EN Such attacks are so sophisticated and complex that it is assumed that only high-level adversaries (state actors) are capable of executing them
EN Such attacks are so sophisticated and complex that it is assumed that only high-level adversaries (state actors) are capable of executing them
TR Bu tür saldırılar o kadar sofistike ve karmaşıktır ki, sadece üst düzey rakiplerin (devlet aktörleri) onları uygulayabileceği varsayılmaktadır
engelsk | Turkiska |
---|---|
sophisticated | sofistike |
state | devlet |
high | üst |
level | düzey |
that | o |
and | ve |
such | bu |
EN The Trust Wallet mobile app started off as an Ethereum wallet but has since evolved its offering of storage capabilities and has become a multi coin crypto wallet which is capable of storing Ethereum ERC20 coins and other cryptocurrencies as well.
TR Ethereum cüzdanı olarak yola çıkan fakat zamanla Ethereum ERC20 tokenlarının ve diğer kripto paraların tutulabileceği bir çoklu coin kripto cüzdanı haline gelen Trust Cüzdan'ta birkaç Ethereum cüzdanı seçeneği bulunur.
engelsk | Turkiska |
---|---|
ethereum | ethereum |
crypto | kripto |
trust | trust |
other | diğer |
and | ve |
a | birkaç |
multi | çoklu |
off | bir |
wallet | cüzdan |
coin | coin |
EN All the group's members were musicians capable of playing multiple types of instruments, including brass and woodwinds
TR 22 Temmuz 1944, İngiltere; vokal/klavye) sahip olduğu fırsatı kıskanır
EN Industry-leading hi-res capable speaker drivers
TR Sektör lideri yüksek çözünürlüklü hoparlör sürücüleri
engelsk | Turkiska |
---|---|
speaker | hoparlör |
industry | sektör |
leading | lideri |
EN Hi-res capable speaker drivers and a lossless and lag-free wireless solution make Arctis Pro Wireless the only true wireless high fidelity gaming audio system.
TR Yüksek çözünürlük kapasiteli hoparlör sürücüleri ve kayıpsız ve gecikmesiz kablosuz çözüm olan Arctis Pro Kablosuz, tek gerçek kablosuz hi-fi oyunculuk ses sistemidir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
speaker | hoparlör |
wireless | kablosuz |
pro | pro |
true | gerçek |
high | yüksek |
gaming | oyunculuk |
solution | çözüm |
arctis | arctis |
EN The Arctis Pro headset features premium speaker drivers with high-density neodymium magnets that reproduce Hi-Res audio out to 40,000 Hz, nearly double what most standard headsets are capable of (22,000 Hz).
TR Arctis Pro Kulaklık, yüksek çözünürlüklü ses çıkışı 40.000 Hz’e kadar üretebilen yüksek yoğunluklu neodim mıknatıslara sahiptir, bu da çoğu standart kulaklığın yapabildiğinin neredeyse iki katıdır (22.000 Hz).
engelsk | Turkiska |
---|---|
headset | kulaklık |
nearly | neredeyse |
standard | standart |
arctis | arctis |
high | yüksek |
audio | ses |
out | bu |
pro | pro |
features | sahiptir |
to | kadar |
EN For instance, the speaker drivers on Arctis Pro are premium hi-res capable with an even better soundscape
TR Örneğin, Arctis Pro’daki hoparlör sürücüleri çok daha iyi bir ses düzeniyle donatılmış seçkin yüksek çözünürlük sunar
engelsk | Turkiska |
---|---|
speaker | hoparlör |
arctis | arctis |
even | bir |
better | daha iyi |
on | yüksek |
EN Coupled with the same hi-res capable speaker drivers used in the wired version, the Arctis Pro Wireless delivers a truly high fidelity gaming audio experience, wirelessly.
TR Kablolu versiyonda kullanılan aynı yüksek çözünürlük kabiliyetli hoparlör sürücüsüyle eşlenmiş Arctis Pro Kablosuz, gerçek hi-fi oyunculuk ses deneyimini kablosuz olarak sunuyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
speaker | hoparlör |
wired | kablolu |
wireless | kablosuz |
gaming | oyunculuk |
audio | ses |
experience | deneyimini |
arctis | arctis |
high | yüksek |
pro | pro |
the | aynı |
used | kullanılan |
EN RapidSSL certificates, is a domain-verified SSL certificate capable of securing domains with 256-bit encryption power within a minute
TR RapidSSL sertifikaları, bir dakika içinde 256 bit şifreleme gücüyle domainlerin güvenliğini sağlama becerisine sahip, alan adı doğrulanmış bir SSL sertifikasıdır
engelsk | Turkiska |
---|---|
ssl | ssl |
power | gücü |
minute | dakika |
rapidssl | rapidssl |
bit | bit |
verified | doğrulanmış |
encryption | şifreleme |
certificate | sertifikası |
certificates | sertifikaları |
domain | alan |
EN thawte SSL certificates are domain verified SSL certificates capable of securing domains with 256-bit encryption strength within a minute
TR thawte SSL sertifikaları, bir dakika içinde 256 bit şifreleme gücüyle domainlerin güvenliğini sağlama becerisine sahip, alan adı doğrulanmış bir SSL sertifikasıdır
engelsk | Turkiska |
---|---|
thawte | thawte |
ssl | ssl |
minute | dakika |
bit | bit |
are | sahip |
verified | doğrulanmış |
encryption | şifreleme |
certificates | sertifikaları |
domain | alan |
EN Symantec certificates are domain verified SSL certificates capable of securing domains with 256-bit encryption strength within a minute
TR Symantec SSL sertifikaları, bir dakika içinde 256 bit şifreleme gücüyle domainlerin güvenliğini sağlama becerisine sahip, alan adı doğrulanmış bir SSL sertifikasıdır
engelsk | Turkiska |
---|---|
symantec | symantec |
ssl | ssl |
minute | dakika |
bit | bit |
are | sahip |
verified | doğrulanmış |
encryption | şifreleme |
certificates | sertifikaları |
domain | alan |
EN GeoTrust SSL certificates are domain verified SSL certificates capable of securing domains with 256-bit encryption strength within a minute
TR GeoTrust SSL sertifikaları, bir dakika içinde 256 bit şifreleme gücüyle domainlerin güvenliğini sağlama becerisine sahip, alan adı doğrulanmış bir SSL sertifikasıdır
engelsk | Turkiska |
---|---|
geotrust | geotrust |
ssl | ssl |
minute | dakika |
bit | bit |
are | sahip |
verified | doğrulanmış |
encryption | şifreleme |
certificates | sertifikaları |
domain | alan |
EN DigiCert SSL certificates are domain-verified SSL certificates capable of securing domains with 256-bit encryption strength within a minute
TR DigiCert SSL sertifikaları, bir dakika içinde 256 bit şifreleme gücüyle domainlerin güvenliğini sağlama becerisine sahip, alan adı doğrulanmış bir SSL sertifikasıdır
engelsk | Turkiska |
---|---|
ssl | ssl |
minute | dakika |
digicert | digicert |
bit | bit |
are | sahip |
verified | doğrulanmış |
encryption | şifreleme |
certificates | sertifikaları |
domain | alan |
EN As an unsurpassed business venue, the 108,000 square feet Raffles City Convention Centre provides a versatile range of 34 fully-equipped meeting rooms capable of accommodating events of all sizes
TR Eşsiz bir iş mekanı olan 1033 metrekarelik Raffles City Kongre Merkezi, her büyüklükteki etkinliklerin düzenlenebileceği çok yönlü 34 tam donanımlı toplantı odası sunar
engelsk | Turkiska |
---|---|
venue | mekan |
raffles | raffles |
city | city |
centre | merkezi |
provides | sunar |
meeting | toplantı |
rooms | odası |
fully | tam |
of | her |
EN All-in-one 240mm liquid cooler with PWM fan that supports 5V RGB capable motherboards.
TR 5V RGB özellikli anakartları destekleyen PWM fanlı hepsi bir arada 240 mm sıvı soğutucu.
engelsk | Turkiska |
---|---|
cooler | soğutucu |
supports | destekleyen |
liquid | sıvı |
all | hepsi |
in | bir |
EN From the hi-res capable speaker drivers to the lightweight steel and aluminum alloy construction, everything is exactly the same
TR Yüksek çözünürlüklü hoparlör sürücüsünden hafif çelik ile alüminyum alaşım yapısına kadar her şey tamamıyla aynı
engelsk | Turkiska |
---|---|
speaker | hoparlör |
lightweight | hafif |
aluminum | alüminyum |
alloy | alaşım |
construction | yapı |
steel | çelik |
everything | her şey |
the | aynı |
EN prioritizes projects which are sustainable and have a multiplier effect; well focused on desired objectives; capable of responding to research and development needs through capacity analysis and possessing local components.
TR Sürdürülebilir ve çarpan etkisi olan; hedeflenen sonucu alabilme, kapasite analizi ile araştırılabilme ve gelişme gereksinimi karşılanabilme niteliğine sahip; yerel bileşeni olan projelere öncelik verir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
projects | projelere |
sustainable | sürdürülebilir |
effect | etkisi |
development | gelişme |
capacity | kapasite |
local | yerel |
analysis | analizi |
and | ve |
a | olan |
to | sahip |
well | ile |
EN Also capable of printing wristbands for amusement, water-park and entertainment applications, you get dependable wristband printing that increases patient safety and staff productivity.
TR Ayrıca, lunapark, su parkı ve eğlence uygulamaları için bileklik basabilen bu yazıcıyla, hasta güvenliğini ve personel verimliliğini arttıran güvenilir bileklik baskısı elde edersiniz.
engelsk | Turkiska |
---|---|
entertainment | eğlence |
dependable | güvenilir |
wristband | bileklik |
patient | hasta |
staff | personel |
water | su |
productivity | verimliliğini |
printing | baskı |
of | in |
and | ve |
get | elde |
safety | güvenliğini |
applications | uygulamalar |
for | için |
EN This intuitive and cost-effective product runs Zebra's advanced Ultra-Wideband (UWB) real-time locating system (RTLS), capable of delivering thousands of tag blinks per second at up to 30 cm accuracy
TR Bu kullanımı kolay ve düşük maliyetli cihaz, Zebra''nın 30 cm’ye varan hassasiyetle saniyede binlerce etiket iletme kapasitesine sahip olan gelişmiş UWB (Ultra Genişbant) gerçek zamanlı konumlandırma sistemini (RTLS) çalıştırır
engelsk | Turkiska |
---|---|
intuitive | kolay |
uwb | uwb |
system | sistemini |
of | ın |
tag | etiket |
cost | maliyetli |
advanced | gelişmiş |
ultra | ultra |
real | gerçek |
time | zamanlı |
and | ve |
this | bu |
to | sahip |
product | olan |
EN The Trust Wallet mobile app started off as an Ethereum wallet but has since evolved its offering of storage capabilities and has become a multi coin crypto wallet which is capable of storing Ethereum ERC20 coins and other cryptocurrencies as well.
TR Ethereum cüzdanı olarak yola çıkan fakat zamanla Ethereum ERC20 tokenlarının ve diğer kripto paraların tutulabileceği bir çoklu coin kripto cüzdanı haline gelen Trust Cüzdan'ta birkaç Ethereum cüzdanı seçeneği bulunur.
engelsk | Turkiska |
---|---|
ethereum | ethereum |
crypto | kripto |
trust | trust |
other | diğer |
and | ve |
a | birkaç |
multi | çoklu |
off | bir |
wallet | cüzdan |
coin | coin |
EN RapidSSL certificates, is a domain-verified SSL certificate capable of securing domains with 256-bit encryption power within a minute
TR RapidSSL sertifikaları, bir dakika içinde 256 bit şifreleme gücüyle domainlerin güvenliğini sağlama becerisine sahip, alan adı doğrulanmış bir SSL sertifikasıdır
engelsk | Turkiska |
---|---|
ssl | ssl |
power | gücü |
minute | dakika |
rapidssl | rapidssl |
bit | bit |
verified | doğrulanmış |
encryption | şifreleme |
certificate | sertifikası |
certificates | sertifikaları |
domain | alan |
EN thawte SSL certificates are domain verified SSL certificates capable of securing domains with 256-bit encryption strength within a minute
TR thawte SSL sertifikaları, bir dakika içinde 256 bit şifreleme gücüyle domainlerin güvenliğini sağlama becerisine sahip, alan adı doğrulanmış bir SSL sertifikasıdır
engelsk | Turkiska |
---|---|
thawte | thawte |
ssl | ssl |
minute | dakika |
bit | bit |
are | sahip |
verified | doğrulanmış |
encryption | şifreleme |
certificates | sertifikaları |
domain | alan |
EN Symantec certificates are domain verified SSL certificates capable of securing domains with 256-bit encryption strength within a minute
TR Symantec SSL sertifikaları, bir dakika içinde 256 bit şifreleme gücüyle domainlerin güvenliğini sağlama becerisine sahip, alan adı doğrulanmış bir SSL sertifikasıdır
engelsk | Turkiska |
---|---|
symantec | symantec |
ssl | ssl |
minute | dakika |
bit | bit |
are | sahip |
verified | doğrulanmış |
encryption | şifreleme |
certificates | sertifikaları |
domain | alan |
EN GeoTrust SSL certificates are domain verified SSL certificates capable of securing domains with 256-bit encryption strength within a minute
TR GeoTrust SSL sertifikaları, bir dakika içinde 256 bit şifreleme gücüyle domainlerin güvenliğini sağlama becerisine sahip, alan adı doğrulanmış bir SSL sertifikasıdır
engelsk | Turkiska |
---|---|
geotrust | geotrust |
ssl | ssl |
minute | dakika |
bit | bit |
are | sahip |
verified | doğrulanmış |
encryption | şifreleme |
certificates | sertifikaları |
domain | alan |
EN DigiCert SSL certificates are domain-verified SSL certificates capable of securing domains with 256-bit encryption strength within a minute
TR DigiCert SSL sertifikaları, bir dakika içinde 256 bit şifreleme gücüyle domainlerin güvenliğini sağlama becerisine sahip, alan adı doğrulanmış bir SSL sertifikasıdır
engelsk | Turkiska |
---|---|
ssl | ssl |
minute | dakika |
digicert | digicert |
bit | bit |
are | sahip |
verified | doğrulanmış |
encryption | şifreleme |
certificates | sertifikaları |
domain | alan |
EN prioritizes projects which are sustainable and have a multiplier effect; well focused on desired objectives; capable of responding to research and development needs through capacity analysis and possessing local components.
TR Sürdürülebilir ve çarpan etkisi olan; hedeflenen sonucu alabilme, kapasite analizi ile araştırılabilme ve gelişme gereksinimi karşılanabilme niteliğine sahip; yerel bileşeni olan projelere öncelik verir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
projects | projelere |
sustainable | sürdürülebilir |
effect | etkisi |
development | gelişme |
capacity | kapasite |
local | yerel |
analysis | analizi |
and | ve |
a | olan |
to | sahip |
well | ile |
EN This intuitive and cost-effective product runs Zebra's advanced Ultra-Wideband (UWB) real-time locating system (RTLS), capable of delivering thousands of tag blinks per second at up to 30 cm accuracy
TR Bu kullanımı kolay ve düşük maliyetli cihaz, Zebra''nın 30 cm’ye varan hassasiyetle saniyede binlerce etiket iletme kapasitesine sahip olan gelişmiş UWB (Ultra Genişbant) gerçek zamanlı konumlandırma sistemini (RTLS) çalıştırır
engelsk | Turkiska |
---|---|
intuitive | kolay |
uwb | uwb |
system | sistemini |
of | ın |
tag | etiket |
cost | maliyetli |
advanced | gelişmiş |
ultra | ultra |
real | gerçek |
time | zamanlı |
and | ve |
this | bu |
to | sahip |
product | olan |
EN The turret system is capable of rotating 540° in both directions.
TR Taret sistemi her iki yönde 540° dönüş imkânına sahiptir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
is | sahiptir |
system | sistemi |
of | her |
the | iki |
EN The Turkish defence industry is preparing the mini unmanned aerial vehicle ARIKUŞU, capable?
TR Türk savunma sanayisi, hareketli kara ve deniz araçlarına kendisi iniş-kalkış yapabilen, bataryası personelin?
engelsk | Turkiska |
---|---|
turkish | türk |
defence | savunma |
vehicle | araç |
the | kendisi |
EN All-in-one 360mm liquid cooler with PWM fans that supports 5V RGB capable motherboards.
TR 5V RGB özellikli anakartları destekleyen PWM fanlı hepsi bir arada 360 mm sıvı soğutucu.
engelsk | Turkiska |
---|---|
cooler | soğutucu |
supports | destekleyen |
liquid | sıvı |
all | hepsi |
in | bir |
EN All-in-one 240mm liquid cooler with PWM fan that supports 5V RGB capable motherboards.
TR 5V RGB özellikli anakartları destekleyen PWM fanlı hepsi bir arada 240 mm sıvı soğutucu.
engelsk | Turkiska |
---|---|
cooler | soğutucu |
supports | destekleyen |
liquid | sıvı |
all | hepsi |
in | bir |
EN All-in-one 360mm liquid cooler with PWM fans that supports 5V RGB capable motherboards.
TR 5V RGB özellikli anakartları destekleyen PWM fanlı hepsi bir arada 360 mm sıvı soğutucu.
engelsk | Turkiska |
---|---|
cooler | soğutucu |
supports | destekleyen |
liquid | sıvı |
all | hepsi |
in | bir |
EN All-in-one 240mm liquid cooler with PWM fan that supports 5V RGB capable motherboards.
TR 5V RGB özellikli anakartları destekleyen PWM fanlı hepsi bir arada 240 mm sıvı soğutucu.
engelsk | Turkiska |
---|---|
cooler | soğutucu |
supports | destekleyen |
liquid | sıvı |
all | hepsi |
in | bir |
EN The supercomputer is capable of every conceivable simulation
TR Süper bilgisayar, çok çeşitli simülasyonların gerçekleştirilebilmesine olanak sağlıyor
engelsk | Turkiska |
---|---|
every | e |
the | çok |
EN At the end of 2015 the Federal Ministry of Education and Research (BMBF) and the German Academic Exchange Service (DAAD) launched an initiative to integrate refugees who are capable to study
TR Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı (BMBF) ve Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) 2015 yılı sonunda yükseköğrenime uygun mültecilerin entegrasyonuna dönük bir inisiyatif başlattı
engelsk | Turkiska |
---|---|
federal | federal |
education | eğitim |
academic | akademik |
exchange | değişim |
service | servisi |
refugees | mültecilerin |
ministry | bakanlığı |
launched | başlattı |
at | de |
research | araştırma |
and | ve |
to | e |
the end | sonunda |
EN For more than 100 years, IBM has continuously strived for responsible innovation capable of bringing benefits to everyone and not just a few.
TR IBM, yalnızca az sayıda kişi için değil, herkese avantaj sağlayabilecek sorumlu inovasyonlar için 100 yılı aşkın bir süredir durmadan çalışıyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
ibm | ibm |
responsible | sorumlu |
more | de |
of | in |
a | sayıda |
years | bir |
EN All the group's members were musicians capable of playing multiple types of instruments, including brass and woodwinds
TR 22 Temmuz 1944, İngiltere; vokal/klavye) sahip olduğu fırsatı kıskanır
EN Industry-leading hi-res capable speaker drivers
TR Sektör lideri yüksek çözünürlüklü hoparlör sürücüleri
engelsk | Turkiska |
---|---|
speaker | hoparlör |
industry | sektör |
leading | lideri |
EN Hi-res capable speaker drivers and a lossless and lag-free wireless solution make Arctis Pro Wireless the only true wireless high fidelity gaming audio system.
TR Yüksek çözünürlük kapasiteli hoparlör sürücüleri ve kayıpsız ve gecikmesiz kablosuz çözüm olan Arctis Pro Kablosuz, tek gerçek kablosuz hi-fi oyunculuk ses sistemidir.
engelsk | Turkiska |
---|---|
speaker | hoparlör |
wireless | kablosuz |
pro | pro |
true | gerçek |
high | yüksek |
gaming | oyunculuk |
solution | çözüm |
arctis | arctis |
EN The Arctis Pro headset features premium speaker drivers with high-density neodymium magnets that reproduce Hi-Res audio out to 40,000 Hz, nearly double what most standard headsets are capable of (22,000 Hz).
TR Arctis Pro Kulaklık, yüksek çözünürlüklü ses çıkışı 40.000 Hz’e kadar üretebilen yüksek yoğunluklu neodim mıknatıslara sahiptir, bu da çoğu standart kulaklığın yapabildiğinin neredeyse iki katıdır (22.000 Hz).
engelsk | Turkiska |
---|---|
headset | kulaklık |
nearly | neredeyse |
standard | standart |
arctis | arctis |
high | yüksek |
audio | ses |
out | bu |
pro | pro |
features | sahiptir |
to | kadar |
EN For instance, the speaker drivers on Arctis Pro are premium hi-res capable with an even better soundscape
TR Örneğin, Arctis Pro’daki hoparlör sürücüleri çok daha iyi bir ses düzeniyle donatılmış seçkin yüksek çözünürlük sunar
engelsk | Turkiska |
---|---|
speaker | hoparlör |
arctis | arctis |
even | bir |
better | daha iyi |
on | yüksek |
EN Coupled with the same hi-res capable speaker drivers used in the wired version, the Arctis Pro Wireless delivers a truly high fidelity gaming audio experience, wirelessly.
TR Kablolu versiyonda kullanılan aynı yüksek çözünürlük kabiliyetli hoparlör sürücüsüyle eşlenmiş Arctis Pro Kablosuz, gerçek hi-fi oyunculuk ses deneyimini kablosuz olarak sunuyor.
engelsk | Turkiska |
---|---|
speaker | hoparlör |
wired | kablolu |
wireless | kablosuz |
gaming | oyunculuk |
audio | ses |
experience | deneyimini |
arctis | arctis |
high | yüksek |
pro | pro |
the | aynı |
used | kullanılan |
EN Also capable of printing wristbands for amusement, water-park and entertainment applications, you get dependable wristband printing that increases patient safety and staff productivity.
TR Ayrıca, lunapark, su parkı ve eğlence uygulamaları için bileklik basabilen bu yazıcıyla, hasta güvenliğini ve personel verimliliğini arttıran güvenilir bileklik baskısı elde edersiniz.
engelsk | Turkiska |
---|---|
entertainment | eğlence |
dependable | güvenilir |
wristband | bileklik |
patient | hasta |
staff | personel |
water | su |
productivity | verimliliğini |
printing | baskı |
of | in |
and | ve |
get | elde |
safety | güvenliğini |
applications | uygulamalar |
for | için |
EN Uniquely flexible multi functional processing lines from Tetra Pak capable of producing all types of cream cheese and spreadable processed cheese.
TR Tetra Pak'tan tüm krem peynir ve işlenmiş sürülebilir peynir türlerini üretebilen, benzersiz esnekliğe sahip çok işlevli proses hatları.
engelsk | Turkiska |
---|---|
uniquely | benzersiz |
tetra | tetra |
types | türlerini |
cheese | peynir |
all | tüm |
and | ve |
of | çok |
EN “Personal Information” refers to information that (alone or when used in combination with other information) is capable of being associated with or could reasonably be associated with an individual
TR “Kişisel Bilgiler”, (tek başına veya başka bilgilerle birlikte kullanıldıklarında) bir bireyle ilişkilendirilebilecek veya makul ölçüde ilişkilendirilebilecek tüm bilgileri ifade eder
EN “Personal Information” refers to information that (alone or when used in combination with other information) is capable of being associated with or could reasonably be associated with an individual
TR “Kişisel Bilgiler”, (tek başına veya başka bilgilerle birlikte kullanıldıklarında) bir bireyle ilişkilendirilebilecek veya makul ölçüde ilişkilendirilebilecek tüm bilgileri ifade eder
EN “Personal Information” refers to information that (alone or when used in combination with other information) is capable of being associated with or could reasonably be associated with an individual
TR “Kişisel Bilgiler”, (tek başına veya başka bilgilerle birlikte kullanıldıklarında) bir bireyle ilişkilendirilebilecek veya makul ölçüde ilişkilendirilebilecek tüm bilgileri ifade eder
EN “Personal Information” refers to information that (alone or when used in combination with other information) is capable of being associated with or could reasonably be associated with an individual
TR “Kişisel Bilgiler”, (tek başına veya başka bilgilerle birlikte kullanıldıklarında) bir bireyle ilişkilendirilebilecek veya makul ölçüde ilişkilendirilebilecek tüm bilgileri ifade eder
EN “Personal Information” refers to information that (alone or when used in combination with other information) is capable of being associated with or could reasonably be associated with an individual
TR “Kişisel Bilgiler”, (tek başına veya başka bilgilerle birlikte kullanıldıklarında) bir bireyle ilişkilendirilebilecek veya makul ölçüde ilişkilendirilebilecek tüm bilgileri ifade eder
EN “Personal Information” refers to information that (alone or when used in combination with other information) is capable of being associated with or could reasonably be associated with an individual
TR “Kişisel Bilgiler”, (tek başına veya başka bilgilerle birlikte kullanıldıklarında) bir bireyle ilişkilendirilebilecek veya makul ölçüde ilişkilendirilebilecek tüm bilgileri ifade eder
Visar 50 av 50 översättningar