EN He has a PhD in Anthropology from Cornell University in 1998, a Masters in the Social Sciences from the University of Chicago as a Fulbright Scholar in 1990, and a BA in Geography from Oxford University in 1989.
"why tilburg university" på engelsk kan översättas till följande Turkiska ord/fraser:
EN He has a PhD in Anthropology from Cornell University in 1998, a Masters in the Social Sciences from the University of Chicago as a Fulbright Scholar in 1990, and a BA in Geography from Oxford University in 1989.
TR 1998 yılında Cornell Üniversitesinde Antropoloji Doktorasını, 1990 yılında Chicago Üniversitesinde Fulbright bursuyla Sosyal Bilimler Yüksek Lisansını ve 1989 yılında Oxford Üniversitesinde Coğrafya Lisansını tamamlamıştır.
engelsk | Turkiska |
---|---|
in | yılında |
social | sosyal |
sciences | bilimler |
of | ın |
chicago | chicago |
and | ve |
EN Above all, we respect each other. That?s why we stand for equality and fairness. Why we?re committed to decentralization. And why we strive to always be inclusive and accessible.
TR Herşeyin üzerinde biz birbirimize saygı duyarız. Bu sebeple eşitlik ve adalet önceliğimizdir. Bu merkeziyetsizliğe verdiğimiz önemin nedenidir. Ve bu her zaman ulaşılabilir ve kapsayıcı olmamızın da ana sebeplerindendir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
respect | saygı |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
we | biz |
always | her zaman |
to | her |
EN Why are Office documents difficult to export? Why are the formats continually changing? Why can you not even uninstall some programs? It might be that if you look for choice, Microsoft products aren't for you.
TR Ofis belgelerinin dışa aktarılması neden zor? Biçimler neden sürekli değişiyor? Niçin bazı programları kaldıramıyorsunuz? Seçenek arıyorsanız, Microsoft ürünleri sizin için olmayabilir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
office | ofis |
difficult | zor |
export | dışa |
continually | sürekli |
microsoft | microsoft |
programs | programları |
the | sizin |
products | ürünleri |
why | neden |
some | bazı |
EN Above all, we respect each other. That?s why we stand for equality and fairness. Why we?re committed to decentralization. And why we strive to always be inclusive and accessible.
TR Herşeyin üzerinde biz birbirimize saygı duyarız. Bu sebeple eşitlik ve adalet önceliğimizdir. Bu merkeziyetsizliğe verdiğimiz önemin nedenidir. Ve bu her zaman ulaşılabilir ve kapsayıcı olmamızın da ana sebeplerindendir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
respect | saygı |
inclusive | kapsayıcı |
and | ve |
we | biz |
always | her zaman |
to | her |
EN Pilots in the US with the University of Denver and University of Florida
TR ABD'de Denver Üniversitesi ve Florida Üniversitesinde pilot çalışmalar
engelsk | Turkiska |
---|---|
denver | denver |
and | ve |
florida | florida |
EN This system is also used by the University of Hagen, a distance-learning university that is also Germany’s largest higher education institution with over 76,000 students.
TR 76.000’den fazla öğrencisiyle Almanya’nın en büyük yüksek öğretim kurumu olan Hagen Açık Öğretim Üniversitesi bu modeli öne çıkarıyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
education | öğretim |
this | bu |
a | olan |
the | fazla |
EN She obtained a Master of Laws (LL.M.) degree in Banking Systems, ICT Law and Innovation from City University of London and a second Master degree in business administration (MBA) at Galatasaray University
TR Takiben Galatasaray Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamlayan Necipoğlu, halihazırda Estonya Tartu Üniversitesi’nde Bilişim Hukuku, Teknoloji ve İnovasyon alanında doktora programına devam etmektedir
engelsk | Turkiska |
---|---|
of | ın |
law | hukuku |
city | alan |
at | nda |
a | halihazırda |
and | ve |
EN Chicken Meat Consumption Habits of University Students: Case of Siirt University, Turkey
TR Üniversite Öğrencilerinin Tavuk Eti Tüketim Alışkanlıkları: Siirt Üniversitesi Örneği, Türkiye
engelsk | Turkiska |
---|---|
consumption | tüketim |
turkey | türkiye |
EN Pilots in the US with the University of Denver and University of Florida
TR ABD'de Denver Üniversitesi ve Florida Üniversitesinde pilot çalışmalar
engelsk | Turkiska |
---|---|
denver | denver |
and | ve |
florida | florida |
EN He has also served on dozens of charitable, educational and industry boards, including Princeton University, South Federal State University, the Korean American Community Foundation and McCarter Theatre.
TR Ayrıca Princeton Üniversitesi, South Federal State Üniversitesi, Kore Amerikan Topluluğu Vakfı ve McCarter Tiyatrosu gibi onlarca hayır, eğitim ve sektör kurulunda da görev almıştır.
engelsk | Turkiska |
---|---|
educational | eğitim |
industry | sektör |
federal | federal |
korean | kore |
american | amerikan |
community | topluluğu |
foundation | vakfı |
and | ve |
the | gibi |
EN Having studied law at the University of Groningen and at the University of Stockholm Jan worked in various legal jurisdictions in Europe and in the US
TR Groningen Üniversitesi ve Stockholm Üniversitesi'nde hukuk eğitimi aldıktan sonra, Jan Avrupa ve ABD'de farklı hukuki yargılama bölgelerinde çalışmıştır
engelsk | Turkiska |
---|---|
jan | jan |
europe | avrupa |
various | farklı |
and | ve |
legal | hukuki |
law | hukuk |
the | sonra |
EN She obtained a Master of Laws (LL.M.) degree in Banking Systems, ICT Law and Innovation from City University of London and a second Master degree in business administration (MBA) at Galatasaray University
TR Takiben Galatasaray Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamlayan Necipoğlu, halihazırda Estonya Tartu Üniversitesi’nde Bilişim Hukuku, Teknoloji ve İnovasyon alanında doktora programına devam etmektedir
engelsk | Turkiska |
---|---|
of | ın |
law | hukuku |
city | alan |
at | nda |
a | halihazırda |
and | ve |
EN This system is also used by the University of Hagen, a distance-learning university that is also Germany’s largest higher education institution with over 76,000 students.
TR 76.000’den fazla öğrencisiyle Almanya’nın en büyük yüksek öğretim kurumu olan Hagen Açık Öğretim Üniversitesi bu modeli öne çıkarıyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
education | öğretim |
this | bu |
a | olan |
the | fazla |
EN He teaches as a professor at Leuphana University in Lüneburg and the Erasmus University in Rotterdam.
TR Profesör Braungart Lünebrg’daki Leuphana ve Rotterdam’daki Erasmus üniversitelerinde dersler veriyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
professor | profesör |
and | ve |
EN A joint bachelor’s degree at the Mannheim University of Applied Sciences and University of Heidelberg focuses on these interdisciplinary studies.
TR Mannheim ve Heidelberg Üniversitelerinin ortak lisans programı bu disiplinler arası yaklaşım üzerine kurulmuş.
engelsk | Turkiska |
---|---|
joint | ortak |
a | arası |
and | ve |
these | bu |
on | üzerine |
EN Excellent university: the University of Bonn
TR Mükemmeliyet merkezi üniversite: Bonn Friedrich Wilhelm Üniversitesi
engelsk | Turkiska |
---|---|
bonn | bonn |
university | üniversite |
EN Eighty-three project partners are testing procedures that adapt industrial production processes to a fluctuating energy supply. The directors are the Technical University of Darmstadt and the University of Stuttgart.
TR Projede yer alan 83 partner kuruluş sanayideki üretim süreçlerini dalgalanmalı bir enerji tedarikine adapte edecek yöntemleri test ediyor. Projenin yönetimini Darmstadt Üniversitesi ve Stuttgart Üniversitesi üstleniyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
testing | test |
energy | enerji |
stuttgart | stuttgart |
and | ve |
production | üretim |
project | projenin |
a | bir |
of | yer |
EN This likewise applies to graduates with either a German university degree, a recognised degree from abroad, or a foreign university qualification that is comparable to a German degree.
TR Aynı şey Alman üniversite diplomasına sahip veya Alman diplomasıyla denkliği kabul edilen veya karşılaştırılabilir nitelikte bir üniversite eğitiminden mezun olanlar için de geçerli.
engelsk | Turkiska |
---|---|
applies | geçerli |
university | üniversite |
german | alman |
or | veya |
EN If you have just completed a university degree course or a vocational training programme the company will be interested in your university diploma or the certificate from the training organisation as well as your school-leaving certificate
TR Bir yükseköğrenimden ya da meslek eğitimi‘nden yeni mezun olmuşsanız, yükseköğrenim veya mesleki eğitim mezuniyet diplomasına firma ilgi duyacaktır, aynı şey okul diploması için de geçerli
engelsk | Turkiska |
---|---|
vocational | mesleki |
company | firma |
interested | ilgi |
well | yüksek |
school | okul |
training | eğitim |
in | da |
the | aynı |
if | için |
or | veya |
EN Founded in 1386, Heidelberg University (originally named Ruperto Carola) is the oldest university in Germany and one of the oldest in Europe
TR 1386 yılında kurulmuş olan Heidelberg Ruprecht Karls Üniversitesi (Ruperto Carola) Almanya’nın en eski üniversitesi ve aynı zamanda Avrupa’nın da en eski üniversitelerinden biri
engelsk | Turkiska |
---|---|
university | üniversitesi |
in | da |
oldest | en |
and | ve |
the | aynı |
of | biri |
is | olan |
EN The University of Marburg was the first German university to offer Peace and Conflict Studies
TR Marburg Philipps Üniversitesi, Barış ve Anlaşmazlık Araştırmalarına programında yer veren ilk Alman üniversitesiydi
engelsk | Turkiska |
---|---|
peace | barış |
first | ilk |
and | ve |
of | yer |
EN Heidelberg is world famous as a romantic city on the River Neckar. But it is also a centre of philosophy, science and medicine with Germany’s oldest university and the prestigious University Hospital.
TR Heidelberg Neckar Nehri kıyısında romantik bir kent olarak tüm dünyada tanınıyor. Ama burası aynı zamanda Almanya’nın en eski üniversitesiyle ve saygın Üniversite Hastanesiyle felsefenin, bilimin ve tıbbın merkezi.
engelsk | Turkiska |
---|---|
world | dünyada |
romantic | romantik |
city | kent |
river | nehri |
centre | merkezi |
oldest | en |
but | ama |
and | ve |
the | aynı |
EN Siyana is now active at her university as a study ambassador, supporting school-leavers from abroad on their way to a university course in Germany.
TR Siyana şimdi kendi üniversitesinde yükseköğrenim elçisi olarak sosyal sorumluluk üstleniyor ve böylece başka ülkelerden gelen okul mezunlarına, Almanya’da yükseköğrenime uzanan yolda destek oluyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
ambassador | elçisi |
supporting | destek |
school | okul |
now | şimdi |
to | böylece |
study | ve |
EN Researchers from 26 of the university’s departments and from four non-university research institutions are working together on innovative solutions
TR Üniversitenin 26 farklı kürsüsünden gelen araştırmacılar, dört üniversite dışı araştırma kurumundan gelen araştırmacılarla birlikte yenilikçi çözümler üzerine çalışıyorlar
engelsk | Turkiska |
---|---|
researchers | araştırmacılar |
research | araştırma |
innovative | yenilikçi |
university | üniversite |
solutions | çözümler |
on | üzerine |
EN In cooperation with the Warsaw University of Life Sciences, the Eberswalde University for Sustainable Development trains digital experts for future work in forests and the environment.
TR Eberswalde Sürdürülebilir Kalkınma Üniversitesi’nde, Varşova Doğa Bilimleri Üniversitesi’yle işbirliği içinde, orman ve çevre alanlarında geleceğin görevleri için bilişimciler yetiştiriyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
cooperation | işbirliği |
sciences | bilimleri |
sustainable | sürdürülebilir |
development | kalkınma |
future | geleceğin |
work | iş |
environment | çevre |
and | ve |
of | in |
in | içinde |
for | için |
EN 55.6% aim to take the entrance exam for university or a university of applied sciences or have already gained such a qualification
TR Yüzde 55,6’sı lise diploması veya yüksekokula yeterlik diploması almayı hedefliyor veya bu diplomalara sahip kişiler
engelsk | Turkiska |
---|---|
to | sahip |
or | veya |
EN Berlin is one of the most popular university cities worldwide: QS World University Ranking 2019 lists Germany’s capital in 7th place. There are at least three good reasons for studying in Berlin:
TR Berlin dünyanın en sevilen üniversite kentlerinden biri: QS World University Ranking’in 2019 sıralamasına göre Almanya’nın başkenti dünya çapına 7. sırada. Öğrenim için Berlin’i seçmek için en azından üç çok iyi neden var:
engelsk | Turkiska |
---|---|
berlin | berlin |
popular | sevilen |
ranking | sıralaması |
capital | başkenti |
most | en |
least | az |
EN He is British and has a PhD in fibre science and mechanics from the University of Maine and a master’s of science from the University of Wales.
TR İngilizdir ve Main Üniversitesi'nde fiber bilimleri ve mekanik alanında doktora, Wales Üniversitesi'nde ise yüksek lisans eğitimi almıştır.
engelsk | Turkiska |
---|---|
science | bilimleri |
the | ise |
and | ve |
EN He is British and has two master’s degrees – one in natural sciences from Cambridge University and the other in international policy from the University of Bristol.
TR Phil İngiliz ve Cambridge Üniversitesinde doğa bilimleri ve Bristol Üniversitesinde uluslararası politika alanlarında yüksek lisans diplomalarına sahip.
engelsk | Turkiska |
---|---|
and | ve |
natural | doğa |
sciences | bilimleri |
international | uluslararası |
policy | politika |
is | sahip |
EN Koç University continues its status as Türkiye’s only University with EQUIS accreditation
TR Koç Üniversitesi VEKAM Kültürel Mirasın Genç Nesillere Aktarımına Odaklanan Uluslararası Bir Çalıştay Düzenliyor
engelsk | Turkiska |
---|---|
with | bir |
EN Close exchange, special subjects: why many young people choose to study at a small university.
TR Sıkı görüş alışverişi, özgün dallar: Birçok genç insanın küçük bir üniversiteyi tercih etmelerinin nedeni.
engelsk | Turkiska |
---|---|
exchange | alışverişi |
people | insan |
choose | tercih |
small | küçük |
young | genç |
many | çok |
a | bir |
EN This probably explains why, according to figures published by Johns Hopkins University, Germany recorded approximately 690 deaths per one million inhabitants at the end of January 2021, while the totals in other countries were more than twice as high.
TR Almanya Johns Hopkins Üniversitesi’ne göre Ocak 2021’in sonunda milyon kişi başına yaklaşık 690 ölüm kaydederken, diğer ülkelerde bu sayının iki kattan fazla olmasının nedenleri buralarda aranabilir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
million | milyon |
january | ocak |
germany | almanya |
other | diğer |
countries | ülkelerde |
this | bu |
more | fazla |
in | yaklaşık |
by | göre |
the end | sonunda |
EN Why is it better not to build garden furniture out of poplar wood? This is what you learn in the forestry and forest ecology bachelor’s degree program at the University of Göttingen
TR Bahçe mobilyasını kavak ağacından yapmamak niçin daha doğrudur? Göttingen Üniversitesi’nde Orman Bilimleri ve Orman Ekolojisi öğrencileri mesela bunu öğreniyor
engelsk | Turkiska |
---|---|
garden | bahçe |
of | in |
forest | orman |
to | e |
EN Wondering why you need an animated cartoon for your promotional strategy? Here are a few reasons why cartoons will be a powerful addition to your marketing toolbox.
TR Tanıtım stratejiniz için bir çizgi film animasyonuna niçin ihtiyacınız olduğunu merak mı ediyorsunuz? Çizgi filmlerin pazarlama araçlarına niçin güçlü bir katkı olacağını dair birkaç gerekçeyi şöyle sıralayabiliriz.
engelsk | Turkiska |
---|---|
marketing | pazarlama |
powerful | güçlü |
will | olacağını |
you need | ihtiyacınız |
a | birkaç |
EN Show the employer why you are applying and why you are the best person for the job
TR Firmaya, neden başvuru yaptığınızı ve neden bu iş için en iyi aday olduğunuzu gösterin
engelsk | Turkiska |
---|---|
show | gösterin |
and | ve |
for | için |
why | neden |
best | en |
EN Why have the video stores disappeared? Why don’t people buy maps anymore? And how does my new colleague know who I went to school with? The Internet is the answer to all these questions
TR Videotekler neden artık yok? Neden artık kimse harita satın almıyor? Yeni iş arkadaşım benim okul arkadaşlarımı nereden biliyor? Bütün bu soruların cevabı internette
engelsk | Turkiska |
---|---|
buy | satın |
know | biliyor |
school | okul |
internet | internette |
answer | cevabı |
new | yeni |
questions | sorular |
these | bu |
why | neden |
anymore | artık |
my | benim |
EN Learn more about our processing and packaging solutions for beverages and read more about why juice and other JNSD products should be pasteurized: Beyond safety: Why we pasteurize fruit drinks
TR İçeceklere yönelik proses ve paketleme çözümleri ve meyve suyu ile diğer JNSD ürünlerinin neden pastörize edilmesi gerektiğiyle ilgili daha fazla bilgi edinin: Güvenliğin ötesinde: Meyveli içecekleri neden pastörize ediyoruz
engelsk | Turkiska |
---|---|
packaging | paketleme |
juice | meyve suyu |
safety | güvenli |
fruit | meyve |
solutions | çözümleri |
products | ürünlerinin |
beyond | ötesinde |
other | diğer |
about | ilgili |
for | yönelik |
why | neden |
read | ve |
EN Why don’t they seem to understand or care? Why can’t they see what is obvious to you? This is actually a symptom of the disease of addiction, one that destines efforts for control to failure.
TR Neden anlamıyorlar ya da umursamıyorlar? Neden senin için bariz olanı göremiyorlar? Bu aslında, kontrol çabalarını başarısızlığa mahkum eden bağımlılık hastalığının bir belirtisidir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
actually | aslında |
disease | hastalığı |
addiction | bağımlılık |
control | kontrol |
this | bu |
of | in |
why | neden |
a | bir |
EN Wondering why you need an animated cartoon for your promotional strategy? Here are a few reasons why cartoons will be a powerful addition to your marketing toolbox.
TR Tanıtım stratejiniz için bir çizgi film animasyonuna niçin ihtiyacınız olduğunu merak mı ediyorsunuz? Çizgi filmlerin pazarlama araçlarına niçin güçlü bir katkı olacağını dair birkaç gerekçeyi şöyle sıralayabiliriz.
engelsk | Turkiska |
---|---|
marketing | pazarlama |
powerful | güçlü |
will | olacağını |
you need | ihtiyacınız |
a | birkaç |
EN In our entrepreneur portrait, he explains why he loves his job and why he still has sleepless nights sometimes.
TR İşini neden sevdiğini ve hala bazen uykusuz geceler geçirdiğini Kurucu Portrelerinde bize anlatıyor.
EN Encouraged by our successes with Semrush software, I was asked to rollout Semrush to the rest of the university including all the faculties
TR Semrush yazılımı ile elde ettiğimiz başarılardan güç alarak, üniversitenin tüm fakülteleri dahil olmak üzere Semrush'ı üniversiteye sunmam istendi
engelsk | Turkiska |
---|---|
semrush | semrush |
including | dahil |
all | tüm |
software | yazılımı |
EN With the help of Semrush, we empowered every single marketing team within the university to do what was done for the central sites.
TR Semrush'ın yardımı ile, üniversitedeki her bir pazarlama ekibinin merkezi siteler için ne yapması gerektiğiyle ilgili cesaretlendirdik.
engelsk | Turkiska |
---|---|
semrush | semrush |
marketing | pazarlama |
central | merkezi |
sites | siteler |
team | ekibinin |
what | ne |
help | yardım |
with | ile |
EN Marketing Optimization Analyst, Monash University
TR Pazarlama Optimizasyon Analisti, Monash Üniversitesi
engelsk | Turkiska |
---|---|
marketing | pazarlama |
optimization | optimizasyon |
EN “With the help of Semrush, we empowered every single marketing team within the university to double their traffic like we did for the central sites.”
TR Semrush yardımı ile, merkezi sitelerde yaptığımız gibi, üniversitedeki her bir pazarlama ekibi için trafiklerini ikiye katlama izni verdik. "
engelsk | Turkiska |
---|---|
semrush | semrush |
help | yardımı |
central | merkezi |
marketing | pazarlama |
team | ekibi |
with | ile |
EN These examples are from corpora and from sources on the web. Any opinions in the examples do not represent the opinion of the Cambridge Dictionary editors or of Cambridge University Press or its licensors.
TR Bu örnekler Cambridge English Corpus'tan ve web'deki kaynaklardan alınmadır. Örneklerdeki görüşler Cambridge Dictionary'nin editörlerinin, Cambridge University Press'in ya da lisans sağlayıcılarıın görüşlerini temsil etmez.
engelsk | Turkiska |
---|---|
sources | kaynaklardan |
represent | temsil |
examples | örnekler |
university | university |
in | da |
and | ve |
these | bu |
EN About About Accessibility Cambridge English Cambridge University Press Consent Management Cookies and Privacy Corpus Terms of Use
TR Hakkında Hakkında Erişilebilirlik Cambridge English Cambridge University Press Onay Yönetimi Çerezler ve Gizlilik Kitaplık Kullanım Koşulları
engelsk | Turkiska |
---|---|
accessibility | erişilebilirlik |
management | yönetimi |
privacy | gizlilik |
about | hakkında |
university | university |
use | kullanım |
and | ve |
EN In this new video, we follow Nasra Gathoni for a day in her job as librarian at the Aga Kahn University library
TR Bu yeni videoda, Aga Kahn Üniversitesi kütüphanesinde Kütüphaneci olarak çalışan Nasra Gathoni'nin işteki bir gününü takip ediyoruz
engelsk | Turkiska |
---|---|
new | yeni |
follow | takip |
job | iş |
this | bu |
day | gün |
a | bir |
EN Pilots in Japan with the Japan Science & Technology Agency and with the University of Chiba
TR Japonya'da Japonya Bilim ve Teknoloji Kurumu ve Chiba Üniversitesinde pilot çalışmalar
engelsk | Turkiska |
---|---|
japan | japonya |
and | ve |
technology | teknoloji |
science | bilim |
EN LWB coordinator, Lenny Rhine, University of Florida Librarian Emeritus works closely with the WHO and ITOCA to ensure maximum training reach and synergies
TR Frorida Librarian Emeritus Üniversitesi LWB koordinatörü Lenny Rhine, eğitimin ve sinerjilerin azami oranda yayılmasını sağlamak için WHO ve ITOCA ile yakın bir şekilde çalışmaktadır
engelsk | Turkiska |
---|---|
closely | yakın |
and | ve |
the | şekilde |
of | in |
to | sağlamak |
ensure | sağlamak için |
EN In the seminar organized by Bilgi University within the scope of 12 June World Day Against Child Labor, we explained the negative effects of child labor in seasonal agriculture together with our field experiences.
TR 12 Haziran Dunya Çocuk İsçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen seminerde mevsimlik tarımda çocuk isçiliğinin olumsuz etkilerini saha deneyimlerimizle beraber anlattık.
engelsk | Turkiska |
---|---|
june | haziran |
negative | olumsuz |
effects | etkilerini |
seasonal | mevsimlik |
agriculture | tarımda |
field | saha |
child | çocuk |
day | gün |
by | tarafından |
scope | kapsamında |
with | beraber |
Visar 50 av 50 översättningar