EN Issuing internal briefings to raise staff awareness of the subject and giving them tools and resources to further spread awareness among editors, board members and reviewers
"bring awareness" në Anglisht mund të përkthehet në turk fjalët/frazat e mëposhtme:
EN Issuing internal briefings to raise staff awareness of the subject and giving them tools and resources to further spread awareness among editors, board members and reviewers
TR Konu hakkında çalışanların bilincini artırmak ve onlara editörler, kurul üyeleri ve hakemler arasında da farkındalığı daha fazla yayacak araçlar ve kaynaklar sunmak üzere dahili brifingler vermek
Anglisht | turk |
---|---|
internal | dahili |
raise | artırmak |
editors | editörler |
members | üyeleri |
and | ve |
resources | kaynaklar |
tools | araçlar |
to | hakkında |
them | onlara |
further | da |
EN Bring your product to life and create instant brand awareness with a banner ad placement
TR Banner reklam yerleşimi ile ürününüze hayat verin ve anında marka bilinci oluşturun
Anglisht | turk |
---|---|
life | hayat |
instant | anında |
ad | reklam |
create | oluşturun |
brand | marka |
and | ve |
with | ile |
EN At Yeux (French for eyes), our primary focus is to bring awareness to eye care and eye health across the globe
TR Yeux?ta (Fransızcada göz), öncelikli odağımız, dünya genelinde göz bakımı ve göz sağlığı konusunda farkındalık yaratmaktır
Anglisht | turk |
---|---|
awareness | farkındalık |
globe | dünya |
health | sağlığı |
care | bakım |
and | ve |
to | konusunda |
eye | göz |
EN Bring your product to life and create instant brand awareness with a banner ad placement
TR Banner reklam yerleşimi ile ürününüze hayat verin ve anında marka bilinci oluşturun
Anglisht | turk |
---|---|
life | hayat |
instant | anında |
ad | reklam |
create | oluşturun |
brand | marka |
and | ve |
with | ile |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
Anglisht | turk |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
Anglisht | turk |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
Anglisht | turk |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
Anglisht | turk |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
Anglisht | turk |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
Anglisht | turk |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
Anglisht | turk |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
Anglisht | turk |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
Anglisht | turk |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN "Rent some bikes go there and peddle away. Loads of fun, good training. Bring snacks or why not bring a basket of them. You can turn it to a full day thing without being bored."
TR "Piknik ve ucurtma ucurmak icin harika bir yer! Ucak pistinde bisiklet scooter surebilir paten kaykay vs kayabilirsiniz. Cevresinde dolasabileceginiz bir parkida var!"
Anglisht | turk |
---|---|
good | harika |
bikes | bisiklet |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN By means of delivering disaster-risk trainings, we aim to increase disaster awareness in high-risk areas and minimize the risks.
TR Afet riski yüksek bölgelerde yerel halka afet riski eğitimleri vererek afet bilincini yükseltmeyi ve olası kriz durumunda riskleri minimum düzeye indirmeyi hedefliyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
disaster | afet |
high | yüksek |
to | e |
and | ve |
risk | riski |
risks | riskleri |
EN Drawing from the experience we gain in the field, we do awareness raising work to defend basic rights of vulnerable communities and positively impact relevant policy making.
TR Saha çalışmalarında edindiğimiz bilgi ve deneyimle, kırılgan grupların temel haklarının korunması ve ilgili yasal düzenlemeler için kamuoyu oluşturma faaliyetleri yürütüyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
field | saha |
basic | temel |
relevant | ilgili |
policy | yasal |
and | ve |
rights | hakları |
of | in |
experience | deneyimle |
to | için |
EN Information sessions were provided in order to address non-structural risks and raise disaster awareness
TR Simav Depremi sonrasında temel afet bilincinin yükseltilmesi ve yapısal olmayan risklerin azaltılması alanında halkın bilgilendirmesini sağladık
Anglisht | turk |
---|---|
address | alan |
risks | risklerin |
and | ve |
disaster | afet |
structural | yapısal |
to | sonrasında |
EN We raised awareness with our «THIS IS NO KID’S PLAY!» campaign, the aim of which was to defend children’s rights against discrimination
TR Çocukların ayrımcılığa uğramadan toplumda var olma ve yaşam hakları için “BU İŞ ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİL!” adıyla başlatılan imza kampanyası ile farkındalık yarattık
Anglisht | turk |
---|---|
awareness | farkındalık |
rights | haklar |
our | ve |
of | in |
to | ile |
against | için |
EN We aim to create awareness on the issue of child labour and encourage all authorities and stakeholders to act upon it.
TR “Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil” sloganıyla yürüttüğümüz kampanyayla çocuk işçilerle ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmayı ve ilgili mercileri sorumluluk almaya teşvik etmeyi hedefliyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
awareness | farkındalık |
encourage | teşvik |
all | de |
and | ve |
EN Meetup Pro connects brands and businesses to their audiences in real life, driving community growth, customer engagement, and brand awareness
TR Meetup Pro, gerçek hayatta markalar ve işletmeleri kitleleriyle buluşturarak topluluğun büyümesini, müşteri bağlılığını ve marka farkındalığını arttırır
Anglisht | turk |
---|---|
meetup | meetup |
real | gerçek |
life | hayatta |
community | topluluğun |
customer | müşteri |
brands | markalar |
pro | pro |
brand | marka |
and | ve |
EN vidIQ’s tools help with all types of social goals, whether it’s capturing consumer data, building brand awareness, generating word of mouth, amplifying marketing reach, or driving sales.
TR vidIQ'nun araçları, tüketici verisini yansıtsın veya yansıtmasın, marka bilnci oluşturarak, kulaktan kulağa yayılarak, pazarlama alanı genişleterek veya satışları arttırarak her türlü tüm sosyal hedeflerinize yardımcı olur.
Anglisht | turk |
---|---|
social | sosyal |
consumer | tüketici |
data | verisini |
help | yardımcı |
brand | marka |
or | veya |
tools | araçları |
all | tüm |
sales | satış |
of | her |
its | olur |
marketing | pazarlama |
EN Add a dash of environmental awareness by booking a Signature Event or our Eco-Meet program, and save the planet while achieving your business goals.
TR Bir Signature Etkinlik veya Çevreci programımızı rezerve ederek biraz çevre farkındalığı katın ve iş hedeflerinize ulaşırken gezegenimizi koruyun.
Anglisht | turk |
---|---|
event | etkinlik |
program | programı |
or | veya |
environmental | çevre |
a | bir |
and | ve |
EN Every effort is made to reduce waste, feature regional cuisine, highlight recycling options and work with local organizations to raise awareness
TR Atığı azaltmak, bölgesel mutfağı sunmak, geri dönüşüm seçeneklerini vurgulamak ve farkındalığı artırmak için yerel kuruluşlarla çalışma konularında her türlü çaba gösterilir
Anglisht | turk |
---|---|
highlight | vurgulamak |
recycling | geri dönüşüm |
options | seçeneklerini |
raise | artırmak |
and | ve |
local | yerel |
regional | bölgesel |
to | geri |
reduce | azaltmak |
EN We’re committed to providing financial support, raising awareness and creating and maintaining apiaries and wild bee "hotels".
TR Mali destek sağlamaya, farkındalığı artırmaya ve arı kovanları ve yaban arısı "otelleri" oluşturmaya ve sürdürmeye bağlıyız.
Anglisht | turk |
---|---|
financial | mali |
and | ve |
wild | yaban |
hotels | otelleri |
creating | oluşturmaya |
support | destek |
EN Information and awareness-raising sessions on basic rights and services.
TR Temel hak ve hizmetlerle ilgili bilgilendirme ve farkındalık oturumları düzenleme.
Anglisht | turk |
---|---|
information | bilgilendirme |
and | ve |
basic | temel |
services | hizmetlerle |
on | ilgili |
awareness | farkındalık |
EN Community member volunteers support us in reaching refugees for the information and awareness raising sessions we organize in the scope of the project.
TR Proje kapsamında düzenlediğimiz bilgilendirme ve farkındalık oturumlarında, mültecilere erişebilmek için topluluk içi gönüllülerden destek alıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
community | topluluk |
support | destek |
refugees | mültecilere |
information | bilgilendirme |
awareness | farkındalık |
and | ve |
project | proje |
of | in |
scope | kapsamında |
for | için |
EN Community member volunteers support us in reaching refugees for the information and awareness raising sessions we organize in the scope of the project.
TR Proje kapsamında düzenlediğimiz bilgilendirme ve farkındalık oturumlarında, mültecilere erişebilmek için topluluk içi gönüllülerden destek alıyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
community | topluluk |
support | destek |
refugees | mültecilere |
information | bilgilendirme |
awareness | farkındalık |
and | ve |
project | proje |
of | in |
scope | kapsamında |
for | için |
EN Animal Protection Rescue and Survival Association (HAYKURDER) held awareness training for students…
TR “Çevre için Podcast” serisinin bu ayki teması toplumsal cinsiyet ve iklim kriziydi. İki bölüm…
EN Setting these lines are a practice in self-awareness, of putting language to our experience of addiction
TR Bu çizgileri belirlemek, bir öz-farkındalık pratiğidir, bağımlılık deneyimimize dil koymaktır
Anglisht | turk |
---|---|
these | bu |
language | dil |
addiction | bağımlılık |
lines | bir |
EN I slowly gained deeper awareness of what was happening to me, and how and why it happened, and I started to learn tools to help me stay away from unhealthy behavior
TR Yavaş yavaş bana ne olduğu, nasıl ve neden olduğu konusunda daha derin bir farkındalık kazandım ve sağlıksız davranışlardan uzak durmama yardımcı olacak araçlar öğrenmeye başladım
Anglisht | turk |
---|---|
awareness | farkındalık |
started | başladı |
away | uzak |
behavior | davranış |
deeper | derin |
what | ne |
help | yardımcı |
tools | araçlar |
why | neden |
how | nasıl |
EN I also was able to start bringing awareness to all the underlying issues that I?d been numbing and escaping from with the internet – childhood abuse, divorced parents, social anxiety, depression, fear of failure, fear of abandonment and rejection
TR Ayrıca internetle uyuşturduğum ve kaçtığım tüm temel sorunlara farkındalık getirmeye başlayabildim - çocuklukta istismar, boşanmış ebeveynler, sosyal kaygı, depresyon, başarısızlık korkusu, terk edilme ve reddedilme korkusu
Anglisht | turk |
---|---|
and | ve |
awareness | farkındalık |
parents | ebeveynler |
social | sosyal |
all | tüm |
also | ayrıca |
EN At this point, raising brand awareness is key
TR Bu noktada, marka farkındalığı oluşturmak çok önemlidir
Anglisht | turk |
---|---|
point | noktada |
brand | marka |
this | bu |
is | oluşturmak |
EN spread more awareness with a perfect video pitch
TR mükemmel bir video sunum ile daha fazla farkındalık
Anglisht | turk |
---|---|
awareness | farkındalık |
perfect | mükemmel |
video | video |
a | bir |
with | ile |
EN You are 3 simple steps away from designing your Logo and boosting your brand awareness!
TR Logonuzu tasarlamaya ve markanızın bilinirliğini artırmaya sadece 3 adım uzaktasınız:
Anglisht | turk |
---|---|
simple | sadece |
steps | adım |
your brand | markanızın |
and | ve |
EN Use your logo to boost your awareness
TR Markanızın bilinirliğini artırmak için logonuzu kullanın
Anglisht | turk |
---|---|
boost | artırmak |
to | için |
EN We made it possible to get intros in less than 2 minutes. YouTubers who want to grow their awareness and save time and efforts on video creation can create professional intros more easily now.
TR İntroları 2 dakikadan kısa süre içinde oluşturabiliyoruz. Farkındalığını arttırmak isteyen ve zamandan - efordan tasarruf etmek isteyen YouTuberlar profesyonel introları daha kolay oluşturabilirler.
Anglisht | turk |
---|---|
want | isteyen |
professional | profesyonel |
save | tasarruf |
easily | kolay |
and | ve |
in | içinde |
EN By means of delivering disaster-risk trainings, we aim to increase disaster awareness in high-risk areas and minimize the risks.
TR Afet riski yüksek bölgelerde yerel halka afet riski eğitimleri vererek afet bilincini yükseltmeyi ve olası kriz durumunda riskleri minimum düzeye indirmeyi hedefliyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
disaster | afet |
high | yüksek |
to | e |
and | ve |
risk | riski |
risks | riskleri |
EN Drawing from the experience we gain in the field, we do awareness raising work to defend basic rights of vulnerable communities and positively impact relevant policy making.
TR Saha çalışmalarında edindiğimiz bilgi ve deneyimle, kırılgan grupların temel haklarının korunması ve ilgili yasal düzenlemeler için kamuoyu oluşturma faaliyetleri yürütüyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
field | saha |
basic | temel |
relevant | ilgili |
policy | yasal |
and | ve |
rights | hakları |
of | in |
experience | deneyimle |
to | için |
EN Information sessions were provided in order to address non-structural risks and raise disaster awareness
TR Simav Depremi sonrasında temel afet bilincinin yükseltilmesi ve yapısal olmayan risklerin azaltılması alanında halkın bilgilendirmesini sağladık
Anglisht | turk |
---|---|
address | alan |
risks | risklerin |
and | ve |
disaster | afet |
structural | yapısal |
to | sonrasında |
EN We raised awareness with our «THIS IS NO KID’S PLAY!» campaign, the aim of which was to defend children’s rights against discrimination
TR Çocukların ayrımcılığa uğramadan toplumda var olma ve yaşam hakları için “BU İŞ ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİL!” adıyla başlatılan imza kampanyası ile farkındalık yarattık
Anglisht | turk |
---|---|
awareness | farkındalık |
rights | haklar |
our | ve |
of | in |
to | ile |
against | için |
EN We aim to create awareness on the issue of child labour and encourage all authorities and stakeholders to act upon it.
TR “Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil” sloganıyla yürüttüğümüz kampanyayla çocuk işçilerle ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmayı ve ilgili mercileri sorumluluk almaya teşvik etmeyi hedefliyoruz.
Anglisht | turk |
---|---|
awareness | farkındalık |
encourage | teşvik |
all | de |
and | ve |
EN SSL certificate prices are determined according to the insurance amount, mobile support, certificate verification style, brand awareness and trust status of the SSL certificate brand
TR SSL sertifikası fiyatları sigorta miktarı, mobil desteği, sertifika doğrulama tarzı, ssl sertifika markasının marka bilinirliği ve güven durumu vb özelliklere göre belirlenmektedir
Anglisht | turk |
---|---|
ssl | ssl |
insurance | sigorta |
mobile | mobil |
support | desteği |
style | tarz |
and | ve |
trust | güven |
status | durumu |
amount | miktarı |
prices | fiyatları |
brand | marka |
verification | doğrulama |
of | nın |
EN Raffles Dubai’s Reach efforts are extended to needy families, children and adults with special needs, and raising cancer awareness
TR Raffles Dubai'nin REACH çabaları fakir aileler, özel ihtiyaçları olan çocuklar ve yetişkinler ile kanser farkındalığını arttırmak üzerine yoğunlaşmıştır
Anglisht | turk |
---|---|
raffles | raffles |
families | aileler |
adults | yetişkinler |
cancer | kanser |
are | olan |
children | çocuklar |
and | ve |
needs | ihtiyaçları |
EN Increased awareness and improved expertise among our teams
TR Ekiplerimiz arasında yükseltilen farkındalık ve geliştirilmiş uzmanlık
Anglisht | turk |
---|---|
awareness | farkındalık |
expertise | uzmanlık |
improved | geliştirilmiş |
among | arasında |
and | ve |
EN MyPostcard raises funds for the AHA in order to raise awareness for health-related issues and well-being in general
TR MyPostcard, sağlık sorunları ve genel sağlık konusundaki farkındalığı artırmak amacıyla AHA için bağış toplamaktadır
Anglisht | turk |
---|---|
mypostcard | mypostcard |
raise | artırmak |
in order to | amacıyla |
and | ve |
health | sağlık |
general | genel |
issues | sorunları |
EN WATAN held sessions to raise awareness among camp residents in order to protect
TR Eğitim, işbirlikli eğitim, aktif öğrenme, eğitimin zorlukları, çocuklar için yaşam becerileri, öğrenmesi eğlenceli, aktif yönetim ve ayrıca okul müdürleri için kapasite geliştirme dahil olmak üzere birçok kilit noktayı kapsıyordu.
Anglisht | turk |
---|---|
among | bir |
to | ayrıca |
EN Day by day the health situation continues to worsen due to the horrific spread of COVID-19. So need to spread awareness of personal hygiene during this times has become extremely important to
TR ”Eşitlik Kuşağı Tecavüze Karşı Duruyor” başlığı altında WATAN Örgütü, Avrupa Komisyonu İnsani Yardım tarafından finanse edilen ortağı GOAL ınternational ile iş birliği ve destek içinde.
Anglisht | turk |
---|---|
by | tarafından |
to | ile |
EN Youth Sexual and Reproductive Health Awareness Report
TR Kaos GL tarafından Şubat 2020’de kurulan Ankara Queer Sanat Programı
Anglisht | turk |
---|---|
and | tarafından |
EN With the research, it is aimed to support awareness and agenda setting activities and to provide…
TR Konuk Sanatçı Evi’nin 2022’de gerçekleşecek olan üçüncü dönemi için başvuru süreci başladı.
Anglisht | turk |
---|---|
is | olan |
the | üçüncü |
to | için |
EN aiming to publicize the activities of civil organizations by using the mass media, to conduct lobbying activities so as to encourage initiative taking in social sphere and to empower civil initiatives by further raising social awareness.
TR Kitle iletişim araçlarını kullanarak sivil örgütlerin çalışmalarını duyurarak ve lobi faaliyetleri yürüterek sosyal girişimciliği özendirmeyi, toplumsal farkındalığı artırarak sivil inisiyatifi güçlendirmeyi hedefler.
Anglisht | turk |
---|---|
activities | faaliyetleri |
civil | sivil |
mass | kitle |
and | ve |
social | sosyal |
media | iletişim |
using | kullanarak |
Po shfaq 50 nga 50 përkthime