TR Bu nedenle Facebook?ta bir markanın var olması demek; reyting sıralamasında zirvede yer alan, milyonlarca aktif kullanıcının yer aldığı bir platformda görünür olmak demek
{ссеарцх} на језику {лангфром} може се превести у следеће речи/фразе {лангто}:
TR Bu nedenle Facebook?ta bir markanın var olması demek; reyting sıralamasında zirvede yer alan, milyonlarca aktif kullanıcının yer aldığı bir platformda görünür olmak demek
EN Therefore, being a brand on Facebook means being visible on a top-ranking platform with billions of active users
Турски | енглески језик |
---|---|
demek | means |
aktif | active |
kullanıcının | users |
platformda | platform |
TR Bu durumda Tuttlingen demek sağlık teknolojileri mi demek? Sağlık teknolojisi kentimizde gerçekten de baskın olan bir alan ama her şey değil
EN So Tuttlingen means medical technology? Medical technology is indeed top of the list with us, but it’s not everything
Турски | енглески језик |
---|---|
demek | means |
sağlık | medical |
olan | is |
değil | not |
TR Sonuçta aşının kamu malı olarak kabul edilmesi demek, aşı geliştirme ve adil bir dağıtım maliyetinin uluslararası camia tarafından üstlenmesi ve bu süreçte kar amacının güdülmüyor olması demek
EN Of course, a public good means that the international community would meet the costs of development and equitable distribution and that no profit could be made from this
Турски | енглески језик |
---|---|
kamu | public |
demek | means |
geliştirme | development |
dağıtım | distribution |
uluslararası | international |
TR Bu ne demek, hemen söyleyeyim: parola ve kredi kartı bilgileri gibi kişisel bilgilerinin tümü meraklı gözlerden ve hacker'lardan korunuyor demek.
EN Which means all your personal information, including passwords and credit card details, remain protected from snoopers and hackers.
Турски | енглески језик |
---|---|
demek | means |
kredi | credit |
kişisel | personal |
tümü | all |
TR “Nasıl olsa biri bu işi üstlenir” demek yerine bu kişinin başvuru yapacağımız sırada belli olması iyi olur
EN Instead of saying, "Someone will take over the job anyway", it would be better if this person was known when we were applying
Турски | енглески језик |
---|---|
bu | this |
işi | job |
iyi | better |
TR “Nasıl olsa biri bu işi üstlenir” demek yerine bu kişinin başvuru yapacağımız sırada belli olması iyi olur
EN Instead of saying, "Someone will take over the job anyway", it would be better if this person was known when we were applying
Турски | енглески језик |
---|---|
bu | this |
işi | job |
iyi | better |
TR Ahrefs’in Site Denetçisi tamamen bulut tabanlıdır. Bu demek oluyor ki:
EN Ahrefs’ Site Audit is entirely cloud based. That means:
Турски | енглески језик |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
site | site |
tamamen | entirely |
bulut | cloud |
demek | means |
TR Tor-şebeke çıkış düğümlerinin IP adresleri bilinmektedir. Demek bilinmektedir ki, siz anonimlik araçlarından kullanıyorsunuz ve bu şüphe doğurabilir.
EN IP addresses of Tor exit nodes are known. It means that it's known that you use anonymous network and your actions may be defined as suspicious
Турски | енглески језик |
---|---|
çıkış | exit |
adresleri | addresses |
demek | means |
ve | and |
TR İşte bir oyuna girdiğiniz her vakit IP adresinizin bu oyunda kalması demek bu adresin yakalanması demektir
EN The catch is that every time you enter a game, your IP address is left in it
Турски | енглески језик |
---|---|
oyuna | game |
her | every |
vakit | time |
adresin | address |
TR "Bir çok sanat eserini görebileceğiniz bir açık hava müzesi demek yanlış olmaz. Yazın sıcaktan bunalan, kışın buz pateni yapmak isteyen, baharda ise canı canlı müzik çeken tüm Chicago’lular burada"
EN "The free events here in the summer are awesome, although trying to enjoy the park otherwise can be hard during tourist season. The beat time is fall or spring early in the morning- no one's there!"
Турски | енглески језик |
---|---|
açık | free |
hava | time |
olmaz | no |
TR Herkesin zamanını büyük oranda evlerinde geçirdiği salgın döneminde, ‘ev’ bazıları için güvenli alan demek değildi
EN During the pandemic, when everyone spent most of their time at home, 'home' did not mean a safe space for some
Турски | енглески језик |
---|---|
herkesin | everyone |
büyük | most |
salgın | pandemic |
ev | home |
bazıları | some |
güvenli | safe |
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an individual while sometimes it means striving to keep a soul alive
Турски | енглески језик |
---|---|
olmak | being |
bazen | sometimes |
destek | supporting |
demek | means |
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
EN The Coronavirus pandemic has made extraordinary measures necessary to deal with unprecedented challenges
TR Mockup ne demek ve bunlara neden ihtiyaç duyayım' diye mi soruyorsunuz? Mockup'lar, ürünlerinizin gerçekçi ortamlarda sergilenmesi için kullanılan çekici görsel tasarımlardır
EN Wondering what mockups are and why you need them? Mockups are attractive visual designs that you can use to display your products in a realistic environment
Турски | енглески језик |
---|---|
ihtiyaç | need |
gerçekçi | realistic |
çekici | attractive |
görsel | visual |
TR Bize göre büyümenin parçası olmak, başarılı olan her adımı izleme şansına sahip olmak demek
EN Because it's such a great place to be and being part of a steady growth, Kubix Digital’s team is made up of amazing people who love to work together
Турски | енглески језик |
---|---|
parçası | part |
TR Olağanüstü performansın ötesinde, GameDAC aynı zamanda OLED temelli menü sistemiyle oyunculara tam esneklik sağlıyor, bu da tüm ayarlarınızın yazılımı yükleme gereği olmadan kolaylıkla ayarlanabilir olması demek.
EN Beyond the outstanding performance, the GameDAC also provides the most flexibility to gamers with its OLED-based menu system, meaning that all of your settings are easily adjustable without needing to install software.
Турски | енглески језик |
---|---|
olağanüstü | outstanding |
ötesinde | beyond |
gamedac | gamedac |
oled | oled |
temelli | based |
menü | menu |
esneklik | flexibility |
da | also |
yazılımı | software |
olmadan | without |
kolaylıkla | easily |
performansı | performance |
ın | of |
ayarlarını | settings |
TR Düğün slayt gösterisi aracımız için kalite; basitlik ve verimlilik demek.
EN For our wedding slideshow maker, it means simplicity and efficiency.
Турски | енглески језик |
---|---|
düğün | wedding |
verimlilik | efficiency |
demek | means |
TR E-postalar ve sohbetler, kanala atanan temsilcilere bildirilecek ve ilk kabul eden konuşmaya başlayacak. Bu daha hızlı yanıtlama ve daha eşit işyükü dağıtımı demek.
EN Emails and chats are sent to assigned agents.
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an individual while sometimes it means striving to keep a soul alive
Турски | енглески језик |
---|---|
olmak | being |
bazen | sometimes |
destek | supporting |
demek | means |
TR İnsani yardım çalışanı olmak; bazen bir bireyin güçlenmesine destek olmak, bazen de sadece bir canı hayatta tutabilmek için didinmek demek
EN Being a humanitarian worker sometimes means supporting empowerment of an individual while sometimes it means striving to keep a soul alive
Турски | енглески језик |
---|---|
olmak | being |
bazen | sometimes |
destek | supporting |
demek | means |
TR Ama derin derken nispeten demek gerek, zira Alpler bölgesinin gölü 250 metreye kadar inebilirken Baykal Gölü 1.600 metreyle dünya rekorunu elinde bulunduruyor.
EN Deep, however, is relative, because even the deepest lake in the Alpine region is only 250 metres down, while the Baikal holds the world record at over 1,600 metres.
Турски | енглески језик |
---|---|
ama | however |
derin | deep |
dünya | world |
TR Almanya’daki çalışanların altıda biri sağlık sektöründe çalışıyor; bu da 7,6 milyon kişi demek. Bu alanda yaratılan değer, yaklaşık 370 milyar avro.
EN Every sixth person in the German labour force works in the health industry, amounting to 7.6 million people. The industry branch generates around 370 billion euros.
Турски | енглески језик |
---|---|
almanya | german |
sağlık | health |
çalışıyor | works |
milyon | million |
yaklaşık | around |
milyar | billion |
avro | euros |
de | every |
TR 2017 yılında Almanya’da kullanılan elektriğin yüzde 36,1’i yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edildi. Bu oran, 2016’ya göre yüzde 3,8 puanlık bir artış demek. Bu kadar büyük bir artış şimdiye kadar hiç olmamıştı.
EN In 2017, 36.1% of Germany’s electricity was generated from renewable energy sources. This figure is 3.8 percentage points higher than in 2016. There has never been such a large increase in green electricity.
Турски | енглески језик |
---|---|
yenilenebilir | renewable |
bu | this |
artış | increase |
büyük | large |
hiç | never |
TR Elektrik sektörü için bunun anlamı yenilenebilir enerjiler alanında daha da genişleme ve geri kalan kömür, en sonunda da doğalgaz kaynaklı elektriğe veda edilmesi demek
EN For the electricity sector this means the continued expansion of renewable energy and a rapid phase-out of the remaining electricity production using coal and natural gas
Турски | енглески језик |
---|---|
yenilenebilir | renewable |
geri | out |
kalan | remaining |
demek | means |
TR Bu, sigara molası demek olan „Zigarettenpause“nin sağlıklı bir alternatifidir
EN That’s the healthier alternative to a “Zigarettenpause” (cigarette break)
Турски | енглески језик |
---|---|
sağlıklı | healthier |
TR İki ön koşul devam ediyor: Daha önce Almancayı iyi düzeyde bilmeniz ve geçim için yeterince paranızın olduğunu belgelemeniz gerekiyor; bu da ayda yaklaşık 600-700 avro demek.
EN Two conditions still apply: you must be able to speak German well and prove that you have enough money for your livelihood – about 600 to 700 euros per month.
Турски | енглески језик |
---|---|
iyi | well |
yeterince | enough |
gerekiyor | must |
ayda | per month |
avro | euros |
TR “Biiki” Frizce’de işaret ateşi demek
EN “Biiki” is the North Frisian word for “beacon”, hence fire signal
TR Bu gün Almanya’nın her yerinde kostümler, eğlence ve tatlı hamur işleri demek – Köln’de Berliner, Bavyera’da Krapfen, Mainz’da Kreppl, Berlin’de Pfannkuchen
EN Everywhere in Germany this means costumes, fun and sweet pastries – “Berliners” in Cologne, “Krapfen” in Bavaria, “Kreppl” in Mainz, “Pfannkuchen” in Berlin
Турски | енглески језик |
---|---|
bu | this |
almanya | germany |
tatlı | sweet |
demek | means |
köln | cologne |
berlin | berlin |
TR “Anadilinizde yazmıyorsunuz demek
EN “You don't write in your mother tongue? That must be incredibly hard for you!” I am constantly confronted with such remarks
TR Doğrudan çevrildiğinde Rusçada anadil “yerlilerin konuşması” demek.
EN The Russian word for mother tongue, translated literally, means “the speech of the natives”.
Турски | енглески језик |
---|---|
konuşması | speech |
demek | means |
TR Bu da daha az tüketim, daha az enerji kullanımı ve ihtiyaç duyulan enerjinin rüzgar veya güneş gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi demek.
EN That means lower consumption, reduced energy use and producing the energy we need from renewable power sources – for example, wind and solar.
Турски | енглески језик |
---|---|
tüketim | consumption |
kullanımı | use |
ihtiyaç | need |
rüzgar | wind |
güneş | solar |
yenilenebilir | renewable |
kaynaklardan | sources |
demek | means |
TR Pamuk içeriği ile yazlık tarafta serin, doğal Woolmark® yünü ile kışlık tarafında sıcak tutan Baby Blue Star, bebeğiniz için ideal bir yatak ve iyi uykular demek.
EN Being an ideal mattress and helping your baby have a nice sleep, Baby Blue Star mattress keeps your baby cool with the cotton content of summer-side and keeps your baby warm with natural Woolmark® wool content of the winter-side.
Турски | енглески језик |
---|---|
pamuk | cotton |
içeriği | content |
serin | cool |
doğal | natural |
sıcak | warm |
blue | blue |
star | star |
ideal | ideal |
yatak | mattress |
TR Tor-şebeke çıkış düğümlerinin IP adresleri bilinmektedir. Demek bilinmektedir ki, siz anonimlik araçlarından kullanıyorsunuz ve bu şüphe doğurabilir.
EN IP addresses of Tor exit nodes are known. It means that it's known that you use anonymous network and your actions may be defined as suspicious
Турски | енглески језик |
---|---|
çıkış | exit |
adresleri | addresses |
demek | means |
ve | and |
TR İşte bir oyuna girdiğiniz her vakit IP adresinizin bu oyunda kalması demek bu adresin yakalanması demektir
EN The catch is that every time you enter a game, your IP address is left in it
Турски | енглески језик |
---|---|
oyuna | game |
her | every |
vakit | time |
adresin | address |
TR Sevgili Kullanıcılarımız, Mutlu Salı’lar. Salı günleri Phemex'de yeni bir para yatırma yarışması zamanı demek! Bu hafta Midas’ın altın dokunuşu gibi hissetmek isteyenler iç……
EN Dear Users, We recently listed APT/USDT on our spot market. Aptos is a hot, new proof-of-stake layer 1 blockchain backed by an experienced team. Through this Aptos Party event, you can spot trade A……
Турски | енглески језик |
---|---|
sevgili | dear |
bu | this |
kullanıcıları | users |
TR "Böldüğüm için üzgünüm ama bu konuşmayı şimdi bitirmem gerekiyor" demek bunu yapmanın iyi bir yoludur
EN “Sorry to interrupt you but I need to wrap up this conversation now” is a fine way to do that
Турски | енглески језик |
---|---|
şimdi | now |
gerekiyor | need |
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Portföyümdeki hisseleri zaman zaman paylaşıyorum. Faydalananlar olduysa herkes için hayırlı olsun demek isterim. Varılan hedeften dolayı bir durum değerlendirmesi yaptım. Bu paylaşımım Al - Sat - Tut tavsiyesi değildir.
EN Target price and time equaling Phi on PHIday the 19th 11/19 ~ 1.61
TR Aşağıdaki talimatları kullanarak PHP'yi etkin kılmak demek çabucak bir yerel geliştirme ortamına sahip olmak demektir
EN Enabling PHP using the instructions below is meant for quickly setting up a local development environment
TR Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerinizin yerine getirilmesinden tamamen siz sorumlusunuz ve yükümlülüklerinizin yerine getirilmemesinden veya tatmin edilmemesinden kaynaklanan her türlü zararı bize tazmin etmelisiniz.
EN You are fully responsible for the due performance of your obligations under the Agreement and must compensate to us any and all damages caused by the non-performance or unsatisfactory performance of your obligations.
Турски | енглески језик |
---|---|
sözleşme | agreement |
yükümlü | responsible |
TR Bu nedenle kimi görevlerimizi yerine getiremiyor ya da sadece kısıtlı çerçevede yerine getirebiliyoruz
EN As a result, many tasks are currently being left undone, because we are no longer able to carry them out or can only perform them in much reduced form
Приказује се 50 од 50 превода