EN Digital Communication App Android app Flat Whatsapp Internet Green Green phone Cell phone Mobile phone Mobile Mobile app Smartphone Telecommunications Phone
EN Digital Communication App Android app Flat Whatsapp Internet Green Green phone Cell phone Mobile phone Mobile Mobile app Smartphone Telecommunications Phone
TR Dijital Iletişim Uygulama Android uygulaması Düz Naber Internet Yeşil Yeşil telefon Cep telefonu Cep telefonu Seyyar Mobil uygulama Akıllı telefon Telekomünikasyon Telefon
Anglisht | turk |
---|---|
digital | dijital |
communication | iletişim |
flat | düz |
internet | internet |
green | yeşil |
telecommunications | telekomünikasyon |
app | uygulaması |
android | android |
mobile | mobil |
phone | telefon |
smartphone | akıllı telefon |
EN The Samsung Galaxy Note runs on an Android operating system. Its large 5.3-inch screen means it doubles as both a smartphone and a tablet. The phone is primarily produced in black, but white and pink versions are also available.
TR Samsung Galaxy Note Android işletim sistemiyle çalışır. 5,3 inç geniş ekranı, cihazın hem bir akıllı telefon hem de bir tablet olması anlamına gelir. Telefon öncelikle siyah renkte üretildi, ama beyaz ve pembe versiyonları da mevcut.
Anglisht | turk |
---|---|
screen | ekran |
means | anlamına |
tablet | tablet |
pink | pembe |
galaxy | galaxy |
large | geniş |
android | android |
black | siyah |
smartphone | akıllı telefon |
and | ve |
phone | telefon |
in | da |
but | ama |
as | gelir |
inch | inç |
its | in |
both | de |
white | beyaz |
samsung | samsung |
EN Your personal data is primarily used to provide you with the Disney products and services you request
TR Kişisel verileriniz öncelikli olarak talep ettiğiniz Disney ürün ve hizmetlerinin size sunulması için kullanılır
Anglisht | turk |
---|---|
used | kullanılır |
disney | disney |
request | talep |
personal | kişisel |
and | ve |
products | ürün |
the | size |
to | için |
EN Nowadays, every online business, small or large, is looking for protection primarily to protect their online websites from hackers and other cyber attacks and to provide a secure connection to their customers
TR Günümüzde, küçük veya büyük her çevrimiçi işletme, çevrimiçi web sitelerini bilgisayar korsanlarına ve diğer siber saldırılara karşı korumak ve müşterilerine güvenli bir bağlantı sağlamak için en başta koruma arıyor
Anglisht | turk |
---|---|
small | küçük |
cyber | siber |
online | çevrimiçi |
other | diğer |
business | iş |
protection | koruma |
connection | bağlantı |
or | veya |
and | ve |
to | sağlamak |
a | bir |
large | büyük |
EN There are many reasons why using HTTPS is preferred, but it’s primarily for data security. HTTPS is a secured extension of HTTP; watch this video to learn more about how...
TR Web sitesi dizinlerini ve hassas dosyaları taramak, sitenizi test etmedeki önemli görevlerden biridir. Gizli dizinleri tespit etmek veya bir web sitesindeki gizli dizinleri bulmak için tarama gereklidir. Web Sitesi Dizini...
Anglisht | turk |
---|---|
data | dosyaları |
learn | ve |
of | in |
a | bir |
EN The center’s program, which aims to target primarily refugee families and children, is comprised of emergency needs response and psychosocial support activities as well as a variety of workshops and trainings
TR Öncelikli olarak mülteci aileler ve çocuklarına hitap etmeyi hedefleyen merkezin programında, acil ihtiyaçlara cevap verme, psikososyal destek sağlama, belli başlı kurs ve eğitimler yer alıyor
Anglisht | turk |
---|---|
refugee | mülteci |
families | aileler |
needs | ihtiyaç |
support | destek |
program | programı |
and | ve |
response | cevap |
to | e |
of | yer |
the | olarak |
EN The center’s program, which aims to target primarily refugee families and children, is comprised of emergency needs response and psychosocial support activities as well as a variety of workshops and trainings
TR Öncelikli olarak mülteci aileler ve çocuklarına hitap etmeyi hedefleyen merkezin programında, acil ihtiyaçlara cevap verme, psikososyal destek sağlama, belli başlı kurs ve eğitimler yer alıyor
Anglisht | turk |
---|---|
refugee | mülteci |
families | aileler |
needs | ihtiyaç |
support | destek |
program | programı |
and | ve |
response | cevap |
to | e |
of | yer |
the | olarak |
EN Zebra Standard Services are delivered primarily by Zebra's PartnerConnect ecosystem, ensuring Zebra customers see the outcomes they deserve.
TR Zebra Standart Hizmetler öncelikli olarak Zebra'nın PartnerConnect ekosistemi tarafından sunulur ve Zebra müşterilerinin hak ettikleri sonuçları elde etmelerini sağlar.
Anglisht | turk |
---|---|
zebra | zebra |
standard | standart |
services | hizmetler |
ecosystem | ekosistemi |
customers | müşterilerinin |
partnerconnect | partnerconnect |
outcomes | sonuçları |
they | ve |
by | tarafından |
the | olarak |
EN The stationary mixing and dispersing units are successfully utilized primarily in the paint, printing ink and pigment industries.
TR Sabit karıştırma ve dispersiyon üniteleri özellikle boya, baskı boyaları ve pigment endüstrisinde başarıyla kullanılıyor.
Anglisht | turk |
---|---|
mixing | karıştırma |
and | ve |
successfully | başarıyla |
printing | baskı |
EN Cellulose is a white substance insoluble in water, which is found in cotton in an almost pure form (up to 95%), but is primarily extracted from wood because that is most easily cultivated and processed by all cellulose suppliers.
TR Selüloz, suda çözünmeyen ve pamukta neredeyse arı bir şekilde (%95) bulunan beyaz bir maddedir. Buna rağmen, tüm selüloz üreticileri tarafından öncelikle kolayca yetiştirilebilen ve işlenebilen ağaçlardan elde edilmektedir.
Anglisht | turk |
---|---|
white | beyaz |
almost | neredeyse |
wood | ağaç |
easily | kolayca |
is | bulunan |
and | ve |
by | tarafından |
all | tüm |
a | bir |
EN In addition to frits, the basic components of the paints and glazes are primarily special pigments.
TR Cam kırıklarının yanı sıra, bu boya ve glasaj maddelerinin en önemli temel bileşenleri özel pigmentlerdir.
Anglisht | turk |
---|---|
components | bileşenleri |
basic | temel |
and | ve |
the | özel |
EN C5 is intended primarily for professional cloud service providers, their auditors, and customers of the cloud service providers
TR C5, öncelikli olarak profesyonel bulut hizmeti sağlayıcıları, denetçileri ve bulut hizmeti sağlayıcılarının müşterileri için oluşturulmuştur
Anglisht | turk |
---|---|
c | c |
cloud | bulut |
service | hizmeti |
customers | müşterileri |
professional | profesyonel |
for | için |
of | in |
and | ve |
the | olarak |
EN Nowadays, every online business, small or large, is looking for protection primarily to protect their online websites from hackers and other cyber attacks and to provide a secure connection to their customers
TR Günümüzde, küçük veya büyük her çevrimiçi işletme, çevrimiçi web sitelerini bilgisayar korsanlarına ve diğer siber saldırılara karşı korumak ve müşterilerine güvenli bir bağlantı sağlamak için en başta koruma arıyor
Anglisht | turk |
---|---|
small | küçük |
cyber | siber |
online | çevrimiçi |
other | diğer |
business | iş |
protection | koruma |
connection | bağlantı |
or | veya |
and | ve |
to | sağlamak |
a | bir |
large | büyük |
EN The center’s program, which aims to target primarily refugee families and children, is comprised of emergency needs response and psychosocial support activities as well as a variety of workshops and trainings
TR Yarısı çocuk, diğerleri eş, kardeş, komşu, anne, baba, arkadaş… Bugün dünyada, yaklaşık 30 milyonu mülteci olan milyonlarca insan[1], COVID-19 pandemisinin çok daha belirsiz hale getirdiği bir gelecekte yaşam kurmaya çalışıyor
Anglisht | turk |
---|---|
refugee | mülteci |
a | bir |
to | e |
EN Enterprise-wide middleware solution that provides integration with an SAP ERP application, primarily mobile barcode and RFID support
TR Bir SAP ERP uygulaması ile entegrasyon sağlayan kurumsal kapsamlı bir ara donanım çözümü * başta mobil barkod ve RFID desteği olmak üzere
Anglisht | turk |
---|---|
integration | entegrasyon |
mobile | mobil |
barcode | barkod |
rfid | rfid |
support | desteği |
application | uygulaması |
enterprise | kurumsal |
solution | çözümü |
and | ve |
with | ile |
an | bir |
EN Honda is a Japanese public multinational conglomerate corporation, primarily known for the manufacture of automobiles, motorcycles, and power equipment
TR Honda, esas olarak otomobil, motosiklet ve güç ekipmanı üretimi ile bilinen bir Japon kamu çokuluslu holding şirketidir
Anglisht | turk |
---|---|
japanese | japon |
public | kamu |
known | bilinen |
power | güç |
and | ve |
a | bir |
equipment | ekipmanı |
EN General Motors Company (GMC) is a division of the American automobile manufacturer General Motors (GM) that primarily focuses on trucks and utility vehicles
TR General Motors Company (GMC), Amerikan otomobil üreticisi General Motors'un (GM), esas olarak kamyonlara ve ticari araçlara odaklanan bir bölümüdür
Anglisht | turk |
---|---|
american | amerikan |
company | ticari |
and | ve |
a | bir |
EN Germany is relying on green hydrogen in the energy transition. It is to be produced primarily by international partners.
TR Enerji dönüşümünde Almanya, yeşil hidrojene bel bağlıyor. Hidrojenin her şeyden önce uluslararası ortaklarca üretilmesi öngörülüyor.
Anglisht | turk |
---|---|
germany | almanya |
energy | enerji |
international | uluslararası |
to | her |
green | yeşil |
EN I’m thinking primarily of older colleagues who would probably lose out when looking for a new job.”
TR İşten çıkarma durumlarında yaşça ileri olan meslektaşlarımın yeni iş bulmakta zorlanma ihtimali olduğundan onlar için endişe duyuyorum.”
EN As she once explained in an interview, she is motivated primarily by her desire to help people
TR Bir söyleşide asli güdüsünün yardım etmek olduğunu söylemiş
Anglisht | turk |
---|---|
help | yardım |
she | bir |
is | olduğunu |
to | etmek |
EN Ms Lunz, you are campaigning for a feminist foreign policy – what do you mean by that? Power resources are currently primarily in the hands of privileged men
TR Sayın Lunz, siz feminist dış politika için çalışıyorsunuz; bundan kastınız tam olarak nedir? Günümüzde iktidar kaynakları esas olarak ayrıcalık sahibi erkeklerin kontrolünde
Anglisht | turk |
---|---|
foreign | dış |
policy | politika |
resources | kaynakları |
that | tam |
what | nedir |
you | siz |
for | için |
EN Dual vocational training In Germany, craftsmen/craftswomen are trained primarily in what is known as the dual system: it combines theoretical training at a vocational school or college with practical work in a company
TR Dual Eğitim Almanya’da zanaatkârların mesleki eğitimi özellikle dual eğitim sisteminde gerçekleştirilir: Bu ikili sistem, meslek okulundaki kuramsal eğitimle bir işletmedeki pratik çalışmayı kombine eder
Anglisht | turk |
---|---|
vocational | mesleki |
system | sistem |
practical | pratik |
work | iş |
a | bir |
training | eğitimi |
EN The first is primarily about miniaturization: microsystem technology, nanotechnology and optical technologies can be implanted
TR İlk alanda çalışmaların odağında minyatürleştirme yer alıyor: implantasyon uygulamalarında kullanılabilen mikrosistem teknolojisi, nanoteknoloji ve optik teknolojiler
Anglisht | turk |
---|---|
and | ve |
optical | optik |
about | yer |
technology | teknolojisi |
technologies | teknolojiler |
EN Cultural funding is primarily the task of the federal states
TR Kültürün teşvik edilmesi genelde eyaletlerin görevidir
Anglisht | turk |
---|---|
cultural | kültür |
EN 2019 saw some good climate news: Primarily because more electricity is being produced by wind farms and solar energy, carbon dioxide emissions in Germany have dropped sharply.
TR 2019’da olumlu haberler de geldi: Özellikle rüzgar türbinlerinden ve güneş enerjisi panellerinden elde edilen elektriğin artması sayesinde Almanya’da karbondioksit salımında kayda değer bir gerileme gerçekleşti.
Anglisht | turk |
---|---|
news | haberler |
wind | rüzgar |
solar | güneş |
being | ne |
and | da |
EN Another excellence cluster in the humanities is examining the diversity of manuscript cultures, primarily in Asia and Africa.
TR Kültür ve dil bilimleri alanındaki bir diğer kümeleşmeyse özellikle Asya ve Afrika’daki yazılı metin kültürlerinin çeşitliliğine odaklanıyor.
Anglisht | turk |
---|---|
asia | asya |
and | ve |
another | bir diğer |
EN In corona times many travellers are primarily looking for activities close to nature to avoid large gatherings of people. We have compiled a list of the best insider tips for your trip to Germany.
TR Korona günlerinde tatile çıkanlar, kalabalıklardan kaçınmak için daha çok doğa tatillerini tercih ediyor. Almanya seyahatiniz için size, çok özel beş tatil mekanı tüyosu veriyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
corona | korona |
nature | doğa |
germany | almanya |
avoid | kaçınmak |
of | in |
the | size |
a | özel |
EN Profile: The Greens emerged from a smorgasbord of all kinds of different but primarily left-wing environmental and peace-focused groups and the anti-nuclear power movement
TR Parti profili: Yeşiller, öncelikli olarak solcu, çevreci ve barış destekçisi çeşitli gruplarla nükleer karşıtı hareketin bir araya gelmesiyle ortaya çıktı
Anglisht | turk |
---|---|
profile | profili |
greens | yeşiller |
environmental | çevreci |
peace | barış |
nuclear | nükleer |
and | ve |
different | bir |
EN Doubts come primarily from parts of industry
TR Şüpheli yaklaşım, özellikle endüstrinin bazı kesimlerinden geliyor
EN "If our assistance concentrates primarily on those who make it to our borders, we will be neglecting those whom we could help with far fewer financial resources."
TR “Yardımlarımız öncelikli olarak sınırlarımıza kadar gelmeyi başaranlara yoğunlaşacak olursa, çok daha az yardımla çok daha büyük bir yardım sağlayabileceğimiz insanları ihmal etmiş oluruz.”
Anglisht | turk |
---|---|
assistance | yardım |
those | bir |
fewer | az |
EN The offices of the most important political EU bodies are primarily located in Brussels, Strasbourg, Luxembourg and Frankfurt am Main
TR AB’nin başlıca siyasi organlarının yer aldığı en önemli şehirler Brüksel, Strazburg, Lüksemburg ve Frankfurt/Main
Anglisht | turk |
---|---|
brussels | brüksel |
and | ve |
frankfurt | frankfurt |
main | main |
most | en |
important | önemli |
EN Feedforward neural networks, or multi-layer perceptrons (MLPs), are what we’ve primarily been focusing on within this article
TR Bu makalede ana odak noktamız, ileri beslemeli nöral ağlar, ya da çok katmanlı algılayıcılardır (MLP)
Anglisht | turk |
---|---|
networks | ağlar |
within | da |
this | bu |
EN These learning algorithms are primarily leveraged when using time-series data to make predictions about future outcomes, such as stock market predictions or sales forecasting.
TR Bu öğrenme algoritmalarından, öncelikle borsa tahminleri ya da satış öngörüleri gibi gelecek sonuçlar hakkında tahminler yapmak amacıyla zaman dizisi verileri kullanırken faydalanılır.
Anglisht | turk |
---|---|
algorithms | algoritmaları |
future | gelecek |
learning | öğrenme |
sales | satış |
series | dizisi |
data | verileri |
these | bu |
make | da |
time | zaman |
about | hakkında |
as | gibi |
EN Deep learning and neural networks are primarily credited with accelerating progress in areas, such as computer vision, natural language processing, and speech recognition.
TR Derin öğrenme ve nöral ağlar öncelikle bilgisayar görüşü, doğal dil işleme ve konuşma tanıma gibi alanlarda kaydedilen ilerlememenin hızlanmasının sebebi olarak görülmektedir.
Anglisht | turk |
---|---|
deep | derin |
networks | ağlar |
computer | bilgisayar |
natural | doğal |
processing | işleme |
speech | konuşma |
recognition | tanıma |
and | ve |
as | gibi |
in | olarak |
EN At Tetra Pak, we have adopted the Need States model and theory primarily to support food and beverage manufacturers innovate
TR Tetra Pak'ta, gıda ve içecek üreticilerinin inovasyonunu desteklemek için, temel olarak İhtiyaç Anları modelini ve teorisini benimsedik
Anglisht | turk |
---|---|
tetra | tetra |
model | modelini |
food | gıda |
beverage | içecek |
and | ve |
to support | desteklemek |
to | için |
the | olarak |
EN It was launched in 1977, and today covers nearly all Canadian equities, though the index primarily tracks companies based in Toronto and listed on the Toronto Stock Exchange
TR Endeks 1977 yılında başlatılmıştır ve bugün neredeyse tüm Kanada hisse senetlerini kapsamaktadır, ancak endeks öncelikle Toronto merkezli ve Toronto Borsası'nda işlem gören şirketleri izlemektedir
Anglisht | turk |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
today | bugün |
nearly | neredeyse |
all | tüm |
canadian | kanada |
based | merkezli |
toronto | toronto |
exchange | işlem |
companies | şirketleri |
the | ancak |
EN It was launched in 1977, and today covers nearly all Canadian equities, though the index primarily tracks companies based in Toronto and listed on the Toronto Stock Exchange
TR Endeks 1977 yılında başlatılmıştır ve bugün neredeyse tüm Kanada hisse senetlerini kapsamaktadır, ancak endeks öncelikle Toronto merkezli ve Toronto Borsası'nda işlem gören şirketleri izlemektedir
Anglisht | turk |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
today | bugün |
nearly | neredeyse |
all | tüm |
canadian | kanada |
based | merkezli |
toronto | toronto |
exchange | işlem |
companies | şirketleri |
the | ancak |
EN It was launched in 1977, and today covers nearly all Canadian equities, though the index primarily tracks companies based in Toronto and listed on the Toronto Stock Exchange
TR Endeks 1977 yılında başlatılmıştır ve bugün neredeyse tüm Kanada hisse senetlerini kapsamaktadır, ancak endeks öncelikle Toronto merkezli ve Toronto Borsası'nda işlem gören şirketleri izlemektedir
Anglisht | turk |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
today | bugün |
nearly | neredeyse |
all | tüm |
canadian | kanada |
based | merkezli |
toronto | toronto |
exchange | işlem |
companies | şirketleri |
the | ancak |
EN It was launched in 1977, and today covers nearly all Canadian equities, though the index primarily tracks companies based in Toronto and listed on the Toronto Stock Exchange
TR Endeks 1977 yılında başlatılmıştır ve bugün neredeyse tüm Kanada hisse senetlerini kapsamaktadır, ancak endeks öncelikle Toronto merkezli ve Toronto Borsası'nda işlem gören şirketleri izlemektedir
Anglisht | turk |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
today | bugün |
nearly | neredeyse |
all | tüm |
canadian | kanada |
based | merkezli |
toronto | toronto |
exchange | işlem |
companies | şirketleri |
the | ancak |
EN It was launched in 1977, and today covers nearly all Canadian equities, though the index primarily tracks companies based in Toronto and listed on the Toronto Stock Exchange
TR Endeks 1977 yılında başlatılmıştır ve bugün neredeyse tüm Kanada hisse senetlerini kapsamaktadır, ancak endeks öncelikle Toronto merkezli ve Toronto Borsası'nda işlem gören şirketleri izlemektedir
Anglisht | turk |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
today | bugün |
nearly | neredeyse |
all | tüm |
canadian | kanada |
based | merkezli |
toronto | toronto |
exchange | işlem |
companies | şirketleri |
the | ancak |
EN It was launched in 1977, and today covers nearly all Canadian equities, though the index primarily tracks companies based in Toronto and listed on the Toronto Stock Exchange
TR Endeks 1977 yılında başlatılmıştır ve bugün neredeyse tüm Kanada hisse senetlerini kapsamaktadır, ancak endeks öncelikle Toronto merkezli ve Toronto Borsası'nda işlem gören şirketleri izlemektedir
Anglisht | turk |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
today | bugün |
nearly | neredeyse |
all | tüm |
canadian | kanada |
based | merkezli |
toronto | toronto |
exchange | işlem |
companies | şirketleri |
the | ancak |
EN It was launched in 1977, and today covers nearly all Canadian equities, though the index primarily tracks companies based in Toronto and listed on the Toronto Stock Exchange
TR Endeks 1977 yılında başlatılmıştır ve bugün neredeyse tüm Kanada hisse senetlerini kapsamaktadır, ancak endeks öncelikle Toronto merkezli ve Toronto Borsası'nda işlem gören şirketleri izlemektedir
Anglisht | turk |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
today | bugün |
nearly | neredeyse |
all | tüm |
canadian | kanada |
based | merkezli |
toronto | toronto |
exchange | işlem |
companies | şirketleri |
the | ancak |
EN It was launched in 1977, and today covers nearly all Canadian equities, though the index primarily tracks companies based in Toronto and listed on the Toronto Stock Exchange
TR Endeks 1977 yılında başlatılmıştır ve bugün neredeyse tüm Kanada hisse senetlerini kapsamaktadır, ancak endeks öncelikle Toronto merkezli ve Toronto Borsası'nda işlem gören şirketleri izlemektedir
Anglisht | turk |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
today | bugün |
nearly | neredeyse |
all | tüm |
canadian | kanada |
based | merkezli |
toronto | toronto |
exchange | işlem |
companies | şirketleri |
the | ancak |
EN It was launched in 1977, and today covers nearly all Canadian equities, though the index primarily tracks companies based in Toronto and listed on the Toronto Stock Exchange
TR Endeks 1977 yılında başlatılmıştır ve bugün neredeyse tüm Kanada hisse senetlerini kapsamaktadır, ancak endeks öncelikle Toronto merkezli ve Toronto Borsası'nda işlem gören şirketleri izlemektedir
Anglisht | turk |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
today | bugün |
nearly | neredeyse |
all | tüm |
canadian | kanada |
based | merkezli |
toronto | toronto |
exchange | işlem |
companies | şirketleri |
the | ancak |
EN It was launched in 1977, and today covers nearly all Canadian equities, though the index primarily tracks companies based in Toronto and listed on the Toronto Stock Exchange
TR Endeks 1977 yılında başlatılmıştır ve bugün neredeyse tüm Kanada hisse senetlerini kapsamaktadır, ancak endeks öncelikle Toronto merkezli ve Toronto Borsası'nda işlem gören şirketleri izlemektedir
Anglisht | turk |
---|---|
in | yılında |
and | ve |
today | bugün |
nearly | neredeyse |
all | tüm |
canadian | kanada |
based | merkezli |
toronto | toronto |
exchange | işlem |
companies | şirketleri |
the | ancak |
EN Between 20% and 35% of the material content of a phone is lost when the phone is shredded and melted down for recycling.
TR Bir telefon geri dönüşüm için parçalanıp eritildiğinde, telefonun maddesel içeriğinin % 20 ila % 35'i kayboluyor.
Anglisht | turk |
---|---|
content | içeriğinin |
recycling | geri dönüşüm |
phone | telefon |
of | in |
a | bir |
EN Make a phone call every dayMaking phone calls to other members is an effective method to strengthen our sobriety
TR Her gün bir telefon görüşmesi yapınDiğer üyelerle telefon görüşmesi yapmak, ayıklığımızı güçlendirmek için etkili bir yöntemdir
Anglisht | turk |
---|---|
effective | etkili |
strengthen | güçlendirmek |
phone | telefon |
a | bir |
EN Switching your smartphone for a feature phoneYou can switch out your smartphone for a “feature phone”, a non touch-screen phone with only call and messaging features.
TR Akıllı telefonunuzu bir özellikli telefon için değiştirmeAkıllı telefonunuzu, yalnızca arama ve mesajlaşma özelliklerine sahip dokunmatik olmayan bir telefon olan “özellikli telefon” için değiştirebilirsiniz.
EN They try to obtain a phone number for the company listed in the request from a third-party source, such as an approved online phone database or directory assistance
TR Talepte listelenen şirket için, onaylanmış çevrimiçi telefon veritabanı veya rehber yardımı gibi üçüncü taraf bir kaynaktan bir telefon numarası almaya çalışırlar
Anglisht | turk |
---|---|
phone | telefon |
listed | listelenen |
assistance | yardım |
company | şirket |
approved | onaylanmış |
online | çevrimiçi |
database | veritabanı |
party | taraf |
number | numarası |
or | veya |
third | üçüncü |
a | bir |
EN - A valid and up-to-date phone bill reflecting the company name and phone number
TR - Şirket adını ve telefon numarasını yansıtan geçerli ve güncel bir telefon faturası
Anglisht | turk |
---|---|
valid | geçerli |
up-to-date | güncel |
phone | telefon |
reflecting | yansıtan |
and | ve |
number | numarası |
name | adını |
a | bir |
Po shfaq 50 nga 50 përkthime