | ripple |
banka | bank |
muhtemelen | likely |
TR Muhtemelen mevcut domain firmanız size hak ettiğiniz hizmeti sağlayamıyor
EN Probably your existing domain company cannot provide you the service you deserve
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
muhtemelen | probably |
mevcut | existing |
domain | domain |
size | you |
hizmeti | service |
TR Sertifikalar bir sunucuya yüklendikten sonra, onu (özel anahtarla birlikte) dışa aktarmanız gerekiyor ve muhtemelen biçimi dönüştürmeniz gerekir (farklı platformlar için)
EN Once the certificates are uploaded to a server, you need to export it (along with the private key) and possibly convert the format (for different platforms)
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
sertifikalar | certificates |
sunucuya | server |
özel | private |
farklı | different |
platformlar | platforms |
TR GNU/Linux'un tıpkı Windows gibi olmasını istiyorsanız, muhtemelen hayal kırıklığına uğrayacaksınız. GNU/Linux, sadece farklı olmasını isteyen kişiler tarafından oluşturulmuştur.
EN If you wish GNU/Linux to be just exactly like Windows, you will probably be disappointed. GNU/Linux is built by people who simply wish it to be different.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
linux | linux |
windows | windows |
istiyorsanız | if you wish |
muhtemelen | probably |
farklı | different |
kişiler | people |
TR Ripple'ın bir banka ile ortaklık yaptığını duyduğunuzda, bu muhtemelen bankanın kullanmaya başladığı platformla ilgilidir
EN When you hear about a bank partnering with Ripple, more likely than not, this is what they’re using
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ripple | ripple |
banka | bank |
muhtemelen | likely |
TR Sınırlı bir bütçeye sahip bir serbest çalışan, blog yazarı veya kurum içi pazarlamacıysanız, Semrush Pro planı muhtemelen en iyi seçenek olacaktır
EN If you’re a freelancer, blogger, or in-house marketer with a limited budget, then the Semrush Pro plan will likely be the best option
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
sınırlı | limited |
veya | or |
semrush | semrush |
planı | plan |
muhtemelen | likely |
seçenek | option |
TR Sınırlı bir bütçeye sahip bir serbest çalışan, blog yazarı veya kurum içi pazarlamacıysanız, Semrush Pro planı muhtemelen en iyi seçenek olacaktır
EN If you’re a freelancer, blogger, or in-house marketer with a limited budget, then the Semrush Pro plan will likely be the best option
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
sınırlı | limited |
veya | or |
semrush | semrush |
planı | plan |
muhtemelen | likely |
seçenek | option |
TR Muhtemelen mevcut domain firmanız size hak ettiğiniz hizmeti sağlayamıyor
EN Probably your existing domain company cannot provide you the service you deserve
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
muhtemelen | probably |
mevcut | existing |
domain | domain |
size | you |
hizmeti | service |
TR Sertifikalar bir sunucuya yüklendikten sonra, onu (özel anahtarla birlikte) dışa aktarmanız gerekiyor ve muhtemelen biçimi dönüştürmeniz gerekir (farklı platformlar için)
EN Once the certificates are uploaded to a server, you need to export it (along with the private key) and possibly convert the format (for different platforms)
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
sertifikalar | certificates |
sunucuya | server |
özel | private |
farklı | different |
platformlar | platforms |
TR Bir veri parçasının frekans dağılımını görselleştirmeye çalışıyorsanız, muhtemelen bir proje üzerinde çalışıyor, anket hazırlıyor veya istatistikleri görselleştiriyorsunuz
EN If you’re trying to visualize the frequency distribution of a piece of data, you’re likely working on a project, conducting a survey or otherwise visualizing statistics
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
veri | data |
muhtemelen | likely |
proje | project |
çalışıyor | working |
anket | survey |
TR Bu veriler muhtemelen bizi olası çözüm için bir adım ileriye götürecek.
EN These data bring us a step closer to a possible solution.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
veriler | data |
bizi | us |
olası | possible |
çözüm | solution |
TR Almanya’yı dünyada yeni bir sima temsil edecek: Annalena Baerbock muhtemelen önümüzdeki dönemin dışişleri bakanı olacak.
EN Germany new face to the world: Annalena Baerbock heads the Federal Foreign Office.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
almanya | germany |
TR Muhtemelen bu miktar da tek başına yeterli olmayacağından, güneş ışığı ve (deniz) suyu bol olan diğer ülkelerden yapılacak ithalatlara güveniliyor
EN However, since this alone will probably not cover demand, the country will have to rely on imports from countries where there is plenty of (sea) water and sunshine
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
muhtemelen | probably |
bu | this |
deniz | sea |
suyu | water |
TR Almanya’daki tüm nesiller, en çok kâğıt ve zar oyunları oynuyor. Ülkede ne kadar kâğıt oyunu ve zar atma fincanı olduğunu hiç kimse söyleyemez, muhtemelen her evde birkaç tane vardır.
EN The most common games in Germany, popular across all generations, involve cards or dice. Nobody can say how many packs of cards and dice shaker cups there are in the country – probably several in every household.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
almanya | germany |
oyunları | games |
kimse | nobody |
muhtemelen | probably |
TR Sıradan tüketicilerin gündelik yaşamlarında kullandığı ürünler üretiyor ve bunlarla şu anki pazar konumumuza sahip olsaydık, muhtemelen Tuttlingen’i herkes tanıyor olurdu.
EN If we produced everyday products for the normal consumer and had the same market position, probably really everyone would know Tuttlingen.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ürünler | products |
ve | and |
pazar | market |
muhtemelen | probably |
herkes | everyone |
TR Öte yandan iki önemli etken olmasaydı, bu başarı öyküsü muhtemelen mümkün olmayacaktı.
EN The success story would probably not have been possible without two factors.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
iki | two |
başarı | success |
muhtemelen | probably |
mümkün | possible |
TR Roma İmparatorluğu’nun sınırları muhtemelen böyle bir görüntüye sahipti: Ren’de eski haline göre yeniden oluşturulmuş sınır kulesi.
EN Ancient border of the Roman Empire: a reconstructed Limes watchtower on the Rhine
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
eski | ancient |
sınır | border |
TR AB’nin hedef yükseltmesinin bir sonucu olarak Almanya, 2030’a kadar azaltma hedefini öyle yükseltecek ki, AB için geçerli hedefi muhtemelen aşacaktır.
EN The raising of the EU goal means Germany will increase its own 2030 reduction target in such a way that it will probably exceed the EU-wide goal.
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
ab | eu |
almanya | germany |
azaltma | reduction |
muhtemelen | probably |
TR Özellikle inovatif elektrifikasyon teknolojileri muhtemelen dünya düzeyinde anahtar teknolojiler haline gelecektir
EN In particular, innovative electrification technologies are likely to become key technologies worldwide
துருக்கிய | ஆங்கிலம் |
---|---|
muhtemelen | likely |
dünya | worldwide |
anahtar | key |
haline | in |
{Totalresult} மொழிபெயர்ப்புகளின் 50 ஐக் காட்டுகிறது