EN 1. In Germany there are about 48,000 animal species, 10,300 plant species and 14,400 mushroom varieties. The most widespread species are insects with around 33,000 varieties. They account for about 70 per cent of all living creatures on earth.
"importance of species" në Anglisht mund të përkthehet në turk fjalët/frazat e mëposhtme:
importance | bir iyi önem önemi |
species | tür türü yaban hayatı |
EN 1. In Germany there are about 48,000 animal species, 10,300 plant species and 14,400 mushroom varieties. The most widespread species are insects with around 33,000 varieties. They account for about 70 per cent of all living creatures on earth.
TR 1. Almanya’da yaklaşık 48.000 hayvan, 10.300 bitki ve 14.400 mantar türü bulunuyor. En yaygın türler böcekler. Böcekler yaklaşık 33.000 türle, tüm canlıların yaklaşık yüzde 70’ini oluşturuyorlar.
Anglisht | turk |
---|---|
animal | hayvan |
plant | bitki |
of | ın |
per cent | yüzde |
most | en |
species | tür |
all | tüm |
and | ve |
in | yaklaşık |
EN Has the Covid-19 crisis helped to increase the importance of species protection? The fact that species protection and pandemics are connected, was hardly recognized a year ago
TR Korona krizi türlerin korunmasına atfedilen değerin artmasına katkıda bulundu diyebilir miyiz? Türlerin korunması ve pandemiler arasındaki bağlantı bir yıl öncesine kadar bilinen bir gerçek değildi
Anglisht | turk |
---|---|
crisis | krizi |
protection | korunması |
year | yıl |
covid-19 | korona |
connected | bağlantı |
and | ve |
that | gerçek |
a | bir |
to | kadar |
EN Only projects aiming at improving the conservation status of globally threatened tree species listed on the IUCN Red List of Threatened species will be eligible.
TR Yalnızca, IUCN Tehdit Altındaki Türlerin Kırmızı Listesi'nde listelenen küresel olarak tehdit altındaki ağaç türlerinin koruma statüsünü iyileştirmeyi amaçlayan projeler fon için uygun olacaktır.
Anglisht | turk |
---|---|
projects | projeler |
conservation | koruma |
status | statü |
listed | listelenen |
eligible | uygun |
tree | ağaç |
of | in |
globally | küresel olarak |
red | kırmızı |
only | yalnızca |
will | olacaktır |
EN Consequently, they are so-called National Responsibility Species (NRS), or species for which Germany is especially responsible
TR Yani bu türlerin korunması sorumluluğu büyük ölçüde Almanya’ya düşüyor
Anglisht | turk |
---|---|
responsibility | sorumluluğu |
so | yani |
EN 35 per cent of native animal species and 26 per cent of plant species in Germany are endangered
TR Almanya’daki endemik hayvan türlerinin yüzde 35’i, bitki türlerinin ise yüzde 26’sı tehlike altında kabul ediliyor
Anglisht | turk |
---|---|
animal | hayvan |
plant | bitki |
per cent | yüzde |
in | altında |
EN In order to counteract species extinction, Germany is committed to greater species protection
TR Almanya, türlerin yok olması tehlikesi karşısında türlerin korunması yolunda daha fazla çaba göstermeye kararlı
Anglisht | turk |
---|---|
germany | almanya |
protection | korunması |
greater | daha fazla |
to | fazla |
EN Now, we need to assign some weights to determine importance. Larger weights signify that particular variables are of greater importance to the decision or outcome.
TR Şimdi, önemi belirlemek için bazı ağırlıkları atamamız gerekiyor. Daha büyük ağırlıklar, belirli değişkenlerin karar ya da sonuç için daha büyük önem taşıdığı anlamına gelir.
Anglisht | turk |
---|---|
decision | karar |
need | gerekiyor |
of | in |
larger | daha büyük |
some | bazı |
EN After Fed data and importance on Inflation is understood as higher priority to be controlled with less importance on growth it clear Sell in equity and its reflecting in charts as well with wave target of 3900 and 3840 before friday EOD ?
TR Bir önceki işlemimiz olan ve R/R oranı 1/16 olan işlemimiz TP aldı satış için yukarı doğru bir test beklenmekte.. ytd.
Anglisht | turk |
---|---|
sell | satış |
and | ve |
of | in |
is | olan |
to | için |
EN After Fed data and importance on Inflation is understood as higher priority to be controlled with less importance on growth it clear Sell in equity and its reflecting in charts as well with wave target of 3900 and 3840 before friday EOD ?
TR Bir önceki işlemimiz olan ve R/R oranı 1/16 olan işlemimiz TP aldı satış için yukarı doğru bir test beklenmekte.. ytd.
Anglisht | turk |
---|---|
sell | satış |
and | ve |
of | in |
is | olan |
to | için |
EN After Fed data and importance on Inflation is understood as higher priority to be controlled with less importance on growth it clear Sell in equity and its reflecting in charts as well with wave target of 3900 and 3840 before friday EOD ?
TR Bir önceki işlemimiz olan ve R/R oranı 1/16 olan işlemimiz TP aldı satış için yukarı doğru bir test beklenmekte.. ytd.
Anglisht | turk |
---|---|
sell | satış |
and | ve |
of | in |
is | olan |
to | için |
EN After Fed data and importance on Inflation is understood as higher priority to be controlled with less importance on growth it clear Sell in equity and its reflecting in charts as well with wave target of 3900 and 3840 before friday EOD ?
TR Bir önceki işlemimiz olan ve R/R oranı 1/16 olan işlemimiz TP aldı satış için yukarı doğru bir test beklenmekte.. ytd.
Anglisht | turk |
---|---|
sell | satış |
and | ve |
of | in |
is | olan |
to | için |
EN After Fed data and importance on Inflation is understood as higher priority to be controlled with less importance on growth it clear Sell in equity and its reflecting in charts as well with wave target of 3900 and 3840 before friday EOD ?
TR Bir önceki işlemimiz olan ve R/R oranı 1/16 olan işlemimiz TP aldı satış için yukarı doğru bir test beklenmekte.. ytd.
Anglisht | turk |
---|---|
sell | satış |
and | ve |
of | in |
is | olan |
to | için |
EN After Fed data and importance on Inflation is understood as higher priority to be controlled with less importance on growth it clear Sell in equity and its reflecting in charts as well with wave target of 3900 and 3840 before friday EOD ?
TR Bir önceki işlemimiz olan ve R/R oranı 1/16 olan işlemimiz TP aldı satış için yukarı doğru bir test beklenmekte.. ytd.
Anglisht | turk |
---|---|
sell | satış |
and | ve |
of | in |
is | olan |
to | için |
EN After Fed data and importance on Inflation is understood as higher priority to be controlled with less importance on growth it clear Sell in equity and its reflecting in charts as well with wave target of 3900 and 3840 before friday EOD ?
TR Bir önceki işlemimiz olan ve R/R oranı 1/16 olan işlemimiz TP aldı satış için yukarı doğru bir test beklenmekte.. ytd.
Anglisht | turk |
---|---|
sell | satış |
and | ve |
of | in |
is | olan |
to | için |
EN After Fed data and importance on Inflation is understood as higher priority to be controlled with less importance on growth it clear Sell in equity and its reflecting in charts as well with wave target of 3900 and 3840 before friday EOD ?
TR Bir önceki işlemimiz olan ve R/R oranı 1/16 olan işlemimiz TP aldı satış için yukarı doğru bir test beklenmekte.. ytd.
Anglisht | turk |
---|---|
sell | satış |
and | ve |
of | in |
is | olan |
to | için |
EN After Fed data and importance on Inflation is understood as higher priority to be controlled with less importance on growth it clear Sell in equity and its reflecting in charts as well with wave target of 3900 and 3840 before friday EOD ?
TR Bir önceki işlemimiz olan ve R/R oranı 1/16 olan işlemimiz TP aldı satış için yukarı doğru bir test beklenmekte.. ytd.
Anglisht | turk |
---|---|
sell | satış |
and | ve |
of | in |
is | olan |
to | için |
EN After Fed data and importance on Inflation is understood as higher priority to be controlled with less importance on growth it clear Sell in equity and its reflecting in charts as well with wave target of 3900 and 3840 before friday EOD ?
TR Bir önceki işlemimiz olan ve R/R oranı 1/16 olan işlemimiz TP aldı satış için yukarı doğru bir test beklenmekte.. ytd.
Anglisht | turk |
---|---|
sell | satış |
and | ve |
of | in |
is | olan |
to | için |
EN All kinds of wildlife make their homes in the foothills of Mount Kenya: leopards, rhinos, elephants and dozens of species of birds
TR Mount Kenya’nın eteklerini her tür yaban hayatı kendine yuva edinmiştir: leoparlar, gergadanlar, filler ve düzinelerce kuş türü
Anglisht | turk |
---|---|
of | her |
and | ve |
all | yuva |
species | türü |
EN In partnership with Oceanus AC, we’re working to protect the Mesoamerican Reef, home to more than 500 fish species, mangroves and seagrass.
TR Oceanus AC ile işbirliği halinde, 500‘den fazla balık türüne, mangrovlara ve deniz yosunlarına yuva durumunda olan Mesoamerican Mercan Adasını korumak için çalışıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
partnership | işbirliği |
working | iş |
fish | balık |
were | ne |
and | ve |
in | halinde |
to | için |
species | tür |
more | fazla |
with | ile |
EN Science journalist and TV presenter Dirk Steffens explains in the interview why he thinks species protection is more crucial than climate protection.
TR Tür çeşitliliğinin korunması küresel çapta bir görev. Almanya’da bu görevi Federal Doğa Koruma Ofisi üstleniyor.
Anglisht | turk |
---|---|
species | tür |
why | bu |
protection | korunması |
EN What has species protection to do with pandemics? And why do we need it for oxygen to breathe? You can find out here.
TR Almanya’da kaç hayvan türü var ve en büyük doğa koruma alanı nerede? Almanya’nın tür çeşitliliği konusunda dokuz ilginç olgu.
Anglisht | turk |
---|---|
protection | koruma |
and | ve |
species | türü |
to | konusunda |
EN 9 facts about species protection
TR Sevgi, korku ve huşu arasında
Anglisht | turk |
---|---|
about | arasında |
EN How many animal species are there, and where is the largest nature reserve? Nine fascinating facts about biodiversity in Germany.
TR Almanlar ve ormanları: Özel bir duygusal bağın öyküsünü bir geri sayım aracılığıyla anlatıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
and | ve |
the | bir |
EN Knowledge for identifying priority conservation areas, establishing effective and resilient ecological networks, enhancing species-based protection and preserving genetic diversity
TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
Anglisht | turk |
---|---|
effective | etkili |
ecological | ekolojik |
networks | ağlar |
based | dayalı |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
protection | koruma |
areas | alanlarını |
EN Fondation Franklinia is a private foundation established in 2005. It provides grants to support nature conservation projects. Its objective is to preserve threatened tree species throughout the world and improve their conservation status.
TR Fondation Franklinia, 2005 yılında kurulmuş özel bir vakıftır. Doğa koruma projelerini desteklemek için hibeler sağlar. Amacı, dünya çapında tehdit altındaki ağaç türlerini korumak ve koruma durumlarını iyileştirmektir.
Anglisht | turk |
---|---|
nature | doğa |
established | kurulmuş |
tree | ağaç |
world | dünya |
provides | sağlar |
conservation | koruma |
to support | desteklemek |
its | in |
and | ve |
to | için |
EN 15.7. Take urgent action to end poaching and trafficking of protected species of flora and fauna and address both demand and supply of illegal wildlife products
TR 15.7. Korunan flora ve fauna türlerinin yasa dışı avlanması ve kaçakçılığının yapılmasını sona erdirmek için acil olarak harekete geçilmesi ve yasa dışı vahşi yaşam ürünlerinin arz ve talebi sorununun ele alınması
Anglisht | turk |
---|---|
urgent | acil |
action | harekete |
demand | talebi |
supply | arz |
and | ve |
of | in |
products | ürünlerinin |
to | için |
EN 15.8.1. Proportion of countries adopting relevant national legislation and adequately resourcing the prevention or control of invasive alien species
TR 15.8.1. İstilacı yabancı türlerin önlenmesi ya da kontrolüne yeterli kaynak sağlayan ve ilgili ulusal mevzuatı benimseyen ülkelerin oranı
Anglisht | turk |
---|---|
relevant | ilgili |
national | ulusal |
prevention | önlenmesi |
countries | ülkelerin |
and | ve |
control | kontrol |
EN 15.c Enhance global support for efforts to combat poaching and trafficking of protected species, including by increasing the capacity of local communities to pursue sustainable livelihood opportunities
TR 15.c Yerel halkların sürdürülebilir geçim kaynaklarına sahip olma kapasitelerinin artırılmasını da kapsayan korunan türlerin yasa dışı avlanması ve kaçakçılığının yapılmasıyla mücadele etme çabalarına küresel destek verilmesi
Anglisht | turk |
---|---|
c | c |
global | küresel |
support | destek |
combat | mücadele |
protected | korunan |
local | yerel |
sustainable | sürdürülebilir |
to | sahip |
the | etme |
and | ve |
including | da |
of | nın |
EN All kinds of wildlife make their homes in the foothills of Mount Kenya: leopards, rhinos, elephants and dozens of species of birds
TR Mount Kenya’nın eteklerini her tür yaban hayatı kendine yuva edinmiştir: leoparlar, gergadanlar, filler ve düzinelerce kuş türü
Anglisht | turk |
---|---|
of | her |
and | ve |
all | yuva |
species | türü |
EN In partnership with Oceanus AC, we’re working to protect the Mesoamerican Reef, home to more than 500 fish species, mangroves and seagrass.
TR Oceanus AC ile işbirliği halinde, 500‘den fazla balık türüne, mangrovlara ve deniz yosunlarına yuva durumunda olan Mesoamerican Mercan Adasını korumak için çalışıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
partnership | işbirliği |
working | iş |
fish | balık |
were | ne |
and | ve |
in | halinde |
to | için |
species | tür |
more | fazla |
with | ile |
EN All kinds of wildlife make their homes in the foothills of Mount Kenya: leopards, rhinos, elephants and dozens of species of birds
TR Mount Kenya’nın eteklerini her tür yaban hayatı kendine yuva edinmiştir: leoparlar, gergadanlar, filler ve düzinelerce kuş türü
Anglisht | turk |
---|---|
of | her |
and | ve |
all | yuva |
species | türü |
EN In partnership with Oceanus AC, we’re working to protect the Mesoamerican Reef, home to more than 500 fish species, mangroves and seagrass.
TR Oceanus AC ile işbirliği halinde, 500‘den fazla balık türüne, mangrovlara ve deniz yosunlarına yuva durumunda olan Mesoamerican Mercan Adasını korumak için çalışıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
partnership | işbirliği |
working | iş |
fish | balık |
were | ne |
and | ve |
in | halinde |
to | için |
species | tür |
more | fazla |
with | ile |
EN Determination of Minerals and Trace Elements of Some Salvia Species Distributed in Kırşehir
TR Kırşehir’de yayılış gösteren bazı Salvia türlerinin Mineral ve İz elementleri Tayini
Anglisht | turk |
---|---|
and | ve |
some | bazı |
EN Rooting of Some Fruit Clone Rootstocks of Prunus Species (Peach, Plum and Cherry) with Harwood Cuttings
TR Prunus Türlerine Ait Bazı Meyve Klon Anaçlarının (Şeftali, Erik ve Kiraz) Odun Çelikleri ile Köklendirilmesi
Anglisht | turk |
---|---|
fruit | meyve |
and | ve |
some | bazı |
with | ile |
EN Evaluation of Woody Species According to Different Urban Area Usage Characteristics: Case of Düzce City Center
TR Odunsu Bitkilerin Farklı Kentsel Alan Kullanım Özelliklerine Göre Değerlendirilmesi: Düzce Kent Merkezi Örneği
Anglisht | turk |
---|---|
usage | kullanım |
center | merkezi |
different | farklı |
urban | kentsel |
city | kent |
EN Occurence of Rhizoctonia Species on Sugar Beets, Diseases and Controls
TR Şeker Pancarlarında Görülen Rhizoctonia Türlerinin Özellikleri, Oluşturduğu Hastalıklar ve Korunma Yolları
Anglisht | turk |
---|---|
diseases | hastalıklar |
and | ve |
EN All kinds of wildlife make their homes in the foothills of Mount Kenya: leopards, rhinos, elephants and dozens of species of birds
TR Mount Kenya’nın eteklerini her tür yaban hayatı kendine yuva edinmiştir: leoparlar, gergadanlar, filler ve düzinelerce kuş türü
Anglisht | turk |
---|---|
of | her |
and | ve |
all | yuva |
species | türü |
EN In partnership with Oceanus AC, we’re working to protect the Mesoamerican Reef, home to more than 500 fish species, mangroves and seagrass.
TR Oceanus AC ile işbirliği halinde, 500‘den fazla balık türüne, mangrovlara ve deniz yosunlarına yuva durumunda olan Mesoamerican Mercan Adasını korumak için çalışıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
partnership | işbirliği |
working | iş |
fish | balık |
were | ne |
and | ve |
in | halinde |
to | için |
species | tür |
more | fazla |
with | ile |
EN All kinds of wildlife make their homes in the foothills of Mount Kenya: leopards, rhinos, elephants and dozens of species of birds
TR Mount Kenya’nın eteklerini her tür yaban hayatı kendine yuva edinmiştir: leoparlar, gergadanlar, filler ve düzinelerce kuş türü
Anglisht | turk |
---|---|
of | her |
and | ve |
all | yuva |
species | türü |
EN In partnership with Oceanus AC, we’re working to protect the Mesoamerican Reef, home to more than 500 fish species, mangroves and seagrass.
TR Oceanus AC ile işbirliği halinde, 500‘den fazla balık türüne, mangrovlara ve deniz yosunlarına yuva durumunda olan Mesoamerican Mercan Adasını korumak için çalışıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
partnership | işbirliği |
working | iş |
fish | balık |
were | ne |
and | ve |
in | halinde |
to | için |
species | tür |
more | fazla |
with | ile |
EN Protect, enhance or restore threatened key species, habitats or broader ecosystems in ‘wild’ areas
TR 'Vahşi' alanlarda tehdit altındaki temel türleri, habitatları veya daha geniş ekosistemleri koruma, iyileştirme veya canlandırma
Anglisht | turk |
---|---|
protect | koruma |
or | veya |
key | temel |
enhance | daha |
EN Knowledge for identifying priority conservation areas, establishing effective and resilient ecological networks, enhancing species-based protection and preserving genetic diversity
TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
Anglisht | turk |
---|---|
effective | etkili |
ecological | ekolojik |
networks | ağlar |
based | dayalı |
diversity | çeşitliliği |
and | ve |
protection | koruma |
areas | alanlarını |
EN All kinds of wildlife make their homes in the foothills of Mount Kenya: leopards, rhinos, elephants and dozens of species of birds
TR Mount Kenya’nın eteklerini her tür yaban hayatı kendine yuva edinmiştir: leoparlar, gergadanlar, filler ve düzinelerce kuş türü
Anglisht | turk |
---|---|
of | her |
and | ve |
all | yuva |
species | türü |
EN In partnership with Oceanus AC, we’re working to protect the Mesoamerican Reef, home to more than 500 fish species, mangroves and seagrass.
TR Oceanus AC ile işbirliği halinde, 500‘den fazla balık türüne, mangrovlara ve deniz yosunlarına yuva durumunda olan Mesoamerican Mercan Adasını korumak için çalışıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
partnership | işbirliği |
working | iş |
fish | balık |
were | ne |
and | ve |
in | halinde |
to | için |
species | tür |
more | fazla |
with | ile |
EN All kinds of wildlife make their homes in the foothills of Mount Kenya: leopards, rhinos, elephants and dozens of species of birds
TR Mount Kenya’nın eteklerini her tür yaban hayatı kendine yuva edinmiştir: leoparlar, gergadanlar, filler ve düzinelerce kuş türü
Anglisht | turk |
---|---|
of | her |
and | ve |
all | yuva |
species | türü |
EN In partnership with Oceanus AC, we’re working to protect the Mesoamerican Reef, home to more than 500 fish species, mangroves and seagrass.
TR Oceanus AC ile işbirliği halinde, 500‘den fazla balık türüne, mangrovlara ve deniz yosunlarına yuva durumunda olan Mesoamerican Mercan Adasını korumak için çalışıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
partnership | işbirliği |
working | iş |
fish | balık |
were | ne |
and | ve |
in | halinde |
to | için |
species | tür |
more | fazla |
with | ile |
EN All kinds of wildlife make their homes in the foothills of Mount Kenya: leopards, rhinos, elephants and dozens of species of birds
TR Mount Kenya’nın eteklerini her tür yaban hayatı kendine yuva edinmiştir: leoparlar, gergadanlar, filler ve düzinelerce kuş türü
Anglisht | turk |
---|---|
of | her |
and | ve |
all | yuva |
species | türü |
EN In partnership with Oceanus AC, we’re working to protect the Mesoamerican Reef, home to more than 500 fish species, mangroves and seagrass.
TR Oceanus AC ile işbirliği halinde, 500‘den fazla balık türüne, mangrovlara ve deniz yosunlarına yuva durumunda olan Mesoamerican Mercan Adasını korumak için çalışıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
partnership | işbirliği |
working | iş |
fish | balık |
were | ne |
and | ve |
in | halinde |
to | için |
species | tür |
more | fazla |
with | ile |
EN In partnership with Oceanus AC, we’re working to protect the Mesoamerican Reef, home to more than 500 fish species, mangroves and seagrass.
TR Oceanus AC ile işbirliği halinde, 500‘den fazla balık türüne, mangrovlara ve deniz yosunlarına yuva durumunda olan Mesoamerican Mercan Adasını korumak için çalışıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
partnership | işbirliği |
working | iş |
fish | balık |
were | ne |
and | ve |
in | halinde |
to | için |
species | tür |
more | fazla |
with | ile |
EN All kinds of wildlife make their homes in the foothills of Mount Kenya: leopards, rhinos, elephants and dozens of species of birds
TR Mount Kenya’nın eteklerini her tür yaban hayatı kendine yuva edinmiştir: leoparlar, gergadanlar, filler ve düzinelerce kuş türü
Anglisht | turk |
---|---|
of | her |
and | ve |
all | yuva |
species | türü |
Po shfaq 50 nga 50 përkthime