EN Meanwhile, the number of subscriptions has increased fivefold to more than 50,000, and the number of printed copies has increased twelvefold to 120,000.
ஆங்கிலம் இல் உள்ள "pharmacy has increased" பின்வரும் துருக்கிய சொற்கள்/வாக்கியங்களில் மொழிபெயர்க்கலாம்:
EN Meanwhile, the number of subscriptions has increased fivefold to more than 50,000, and the number of printed copies has increased twelvefold to 120,000.
TR Belli ki bu durum okuyucuları rahatsız eden bir şey değil: derginin abone sayısı, kurulduğundan bu yana beş katına çıkarak 50 bini geçti, basılı versiyonuysa on iki katına çıkarak 120 bin nüshaya ulaştı.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
printed | basılı |
has | bu |
the | değil |
more | de |
to | şey |
EN Find out how a pharmacy has increased productivity, patient safety and customer care with Elsevier's solution.
TR Bir eczanenin verimliliği, hasta güvenliğini ve müşteri hizmetlerini Elsevier'in çözümü ile nasıl artırdığını keşfedin.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
productivity | verimliliği |
patient | hasta |
customer | müşteri |
solution | çözümü |
and | ve |
how | nasıl |
a | bir |
safety | güvenliğini |
with | ile |
find | keşfedin |
EN Online sales from organic traffic increased by 90% and conversions for other online goals, for example, online appointment leads, increased by 125%
TR Organik trafik ile elde edilen online satışlar %90 oranında, online randevu alma gibi hedeflerden elde edilen dönüşümler ise %125 oranında bir artış gösterdi.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
online | online |
organic | organik |
traffic | trafik |
sales | satış |
for | gibi |
and | bir |
EN Coal-fired electricity production has dropped by more than half since 2015, while the generation of wind power has increased by two thirds during the same period
TR 2015’ten beri rüzgârdan kazanılan elektrik üçte iki oranında artarken aynı süre içerisinde Kömürden elde edilen elektrik neredeyse yarıdan daha aza indi
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
thirds | üçte |
period | süre |
electricity | elektrik |
the | aynı |
more | daha |
since | beri |
two | iki |
EN On-duty pharmacy information is automatically taken daily from the pharmacy rooms of the provinces
TR Nöbetçi eczane bilgileri, illerin eczaneler odasından günlük otomatik olarak çekilmektedir
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
pharmacy | eczane |
information | bilgileri |
daily | günlük |
automatically | otomatik olarak |
the | olarak |
EN On-duty pharmacy information is automatically taken daily from the pharmacy rooms of the provinces
TR Nöbetçi eczane bilgileri, illerin eczaneler odasından günlük otomatik olarak çekilmektedir
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
pharmacy | eczane |
information | bilgileri |
daily | günlük |
automatically | otomatik olarak |
the | olarak |
EN B2Broker has deep knowledge on all crypto aspects including specific expertise in helping you obtain a crypto exchange license. Crypto is coming under increased scrutiny and obtaining a licence is the best way to offer a legitimate service.
TR B2Broker tüm kripto özelliklerinde, kripto exchange lisans da dahil olmak üzere, yetkinliğe sahiptir. Kripto giderek daha fazla dikkat çekmektedir ve bu nedenle lisans sahibi olarak yasal bir işletme olmak en iyi seçenektir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
crypto | kripto |
exchange | exchange |
license | lisans |
in | da |
has | bu |
including | dahil |
and | ve |
all | tüm |
a | bir |
best | en |
is | sahiptir |
EN The criticism against the Turkish government's attempts to eliminate opposition media has been an ongoing issue during the rule of the AKP government and increased in the recent past.
TR Türkiye hükümetinin muhalif medyayı tasfiye etme çabalarına yönelik eleştiriler AKP iktidarı boyunca süregeldi.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
media | medyayı |
the | etme |
EN Using render forest has cut my production time and increased production quality compared to other video solutions we have tried
TR Renderforest, denediğim diğer video çözümleri ile kıyasladığımda, daha kısa sürede daha kaliteli projeler elde etmemi sağladı
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
quality | kaliteli |
video | video |
solutions | çözümleri |
other | diğer |
have | elde |
EN The exceptionally spacious boot has a capacity of 410 litres, which can be increased to 520 litres with the 2/3-1/3 rear bench.
TR Son derece geniş olan bagajın kapasitesi 410 litredir ve bu da 2/3-1/3 arka koltuk ile 520 litreye çıkarılabilir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
rear | arka |
spacious | geniş |
has | bu |
a | olan |
capacity | kapasitesi |
which | ve |
with | ile |
EN UNITED NATIONS, New York – Afghanistan has long faced multiple humanitarian crises. Now, the ongoing increased insecurity and instability is only...
TR BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, New York – Afganistan uzun süredir insani krizlerle karşı karşıya. Artarak devam eden güvensizlik ve istikrarsızlık, özellikle...
EN UNITED NATIONS, New York – Afghanistan has long faced multiple humanitarian crises. Now, the ongoing increased insecurity and instability is only worsening the situation, particularly for women and... Read more
TR BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, New York – Afganistan uzun süredir insani krizlerle karşı karşıya. Artarak devam eden güvensizlik ve istikrarsızlık, özellikle kadınlar ve kız çocukları için durumu daha da... Daha fazla
EN The exceptionally spacious boot has a capacity of 410 litres, which can be increased to 520 litres with the 2/3-1/3 rear bench.
TR Son derece geniş olan bagajın kapasitesi 410 litredir ve bu da 2/3-1/3 arka koltuk ile 520 litreye çıkarılabilir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
rear | arka |
spacious | geniş |
has | bu |
a | olan |
capacity | kapasitesi |
which | ve |
with | ile |
EN The exceptionally spacious boot has a capacity of 410 litres, which can be increased to 520 litres with the 2/3-1/3 rear bench.
TR Son derece geniş olan bagajın kapasitesi 410 litredir ve bu da 2/3-1/3 arka koltuk ile 520 litreye çıkarılabilir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
rear | arka |
spacious | geniş |
has | bu |
a | olan |
capacity | kapasitesi |
which | ve |
with | ile |
EN Covid-19 has increased people’s awareness of this
TR Korona dolayısıyla insanlar bu konuda daha bilinçlendi
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
covid-19 | korona |
this | bu |
EN That is why Germany has increased its commitment to development cooperation
TR Almanya bu nedenle kalkınmaya yönelik işbirliği alanındaki çabalarını artırdı
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
germany | almanya |
cooperation | işbirliği |
has | bu |
to | yönelik |
EN The number of scientific publications per one million inhabitants has continually increased over the last two decades
TR Almanya’da milyon nüfus başına bilimsel yayınların sayısı geçtiğimiz yirmi yılda düzenli olarak arttı
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
scientific | bilimsel |
million | milyon |
the | olarak |
EN B2Broker has deep knowledge on all crypto aspects including specific expertise in helping you obtain a crypto exchange license. Crypto is coming under increased scrutiny and obtaining a licence is the best way to offer a legitimate service.
TR B2Broker tüm kripto özelliklerinde, kripto exchange lisans da dahil olmak üzere, yetkinliğe sahiptir. Kripto giderek daha fazla dikkat çekmektedir ve bu nedenle lisans sahibi olarak yasal bir işletme olmak en iyi seçenektir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
crypto | kripto |
exchange | exchange |
license | lisans |
in | da |
has | bu |
including | dahil |
and | ve |
all | tüm |
a | bir |
best | en |
is | sahiptir |
EN The criticism against the Turkish government's attempts to eliminate opposition media has been an ongoing issue during the rule of the AKP government and increased in the recent past.
TR Türkiye hükümetinin muhalif medyayı tasfiye etme çabalarına yönelik eleştiriler AKP iktidarı boyunca süregeldi.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
media | medyayı |
the | etme |
EN 14. Has your video streaming caused any psychological issues, such as heightened anxiety, increased depression, or ability to focus on other things?
TR 14. Video akışınız, artan kaygı, artan depresyon veya başka şeylere odaklanma yeteneği gibi herhangi bir psikolojik soruna neden oldu mu?
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
video | video |
psychological | psikolojik |
increased | artan |
focus | odaklanma |
other | başka |
or | veya |
any | herhangi |
as | gibi |
to | neden |
EN Using render forest has cut my production time and increased production quality compared to other video solutions we have tried
TR Renderforest, denediğim diğer video çözümleri ile kıyasladığımda, daha kısa sürede daha kaliteli projeler elde etmemi sağladı
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
quality | kaliteli |
video | video |
solutions | çözümleri |
other | diğer |
have | elde |
EN “Our overall organic traffic increased sevenfold, with blog traffic making up over 75% of the visits! Semrush allowed us to optimize and run our content strategy without needing an army of SEO experts.”
TR ''Ziyaretlerin %75'ini blog ziyaretleri oluşturuyor ve bununla birlikte ortalama organik trafiğimiz 7 kat arttı. Semrush içerik stratejimizi çalıştırmamıza ve optimize etmemize, herhangi bir SEO uzmanı ordusuna sahip olmadan imkan sağladı.''
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
blog | blog |
visits | ziyaretleri |
organic | organik |
semrush | semrush |
content | içerik |
optimize | optimize |
seo | seo |
and | ve |
without | olmadan |
EN Our company’s SEO strategy is fully based on Ahrefs’ tools and tutorials. Last year we increased organic traffic to our website by 250%.
TR Şirketimizin SEO stratejisi tamamen Ahrefs araçlarına ve eğitimlerine dayanıyor. Geçen yıl web sitemize gelen organik trafiği %250 oranında artırdık.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
strategy | stratejisi |
fully | tamamen |
year | yıl |
organic | organik |
traffic | trafiği |
website | web |
seo | seo |
ahrefs | ahrefs |
to | e |
and | ve |
tools | araçları |
EN With the increased digitization of research there are new possibilities to store and preserve research data
TR Araştırmaların giderek dijitalleşmesiyle birlikte, araştırma verileri depolamak ve korumak için yeni imkanlar ortaya çıkmıştır
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
new | yeni |
preserve | korumak |
data | verileri |
research | araştırma |
and | ve |
the | giderek |
of | in |
EN The COVID-19 pandemic, which officially entered our agenda with the detection of the first case in Turkey in March, increased the risks faced by those affected by the disaster while affecting everyone’s lives
TR Mart ayında Türkiye’de ilk vakanın tespit edilmesiyle resmi olarak gündemimizi işgal eden COVID-19 salgını, herkesin hayatını etkilerken afetten etkilenenlerin karşılaştığı riskleri daha da artırdı
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
pandemic | salgın |
detection | tespit |
march | mart |
risks | riskleri |
in | da |
first | ilk |
EN Press Release Concerning Increased Refugee Movements at the Western Border
TR 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü
EN In 1967, the staff of the guard was increased and a civil servant was appointed
TR 1967 yılı içinde bekçi kadrosu arttırılıp bir memur tayini yapılmıştır
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
in | içinde |
EN Since the turnout was beyond our expectations, we increased the number of sessions
TR Kapasite geliştirme toplantılarını yüz yüze devam ettirirken, pandemiyle birlikte hayatımıza çevrimiçi kapasite geliştirme toplantıları girdi
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
of | birlikte |
EN We observed a worrying trend: the increased socio-economic problems led to an increase in gender-based violence
TR Endişe verici bir eğilim gözlemledik: artan sosyo-ekonomik sorunlar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddette artışa işaret ediyordu
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
increased | artan |
problems | sorunlar |
increase | artış |
based | dayalı |
a | bir |
to | e |
EN Press Release Concerning Increased Refugee Movements at the Western Border - Support to Life
TR Batı Sınırına Yönelik Mülteci Hareketliliği Üzerine Basın Bülteni - Hayata Destek
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
press | basın |
refugee | mülteci |
border | sınır |
support | destek |
western | batı |
to | yönelik |
to life | hayata |
EN We are deeply concerned to witness increased human trafficking, rising hate speech towards refugees, and even reports of individual aggression.
TR Öte yandan insan kaçakçılığının artmasını, mültecilere yönelik nefret söyleminin yükselmesini ve hatta münferit saldırı olaylarının yaşanmasını da endişeyle takip ediyoruz.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
human | insan |
refugees | mültecilere |
and | ve |
to | hatta |
of | yönelik |
EN Since the turnout was beyond our expectations, we increased the number of sessions
TR Kapasite geliştirme toplantılarını yüz yüze devam ettirirken, pandemiyle birlikte hayatımıza çevrimiçi kapasite geliştirme toplantıları girdi
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
of | birlikte |
EN With increased note-taking efficiency you and your team will have lower burnout and in turn better patient care.
TR Artan not alma verimliliği ile siz ve ekibinizin daha düşük tükenmişlik ve hasta bakımı daha iyi olacaktır.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
efficiency | verimliliği |
patient | hasta |
your team | ekibinizin |
increased | artan |
will | olacaktır |
care | bakım |
have | alma |
better | daha iyi |
with | ile |
and | ve |
lower | düşük |
note | not |
EN In the first four months of 2021 the Hilti Group increased sales by 14.7 percent, to CHF 1925 million. In local currencies, growth amounted to 16 percent compared to the same period of the previous year.
TR 2021'in ilk dört ayında Hilti Group, satışlarını yüzde 14,7 artırarak 1925 milyon CHF'ye çıkardı. Yerel para birimlerinde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 büyüme gerçekleşti.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
months | ay |
hilti | hilti |
group | group |
percent | yüzde |
million | milyon |
local | yerel |
growth | büyüme |
sales | satış |
year | yıl |
by | göre |
first | ilk |
the | aynı |
four | dört |
same | bir |
EN Guide leads to increased sales, assists customers having hard times ..
TR Rehber, satışların artmasına yol açar, zor zamanlar geçiren müşterilere yardımcı olur..
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
guide | rehber |
customers | müşterilere |
hard | zor |
sales | satış |
EN They are developing a lean, mission-specific kernel to run their protocol with increased CPU performance and security
TR Protokollerini daha yüksek CPU performansı ve güvenliği ile çalıştırmak için yalın, göreve özgü bir çekirdek geliştiriyorlar
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
cpu | cpu |
specific | özgü |
increased | yüksek |
security | güvenliği |
and | ve |
a | bir |
with | ile |
EN The COVID-19 pandemic, which officially entered our agenda with the detection of the first case in Turkey in March, increased the risks faced by those affected by the disaster while affecting everyone’s lives
TR Mart ayında Türkiye’de ilk vakanın tespit edilmesiyle resmi olarak gündemimizi işgal eden COVID-19 salgını, herkesin hayatını etkilerken afetten etkilenenlerin karşılaştığı riskleri daha da artırdı
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
pandemic | salgın |
detection | tespit |
march | mart |
risks | riskleri |
in | da |
first | ilk |
EN Press Release Concerning Increased Refugee Movements at the Western Border
TR 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü
EN Airbnb is using machine learning to optimize search recommendations and improve dynamic pricing guidance for hosts, both of which translate to increased booking conversions
TR Airbnb, makine öğrenimini kullanarak arama önerilerini optimize etmesinin yanı sıra ev sahipleri için dinamik fiyatlandırma yönergelerini iyileştirerek rezervasyon oranının artmasını sağlıyor
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
machine | makine |
search | arama |
dynamic | dinamik |
pricing | fiyatlandırma |
booking | rezervasyon |
optimize | optimize |
of | in |
using | kullanarak |
EN Increased Direct Flights from Germany to Zonguldak In 2021!
TR Antalya Havaliman? Lounge hizmetini rezervasyonunuza %50 indirimli ekleyebilirsiniz!
EN Increased security comes first, demonstrating the authenticity and integrity of the documents
TR Belgelerin orijinalliğini ve bütünlüğünü gösteren artırılmış güvenlik en başta gelir
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
increased | en |
security | güvenlik |
comes | gelir |
and | ve |
integrity | bütünlüğü |
EN If you use a computer with a touchscreen, you can now switch to touch mode with larger icons and increased spacing between user interface elements
TR Dokunmatik ekranı olan bir bilgisayar kullanıyorsanız, daha büyük simgelerin ve kullanıcı arabirimi öğeleri arasında daha fazla aralığın bulunduğu dokunmatik moda geçiş yapabilirsiniz
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
computer | bilgisayar |
switch | geçiş |
larger | daha büyük |
user | kullanıcı |
you can | yapabilirsiniz |
and | ve |
between | arası |
EN The experience of the company increased by supplying machine tool parts for global market and working with a highly equipped internal machining department.
TR Sanayide 75 yıllık tecrübemiz ile oluşturduğumuz güç ve entegre alt yapımız dünya çapında, öncü, yenilikçi, ileri ve yüksek teknolojili yerli CNC Takım Tezgahları üretilmektedir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
machine | takım |
and | ve |
global | dünya |
for | alt |
increased | yüksek |
with | ile |
EN Increased awareness and improved expertise among our teams
TR Ekiplerimiz arasında yükseltilen farkındalık ve geliştirilmiş uzmanlık
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
awareness | farkındalık |
expertise | uzmanlık |
improved | geliştirilmiş |
among | arasında |
and | ve |
EN BOOT VOLUME CAN BE INCREASED TO 520 LITRES
TR BAGAJ HACMİ 520 LİTREYE KADAR ARTIRABİLİR
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
to | kadar |
EN The boot?s standard volume of 410 litres can be increased to 520 litres with the rear bench folded down (in forward most position).
TR Bagajın standart 410 litre hacmi, arka bankanın aşağı doğru katlanmasıyla (en fazla pozisyonda) 520 litreye çıkarılabilir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
standard | standart |
volume | hacmi |
rear | arka |
down | aşağı |
most | en |
to | doğru |
the | fazla |
EN ? A payload increased to 1,000kg, reinforced lighting, half-height lashing rings for convenience.
TR ? Yük kapasitesi 1.000kg?a çıkarıldı, güçlendirilmiş aydınlatma, rahatlık için yarım yükseklik halkalar.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
a | a |
lighting | aydınlatma |
half | yarım |
height | yükseklik |
EN Campaigning for increased climate protection: climate expert Falko Ueckerdt explains Germany’s role in the international struggle against climate change.
TR İklimin daha fazla korunması için uğraş: İklim uzmanı Falko Ueckerdt, iklim değişikliğine karşı verilen uluslararası mücadelede Almanya’nın oynadığı rolü anlatıyor.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
protection | korunması |
international | uluslararası |
climate | iklim |
expert | uzman |
role | rol |
against | için |
the | fazla |
EN With OpenVPN and IKEv2 protocols available, you can tailor for increased privacy or better speeds.
TR OpenVPN ve IKEv2 protokolleri sayesinde daha fazla gizlilik ve daha iyi hızlar elde edebilirsiniz.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
protocols | protokolleri |
privacy | gizlilik |
openvpn | openvpn |
you can | edebilirsiniz |
and | ve |
better | daha iyi |
EN Adblock enables you to hit the refresh button, creating a clutter-free, cleaner screen, meaning faster loading times and increased privacy.
TR Adblock, yenileme düğmesine basarak karmaşasız, daha temiz bir ekran görmenize, yükleme hızlarını artırıp gizliliğinizi korumanıza olanak verir.
ஆங்கிலம் | துருக்கிய |
---|---|
button | düğmesine |
screen | ekran |
loading | yükleme |
meaning | bir |
{Totalresult} மொழிபெயர்ப்புகளின் 50 ஐக் காட்டுகிறது